iz e Baza d, ğer, MMİZ. dürüst samimi olmak, Bareteyi olmıya çalışmaktır. | l Sen: M. Zekeriya SERTEL i a giy barikaları diye çocuk! iş iğimiz, halka öğrettiği. *P İnsanların biribirlerini | buldukları vasıtalardır: Ze- da yi, vikrop yayan bombalar, İF Şehri mahveden bomba mâni nedir bilmiyen bin tonluk muazzam zırh- | ie İçin az hk “aktan yakan esrarengiz şuslar NN gö ize N İktiyae hülmüz eksiliyor. —P, LU Sanki insanlık tablate kendi kendilerini imha i- | Fmış gibi. Bunları okuduk | P İşittikçe fenne karşı sevgi | #riyorla, iay-| İhan bulacağı şeyler bunlar- ar, hadi *t36, biz böyle fen istemiyo- ki lay, Hitleri W bi agi *n bağ “ Hal Kir i Miz , Lan ahi hi, Yor, ta me zaman Kendinizi dünya. Bu ,, Cunda bulabileceksiniz, I yı ” Beklâmin Faydası İnkal, Olara A Müdürüzç höay, dürlüğünün neşrettiği “Fo- ie, . Man Rang Yaş ki beyit San, Yanlizim tü Ayy hag, İYoruz. p, Sikiyor, aki oyy akat sonra bir gün bir Nevyorkla kilometrelik mesafeyi 16 | iyor ve yuvarlak küreyi dolaşıyor, Yakit gi aris ara- ihyanın meçhul köşeleri- aylarca, senelerce deniz- bin bir macera geçiren es | si » Kristof Kolombu, Magel- Miki e getiriyoruz ve fennin * hârikası önünde donaka- it için ktinde ünde gi, iş, Mde dünyayı devretmek ne de Mode düştindünüz mü? Bu gün kara vasıtalarile Parise üç ğe — » e Böre Diyarbakırla İstan na buy, Adaki mesafe üç günlüktür. T Amerikalı dayyareci bi- müg vildan Diyarbakıra gitti ©t içinde bütün dünyayı do * Daha iki sene evvel yine meri , erikalı kğ, li İremizi bir haftada| — eşebbüs ettiği zaman hay- İ an çek İki senede bu mesa- ” indirilmiş oluyor. ; ia mesafe mefhumunu baz yan Masallarda işitti, at gi he 1 artık bugün tam bir all Er Bir tayyareye bi- tuğ kapayın, tekrar gözünü. 2 büyük hürikadır! * nk me porta ile gelen New York Enzcteni un Üzerine konmuş iki kkatimi çekti, Baktım, » diğeri Türkiye i altını okud âbının hamlelerine nümu- m zesimlerin dercedildiği- 1 esim, gi nkaray, araya, ait zet, * bu resimleri, Matbuat V- Türkiye adi, eserden almış- eğ bu eseri bütün dünya ga < kad, lerine göndermişti. E- ;* Büzel basılmıştı ki, gaze- heye ii reklâm olacağını dü istifayı, va görmeden, bu, eser etmekten kendisini ala- Fırınlar Kapatılmış ia rl — Afyonkarahis; tey) e le fırıncılar arasın - e sebeplerden dolayı ih -| Üleygi 1ki taraf, mahkemeye Diy N Afyonkarahisar beledi winları kapatımıştır. Hal Mek hi ihtiy, N ln Eskişehirden te TAN Zonguldaga Hücum! Demiryollarımızı yaptık. Hâlâ da yapı- yoruz. Yurdun her tarafında biribirinden büyük fabrikalar kuruyoruz. Ergani, Ku- varsana, Karabük, Nazilli, Kayseri, İzmit, Beykoz, Paşabahçe, Alpullu, Uşak, Eskişe- hir, Turhal. ve diğer büyük fabrikalar, bu büyük sanayileşme plânımızın birer mu- vaffakiyetidir. Bütün bunlar oluyor, bütün olması lâzım gelenler olmaktadır da bir kömür, kömür iskelesi ve kömür frenleri işi mi olmıya- cak? Celâl Bayar'ın harp ve hücum plâ- nında bu da var: Zonguldağa hücum edeceğiz. atanın her yerinde ma- —Ç— V den kömürü yakılacak. kolay amma yakması ılarımızı kurtarmak el. — Demesi kolay amma kurtar. ordur. Öyle çabuk elden ted- doğmatik ve ihtısassiz $ yürümez. Bilenlerin si sk bu da'orman ştan başa bir dir. Başvekliden p açık ve samimi konuşa- Bu da barut f Ya- v er yerinde maden kömürü yakalım. Bunu daha s0- ğukkanlı ve pratik düşünerek şöy- le diyelim: Vatanın yerinde dece deniz yolu ve demir- ndeki yakalım. O kader ki, i atte bir ö- ere” bi lm, rasıdır, kalım kalım, he: yerlerimizde ma- t tezadı san- İçerde d Türk kö- yle bir rağbet var ki is- parişlerin yüzde pek kalacak kadar. Kö- lak arazideki b mayınız. İ mürü koyuverelim. için istihsali sle getirmek lâzımdır. pabilmek irçok er yapabilmelidir. Şöyle gelişi bakalım. Radımanın çoğal- nik ve moderı Bu plânın e o bölümlerde de çer- birer iş plânı ister, 3 — lek haline gel la geçen mir, mak ş ve babadan oğu- lı bir amele kurumu yılın canı istediği ay. tediği ay. , Ve para kazan- ediği aylarda şöyle, biraz de çalışmak, kömür maden- ciliği değildir. Maden işçisi nesil- den nesile maden işçisi olarak ka- arsa randıman verir. Bol ve mes- lekten amele, bol ve teknik malze- me ve çi da yetmez. Her yeni galerinin her karışı direk ister, Ma den kömürü demek;; kazmadan, a- meleden, elektrik ve ray kuvvetin- den önce direk demektir. Sonra yükleme limani ve götürme im ki günde bi ardık, Nereye koyaca- 1 dağıtacağız? alnız Samsun - Konya - Mer. sinin öte yüzü r. Yarın iki misline, ö- bürgün dört şüphe götürmez. Yılın hergünü yüz vagon habire taşımalı ki ancak ye- i bedelleri nakliye üc- ir miktarı karşılık gös- suretile yedek vagon alı- 17 Acaba şurada ve bu: rulamaz mı? Daha ter. Karabük yacak? Yüz binlerce kömür sobası için fabrika retlerinin misline çıkacağı da | .sasesasasasasan AKAG ak? Bütün bunlari İı birin glamak ister. Pamuk 1 fabrikalarında old er fab nerede kurul incelemek v tic pamul bi. Şeker işinde rr 7 ve rasyonel bir gidiş ister. N: itiraf etmiyelim ki biz Uşakı kur- uğumuz zamen ba İsin acemisi idik. Ve bu acemilik değil midir ki Al kısa bir zaman ük. Yine bu ki abuk sabuk, haksız b diködularla çalkanıp üzüldük. F kat kendimizi çabuk topladık. Bil Bİ, ihtisas ve rasyonal deni, üç ana küvvete sarıldık. Bu sayede de bu yıl beşinci ve altıncısını kuruyoruz. Pancar çift çinisi memnun ediyorüz ve pancar cılığı ziraatimizde hususi bir mes- lek haline getireceğiz. Bülün fab- rikalarımıza iç piyasada bir mali- yet ve fiyat kontrolünü otomatlaş- firdik. Orman kanunu sadece ka- nun olmakla b r ve gelir ifa de etmez, b rimli yapabilmek için orman sana- yli üzerinde bilgili bir inceleme ha- linde çalışılmaktadır. Bize (demir- yolu yapamazsınız) dediler, Vana, ürüma Varmak üzereyiz. Bize (demiryolu işletemezsiniz) dediler, satın aldıklarımızdan adam akıllı kâr etmekteyiz. Bize (bez, kumaş fabrikaları neyinize?) de: yorlar. Nalıncı çok görmüşlerdi, ga malzemesi yapan YAZAN: ÜNDÜZ eaeereeraraaaasesesemeseeeeseeeeaeearerreree eee —..eeaeasasamaniz Altıncı va peş Ergani, Kovarsana, Karabük zilli, Kaş Be bahçe, Alpullu Eskişehir, a ve bura ve ora kaçı zdılar. fabrikanın ray: ni seçmek eyiz. Na İzmit ımgelenler olmakta dır da bir kömür, kömür iskele: ve kömür trenleri cak? Celâl n cum plânında bu da vel dağa hücum! Hücum ba; isi mi elmiy harp “ recek. Yalnız zaferi ve Zaferin fe- nin edeceği cek, dünya sonun; yanlış veya kötü olanı nek “zem,, didiklemek samimi, a- kal) e hiyanettir. kirli hasettir. Fakat bir iyi ve doğ- olanı övmek te samimi, 'akıllı- tün ömrümüzde ılhca ya pek güven İz a samimi ve özden hareket etm Bir fıkracık an D umlupınardaki o ( Bilinmez Mehmet) in ilk yıldönümü Bütün vatanın binlerce mü messilleri oraya ma. Man: idi, terli bir kâtiple sevimli, sakallı bir Rara polis müdürlü- Gençlerin Derdi Yazan; Sabiha Zekeriya Sertol Memleket dahilinde Üniversite ve kollejlerde okuyan, Avrupada tahsil edip memlekete dönen gençle İderdi var. Bunların birçoklarile ko- um. Pariste tahsilden dör genç bu derdi bana şu şekilde izah et- İtiz ig n bir n bir “.— Cinsi ahlük meselesinde biz si; lerle, bizden bir veya iki nesil evvel gelen nesillerle anlaşamıyoruz. hayatta kadın erkek farkı tanımıyo- ruz. Bir genç kızla tam mânasile ar- kadaş olmayı, yeni yetişen genç kız- lar da erkekle arkadaş olmasını bili- yorlar. Fakat siz vey gelenler kafes arkasının çocukları ol- duğunuz, cinsi terbiye ve cinsi mo- İrali iptidai münasile anladı. bizim bu arkadaşlığımızı çirki helerle karşılıyor, bir moral haline gelen dedikodu bütün taassub, iyle faaliyete ge Biz, sizden evvel mu- ıştır. Harp muhak- Gözümüze ilişenler Plajlarda Mayo ve Havlu Meselesi Çalışma saatleri azaldı. Hükü- met daireleri, bankalar, büyük şir. ketler ve bir kısım büyük müessese ler yalnız saat on dörde kadar ça- lışmak usulünü kabul ettiler, Tat- bik ettiler, Öğleden sonra tamamile serbest olan bu büyük halk kitleleri ne ya Nereye giderler? Bu sıcak larda büyük bir kısmının plâjlara ve yerinde bir harekettir. Hava, güneş ve su gibi memleketin en büyük tablat servetelrinden bol bol istifade et- mesini, kış için sıhhat ve neşe top- lamasını tavsiye etmek ve halkı bu na alıştırmak elbette lâzımdır. Fa- kat şu mühim cihet var: Bizde halk mayo ve havlusunu taşımaya d: ha alışmadığı için ya bunları plâj- larda birakmakta veya plâjlarda verilenleri kullanmaktadır. Plâj- larda emanet bırakılan mayo ve havlular çok kereler sıkışık saatler de plâjcılar tarafından başkalarına kiralandığı için bu hallerin iki de de halkın maruz kaldığı tehlike birdir: Kaynar su ve sabunla: yı kanmıyan veya başka fenni bir te- mizleme ameliyesine tâbi tutulmı- yan ve bundan dolayı sari bir has- talık geçirmesi muhtemel olan mayo ve havlu kullanmak, Binaenaleyh Belediyenin bir gün evvel bu tehlikenin önünü alacak tedbirler ittihaz etmesi lâzrmdi Diğer memleketlerde olduğu gi bizde de plâjlarda çamaşırhane bu- Tundurmak lüzumu anlaşılıncaya kadar, havlu ve mayoların her kullanılıştan sonra kaynar su ile yıkanıp yıkanmadığını plâjlarda - arada bir olsun - kontrol ettirmek kabil değil midir?. Bu kabil değilse, diğer plâjlara da örnek olsun diye bu sıhhi ted- birleri Belediyenin kendi plâjı 0- lan Floryada tatbik etmek ve mü- ndur- M. ünden baş Osmaş « fabrikası şirk e hisse günde o kılâbın bizlere verdiği hürr muhafazakâr zihniyotlerinizle bizden e almak istiyorsunuz. Namus te- eski mutaassıp bir medrese hocası için ne İse, bügün hâlâ sizin için de odur. Biz aksini idd ruz, cinsi meselele: kâr oldu e karşı m unu söyliyen medrese zihni esini, — çok baya- übali anlamıştır. çok aşağı, çok yokluyoruz, ok i kendimize diyoruz k ! Bize kılıç i sen verdin, İ kültür zaferi yO- zaf Ona göre kadın yalnız dişi, erkek yal. ndır. Biz avi İnsa- nız hayvanlığı kuvvetli cinsiyet meselesini, iki müs nın arkadaşlığı olarak anıyoruz. Ka- | dun zamanına göre d İda J tır. Fa sizin nesiller için kadın di- İ şiden başka birşey değildir, bu zih- iyetledir ki sizi bizim arkadaşlığımı- İ, sair zamanlar tellektüel veya sadece arkad. 7 anlamaktan menediyor, genç kızlar la genç erkeklerin beraber gezmesini, imizde an veriyor. Uşak kuruldu. İtin. kuruldu ve kısa gören gelmez dediko- murıldandık Bu işi O zan le ya, bir “5, bir gün yerinde bir falso Teceksin, © “Öyle ya, kıri senedin var! Yüzde temettü vermedikleri doksan sekiz için yiri- yorsun!;, izce bunun —ister doğru ie r yanlış olsün— bir çıkar e bu yolu tercih et- rimizi yırtıp 80- . Kafa, yürek, dil ve #timizi elimizde tut- benzer yollar imiz de de samimi ten aldık. O bize ne verme bizden maddi manevi gedi ki? O bi bir tek şey esir- kın faziletsiz olmayın! ve bunu iki kelimelik bir emret iyet, fazilettir. te bu fazilet uğrunda Celâl Bayar Zonguldağa da hücum etti. HENDEKTE : Fazla " Yağmurlar Tütün Tarlalarını Harap Etti Hendek, (TAN) — Geceliyin saat yarımda bi mür saat on beş buç etmiş Dört saat pek şiddetli yağan z- kazamız içinde yüz seneden beri görülmediği iddia olünan seller İbâsıl etmiş lerin sı do- kuz saat sürmüştür. İnsanca zaylat İyoktur. Mezruat ve bilha tütün ya afa uyurken sular içinde kalıve beraber eğlenmesini amusa te İeaviiz şeklinde telâkki ediyorsunuz Bu çocuğun söyledikleri hepsi doğ ru, Fakat yeni de i nesiller, iddia İde bu kadar bir merale ettiği gibi cinsi mo radeli, bu kadar kuvv mı? inülünde çok ileri kade- mışız demektir. Fakat ha- zaman bunu aynen sahip oldu si ahlâk & melere yata baktığımız he yok ki namus meselesin- İde çok muhafazakâr bir muhitteyiz. Genç kırlarla erkeklerin beraber gez» İ mesi hiç namusla alâkadar bir mese- le olmadığı halde bunu İselesi yapar, hattâ biraz daha neşeli, İbiraz daha lâübali olanları “lekeli” İ telâkki ederiz. Bu mühitin namus hak İkındaki geri bir görüşüdür. Fakat ye- Bi gençler arasında da, tanıdığı veya İ tanıştığı herhangi bir kızı, ilkönce el- de etmek, onun saffet ve masumiye- ini İstismar etmek, onu cinsi bir te- İmayüle arkadaş yapmak hissinin hâ. kim olduğunu görüyoruz. Hattâ eski- lerin bir tabiri vardır. “Ateşle barut bir arada yanar.” Kadın ateş, erkek barut zihniyeti ve iradesizliğini taşı dıkça, muhitin bu hususta bizaz eni İdişeli olmakta hakkı var. Yukarıdaki n dediği gibi k erkeği laş telâkki ed İ ral, ancak irade: rali kuvvetli mubitlerde nüma bulur, Bizde daha cinsi terbiye denen terbi, ye gençlere verilmemiştir. Bu terbiye yi almadan atılan gençlerin birçok müşküllerle karşılaşması zarı. idir. Cinsi moral, cinsi terbiye gör. miyen, hayat hakkındaki telâkkileri, kökünü maziden koparnıyan, haya. tın değişikliklerine karşı eskiyi mu- hafaza etmek isteyen muha | muhitlerde teessüs edemez. Kafes arkasından geld yen nesiller bunu elbette ki anlıya. maz, Fakat yeni nesiller bu arkadaş. lığı tesis ettikleri zaman n kavemeti kendiliğinden yıkılır, İste. dikleri hürriyete kavuşmak için bu hürriyete lâyik olduklarını isbat et. | meleri, muhitin içtimai terbiye ve se- i , cinsi ahlâk telâkkilerini, yük İseltmeleri lâzımdır. Bu hususta eski nesillerden hiç birşey bekliyemezler, | kurtarmıştır. Seller, fakir bir |pin evi içinden geçmiş, halk kahve- İlerde ve dükkânlarda T namus me dımı ve; k cinsi bir me- , karakteri, elinsi mo hayat ile- bir müddet mış, bir çok ev müştür, Böyle rin bir sıvalı canını zor| halk, epeyce korkmustur.