Ankara, .15.(Tan muhabirinden) — Istanbul vali ve'belediye reisi Muhit tin Üstündağ ve arkadaşlarının aleyh | lerine açılan davaya “bugün temyiz mahkemesi dördüncü ceza dairesin - de devam edildi. Heyeti hâkime ayni zevattan mürekkepti, Saat 10,15 de celse açıldı. Evvelâ İİİ | Ustündağın dahiliye müfettişlerine verdiği cevap okundu. Onun üzerine reis: “— Buradaki ifadenizle di hiliye müfettişlerine verdiği- niz cevapta mübayenet gördük. Dahiliye müfettişle- rine verdiğiniz cevapta 329 ta rihli kanuna göre muamele yapıldı, burada ise komisyo- nun kararile pazarlık yapmak suretiyle arsa istimlâk edildi diyorsunuz. “İfadeler arasındaki bu mü bayeneti izah eder misiniz?,, Vali şu cevabı verdi: “— Vaka üzerinde hiçbir mübayenet yoktur. Pazarlığa mübayaalarda şahsi kanaati. mizle değil, istimlâk kanunu: |! na uygun bir şekilde hareket ettik, Meselenin esası da bu- dur. “ — Arsaya kiymet takdir edildi! mi “ — Tabii kıymet takdir edildi. Pa- zarlık yapılarak, encümene havele edildi. Müamelenin şekli budur.,, Bu sus! ve cevaplardan sonra 1s- tanbul belediyesinde bazı yolsuzluk lar olduğu hakkındaki neşriyat Üze- rine İstanbula gelen mülkiye müfet- fişlerinin tahkikat neticesini İhtiva eden fezleke ve neticesi okufturul - du. Fezlekenin hulâsası Fezlekenin hülâsa ve neticesi şu - dur: Yapılan ve dinlenen alâkadarların tahlil ve teşrih olunan iddia ve mü- dafaalarının tetkikinden anlaşılacağı veçhile İstanbul Belediyesi tarafın- dan asri mezarlık ittihaz edilmek ü- zere satın alınan arazinin alınması tarz ve keyfiyetinde kanun icapları- na uymıyan hareketler ve muamele- | İer ssreyan etmişti İşin kanuna uymıyan ve mesulive | ti mucip olan cihetleri şunlardır: 1 — Mezarlık ittihaz edilmek üze- re arazi satın alınması için © vakit hükmü cari olan 329 tarihli belediye istimlâk kanunu muvakkatine göre menafii umumiye kararı istihsal 0- lunması icap ederken ne önce, ne de| sonradan bu yolda bir karâr alınma: | mıştır. Belediye Reisi Muhittin Üstünda- ğin bu satın alma keyfiyetinde 329| tarihli kanuna İstinat edildiği ve /9-! kat arazi sahibi rıza ve muvafa- kati mevcut olmadığı için cebri is-| timlâki tazammun eden merasime| müracaat olunmadığı yollu müdafaa- nı kabule şayan görülmemiştir. Na- «il ki 329 tarihli kanunun. fkinel maddesi bu gibi hususatta tanzim.et tirilmesine ve resmi takdiri kıyme? heyetleri tarafından caize göre Yıy- metin takdir ettirilmesini ve ondan #onra menafii umumiye namına İs- timlâki icap edeceği hakkında en bü yük mülkiye memurunun kararının alınmasını zartri kılmaktadır. Arazinin pazarlıkla alınma- sı ancak bu kanuni merasimin ifasından sonra kanuni heye- tin takdir edeceği kıymeti e- sas tutmak suretiyle olabilir. Bu itibarla Muhittin Üs- tündağın ismi geçen mütalea ve müdafaası kabule şayan | görülmemiştir. 2 — Satın alınan araziye 320 ta- Pihli kanunun tarifatı dairesinde kıy- met takdir ettirilmemiştir. Belediye reisi Muhittin Üstündağ, bu arazi sa- | hibi ile mutabık kalınan bedeli istim lâk daimi encümenler kararı ile-ta- karrür ettirmiştir. Yapılan tetkikat, istimlâk komisyonunun takdiri kiy- met heyeti mahiyetinde olmayıp, yal mız pazarlıklı oda 932 senesine münbasır olmak üzere memür bulun duğu bu komisyonun teşekkülü hak- kındaki karardan ; anlaşılmış ve esa- | sen bu komisyonun 72 lira bedeli ka bul etmesi caize mutabık olduğun- dan değil, arazi sahibinin daha dun bir bedel mukabilinde satmak iste- mediğinden neşet etmiştir. Vali Muhittin Üstündağ tarafır-|i dan maliyeden evvelce istenen arazi için 80 lira kıymet takdir ettirilmiş we Vekiller Heyetince bu miktar 83 Hfan sadedinde ifade olunmuş idi. Bi- Ceza Kanununun 230 ve 240 ıncı Maddeleri Madde: 230 — Her ne vesile İ ile olursa olsun memuriyet va- sifesini yapmakta ihmal ve te- rahi eden mömur 30 liradan | İİİ 100 tiraya kadar ağır cezayı nak | di ile cezalandırılır. Bu ihmal İ hiden devletçe bir ma- | zarrat husule. gelmişse derece- | | sine göre bir aydan öç seneye | | kadar hapis o cezasiyle birlikte | müehbeden veya muvakkaten her memuriyetten mahrumiyet | cezası dahi hükmolunur. Madde: 240 — Kanunda yazı- | lı hallerden her ne suretle olur- | sa olsun vazifesini suiistimal e- den memut derecesine göre üç | aydan üç seneye kadar hapso- | Tunur. Cezayı tahfif edecek se- hakemesi İİ zite için maliyeye intikal etmiş olup İ| mitlerden doğduğu yolunda vaki © larak alınmayacağını bu tarihten çok evvel anlamış ve o civarda arazi ara- mış olduğuna göre belediyenin o varda sakit hanedan âzasından Na- Likoğlu Eşrefin bilâhara fahiş fiyatla belediyeye satmış olduğu arazinin mevcudiyetine muttali olmadığın kabul etmek imkân yoktur. Likoğlu Eşrefin vali ve belediye relsi Muhittin Üstündağın eski bir kadaşı olduğu ve bu sebeple m ileyhin Muhittin Üstündağ taralın dan himaye edilmekte bulunduğu ve bilhassa satın alınan arazinin Likoğ- Ju Eşref tarafından elde edilmesi, be lediyece daha yüksek bedelle alına- cağı hakkında kendisine verilen ü- lan iddialar bu suretle bilhassa tetkik ve takibe şayan görülmüş ve tetkik filhakika Likoğluğşrefin Üstündağın mektepte tahsil sıralarında bir arka- daşı bulunduğu ve mumaileyhin sic | beplerin vücudü halinde bir ay- | dan az olmamak üzere hapis ve 30 liradan 100 liraya kadar ağır cezayı | Ve herhalde muvakkaten | memuriyetten (| liraya iblâğ edilerek o suretle bele- diyeye verilmesi kararlaştırılmış ol duğu iddia ve müdafaa olunmuş ise de Likoğlu Eşrefin belediyeye sattı- fı yeri satıştan bir iki ay evvelce dönmünü vasati olarak (30 liraden satın aklığına Vekiller Heyeti kara-| rına binaen mumaileyhin bu bapta-| ki müdafaası da yerinde görü! miştir. 3 — Asri mezarlık ittihaz edilmek | üzere Mecidiye köyü civarında Le-| vent çiftliği yanında maliyeye ait mü selles arazinin mübayaası keyfiyeti- nin Şehir Meclisinde 13-5-32 celsesin de kararlaştırılmış olduğu ve bu $v- retle o civarda mezarlık ittihazına «| verişli arazinin bulunup bulunmadığı hakkinda tetkikat yapılmadığı Me-| zarlıklar müdürü tarafından müda- e- lâhara mezarlık yapılmayacağı anla- silan meskiir aremi dan sarfınazar edilmiş olması hase- bile keyfiyet ve sonradan KLikoğlu Eşrefin arazisinden satın alınması hakkında ayni mecliste karar alınmadığı vali ve belediye rel hittin Üstündağdan sorulmuş ve mu- maileyh böyle bir iş için meclisten karar almak mecburiyeti bulunmadı ğına ve şehir meclisinin bu baptaki kararı büdee müzakeresi sırasında mezarlıklar hakkında alınan tedbir- lerin izahı sirasında âza tarafından temenni mahiyetinde izhar olunan | arzunun bir ifadesinden ibaret bulun duğunu ve bu sebeple hazineye alt müsbet arazinin mübayaasındun sor fınazar edilmesi için de karar alın- mamış olduğunu ifade ve müdafaa et miştir. 1580 sayılı kanunun 70 inci maddesinde sayılan meclis va zifeleri arasında riyaset ma- kamına bu yolda meclisten ka rar almayı tahmil eden bir fa- tura olmadığından Muhittin Üstündağin bu noktaya ma- tuf olan ifadeler ve müdaha- lesi yerinde görülmemiştir. 4 — Maliyeden mezarlık ittihaz e- dilmek Üzere istenilen yerin kısmen başkaları tarafından iskân edilmiş 0- Tup tamamen teslim edilmeyeceği hu susunun anlaşılmış olacağı ve esasen bu arazi civarında mezarlık ittihazı- na elverişli başka yerler de bulun-| duğu tahakkuk etmiş bulunmasına göre Belediye Reisliğince o civardan tetkikat yaptırılması ve belediye menfaatine daha uygun yerler bulu- nup bulunmadığının tesbit ettirilme- si lâzımgelirdi. Muhittin Üstündağ evvelâ yalnız Maliyeye ait araziyi al mak için çalışmış ve sonra da Anss- tas imzah arzuhal üzerine Likoğlu Eşrefin arazisini almıştır. Halbuki belediye Anastasın 29-1- 934 tarihli arzuhal ile müracaatından çok evvel hazineye ait arazinin bir kisminin birçok eşhasın işgali altın- da bulunduğunu gerek şahitlerin mü racaatları ve gerek tapuda yaptırdığı tetkikat ile tesbit edilmiş idi. Likoğlu - Eşref sakıt hanedandan Yusuf İzzettin veresesinden Nazife nunusani, şubat ve mart 934 ay da satin almıştır. Belediyenin mali İdi r ş olduğu ve nakdi İle ocralandırılr. || ©Y€ işlerinde çalıştırılmış olduğu v müebbeden veya | İ pazarlıkla aldık. Bu hal kanuna yeye ait müselles arazinin şartsız © itibariyle pek te itimada şayan olma masina rağmen oldukça mühim be evvelce ücretli vazife görmekte iken 936 senesinde Vekiller Heyeti kararı alınmak suretiyle ücretinin maaşa | kalbolunduğu neticesini vermiştir. Bu vaziyet Likoğlu Esrefin, Vali ve Belediye Reisi Üstü dağ tarafından himaye edil mekte olduğunu ve mezarlık için o yerlerin belediyece sa- tin ahnacağı Likoğlu Eşre- fe önceden ihsas ve ismâ edi- lerek mumaileyhin belediye-| nin zararına menfaat temin | olunduğunu gösterdiği gibi| mumaileyhin arazi hakkında pazarlık yapmak için ihzar o- lunduğu alâkaları tarafına| ifade olunan arzu, temayül ve arazinin alınmasında İstim lâk usullerine itbâ edilmeme- si keyfiyetleri de bunu teyit eden hususattandır. Vali ve belediye reisi Muhittin Üs tündağın bu muamele ve hareketleri vazifeyi ihmal ve sulistimal mahiye- tinde birer suç olup Türk ceza kanu- nunun 230 ve 240 ıncı maddelerine a 5s lunmaktadır. inmeniz lek Valinin sözleri K Ferleke ve duha bazı vesikalar o- kunduktan sonra reis, Üstündağa bu fezlekeye karşı bir diyeceği olup ol- madığını sordu. Üstündağ: Dün de arzettiğim veçhile biz gun bir şekilde cereyan etmiştir. nunun verdiği salâhiyetle hareket et tik, Üzerinde bir mesuliyet taşıyan adam bunu hüsnü istimal edebi mek için kanunun kendisine verdiği | salâhiyetlerden birini tercih ve ilti- zam etmekle mükelleftir. Biz pazar- lik tarzını tercih ettik. Fakat gene hiç bir kanuni mecburiyetimiz ol - madığı halde istimlâk kanununa gö- re bazı muameleler de yapılmıştır. 937 senesi sonuna kadar takdiri kıy- met komisyonu vazifesine devam et- | miştir. Yani bu karar komisyonun salâhiyetli bulunduğu zaman zarfın- da verilmitşir. Komisyon yaptığı İş- lerden dolayı mesul idi. 73 lira r. yicin yerinde olmadığı yolundaki id dia mücerret kalmaktadır. Kanun bize satın alınan arezinin fiyatım takdir hususunda değer pahasında diye yol göstermiştir. Bizim teşkilâ- İtimız da bu değer pahayı 73 lira o- lark tesbit etmiştir. Sakıt hanedana âit araziden belediyenin haberdar ol maması mümkün değildir, diyorlar Halbuki ben tamamen aksini düşü - nüyor ve belediyenin bu araziden haberdar olması için sebep görmü - yorum. Bu istimlâk muameleleri hep biribirlerini takip etmişlerdir. Bun- lardan biri cereyan ederken diğer biri zuhur ediyor. “Bu hususa dair gazeteler» de neşriyat yapılıyor. Bunun üzerine arsasını satmak is yenler bize müracaat ediyor- lar. Bunlardan birinin Eşref olması ve Eşrefin de benim arkadaşım olması onun malı- nı belediyeye satmak hakkını nezeder mi? Malını satmak o- nun en tabii haklarından de- gil midir? “Eşrefin sicili bozukken memüri. yette kullanılmasının doğru olmadı | ğini yazan müfettiş Işi eksik görmüş tür. Mademki sicili memuriyette ça- lışmasına mâni olacak derecede bo - zuk değildi, o halde niçin burada Talât, Türkiye Bisiklet Sürat i Şampiyonu Oldu Bisiklet federasyonu tarafından bütün spor mıntakalarının iştiraki - le tertip edilen Türkiye bisiklet mü- sabakalarının birincisi dün sabah Küçük Çekmece yolu üzerinde #a sekizde yapılmıştır. Bu müsabaka bir kilometre üzerinde yapılmış ve - İgalibi Türkiye sürat birincisi adde - - İdilmiştir. Müsabakaya muhtelif mıntakalar dan 24 koşucu iştirak etmiş vee! me şeklinde devam eden müsabaka lsr neticesinde Milli takımdan Talât birinci olarak Türkiye sürat birincisi olmuştur, Yarışlarda derece alanları yoruz: I Talât IE Erdoğan HI Bekir o Bursa Vİ Ali Eskişehir Bu müsabakadan ayrı olarak pa - zâr günü Istanbul — Edirne şosesi üzerinde 150 kilometre olmak üze - Milli takımdan Ankara, Türkiye bisiklet sürat şampiyonu Talât (ortada) İre Türkiye mukavemet birin pılacaktır. Bu müsabaka ferdi ve ta- kım koşusu olarık iki sınıfa ayrıl - aradan gelmiştir. bu şekilde sicili bozuk derecede gös- terildi. Eşrefin ücretli memurluk- tan maaşa geçmesi meselesine gelin- ce bu iddia da yerinde değildir ve be nim himayemle olmamıştır. Vekiller Heyetinin kararile olmuştur. Mesele- nin aslı şudur: Eşrefin mazisi üessesesinde çalışıyorlardı. Bu müesseseye hükmi şahsiyet veri- lince memurluk sıfatlarını kaybetti- ler, müstahdem oldular. Sonra tekrar bürası devlet müesseseleri meyaruna alındı. Ben geldiğim zaman bu zat ok truva müdürü idi. Sonra mezbaha le- vazım memurluğuna tayin ettik. âkıt hânedan Âzasından n veresesinden Tevfik nlar Karaağaç Yusuf İzzı man gidip almazdım. Çünkü bunlar. la sekiz, dokuz sene evvel aramızda bir mesele geçti. Bize bir spor saha- sı lâzım oldu. Sürp Agop mezarlığı nın altındaki arsayı almak istedik. Tevfik Bey bu arazi için bizden 43 bin lira istedi. Biz bu fiatı biraz yük sekçe bulmakla beraber kabul etmiş. tik. Fakat Tevfik Bey bu fiat üzerin. de durmadı. Beş gün sonra 55 bin li- raya çıkardı. Nihayet arsanın fiatı, belediyeye satılıyor diye 90 bin lira- ya kadar yükseldi.” Vali bu izahlardan sonra yerine 0- İturdu. Reis, diğer maznunlara bir di- veceği olup olmadığını sordu. Avni İYağız ayağa kalkarak dedi k Avni Yağızın sözleri Akdi vapmıya daimi encümen mozundu. Biz 287 numaralı kararna meye göre hareket etmek lüzumuna o şekilde hallet- tik. Her iki tarafta rıza bulundukça kazai yollara gitmenin mânası yok- tur, Ben bidatle ve iffetle kanunun verdiği vazifeleri kanunun çerçeve- si ve kanundan aldığım salâhiyet İçinde yaptım. Eğer bizim bu yüzden karşınıza gelmemiz icap etseydi, on- an evvel daha üç bin hâdiseden do- layı karşınızda olmamız lâzım gelir di “Bugün iki zihniyet carpı- şıyor: Biri cebir ve şiddetle lArkası: Sayfa 10, sütun 4 de) Beye ait olduğunu bilseydim, O za-| ADANADAN ASAMADA Yazan : , Fakat Ahlamış köylüleri bütün bu işlerin fabrika direktörünün yas tığı altından çıktığını da bi lardı. İki yıl evvel valiye uğrıyan muhtar hiçte o kadar fcna' ümitler le dönmemişti. Eğer Ahlamışa ya- kın bir fabrika kurulacağından va linin, daha doğrusu muhtarın ha- beri olsaydı, ne eder eder, validen söz almaksızın geriye döner miy- di? Ah şu fabrika direktörü. İtoğ lu it cinliğinden vaz geçip Ahla - mışlar köyüne gelse Muhtar mı, i- rasız pulsuz geriye çevirirdi? Am- ma, eline ne geçmişti şimdi?. İtin kuyruğu gibi ne uzalıp ne de kisal- mıştı işte... Bunları imam söylüyordu. He - men halkanın arasına karışan muh tar bir aralık doğruldu: — İyi söylersin, iyi amma, de diş; şimdi kidip te Ankarayı tek- rarlıyım istidamı iletelim?. mam, iki dizleri üstünde bir leylek gibi birdenbire doğ ruldu; ellerini dizlerine vurarak: — Hele'de bak muhtarımıza, di ye atıldı; aman aman; kim demiş kl ayaadinhareya lida Hetelimi rika direktörünün y istida?.. İmam, Ahlamış köylülerinin bir bir yüzüne baktı; aralarında muh- tarın yüzünü bulduktan sonra: Diyiverin, dedi, diyiverin ba kalım! Hin oğlu hin istidayı ters yüz eder iletir bize.. Kıçüstü bir 0- turtur ki, Ahlamışlılanı!.. İmam bunu söyler söylemez di lerini tekrar ayakları altına — “Muhtar, muhtar, dedi; seni hiç te iyi görmüyorum bugün! — E, ne yapalım dersin ki, ba- kalım sen? — Vay cahil! Ne yapalım diye de soruyor bakındı!.. Ve imam, muhtar, köylüler o ak şam yatsı ezanına kadar başbaşa verip düşündüler: Yanı başlarında akan şu Deli suyu ne etseler de hiç kimseye sezinti vermeden tarlaları na akıtıvermenin bir çaresini bul- salar!, F abrikanın işlemiye açıldığı dördüncü sy nihayetine doğ ru idi. Ahlamış köylülerinin susuz Juktan kupkuru kaldığı bir yaz sa- bahı, ameleler birer ikişer yola dö külüyor; fabrika civarında gece- yi geçirip kazan dairesinde çalışan lar bir karınca yuvasında olduğu gibi kalabalık bir gidip gelişle yol ları dolduruyorlardı. Bakır madeni fabrikasının kaza- Bı, işlediği gündenberi ayni zeve- ban derecesindeydi. Kazanları sön dürmek, tekrar ateşlemek uzun bir emeğe ihtiyaç gösterdiği için bü yapılmıyordu. Kazan dairesi nı başındaki ihtiyat su depoları ile fabrikanın can damarını teşkil e- diyor? İçeriye hiç bir yabancı bira- kılmadığı gibi Ahlamışın kenarın- dan koparak künk borularla ka- zana gelen su dalma kontrol edili- yor; ihtiyat su depoları her daki- ka gözden geçiriliyordu, eğer bir aksi tesadüfle kazana su gelmiye- cek olursa" Nöbençi mühendis işbaşı düdü - ğlünden evvel kazan dairesinden İ- çeri girdiği zaman saat altı buçu- ğu geçmek üzereydi. Ayni saniye fabrikanın ilk düdüğü duyuldu. Çok atılan bir taş parçası gibi, ha- yada âdeta genişlediği işitiliyor; ve eline geçerse TARLAYA ÇEVRİLEN SU Kenan Hulüsi arena ses o kadar uzuyordü Ki, fabrik”| Miberdis, birdenbire mıh” nır gibi durdu. Gözleri #” zandaki su mikyasını gösteren şir Üzerine takılmıştı. İbre kaf#”” da yavaş yavaş suyun ; azaldığı” gösteren bir hassasiyetle oynuyf'İ ve bu yavaşlık ortasında anla! maz bir süratle daima sağa döl başvurarak, bu son noktayı da #” çip hızla başka bir tarafa gid miş gibi kımıldıyordu. Tehlike kadar yakında idi ki, belki bir, İ” hut iki dakika sonra içindekile! beraber fabrikanın bir tarafını * çurup götürecek bir infilâk d acaktı, Ve âdeta kulaklarında Bi infilliki hissediyordu; ne derin uğultul... Birdenbire ihtiyat su depoların kazana bitişik musluğunu çevir Vücudüi, sanki ibrenin üzerine 3ğİ mıştı; ve devresinin altında görü mez bir takım gözlerle oraya döğ rü bakıyordu. fbre kolundan tutulup geriye #“İİ rilmiş bir hareketle sendeledi; # Ta daha büyük bir hızla norm su geçmiye başlamıştı. F brikanin içinde ve hayal” ölüm arasında bir bıçak # tı mesafelik kısa bir zamanda çen trajediyi ondan başka Tasli den hemen hemen yok gibiydi. Bız, kalın dört camla fabrika İç den ayrılan telefon odasında dil törü bulduğu zaman sesindeki rekliği ancak anlıyabilmişti: — Tahminen yedi saattenbefi zana su geldiği yok! Dedi, Direktör: — Deli suya adam kardınız mı? diye sordu. — Hayir! — Hemen çıkarınız. Telefonu kapadı. Deli suyun fabrikaya boruyla akıtıldığı yer hayvan sırtında “i rikadan kırk beş dakika öteydi. şündü: — Ya Deli su kurumu$"” Ahlamışlıların. söylediğine Bö bu yılki yaz. hiçbir yıla ben” miyordu. Ekinler kavrulmuş, 8” alar susuzluktan parça parça a muştu. Şu halde Deli su da mu Ka kurumuş olacak! Daha son”# g aydanberi Ahlamışta- dolaşan Deli su bu yıl hiçte iyi Ahlamışlılar yağmur de sina çıkarlarsa Deli su için de etsinler mi acaba? Mühendi telefonu kapar KAP” maz bemen atladığı hayvan e y ". da bunları düşünüyor; ve az #9 yeni bir inlilik tehlikesinde K* > cak fabrikanın berhava olmu$ yaleti içinde yaşıyordu. F akal birdenbire durdu ka tarafta Deli suya yol başındaki tepe üzerinde idi: radan, bütün Ahlamış tezek K' beleri, boy atamıyan ekinleri V* pi leş toprakları ile bir yığın £? dana çıkar; tâ ilerde, Ahlarm'$” zak bir dirsek çevirerek kayan rasında köpüre köpüre akıp #”.. Dell su gözükürdü. Tepenin ÜC. rine gelen mühendis, bir. #Üy gözlerini Ahlamışın yakıcı e rasından ayırarak Deli suya “e çevirdi: Tıpkı fabrikanın ilk * ldığı günlerde olduğu gi an varlanırcasına akıyor: daği$ # koparak gelen Deli su önüne P* lirse alıp sürüyordu. çal Arkası: Sayta 10, #ütU9