OS — 6.6. ae | ŞEYH ŞAMIL YAZAN: Bütün Rusya Baştan Başa Akdi - No: 80 — Heyecan Içindeİdi Küçük avul, oldukça sarp bir da &in üstünde idi. Şamil, derhal yol- ların üstünde küçük müdafaa mey- kileri vücude getirmekle beraber &vuldaki mescidin etrafına taşlar Yığdırarak, burayı da böylece, bir müdafaa merkezi haline getirmiş- ti, Ruslar, Şamilin buraya çekildi- ğini haber alır almaz, onun esaslı bir şekilde tahkimat yapmasına meydan vermemek için derhal ha- Tekete geçmişler, abluka hattını küçülte küçülte Gotiye dağının et- rafında insafsız bir ölüm çemberi çevirmişlerdi. Onlar da anlamış'ar- dı ki, artık Şamil, eski Şami) de- Bildi. Otuz beş senelik mütemadi harp hayatında, yüz otuzu mütecs- Viz muhasarada, düşman hatlarını Paralıyarak çıkan, Aholkoda mu- cize telâkki edilecek şekilde gene- ral Grabbenin elinden sıyrılan Şa- mil, artık o eski çelik kudretini ve kaplan çevikliğini ( kaybetmişti. Bahusus, dört yüz mürit ile gene- Tal Barineskinin koca kolordusuna nasıl mukavemet gösterebilecekti? Ruslar, bu sefer Şamili mutlaka *le geçireceklerinden Emin olarak, Avula hücum etmişlerdi. Bu hücü- mun neticesinden o kadar emin idi- ler ki, bütün bölükler, Şamili yaka İyabilmek için biribirlerile büyük iddialara girişmişlerdi. Evvelâ, ölüm kasırgasına benzi - Yen bir topçu ateşi, küçük avulu al tüst etmişti. Sonra, umumi hücum emri verilmişti. Fakat hücum kıta - ları, Şamilin yollara yerleştirdiği küçük müdafaa kuvvetlerinin kap» $ısında ilerlemek şu tarafa dursun”. kanlar içinde yerlere serilmişler.. Üstüste yığılan bir kütle haline gel mişlerdi. Bu hücum, ayni şekilde günlerce devam etmişti. Fakat hücum dalga- ları, daima ayni aciz ve ayni mak- huriyet içinde gerilemişlerdi. Bütün Rusya, baştanbaşa heye « can içinde idi. Şamilin bu son bü - Yük kahramanlığı, onun düşman - larını bile insafa getirmiş. Bircok asilzadeler (Çar) a müracaat ede < rek: — Haşmetmaap!.. Şamil, ölüme değil; hürmete müstahaktır. Bunu, General Barineskiye bildirseniz. Diye, rica etmişlerdi. âr,derhal kumandana bir mektup göndererek, Şami - Yin behemehal diri olarak ele geçi- Filmesini emretmişti. Ve bu emir o anda bütün kıtalara tamim edilmiş tv. General, hemen ateşi kestirmiş; bizzat kendisi Şamilin müdafaa hat larına yaklaşarak; her ne şekilde is terse, o suretle teslim olması için ona haber göndermişti. Fakat Şa- mil, bu teklife katiyetle cevap ver- Miş; — Memleketimin düşmanlarına karşı, kalbimdeki derin kini, hiçbir #y silemez. Ben de biliyorum ki, artık her şey mahvoldu. Ancak bir #ey kaldı ki, o da, benim ve mürjt İerimin kalbindeki (iman) dır. Şu anda, dünya mükâfatının hiçbirini aklımdan geçirmiyorum. Düşündü- ğüm tek bir şey varsa, hürriyet ve #tiklâlimi biran daha fazla yaşat- Mak; ve nihayet, elimde kılıç ola- » şahadet mertebesine nail olmak | Demişti. . 400 müridin adedi, nihayet 47 ye ihmişti. Şamil, bu kuvvetle son bir *herji sarfederek burada da muha- #âra hattını yarıp çıkmak istemiş - Ü- Lükin tam bu kararını tetbik e- ği zaman, Dağıstan ve Çeçenis tan ülemasile kabile reisi ve beyle tinden mürekkep bir heyet gelmiş: nden mülâkat talep etmişler - Şamil bunları, - düşman güllele- #İnden - harabe haline gelen o kü- çük mescitte kabul etmiş; söyledikle rini dinlemişti. Bunlar, birçok ayet ler ve hadisler okuduktan sonra: — Sen, bütün insanlık kudretini gösterdin. Mukaddesatının müdafa? #1 için ne mümkünse, yapmakta ku sur etmedin. Bundan fazla inat ve sebata, ne Allah, ne peygamber ve ne de kullar razı değildir. Beyhude yere hayatını heder etmek te bir nevi küfür ve dalâlettir. Yarın rüzi mahşerde, faydasız yere akıltığın kanları soracak olan Tanrıya, ne ce vap vereceksin?.. Demişlerdi Vaktile, ayni teklifte bulunan sev gili anacığını cezaya mahküm etli- Ten; ve onun cezasını da, çıplak vü cudünü değnek darbeleri altında parçalatmak suretile bizzat çeken Şamil; şimdi bu sözler karşısında süküt etmişti Ayni zamanda; General Barines- ki de bir mektup göndermişti. Ve bu mektupta, herhangi şart da- hilinde olursa olsun; teslim tekli? eylemişti. Şamil, uzun uzun düşündükten sonra; oradâki ülema İle reisleri beyleri ve müritleri toplamış; — Düşmanların deği; ulemanın teklifini kabul ediyorum. Ve artık, mücadeleye nihayet veriyorum. Fa kat bu hareketim bir günah ise, bunun bütün vebali, zihnimi karış tırarak beni bu günaha sevkeden ülemanın üzerine olsun. Tanrının huzurunda, onlardan davacı olu - rum. Demişti, Ve sonra, Rus kumanda nına da: — Hiçbir kayıt ve şart altında, silâhımı teslim etmem. Ancak, ev- lât ve iyalimi toplar.. kardeşlerim olan Türklerin memleketine geçe- rim. Dyie, haber göndermişti. Rus kumandanı, Şamilin gönder diği bu haberi, çılgınca bir sevinç ile kabul etmişti. Ve bu teklifin Çar hükümeti hâmina kabu! edile ceğine dair; - Şamilin oğlu Gazi Muhammedin kayınpederi - Dan - yal Bey vasıtasile teminat vermiş- ti. Bunun üzerine Şamil de mürit- lerini toplamış; — Tanrının mukadderatını teb- dile müktedir değiliz. Allahın hu- zuruna, kanlı kefenlerimizle çık - mamizi arzu ederdim. Fakat ne ya palım?.. Ulema, bizi ilzam etti. Ka sumeti kesiniz. Düşman kumanda- nının verdiği teminat mucibince, siz de âvullarınıza avdet ediniz. Demişti. Derin bir hüzün ve me- lâl içinde müritlerile veda etmiş- ti, KAFKASYANIN MATEM GÜNÜ 1 216 - 1860 senesi ağustos 8- yının 17 inci günü... Rus kumandanı, bütün erkâni har biyesi ile avulun yanımdaki ağaçlı- ğa kadar gelmiş; — Türkiye topraklarına geçin - ciye kadar, haşmetlâ Çar Hazret - lerinin misafiri olan (İmam Şa - mil) in teşriline muntazırım. Diye, haber göndermişti. Bu haberin gönderildiği dakika- dan itibaren geçen zaman, oraya toplanmış olan binlerce Rus üme- ra, zabitan ve askerleri için, hayat arının en heyecanlı demlereini teşkil etmişti. Bütün gözler, meseldin ka pisına çevrilmişti. Bütün kalpler, endişe ve halecan içinde idi. Tam otuz beş sene, coşkun bir sel gibi Kafkasyaya akan Çar ordularına karşı koyan. uğurunda yüzbinler. ce Insan ve Milyonlarca altın sar. folunan,, ve kendisine, (efsanevi bir şahsiyet) nazarile bakılan Şa- mil; nihayet bu kadar yakından, gözlerle görülecekti. Bu halecanlı dakikalarda, herkes ona hayalinde ayrı ayrı şekiller ver mişti, Hattâ birçok batıl itikatlı mü jikler, tapkı, eski muharip azizler) gibi, onun başının üzerinde, nur- dan bir hale çevrilmis olduğunu idin etmektelerdi. escidin kapısında bekliyen müritler geri çekilmişler; sağ ellerini göğüslerinin üzerine koyarak hafifçe başlarını iğmişler di. İşte şimdi Şamil, görünecekti. Herkesin nefesi kesilmiş; mescidin kapısına çevrilen gözlerin kapak - ları, hareketsiz bir hale gelmişti Kapının boşluğu içinde, Şamilin hayali belirmişti... O, mutadı veç- hile, yine bembeysz elbise giymiş ti. Büyük siyah kalpağının üzerine sarığn ucu, beline ka Belinin hafifçe iğri- mesine rağmen başı, dimdikti. Çeh resi vakur, fakat mülâyimdi. Biran kapının önünde durmuş.. Karşıda, ağustos güneşinin altında sırmalı apoletleri, elmaslı ve mineli nişan İsrı, ellerindeki bellerindeki silâhları parıldıyan insan kütlesi. ne dalgın dalgm göz gez. sonra ağır ağır, ilerlemişti. O anda, çelik sesleri şakırdamış.. ve bir anda, binlerce silâh parılda mıştı... Şamil, derhal durmuş. Kaş larını çatmış.. Büyük bir hiddetle, kılıcına davranmıştı. Ve, bacakları» nı gererek müdafaa vaziyeti almış- tı. Fakat Rus kumandanı tarafın- dan tercüman ve mihmandar sıfa tile oraya gönderilmiş olan bir za- bit derhal Şamilin yanına sokula- rak: — Bu silâhlâr, size ihtirâm için çekildi. Der demez, Şamil derhal munis bir tavır almış; — Oyle ise biz de onları, kılıcı- mızla selâmlarız. Diye, kılıcını çekmiş. Otuz beş sene, zafer güneşi gibi parlıyan o mübarek kılıcı, başının üzerine kal dırmıştı. ve mişti. Ve (Devamı var) ZİRAAT: Bursa Ziraat Mektebinin Ders- leri Genişletiliyor Bursa Ziraat mektebinin program- larını genişletmek ve bu seneden iti- baren mektebin daha geniş ölçüde tedrisatta bulunabilmesini temin et- mek için hazırlıklara başlanmıştır. Ziraat Vekâleti müşavirlerinden Ali Osman, Bursaya giderek bu çalışma- ların istenilen tarzda programlaştırı!- ması için lâzım gelen talimatı vermiş tir, Mektebin fidanlıklarının genişle- tlmesi için de faaliyete girişilecek- tir. Mektebin müdürü Fazıl, bu hafta içinde talebe ile birlikte şehrimize gelerek Trakyaya gidecektir. Ziraat mektebi talebesi Trakyada muhtelif merkezleri dolaşarak zirai tetkikatta bulunacaklardır. Bu arada Alpullu şeker fabrikası, devlete ait nümüne çiftlikleri, fidanlıklarla arıcılık ya pan müesseseler gezilecektir. Aymama çiftlikleri tesellüm ediliyor Ziraat Vekâleti tarafından bir zi- raat koleji yapılmak üzere istimlâ- kine karar verilen Bakırköyde Ayma ma çiftliklerinin istimlâk muamelesi bitirilmiştir. Bugünlerde çiftliklerin tesellümüne başlanacaktır. Avrupada Kuraklık Zarar Verdi Bu sene Avrupada kuraklık tesi le bütün mahsuller zarar görmüş tür. Yalnız İngilterede mahsuller on buçuk milyon İngiliz lirası kıymetin de zarara uğramıştır. Fransa ve İtal- yada da rekolte fenadır. Avrupada bir rekolte buhranı olacağından en- dije edilmektedir. Buğdayların, bağ- lar bir kısmı bozulmuştur. Fransa- nin, Almanyanın fazla buğday itha- lihe mecbur kaldıkları haber veril- mektedir, e Rumanya Vapur Ücretlerini İndiriyor Rumanya Seyriselain idaresi Tu - nadan limanlarımıza gelecek olan ge milerle naklolunacak malların tari- fesini indirecektir. Yeni tarife tem- muzun birinden itibaren başlıyacakt tar, ÇOCUKLARA BİSİKLET Belki, bisiklet bir çocuğun icadı olduğu için, onu cocuklar pek sever ler. Erkek çocuk daha doğru, dü - rüst yürümiye başlamadan: — Baba, bana bisiklet al... Di unu isterseniz, çocukla rın bisikleti sevmekte hakları da vardır. Çünkü bisiklet en keyifli, en az yoran ve en az zararlı çocuk spor larından biridir. Çocuk için yürü - mekten sonra en İyi spor bisiklet- le yezmektir. Bisiklet çocuğu koş- maktan bile dört beş defa daha az yorar. Hele mektep çocukları için tatil zamanında lete binmek âdeta zaruri bir spor olur, Mektep- te çocuğa sıranın üzerinde doğru 0- turması nekadar tenbih edilse, ke- miklerin doğru istikameti bozulma- masına nekadar dikkat olunsa, yi- ne ax çok çarpık oturur ve kemikle rin istikameti mutlaka az çok bo. zulur, Bunu düzeltecek en iyi vası ta da bisiklettir. Çocuk bisiklet üzerinde ellerile gidonu tutarak gittiği vakit vilcu- dünün yukarı kısmı düzgün olarak ileriye doğru eğilir, sıra üzerinde otururken olduğu gibi çocuk kendi ni atalette bırakmaz, arkasının yu- karı kısmındaki adaleleri faaliye - te girerler ve bel kemiğini düzgün tutarlar, Bu vaziyette gövdenin ağırlığı kolların üzerine yüklendiğinden co cuğun yüreği yorulmadan rahat ra- hat ve geniş nefes alır, göğüs tah- tası genişler. Yürek yorulmadan akciğerlerin geniş nefes alması çocuğun sağlığı ve büyümesi için büyük bir iyilik - tir. Bisiklet yüreği yormadan onu hafif surette tenbih eder, kanın ha Mi iü reketini kolaşlastırır. Çocuk baya- gı yürüyüş yaptığı vakit bile y reği bisiklettekinden daha ziyade yorulur, Bisiklet üzerinde gitmenin başka bir büyük iyiliği de, çocuğun ayak ları pedal üzerinde hareket eder - ü zahmetin bel nahiye sindeki adaleler üzerine yüklenme- sidir. Bu zahmet o adaleleri kuvvet lendirir. Bel adalelerinin kuvveti İse insanın bütün kuvvetinin teme lidir. İnsanın kolları ve bacakları nekadar kuvvetli olsa bel adaleleri kuvvetli olmayınca tam kuvvetli sayılamaz... Tesbihe darılmazsanız. çocuğunuz bisiklete binmekle ağı" yük taşımıya kudretli bir “hamal kadar kuvvetli olur. Tabii ğın çirkinliği olmadan ve bütün cuda tenasüp gelmek şartile... Bisikletin bir iyiliği de, çocuğun sarfedeceği kuv tediği gibi öl- çebilmesidir. Kendisini biraz kuv- vetli bulunca hızlı gider,hiraz yoru lunca tabii olarak yavaşlatır. Top oyunlarında olduğu gibi daima çok kuvvet sarfetmiye mecbur olmaz. Düz yolde istediği gibi yavaş git mesine yahut hızlı gitmesine müsa ade etmelisiniz. Yalnız yokuş yu- karı bisikletle gitmesi hiç iyi değil dir. O zaman yüreğinin çekeceği zah met pek büyür, nefes nefese kalır, yüreği de çok yorulur. Baska sporlarda “teknütlük,, ya $i pek çabuk geldiği halde bi lette o yaş hemen hiç gelmez. İnsan çocukluğunda, gençliğinde, olgun- luğunda bisiklete hin. ılıkta bile bisikletle gir Kansız, sinirli, mektepte dersler. den yorulmuş çocuklara, hava teh dili yerinde bisikletle gezmek pek iyi bir sağlık vasıtası olur. 8! vü Yumurta ? Meselesi Yumurta ihracatını kontrol et- mek ve dış piyasalarda Türk yu- murtalarını rekabetten koru- mak için İktisat Vekâletinin al- dığı standard tedbirleri bazı yu- murtacıları memnun etmemiş» tir. Hükümetin yumurtaları boy ve temizlik itibarile sıkı bir kon trola tâbi tutması memleketin menfaatleri iktızasından olduğu balde birkaç yumurtacının bu e- hemmiyetli işe hususi menfaat. lerini karıştırmıya çalışmaları nazarı dikkati celbetmişti; Yumurta kontrol memurları tarafından yapılan araştırma- larda iri yumurta yerine küçük yumurta ihracına çalışan iki ti- carethane görülmüştür. Tutul- muş olan zabıt varakası, arala rında bir de yumurta tüccarı bulunan hakem heyetince müt- tefikan tasdik edilerek adliyeye verilmiştir. Bu yumurtacıların Türkofise, borsaya müracaatle kontrolörlerden şikâyet ettikle- ri yazılmış ise de yumurin baş kontrolörlüğü müstakil ve doğ- rudan doğruya İktisat Vekâle- Gine merbut bir müessese olduğu için bu haber tamamile yanlı tır. Yumurta borsaya dahil ol- madığı için borsa bu işle alâka. lı değildir. Otise de bu yolda şi. kâyet olmamış ve bu işe ait hiç bir toplantı yapılmamıştır. | | ; i i ; “2... ...... SANAY Kirli Yumurtalara Damga Vurulacak İktısat Vekâleti sanayle mahsus olan ve kabukları kirli bulunan yu- murtaların üzerine bir damga vurul masını kabul ve tamim etmiştir. Böyle damgalı yumurtalar ihraç e- dilirken üzerlerinde mutlaka S harfi ile Türk kelimesinin yazılması mec- buri yapılmıştır. Bu damgalama işi Haziranın onundan itibaren başlıya- caktır. çare Çinin İhracatı Azaldı Çinden Avrupaya fazla miktarda yumurta ihraç edilirdi. Çin — Japon harb! yüzünden Avrupaya ithalât dört milyar kadar azalmıştır. pkk İ Yunanistan Buğday Alacak Yunanistan memleketimizden elli bin ton. Kanadadan 40 bin, Arjan- tinden elli bin ton buğday satın almı ya karar vermiştir. YENİ NEŞRİYAT : HIÇKIRIK Kerime Nadirli garetemizde edilen bu güzel eseri çıkmıştır. Ümlsir bir aşkın bütün acı ve fstırap- larını çok ince bir hassasiyetle tasvir e- den eser cidden enteresandır. İ YAVRU TÜRK — Her Cumartesi çi- karılmakta olan bu çocuk gazetesinin 110 uncu sayısı çocuklar için birçok (faydalı ve eğlenceli yazilar resimler ve karika- türlerle çıkmıştır. MÜNAKALÂT — Profesör Muhlis E- te, geçen ders yılında Üniversitede verdi- Hi derelerin bir kısmım (Münukalât) is- miyle 260 sayfahk bir kitap halinde top- lamış ve neşretmiştir. Kitap, İktisat Fa- küliesi seşriyatının birinci sayısını teş- kil ediyor. Münakalât hem bir ders hem de iyi bir etüt kitabı olarak yazılmıştır. İçerisinde iktisadın en mühim bir kısmı olan müna kalât meseleleri umumi ve ilmi bir çer. çeve içerisinde mütalea edilmekle beri- ber Türkiyedeki münakelât işleri de ay- nca etüt edilmiştir. GÖLGELER — Mussfler Bingöl tara- fından yazılmıştır. Edebi tahassüslerden mürekkep güzel bir kitaptır. YELSEFE — İsinail Hakkı Baltacı oğlu iarafından, felsefe sevgisini uyandırmak maksadiyle ve felsefeye başlıyanlar için yazılmiş, güzel bir. kitap halinde basil Başar, FUZULİNİN BAHÇESİ — Fethi Te- vet, bu isim altında kendi #ahassüslerini yazmış küçük bir kitap şeklinde bastır- muştır. ÇAĞLIYAN — Antalyada çıkarılan bu aylık fikir ve edebiyat dergisinin 17 inci sayısı intişar etmiştir. ÇIRAĞAN SARAYINDA 28 SEME e BE Simi MURADIN HAYATI tefrika kitap halinde IHRACAT; Belçikaya Fazla Mal Ihraç Etmeğe Başladık Memleketimizle Belçika — Lük - semburg iktısadi birliği arasındaki ekonomik vaziyet gittikçe inkişaf et- mektedir. Yapılan tetkiklere göre iki memleket arasındaki ticaret işle- rinde gün geçtikçe iyi münasebetle- rin arttığı anlaşılmıştır, Iktısadi bir- lik teşkil eden bu İki memleketin yurdumuzdan ithal etmekte olduğu (Türk malları 1937 senesinde diğer İ geçmiş senelere nisbetle daha yük - İsek yekünları ihtiva etmektedir. 934 senesine nazaran müteakip se - İnelerde ithalâtımızın azalmış oldu - gu ve ihracatımızın da arttığı kay - dedilmektedir. İhraç omaddelerimiz ardında buğday nisbeti Belçika — Lüksemburg'un buğday aldığı mem- leketlere göre yüzde 3,5 nisbetile al- tıncı gelmektedir ki, 1937 de 40,017 tondur. Arpa nisbeti yüzde 4,2 ile 20,931 tondur. Çavdar Omikteri 2,415 tondur. Darı ve kuşyemi yüz- de 12 olarak 4,615 tondur. Kuru ü- züm ithalinde Türkiye başta gelmek te ve yüzde kırk nisbetile 2,147 tonu bulmaktadır. Kuru incirlerimiz de yine başta gelerek yüzde altmış iki nisbetile 950 tondur. Fındıklardaki nisbet yüzde on kadar ve 273 ton - dur, Tütünlerimizin miktarı 1,135 ton, taneli maddeler 402 ton, afyon 20 ve ham pamuk 18, halı beş ton - dur. Sovyetlerin meyan kökü ihra- catı Türk meyan köklerine Takip ol makla beraber ihracatımız 493 tona baliğ olmuştur. Sovyetler Tiftik Alıyor Sovyetler plyasamızda daima İş yaptıkları müesseselerden yeniden iki yüz bin kiloluk bir parti tiftik al- mışlardır. Satılan bu tiftikler An- kara, Eskişehir, Beypazarı malların- dandır. Bir kımı oğlak tiftiği kilosu 127,5 kuruştan “diğer kısmı'da mal cinsi kilosu 117,5 kuruştan veril. miştir. Derilerimiz Satılıyor Kuzu, koyun, keçi derilerinin muh telif şekilde hazırlanmış olanlarının ihraç satışları devam etmektedir. İ- talya için muhtelif partilerde deri sa İtılmıştır. Almanya namına da deri alınacağından piyasada angajman için görüşmeler yapılmaktadır. Zeytinyağlarımız Beğenildi Hindistan piyasalarında — zeytin yağlarımızın beğenilmiş olması bu memleketin yağlarımıza iyi bir mah reç olacağı ümitlerini artırmıştır. Anbalâja dikkat etmek şartile bir gslonluk tenekelerde cif 5 — 6 şiling ten bin teneke için alıcı vardır. İngilizlerin Aldıkları Üzümler İngiltere piyasalarının memleketi- mizden ithal ettikleri kuru üzüm ve Sultaniye üzümlerinin miktarı 1937 senesinde 266.257 lira tutmuştur. İtalya Buğdayları Yükseltti İtalya buğday ofisi bugünden iti- baren buğday fiyatlarını 100 kilo ba şına 125 ten 135 e, 140 tan 150 Jire- te yükseltmiştir. Bu Sene Zeytin Mahsulü Az Zeytin yetiştiren bütün dış memle ketlerde bu sene zeytin mahsulü az olacaktır. Bilhassa Pörtekiz ve İs- panyada ağaçların çiçeklenmesi si- rasında esen soğuk hava cereyanla- rı çiçeklerin bir kısmını yakmıştır. Bursada İlk Koza Mahsulü Bursa, (Hususi) — Mevsimin yağ- murlu devam etmesi yüzünden Bur- samiz ve civarının en mühim bir İs- tihsal maddesi olan koza mahsulü bu sene hayli geç kalmakla beraber ka- lite itibarile çok iyi olacağı anlaşıl- imaktadır. Şehrimize ilk koza, bir müddet ev- vel Mersinden gelmiş, fakat iyi ev- safta olmadığı görülerek ancak 50 ku ruşa satılabilmiştir. Muhitimizin ilk koza mahsulünü yetiştirmesi şerefini Dudaklı köyün- den İbrahim karısı Bayan Emine ka- ranMIŞ VE i