10 Haziran 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

10 Haziran 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i b 7 | i ! i Li LİLİ TY Ad. Umumi Af Için Gönderilen İstidalar (Başı 1 incide) 1908 inkılâbı, Balkan harbi, Ci - han harbi, İstiklâl savaşı gibi impa- Tatorluklar deviren, milletleri fır- tınalara sürükliyen geniş siyasal, sosyal ve ekonomik değişiklikler İ- de, binbir mahrumiyet ve binbir ap içnde yaşamış, ve bu müthiş fırtınslar ve değişikliklerin doğur - duğu şartlar saikasile, cehalet ve'da- lâlet yüzünden suç işlemiş olanlara Acımıyan bulunabilir mi?... Hele bu ievkalâde şartlar içinde yaşamış; cehalet ve dalâlet yüzünden suç işle miş olanlar Atatürk nesli olursa, A- tatürke candan bağlanmış, harp cep helerinde, inkılâp cephelerinde, ö-| nunla beraber savaşmış, onun yanın da, onün izinde yürümüş, onun çek- tiği ıztırapları beraber çekmiş; yeni bir millet, yeni bir vatan yaratırken, | ona malzeme olmuş, öna naçiz mal- zeme taşımış bir neslin, bir Atatürk neslinin felâketzedelerine kafşı aziz hükümetimizin ve İnkılâbımızın “ep ağır yüklerini omuzlarında taşımış, en ağır cefalarını çekmiş olan sizle- rin, bigâne kalamiyacağınıza oem niz. Vatana hiyanet etmiş olanlara ib- zâl edilen şefkatin Ulu Önderle ve| sizinle beraber bu yurdu ve inkılâbı kurmak için naçiz hizmetler ifa et - miş bir neslin muztarip ve müteneb- PPM MP Adli Tıp Müessesesinin Faaliyeti (Bap 1 incide) Müessesenin mesai istatistiği içinde insanı ürperten iki rakam daha var. jdır. 936 yılında müşahedehaneye ak- li vaziyetleri şüpheli 1281, 1937 de 1221 kimse gelmiştir. Bunların için- de uyuşturucu madde yüzünden &- kıllarını bozanların mühim bir ye kün tuttuğu görülmektedir. Beyaz zehir ve uyuşturucu madde yüzün - den 243 erkek müşahede altına alın- mış, bunlardan 156 sının itiyat ve ip tilâsı sabit olmuş, tımarhaneye gön- derilmiştir. 21 kadından da ön dördü de ayni âkıbete uğramıştır. Müşahe- dehaneye adliyeden cezai ehliyetleri tetkik edilmek üzere 226 erkekle 52 kadın gönderilmişlerdir. Erkekler - den 64 nün cezaya ehliyetli olma - dığı, on yedisinin de akli durumla - rı cezayı hafifletici mahiyette oldu- Zu kadınlardan da 18 nin cezaya sh liyeti olmadığı, birisinde hafifletici sebep bulunduğu, 34 ünün cezaya eh liyeti olduğu anlaşılmıştır. Hapisa - nelerden de 35 erkekle 4 kadın gön - derilmiştir. Erkeklerden yirmi üçü « nün, kadınlarda nda üçünün deli ol- dukları görülmüş ve tımarhaneye gön | zarureti başgöstermiştir. Böyle bir derilmişlerdir. l Polis te müesseseye 399 erkekle, 241 kadın göndermiştir. Erkeklerden | vel dünkü taahhütleri tasfiye etmek | 313 nün, kadınlardan da 204 ünün akıllarını bozdukları anlaşılmış ve Bakırköy akıl hastanesine gönderil- mişlerdir. Morg müessesesi 114 müs- İç evlâdlarından, âdi suç işlemiş © İlüman, 26 gayrimüslim erkek, 41 anlardan da esirgemiyeceğini Umar | müslüman, 19 gayrimüslim kadın ce ve bu âlitenapığın tebarüzüne deâ-| sedile 36 cenin, 34, nevzat, 21 sakat eti hürmetle öperiz, Ankâra ceza evi mahkümları,, Hatayda Idare Türk Unsurunun Elinde daş /Başı 1 Örtü dare şimdilik devam etmek - tedir. Vali Abdurrahmanın beyanatı Antakya, 9 (A A.) — Anadolu A- Jansının hususi muhabiri bildiri - yor: Vali Abdurrahman Atayolu gâze- tesine beyanatında, “prensiplerimiz- den hiçbir şey feda etmeksizin bun- ların tatbikat sahasında tahakku - kuna çalışmak maksadile valiliği ka bul ettiğini, bildirdikten sonra, ekal yet unsurlarını ekseriyet unsurla - zi istirham eyler, aziz ellerinizi | maddı 33 te muhtelif ahşs muaye- ne etmiştir. Muhtelif suretlerle müessese ge - çen sene Bakırköy akıl hastanesine Istanbuldan 873 akıl hastası gönder- miştir. Adli tabiplerin sayısı ondan yirmi altıya çıkarıldı Adliye Vekâleti bütçesile Adli Tıp ve işime, medi hetassmnkenie brğlmnen nişletmiş ve adli tabiplerin sayısı - nı 10 dan 26 ya çıkarmıştır. Bunla- rın ikisinin asli maaşları yetmişer, dördünün elli beşer, beşer, altısının kırkar, sekizinin de otuz beşer liradır. Eskiden bu mü - essesede doktor yerine ssistanlar kul lanıhıyordu. Şimdi bunlar lâğvedil - miş yerleri doktorlara bırakılmış - tır. Veküilet ayni zamanda tıp İşleri müessesesi umum! müdürü Halit 'Te- | kinin maaşını 100, umumi müdür. muavini Fahri morg müdürü Rahmi ile kimyahane | müdürü Fehmi Rıza Anlının maaş- İlarını yetmişer liraya çıkarmak su - altısının kırk Canın seksen, ve riyle sükün ve huzur içinde emin ve retile takdir ve taltif etmiştir. Mün- hal doktorlüklara henüz kimse tayin müsterih olarak kardeşlik hissile ya! ogi iştir. şamıya, davet etmekte ve sükün ve asayişi bozanların cezalandırılacak - larını söylemektedir. Valiyi vazifesi başında ziyaret 6- 'den kumandan Kale, orada bulunan memurlara bir nutuk söyliyerek eğ- cümle demiştir ki: «.- Her yerde memleket ekseri. yet unsuru idare eder. Ekalliyet- ler buna tâbi olurlar, Türk-Fran- sx dostluğunun her türlü halel - den vikayesi için bütün icraatı ya pacağız. Bütün memurlarm bu zih niyetle hareketlerini isterm. Ak- sne hareket edenler derhal ceza - landırılacaklardır. , Paris elçimiz, Bonne ile tekrar görüştü Paris, 9 (A.A.) — Hariciye oazırı Bonne, bu sabah Türkiye büyük el- çisi Suat Davazı kabul etmiş ve ken disi ile Sancak meselesi hakkında gö rüşmüştür. Bir Fransız filosu Beyrutta Berut, 9 (A.A.) — Fransız Akde - niz filosuna mensup 7 kruvazör, 6 torpito muhribi ve 6 deniz tayyare - «t bir haftalık bir ziyarette bulun - mak üzere buraya (gelmiştir. Filo Fransız fevkalâde komiseri ve Lüb - nan hükümeti mümessilleri tarafın - dan limanda selâmlanmıştır. Bu filo, Lübnan sahillerinin ne de rece müessir bir tarzda müdafaa © dileceğini tesbit etmek üzere yapıla cak muhtelit manevralara iştirak e - Yeni adliye maaşları Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen Adliye Vekâleti teşki - lât ve kadrolarında yapılan değişik - Wk hakkındaki kanun dün müddei - umumiliğe tebliğ edilmiştir. Yeni kadroya göre Adliye Vekâleti ceza işleri umum müdürünün maaşı 100, başmuavinin maaşı 80, ikinci mua - vinin 70 ve hukuk işleri umum mü- dürünün maaşı 100, başmuavinin 80, muavinin 70, zat İşleri umum müdü rünün maaşı 90, başmuavinin 70 ve ikinei muavinin 55, evrak müdürü - nün maaşı 35, levazım ve dahiliye müdürlerinin 55 liraya çıkarılmış - tır. Kadro bütün hikimlere ve müdde- iumumilere çabuk terfi etme imkân darını da hazırlamıştır. Istanbul ad - liyesindeki hâkimlerin yarıdan faz- lası bu kadroya göre terfi hakkını kazanmışlardır. | temmuzdan itiba - ren maaşlarını yeni terfilere göre a kim, aza, müddelumumi ve müddeiu mumi muavinlerinden maaşları 90 altmış beşe, 80 Tiralıkların sayısı yüz altmış dedi 194 iken tı yüz #ltmışa çıkarılmıştır. decek ve yeni Berut limanının küşat resminde bulunacaktır. İ başlamaktadır. lacakları anlaşılmaktadır. Reis, hâ » ira olan hâkimlerin sayısı 60 iken 65 iken yetmiş dokuza, 70 liralıkla - rın sayısı 74 iken yüz seksen sekize, 55 liralıkların adedi 109 iken iki sekize, 45 Ilralıkların &- 347 ye, 40 liralıkların sayısı 380 iken dört yüz seksen be-| Almanya - eski Avustufya dahil - şe, 3ö liralıkların sayısı 516 iken al- |94:$ (GAŞMAKALEDEN MABAT)| Ticarette Güven Ve İtibar (Başı 1 incide) Bize kalırsa döviz büdcemizi denk bir hale getirmek, düne ait taahhüt- leri tutmak imkânını vermek ve ha- rici itibarımızı korumak, başka her düşüncenin üstünde gelir. Denk dö- viz büdeesi prensibile ihtiyaçlarımızı sıraya koymamızı ve mevcut serbest dövizimizle evvelâ memleket bakımın dan lâzımı ve ancak ondan sonra zev , rahatı, süsü ve lüksü temin etme- | mizi kimse tenkit edemez. anav dükkânlarında Kaliforni ya elmaları, bakkal dükkânle- | rında Kaliforniya kuru erikleri"ve konserveleri satılıyor. Bunlar milli| müdafaamızın ilk ihtiyaçlarından bi- ri olan altın mukabili dövizlerle ö-|| denmiştir. Sonra çay, ham lâstik, kalay gibi birtakım maddelerin mem lekete Amerikan menşe şahadetnm- mesile gelmesinin önüne geçilmemi$, bunlar da serbest döviz kaynaklarımı #in üzerine yüklenmiştir. Mevsim icabı darlıklar da bu araya karışınca fevkalâde tedbirler almak zaruret bir memleketin itibarını hiç!) bir zaman sarşmaz. Yalnız bir an ev- | ve yarınki hareket tarzı hakkında | bir yol göstermek şarttır. Memleketin itibarına güvenerek dünkü döviz esaslarına göre memle- kete mal gönderenler bilmelidirler ki paralarını filân ve falan zaman zâr- fında veya filân ve falan yolla ala- caklardır. Bundan sonrası için de, dö- vize sit ödeme imkânları münâsip bir marjla hesap edilmek şartile bir kai- de konulması bir zarurettir. Memle- ketin her ticari müessesesi faaliyet tarzını, hariçteki ticari münasebetle- rini ona göre ayar edebilmek imkâ nını bulmalıdır. Yeni tedbirlerin ba- zırlığıyle geçen birkaç günlük zaman st Yakikemnta lar -hie zumundan bir gün fazla bile uzat! mamalıdır. ktısat Vekâletinin türlü türlü faydalı işleri var. Biz bunları dalma candan bir iftiharla ileri sürü | aşlara tanıt- mayi en tabii vazife biliyoruz. Buna mukabil ana prensiplere dair olarak tenkide muhtaç gördüğümüz bir vazi yeti sükütla geçiştirirsek ve ticaret â- leminin derin bir derdini ifade et-|İl mezsek iyi işler hakkında yazdıkları- mıza kimse inanmaz. İyiyi ileri sü-'İl ren, fakat tenkide ihtiyaç gösteren va ziyetlere göz yuman bir yazış taraına okuyucu çok haklı olarak hulüskâr-|| lık damgasını basar. İ Memleketin inkişaf işlerinde çok mesuliyetli vazifeleri olan Türk ga- zetelerinin bu damgadan masun kal- maları ve kanaatlerindeki samimiye- te okuyucular tarafından candan ii nılması lâzımdır. Öyle olmazsa bir ga zetenin yazılarında hiç bir ikna kud- reti kalmaz. Bu bakımdan İktisat Vekâletinin yukardaki tenkitlerimizi haklı ve prensibe uygun bulacağına ve hari- ci itibara taallük eden şu işlerde or- talığı, ne sekilde olursa olsun, aydın- latacak bir şekilde hareket edeceğine şüphe etmiyoruz. Ahmet E: Avrupada Tahsil Eden Talebenin Tahsisatı Ankara, 9 (Tan muhabirinden) — Hükümet hesabına yabancı memle- ketlerde tahsilde bulunan talebelere 1938 mali yılı içinde verilecek aylik tahsisat hakkında Maarif Vekâleti tarafından hazırlanan bugün resmi gazetede neşrolunmuş- tur. Kararnameye göre, bu sene müh- telif memleketlerde tahsilde bulu- nan talebelere verilecek paranın Türk lirası olarak listesi şudur YALMAN Jita, Belçika 943, Çekoslovak- ya 103, Macaristan 105, Fransa 105. Hâkim muavinlerinin maaşları 35 | Paris 116.5, İtalya 118,5, İngiltere ve hâkimlerin maaşları da 40 liradan | 147, İsviçre 126, Rusya 199,5, Ame- rika 115,5 lir. İ| ven bir arabanın başında belki | indik. Herkesin ağzında, Divrik | bin lira varidatı olan bir bele- Bir Haldedir ! Şark seyahatinden dönen okuyucumuz anlatıyor: — Kuruluş tarihini bilmiyo- rum; yalnız Ahmet Şah tarafın dan yaptırılan bir camlin kapı. larındaki 626 tarihine bakılırsa Divriğin asırlarca evvel kurul- | muş tarihi bir kasaba olduğu bel | li. Fakat ne yazık ki, bu kasa- banın bugünkü hali acınacak va ziyettedir. İ Divrik istasyonile kasaba ara- sı bir buçuk kilometredir. Ge - len yolcuları almak için bekli- 50 - 60 kişi vardı. Saatlerce bek | lemektense yürümeyi düşündük. Keşki düşünmemiş — olsaydık. | Aman Allahım ne bozuk yol | Zifiri karanlık. Bir çamur der yası... | TT TEE TTTETEİİTİTİDİN Sabahleyin otelin kahvesine belediyesinin - ihmalciliği 16 diye, koca kasabada bir tek fe- ner bile yakmıyormuş. Daha sonra telgrafhaneye uğ radım. 100 kişiye yakın adam bi rikmiş, sıra bekliyorlar, Kalabalığın * arasipin “sokul - | içerisini görmiye çalış- tım, Bay memur kolları sıvamış. şakır şakır apdest alıyor. Fırsattan istifade, çarşı orum, Gördüklerim lerimden çok daha beter: Say - makla tükenmez, Divrik gibi, çok kısa bir za- manda bir mamure olmak im - kânlarım el altında tutan bir kasabanın bu hali yüreğimi sız tattı, Bir kasaba ki, tâ, Sivas - Er zurum hattının başladığı gün - | atin “ve Gü rad le birçok teşekküllerin merke. zi halinde Bundan başka birçok şuhelete yapılan nakli - yatın merkezi olması dolayısile Divrik, günde asgari 200 kam- yonun uğrağıdır. Eğer her kamyondan yirmi he şer kuruş muayene iereti bile alınsa bu memleketin sokakları kaldırım değil asfalt olabilirdi. Fakat ne yazık ki, İhmaleilik Divriğin ruhuna işlemiş, Divrik. hâlâ 700 sene evvel yapılan bir cami ve ondan 700 sene sonra kurulan bir ilkmekteple duru - yor. İdare âmirleri bu vaziyeti görmüyor mu acaba?. | Sivas valisi Bay Nazminin ve diğer slâkadar makamların dik kat nazarlarını çekmenizi Askeri Ceza Kanununda Ya- pılan Değişiklik (Başı 1 incide)) 3 — Aşağıda yazılı katileşmiş ce salar umumi ceza evlerinde çektiri- a - Subaylar, askeri memurlar hak kındaki tart veya ihracı mucip ce- zalar, b - Mekteplerinden kayıtları miş askeri talebeler hakkındaki hü- kümler; & - Erat hakkında verilen ve altı ayı tecavüz eden ceza hükümleri; d - Yoklama kaçağı, saklı, baka - ya suçları hakkındaki hükümler; e - Siviller hakkındaki askeri mah kemelerden verilen hükümler; 4 — Askeri şahıslar hakkındaki ce zalar, umumi ceza evlerinde çektiri- lirken, üzerlerinden alâmetleri kal- dırılır. Cezaları biten erat geri ka - lan askeri hizmetleri tamamlamak üzere ciheti askeriyeye sevkolunur- lar. dök deni sam hemen yerinden HIK essamÖctave Nicolet, çek- mecelerin birinde bulunma- sisi Jâzem gelen yüz frangı bey- hude yere aradı, Açmadık çekme- ce bırakmadıktan sonra eli boş olarak, kendini bir kanapeye attı, Ve acı aci düşünmeğe başladı. Ar- tık siparişler azaldıkça azalmıştı. Birdenbire kapı vuruldu. Res- zıpladı. İçe- riye, ebe tavırlı ihtiyar bir kadın girdi, hemen tok bir sesle: — Mösyö, dedi. Yaptığınız por- treler sahiplerine çok benziyor- müş. Kocamın portresini yaptır- mâğa geldim. Ressam ümitli bir nefes alarak kadını bin bir ihtimamla oturttu. ve mütevazınne cevâp verdi: — Ihtimal; Maden... Benzetmek hüsusünu bütün müşterilerim söy- lüyerlar.. , — Şu halde, diye Madam ressa- wansöriinü Kesti. ne kadar alıvor- verimeiRakat.mükemmel bir por tre isterim. Nicolet, düşünür gibi yaptı son- ra: — Uç bin frank alırım, muhte- İ zem Madam. Yarısı peşin, diğer yarısı da. siparişin tesliminde, — Biraz pahalı amma neyse. Yalnız portrenin muhakkak benzi- yeceğinl garanti edebilir misiniz? — Vaadederim Madam. .— Pek âlâ, Madam çantasından beşer yüz #ranklık üç banknot çıkardı. — Işte bin beş yüz frank. Bana bir makbuz verin! Sonra portreyi ne vakit gelip alayım —— Pek kolay, muhterem zevci- niz ne vakit gelebilirler buraya?. Kocam katiyen gelemez. Heyhat! Çünkü öldü... o vırla; — Oldü mü? diye sordu. -- Evet Mösyö, işte onun hatıra» sını canlandırmak için bu tabloyu yaptırıyorum. Kadının gözünden bir damla yaş yuvarlandı. Ressam onun sü- kün bulmasını bekliyerek; — Zannederim, ki zevcinizin küçük bir fotoğrafı bulunur değil mi? — Yok, Mösyö yok. Olmuş ol- saydı size ne diye gelirdim. Nicolet bu sefer büsbütün ümit- sizliğe düştü. — Fakat nasıl olur? Hiç görme- diğim bir adamın portresini nasıl yapabilirim? .— Size onun çehresini tarif €- deceğim. Sizin gibi meşhur bir â- damın ( tarifimle (mutlaka por treyi benzeteceğini düşünmüştüm. “Tasavvur ediniz Mösyö, otuz yıl beraber yaşadık. Onu âlâ kar- şımda görür gibi oluyorum. Size en ince teferrüatına kadar anla” tacağım. Şimdi söyleyin yapacak mısınız? Kabul etmezseniz başka- etave Nicolet birden mxısa- ra uğrıyarak şaşkın bir ta- nu duydu. Masanın üstünde du- Tan bin beş yüz İrangın cezbesine tutularak cevap verdi: — Fakat, peki Madam. Kabul 10 - 6 -938 grain türü üren rai SARAR AE KAPAR SEAL A Y E BENZETİŞ ers'den Çeviren: Faik BERCMEN . BALAK RAY ediyorum. Biraz zor bir iş amma sizin sadıkane intibanızı dinledik- ten sonra muvaffak olacağımı ü- marım. Ressam böyle söyledi ve kendi kendine şöyle düşündü: “Koca karı kaçığın birine ben- ziyor. Bin beş yüz frangı alalım da sonrasına Allah kerim.,, 'u sırada koca karı: — Hadi bakalım, dedi, söy- lediklerimi not edecek misiniz? Nicolet bir bloknotla bir kalem aldı ve müşterinin şu söyledikle- rini yazmağa başladı: “-- Kocam yuvarlak yüzlü çek- me burunluydu. Saçları siyah, dalgalı ve ortasından ayrıktı. İri mavi gözlüydü.. Ağzı orta büyük- lükteydi. Sol kulağının arkasın da bir ben vardı...” Madi bu minval rengine KAdâ Der vim koe Bunların hepsini net ettikten sonra ressam yine kendi kendine şöyle düşündü: .— Amma eğlenceli iş ha. Bu akşam arkadaşlara anlatmalı bü- nu.. Böyle şeyler hep beni bulu- yor... Neyse...” Nieolet paraları cebine yerleşti- rerek Madama bir makbuz verdi ve: — Bir ay sonra portrenin bite- ceğini zannediyorum. Adresinizi birakmak lütfunu gösterirseniz bittiği zaman size haber veririm. Madam kartını masaya bıraka» rak çıkıp gitti. Ressam yalnız kalınca bin beş yüz frangın verdiği sevinçle zıpla” sağa başladı. Izahiatın yazılı oldu- ğu bloknotu bir çekmenin içine at- 11 ve arkadaşlarım bulmak üzere sokağa fırladı. Ressam bu gerip portreyi Yap- mamağa karar vermişti, F akat aradan bir ay geçince Madamdan bir mektup al- dı. Ihtiyar kadın portrenin bitip bitmediğini soruyordu. 'Nicolet mektubu gülerek okudu ve tutuş” turarak aleviyle piposunu yaktı. Aradan yine bir zaman geçince bir ikinci ve arkasından üçüncü mektup daha aldı. Nihayet dör düncüsü geldi. Bu mektup tehdit âmiz bir şekilde yazılmıştı; şayet portreyi o yapmıyacaksa parayi göndermesi ihtar ediliyordu. Bunun üzerine, ressam, kulağı” ni kaşıyarak uzun uzun düşündü. Iş ciddiye binmişti. Bir şeyler yap” malıydı. Oturup müşterisine iki gün s0n- Ta portreyi gelip almasını bildi” ren bir mektup yazdı. Bu iş bitin ce İzahati havi ploknotu zorlukla buldu ve tuvalin karşına geçerek resmi yapmağa başladı. Müşterinin geleceği gün resim bitmişti. Nicolet iki arkadaşını d8 çağırmıştı. Kadın atelyeye girince. ortada duran portreyi gördü ve birde” hıçkırmağa başladı: — Ah! sevgili kocacığım. Za vallı Hector'cuğum... Tartı: Sayfa 10, sütun 2 del

Bu sayıdan diğer sayfalar: