——— 6.6.0938 Çocukların Okuma Aşkını Tatmin Edelim — Gazete!.. Gazete!.. Gazete! Sakın gazete satıcısı sanmayı- nız. Bu sesler, otobüslerin yanısı- Ta koşan köylü çocukların çığlık- larıdır. Çok uzaklarda değil, Yalo- va yoliyle Bursaya gidenler, bu bağırışmaları en çok ve pek sık işi- tenlerdir. Hem öyle katı, demir gi bi ağır feryatlar ki; otobüslerin ka lin saç kaplamaları üzerine; çelik bir mermi gibi çarpar. Sıçrar, çat lar ve akisleri etrafta çatırdai — Gazete!.. Gazetel.. Gazetel.. Otobüsten atılan bir, iki gazete, koşmaktan kızaran günahsız yüz- Jerini hemen şenlendirir, içlerin- den kopup çıkan çığlıklarını çar- çabuk dindirir. Evet, bütün bu ko şuşmalar; bağırışmalar bir tek ga zete için!,.. #r köy okulu öğretmeni oldu ğunu sonradan öğrendiğim bir genç, tasali bir yüzle bana dön dü; — Sanmayınız ki, dedi, bu ga- zetelerden kese kâğıdı yapıp kö- yün bakkalına satacaklar, veya w- çurtma yapacaklar, uçurarak ke- yif çatacaklar.. Hayır, bu arslan yavruları, yurdun yarınki koruym cuları; içlerinde ateşlenen, alevle nen okuma sevgilerini, ancak ya- narak, kıvranarak bekledikleri bu gazetelerle besliyorlar. İşte bakı- nız: Titreyen elleri ile kaptıkları gazeteleri; sevgiden çarpan mini mini kalpleri üzerine nasıl bastırı- yorlar?. Tıpkı özlediklerine kavu şan hasretlilerin şenliği, sevinci İ- le köylerine nasıl koşup uçuyor- lar. Biraz sonra bu gazeteler yap- rak yaprak ayrılacak, elden ele do aşacak, köyün yavrula; kızla- rına, yarının erlerine, gelinlerine dağılacak ! . Bu akşam yine köyün her yuvasında; fersiz ışıkların al- tında, yalazlanan ocakların başın da-okuma cümbüşü yapılacak, ya- rın sabah, köyün davarlarını, da- nalarını yaymağa çıkaracak sığırt- maçla danacı ve otlağı, yaylağı, baltalığı dolaşmaya gidecek, kâh- ya İle korucu, köyün sınırlarında kavuşacakları komşu köylerin yav rularına gazetede okuduklarını an Jatacaklar. Bunun böyle olacağına inanımız, Çünkü, köylerde yeni yetişip erle- şenlerin okuma sevgisin!, isteğini karşılayacak; küçüklerin okuduk- Yarı okul kitaplarından başka bir yaprak bile yok. Bulunanlarını da Arap yazıları ile oldukları için ye- ni neslin köy okulunu bitirip ay- lak kalan gençleri anlamıyor. A- şık garip, Kör oğlu, Ferhatla Şi- rin, Leylâ ile mecnun ve bunların benzerleri masallar artık onların kulaklarına girmiyor, zevklerini okşamıyor. Bu çocuklar Türkün büyük ata- sının dili ve fikri ile kendileri için derlenip yazılmış, yaşamanın ve wn yollarını gösterecek kitapları isterler ve bilseniz nasıl özlerler. Köyde azçok varlığı 5- lanlar bile böyle kitapları özenip edinemiyorlar. Köy yavrulari işte bu yokluğu gidermek, okuma sev- gilerini beslemek için; böyle yol- boylarına dizilir, özledikleri gaze- teleri atacak mürüvvetli elleri göz lerler. Dikkat ediniz, mürüvvetli diyorum: Çünkü; bu yavruların çığ lıklarına kulaklarını tıkayıp, çır- pinmalarına gözlerini yumup ge- çen, ceplerinde katlanmış gezete- Yi esirgeyen hasis eller de vardır ve çoktur, Bunlar; sonunda hiç şüp hesiz buruşturup atacakları, birşe- ye, bir yere sarıp serecekleri bu gazetelere bir #ürlü kıyamazlar. Mürüvvetsizlikleri İle bu yavrulara kıyarlar, dileklerini, gönüllerini kırarlar. Hiç acınmaz mı bunlar öy öğretmeni sözüne devam ediyordu: “Her vakit kendi kendime düşünürüm. Şehrilerde ve kasaba lardaki bayanlar, baylar, derim. Ne olur sanki? Her gün okudukla- rı gazetelerini öteyeberiye atacak larına, buruşturup yakacaklarına haftadan haftaya bulundukları yer erin Halkevlerine verseler. Bu ev Yazan: YALKIN Bursa — Mudanya yolunda iki Köylü çocuğu lerin becerikli ve yardımı sever çevirenleri bu gazeteleri toplayıp köylere gönderseler ve ulu ulusu- muzün, ünlü Alamızın yavrucukla rını, erciklerini böyle mürüvvetsiz, kansız elleri gözlemekten, hor gö rülüp üzülmekten esirgeyip sevin dirseler... Olur mu, demeyiniz? Um madığımız, sanmadığımız nice ni- ce büyük işlerin canla başla çalı şılıp başarıldığını, göğüslerimizi kabartarak, gözlerimizi yaşarta- rak gördüğümüz bugünlerde şu kü çük ve yerinde dileğin yapılması güç mü sayılır, ,sanki?, Meselâ şehir ve kasabalarda postahanelerin çoğunda her köyün rer ufak posta kutusu var. Anah *arları muhtarlarda durur, Halkev ler! bunlardan istifade edemez mi acaba?, ehirler, kasabalar, nahiye- ler ve köyler arasında tren ler, otobüsler, kây arabaları gidip gelmektedir. Demiryolları bugün devlet elindedir. Trenler bu gaze- te paketlerini özliyerek'daşır; oto büsçüler sakınır mi7. Hayır, seve- rek ve sevinerek götürürler. Köy arabacıları arabalarına değil sırt- larına bile yüklenmeği birer vazife edinirler. Yeter ki bu önemli işe ilişiklik gösterilmesin., tobüs köy civarından uzak- laşmıştı. Fakat köy yavru- larının yalvaran seslerinin gazete, gazete! diye feryatları hâlâ kula. #ımda çınlıyordu. 'Tam bu sırada köy öğretmeninden duyduğum söz ler, ruhumda derin bir iz bıraktı. Bu sözleri Halkevlerine ve şehir ve kasabalardaki bay ve bayanlara tekrar etmekle içim hafifliyor. Bu işte kendime düşen vazifenin bir Psrçasını yapmış gibi oluyorum. MUĞLADA £ Bir Nahiyede 10 Dükkân Yandı Muğla, (TAN) — Vilâyetimize bağ lı Ula nahiyesi çarşısında çıkan yan- gın birdenbire büyüyerek on dükkâ- Na- hiyede itfaiye teşkilâtı bulunmama- sı yüzünden ateş, sırf halkin gayreti- le ve güçlükle söndürülebilmiştir. nın yanması a sebep olmuştur. SIVASTA : Bir Mahköm Kaçtı ve Tutuldu (TAN) At hırsızlığından on ay hapse mahküm olup Yıldızeli hapisanesinde yatmakta olan Keçeci Sıvas, Ahmet oğlu Kaya geceliyin hapisa- neden kaçmış, fakat bir müddet son ra yakalanmıştır. # Sıvas, (TAN) — İskân müdürü Ali Rıza Erdeniz, Adliye Vekâleti se ferberlik, müdürlüğüne tayin edilmiş tir, Süreyya Baydat; Sivas belediyesi fen heyeti/müdürü olmuştur. d7) TARİHİ BİR KÖRDES HALISI — Resmini koyduğumuz şu halı, Türk ve İslâm eserleri müzesinde bulunan bir Kördes balısıdır. Anadolunun ha- Ucılıkla tanınmış bir çok merkezli vardır. Bunların birincisi ve en retlisi Kördesdir. Avrupalılar Körde- sin halılarına çok kıymet verirler. Kördesin seccadeleri mebzul denecek kadar çoktur. Fekat büyük halılarıİsına bir şartla 5 yok denecek kadar azdır. Bizim mü-|20 milyon frank para bırakmıştır. zemizde bulunan bu eser, Kördesin | Vasiyetnamede yazılı olan bu şart, şimdiye kadar hiç emsali görülmiyen | karisinm derhal bir erkek bulüp ev. büyük bir halıdır. Bu bakımdan da|lenmesidir. Evlenmediği (takdirde TAN || kadardır, o da kapının tepesindedir. Şu Garip Dünyada: Radyodan Bedava Elektrik Almanya'da bir kaç kişi Hamburg rad - yo İstasyonu - nun verdiği rad yo mevcelerini elektrik ışığına veçirmeğe ve bu suretle evlerine be- dava aydınlık teminine muvaffak ol muşlardır. Bugün bu işin kolaylıkla yapılmasını temin edecek cihazlar bulunmuştur. Bu cihazlar tekemmül edince radyo abizelerini açarak bir istasyondan ışık almak, diğer bir is- tasyondan da müzik dinlemek müm- kün olacaktır ve belki motörlerimi- zi de bu enerji ile işletmeğe muvaf- fak olacağız. Amerikada ve Alman - yada şimdi bu işe ait tecrübeler yapı iyor, * okların batırıldığı zehirin terkibi Hintlilerin oklarını . ba- tırmakta ol dukları ze- hirin terkibi uzun zamanlar âlimler tara- fından keşfe dilememişti. Bunun yılan zehiri oldu ğu zannediliyordu. Bu zehirin terkibi için profesör Beredo Karneiro uzun tetkikler yapmıştır. Son yaptığı bir tahlilde, zehirin Strihonelatin ve Kü- petalin isimlerinde iki alkoloitten mü rekkep olduğunu tesbit etmiştir. * Evler için periskoplar Her © gelen misafire kapıyı açmamak için bir nevi peris- kop vücude ge tirilmiştir. Bir takım adesele- rin sıra İle konması evin içindeki ay- naya kapıyı çalan kimsenin gölgesi- ni aksettirmektedir. Bu periskobun dıştan görünen parçası bir çivi başı| * Çocukları sinirden korumak irin Amerikali İbir doktor ço- cukları o sinir den, o heyecan dan korumak için yeni bir çare bulmuş - tur. Bu da bir çocuğun kendisini ko-! laylıkla görmesini temin edecek bir | yere.bir ayna koymaktır. Çocuk ağla dığı zaman kendisini synada görür- se vaziyeti o kadar tuhafına gider ki | ağlamayı unutur. “ Merih yıldızına gitmek için Amerikalı profesör Con | Cönuert, yakın da Merih yıldı zina uçuş te - abbüsünde bulu nacakmış, Pro -| İcesor gazetecilere beyanatta buluna- rak bu işi riyazi bakımdan halletti » ğini şimdi de, bu nazariyeleri tatbi- ke geçireceğini söylemiştir. Profe - sör, Merihe hususi tipte bir rsketle i gidecektir. Bu raket, her 15 kilomet- re mesafede kendiliğinden infilâk e- derek sürat kazanacaktır. * Bir Amerikalının vasiyeti “Con Devis”, Kanadada ölen zengin bir mil- yonerin ismi - dir. Bu adam, dul kalan karı- eşsiz ve çok kıymetlidir. Bunlar “Kör | bankadaki paraların sadece faizleri desin İbriklileri,, diye şöhret almış. | ni alacaktır. Evlenme kâğıdını ibraz lardır. Üstünde İbrik resimlerini gö-| ettiği zaman da 20 milyon frangı rüyoruz, bankadan çekebilecekitr. Eminönünden Beyazıda açılacak cadde ile bütün ihtişamı meydana çıkacak olan Süleymaniye camii Şehir Plânına Göre İstanbulun Müstakbel Şekli I stanbul şehrinin Ooumumi müstakbel plânını hazirla- mak üzere belediye vaktiyle bir müsabaka açmış, bu müsabakaya birisi Alman, ikisi Fransız olmak üzere üç tanınmış mütehassıs işti- rak etmişti, Bu mütehassısların üçü de müs- takbel şehir plânının yapılması ve Istanbulun imar edilmesi için ca- mi, medrese, çarşı, ve diğer sü- tunlar gibi tarihi kıymeti haiz âbi- de ve binalardan gayri bütün şeh- ri baştan aşağı tarla kaidesine göre yıkmak ve bilâhare yeniden inşa etmek üzere projeler yapmış- lardı. Bittabi bu projelerin tahakkuku milyarlara baliğ olacağı için t: biki bir hayalden ibaret olacaktı. Çünkü bilhassa Beyoğlu şehrin yakasını tarla kaidesine göre baş- tan aşağı yıkıp yeniden yâpmak, yalnız Istanbul belediyesinin de- gil, malivaziyeti em iyi olan bele- diyelerin bile yapabileceği bir iş değildir. Vâkıa bu üç mütehassıs- tan Alman mütehassısıs, &z çok muhafazakâr davranmış ve bu yüz- den de plânı tercih edilmişse de bu da Prost'un yaptığı plânlarla ök çülemiyecek derecede büyük kül- fetleri iltizam etmekte idi. Şimdi şehir plânının h: hakikat haline gelmek üz lunması ve kısım kısım tatbik mekviine konulmuş olması, ta- mamile Prost'un şehrin vaziyeti- ne, bütçesine göre hareket ederek hem pratik, hem de nisbeten ucuz bir imar sistemini prensip olarak kabul etmiş bulunmusının netice- sidir. Mw şehrin umumi ve ana münakale yollarını t5- bit ederken şehrin coğrafi vazi- yetile istimlâk kolaylığını da giz ve önünde bulunduran Prost, en niş ve en asri yolların İstanbul kasında açılmasını kabul etm bu yakada yollar için üç tane rinci derecede ehemiyetli mihrak noktası kabul etmiştir. Bunlar; E- minönü, Beyazıt ve Yenikapıdır. Fatih ve Sultanahmet te ikinci mihrak noktası olarak ayrılmıştır. Istanbul yakasındaki birinci de- recedeki üç mihraktan, şehrin dört tarafına modern caddeler açılacak tır. Bu arada Yenikapıda kuru- lacak olan limsndan Atatürk cad- desi ve Gazi köprüsü yoluyla Tak- sime bir ana yol gidecektir. Bu yol, Beyoğlunda fazla kü feti istilzam ettiğinden Azapka- pi — Şişhane — Tozkoparan cad- deleri lüzumu kadar genişletile- cek, Tozkoparandan sonra İngiliz sefaretinin altından Tünel geçiri- lerek yol Tarlabuşile iltisak peyda edecek ve sonra yeni vo geniş Tak sim Cümhuriyet meydanile birle- şecektir. Bittabi Yenikapıdan Ak- saraya, Beyazıta, Fatihe, Sultan- ahmede de diğer tâli yollar gide- cektir. minönü mihrakından ayrıla- cak yollar evvelce bir kaç defa yazılmıştır. Yalnız bu mihra- kın en enteresan tarafı Eminönün- den Yenicami başından Beyanta çıkacak olan yol olacaktır. Çün- kü bu yolu açmak için yapılacak istimlâkler neticesinde bir şaheser olan Süleymaniye camiile ve müs- takbel plâna göre Süleymaniye camiinin yanında kurulacak olan Universite sitesi, bütün heybetile Yenicamiin arkasından ve yeşil- likler arasından bir anfiteatr şek- linde Boğaza nazır bir vaziyette meydaria çıkâcaktır. Beyazıta gelince, bu meydan vek-ajn gibi yüzler- ce ana veya Ikinci derecedeki yol ların başlangıç, veya iltisak nok- tasını teşkil edecektir. Beyoğlu yakasında yollar çok dar olduğu gibi da her türlü sıhhi şartlardan uzaktır. Bu itibarla | Beyoğlu cihetinde de ar genişletilecek ve Binalar semi şekle sokulacaktır. Fakat» burada istimlâkesişini mümkün mertebe azalimek' ve işi pratik şekilde halletmek için por- tik yol ve kat-istimlâki usulü ka- bul edilmiştir. binalar örtik yol, binaların zemin katlarını istimlâk “ederek bu binaların ön taraftan üst kat- larını ikişer süslü mermet sütun üzerine istinat ettirmektir. Bu sü- retle açık kalacak 'olan binaların zemin katları üzerleri kapalı yaya kaldırımlar halini alacaktır. Eski Şehzadebaşında Direklerarasının daha modern, daha süslü, daha ge- niş ölçüde bir nümunesi olan bu yollar Beyoğlunun bütün dar s0- kaklarına tatbik edilecek, ve bu suretle orta kısımlar yalnız tram- vay ve otomobillere ait olacaktır. Fakat bu tardirde tramvaylar por- tik yolların hemen sağ ve sol ke- narlarından geçecek, diğer nakil vaşıtalarına da yollârın ortaları caktır. teyoğlu yakasındaki binalarda oturanların sıhhatlerini korumak için de ka* istimlâk! veya mecburi kat ilâvesi yapılacaktır. Yani © taraftan ve ana caddelerden baş sk sahillere doğru binek mutlaka birer kat alçal: olacaktır. Bunu temin maksadile ön cadde- »dıki binalara katlar katılacak diğe: eadde ve . .Kaklardakilerden de birer ikişer kat istimlâk edile- rek binalar alçaltılacaktır. Yeni Tramvay Tarifesi Yapılacak Belediye mevsim itibarile bugün- kü tramvay tarifesinin ihtiyacı kar- şılamadığını görmüş, şirkete müra » caat ederek bütün hatlarda mevsim hareketine uygun bir tarife yapılma sım bildirmiştir. Bu tarife ayın on be şine kadar bitirilerek tatbik edile » cektir. TY LT 285 SEME | imanı) İTİ