A — 2.5. o3a Bugünkü Hindistan: Udepur şehrinin ve mihracenin oturduğu sarayın bir görünüşü indistanı Yollarda ve Şehirlerde Görüş imali Hindistanm bir çok şehirlerini gezdim. Bu se- Yahat Delhiden sonra Aligarda baş- ladı. Fakat oraya şehri görmek için değil, üniversitesi için gittim. Bu #eyahatlerde sıra İle bir camla Profesörü bana rehberlik etti. Mektebe giderken ıssız yerler - den, yıkık duvarlı kale harabele- rinden geçiliyor. Arkadaşım bir ha- Tap hisar göstererek dedi ki: — Burası tekin değildir, ler. — Nasıl tekin değil? — Burada her gece sesler İş ir. Bu muhakkak. Bunun ilmi ve akli sebel ulmak için Yada bir ilim heyeti tet Piyor, Alın size bugünkü Hin Yeni bir alâmetini daha! Eskiden bu hâdiseleri cinlere, perilere at- İeder ve kimsenin bunu ilim ba- kınından tetkik etmesi h #elmezdi. der- Meitebe girer girmez evvelâ oranın milessisi Seyit Ah- Medin mezarını ziyaret ettim. Be- Yaz badanalı, duvarlarına pembe güller ş türbe... Küçük, Mütevazi, Seyit Ahmet €deli yarım rılmış bu mektebi tesis hayli geçti, Fakat Müasir Müslüman Hindistan ora- da doğdu. Bugünkü Müslümanlar arasındaki hareketleri anlamak is- tiyen Seyit Ahmedin kim olduğu Bu, ne yapmak istediğini bilmesi lâzımdır. Münevverler arasında bu- Sân onun münekkitleri, takdirkârla- Fından daha fazladır. Faka Onun tesiri hâlâ nekadar derin v Sanlı olduğunu gösterir. Çünkü ha- Yatımızda tesiri kalmıyan şeyleri hiçbir vakit tenkit etmeyiz Seyit Müslüman- lardan almışlardır. Müslüman hâ- kimiyetinden bizar olan bir kısım Hindulardan da i Venet gi Pesinin arak mua- İngiliz k devri Müslümanları ez ida- ir. Bir çok sebepler arasında Büslümanların daha canlı ve eli si Mih tutar bir cemaatten olr dir. Fazla olarak A İl olarak mahküm bir vaziyete düş tüğü için o da İngilizlere tabii ola- şak uzun müddet kafa tutmuştur bgiliz düşmanlığı bir taraftan da Üslümanları garp hars ve ilmine Müarız bulundurmuştur. ünya Müslümanları arasında ilk İiâsır fikir hareketi 19 uncu a- Sırda başlar, bütün Müslüman dün Yasındaki Ratianolist cereyanı Hin- istanda da olmuştur. Yani Seyit Ahmet, Hindis ın “Şeyh Abdu, *u yahut “Cemalettini Efgani,, si ad kç lebilir. Fekat Seyit Ahmedin reketi daha şamil, daha çok ka Pişik ve yerti sebeple du. Seyit Ahmedin kir. edebiyat, felsefe haltâ siyasi. Yat itibarile Hindistanda çok bü- yük addedilen birçok sima vardı. ak membaları başka olmakla çok büyük adam yetiştir. Mek sıfatile bu cereyan bizim tan- #imatı hatırlatmaz değil Seyit Ahmedin cereyamn en ası var lüman ilk de 1yor etrafında £i paranı aaa aaa # : Yazan: "Halide Edip CER , , , A , , Hint mimarisinin şaheserlerin- den biri: Sasram şehrinde Şirşahın kubbeli kabri iyane tarif etmek, Hint Müslü- manlığının ge mak ve ği ilk adım demek kifay Şe Ahmet 1817 de Delhide doğmuştur. Ailesi son Mo- gol idaresinde me dam- ardı. Yani Seyit Ahmet, Mogol | daresinin ne kadar çürük olduğu nu içinden bilir bir adamdı. Bu i- da halef olan Şark Hindistan kumpanyası ticaret evidir. mparator- â tüccarlar» i sahik ingiliz i resi ismini taşıyan bir Yani Hindistanı, İngil una verenler ev Bu idare de Mogol idaresin- değildi. Ne kadar nu Sevit Ahmet her ten iyi biliyordu; Bıraktığı ya larda bunun en aci teni en Hindistan, İngi- rk Hindistan kumpan- şı büyük isya t Ahmet İngilizle dır. den çok farklı İngilizler 1857 ihtilâlini bastır. dıktan sonra “Ticaret kumpanyası.. idaresini kaldırmış, Hindistanı doğ rudan doğruya İngiliz imparator. luğuna bağlamışlardır. Bazı İngiliz muharrirle tibarile i bu ihtiâlin netice ayırhı olduğunu iddia e- Smith Oksford, Hindis- ihinde, ihtilâlden sonraki 4- r ve sergilzaşt adam- den asıl resmi İngilte- anlattıktan i, yalnız menfaat düşünen bir ticaret zihniyeti kalkmış, ne liberal bir hükümet teessüs et- iştir.,, Ayni müverrih bu ibtilâ- lin Hindistanda eskinin yeniye kar» şı son isyanı olduğunu da kayde- diyor. Bu bir İngilizin görüşüdür. Bu ihtilâl tetkik edilirse altında bir is- tiklâl davası sarahatle görülüyor. Fakat bu davada Hintliler başka. başka emeller peşinde gitmiştir, Hindular yalnız İngilizlere karşı değil, Müslümanlara karşı da harp etmiştir. Müslümanlar yalnız İngi- lizlere karşı değil, Hindularla da dövüşmüstür. Fakat bu davayı yal nız liderler anlamış, halk tabakası sarahatle görmemiştir. Halk şar- kın mahut zihniyeti ile ayağa kal. dırılmıştır: “Din elden gidiyor... ndu, ilâhlarını Müslümana da, İngilize de karş: müdafaa ediyor, Müslümen, putperest Hinduyu da, İngilizi de din düşmanı diye boğaz- lyordu. Tabii olarak bu vaziyette İngilizler galebe çaldı İngiliz tarafımı tu- nlerm başında Seyit hulunuyordü. ri pek açık tenkit eden neden onlara taraftar Birinci büyük sebep (is dare başına geçmeleri ihtimali var- dı O her zaman “İngiliz idaresi, Hin du İdaresinden iyi, olduğunu iddia n muvaffak o- teci etmistir. İhtimal iş Müslümanl, lursa unsuru ku nüyor ve kor 1 sudur: Eğer Müslüman ve müşterek ın et alacağım da düşü- kuyordu. en mi Hindisi münevverlerinin aldığı ders Hindu aydı mutlek İnsiliz- ır, müstakil bir Hindistan teessüs ederdi Sevit Ahmı İngiliz idar 57 İsyanından. leri cık asi bakımdan tutması Müslü - tarı yaptı dive Müslü- klâl davasında arasında mektebinden yetişmis çok vardır, En azgın İstiklâl taraftarı dive tanınan “Hasret., Müslüman- dır. Mahatma Gandi, ondan | bahse- derken: “ Hasretle konuşt #um za- man gece uyktm kacıyor,, der Sevit Ahmedin İn aki tarihi seber de psi Jüm manları İngiliz te düşünmek doğru değildir. man tarafından en ileri gidenler önün adam lizleri tutma- arasında bir oloti meselesi vardır. Müs- n. eski Sark felsefesinden ?i. rm felsefesine vakındır. Bu- bebi belki de Müslüman dün sını yasınd sefesile temastan doğmuş sındandır. Her halde Müslüman garple, şarkı, zihnivet itibarile bir. Jeştiren, tarihi halkadır. Garbi, or- ia devirden muasır devre geçiren fikir Amillerinin arasında Müslü- manın rolü baştadır. Garplı, Müs- Tümanla karsı karsıya gelince ken- dini başka hissedebilir, fakat Uzak Şarka yahut Hindu âlemine girit ce birdenbire Müslümanı kendine daha yakın bnluvor. Bununla gar- bin yahut Müslümanın felsefesi Hindununkinden yüksek olduğunu iddia etmiyorum. Bence yüksek alçak bir zihniyet yoktur, yalnız bi- ribirlerinden başka zihniyetler var- dır. Bir İngiliz mütefekkiri bana Hindistanda dedi ki: “İslâmiyet garbın dini olmalıy- dı, şarklılar onu bu hale soktu, Hı- ristiyanlık şarka yaraşırdı, garplı- lar ona bu garip şekli verdiler, tArkası: Sayfa 8, sütun 5 te) olma- felsefe Yunan ilim ve fel- | Şu Garip Dünya: Mirasa | Konan sisko şehrin ie Con Molo nis namında biri, Okanar- ya kuşları- na bayık yormuş. Con, geçen & tay- yare kazasında ağır surette El mış. Hastaneye kaldırıldığı zaman, bütün servetini kanarya kuşuna ba-| Bışladığını, bir kâğıda yazmış. Bir- kaç gün sonra da ölmüş, Arkadaşı Ceni Pirs, bu vasiyeti üç ay sonra yerine getirmiş. İlk işola- rak ta kanarya ramına sahibinin me zarına bir çelerik koymuş. * Bir pul 200,000 frank Bir İngiliz, 32 sene önce satın aldığı bir posta pulunu Oza mandanberi (o kitap- ları arasında sakla- mıştır. Şimdi bu pü- lan 200,000 İranga müşteri bulduğu haber veriliyor. Se bebi, bu pullardan yalnız 12 tane ba sılmış olmasıdır. Pul x İbu pulun biraz zedelenmiş olmasını İkusurlu saymışlar ve temiz muhafaza edilebilseydi 300000 ( alcı bulunabileceğini söylemişler- dir, ehassısları, olarak p 4 Spor şampiyonu kaçakçı imiş Fransız güm-| rük memurları, Lil şehri civa» şampiyonu Güs tav Deluru ka. çakçı olarak yakalamışlardır. Şam- plyonun Üzerinde 240 kilogram ka- çak n bulunmuştur, Delur, kaç-| ıya muvaffak olmuşsa di lde yakalanmıştır karısı mb P aldığı malümata göre, Güstav Delur, tütün vesaire kaçakçılığı ile meşeui| oluyormı lerdeki SELÇUKLARIN PENCERE KA- PAKLARI — Bugün resmini koy- | duğumuz pencere kapakları Türk | ve İslâm eserleri müzesinin beşin- İ ci salonunda teşhir edilmektedir. Konyadan Sadrettin Konevinin ca- mlinden getirilmiştir. Yarım asır İ evvel caminin diğer pencere ka- natları aşırıldığı için kalan on parça da müzeye getirilmiştir. 684 yıl önce ceviz ağacı üzerine kabart- ma olarak işlenen bu pencere ka- | İstanbulun İçinden: Evkafın Taşdelen suyu için yaptırdığı hususi tesisat Temiz Memba Suyu Bulmakta Niçin Sıkıntı Çekiyoruz ? YAZAN: REŞAT FEYZİ ıcaklar başlayınca, bir bar- S dak soğuk su kadar özle diğimiz ne vardır?., Şehrin, su sa- tan köşebaşı dükkâncıları, seyyar 5 faaliyete Terledikçe soğuk su içmek isteriz, Fakat, Istanbulda, iyi ve temiz su bulmak o kadar bir iş değil... Her yerde Taşdelen satı lir. Halbuki, Taşde, lan Evkaf idare: çok suya le seyre cular hepsi geçtiler kola diyor satıalan ka; yiin ne olduğunu, doldurandan başka kimse bilmiyor. Istanbulun içme su ihtiyacı üze- rinde hiç bir zaman ehemmiyetle durulmamıştır. Bir çok memba sularını elinde bulunduran Evkaf suyu meselesini şöyle hulâsa edis yor: — İstanbulda çeşitli çok ve Şaheserler pakları Türkiyede Selçuk ağaç iş- leri arasında birinci sayılabilir. Selçuklular ağaç ve çini | çok ileri gitmişlerdi. Bu sanati ka. dim Yunanda, Romada ve Bizans. ta göremiyoruz. | Konyadaki Mevlânanın, Akşe- hirdeki Mahmut Hayraninin mezar sandukalsrı, Amâsya, Aksaray, Ye | nişehir, Konyanın bazı camilerin. | deki oyma minberlerde bu sanatin | muhtelif tecellilerini görürüz. memba suyu var. Bu sular, teşki- tlı bir çalışma ile şehre munt zam bir şekilde getirilirse, ihti cı karşılar. Bir çok yâbancı mem- erde bu kadar bol su yok- En meşhur Teşdelendir. Ya- erde de, bu suyun en şılmıştır. Fakat, tinden istifade ede- rek, her nevi suyu Taşdelen, di- ye satıyorlar. Bu suyun miktarı, bugünkü halde fazla değildir. Hal- bütün İstanbulda, Anadolu- da Taşdelen satılıyor. Bu sır ve keramet olsa gerek. Suyun çoğaltılması için Taşde- len membaında tesisat yaptırıyo- ruz. Makinelerimiz gelmiştir. Yaz bitmeden işe başlanacak. Bu tesi- sat tamamlandıktan sonradır ki günde 50 ton Taşdelen istihsal ede- leket tur. pılan tahil sıhhi oldu, buk te bir lemdağı civarı, iyi su bak mından çok cömert... Veri- len izahate göre, Taşdelen minta- kasında, bir çok kaynaklar var. Biribirine muhtelif mesafelerde o- lan bu suların hepsi de hemen ay- Bi ayarda., Meselâ bir iki yıldır ta mılan Defneli suyu, “Taşdelenin ayni imiş... Defneliden başka, ci- var halkının Mütevelli suy dikleri bir su daha var. Henüz isim verilmemiş membalar da var. Fa- kat, bu suların hiç birinden | kiyle istifade edilemiyor. Modern tesisat ve taşıma vasıtası yok.. Sular hakkında bana izahat ve- yledi rde oku- ren zat, bu arada şunu 8 — Geçenlerde gaze! dum. Belediye, Maarif idare: mekteplerde çocukların hangi su- yi: içtiklerini, susuz mektep olup Mekteplerde Terkos içile- değil midir? olmadığını sormuş. talebe terkos içer. bilir bir su mudur, Bilmiyorum. Istanbulda Hamidiye suyu en boldur, Bu su dahi pahalı- dır. Yahut, bu su dahi teşkilğtsız- dır. Ucuz ve teşkilâtı olsa, her halde mekteplerde çocuklarımıza hiç olmazsa Hamidiye suyu içir- tiriz Dereci ğı civa & 1 ve 0,75 olan Alemda- rındaki iyi memba suların- dan başka, Evkaf ida: günlerde, Karakulak sahip oldu. Beykozdan bir iki saat ileride, Dereseki civarından çıkan Kara- kulak suyu yıllardanberi, bu köy halkı tarafından çıkartılır ve satı- lırdı. Evkaf suyun çıktığı arazinin kendisine ait olduğunu iddia ede rek mahkemeye müracaat etmiş. şu son suyuna'da kaç sene süren muhakeme ne- cesinde, Karakulağın Evkafa ait fu kabul edilmiş... Bu su da, iyi bir membadır. Fa- kat modern tesislerin yokluğundan istilade edilemiyor. Boğazın iki sahilinde daha bir çok iyi sular var. Bunlar, ayrı ayrı ellerde ve idarelerde istismar — edilemeden akıp gidiyor. Halk, bütün bu su bolluğuna rağmen, şehrin içinde, hilesiz, temiz ve ucuz memba suyu bulmakta güçlük çekiyor, z TArkası: Sayfa B, sütun 6 da)