10-6 038 (Başı 1 incide) «e Polatkan, üsteğmen Avni Kara- üstteğmen Hamdi Barlas, teğ - İğne Akal, teğmen Kudret Ka Süvarilerihizi getiren Polonya ban li Polonya vapuru, bayraklarla ap olduğu halde dün saat 13,30 la Oğaza girmiştir. Boğazda, spor- Fimızdan mürekkep bir kafile ta- , >dân İlk istikbal yapılmıştır. Yi- bı, Vârilerimizi Boğazda karşıla Üzere saat 14,30 da Tophanede Vizbank önündeki rıhtımdan bir R kalkmıştı. Bu motörde binicilik undan yüzbaşı Fethi Kızıldoğan e Orgeneral Fahrettin Altayın emir Müdür muavini Nihadın baş- a bir heyet bulunuyordu. Purun alelusul Büyükder önlerin- i,, »Vâyenesi yapıldıktan sonra, bu er gemiye çıkmışlar, ve süvari v. *2e “hoş geldiniz!” dmişlerdir. bur Beykoz önüne geldiği vakit, koz spor klübüne mensup 12 fu “Pura yanaştı. Beykozlu sporcu- Rey erimize güzel bir buket ver ir. lan iki sahilinde toplanan halk selâmlıyor, binicilerimizi al- da Arnavutköyündeki Boğaz SRS talbesi de rıhtıma sıralanmış aman sübaylarımızı selâmli bayrak ve mendil sallıyorlar- J sapar saat 16 da limana girdi. Film isri ve fotoğraf objektifleri iş Pe başladı. Vapur uzaktan görü #örünmez, Tophane rıhtımı üze- iş Oplanmış olan on binlerce halk alkışlamaya başladı. Vapur ikça, heyecan artıyordu. Bu- İF mahşer halini almıştı. Rıhtı- bütün caddeler, iç sokaklar dolmuştu. Gemi nihayet rıh çok yaklaştı. Düdük öttü- Sehri selâmladı. Rıhtım üzerin- an Şehir bandosu selâm havası * mukabele etti, Kahraman sü &üyiniz vapurun üst güvertesinde "Üyerlardı. gi sallıyorlar, halkı N » &lkaşlıyordu. Nvr saat tam 16,15 d rıhtıma ya a Simdi süvarilerimizi daha ya- Na Rörmek mümkün oluyordu. Soşmuştu. Herkes vapurun mer i aaa cağı yere doğru koşmak is- Süvari Silen erimizi rıhtımda karşılama- ler arasında vali ve belediye uhittin Üstündağ, İstanbul ko- Seneral Halis Bıyıktay,akade komutanı General Ali Fuat, Si Komutanı Gneral İhsan İlgaz, «Müfettişi General Şemsi Tahir çüvari müfttişi ve İzmit komu- “eneral Mürsel Bakü, ordu sıh İN Mütehamın General Suphi Ya- pe komutanı general Os « e, General Cemil Cahit, Güm azeti yaverlerinden Cev. a urriyaseti Muhafız Alayı k iel Albay İsmail Hakkı, şehrimiz bazı mebuslar, Reasürans Refi Celâl Bayar, Vilâyet, Be Da erkânı, Üniversite tale- KİS Tüşşefaka lisesi, Galatasaray My » İstanbul Kız Lisesi, Binicilik i, Gedikli erbaş okul ta “ klüpleri mensupları, Es- el Hi Ve teşekkülleri mümes- ie Parti bayrakları ol- Parti mümessiliri, birçok e ve eli Komutan ve sübaylar, N Yaya polis müfrzeleri, mat DEN ve on binlerce pl vapurun merdiveni İn- Üzeri, alkış ve bağırış my yordu. Her taraftan: lin Atatürk çocukları! Ya yükseliyordu. Xi £ Jk LL a ba güvertesinde, merdi- ize evvel kahraman sü- üstteğmen Hamdi hay inde kazanılan Musolini Misa, ,* #öründü. Kupanın görü Sıhtim üzerinde toplanan on Yü, “© halkı tekrar coşturmaya Yorü, oldu, Alkışın arkası kesilmi. Suvarilerim Nihayet diğer sübaylarımız da mer- diven başına ( toplanmışlardı. Önde yüzbaşı Cevat Gürkan, sonra yüzbaşı Eyüp Öncü, üstteğmen Saim Polat- kan, üsteğmen Avni Karaca, üstteğ- men Hamdi Barlas, teğmen İhsan Ak- al, üstteğmen Kudret kasar sıra ile merdivenden indiler. Karaya ayak basarlar - ken tekrar şiddetle alkışlandılar, Bu sahne çok heyecanlı oldu. Vali ve Be lediy Reisi Muhittin Üstündağ, şehir namına, hoşgeldiniz, dedi. Gnç arka daşları karşılamaktan iftihar duydu- Bunu anlattı. Atatürk namına süvarilrimizi karşı laması emir buyrulan İstanbul Ko- mutanı Halis Bıyıktay, genç sübayla rın birer birer ellerini sıktı ve dedi ki: — Arkadaşlar. Büyük Reisietim- hurumuzun başarılarınızdan mem- sun olduklarını sizlere müjdele-| mekle bahtiyarım. im ki bu yüce teşvik ve iltifat, sizlere yarın ki başarılarınız için lâzmgelen iz TAN Dün Süvarilerimiz kazandıkları kupalarla beraber binicilik mektebinde taretli konuşmalar yapıldı. Romada kazanılan Musolini ku: pası, çay masasının üstüne konmuş tu, Herkes bu kıymetli altın kupa” ya bakıyor, tetkik ediyordu. Bir aralık yüzbaşı Cevat Gürkün: — Manevi kıymeti için ne derse- niz diyiniz, dedi... Maddi kıymti on szim ve kudreti verecektir. Ne mut | bir bin liradırı. Sigorta ettirdik. Öy- lu sizlere... Şehir Meelisi namına da Avni, kı- sa bir nutuk söyliyerek “hoşgeldiniz, dedi. Kahraman binicilerimizden yüzba- şı Cevat Gürkan bunlara uzun bir nu tukla cevap verdi. Cevat Gürkan ez- cümle dedi ki: “— Sayın büyüklerimiz, sevgili kar deşlerimiz, Bugün bize gösterdiğiniz bu candan sevgi eserine nasıl teşekkür edeceği- mizi bilemiyoruz. Bizi böyle yüksek bir sevgi ile karşılamanız svgili mem leketimize kavuşmaktan gelen sevin- cimizi çek arttırdı, Bütün ar 'kadaşlarımla beraber minnet ve te- şekkürlerimizi sunarız. Değerli gaze- telerimizin bizim için yazdıkları gü- zel yazıları yabancı memleketlerde okudukça bilseniz ne kadar seviniyor duk. Ve bu sevinç bizim azmimizi, mil H vazifemizi ifaya olan gayretimizi bilseniz nekadar arttırıyordu. Var olu MR araeşierımiz! BiZ buyuk birşey yapmış değiliz, yaptığımız İş büyük ec dadımızın yaptığı bu işlerin binde bi ri değerinde olamaz. Ancak uzun sü- ren atalet devrinin yaptığı gerileme- den sonra o şerefli cedlerin saf kan- larının hâlâ damarlarımızda attığını gösterebildik ise ne mutlu bize, Arkadaşlar, size Avrunpanın Sü - bay At atlama yarışlarının en büyi mükâfatı olan Musolini altın kupası- nı getirdik. İşte onu görünüz! Bu ku pa, milletimiz namına bize tevdi edil miştir. Çok ileri giden İtalyan mille- tinin büyük milletimize selâmını da taşıyoruz. Yaşasın Büyük Atatürk, Yaşasın Büyük Türk Milleti ? Biniciler eller üstünde Yüzbaşı Cevat Gürkan bu sözleri, halk tarafından eller ve omuzlar üs tünde taşınirken söylüyordu. Bütün binicilerimiz, rıhtımdan caddeye ka- dar eller üstünde taşındı. Binicilik o- kulu talebesi, sporcular, bu arada pehlivan Çoban Mehmet, Üniversite talebesi, kiymetli sübaylarımızı el üs tünde taşımak için âdeta biribirlerile yarış ediyorlardı, Süvari zabitlerimiz caddede, güç- lükle halkın elinden kurtularak oto- mobillere bindirildi. Otomobiller, cad deyi dolduran on binlerce kişi arasın- dan güçlükle yol bularak ilerliyordu. Doğruca Sipahi Ocağındaki Binicilik Okuluna gidildi. Bu sırada sübayları mız makineli tüfek atışiyle selâmlan dılar. Bahçede çok heyecanlı sâhne- ler oldu, Sübaylarımızın anneleri, eş. le getirdik. Yolda da kupaya muha- fız olarak üstteğmen Hamdi Barlası tayin ettik, di, Bu esnada Orgeneral Fahrettin A) tay, İstanbul komutanı General Ha- Vs Biyıktay ve daha bazı generaller ve yüksek rütbeli komutan ve subay lar okula geldiler. Orgeneral Fahret- tin Altay müsabakalara ve seyahate ait hâtıralarmdan bahstti Yarbay Mahmut Kayaelin nutka Bundan sonra, binicilik okulu yar komutanı Yarbay Mahmut Kayaal bir nutuk söyliyerek dedi ki: — Bugün, Avrupada zaferler ka- zanarak yurda dönen ekibimizi bura- da selâmlamakla bahtiyarım. Bu da- kikada bize zaferler, şanlar getiren ar kadaşlarımızı aramızda görmekle bü yük bir sevinç ve hyecan içindyim. Bu sevincin derecesini ölçmek müm kün değildir. Arkadaşlar, ekipimizin kazandığı zaferin büyüklüğü hakkında söz söy lemeyi fazla bulurum. Bilirsiniz Vi Cümheriyetin kort, dul mind bakan TÜERy Edi da, Atatürk Türkiyesinde, her saha- da bir savaş başlamıştır.( Bu savaş Avrupaya yetişmek, Türkün tarihin deki yüksek mevkii tekrar elde etmek savaşıdır. Bütün bu savaşlarda Tür- kün er geç her sahada seref mevkiini tekrar işgal etmekte gecikmiyeceği şüphesizdir. Bunun ilk beliren emare leri işte ekipimizin zaferidir. Bu za- fer, birçok zaferlerin başlangıcı ola- / caktır. Ekipimizi okul namına, arkadaşla- rım ve şahsım namına tebrik etmeyi bir vazife bilirim. Ekipimiz önde bu lunmakla, mesleğine olan sevgisini de isbat tmiştir. Yaşasın Büyük Ata-| türk, Yaşasın Büyük Türk Milleti.” Dün binicilerle beraber gelen Orge neral Fahreddin Altay vapurda gelir ken, kazamlan zaferler karşısında his lerini şöyle ifade etmiştir; — Türk ekipinin zaferi, hu ekipi tşkil eden Türk süvari sübayları- nın feragatle çalışmalarının tabii bir hakkı ve n haklı bir zaferidir. Dün, yüzbaşı Cevat Gürkanla görüş tük. Hislerini şöyle anlattı ; — Nisten itibaren mütemadiyen pek çetin rakiplerle karşılaştık. Şim- diye kadar otuz üç tane ferdi müsa - baka kazandık. Ekip İtibarile Niste Polonya ordusu kupasını aldık. Porte kiz ordusu kupasında da bir salise farkla ekipimiz ikinei oldu. Asıl mühim olan Roraa müsabaka larıdır, Müsabakalar, başlamazdan ev vel İtalyan gazetelerinin yazdıkları- na nazaran, geçen senedenberi vszi- yetlerini mütemadi ilerleterek inkişaf leri, çocukları, kendilerini karşıla. mak üzere rıhtımda toplanmışlar, fa. kat kalabalıktan daya doya yüzleri ni bile görememişlerdi. Okul bahçe- sinde otomobillerden inince, sevinç gözyaşı döken analar, oğullarının boy nuna heyecanla atıldılar, sarıldılar, Evli sübaylarımız eşlerinin hararetle ellerini sıkıyorlardı. Okulun diğer sübayları, talebesi, zaferden dönen arkadaşlarını hararet le kücaklıyorlar, öpüşüyorlardı. ali he Okul bahçesinde resimler çekildi. Bunlardan sonra, kıymetli binicileri- miz, binicilik okulu tarafından oku- lun üst kat salonunda hazırlanan bü. feye götürüldüler. Orada kendilerine limonata, pasta ikram edildi. Çok ha- ettiren İtalyan ve Alman takımları- nin Roma müsabakalarının birinci ve ikinciliğini taksim edecekleri tahmin edilmekte idi. Fakat müsabaka neti- cesi bildiğiniz gibi, umumi tahminle ri altüst ederek bizim lehimize çık - tı. Musolini kupasını İtalyan devlet a- damı Musolininin elinden alırken duyduğumuz iftihar hissini kelimeler le anlatmak mümkün değildir. Orada olmalıydınız da o sahneyi bizim gi- bi duyarak görmeliydiniz... Bu kupa 1934 de İtalyan ekipi tarafından ka- zanılmıştır. li 1935 snesinde ayni kupayı Fransız Jar İtalyan. takımından almışlardır. Yani o seneyi Fransızlar kazanmış- lardır, 926 senesinde İtalyanlar tekrar bu kupayı Fransizların elinden alıyorlar. 1937 senesinde İtalyanlar bir daha alıyorlar. 1938 de de biniciliğin en çetin mü cadelelerile biz alıyoruz. Şimdiye ka dar bu müsabakaları tesbit etmiş o- lanların kanaatlerini de ilâve ederek söyliyebilirim ki, bu seferki Musoli- ni kupası dünya süvarilerinin en he- yecanlı ve en sıkı imtihanı halinde ce reyan etti. Eğer bu sene kupayı biz| kazanmassydık kupa İtalyan takımı na mal olacaktı. Musolini kupasının bizim elimizde jtamamen malımız kalabilmesi! i- çin taktmımizın ayni müsabakada üst üste iki sene daha birinciliği alması Jlâzumdır. Kupa nizamnamesinde bir milltin mütsakıp iki sene daha birin- ciliği alması lâzımdır. Kupa vizam - namesinde, müteakip üç senelik bi « Tinciliği ile kupanın hakemliği yazı- 1dıf. Demek oluyor ki, Mussolini hu pası 938 galipleri olan bizde gelecek seneye kadar emaneten duracaktır, Gelecek sene müsabaka tarihinde kupayı götürüp yine imtihana koy- maya mecburuz. Varşova müsabakaları, binicilik tekniği bakımından Roma müsabaka ları kadar ehemmiyetli idi, O müs bakalarda Saim Polatkan bir birinci lik kazandı. Orada çok çetin, çok mer dane çarpıştık. Hasımlarımız mükem mel hazırlanmıştılar. Onlar da bizim gibi galibiyete takatlerinin son der cesile yapışmıştılar. Koparan, kopa Tana tabiri ile her saniye ne olacağı tahmin edilmiyen bir şekilde savaş - tık. Şimdi beraberimizde Mussolini kupasını getirdik. Kazandığımız Po « lonya ordusu kupası gümrüktedir. Musolini kupayı bize verirken çok mütebessimdi. Ekip şefimizin elini sıkarak tebrik etti, Kupayı kendi eliyl verdi. Üzerinde Muso- lininin kendi reliyefi bulunan altın madalya da bizzat kendi elile verdi. Göğsümlze taktı, Yanında birçok Generaller vesair zevat var dı. O gün itiraf ederim ki çok yo rulduk. Müsabaka saat 14 de baş İamıstı. İki manejden ibaretti, Bi- rine manejde Almanlardan 6 puvan | fazlasile birinci olduk. İkinci ma- »ejde hir puvan farkla birinci ol- duk ve kupayı kazandık. Yüzbaşı Eyüp Öncü de ihtisasları- nı şöyle anlattı: — Nis müsabakalarına çok hazr- Tıklı gitmiştik. Altı senedir bu islere muntazaman çalışıyorduk. İyi netice ler alocağımızdan emin olarak git- miştik. Bu müsabakalar bize bir tec rübe oldu, Kazanacağımız kanaati kuvvetlendirdi. Niste bir ekip birinciliği, bir de ekip ikinciliği aldık. Bir çeyrek sani ye farkla ikinei olduk. Diğer müsaba 'Kalarda 32 muhtelif derece aldık. Bu dereceler 7 - 2 inci dereceler arasında dır. Niste en kuvvetli ekipler karşı— mızda idi. Varşövada ilk gün Saim Polatkan birinei oldu. Gelecek senele re daha çok çalışarak iştirak etme- miz lâzımgidiğini anladık. Üstteğmen Saim Polatkan da inti- balarını söyle anlatıyor: — En heyecanlı ve mühim müsaba ka, Musolini kupası müsabakası idi. Dünyanın en kuvvetli ekipleri vardı. Almanlar; İrlandalılar, İtalyanlar gi- bi... Almanlar'üç sene birinci gelerek bundan evvelki kupayı almışlardı. Bu kupayı bir defa da İtalyanlar,son ra tekrar İtalyanlar kazandı. Şimdi de bun kupayı biz aldık. Musolini ku Geldiler payı güler yüzle bize verdi. İkinci e- kip sübaylarına gümüş madslya da verdi. Kazanan atlarımıza da kendi eliy- le kordela bağladı. Bizi tebrik etti. Her millet kazanmak için bütün kuv vetile çalışıyor. Almanların müsaba- kalar için 12 kuvvetli ve iyi at var. dı. Bizim gönderdiğimiz 16 aftan ancak 4 - 5 iişe yarardı. Dalma on- lara biniyorduk. Romada, daha müsabakalar yapıl- madan İtalyan gazeteleri yazilar ya- zıyorlardı. “Musolini kupasını kim ka zanacak?.” diye tahminler yürütü- yorlardı. “Ümit ediyoruz ki İtalyan- lar alacak. Fakat, Alman, İrlanda ve Türk ekiplerinin elinden bu kupayı al mak pek kolay değil. Bilhassa genç Türk ekipinin elinden almak kolay olmıyacak. Türkler herhalde iyi bir rol oynayacaklar.” diyorlardı. Fakat neticed kupayı biz kazandık. Kupanın ebediyen bizde kalması için de çalışacağız. Avrupa beynelmilel müsabakaları- na ilk defa iştirak eden ikinci ekipe dahil genç sübaylarımızın dördü de iyi intibalarla dönmüşlerdir. Onlar da iyi dereceler almışlardır. Subaylarımızın eşlerinin intibaları Dün binicilik okulu salonunda veri len çayda, sübaylarımızın aileleri de bulunuyordu. Kadınlar bilhassa çok heyecanlı idi. Yüzbaşı Cevat Gürka- nin eşi Bayan Fazilet kenâisile görü- şen muharririmize hislerini şöyle hü lâsa etmiştir: — Çok memnun ve bahtyarım. Ce- vadın dünya sübayları arasında iyi bir mevki kazanması beni, mensup ol duğum Türk milleti namına çok mem Bun etmiştir. Yüzbaşı Eyüp Öncünün şi Bayan Ayşe de şunları söylüyor: — Çok mesudum. Kocamın birinci lik kazanacağından emindim. Çünkü tok çalışıyordu. 18 aylık çocuğum Candanla beraber Eyübün yolunu bek ledik. Dört senedir evliyim. Bugün en mesut günümdür. Binicilerimiz; * dün akşam, ç: sonra doğru evlerine giderek | etmişlerdir. Dün yorgun oldukları i- çin, verilecek ziyafet geri bırakılmış- tır. Ziyafetin günü bugün tayin edile cektir Sipahi ocağı da, gelecek cu- martesi akşamı süvarilerimiz şerefi ne Yeniköydeki yazlık bahçede bir ba lo verecektir. Binicilerimize daha muhtelif toşkküller ziyafetler hazırla maktadırlar. Bu arada kendilerine ve rilecek olan birçok hı dır. Dün rıhtımda birçok kuronları bu- keler vardı. Bu arada Galataseray ve gazetemiz namına yaptırılan ku- ronlar nazarı dikkati celbediyordu. Güneş klübü, İstanbul komutanlığı na muna birer buket vrilmiştir. Daha bir çok buketler vardı. Mıntaka spor ku rumu da sporculara bir kupa vermiş- tir. Gazetemiz tarafından kahraman bi nicilerimize bir saygı alâmeti diye ve rilen kuronu Muhtar Necip Çiçekevi bir sanat eseri halinde hazırlamıştır. Kuron, bir at başı şeklindedi! Bu münasebetle şunu söyli ki Muhtar Necip, çiçekçilikte az bir zaman içinde bir sanat inkılâbı yap- mıştır. Münevver bir Türk gencinin canla sarıldığı bir işte ne kadar mu valfak olabileceğini isbat etmiş, can- sız şekillerden ibaret olan eski kuron lara, ince bir zevk sokmuş, çiçeklere âdeta bir ifade kudreti verebilmiştir. Muhtar Necip Çiçekevi Beyoğlu caddsinde gözü en çok okşıyan Türk teşebbüslerinden biridir. Okuyamamak Felâketine Düşenlere Yardım Karilerimizden o Kadıköy ortaokulu son sınıf talebesinden Tomris Yurtoğ. Iu yazıyor 6-6-38 günkü gezetenizde çıkan Yal. kin im mesinde Dü bit imiş. Şimdi Kadıköy İl ortaokulu bi- yn doğmuşum. Babam za- tirmek üzereyim, Babam bize Kurtuluş savaşı günleri hatıralarını anlatır, bizde bunları helecün- İn dinlerdik. Hafızamda en kuvveilk ka- ları hikâyelerden biri de benim doğduğum penenin çök kış yapan günlerinde erzak ve çephane taşıyan Daday köylü kadınla rından bir tanesinin kapımızın önünde ve askere odun götüren #rabasının üstünde çocuğunu dünyaya getirdiği ve bu kadı - nın eve ulınarak İlk sıhbi yardımın be - nim henüz dünyaya geldiğimin sayılı gün leri içinde yapıldığına ait olan hikcâyesi- dir. Türk olduğu için kardesim olan bu ço cuk Anadolunun hangi köyünde ve ge- pe kimbilir hangi köyün sürüsünün ba - ında kaval çalmaktadır bugün. Ben dok tor olacağim ve ilk işim hiç hatırlama - dığım güzel Dadayıma giderek kahraman ler yatağı olan köycüklerinde dolaşaca - Eğer Dadayın salâhiyetter bir maka, mı veya bir şahsı gazeteniz vasıtasile be- na bir köy ismi verirse bu köye her gün okuduğum gazeteyi ve köylü için faydali kitapları göndermiye söz veriyorum. Ve bu ricama şunu ekliyorum. Vaziyeti mü sait olan her Türk ferdi de benim Yap mak İstediğim vazifeyi yapmak östiyecek tir. Zelzele felâketini geçirenlere yapılan yardım gibi okuyamamak felâketine dü şenlerin imdadına koymak her “Türkün vazifesidir. Siz buna güzel bir yol açabi- lirriniz., si > Zührevi ve cilt hastalıkları Dr. Hayri Ömer iğleden sonras Beyoğlu Ağacanı sarsısmda No 133 Telefon:435R“ yazıyı okudum: Ben 923 se-| okuyucu | | Ispanyada Yeni Hava Taarruzları Mektupları (Başı 1 incide) şark cephesinde ve Kastelipnada iler lemekte ve Kastellonaya 10 kilomet re mesafede bulunmaktadırlar, Papanın teşebbüsü Vatikan, 9 (A.A) — Ekseriyetle iyi malümat almakta olan mehafil - den öğrenildiğine göre, Papalık ma- kamı, Franko hükümetini sivil aha- linin tekrar hava bombardımanla - rına uğramasına mâni olması için mezkür hükümet nezdinde müdaha- lede bulunacağı söylenmektedir. Pa- palık makamının, bir müddetlenbe - ri kendisini Franko nezdinde temsil etmekte olan Mösyö Cikonyam'a ta- limat vermiş olduğu söylenmekte - dir. Vatikan'ın yapacağı bu teşsbbü sün hiç bir zaman protesto mahiye - tinde olmıyacağı, fazla olarak nez - dinde bu teşebbüsün yapılacağı hü - kümete karşı dostluğa mugayir hiç- bir mahiyeti olmadığı izahtan müs- tağnidir. I KAŞE GRİPİN sizi günlerce ıztırap çekmekten kurtarır. En şiddetli baş, diş, adale ağ- rılarını, üşütmekten mütevellit bütün sancı ve sızıları keser. Nezleye, romatizmaya, kırıklığı karşı çok müessirdir. Mideyi bozmaz, kalbi ve böb- rekleri yormaz. İcabında günde 3 kaşe alıma- bilir. İsmine dikkat. Taklitlerin. den sakınınız. Ve Gripin yeri- ne başka bir marka verirlerse şiddetle reddediniz.