38 ira dır, Abone bedeli peşini!” Araş m GUNUN MESELL ER; Yabancılar tg İstanbulda leler Görürler ? Yazan: M.) Zekeriya eprEy, Turizm hâreketini k, mek ağ ia ağ at bakımıydan dünyanın, © siz şehrine seyyah sağ ea diniyoruj. a Aİ Bu siyyahları Türki, min hiy faydası, meni varidat memba Ka: 3 hedefi de onlara ?*nİ , hıtajaktır, Onlara 9n kiyeyi ta yaytığımız harikaları senede Tirkiye ve “Türkler halgiötermek. denberi besledikleri yani m Be düzeltesektir. keli Elbuki bugünkü ha la iİk gelen yabapcı vatanda yahların gözlerine sarı, ve xl Onlarda bıraktığımız int Pedi"? de midir? Bu suslin cevahg lebimi. iraz güçlük çektiğimizi yermek iç te mübalâğalı sayı! sin Nİ ır. Yaz tatillerini stan ve Mek ürere şehrimize geleş “Sike Ünişersite talebesi İki Ame- Ae , lie teras a gm —İelerini, İntihalarını e takiğeediyorum. Tabiatin > hayran oluyorlar. Ker kö; ne çıkan yeni bir güzellik sarhoş oluyorlar, canlı sevinelerini rını sormiya — İstanbulda batan ve sizde vii o kan nedir? > ipleri” kapısında Onların iş <5 görünce inghala- Atiba bir” Hislerini ve |, ya lüzum GörMÜye e saklan! Va ağ sn çile SÖK emir Ki Cami ve apne SöYlediler; fn bırakırsanız, gAYlarMızı pi, tara- İstanbulu, bi para tari beri be bulduk. Bu İstanbulu başta; ve “İkimel olara an iy, iler pisliktir. Dünyanı, o batan | sını dolaşarak AN y, yaf kanlara girince tanbulda âzami bu derece ihmal şehir görmedik.,, dan Yeni ii Atinadan Teni dönen tin Üstündağın oradan Yay Mahit- tifade etiğini bilmiyoru, derece is- rupaya Yaptığı tetkik t Av- dönüşünde olduğu gi tinden Atinadan © dönüşünde | gefa da| yaptığı beyinatta bu hlaşeçilere | ümit verici Rörünmüyoş “a, fazla relsimiz, #'Ada merasim , Belediye | - lerden başka neler gö ziynlei. i- pece istifade etmiştir, hüi'e hg de i- | Halbuki Atina birçok camlar. slâka- sr lan bir belediyeciyi a y- İar eden Pevzularla “e bulun henüz daş . İstan- Balle mecbur olduğu b fakat ler Atinadn halledilmistiy * mesele. lediyesinin | belediyecilik Âtina be- bile bir Pelediyeci için , telâkkisi yandır, Umarız ki Diuhleği ke şa- dağ Atinmda gördüğünü! Üstün- hayırlı fanliyeğ; İstanbula töylediği eder ve #ehrimiz yüz sağa tatbik #an kurtulur, olmak- | * Deniz Bayramı e Türk SeMiciliz; buğün bayramını Yapıya, | (9 büyük Türk Gemiciliğ; kab dan is bül Ni sahillerinde isti pimi agla şe ii idi ii Yak bu ticaret larak Kong İle zenflymiş © intiyaçlarıı İ sahillerinin pütür isi m ett başka hakkıs” | munı yapmaktadır. ücude eee moya bahsoluyor: Bu mesele imizde yeni değildir. ii iü iyük bir içtimai ıslahat mi Dağ almak üzere selâmladığı- Mithat Paşa merhumdan ie öne kadar muhtelif isimler, teşekküller altında birçok yar- vücude getiril ir. eler, darüleytamlar, Da çocuklar şubesi, öksüz ir yatı mektepleri, Hi- 1 Cemiyetinin 1917 se- mağ KE oğlunda Firuzağada a9 ee “lsafirhanesi, bu mak- me lmuş yardım yuvaları- ın bazıları zaman zamas ynümi eyi fevkalâde he- sie iş bir çok ianeler is, uğraşmış mevcudiyet- ir milli varlık meselesi «£, Fakat bir müddet hari ME heyecanlar bir ta- gibi sönüp gitmiştir. Ha- Yaş gir eden bazıları da elli, en (EY evvel kurulan binaları alemi al kadroyu, #yni büdee- milan suretiyle biraz tekem " gtirmişler, ders programlari” Jeştirerek memlekete müs ya melce satls dır, > iştirmişlerdir. Fa- iii etikleri muhtaç yav- kat, adetlerini arttıramadıkları Tulafi rının hududunu da ge- gibi yere şler, bulundukları mev- nişi akik bir iş ve hayat merke- kideği lamamışlardır. Bu gibi Jer, sadece resmi maarif > ızın çok dikkatli bir mu- ve vazifelerine devam ak olar vazitelerine ediy ua temas etmişken bir BA geikanın kültür müesssese- de 3 gözden geçirmek İay- Terimi ek değildir: dada$ ada bütün kültür ve Yar- A ğesteseleri kendi hususi büd- e yaşıyan, küçücük bir nü- muazzam bir içtima! bünye kel den varlıklardır... Nasil zi pelkbir hüceyre bir zerreden bir meçgiiyet doğurursa, Amerika day yardım ve kültür mektepleri de ay odalı, beş eykırlı bir top- imini bir varlık olarak Takti mini kar rını açmışlar, barındırdıkları ohE ark çocukla etrafı imara, mü- Cöpglerinin hudutlarını genişlet- iy çalışmışlardır Bunlardan her biz giye kırk senede 15 — 20 bin "okutan, elli altmış muazzam binada b29 yüz küsur kurs üzerin- de geyş veren on beş bin eykir a Yazi şgğiyeP bulunduğu muhitin Baz, elektrik kanalizasyon, pastö- Yize git, telefo telgraf, otobüs Nakliy atı, itfaiye teşkilâtı gibi bü- tün 7 deni ihtiyaçlarını tatmin ©- m at medeniyet mer- değ yar , kezi haline ikolâp etmişlerdir. İş- t ileği, işte Humptov ka Beren kolleği!... Büf- lar gsiktarlari YÖ kiki hâyat adar! daş gden muazza kaçıdır. Bu mevzU beşik ye istiyen okuyu- culardan, Amerikânin en büyük mütefekkirlerindet birisi olarak ta nınan ve EN şayani hürmet zenci lerinden bİFİ yiyn Baker 1. Wa- shington't” “Kalelikten Kurtuluş, ünvanlı eserini, Türkçesini bulup ün okumaların! bih aysa tavsiye cde- rim. akat ben F a e heiün, değilim, KüSük zleri geçen ve hr- yetiştirmeyi istih m kollejlerin bir- üzerinde biraz bu mua?- imsesiz ç0- ht olmuş pr gören mü: ek istiyorum. Bu n Su Amerika efkâri Devi teşkili şısına tam bir müstehi, v rariyle çıkarak “PARA YEİNİZ, e le cenebi Ji Türk gemilerik nebi lim, cd in da servisler tesis e nek Li Iacaktır. On beş sene evvel bir veya . görünen bu hâdise buzün » kattir, ve Türk gemiciliği b“ “e Yen, bi hakikat yapan büyük ge Türk gemiciliğinin DX! N Türkiyenin istiklâj pay! < parçasıdır. Bu itibarla d8 fevkalâde kiymetliğiş, Bu günü denizellerimiz! Va biz de kutlulu tavuk çiftlikleri vi tiz 2 “Amerikada Berkşayr tepesindeki Kimsesizler Yurdunda yetiştirilen yavrular yemekten sonra salonda masal dinliyorlar Kimsesiz Çocuklar İçin Kurulacak Müesseseler Nasıl Olmalı? AÇ KİMSESİZ ÇOCUKLARINIZI OKUTUP YETİŞTİRİYORUZ, di ye muntazaman resmi büdceler- den tahsisat almakla, yahut müte-" madiyen iane toplıyarak kurduk- ları kadrolarını yaşatmıya çalış- mazlar. Bilâkis büyük hayır sahip lerinin, yahut mahalli hükümet büdeelerinin verdikleri paraları birer mütedavil serrüye haline ko yup müesseselerini kendi kazanç- ları İle yaşatmayı gaye edinmişler- dir; 1 — Bütün yatılı mektepler, is- tisnasiz, en ucuz arazi üzerinde ve şehirden tamamen uzak, takriben 300 — 500 bin eykırlık bir toprak sahasında kurulmuştur ve kurul maktadır. 2 — Müessese- ler, en zaruri ih tiyaçları olan yi yeceklerini ken- ; ; ; dileri (o yetiştir- meyi prensip &- dinmişlerdir. Binaenaleyh, mektebin gayet geniş bir hübus bat çiftliği, bir sebze çistliği bir Omeyva çiftliği (o vardır. Bütün yaz &sebzelerini bura:- dan tedarik ettikleri gibi kışın sar- fedilecek sebze ve meyvalarını da konserve edip buzlu kilerlerinde saklarlar. Bu sebzeler ve meyva- lar talebeler eliyle ekilir, yetişti- rilir, (Sırf gösteriş için, sırf tatbi- kat için değil. Bizzat ihtiyaç içn) Hesapları talebe elile tutulur. Mek- tebin iktısadiyat hocasının nezare- ti altında her talebenin bir iş plânı yardır. Bir sene zarfında takip et- tikleri istihsal plânının kârlı mı, yahut zararlı mi olduğunu talebe bizzat görüp anlar. 3 — Mektep dahilinde sarfedle- cek süt, tereyağ, Peynir. kaymak için hariçten mübayaata lüzum yoktur. Her mektebin talebe ade- dine, ve ziraat plânına göre yirmi, otuz, kırk seksen ineklik mükem- mel bir süthanesi vardır. Burada iler talebe tarafından pastörize edilir Kaymak makinelerinde kay mağı ayrılır. Tereyağı, peynir ta- lebe tarafından yapılır. Her çocü- ğa günde bir şişe süt tahsisat veri- fir, Fazla süt miktarı da satılır, mü- össeseye gelir temin eder. 4 — Mektebin ihtiyacı olan yu- #elerde münakasa Su- az. Her mekte- tavuktan başlı- on bin, tavuğa kadar ve yumurta, tavuk et in eden güzel, fenni na tat dır, Bu teşki- alınmı pi iki bin İkt, gr Yazan: <<“; Nezahat lüt ta diğerleri gibi talebe eliyle idare edilir. 5 — Mektep çocuklarının elbise lerini hariçte terzilere diktirmek usulü Amerika mürebbilerinin iha ta edemiyecekleri bir sistemdir. Mektebin on beş, on altı yaşındaki kız talebesi bir dikiş hocasının ne- zareti altında, son moda Amerikan rile fengârenk güzel elbiseler dikip giyerler. Ayni 24- manda küçük kardeşlerinin de el- biselerini hazırlamak , meharetini gösterirler. 6 —B müessesenin çâ- maşırları, son sistem çama- şır makineleri İle yıkanır, takim 6- dilir, kolalanır. Çiçek gibi rengi- renk basma, ke- ten elbiseler her çocuğun hususi elbise dolabına yerleştirilir. Bu işi de yine mek- tebin kız tale- beleri yapar. Ü- tü, tamir, kola, çamaşır dairele- rinde çalışan kızlar bir yandan da radyo programlarında güzel sen- foniler dinlerler. 7 — Mektebin mutfağında er- kek aşçılar nadide yemekler, haz- imi ağır tatlılar hazırlamazlar. Bu- na mukabil mektebin kız talebesi- ne riyaset eden bir gıda mütehas- sısı, muhakkak bir üniversite me- zunu muktedir bir kadın yemek Wstesini çocukların rine, vücut ihtiyaçlarına göre ha- zrlar. Genç kızlar da elektrik fr rınlarında mektebin ekmeğini, ku- rabiyelerini, . pastalarım, pişirir. ler. Reçellerini, tatlılarını kayna- tırlar. Yemeklerini hazırlarlar. Ta bii bir yandan da radyo dinler- ler. 3 — Mektepte buüç yüz,dört yüz talebeyi yemekhanede, yatak- hanede, dersanede süküta davet e den Jtenelfüs zamanlarında biribir lerinin kafalarını yarıp, gözlerini çıkartmamaları için nezaret eden, daima dört gözle etrafı kollıyan a- sabı gergin, talebenin kendisini tu zağa düşürmemesi için bütün akli melekesini kullanmıya mecbur, Fransız usulü muitler, musvinler, mubassırlar yoktur, Buna muka- bil her talebenin iş programı ve ders saatleri haricindeki zamanla” rını eğlenceli ve faydalı bir şekil de geçirtmiye yarıyacak bir çok meşgaleler, birçok kitaplarla zen- gin mütalea salonları, oyun salon- ları vardır. Nİ Fakat umumi yem khaneler, v- mumi yatakhaneler ;oktus. Tale. seviyeler aş beler yaşlarına göre, on beşer yir- mişer nüfuslu küçük gruplara ay- rilmiş, hepsi de ayrı ayri küçük köşklerde orta yaşlı bir zevç ve zevcenin nezareti altında birer al- le yuvasında yerleşmişlerdir. Bina ektep hududuna yaklaş- wmz zaman öyle eflöke ser çe- ken muazzam b r göremezsi- niz. Güzel tarhlar, nadide çiçekler arasında küçük zarif köşkler gözü nüze çarpar. Her köşkte güzel bir yemek salonu, iki talebenin müşte reken kullandığı bir kaç yatak o- dası, içinde sıcak bir aile hayatı halk edilmiye çalışılan, zarif şö- minesiyle, mutena tabloları ile, ra- hat koltuklarile birer oturma salo- nu vardır. Bazı müesseselerde her nevi yemek merkez mutfağında pi- şirilir, köşklere tevzi edilir, Bazı mekteplerde ise, her evin kadını kendi arzusuna, çocukların istek- lerine göre evinin yemeğini pişi rir. Yalnız umumi erzak, süt, ek- rumurta gibi şeyleri umumi an alır. Evin kadını bir aile reisi salâhiyetini haizdir. Çocuk- ların sevgi ve hürmetine, müesse- senin itimadına lâyıktır. B ugün bu ucu bucağı mıyan arazi içinde nihayet- siz bir faaliyet, sabahın altısından ina kadar durmak, din- bulun- gece y lenmek bilmiyen bir hayat cereya- nı vardır. Fakat bir tek düdükle en mihaniki bir faaliyet de- gil, her ihtiyacı tatmin eden ve her- kes kerdi şuuriyle işliyen bir fan- Jiyet! Bü müesseselerin büdeleri ba- n bizim bütün bir vilâjetimizin maarif idaresinin büdeesi « kadar- dır. Fakat bu büdce daimi bir istih lâk büdeesi değil, daimi bir imar, tevsi plânıdır. Binaların yapılma- sına yardım eden, çiftliklerin ge pişletilmesin! istiyen, kümelerin boyanmasına karar veren hep ço - cuklardır. Bu müesseselerin büdeeleri ba- | leri vardır. Bu zengin, hayırperver simalar, müesseseleri, ancak gös- terebildikleti muvaffakıyetler nis- betinde himaye ederler, Yapılan her işe cidden alikadarlardır. Mek tebi bir sergi temi eden seyirci gözüyle gezip müdürlerine basma- kalıp birkaç iltifatkâr cümle sar- fetmekle vazifelerini yaptıklarına kani değildirler Mektep büdeesini bir iş projesi ciddiyetiyle tetkik ederler, müessesenin cidden ziha- yat bir bünye gibi mütemadiyen büyüdüğüne, canlılığı muhafaza et- tiğine emin olmazlarsa yardımla. rını keserler. Binaenaleyh makalemin başın- da da söylediğim gibi Amerikan yardım müesseseleri birer müsteh- lik teşekkül değil, bilâkis müstah- sil insanlar yetiştirebilmek için Lârkam: Sayfa 8, sütun 3 tej A sun? asların mas hangi tatlı rif..., dıran bu haşin ses beynine örs gibi vuruş..uu, | 0 Ti Müşterilerin arasında bir 1 . çocuğu gölgesi halinde dolaşan rucağa sordum: — Sen mektebe gitmiyor musun — Hayır. — Neden? — Üç sene evvel yazılmak için İ gittik, yer kalmamış, iki sene evvel yine gittik, yer bulamadık. Bu sene gittim, on iki yaşından sonra çocuk ları İlk sınıfa almıyorlarmış. ğ Demek, bir ömür için, okuma ve | yükselme fırsatları üç sene içinde sabun köpüğü gibi üflenmiş ve W6- muş, pe — Burada kaç saat çalışiyorr, > — Sabah yediden, gece bire kâr dar. — Ne? O kadar hızla ve şiddetle sormu -. şum ki, çocuk korkulu rüya görüp, ültriyerek uyanan bir insan gibi korktu ve titredi. — Bu kadar sant burada ne İş y parsın? e — Sabah gelir dükkün şuna” beraber temizleriz (şu, on bes Ya, rında bir berber çırağı idik Akiyann, kadar burada müşterilere, kaifala - ra yardım ederim, sokak işlerini ya» parım, yerlere dökülen saçları sü - pürür, temizlerim, gece on İkiden sonra müşteri kalmaz. Şununla be- raber, bütün aletleri siler, dükkânı” süpürür, saat birde giderim. — Kaç para alırsın? çe — Haftada bir lira, / ) Otuz, otuz beş yaşlarındaki kalfa tamamlayıcı malümat verdi: — Bütün berber dükkânları bu» cuklarla doludur. İş kanunu çıkt” tan, bu küçük çocukların fabrika! da ve sair tehlikeli işlerde çalışı İsi menedildikten sonra, bütün bu feuklar berber, bakkal, sair bu gi, İyerlere yerleştiler. Bizde mesai saf olmadığı, iş kanununa tâbi olmad. ğımız için hu çocukları İstedik İgibi çalıştırıyorlar. (On beş a İki çocuğu gösterdi) Bu çocuk. küçü” Zün anlattığı gibi, sabah yedide pİS başlar, dükküm temizlediği gibi, miki İşama kadar saç keser, gece saat hi de dükkünin kepenklerini indirir. Bü tün bunlara karşılık ayda on beş Ji. ra alır. Bizi bilmem niye is kanun fir İna dahil etmediler. Bizler de işçi agi Zil miyiz? o Çocuk Esirgıme Kurumu, is bi su, ellerindeki kanunlar, ve mizan namelerle, çocuk İstismarnın #nüs -5 geçmiye çalışıyorlar. Kanunda Dizamnamede henliz acık ko? ta sızıntı yapan delikler var, Bun” istifade edenlerin, çocuğa kars ? tıkları bu zulmün önüne geçmek yeni tedbirler alınamaz mu Ae Bu çocukların çalışması belki mâl dilemez, fakat mesai saatlerini © © dut altına almakta hiçbir mahzur endişe yoktur. - İZMİTTE: / j pe hisle Kimya Fabrikgr Kuruluyor İzmit, (TAN) — 10ğ? rada yapılacak büy celerinde bulunseğ, klor ve sud koş temelini atacak er merbanka 1 N mal cak