ş inle vee BAYMAKALEĞEN MABAT) Bir Saatlik * Maden ili Yy. 7Başı 1 incide) gezen bir Harmürreğlğki i ini bir seniye İçin taşıyoruz. Yer yer postalar kazma kürekle çalısıyor. Bu mücadale bir siper haf- bini hatırlatıyor. Tabiatin zorlukları- na karşı açılmış bir siper harbi... Pp hürüsu genel direktörü Enis Behiç. nerede bir işçi görse mutlaka yaptığı gibi, derhal sorguya başlıyor: — Sizi kaç saat çalıştırıyorlar? Ta- til gününüz var mi7. Ne yemek yer- siniz? Kaç para kazanırsınız? İş ara- sında İstirahat zamanınız ver mi? Kazmacı ve arkadaşları bir dakıka işlerine fâsıla veriyorlar ve anlatıyor Jar; — Sekiz saat çalışıyoruz. Tatil gü- nümüz var. İş arasında yalnız yemek için biraz duruyoruz İstirahati maden haricinde geçen on altı saatimiz es- nasında yapiyoruz. Günde bir kazma- cı,bir yedekçi on araba dolduruyoruz. Araba başına 25 kuruş alıyoruz. 150 kuruşu benim, yüz kuruşu yedekei- nin...Madene geleli bir ay oldu. Hasat mevsimi gelince tekfar köyüme döne iii diri aagfabi ceğim. Bu noktada kömür havzamızın bü- yük derdiyle karşılaşıyoruz! Buraya 8,000 i kazmacı olmak üzere 20,000 işçi lâzım... Ancak on beş bin var. Fa- kat onlardan da ancak yüzde 15, 20 —man milena a apeme * «Denizden Çıkarılan Esrarengiz Bir Ceset (Başı 1 incide) Ne yapacaklarini şaşıran tayfalar, sandalla sahile 'bir adadn göndermiş ler ve vapur'civârında bir ceset bu- Tunduğunu hâber vermişlerdir. Bu haberi alan Kabataş polis ko- miseri, yanına iki memur almış ve bir motörle, derhal “Sus” vapuruna Yanaşmış. » Evvelâ, cesedin motöre alınmasına uğraşılmış, fakat bunu başarmanın güçlüğü anlaşılınca, daha pratik bir çare bulunmuş: donuna, olta iğnesi biçiminde iri bir kanca takılan ceset, yedekte götürülen bir sandal gibi sas hile kadar çekilmiş, ve Kabataş iske- lesine çıkarılmıştır. Müddetumumili. ğe de derhal malümat verilmiştir. Müddelumumi Hikmet Sonel, Ta- bibi Adil Enver Karan, yarım saat çinde Kabatış iskelesine yetişmişler. Ceset muayene edilmiş ve tahkikat başlamıştır. Uzun süren bu muavenenin ve ilk tahkikatın meydana çıkarılabildiği ha mamen tefessüh etmiştir. Çehre, tani namıyscak bir haldedir, Cesedin sır- thda; siyah çizgili beyaz bir frenk gömleğinden ve Amerikan bezinden kısa bir dondan başka birşey-yoktur. Cesedin, 45 - 50 yaşlarinda bir #hüs- lümana ait oldüğü de görülmektedir. Tabibi" Adil, tefetsük ârazi göstören bir hafta svvel 51 müş bir adama ait.bulunduğlunu söy lemektedir. Fakat ölüm sebebi anlaşı Mamadığı için, cesedin Morgu kaldırıl- masına lüzum görülmüştür. Bir vapur iskelesinin, bir “teşhiri emvat” mahalline dönmesine sebebi- si devamlı işçi... Geri kalan vergi Pa | yet veren bu cesedi tanıyabilen kime rasını veya bir çift öküz alacak para yı kazanınca köyüne dönüyor. Para için sıkışmayınca bir daha görünmü- çıkmamıştır. Bu cesedin mevcudiyeti ve korkunç yor. Bu yüzden verim çok az... Kömür | manzarası, Sus tayfalarına olduğu gi pahalıya mal oluyor. Kâfi mikdarda | bi, Kabataşlılara da dehşet vermiştir. çıkamıyor. İç ve dış ihtiyaçlarımızı günü gününe karşılamıyoruz. Bu dehşet sayesinde, sabahtan geç vakte kadar bir vapur iskelesi üzerin Bu işçi oaslaşi bis, Zonguldak |de teşhir edilen bu esrarengiz cese- meselesi değildir. Birinci safta ge - İdin Morga kaldırılması akıl eâlimiş- len bir milli davadır. Memleketin en | büyük zenginlik damarını verimli bir surette işletmek; çaresi mutlaka bu- : luğağı, W len gi ir. İki müzakerelerde her şeyden evvel bu nokta üzerinde durulmuştur. Işçi yi ailesile beraber buralara çekmek için küçücük bahçeler ortasında ev ler yapmak fikri var; fakat daha ilk hamlede altı milyon liraya ihtiyaç gösteren bir fikir... Sonra ocaklarda çalışmağı bir vatani hizmet saymük ta düşünülüyor. Bir sene ocak'ta ça- lışan: bir İşçi askerliğinden -söhra bir sene daha çalışmak şartile nakdi bedel ödemiş gibi İamele görsün. Bir de muhacirlerden madehlerde çalışabilecek vasıfta olanları r dan doğruya buralara yerleştirmek de yabana atılamıyacak bir fikir... Zirai sahada bir aileyi müstahsil bir hale koymak için bin liraya ihai- yaç olduğu düşünülüyor. Kömür havzasında bir aile yerleştirmek her halde bundan çok ucuza mal olacak, hele kömür şirketlerile iş birliği ya- | pılınca iş büsbütün kolaylaşacak... adenden çıkınca hissediyo « tir, Denilebilir ki: — Bu hâdise, ber yaz sık mk görü- Yakut Hrldelkdieei si tile, bu kadar basit bir teşhis kondurmak taraftarı değildir. Nitekim, tahkikat ta, bu bakımdan yürütülmektedir. Çünkü, müddelumumide pok, haklı, pek tabii olarak, bir cinayet şüphesi uyandıran bir çok sebepler, emare- ler vardır. Meselâ, cesedin sadece yıkanmak maksadile denize girmiş ve kazara boğulmuş bir bedbahta ait olduğuna inanmılamıyor! Çünkü banyo yapmak maksadile denize giren bir insanın, 'kravatını, frenk gömleğini çıkarmıyacağına inanılamıyor. Meselâ, bu cesedin, denize plâj- lardan birinden girmiş olabileceği- ne de inanılamıyor. Çünkü, bu plâjdan denize girip te bir daha geri dönmiyen bir biçare- den miras kalan esvapların, bir hafta rum ki madenci kıyafetine gi- rerek bir, iki saat ocaklarda dolaş - mak beni epeyce madenci yapmış.| Meselâ, sahilde gezerken, kazara|$i hariciye nezaretirden ayrilmişler Aradan günler geçtiği halde bu his | denize yuvarlanıp boğulmuş bir a- | ve şereflerine verilen'ziyafette bu - | devam ediyor. Boş dakikalarımda hep şu sualin, şahsi bir mesele gibi, beni takip ettiğini hissediyorumü ? — Kömür havzamıza ii bulmak, bu en büyük servet kayna- Bımızı verimli hale koymak için 8- caba neler yapmalı?.. Ahmet Emin YALMAN Akdülhak Hâmidin Kızı, Bayan Lüsyenden Davacı (Başı 1 incide) Abdülhak Hâmit noterden iasdik- li bir senedile İntişar etmiş ve etme- miş bütün kitaplarının telif hakkı gibi, kütüphanesindeki eserleri de Madam Lüsyene vermiştir. Bayan Emine kızı olmak hasebile babası - rın bu eserlerinden istifade etmek istemiş ve bunun için de eldeki no- terlik senedinin iptali için dava aç- MalŞtIR. içinde mutlaka nazari dikkati cel- 'bedip duyulacağına inanılıyor. dam olduğuna inanılamıyor. Çünkü sahilde don, gömlekle dolaşmıyaca- ğına inanılıyor. Şu halde, müddelumumide uyanan lanarak öldürülmüş, sonra da cts& di denize atılmıştır. Şimdilik, bütün alâmetlerin teyit ettiği bu ihtimali biz de mantığa çok yakın buluyoruz. bu hâdisenin tahkikatile meşgul o- lan Hikmet Sonel, yeni malümat, ye Bi bir iz edinebilmiş değildir. Devam edecek olan tahkikatın bu- gün bizi biraz daha aydınlatacağını umuyoruz. mişler fakat henüz davayı açmamış lardır, Davacının avukatı Ahmet Nur bü- yük şairin son isteklerini ihtiva e - den ve içinde çok enteresan madde ler bulunan vasiyetnamesinin de bir Abdülhak Hâmidin kendisinden evvel vefat eden oğlunun çocukları da böyle bir dava açmaya karar ver ği suretini mahkemeye vermiştir. Muhâkeme bu iddiaları tetkik ede- cek ve bir karar verecektir. kikatlere göre, cesedin baş tarafı, ta: | aklı başında 'bir adamın bir | lerdir. şüphelere göre, bu adam başı parças| &.. yalk Maamafih, dün geç vakte kadar İgiliz kralına hitaben söylediği nu - BİRİNCİ “İngiliz Kra Td UN PU YE lı Pariste Kral ve Kraliçe Çok Parlak Merasimle İstikbal Edildiler (Başı 1 incide) etmiş, daha sonra yat, karaya yanaş- mış, ve saat 1245 te Hariciye Nazı- rı Bone, yata girerek kral ve krali. çeyi karşılamış ve kraliçeye bir gül demeti sunmuştur. Kral, 12.50 de ka- raya çıkarak fevkalâde hararetle ak kışlanmıştır. Pariste Parts baştanbaşa süslenmiş ve kat kat güzelleşmişti. Her taraf bayrak ve çiçek içinde idi. Bütün halk yok ilera dökülmüştü. Fransanın her tara- ifından Parise akın eden halk coşkun İbir sevinç içinde idi. Nihayet krah taşıyan tren İstas- yona muvasalat etti. Kralın babasi Beşinci Corç, büyük babası Yedinci | Edvard, daha büyük anası Kraliçe i Viktorya da Parise buradan girmiş- (lerdi. Altımcı Corç da buraya geldi. İBuradaki küçük istasyonun yanı ba- İşında muazzam Bir Istasyon inşa o- İlunmüştur İstasyonun ber tarafı bay raklar, çiçekler ve Goblen halıları i- le süslenmişti. İngiltere kral ve kra- liçesi muvasalatları üzerine kendi- lerini iki memleketlerin bayraklarını taşıyan muazzam direkler karşısında ve altın kaplama bir heykel önünde bulmuşlardır. Ktal ve kraliçeyi istasyonda, cilm- hürreisi Lebrun ile refikası ve Fran-| sa ricali karşılamış, kısa bir takdim meresiminden sonra kral ile malyeti- nin başında bulunün Lord Halifaks büyük salona götürülmüşler ve bura- da daha geniş ölçüde takdim merasi- mi Yapılmıştır. Alay Bu sırada yüz bir pare top atılarak İngiltere kralına resmi tazim ifa o- lunmuş, daha sonra muazzam bir a- lay tertip edilmiştir. Alay son dere- ce muhteşemdi. Fransa ordusuna ulaya ların miktarı 35 bini , Kral ile Lebrun ilk otomobile bin- miş, süvariler ve motosikletli polis- ler arasından ilerlemişler, “kraliçe i- le Madam Lebrun bunları takip et-i miş, daha sonra cümhuriyet muha-' fızlarından müteşekkil “bir kıta gel- miş, daha sonraki arabalara Lord Ha Ufuks ile Daladiye ve sair zevat bin- | mişlerdir. Alay Ark dö Triyomf'dan, Letu- valden, Şanzelizeye ilerlemiş üç mil uzunluğunda olan yol boyunca sıra- lanan İki milyon kişi her yerde en en çoşkun tezahürleri yapmıştır. Sant 17.45 te kral ve kraliçe Eli- ze sarayına giderek reisicümhur ile bayanmı ziyaret etmişlerdir. Relsi- cümhur kraliçeye fevkalâde kıymet- Ji bir mahfaza hediye etmiştir. Hâlkın alkışları arasında hariciye vazretine dönen İngiliz kralı orada, Paristeki elçileri kabül etmiş ve on- larla müsahabede bulunmüştur. Gece verilen ziyafet Saat 20 de Ingiliz kral ve kraliçe- lunmak üzere Eliz sarayına gelmiş - Kral ve kraliçenin arabasına bir süvari müfrezesi refakat ediyordu. Bütün yol boyunca iki taraflı dizi - len asker selâm resmini ifa etmiş - misafirleri çılgınca alkışla 4 maştuar, İ Ziyafet eşi görülmemş bir ihtişam içinde verilmiştir. Ziyafette söylenen nutuklar Reisicümbur Lebrun ziyafette In- tukta Fransız milletinin meserretine tercüman olduğundan dolayı bahti- yarlığıni beyan ettikten sonra demiş tir ki: “En çetin imtihanlar geçiren ve ayni hürriyet ve sulh idealini besli - yen Fransız — İngiliz dostluğu an- cak insanlığın kıymeti hakkında ay- ni düşüncenin temin edebileceği bir sağlamlık elde etmiştir. Yedinci Ed- vardın teyit eylediği bu antant ne kadar müessir olduğunu Umumi Harp zamanında göstermiştir, Son - raları şekli değişmiştir. Fakat harp ateşinin yoğurmüş olduğu tesanüt as la bozulmamıştır. ii “Bugün dünyanın geçirmekte ol -|cektir. duğu manevi buhran içinde sulhün, enternasyonal kanuna riayet dahilin- de muhafazasına ve her gün sarfe - dilmesi icap eden gayretlerde en kü çük bir gevşekliğe tahammülü yok- tur. “Majestelerinin Pariste bulunuşu, iki memleketin müşterek iş birliği azminin en yüksek bir delilidir, Bu tam ve mükemmel antant sulhün le hine olarak emniyetin en esaslı un * surlarından biridir. Hiç bir devlet bundan kuşkulanamaz. Çünkü diğer dostlukları reddeder mahiyette de - Aüldir.,, Reisictimhur Lebrun, iki hükümet tarafından sarfolunan gayretlerin bu canlı hakikate dalma artan bir parlak lik vermesi temennisinde bulunarak sözlerine nihayet vermiştir. Kral cevabında, Reisieimhurun ce milekâr sözlerine ve bügün kendileri- ne yapılan hararetli kabulden dolayı teşekkür ettikten sonra şöyle demiş- tir; *“— Tahta çıktıktan sonra harice o lan ilk seyahetimizi, Büyük Britanya nın birçök müşterek hatıralar ve fe- dakârlıklarla bağlı bulunduğu bu dost memleketin asil hükümet mer kezine, Parise yapmak bizim için de- rin bir meserrettir. “İki memleket aralarındaki denize rağmen kendi mukadderatlarının ö - nüne geçilmez bir tarzda birleştiğini görmüşlerdir ve münasebatımızın bu- günkü kadar samimi olduğu bir dev- -İreyi hatırlamaklığımıza imkân yok- tur, Uzun ve sıkı bir iş birliği göster- miştir ki, iki memleket ayni ideal ve memleketlerimize en elverişli olan demokratik prensiplere #yni bağlı- lıkla ve keza ferd hürriyetinin iyili- ğine ayni imanla mütehassis bulunu- e Mü ml , fakat 'bü siyasetin Jağır mesi Yetler tahmil ettiğini de müdrikiz. Bu siyaset yüksek kıymette ve kuv- vette kiyasetli asil vasıfları icap et- #iriyor. “Aramızdaki dostluk hakikaten in hisarcı olmadığı gibi hiç bir devlet de müteveccih değildir. “Hükümetlerimiz, sulhü tehdit «- den siyasi meseleleri ve beşeriyetin refahına mâni olan iktisadi işleri en- ternasyonal anlaşmalarla halletmek emelindedir. İki memleketin istediği hakiki bir iş birliğile milletlerin &a- adetini temin eylemektir.,, Kral daha evvel M. Löbrüne Bath nişaninı tevcih etmişti. Bütün Paris eğlehmekte ve bayram yapmaktadır. Parisin Hazırlığı (Başı 1 cide) retile tamir edilmek ve bü suretle mo dern bir şekle getirilmek istenildi. Mütehassislar, sarayın tarihi manza- rasının mahvedilmesine itiraz ettikle- ri için, bu şekil tamirden vazgeçildi; yalnız tezyin edilmekle iktifa edildi. Sarayın, ne kadar ehemmiyetli bir şekilde tezyin edildiğini göstermek için, elli günlük bir çalışma zarfında neler yapıldığını ve ne gibi masraflâr yapıldığını kısaca gösteriyoruz 1 —37 sanat şubesine mensup 1000 işci çalıştı. 2 — 500 ton büyük çapta malzeme 3 — 600 metre korniş. 4 — 35.000 metre, tel ve kablo, 5 — Sıhhi işler ve sıcak sular için 3,500 metrelik kanalizasyon 6 — Elektrik kanalları için 7,000 mtere boru, 7 — Zemin katındaki kabul'salon- larının avizelerini tamir için 22,000 parça ve bunlar için 7,000 metre tel. 8 — 4,000 metre'murabbal tezyin boyası ve 3,000 metre murabbaı diğer boyalar, ki bu boyaların ağırlığı 12 bin kilo tutuyor. İstikbaldeki hasusiyet Ri Günü Gömülecek (Başı 1 incide) göstermesine müsaade edilecektir. Pazar günü cenaze alayı saraydan! ll oradan Kurtea Arges'e naklolunarak kral hanedanı mezarlığına gömüle- Kral sarayında matem başlamıştır. Matem gltı ay devam edecek, bunun üc ayı büyük”matem olarak tutula- caktır. Bütün memleket matem tutmakta, dır. Her yerde bayraklar yarı çi 'kelimiştir. Sinema, tiyatro ve bunla” râ benzerler tatil olunmuştur. Kilise ler mütemadi âyinler yâpıyor ve çan lar durmadan çalınıyor. Bu vaziyet cenazenin kalkmasına kadar devam edecektir. Şehrimizde teessür Rumanya sna kraliçesi Marinin ö- lümü her yerde olduğu kâdar şehri- miz mahafilinde de teessürü mucip ol muştur. Kraliçe Mari şehrimizi sık sık ziyaret etmiş, her ziyaretinde bil hassa eski sanatlere alt tetkikat ile meşgul olmuştur. Müteveffa İstanbu- Tu ziyaretlernde, bazı hayir eserleri Yapmaktan ve bazı mühtaçlara yar- dımlarda bulunmaktan hali kalmazdı. Bu itibarla ölümü burada kendisini tanıyanlar için büyük bir teessürü muip olmuştur. Dün şehrimiz Rumanya konsoloslu- ğu alâmeti matem olmak üzere bâyra dım yarıya kadar çekmiş bulunuyor- | du. Ayni mateme İngiltere sefaretâne si ve Balkan Antantına dahil devlet- ler sefarethaneleri de iştirak etmiş lerdir. Kraliçenin istirahati ruhu için bu- günlerde Taksimdeki Ortodoks kilise sinde bir âyin yapılacak, hükümet er kâni ile bütün kor diplomatik âyinde hazır bulunacaklardır. Sovyet - Japon Münasebatı Çok Gerginleşti - un Mezit e kadar Japonlar Pengtsenin şimali şâr kisindeki dış mahallelere sokulmak- ita iseler de, Çin kuvvetleri Hukov Jle Pengtseh arasında altı mühim sevkul- iceyş noktasını muhafaza etmektedir. İler. Çin hava kuvvetlerinin Yangtze nehrindeki Japon gemilerine yaptık- ları şiddetli taarruz, düsmanın vazi- yetini büsbütün müşkülleştirmek - tedir. Sovyet - Japon münasebatı gerginleşiyor Röyterin Tokyodan aldığı haberle- re göre, Rusların Canhufenğ'i işgal etmeleri, Çin - Japon harbine başlan | Piç teşkil eden Lukçido hüdisesine | benzetilmekte ve buna benzer ikinci bir harbin vukuundan endişe edil- mektedir. | Sovyetler Birliği « Mancuko hudu- dunda havanın gayet tehlikeli bir mahiyet arzettiği söylenmektedir. Mançuko ve Kore hudutlarının mu- hafazesına memur makamlar, Man- çuko hududunu ihlâl ettiklerini ileri sürdükleri Sovyet kıtalarının derhal |baştan aşağı ve çak değiştirilmek su-| geri çekilmesini talep etmişlerdir. | çatısı'da tahta üzerine K Japon membalarından müstacel kay dile gelen haberlere göre, bu makam lar, Sovyet askerlerinin kendilerine bildirilen talebi isaf etmedikleri tak- dirde, şiddetli ve kati bir surette ha- reket ile tehdit eylemektedirler. Japonların protestosu 'Tokyo, 19 (A.A.) — Hariciye Na- zır Ugaki, Japonyanın Moskova bü- | yük elçisine bir telgraf göndererek derhal Litvinof ile temasa gelmesini | Çengfuçeng dağının Sovyet. kıtaa'ı tarafından işgalini protesto etmesini ve bunların geri alınmasını İsteme. sinl rica etmiştir. Domei ajansı nesrettiği yarı resmi bir tebliğde bu mülâkatla meselenin müslihane ve tam olarak halledilme- sine dair ümit izhar eylemekteğir. | ———————————— gelmesini tetviç eden bir dostluk te- zâhürü olduğu için, dünya styaset â- leminde büyük bir ehemmiyetle kar şılanmaktadır. Fransa, bu ziyaretin kıymetini Jâ- yık olduğu veçhile tesbit etmek için emsalsiz tezahürata İizum görmüş- tür. Bu maksatladır ki, Fransız hü- Kral altnicı Jorjun ziyareti, Fran | nömeti, krala Napolyonun, kraliçe - sa ve İngiltere arasında, bütün hari-| ye de Mari Antuvanetin karyolaları- ci meselelerde, tam bir itilâf husule'nı tahsis etmiştir. Kraliçesi Pazar | » san ancak mücerret (sb kikati sezebildiği zarsaf mevkilal bulabilmiş. Nihayet küçük lak bir yamaca vard: . güm şey ik bir burağYğ | nu çiçek içinde, etrofi Bir, adam. elini, kolunü, halka bu inek yavru” © zelerinden bahöediyo. eğ | Ganj boyunca uzansi kismen mabetler, kismi” larla dolu, Suyun ağa Vi yıj bi. Kıyıda odun yığınlar? li ölüler var. Herkes öMSÜN dn ateşe Yakıp külleri ii. sularına savuruyor. KOY! İf larla dolu. Ustlerinde b dam bazan bütün bir sile Ti Tepsi esyasile, kabi miş. Mütemhdiyen bu sularda ya vücutlarini relerini yıkıyor. ihayet nehrin Ö#” kayıklar birer sök lak bir adam ayakta KÜ yor. Sağımız meskün, #00 yeşil bir sahil, Meskün 1 tan bakılmen baştan bâft iğ böceği yığını gibi geliyo” merdivenlerinden kırrıf” beyaz örtülere sarılı inss' madiyen inip çıkıyor, #8 kaval kav... Bar kazı), SA yi rengi, beyaz zemin üstün şeri kıvıldı hakikut fpek rinin bir şey ördüklerini tıyor. Ne örüyorlar? Belki” i belki hülyat vü) “Venediğe benzemiyor " # Bunu doktor Bağvandi” sordu. Hayır. Venedik bamö Gerçi âbideleri oymalı W€ 4 tır, fakat hudutları m Venedik garp dünyasının 4 © ridir, Onun kıyılarındaki “ yaya'bağlş “emelleri bep Füme ia nares fazla geniş, hu hem, binaları, ışıkları, W& şan insan alayı tarihte " (Bası 1 Bu evler için 7880 meli keresteye ihtiyaç görülmüğü 4188 metre mikâbı için dar ağaç, Akdağ ormanlar. telif ebatta kesilerek sev” lanmıştır. Hükümet; bu ormen rüsumu almamı Vekâleti de bunları Ye! Kırıkkale istasyonlarına dava nakletmektedir. Yapılan evler iki odan taş, duvarlar kerpeten patılmaktadır. Evler, iki 9 1 bare köylü taralından iKi ilâve edilebilecek bir maktadır. Kızılay, bütün bunlardffii köylüye, inşaatta lözm “ türlü malzemeci iptidaiY” küçük: kazıklarla bunlar “ rilecek sieimlere varıncİ” şeyi vermiştir. Harsp olan kırkı © yıkılan evlerin miktark “ dir. Kuztlay, her köylüyü “if ti nisbetinde 50 - 60 Wi dir, ., vetğ, Miş Kamp Tetkiki. Ankara, 19 (Tan mah” General Asım Gündüt sek tahsil kampa giderek / görüşmüş! iticnhndle eri çin mahallinde bazı & tir. 4 Pul ve Kıymefii Ankara, 19 (Tan Si l Maliye pul ve kıyme' gi yiler ve noterler vasıta, * maşı hakkında bir l sırlamıştır. Talimi relere gönderilmiştir.