7 24-7. 938 R ella 42 # «1 r B i - A hakkında pek çok Br a Beş, m, e *R, yn harem diresinde ne Hindiye, kadar yi ikiyi ig, m a Mae fikirleri tashihe yar- Yap ği çe nasıl tertip edildi”. İN yz Yorum. Ancak şu var YA dair yazılmış olan ya 4, Vakanın bakiki mü- erine tesadüf e- sün a rin Üvey ; ta i R ki Söyliyeyim ki, vaka ii bu değg rettipleri şu ve ya- vade pü” Doğrudan doğruya Male, emalettin Efendi) dir. Dan, ir Şehzade Sü- px Sultan, » Seniha Sultan, Fat Peder Sabahaddin Be- “ "tak Miri Mahmut Paşa de y i “ iğ batı, ön (e ve a aletin Efendinin ka i Mühim, Sultan) ın valdesi miştir ii İfşaatta bulunmuş &n bir gün evvel E - | Selmi; © bir heyecan ve te - si debiyi, Onun bu gayri tabil A ki, benim de nazarı işti, Sebebini sor söyletememiştim. Serra, end; bana | de Ve sonra; (Yarın, e emişi ” tahta çikaraca « Gİ, uhu Ertesi gün, o kanlı yg ra işti. Fakat, hiç- İN Bu get temin edileme - İN üzeri, affakıyetsizlik, Eten ti de Gok 2 fi, işe, 0 acı tesir husule e Mirgün e ve o gece, hün- iş, Ağlamış, Göxyaşları din büyük İm, İleri AN Sonra, evvelâ gun Kisi; İİ z hareket son dere- bile yı, , YMüŞ; hattâ Efendi- İP Şeyden haberdar e- mi, iğ Ya, Miz Mideyi VAF-. Bizim harem a- Mi bellerine sir- İ Baraya mlık kılıçlarını tak ş vhe go» Siren muhacirlerin böy, #Müşlerdi. Acaba bun- aka olacağını bili- “bir y, da beki; ala vorlar m idi?.. Yok büygı, araya doldukları l ola ümide kapılarak iş, , 2) Kuşanmışlar; bu böylece mi sürük - 'u İki suale cevap ve *âlm. Çünki ina ki bu vakanın evvel; 0 şuursuz « n ctr, atılan rem ağalari- iy ed, ortadan silinmişti. a beraber gömü - te Nİ gi anutmam... O gün, ti. Mak idi. Hava, son dere mi Ekenden kalkmış i Dahçeye, Samaşırlarını yı - Ja v asmıştık. Mı A at yaklaşmıştı. Saray- 4 Ha Yemek vakti gel Kn yemeği, üst '* gönderilmişti. Bi Deniz Yemeğe Gini smd bir gürültü ol. TA RASAN SARAYINDASSYIL ESİNCİ MURADIN HAYAT e Yazan: ZİYA ŞAKİR İrgatlar Mavna Ile Saray Bahçesine Çıkmışlar ,, — O zaman efendi bana büyük bir yemin ettirmiş ve sonra “Yarın biraderi tekrar tahta çıkaracağız, demişti. mışlar. Mavna ile sarayın bahçe sine çıktılar Dediler, Fakat bunlar, bu sözleri söyle - yinciye kadar gürültü şiddetlendi Penceredeki kızların telâşlı telâşlı — A.. A.. İrgatlarla muhafız zap tiyeler boğuşuyorlar. Dedikleri işitildi. Bu esnada, s'lâular başladı. Kızlardan biri: — Adam öldürüyorlar, Diye bağırdı. O anda her taraf karıştı. eN her tarafta aksetmiye patlamıya Feryaiları her başladı. İrgat zannettiğimiz adamlar da, şuraya buraya koşuşarak karma- karışık bir lisanla birbirlerine ba- Bırıyorlardı. Hepimiz ellerimizden çatalları, kaşıkları fırlatmıştık. Ne yapaca- dımızı şaşırmıştık Korkumuzdan büyük kalfaların etrafına toplan- mıştık. Başına, bir iskemle örtüsü al- mış olan büyük kadın efendinin se si, koridorlarda çınlıyordu: — Çabuk.. kapıları kapatın.. As- lanımı muhafaza edin. Diye haykırıyordu. e mein Efendinin daire- si, alt katta idi, Saraya hü- cum edenlerin, pencerelerden tir- manarak efendinin dairesine gir- dikleri işitildi. Ayni zamanda, alt kat sofada, büyük merdivenin başında da bir- kaç kişi belirdi. Bunların önünde bulunan bir adam, acele acele mer diyenleri tırmanıyor. Telâşlı, te- Jâşlu; — Korkmayın, hanımlar,, Kork- mayın, kadınlar... Fenalık için gel medik... Efendimiz nerede? Sultan Murat Efendimiz nerede? Onu kur tarmıya geldik. Diye, bağırıyordu. Alt kattaki gürültü arttıkça art- mıştı. Başlarında, karma karışık sarıklar sarılmış, belleri kuşaklı, bacakları poturlu, elleri silâhlı bir takım adamlar, merdiven başın « daki sofaya dolmuşlardı. — Sultan Murat.. Çok yaşa. Diye, bağırıyorlardı. Bir taraftan korkan saraylıların feryadı, diğer taraftan bu adamla- rn böyle bağırışmaları sarayı git üst ediyordu. Her taraf uğultulu bir arı kovanına benziyordu. Bizim harem ağalarından bazı - ları da setrelerinin üzerine $ırma İş leme kayışlı kılıçlarını takmışlar. dı. O karışıklığın içinde dolaşıyor» Jardı, — Destur.. Destur... Sesleri işitildi. Harem ağaları Tur açtıkları yoldan Salâhaddin Efendi de geçti. Benzii limon gibi sapsarı kesilmişti. Efendi: — Telâş etmeyin, kızlar... Diye, aramızdan geçerek, doğ- ruca efendimizin dairesine girdi, Vakanın ilk başladığı dakikadan itibaren, olduğu yerde taş gibi ha- reketsiz kalan efendimiz, oğlunu görür görmez: — Efendi! Ne oluyoruz? Dedi, Salâhsddin Efendi, korkulu ve telâşlı bir lisanla: (Devamı var) eş N EKONOMI SERGİLER : Selânik Fuarına İştirak EHik Selânik arsulusal fuarı genel di « rektörü A. Kalevras Istanbula gel - miştir. A. Kalevras gazetecilere şu izahati vermiştir: *— Ulu Başkanımız Metaksas'ın himayesi altında bulunan arsıulusal fuarımızın bu defaki 13 üncü açılı - şına Türkiye gibi hassaten mütahsil ve ayni zamanda çok çalışkan bir milletin de iştirak edeceğini bir kaç gün evvel haber aldığımız zsyan bu haberden fevkalâde sevindik. Şüp he yok ki bu keyfiyet, bizi çok mem nun edecek mahiyettedir. Esasen Türkiyenin fuarımıza iştiraki ve ken di güzel pavyonunda her sene gerek Yunanlı gerekse de ecnebi binlerce ziyaretçi tarafından takdir edilen kendi milli mahsullerini teşhir edişi, beşinci defa olarak vuku bulmakta - İ dir. Gayri kabili inkârdır ki Türk pav yanunda her sefer Türk istihsalâtı- nın sanatının ve bilhassa Cümhurrei- si Atatürk'ün canlandırıcı ilhamı al- tında parlıyan ve yaratan Türk de - hâsinin canlı bir sentezi tebarüz et- mektedir. Fuara bu defa iştirak edecek olan milletler şunlardır: Arnavutluk. 7 inci defa olarak; Bulgaristan, Almanya ve Ttalya, 3 üncü defa alarak; Yugoslavya onun- cu defa olarak; Polonya ve Ruman- ya ikinci defa olarak ve değerli Tür- kiye beşinci defa olarak. Sözümü bitirmeden evvel şurası - nı da ilâve etmek ve gerek sergiye bilfiil iştirak edecek gerkse Türki - yeden gelecek olan bütün kimselerin szami kolaylıklardan ve en iyi ziya- ret şartlarından istifade edebilmeleri cihetlerinin temin edilmiş olduğunu “teyit eylemek isterim.,, FARK NERE Kadınlık ve erkeklik hormanla- ri bulunduktan sonra aradaki fer- kım da bunlardan ileri geldiğine hükmedilmişti. Kadınlığın ve er- kekliğin, gerek şekil bakımından, gerek fiziyoloji bakımından biri- birlerinden o kadar ayrı olan va- sıflarının hepsini kadınlık ve er- keklik hormonları yalnız başları- na yaparlar, denilmişti. İş bu kadar basit olsaydı, dün- yada yalnız tam kadınlar ve tam erkekler bulunacağından, bütün dünya için de hayırlı birşey olur du. Halbuki dünyada ( erkeklikle kadınlık arasında birçok, pek çok kimseler vardır. Daha doğrusu herkes hem kadın, hem erkektir, bizim kadın veya erkek dediği miz İki taraftan birinin üste gel- mesine göredir. Fakat bir taraf üs- te gelmekle öteki taraf büsbütün kaybolmaz. O halde bunu nasıl izah etme 1i? Yalnız yumurtalıklardan çi kan hormunlar bu karışıklığı izah edemez, Farkı yapan yalnız onlar olsaydı karışıklığın bulunmaması lâzım gelirdi. Demek ki insanlarda kadınlık ve erkeklik farkını yapan yumur- tahıklardan çıkan o hormonlardan haşka hormonlar da vardır. kekle kadın arasında bildiğiniz şe kil farkından başka, kadınların —iabii ekseriyet o bakımından— ince ve zarif olması, erkeklerin daha dayanıklı ve kuvvetli olma- sı yalnız yumurtalıklardan çıkan hormonlardan değil, başka gudde- lerden çikan hormonlardan da ile- HA gelir, Kadınlığın bütün inceliğini, za- rifliğini yapan tiroit guddesidir. Fakat bundan, tiroit guddesi yal- nız kadınlarda daha ziyade işledi- ğine en büyük delil tiroit hasta- lıklarının daha ziyade kadınlarda olmasıdır. Tiroit guddesi fazla İş- DEN GELİR? yen kadın —bunu size tarif et- ri okurken kendinizde Kadınlığın bütün zarif vasıflarını kendisinde toplar: Uzunca boylu, narin, gü- zel gözlü, gür saçlı, ok gibi kir- pikli, sık sık çocuk ta doğurur. Maalesef, kadınlık âletleri tara- fından hastalıklar da en ziyade onda bulunur.. Erkekte tiroit guddesi fazla işleyince ona derhal kadınlığa yakın bir tip verir. Er- keklik vasıflarını topliyan erkek- lerde tiroit guddesi dalma az iş ler. Buna karşılık böbrek üstündeki gudde erkeklik vasıflarını verir. Bunun da en kuvvetli delili bu guddeleri fazla işliyen kadınların erkekler gibi bıyıklı, bazılarının da sakallı olmasıdır. Böyle ka- dınlar ayni zamanda, yine erkek- ler gibi, kalın adaleli, iri dişli ve az çok erkek gibi karakterli olur- Jar. İpofiz guddesine gelince, o yu- murcağın marifetleri iki taraflı dır. Bir taraftan çıkardığı hormon- larla kadınlık hormonlarını hare- kete getirir, kadınlık — vasıflarını arttırır. Bir başka taraftan çıkar- dığı hormonlar fazla olunca kadın- ları erkekleştirir. Belki hatırlar- sınız, geçen yıla kadar İzmirde ka dın kadın otururken birdenbire erkek olan kız da bu minimini guddenin ( erkeklik hormonunu fazla çıkarması —Kuşing hastalı. j#ı— neticesiyle değişmiştir. Sözün kısası, kadınlık ve erkek lik arasındaki fark yalnız kadın. | hik veya erkeklik yumurtalıkları- nin çıkardıkları hormonlardan gel mez. Bu İşe başka guddelerin çı- kardıkları hormonlar da karışır. İki cinsin arasında insanlar bulun ması da bütün hormonlar arasın. da miüvazene bulunmamasının ne- ticesidir. U GÜNLÜK PIYASA Ziraat Bankasi yumuşak buğdayla rından 340 bin kilo Ilgın, Ereğli, Ka- raman mallarını 5,26 kuruştan ve 185 bin kiloluk sert buğdayların da 5,20 kuruştan satmıştır. Tüccar mah Polat h yumuşaklarından 15 bin kilo 6,33 kuruştan ve seksen bin kilo sert buğ- day 3,07,5 kuruştan verilmiştir. , Bursa arpalarından on bin kil pi - yaramızda 4,30 kuruştan, 14 bin kilo rpalar dahi 4,10-4,28 kuruştan satılmıştır, ii Keşan malı yağlı taze kaşerlerden 901 kilo 58 iruruştan, 1451 kilo 37 ku ruştan ve beyaz peynirlerden 714 kilo Gelibolu seeh 32.09 kuruştan veril - ; | ; ; ; $ miştir. Üeaasessseee İHRACAT: Bizden, Kuru Bakla Satın Alıyorlar Ihracat için piyasamızdan kuru bakla toplanmaktadır. Italyada bu sene kuru bakla randımanı az olmuş tur. Her sene Italyadan ihraç olunan bu mahsul bu sene ancak ihtiyaca yetişebilecekir. Malta için de kuru bakla alınmaktadır. Karabiga, Balı- kesir mıntakalarında kuru bakla iyi fiytlarla verilmektedir. Piyasamızda dün yüz bin kiloluk bir parti 4.25 ti 4,21 kuruştan verilmiştir. Yumurta İhracatı Azaldı ehemmiytli siparişler gelmemiştir. rılacaktır. ligi IÇ PIYASALAM ön bin kilo kabuklu fındık stoku mev cuttur. Tiftik Satışları İyi Vaziyette Borsa satışlarına göre tiftik vazi- yeti iyidir. Karahisar Polatlı ve Bol- vadin mallarından 184 balyalık bir parti kilosu 108 kuruştan verilmiş - tir. Anadolu yapaklarından 35 bin İkilo 42,20 kuruştan ve fabrikaları » miz için 1907 kilo ayni cins mal ki- losu 45 kuruştan mübayaa olunmuş- tur. | | "BORSA | i 2-7-1938 İ İ ÇEKLER | Londra 625 | | New-York 156323 | | o Paris 34 | İ Milâne 6.6625. | İ Cenevre 20918 İ Amsterdam 60.515 Bestin 508475 | İ Brüksel 21405 | İ Atina 14 İ Sofra 1.8378 | Prag “119 , i Madrid «275 | İ Varşova 2375 | İ Budapeşte 2491 | İ Bükreş 09375 | İ Belgrad am | İ — Yokohama 38353 | İ Stokbelm 21 | İ o Meskova 23.179 | ! İ — — İ İ ESHAM ve TAHVİLÂT i İ Apndehı bir ve #ki 4065 | 06.25 Ergini ; i il kuruştan satılmıştır. Bandırma mal- larından da elli bin kiloluk bir par- Mevsim itibarile bu ay başından i- “baren yumurta ihracatı azalmıştır. Bu ay içinde dış memleketlerden de Buna rağmen yumurta fiyatları düş- memiştir. Irhacatın teşrinlerde baş- lıyacağından stok mallar elden çıka- Fazla Stok Fındık Var Son hafta içinde piyasamızda ce - viz satışı olmamıştır. Fatsa malı 1040 kilo sıra tombul iç fındık kilosu 52 kuruştan, Akçakoca malı 1040 kilo 53 kuruştan satılmıştır. Fatsadan pi- yasamıza 350 kilo iç ceviz ve Gire - sundan 2400 kilo iç fındık gelmiştir. İskenderiyeye 1040, Kopenhağa 1040 kilo iç fındık ihraç olunmuştur. Pi - yasamızda sekiz bin kilo iç fındık ve ODADA ; Yarın Son İki Toplantı Yapılacak Tiftik ve yapak standardı hakkın- da hazırlanan ön projeler yarın ti - caret odasında yapılacak son iki top lantıda imzalanacaktır. Bu projeler tüccarlara bir daha okunacak, bu su- retle kati ve son şeklini almış ola - caktır. Bu suretle iç ticaret umüm müdürü Mümtaz ve standart şu - besi müdürü Faruk Sünter vazifele - rini bitirmiş olacaklarından Bay Rek fındık için Giresuna ve Bay Faruk üzüm ihracatı projesi için İzmire gi- deceklerdir. MADENCİLİK : İstihsalimiz Her Yıl Biraz Artıyor Maden sanayiimizin biraz daha in kişaf ettiği tesbit edilmiştir. 1936 se nesine göre 1937 de bilhassa taşkö- mürü ve linyit, krom, zımpara ma- denlerile maden sularımızın istihsa - li mühim derecede artmış bulunmak tadır. Maden tetkik ve arama ensti- tösünün yaptığı istatistiğe nazaran 1937 senesinde ihraç edilen maden - lerimizin tam miktarları şudur: Taşkömürü olarak 2,306,860, linyit 116,397, krom 192,108, çimento 214,794, kurşun (gülen) 7,984, çinko 17,143, borasit 4,664, kükürt 2,765, zımpara 12,115, bakır 400, çinko kur şun 6,743, kil 8,563, antimuan, 1200, civa 483 şişe, molibden 43 ton, ma - den suyu 980.042 litre, lületaşı 592 sandık, zırnık 27 ton, manganez 500, amyant 157, manyeziyet 1,365 ton - dur. Dünya Bakır İstihsali Dünya bakır istihsalâtı geçen 1937 senesinin ilk üç ayda 396,500 ton olmuşken, 19: inin ayni ay eki AKLİ 378,000 tona baliğ oldüğu ahlaşıl« maktadır. Dünya cevherinddn””” ihtiyat olarak mevcut miktar Ame » rikada 20,992,700 ton metriktir. Kana da, Şili, Kongo, Rodezya, Sovyet Rusya İle diğer muhtelif memleket- lerde bulunmakta olan ihtiyat bakır stokunun yekünu 104,830,200 ton metriktir. Bu senenin ilk üç ayı için de en çok bakır istihsal edenler: A- merika 150,000 ton, Kanada 47,322 ton, Almanya 15 bin tondur. Asya memleketlerinden 26.900 ton ve Af- rika kıtasından 91,000 ton istihsalât yapılmıştır. DIŞ TICARET: Kahve ve Çay Fiyatları Düştü Ticaret odasında tutulan bir ista tistiğe göre, 1938 senesinin ilk üç a- yında gida maddelerinden zahire ve hububatın fiyatlarında, nebati gıda- maddelerinde, :meyvalarda, hayvani şpda maddelerinde, fiyat yükselme- leri kaydedilmektedir. Ithalât ve ih- racat maddelerinde de yükselme ol- muştur. Yalnız hayvahata o mahsus yem maddelerinde fiyatlarda tenez- zül olmuş biraz da kahve ve çay fi- yatları ucuzlamıştır. Halde Dünkü Satışlar Bamya kilosu 9—12, sakız kabağı 3—4, dolmalık biber 8—9, sivri bi- ber 3—5, kır domatesi 5—7, sırık domatesi 9—11, çalı fasulyesi 6—8, ayşekadın 12—14, yeşil fasulye 10 —11, semizotu 1.50—2, soğan 3,50— 4, sarmısak 4—5 kuruş. Asma kabağı adedi 3—38, patlıcan baş 3—3,50, orta 2—250, ufak 1— 1.50, bostan patlıcanı 3—3.50, hıyar 0.25—1.25, mısır 1. —1,50 kuruş. Pancar demeti 1.20—1,75, may - danoz 0,40—0,60, dereotu 0,50—0,75 kuruş. Osmanpaşa elması kilosu 10—13, çekirdeksiz üzüm 12—15, türbe eri- ği 6—8, milrdüm eriği 5—10, zerda- li 7—13, fındık 5—7, şeftali 10—15. vişne 8—15, akçe armudu 20—30, Mustabey 7—12 kuruş. Ecnebi limon 100 adedi 250—350. karpuz yenidünya baş 20-25, orta 10—15. ufak 3—8. topatan kavunu baş 18—17,5, orte,8—12, ulak 4—3