1 Temmuz 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

1 Temmuz 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

irAdam 3 Çocuğunu! Rİ Sokakta bırakıp kaçtı ş (Başı 1 incide) 5 3en bunları ne yapayım? © Tabil bir merakla sordum: — Sen kimsin? Bu çocuklar neyin © oluyor senin? © Beriki, çocuklardan birini biraz © kaldırdı, başını biraz eğdi ve bu su- retle alnının terlerini, taşıdığı yavru lardan birinin entarisine sildi. Son- ra: < — Ben, dedi, berberim. Burada, Hamam sokağında dükkânım var. İsmim Mustafadır.. Bu yavruları bu gün, kapımın önünde buldum. Kendilerinden, düşürülmüş bir es- ki şemsiye veya kaybedilmiş bir yır tık cüzdan gibi bahsedilen yavrulara hayretle baktım: En büyükleri, altı yaşlarında ya var, ya yoktu. En küçükleri ise, e meklemekten henüz kurtulmuştu. Körpe bacakları küçük vücudünü bükülmeden taşıyamıyordu. Üçü de, İstanbulun en bakımlı yavruları a- rasında yapılacak bir müsabakayı ,, Kazanacak kadar güzel ve sevimliy- diler. Küçücük vücutlerini hemen hemen çırçıplak bırakan aşırı sefa- let bile, cazibelerinden birşey eksi tememişti. Küçükler, henüz konuşa- mıyorlardı. Büyük kızdan kendisi. nin, ve kardeşlerinin isimlerini sor- dum. Siyah gözleri kadar tatlı bir çocuk şivesiyle: — Benim adım Gülser! dedi... Sonra, berberin kucağındaki yav- ruları da parmağı ile birer birer gös- tererek takdim et: — Bunun adı adı da Yücel... Berber, acıklı, acıklı başını salla- dı: — İsimleri de kendileri gibi güzel amma, talihleri çirkin yavrucakla- rın!, — Kimin çocuklarıymış bunlar? — Bilir miyim ben? Bir şeyler öğrenmek ümidiyle bö- yük çocuğa soruyorum: — Anan, büban yok mu senin? Başını önüne eğip susuyor! — Yok mu? — Eviniz yok mu sizin? —ın, nı — Haydi beni götür evine? Küşük başını önüne biraz daha eğdi. Çenesi, gerdanına iyice gömül- müştü. Ve göremediğim gözlerinden, pembe yanaklarına iri iri taneler damlıyordu: 5 — Ağlama çocuğum... ve gidelim! Küçük başını kaldırdı. Gözlerin den sızıp yanaklarından kayarak ağ zına giren sicak tuzlu suyu yuttu. İbtimal susuzluğunu, gözünün yaşı . Gile gidermek istiyordu: . “— Bizi, dedi, sibin eve dötür!” On- | dan birşey öğrenemiyeceğime kani olunca, berberi tekrar sorguya çek- tim: “Yüksel,.... Bunun Dedim. E. Bugün Deniz Bayramıdır İş en (Başı 1 incide) * #earet' zabitleri, tahlisiyeden bir bö- Tük, Denizyolları, Akay, Liman ve Şirketi Hayriye mürettebatı, havuz- Mar ve İstinye işletmeleri amelesi ve Susuz armatörler mürettebatı ban- İNİ yyu takip edeceklerdir. * halay harekete başladığı zaman ge öğaği atdik çalacaklar ve bu, alay 3"İParktan çıkıncıya kadar devam ede- Yİ cektir. Alay Taksime varıp yerleri- ni aldıktan sonra tam saat ll de bay Tak çekme ve çelenk koyma merasi- mi yapılacaktır. Bu sırada yine dü- dükler çalınacaktır. Abideye, Gürle Halk Parti- $i ve İstanbul belediyesi, Deniz Ko- mutanlığı, deniz ticaret müdürlüğü, kılavuzluk, Denizyolları, Akay, Li man işleri, fabrika ve havuzlar iş letmeleri, Şirketi Hayriye adına çe- lenkler konacaktır. ün il k p İ © Çelenkler konulduktan sonra, de- niz ticaret mektebinden bir talebe ile “ir kaptan tarafından birer nutuk © Öylenecektir. | cce saat 19.30 da radyoda Müfit #det tarafından bir konferans ve- ” gikektir, Kızkulesi ve sabih fener i donatılacak ve birer de du- tir, ilm İzmir vapuru ile iki hbuldörapurunda ve Şirketi Hayri- m N ç şi N — Bu çocuklar hakkında hiçbir şey bilmiyor musun? — Bu çocuklar, dün gece, benim dükkânın sokağındaki Akgün oteli- ne gelmişler. Babaları da beraber- miş. Belki oradan birşey öğrenebili- riz.. “Akgün otelinin kâtibi Salih: — Evet... diyor, Bu çocukları bize dün gece babaları getirdi. Ben, ba- balarının Mehmet Rüştü oğlu İbra- him adında ve 30 yaşında bir adam olduğunu, doldurduğu beyânname- im. Beyannameye, ticaret gal ettiğini yazmış, Fakat biça tenin, ticaret yapacak sermsyesi de- ği, ekmek alacak parası bile yok- muş. Şafak vakti, hiç kimseye gö rünmeden çıkıp gitmiş. Çocuklarını da, bu berberin kapısı önüne birak- maş? ” Bu izahat, karşılaştığım feci mu- ammanın esrarını büsbütün arttırı- yor. Kendi kendime: — Acaba, diyordum, üç çocuğunu, kaldırıma bırakıp kaybolan bu adam kimdir? Nereden gelmiştir? Nereye gitmiştir? Ne iş yapar? Sönra, tıpkı, “insani bir şeklilde öldürülmek,, için “Himayel Hayva- nat,, cemiyetine sevkolunmüş met- Tuk sokak köpekleri gibi meçhul bir akibetin korkusiyle titriyen bu üç yavruya bakarak düşünüyordum: — Bu çocuklar me olacak? Bu üç çocuğu, sltından kalkılamı- yacak kadar ağır bir mesuliyet gibi yüklenmiş olan berber, karşılaştı mız zaman sordudu suali bana tek - İrarlıyor: İ — Ben şimdi bunları ne yapayım? Ben, cevsbıni bulamadığım bu su- alleri, tayin edemediğim #lâkadarla- timai muadele,, nin hallini istemek karar:yle oradan | uzaklaşırken, nikbin ve açıkgöz bir vatandaş. berbere nasihat veriyor: — Ne korkuyorsun yahu? Eğer sana bırakırlarsa, bu çocukları ma- den gibi işletirsin!.. Bunlar bir di- lenmiye başlasınlar da gör... Para, o- tuk gibi akar billâhi!, Şu nur topu gibi çocukalara baksana bir kere? Hangi kabadayı bunlara sadaka ver- meden geçebilir? Naci Sadullah | * Diğer taraftan öğrendiğim!ize göre dün bu yavrular polise teslim edil » mişlerdir. Polisçe celbedilen Akgün . |otelinin memuru, filhakika bu ço -| cukların dün bir adam tarafından terkedildiklerini ve mesleğinin mu- allim olduğunu söyliyen bu sdamın ayrıca karısının kendisini “bırakıp kaçtığını ve çocukları ne yapaca - ğını bilmediğini de ifade ettiğini söylemiştir. Dün, bütün araştırma. lara rağmen çocukların babası bulu- namâmiş ve çocuklar geç vekit Da- rülâcezeye gönderilmişlerdir. Istanbul Elektriği Devlete Geçti (Başı 1 incide) Öğleden sonra Şirket umumi heye ti, sdat 15,30 da son fevkalâde top- lantısını yapmıştır. Toplantıda | şir- İket müdürü ile, Avrupadan gelen hissedarlar mümessilleri hazır bu- lunmuşlar ve satın alınma mukave- lesini tasvip ve tasdik etmişlerdir. Şirket erkânı dün akşam Metro- handan ayrılmışlardır. İdarenin dün tebliğ olunan ksdro- sunda 15 memur açıkta kalmıştır. Bunların bir kısmı gayrimüslimdir, diğerleri de idarenin mütercimleri- dir. İdare millileştiği için mütercim- lere ihtiyaç kalmamıştır. Silâhtarağa fabrikasının © tevsii için proje hazırlıyan fen heyetinin çalışmaları birkaç güne kadar bite cektir, Hazırlanan projelerin tatbiki bir sene kadar sürecektir, Şarktan Muhacir Gelecek Çankırı, (TAN) — Şark vilâyetlet rimizden buraya B0 muhacir gelmesi bekleniyor. Bunların 50 si merkez köylerine, 20 si Çerkeş köylerine, 10 da Tlgaz köylerine yerleştirilecek İ tir. Muhacirler için evler yapılacak- tar. yenin bir vapurunda müsamereler verilecektir. POLİSTE » Bir Çocuk Bostan Kuyusunda Boğuldu Kartalda Yakacık caddesinde 2 nu maralı evde oturan Mustafanın 12 ya şındaki oğlu Niyazi, iki gün evvel or tadan kaybolmuştu. Niyazinin civar da Saim isminde birinin bostanında- ki kuyuya düştüğü ve boğulduğu an aşılmıştır. Niyazinin cesedi bostan kuyusundan çıkarılmıştır. Randevuculuk Yapıyormuş Zabıta memurları, Aksarayda, So fular caddesinde 69 numaralı Melek isminde bir kadının evinde gizli ran devü işlettiğini haber alarak bir araş tırma yapmışlardır. Evde Meleğin kı zı Melihat te dahil olmak üzere, 4 kadın ve iki erkek bulunmuştur. Bu evde ayni zamanda eroin içirildiği anlaşılmış ve bir miktar eroin ve 6$ rar bulunmuştur. Çirkin Bir Teklif Evvelki sabah, Karagümrükte, bir arsada, hendek içinde, odun parçası- İe başından ağır surette yaralı bir gencin bulunduğunu yazmıştık. Ya- ralının Kâzım isminde biri, yaralı- yanın da civarda oturan Vahit ismin de biri olduğu anlaşılmıştır. Vahit, Kâzma çirkin bir teklifte bulunmuş, istediğini mayınca da, eline geçirdiği büyük bir odun parçasile başını yarmıştır. Kâzımın vaziyeti ağırdır. Vahit heniz buluna mamıştır. Eroinciler Yakalandı Yenişehirde Taburağası sokağın » da sabıkalı eroincilerden Osman ta- rafından kiralanan 510 numaralı o- daya bazı şüpheli kimselerin girip çıktığı görülmüştür. Evvelki gece bu rada ani olarak bir arama yapılmış, 45 gram eroln İle 85 gram süt tozu bulunmuştur. Evde bulunan Osma- nın metresi Saadet ile gözcü Pavriç yakalanmışlardır. Memurlar arama yaparken, eve giren Osmanın adam larından Konyalı Haydar oğlu Mus- tafa, memurları görünce, elindeki €roin paketini mangalâ atarak imha etmek istemiş, fakat muvaffak ola- mamıştır. Memurlar bu evde, esrar- keş şoför Mustafayı dâ yakalamış - lardır. Eroin ve esrar içiren Osman henüz yakalanmamıştır. 5 Esrarkeş Tutuldu Karagümrüikte Kaleboyu cadde « sinde oturan kalaycı Hasan oğlu,Os- man, ayni caddede oturan Hayri oğ- lu motör Tahsin, Hasan Ali mahalle sinde Lütfi efendi sokağında 13 nu. mâralı evde oturan öksüz Recep, Sul tan mahallesinde Sarmaşık caddesin de 5l numarada oturan eskici Hüs- nü, ayni mahellede Tekke sokağın - da oturan Ömer oğlu Karakaş Cev - det isminde beş esrarkeş, Edirneka- pıda surlar dışında bir kovukta ka - bakla esrar içerlerken suç üstünde İ yakalanmışlardır. İ Göğsünden Yaraladı Kasımpaşada seyyar suculuk eden sokakta boyacılık eden Süleyman is minde bir çocuğun boya şişesini de- virmiş ve bu yüzden aralarında kav ga çıkmıştır. Kendisinden büyük ©- lan Süleymandan bir hayli dayak yiyen Lokman, çakısını çekerek Sü- leymanı göğsünden yaralamıştır. Merdivenden Düştü Kuşdilinde, Çukurbostan sokağın. da, 9 numaralı evde oturan Hristo oğlu Panayot isminde bir ihtiyar, Kı zıltoprak istasyonu civarında merdi venlerden inerken, syağı kayarak düşmüş ve başından ağır surette ya- ralanmıştır. Evvelki gece saat on iki sula rında Büyükadada Aya Nikola mezar lığı ile Aypark arasındaki tur yolu- nun kenarında kuru otlar tütuşmuş, Içamlara sirayetine meydan veril - İmeden söndürülmüştür. İ X Ahırkapıda, deniz kenarında ar kadaşlarile oynamakta olan Adnan isminde bir çocuk, oyun yüzünden çıkan kavga neticesinde arkadaşı Kadriyi taşla başından yaralamıştır. #4 Kıziltoprakta, Kadıköy ve Sua- diye semtlerinde birçok hırsızlıkla - Ferhat oğlu 13 yaşlarında Lokman! m BİRİNCİ Hatay İşinde Tam Anlaşma Oldu Başı 1 incide) Anlaşma Bugün İmzalanıyor Paris, 30 (A.A) — Anadolu hususi muhabiri bil. jansının diriyor Hataydaki müzakerelerin ya- rın imzası çok muhtemel bir an- laşma ile neticeleneceği haber alınmıştır. Vaziyet Bugün Matbuata Bildirilecek Paris, 30 (A.A) — Havas Ajansı bildiriyor: Hatay hakkındaki Türk — Fransız | müzakereleri bilkuvve neticelenmiş- | tir. Hataydaki Türk ve Fransiz kuv» | vetlerinin mevcudunun tesbiti husu- sunda Antakyada erkânı harbiyeler arasında yapılmakta olan konuşma- larda mevcut son hüşkülât da berta- raf edilmiş addolunabilir. Yarın Fransa Harleiye Nazırı ile Türkiye Büyük Elçisi arasında anlaşmanın hâsıl olduğunu müşahede için yapıl ması muhtemel mülükatta bunların maibuata Hatay meselesinin halle. dilmiş olduğunu tebliğ etmeleri va- rittir. Hâsıl olan anlaşmanın Suriye hü- kümetince de tasvibi için müzakere- lere derhal başlanacaktır. Hatayda bayram hazırlığı Antakya, 30 (Hususi surette gön- derdiğimiz muhabirimizden) — Ha- tay asekri müzakerelerine büyük bir samimiyet ve ayni zamanda ketümi- yet havası içinde devam olunmakta- dır. Salâhiyettar mahfellerden, pılan müzakerelere dair hiçbir ha - ber sızmamaktadır. Bugün Kuseyrde Türk askerleri - in Hataya girecekleri haberlerini protesto maksadile bazı dükkânlar kapatılmak istenmiş, fakat mahsli hükümet buna mâni olmuştur. Diğer taraftan Antıkyada Usbecilerden mü rekkep bir grup belediye dalresi 5 nünde nümayişlerde bulunmak ixte | mişlerse de hükümet kuvvetleri ta-! rafından dağıtılınışlardır. Anlakyada bilhassa Alevi mahfel lerinden sızan haberlere göre. geri ça ğirlan Milletler Cemiyeti Reisi, mad di menfaatler mukabilinde vazife - sini sulistimal etmiş ve Şam hükü- meti tarafından kandırılan Aleviler den para almıştır. Komisyonun geri çağırılması üze- tine Aleviler arasında büyük bir te- lâş başöslermiş ve verilen paraların İindesi istenmiştir. Bu yüzden büyük bir skandal ve rezalet çıkacağını âh- İıyan heyet reisi Ançer, gideceği gere aldığı paraları inde etmiştir. Diğer taraftan Türk askerinin Ha - taya girişinde hazır bulunmak üze - re on binlerce Hatay köylüsü şehir lere inmiştir. Her tarafta daha şim- diden coşkun bir bayram sevinci hü küm sürmektedir. rın faili olan Balıkesirli Sait yaka- (lanmıştır, k Köprü altındaki kişede yapılan İ hırsızlıkların fall olan arabacı Meh- met yakalanmıştır. 4 Yeldeğirmeninde Tepe soka - ğında oturan Mehmet oğlu 14 yaşın- da Mahmut, Mısırlıoğlunda bir ıh- lamur ağacından düşmüş, muhtelif yerlerinden yaralanmıştır. 4 İsmail isminde bir arabacının İ- daresindeki yük arabası, Balatta To dori oğlu Niko isminde bir çocuğa çarparak bacağından yaralamıştır. # Beyazıtta Çadırcılarda Sarnıç- h hanında oturan Süleyman, bir ala cak yüzünden ayni handa kahvecilik eden Mehmedi çakı ile sol bacağın- dan yaralıyarak kaçmıştır. * Arapcamide Sarı zeybek soka- ğında 6 numaralı evde oturan Hati- çe çeşmeden su almak yüzünden, ayni sokakta 1 numaralı evde otu « ran Ayşe Gündoğduyu teneke ile başından yaralamıştır. X Hasköyde, Turşucu mahallesin ide cami sokağında 14 numaralı evde oturan Eşrefin 6 yaşındaki oğlu Tur-! gut evin bahçesinde teneke ile oynar ken düşmüş, kolundan yaralanmış- | SAYFADAN MABAAT Yaptığı Büyü Tesir Etmey'nce Büyücü Kadını Dava Ettiler Başı 1 incide) 'Mübaşirin foryadı, öteki hatunuf, bu sözlere cevap vermesine İmkân bırakmadı. İkisi birden mahkeme sa- lonuna girdiler. Genç kadın davacı yerine geçti. Or ta yaşlı hatunı dinleyiciler arasın - da kaldı. Maznun mevkii boştu. Mü başirin bütün davetleri cevapsız kü“ lınca, dava edilen Bayan Hacerin gelmediği anlaşıldı. Ve davanın, gi- yabında görülmesine karar verildi. Asliye birinci ceza reisinin talebi üzerine, şahit sılatile dinlenen da- vacı Bayan Hayriye başından geçen garip macerayı anlattı: — Efendim. Bendenizi, öteden - beri ispazmez tutar.. Bu dert yüzün- | den çekmediğim kalmadı. Istanbulda ne kadar hekim varsa devrettim. Hiç birinin reçetesi iyi gelmedi. Biz, Cer rahpaşada, İsakapısı caddesinde otu ruyoruz. Mahalle müezzini komşu - muzdüur. Onun milesi Mükerrem de ahbabımdır, Derdimi ona da açmış- tm. Bir gün bana Dragmanda otu - yan Hacer adında bir kadını sağlık verdi: — Sen, dedi, ona giti. Onun new fesi yetmiş iki derde devadır. Ben, canım yanık olduğu için: “Bugünden tezi yok!” dedim, ve he- men gidip Biyan o Haceri buldum. Annemle teyzem, çöcuğum da yanım daydı. Buyan Hacer, içtiğimiz kah - venin soğuk telvesine dikkatli dik- katli baktı, Sonra bana: — Kızım, dedi, senin yüreğin. ka- ranlık bir deryaya düşmüş. Ben $e- ni kurtarıp sshili selâmete çıkarırım aroma, bu işin 30 lira masrafı var. Fakir olduğumu söyledim. Yalv: dım. Yakardım. Pazarlığa giriştik. Vur aşağı, çek yukarı. on beş liraya İ anlaştık, Bir lira da pey verdim. Ondan sonra, sırtı sırtina dokuz ün, Hacerin evine devam ettim. Al ın günü, beni kerşısma otürtu yor. Okuyor, üflüyor, tütsüler yapı- yor, muskalar takıyordu. Bir gün bana: — Kizim, dedi, senin baş düşman- Târihi teyzenle #nnenair Onlardan ayrılırsan, derdinden kurtulursun! Ben, bu sözleri duyduktan sonra. annemi teyzemi, düşman gibi görme- ye başladım. Rahatım bütün bütün kaçtı. Bir gün evimize gelip bana iki tane uzun tesbih gösterdi: — Şimdi, dedi, seni, karanlık bir odada, bu tesbihlerin icinden geçire“ ceğim. Mürit olacaksın! Dünyaya ye ni gelmiş gibi değişeceksin! Ben bu tesbihlerden de geçtim. Fa kat yine derdimden kurtulamadım. Nihayet Bayan Hacer: — Bütün uğursuzluk bu evde. Bu- nu sat, Kurtulursun! dedi. Ben bu nasihati de dinledim. On bin liralık evimi, 2000 liraya sattım. Fakat ye- ni taşındığım evde de rahat yüzü gö- rTemedim. İspazmozum geçmedikten başka, gözüme hayaller görünmeye, kulağıma sesler gelmeye basladı. E- vim gitti, 20 Uram gitti. Sıhhatim gitti. Rahatım kaçtı. Aklımın kaçma sına da kıl kaldı!, Bsyan Hayriyeden sonra, söz, tey- zesine verildi, o zamana kadar din- leyieiler arasında dürün, ve Hayri- yenin sözlerini mütemadiyen başıyla — —— Istanbul Oo müddelumumiliğinden gelen tezkereye göre, Muhittin Üs- tündağ Atinada olduğu için kendisi- ne tebligat yapılamadığı anlaşılıp, bunun üzerine duruşma 14 temmuz, saat 9,30 a birakıldı. Diğer taraftan Devlet Şürası mül- kiye dairesinde, otobüs fezlekesine ait tetkiklere devam olunmaktadır. Fezleke çok uzun olduğu için tet- kiklerin daha bir müddet uzaması mümkündür. ŞEHİRDE Neler Olacak? Hafta İçinde: Okspor Kurumu tarafından tertip edilen ok atışlarına pazar günü saat 15 de Okmeydanında başlanacaktır. tasdik eden Bayan Hatice de şahit si- fatile dinlendi: — Ben, dedi, saraylıyım. Gün gör düm. Insan gördüm. Dünya gördüm. Fakat böyle iş görmedim. Vaktinde aklım başıma gelmeseydi, o Hacer denilen kadın, (davacıyı gösterdi) bu kızın aklını başından alacak!., Rels müdahale etti — Lâfı uzatma, vakayı anlat! —Elbet sırasile, erkânile anlat - malı ki, anlaşılsın... Ne diyordum. Ha. ben zaten o Ha cerden hayır gelmiyeceğini, daha ilk gördüğüm gün anlamıştım. Güya ne- fesi kuvvetliymiş. Eğer gerçekten öy le olsaydı, nefesi açlıktan kokar my li insan, milyon kırar!, — Bayan vakayı anlat!.. Ne diyordum.. ha.. Bu Hacer bir gün benim midemdeki sancıya da ça- İre bulacağını söyledi: İ “—Siz, dedi, ikiniz de bir hafta, hiç bir şey yemiyecek, kimseyle konuş- mıyacaksınız.. Bu perhiz sizin içini- zi, dışınızı pirüpâk edecek!" Biz buna da inandık. Dört gün, dört gece, bir odaya kapandık. Ne İkahve, ne çay, ne su içtik, ne de ku- ru ekmek yedik! Fakat dört gün açlık, yalnızlık ca nima tuk dedi. Kadın kısmı, yeme - den, konuşmadan durabilir mi? Az kalsın ikimiz birden, Mazhar Osman hık olacaktık! Ben, usulca perhizi bozdum. Mut- fağa inip midemi bastırdım. Komşu- ya geçip, dilimi çözdüm. Ferahla - İdim, Hayriyenin de kulağıgı büküp: Kız, dedim, aklını başına dev- şir.. Bu Hacer bizi, ya açlıktan öldü- recek, ya çıldırtacak, Kadın, eski ko- İcanla ahbap mı oldu nedir? Bizi di- | vaneye döndürdü ! Bu sözlere, Hayriy'yindie aklı yattı. (Davacıyı gösterd. 7 ü da kar- | pini doyurdu. Sonra: — Ben, dedi, Gemliğe, amcamın yanına gideceğim. Bir kaç gün dir Yenir; sinirlerimi yatıştırirım! Fekat Hayriye “sokâğa çıkıp Sirkeciye gideceğine, Samatyaya pınca; aklım başımdan gitti: — Acaba, dedim; kız beni kanı rıp ta kendine bir fenalık mu 6d. cek? Bu tehlikeyi sezince, evdeki koca tesbihleri kapınca, soluğu Samatya karakolunda aldım: — Aman, dedim, bizi bu kadın -, dan kurtarın. Büyü yaptı, Basiret- lerimizi bağladı. Çözsün bizi! Bayan Hatice: — Işte efendim. Hal ve keyfiyet böyle!” deyip sözünü kesince, rels a- zalarla istişare etti. Ve müddelumü- minin mütaleasını bildirmesi için, mahkeme başka güne kaldı. Mahkemeden © çıktıkları zaman, Heyriyeı teyzesine çıkışarak: — Ben, dedi, sana “b kadın hâ kimleri de, avukatları da büyüler demedim miydi? Eğer hâkimlerin ba siretleri bağlanmamış olsaydı, bu - gün bir karar veremezler miydi? Ke- dın onları da büyülemiş olacak ki, işin içinden çıkamadılar! SEYİRCİ Saat 14 e Memurlar Resmi daire ve müesseselerde iş saatleri bu sabahtan itibaren değiş « tirilmiştir. Heyeti vekilenin valile - re verdiği salâhiyete (dayanan vali Muhittin Üstündağ, Ankarada oldu- ğu gibi, şehrimizde de çalışma saati- nin sabah sekizde başlayıp on dör- de kadar fasılasız devam etmesine ve İM te tatil edilmesine karar verm tir, Ancak bu kadar yalnız temmuz 3“ Yı için verilmiştir. Bu bir aylık tecrübe iy! netice ve- rirse bü şekil 15 eylüle kadar uzi- #lacaktır. Cumartesi günleri yine ka nun icabı saat 13 te tatil yapıla * caktır, KARSTA Bir Genç Boğuldu Kars, (TAN) — Kars çayına girin Kahveci çırağı Yusufilli 18 yaşında Hakkı boğulmuştur. | dı? Benim bildiğim, nefesi kuvvet - — Sırasile anlatıyorum evlâdım. | | Kadar Çalışacaklar ||

Bu sayıdan diğer sayfalar: