LEMİ TIRAL a, Yazan: M. SIFIR Gizli Faaliyetler Içinde sy Geçen Bir Gece M* Beyin Karaağaç baskını- nın neticelerine dair getir- diği haberler mühim ve dikkate de ğer şeylerdi. Hele Esat Beyle Kont Kaprini hakkındaki haber hiç Ho- şa gidedek bir şey değildi. Nuri Bey meselesi de çok mühimdi. Nu ri Bey yurdu çok seven ve icabin- da uğuruna canını bile seve seve vermekten çekinmiyecek bir arka daşımızdı. Hayatı yurda hizmet he yecanile geçirmenin zevkini bilen ve tadını tatan İnâanlârdandı. Yurt ve millet sevgisini evlât ve sile sevgisine tercih ile esaretten gelir 4 gelmez kendini Anadoluya atmış ve © savaşçılara katılmıştı. Büyük Er - © © kâniharbiyenin İnebolu irtibat za biti Nidai Beyin maiyetinde Kurye zabiti idi. Vazifesini cidden büyük bir maharet ve feragatle yapıyor- du. Ankara ile İstanbul arasındaki gizli muhaberelere ait evrakı bü- yük bir tehlikeye göğüs vererek ta şıyordu. Bu arkadaşımızın Ekrem Beyin odasından çıkarken tutulma sı pek feci netice ve âkıbetler do- Burabilirdi. Bu haberleri hemen Esat Beye bildirmek lâzımdı. Fakat vakit geç ve bu saatte Kadıköyüne geçmek güçtü. Beşiktaşta oturan yaver Bür han Beye gitmek ve icap eden ted- birleri beraberce düşünüp hazırla- mak kararını verdim. Yanıma Müş tak Efendiyi alarak yola çıktım. ece yarısından biraz sonra Bürhan Beyin Kapısında i- dik Bürhün Bey de Vazife ve vazi- yeti itibarı ile da'ma kulağı kirişte ve eli tetikte bulunanlardan idi, Kapınin vakitsiz çalınmasi, Bür - han Beyin aranması pek haklı 0- — re EY yy ea uyandırmıştı. Evin Karanlık'soka- ğa bakan penceröleri asu! usul a- çılıyor, kafesleri sessizce kaldırı - hyordu. Başlar tecessiis ve merak- la uzanıyor ve tereddütle geri çe- kiliyordu. Beş dakika geçtikten sonra sönük bir ışık merdivenler. den kaydı ve kapının anahtar de - liğinden gözüme girdi. Arkasın - dan mırıldanır gibi bir 8es dedi ki: — Bürhan Bey evde yok, siz kimsiniz? Dudaklarımı anahtar deliğine ya pıştırdım ve fısıldadım; — Telâş etmeyiniz. Ben Bürhan Beyin arkadaşıyım. Siz ona: “Mim iŞ, di | Sürgüleri çekilip aralıklanan ka pıdan bakan gözler beni tanidı ve kapı açıldı. Bürhan Bey gündüz elbiseleri ile karşımda idi. Güle - rek: — Gece yansı ödümüzü patlat « tın, dedi. Az daha savuşuyordum. Uyku sertemi ; Basil” giyindiğimi ben bilirim. Misafir odasına geçtik. Aldığım haberleri birer birer anlattım. Ce- sur ve vazife âşıkı arkadaşım söz- lerimi dikkatle dinledi: — Hepsi mühim, dedi. Vakit kay betmiyelim, Hemen şimdi Arna- vutköyüne gidip yüzbaşı Şerafed - din Beyi görelim. V ola çıktık. O gece sabaha karşı başlıyan faaliyetimiz. ertesi günü ikindiye kadar de - vam etti, Bürhan in himmet ve gayreti ile Arnavutköyü itfalye ka rakolundaki silâh ve cephaneler o gece Emirgânda bir yere taşındı. Öğleye doğru bir motörle İrve yo- luna çıkarıldı. İtfaiye alayı karar- gâhındaki teçhizat sandıkları ge - ce Harbiye Nezaretinden s68sizce kaçırıldı ve Sadıkzadelerin İran bandıralı (Maryanya) vapuruna aktarıldı. Tevkif edilmeleri ihtima li olan arkadaşlara haberler salın. dı ve kendilerini kaçırmak üzere Çamur Alinin motörü hazırlandı. Diğer işler için de icap eden ted - birler alındı. Çok çalışmış ve yorulmuştuk. Bürhan Beyden ayrıldım ve Sirke- ciye indim. Kahvede bulduğum Yu suf Beye gideceğim ii rin - e e Yaver Burhan Bey rek Ali Elendi lokantasına girdim. Yemeğin tam ortasındâ (M. A) Bey hüzünlü ve yeisli çebre İle karşı- ma dikildi. Kaşları oynuyor, due dakları kıpırdıyor ve yanakları se yiriyordü. Hal ve tavrile kara bir haber getirdiğini hissettiriyordu. Yanıma otururken dedim ki: — Anlıyorum, katdeşim. İyi bir haber getirmedin. Arkadaşım boynunu büktü ve bü zünlü bir eda ile: — Öyle, dedi. Şevket ve Ekrem Beylerin tevkif emirleri geldi ve biraz evvel Galata şubesine bildi. rildi, €, ile Çerkes İ, ve polis Lâm bridis yarım saat evvel Trakya Pa- şaeli grubunun toplandığı Kınâcı- yan hanının kapısını böklemive gittiler. Fevzi Robenson ile Deli N, Je Beykoza gönderdiler. Vazifeleri Şevkel ve Ekrem Beyleri tutma! — Bulurlarsa tutsunlar, (Devamı var) j ralievde oturan Mişelin karısı Şirn- TAN Boyle İş Büyük Derdi Beykor Boğazın en güzel bir | köşesidir. Eskiden ecnebiler bi- le yazı burda geçirirlerdi; Fa- kat son zamanlarda bura halkı yolsuzluktan, tozdan ve sivrisi- nekten pek müzlarip bulunu- yorlar, Bilhassa çayır caddesin- deki 500 metrelik yol tam beş MÜTEFERRİK ; Ankaraya Avdet EHi İkisat Vekili Şakir Kesebir, dün akşamki ekspresle Ankaraya hare- ket etmiştir. Vekili istasyonda İktı-|| sat Vekâleti erkânı ve Denizbank Mmüdüğleri ile dostlari tarafından 9- Zurlanmıştır. senedenberi ihmal edile edile Dir toz deryası haline gelmiş Gazi Köprüsü bulunmaktadır. Rüzgürlarin bu- Gazi köprüsünün Unkâpani Giheti- İnin son kazığı dün kakılmıştır. Bun- idan sorra Unkapanı cihetinde yapi- lacak iş ösas kazıkların üzerinö alt- mış santim kalınlığında içi boş beton arme döşeme konmasıdır. Köprünün bütün ağırlığını bunlar taşıyacaktır. | Azapkapı cihetindeki kazıklar kıs. İmen kakılmış, kısmen de hazırlan- İmaktadır. Azapkapı' tarafında yol, köprüden #onra, cami önünden biraz sola alınmıştı. Yol, burada bir kavis| çizdikten sonra, cami önünden biraz| sola alınmıştır. Yol, burada bir ka- vis çizdikten sonra bir numaralı ha- vuzun arkasından çıkacak, buradan geçerek Perapalasın arkasındaki as- falt yola iltisak peyda edecektir. Köprünün 24 dubasından 18 inin İmontajı yapılmıştır. Geri kalanlar dâ iki ay içinde bitirilecektir. & du- hanın da birbirine bağlanışı ve per- çini bitmiştir. Bir aya kadar 8 duba köprü mih- veri istikametinde konacaktır. radan kaldırdığı toz, bütün Bey- kozün “hâtasını ve sıhhatini bozmaktadır. Şimdi > yabancılar © Beykoza gelmedikleri gibi yerliler de ya- zı geçirmek için başka yerlere gitmektedirler. Çayır caddesi ise yalnız insan değil, hiç bir || siruh ydşağamıyacak” hale gel- miştir, Beykozluların yol ve sivrisi- nek dertlerinden başka bir de ekmek dertleri vardır. Zira bazı | fırınlar ekmeği pek kötü yap- |! maktadır. Bu dertleri halledil- diği takdirde Beykozlular çok memnun kalacaklardır. BELEDİYEDE Tavukçular Yalnız Canlı Tavuk Satabilecekler e Belediyece bazı tavukçu dükkün - Bir Kadın Düştü, Öldü Jsarmda, halka ölmüş tavuk satıldığı Eğlence Âlemi Ankaradan Telefon ve Telgrafla JPOLISTE » 15 Günlük Kente Kavga, Yaralama | Müddeti 30 Güne İle Neticelenen Çıkarıldı * © Ankara, 24 (Tan muhabirinden X 15 günlük kontenjan müddetini” güne çıkarılması hakkında Gü ve İnhisarlar Vekâleti alâkads! Dün Galatada sonu dövüş ve ya- ralamalarla biten bir eğlenti âlemi olmuştur. Galatada Ilyas Çelebi sokağında 34 humaralı evde Ahmet Sütel, Ra- sim Pulluk, Hasan Kaya, Bayan Sul tan, Nuriye, Hasan Öze bir eğlenti tertip etmişler. Rakı masaları dona- tılmış. Yemişler, içmişler. Hepsi de adamakıllı sarhoş olmuşlar. Bu'sırada içlerinden birisi diğeri- nin sevgilisine işaret etmiş derken iş çığırından çıkmış, yüksek perde- den, bir dil kavgası başlamış. Bu mrada komşulardan Bayan Zahide işe karışmış, kavgayı yatış - tırmak istemiş, Fakat kendisi de ha- karete uğramıştır. Bunun üzerine yerdeki testiyi kav radığı gibi kalabalığın üstüne fırlat- miş, testi Nuriyenin kfasını yarala - dıktan sonra Sultanın ayağına düş- müş ve ezmiştir. Polis hepsini yaka- Ismıştır. Hepsi de biribirinden ; şi- | günlük kontenjan müddetinin Bİ kâyetçi ve ayni zamanda suçlu idi - | yetsizliği anlaşılmış bulunduğum!” ler. Beyoğlu meşhut suçlar müddei- | bu müddetin 30 güne çıkarılması Bİ umumiliği bü karışık iddiayı tetkik | gun görlilmüştür. deyi Ortaokul Muallimliği Otomobil «Tramvay İmtihanı Çarpıştı Ankara, 24 (Tan muhab) Dün saat 10 da 263 sayılı vatman | Ortaokul öğretmeni olmak Hulüsinin idare ettiği 182 numaralı | hana giren ilkokul öğretm: tramvay arabası Maçkadan Bayazı- | kâğıtları Maarif Vekâletinde da geldiği zaman 2951 plâka ve 4696 |lan komisyon tarafından tetkik ehliyet numaralı şoför Hüseyin oğlu | mektedir. İmtihanda muvaffak Mehmedin e idaresindeki otomobile |lsr, bu ay sonunda ilân edi çarpmıştır. Otomobil hasara uğra-| Muhtaç Köylüye A: mıştır, Polis tahkikat yapmaktadır. Tevzii dir: Kontenjan mahsubunun günü” lerce ilânı tarihinden itibaren vi içinde müamelelerini bitirerek rük resmini ödemiyenlerin beya” melerine verilmiş olan kontenjan?” İrn geri alınacağı mefsuh kontr kararnamelerinde sarahaten £ik' İ miştir. w Hâlen meri 2.7005 sayılı genel balât rejimi kararında bü husus8 ir bir hüküm mevcut olmamakla P” raber bir teamill haline girmiş “İf ve verilke kadtenjumın yanını BENİ İbir şahsa inhisar edememesini * İmin eylemekte bulunan bu m1 gümrüklerce tatbikinde devam 0” maktadır. Son zamanlarda tücesi tarafından vâki müracaatlar deri yapılan incelemede bahsi geçeB a sn 3 olr ral > İ görülmüştür. Bu çok fena vaziyetin Beyoğlunda yeni çarşıda 28'nums- | önüne geçmek için tedhizler alınmış tir. Belediye, dükkânlarda tavukların daha sıhhi bir şekilde kesilmesi için, yeni bir talimatname hazırlamakta- dır, tında KölİMiŞ TAVUK BÜKEN sı yasak edilecektir. Tavuklar canlı olarak satılacak, halk ve mahallebi- ciler yalnız canlı tavuk alacaktır. ha dün evin balkonundaki çiçeklere su verirken balkon birdenbire çök- müş ve Şimha yere yuvarlanmıştır. Yetişen-imdadı sıhhi otomobilile ya- ralhı Beyoğlu hastanesine kaldırılmış betçi müddölümümisi ” ie koymuş ve tabibi adil de cesedi mü- ayene etmiştir. Vereceği rapora gö - re tahkikata devam edilecektir. “Sakın aldanmayınız: On beş türlü meze ile, kırk dokuz kuruşluk rakı doksan beş kuruşa İdert,, u cümleler, koskoca harfler- le “Yenikapı” sahilindeki ga- zinolardan birinin kapısındaki lev - haya yazılmıştı: — Haydi girelim! dedik... On beş türlü meze bu. İki şişe ra- kı İşsek, 30 tabak meze eder, Her ta- bağa birer lokma meze konulmuş İolsa, üçümüz de karınlarımız! doyu- ruruz! Çakır keyifliğimiz de yanı « mıza kör kahr! * Bu hesap, hepimize makul görü | düğü için, gazinoya girdik. Denizin üzerine kurulmuş olan ahşap gazi- nonun döşemeleri, üzerlerine basan her ayağın altında, hassas bir saz gi- bi inliyordu. Her adımda, denize çökmek korkusile titriyerek, otura- cak bir yer bulmak ümidile ilerler- ken kendimizi: — Heyecan da zevkli duygudur! Martavalile teseliiye çabalıyor. duk! Fakat, memur arıyap bir mü. essese kapısı kadar kalabalık Olan gazinoda oturacak bir yer bulmak, İstanbulda iş bulmaktan bile zordu. Bazan bir yerin kalabalığını tasvir — Yediden yetmişe kadar her yaş- ta insanla doluydu! deriz u teşbih, “Yenikapı, gazino B larının dünkü kalabalığını tasvir etmekten âcizdir. Çünkü dün, içlerine on sekiz yaşını aşmamış de- İSTANBUL HALKI PAZARLARINI NEREDE GEÇİRİYOR Yenikapı gazinolarınd Nasıl Eğleniliyor? Yazan : Naci SADULLAH di aylık sübyanlar ve doksanlık Ih- H em buradaki gazinolar, ala- tiyarlar bile vardı! #ranga sevenlerin de, alatur- Halbuki, bütün İstanbul plâjları- İka sevenlerin de işlerine elveriyor. nın açık bulunduğu sıcak bir yaz gü-| Çünkü gazinolardan birisi alafranga nünde Yenikapı meyhsnelerinin ÜÇ| plaklar, diğeri de alaturka plâklar binden fazla müşteri toplayışı, insanı | | irsor. velâ üşürüyor. ez Er Binaenaleyh. hangi gazinoya otur F akat biraz dikkat edince an. | sanız, bir kulağınızla alaturka, öbür İiyorsunuz ki, etrafınızda o- | kulağınızla alafranga dinliyorsunuz. furanları oraya gelebilmek için, büt- | Beğenin beğendiğinizi tıkayın! çelerinin müsaade edebileceği azami * â atlanmış olan kimseler. bal için yieğiya gitmek, ei öğe erk imi Amerikaya gitmek kadar zordur. | rl em ğe erepent -—— Ağaba bürada eğleniyorlar mı? basınına basli: Diyor ve etrafımdaki masalarda 0-| «. . Pardon!, Dedikten sonra da turanların iş âlemlerini okumıya ça-! çattı: balıyorum: Birbirile konuşmüyan ve | — Ne surat ediyorsun? Kabaha- habire denize bakıp düşüren müşte- İtin yarısı da sende, Ayağını masana rilerin çoğunda; bir müjde, bir ha- | göre uzataydın! ber, bir dost bir şey bekliyen bir in-| — Ben birşey demedim karde san hali var. Onlar, keyfine iyice va- | im! İramadıkları denize, âdeta, başına © İturup çimlenemiyecekleri bir zengin #ofrasını seyreder - gibi. bakıyorlar, bakıyorlar. Fakat deniz kadar temiz gözlerinde, haset yerine hasret var! Şimdi: — Bu garinoda halkı oyalıyabile- — Birşey demedin amma, suratı- nu astın. — Canım yanarken de sırıtamam ya? Arkadaş, can acısıyla ehiştiz — Canım, dedi, nasırıma bastın, bir şey demedik. Damarıma basma hiddetlen- Iikanlıların ayak basmaları yasak «- zinosuna gitmiş, fazla rakı içtiği için Camları Kırıldı a e e ÜR a Misakı Milli sokağında 80 püma-| kandaki salmatnamı, Eskalar b ralı evde oturan Mustafa oğlu Sali: gi tarafından hazırlanmıştır. Bu 8 haddin, dün gece Kadıköy İnci ga-| x, muhtelif kanun ve muahedöli devlete intikal etmiş olan veyâ ü in istihkakl i # gönderdiği tamimde şöyle demek'”| aşka Bemiş vi hı sürer odakları. SERİDE, Polis, kendisini yakalamış ve meş hut suçlar müddelumüumiliğine ver- miştir. İ meşhut mahkemesinde geçirecek- tik. Bu patırdıyı savuşturuşumuzdan biraz sonra, baş ucumuzda 90 lık bir ihtiyar peydahlandı: — Nane şekeri ister misiniz? — Mersi! — Harareti keseri — Teşekkür ederiz! — Mideyi yatıştırır! — Eyvallah... — Ağız kokusuna da bire birdir! Dayanamadım: İhtiyara bir çey- rek uzattım, ve; — Öyle ise, dedim, asl şu çeyreği de, benim hesabıma iki paket yut! * Çorak kararını verince gar- sondan hesap istedik: İkl şişe rakı içmiştik Tarifeleri mucibince 190 kuruş vermemiz lâzımdı. Gar- son: — 260 kuruş bayım! deyince ka- pıdan girerken okuduğumuz: aile via arı bakiye” arazinin içinde veya civarınd& ÖĞ ran toprağa muhtaç çiftçiye veri? cektir. Hazırlanan tallimatname & göre tevrlat, tevzi edilecek #ffi ye bulunduğu köy veya kasabada et leşmiş olanlar tercih edilmek hiç arazisi olmıyan veya tasaf” ir. . larındaki arazi miktarı 184 def” dan âz bulunan ve bizzat meşgul olan çiftçi ailelerine yapi. caktır. yg Arazisi müsalt olan yerler İ nüfuslu bir aileye iyi topri ta topraklardan en az 45 ve & 60 dekar; aşağı topraklardan “Ög 60 ve en çok ta 90 dekar 5 rilecektir. Bağ, bahçe, fındıklık ve gibi yerlerin müzayede ile sati” icap ettiğinden tevzle bunlar olmuyacaktır. wi Bedelleri on senede ve on taksitte alınmak üzere tev3i arazi ipoteğe bağlanacak ve Pİ rını birden vermek istiyenler”, ferağ ve iskonto yapılacaktır. yaf olunacak araziden köylünün . zemin ve ecrimisil gibi tahak! ç ve miş veya edecek borçları Jar da arazi bedeli taksitleril$ kasseten alınacaktır. “Sakın aldanmayınız!,, cümlesini hatırladım ve sordum: — Niçin? — Rakı 95 kuruş değil mi? — Öyle... — 120 kuruşi — Kapida 95 yazılı amma? — Yanlışıkla yazılmış olacak. Doğrusu 120 dir. — Nasıl olur? Bu son sual, garsonu hiddetlendir işti? — Biz, dedi, adem dolandırmıyo- ruz bayım... 25 Temmuz 1938 PAZARTES T İnel ay Arabi 1357 Cemaziyülevvel 28 Güneş: 4,49 — Öğle: İkin; z İ Yatsı: (2127 — İmsâk: YURTTA HAVA VAZİ Yeştiköy Meteoroloji is nan malâmata göre yurtta niz kıyılarında bulutlu ve Eçe ve cenup Anadolusunda bölgelerde kismen bulutlu lar cemubf Anadoluda garbi, GS Gün: 31 yeti navi Me di im « en az 30 dekar, en çok 45 deks”u ye dilmiş bulunan “Yenikapı, meyha-İle neşredilen gramofon plâklarını, nelerinde sade yedi yaşında çocuk-|avuçları kizarıncıya kadar alkışlı. lar ve yetmişlik ihtiyarlar değil, ye- yorlar! sıldığı için tarziye verdmeseydi, Pa zar akşamının mabaadini, cürmü cek hiçbir şey yok mu? diyeceksi -| hari! Bizi, hakaret suçuyla polise tes : rek niz? Beriki kabardı: lim etmiye niyetli görünen garsona, Play asi nl Var, gramofon!. — Ulan, damarına bassam ne ola | hesapla birlikte bir tarziye de verip | Dün İstanbulda hava ço ee / Müşterilerden bazıları, hoparlör. | cak? çıkarken, kapıda ayni levhayı olu: | fârlar simali istikametten silen Eğer sabırlı arkadaş. nasırına ba-İduk: metre hızla ermiştir. Sani 14 e yiki 757.7 milimetre #4. Suhan (i sek güneşte 63), gölgede 30» ğ şük 209 santiyrat “Sakın aldanmayınız!,, Elimizde mi be birader? gi a v5 v ki er İh. t “ t va hi Aş da h «iş