19 Temmuz 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

19 Temmuz 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

istanbul Atletizm Şampivonası Garip Bir Programla Ti Gün Devam Edecek Olan Müsabakalarda Güneş Klübü Şanslı Vaziyettedir Bügün İstanbul atletizm şampiyo- Bası başlıyor. Spor hareketi namına mucibi memnuniyet bir harekettir. Lâkin dünyanin her tarafında böy- le mühim spor hareketleri tatil gün- lerinde yapilir. Tâ ki halk ve merak. hlar gelip görsünler diye. Bizde bu- nun salı günü başlamasına sebep şam Piyonanın olimpiyat atletizm progra. mından daha uzun bir müddet -on bir gün sürmesidir. İstanbul atletizm monitörü atletizm programında mev- cut 15 - 16 müsabakayı on bir güne taksim etmek, bunlardan bir veya i- kisini akşamları Fener veya Taksim stadında yaptırmayı münasip görmüş tür. Belki yeni ve teknik bir usuldür. diye kimsenin ses çikarmak İsteme- diği bu şekli her halde Amerikalılar henüz keşfetmemiş olmalı ki, milli atletizm şampiyonalarını temmuz ba şında iki günde yapmışlardır. Dünyanın her yerinde atletizm mü sabakalarını en az günde bitirmiye çalışırlar. Çünkü atletleri formunda tatmak kolay iş değildir. Bü usulün gerçi atletleri on bir gün süründürme mahzuru vardir amma, bir şampiyonanın federasyon iş ista- tistiğinde ll ayrı müsabaka gibi gös- terilmesi faydası da inkâr edilemez. İşte bu 11 günlük İstanbul atletizm | şampiyonasına yarın obaşlanmakta-! dır. Bu sene atletizm ekipini sürat koşucusu Görenle takvye etmiş olan| Güneş klübü favori sayılmaktadır. Çünkü Recep, Melih, Rıza Maksut gi- bi milli takımın kuvvetli uzuvl. Güneş namına bu müsabakalara işti- rak edeceklerdir, za m... e green Şerefli bir maziye sahpi bulünari Anadolu klübü senelik kongresini klüp merkezinde yapmış ve esk dare heyetini ibra ettikten sonra ye- ni idare heyetini seçmiştir. Sekiz #0-| nedenberi yılmadan klüp başında ça: | İişan Vahdet Pekel, bu vazifeden a£- #edilmesini ve yerinin bir genç arka- daşa verilmesini rica etmiş ise de ka- bul edilmiyerek yine başkan intihap edilmiştir. Yeni idare heyeti şöyle kurulmuş- tur: Başkan: Vahdet, Asbaşkan: Şefik, | Umumi kâtip: Muzaffer, Muhasebe. | ei: Hayri, Umumi kaptan: Salih, klüp | müdürü: Necdet, Aza: Asım, Aza: Ka dir. Yeni idare heyetine muvatfakıyet- er dileriz. ———— Sinop Sporcuları Saha İstiyor Sinop, (TAN) — Büyük hevefler- le kurulan spor klübü sahasızlıktan Şikâyet etmekte ve gençliğin bu hak- hı dileğini gazetelerle ilân etmemizi rica etmektedirler. Karadenizin bü- yük bir vilâyeti olan Sinoplular genç | liği kahve köşelerinden. kurtarmak gayesile kurdukları spor klübünün sabasızlık. yüzünden bir gün kapan- miya mahküm olacağını söylemek tedirler. Çok küçük olan şimdiki sahada ek- sik bir çalışmadan sonra tesbit edi- len futbol takımı Gerezeye giderek yaptığı maçı 3-2 kaybetmiştir. Bir sa ha yapıldığı takdirde spor klübüne o- lan alâka artacaktır. MMA Deniz Klübünün Yarışları Her sene Moda deniz klübü tara- fından tertip edilmekte olan büyük deniz yarışlarının bu sene 14 ağus- tosta yapılacağını ve bu iş için teşkil edilmiş olan tertip komitesinin dün içtima ederek işe başlamiş olduğunu memnuniyetle haber aldık. Bu güzel ve eşsiz klübümüzün mu- vaffakıyetle yapacağından emin ol- duğumuz yarışlara ait programlar ve Güneş atletle Komşularımızın Sporu: Rumanya Futbolü, Merkezi Ayarına Çıktı ( YAZAN: EŞREF ŞEFİK ) CAR AS AA S ARA ALAMAM Merkezi Avrupa ku Geçen sene Rumanyada epey kal- mıştım, Bükreşte bulunduğum hafia- lar içinde Rumanya futbolünü yakın- dan tetkik etmek, oyuncularını birer birer görmek fırsatını buldumdu. Maçları seyrederken halkın futbol an layışını da aşağı yukarı hissedecek tezahürleri işitmiş ve duymuştum. Benim zamanımdaki Rumanya fut- bolü, halis Rumen elemanlarile oy - nandığı zamanlar pek parlak bir şey İ değildi. Yalmz cemiliği ve beraber- lik temposu bizden biraz fazla görü- nüyordu. Bu avantajına mukabil mü- esöirlik tarafından, fert kabiliyeti ba- İkimından hayli zayıflığı farkolunu- yordü. Maamafih helis Rumanyalıler dân başka, Rumanyaya ilâve edilen eski Macaristan parçalarındaki fut böolcüler Rumen tebaası olduğu için Romen karışık takımlarının verimle- ri birsz daha yüksekti tafsilâtı karilerimize bildireceğiz. rinden bir kısım Avrupa li / 4 ; TAN Yalanclaşla Mülâkat | Ankara Hukuk Talebelerinin Bir Mektubu Ankara Hukuk Fakültesinde | okuyan talebelerden bazılarının | imzalarile bixe gönderilmiş ©- lan bir mektupta, teessür uyan | dırabilecek bir vâkladan bahse- | diliyor; Bize bildirildiğine göre, Fa- kültenin leyli talebeleri, bir - kaç gün evvel kampa çıkarıl - mışlar fakat şiddetli bir yağ - mür, kampta barınmalarına im kân bırakmamış, Komutanın em rile kamp yerinden ayrılmış. | lar, İ Sekiz kilometrelik yoldan, şid- | detli bir yağmur altında dönen talebeler, mektebe vardıkları za man iliklerine kadar lanmış bulunuyorlarmış. Bu vaziyette bulunan, ve zatürreeden kurtul: mak icin biran evvel çamaşır değiştirmek mechuriyetinde © - | lan talebeler, Fakülte kapısında | bir müddet bekletilmişler. On - dan sonra da, kendilerine - me: cut olduğu halde - yatak, yor - || an, batta, yüzden fazla talebe © günü gecesini, hoş karyolaların demir telleri üzerinde geçirmek zarure tinde kalmişlar!.. İ Sabahleyin, talebelere yemek verilmediği de ilâve ediliyor. Ve | bize mektup gönderen talebeler: | | '— Biz, diyorlar, size şu sa- tırları yazdığımız sırada, mide- | | mizin boşluğunu bir lokma ek - mekle azaltamamış bulunuyo - Biz, bu mektuba ilâve edilen ruzl,, diğer şikâyetleri, şiddetli yağmu run ve açlığın sinir bozucu tesi- ri altında yazilmiş sanıyoruz. Fakat talebeleri bedbinleşti ten, ve şikâyete sevkeden hâdi » seleri hazırlıyan sebepleri bilmi yoruz, Pasına dahil iki takım bilhassa milli takımını halis Rumen elemanlarından teşkil etmek kararı- | İm vermiş ve o kararında israr edi- yordu. Balkan kupalarında bu yür- den mağlüp olmalarına rağmen Ma- car kanlı Rumen oyuncularını müm- kün olduğu kadar az kullandı. Buna mukabil sık sık ecnebi takımlarını çağırarak halkın futbol anlayışını yükseltti. Ecnebi takımı çağıran klüplere azami müzaheretini esirge- miyerek halis Rumen oyuncularının kıvama girmelerine imkân verdi. Bükreşte öyle haftalar olurdu ki, yedi gün, yedi gece yalnız futbol oy- nanırdı, Gece futbolünün * muhtelif cilvelerini orada seyrettim. Kendi futbollerinin eksik tarafla- rını iyi seçen Rumanya idarecileri müessirliği en üstün futbol olduğun- İda tereddüt edilmiyen İtalyan futbo- Tünü de hudutları içine sık sik ça- Fakat Rumen futbol federasyonu, | gırdı. Kale önlerinde barut fıçısı gibi İyecanla takip edilmiştir. Bu satırları da, bilmediğimiz pm m | midile sayfalarımıza geçiriyo - Bir Muhacir Kayıp Babasım Arıyor Kırca Alli Mehmet Al Alçınkaya ba- bom hamamet oğullarından Abdullah: bü yük valde Bayan Ayşeyi, teyzeleri Ba » yan Şefkat, Vasfiye, Nadireyi arıyor. Bi - lerilerin. Zongmuldakta Gürcü (tenesinde Dumlupinar sokağında 3l numaraya ha- ber vermeleri rics olunur, ———— —— ——— patlıyan İtalyan muhacimlerinden bazılarını da Bükreş maçlarında gör- müştüm. Muayyen bir hedefe eriştirecek| muntazam bir programla çalışmakt, devam eden Rumanyalılar gayretle- rinin semeresini bu sene gördüler İtalya, Çekoslovakya, Macâristanın dörder ve Yugoslavyanın iki klübü! arasında kendilerinden de iki klüp karıştırarak merkezi Avrupa şampi yonasına dahil oldular, Merkezi Avrupa kupasına giren İ- ki Rumanya takımını da epey gör“ müştüm. Ripenziya ile Rapid takım-| ları benim zamanımda pek göz ala-| cak teşekküllerde nsayılmazdı. Bir senede ne kadar farketmişler ki, dün yanın en müthiş muhacimleri sayılan Piola'ların, Meozza'ların, Şaroşi'lerin daha bunlar gibi nelerin bulunduk- ları ekipler arasında birinci devreyi atlattılar. Devamlı kupa marlarındaki ilk dev reyi atlatış muvaffakıyeti tesadüfe hamledilemez. Çünkü imtihan bir- kaç kere tekrarlanıyor. Komşumuz Rumanyalıların futbol de bir sene içinde vardıkları şu neti- ceyi gipta İle işaret etmekle iktifa ediyorum. Şemsipaşa Sahasında Yapılan Maçlar A ve B takımları Şemsipaşa saha- sında Harbiye Yılmaz A ve B takım larile çarpışmıştır. B takımlarında Üsküdar halkevi 3-0 galip gelmiş, A takımlarında ise iki taraf 1-1 berabere kalmıştır, O- yunlar çok güzel olmuş ve çok Kala- balık bir halk kütlesi tarafından he- Pazar günü Üsküdar halkevinin | Yazan : AAA AEE > ğer gelirleri muntazam olsa, pek fakir sayılmıyacaklar » dı. Fakat, bugün on lira kazanıp, on gün yarım lira bulamamak, he- saplarını şaşırtıyor, bir türlü belle» rini doğrultamıyorlardı. Karı koca, biribirine uygundu. İkisi de ne fazla genç, ne de fazla güzeldiler. İkisi de, meşakkate da- yanıklı; açlığı susuzluğu umur - samıyan, kuvvetli insanlardandı. Kadın, kocasına düşkünlüğün - desi, bağlılığından mi bu sefalete katlanıyordu? Hayır! Kimsesi yok tu, ve başka koca bulamıyacağını da iyice aklı kesmişti. Erkek, tek başına yaşasa, belki bu gayri'muntazam geliri ile faz- la sıkıntı, çekmezdi. Karısını sev miş olsa, ne yapar yapar, daha çok kazanmanın yolunu bulurdu. O, bir gün refah, on gün sıkıntı on gün refah birgün sıkıntıya, haz rınin bu daimi “meddücezir,, ine alışmıştı, Karı koca, sik sik kavga ettik - leri halde, biribirlerine kin tutmaz. Çabuk barışırlar. Vakit vakit açlı- ğn, vakit vakit tokluğa idman e tikleri gibi kavgaya da idman et- —ğimneai. yım. Onların pek çok sefalet gün- lerini paylaştığım oldu. Kin tut - muyan, kavga sonunda barışan, ve sürekli şikâyet etmiyen Kadının bir tek isyanını gördüm; temizlen mesi için lekeciye verilen tuvale- tin, aylardanberi, lekeciden alına- maması! B ayrdm üstü idi, evlerine uğ raiştım. Kapıyı açan ka- dinin, gözleri ağlamaktan şişmiş - ti, Dolu imiş, taşmak için bir dam la bekliyormuş. Merdiven başın - da gözyaşları boşanıverdi: — Artık tahammül edemiyece - ğim... Nedir bu çektiklerim?. İki ay, tam fki ay oluyor, elbisemi le- keciden alamadık. Lekeci, inkâr etse, tutup satsa da haklı, Eski ta- nıdıktır, İnkâr etmez, satmaz am- ma, ben. utanıyorum. Çok bir pa- ra da değil; İki yüz seksen kuruş. İki yüz seksen kuruşu Iki aydır w remiyoruz. Dün, bir yerden otuz Ta alacaktı, Üçünü elektriğe, ikisi ni bakkala, bir buçuğunu sulçüye verecektik. On üç lira ev kirası da çıktı mı, geri kalan on buçuk lira dan iki yüz seksen ayıracak, leke eiden elbisemi alacaktım! Mendilile burnunu silerek hıçkı- nyordu: — Otuz lirayı alacağı yerden, iki lira, üç lira avans istemiştim. dün, on iki lira almamış mı? Ben. bu on iki lira ile borçların hangi- sini kapatırım?.. Bayram yâklaşı- yor, üstüme giyecek esvabim yok. Eşe dosta rezil mi olayım? Sinirleri yatışıncıya kadar ağ- ladı, nihayet yoruldu, sustu. Bir ay sonra, ona, sokakta rastlamıştım. Daha: Nasılsınız, Ne alemdesiniz? Demeden; dişlerini gıcırdalarak söylendi: — Ah, bu kocamdan çektikle - rim... Şimdi, elektrik kumpanyası pa gidioyrum, taksiti yatıracağım. Eğer bugün yatırmazsam, elektrik kesilecek, mahalleye, konukomşu- ya rezil olacağız. Dün, yirmi lira bulacaktı, Akşam, getire getire, do kuz lira getirmez mi? Ekmekçinin hesabı dört buçuk lira tutuyor. E- LEKECİDEKİi ELBİSE Mahmut Yesari lektrik de iki yüz altmış; Ben, Xİ cideki elbisemi, alacaktım: Sokak ortasında ağlıyacak diri korktum, fakat evde ağlamış, sp leri yatışmış olmalı ki, elimi sık ayrıldık. | O nu görmiyeli iki ay kadi olmuştu, bir gece, evleri gittim. Kadının yüzü gülüyorüj Oturup konuşurken, birdenbire ”f yağa kalktı — Size, lekecideri aldığım tut İletimi göstereyim! Yan odaya geçti. Bir dakiks #€İ râ, elinde siyah tafta bir tuvmi€ içeri girdi: l İşte bu tuvalet... Lakeciye #i tiğim gün öyle utandım ki.. esvsp, lekecide altı ay durur Eski tarıdık ta, sesini çıkarmağ” Tuvaleti, bir iskemlenin üst bıraktı: gi — Aldım amma, ne fayda.- ram, bir yere gidemedim. Artık Pİ tuvaletin de mevsimi geçti... Kadın, tuvalete bakarak söyl! yordu, birden bir çığlık kopaff rak yerinden fırladı, esvabi gözlerine yaklaştırdı — Teke b klanlar Tuvaleti tekrar iskemlenin ne bıraktı, ağlamıya başladı! Elbiseyi evvelki gün eki den almıştık. Kocam, bakalım sıl iyi temizlenmiş mi, dedi. c tirdim, gösterdim. İçki iğ yağlı ellerile tutmuş... Ah, Ağladı, ağladı, nihayet er vi ie bu çektiklerim... Aylardan sonra, bir gün, OP uğramıştım. Kadının yüzü öl rılığında İdi. Halsiz konuşuyuü, — Üç gündür, hasta, yatıY' 4 dum. Ah, bu kocamdan çekti riml.. ekeciye verdiğimiz. el L altı ay sonra alabilmi Daha sırtıma giymeden, yağlı File tutup ta lekelemez mi? bunile yıkadım, büsbütün lek* maz mı? Tekrar lekeciye VE Bir buçuk aydır, lekecide di Üç gün evvel bir yerden on li Iscâkti. Almış, göce göç V' burnunu görmiyecek kadar #9” geldi. Parayı sordum, arka takıldım, yedik, demez mit duyunca bayılmışım. Beni mak İçin, o, ayılmış. Nekadef tayım, görüyorsunuz. Rica siz söyleyin, bu yaptığı doğr” Ne cevap vereceğimi bili dum. O, söyledi, söyledi. Onu, dört aydır, görme Bir sabah, sokakta karşılaştı” ve hatır sormadan: | Artık çekemiyöceğir?-* Diye bağla, fi — Çekemiyeceğim... El k3! hizmetçilik ederim: kuru Pİ, Tim ekmek yerim, bu Kahır. gi mem... Evvelki gün, bir yerdi sekiz lira alacaktı. Tamam edi ğım, tamam olarak ta geti 4 diye andlar, yeminler etti: dİ inandım, sevindim. Akşam” 4 de bir paketle geldi. Behi j zın sövindirmek İsteriğ. ye uğraş, esvabı alrmı$. uf denberi, böyle gönlümü * tı. Ütüsü bozulmasın degdi paketi açtım, tuvaleti ge gi sacaktım. Tuvaletin etej bâşırı tuttum, yapış yapıf” 5 Arkası: Başta 4, FS »

Bu sayıdan diğer sayfalar: