eneral Kuluk, bu haberi a- lar almaz, derhal küçük or- İltuna hareket emri vermişti. Çün bulunduğu mevki, harbe mü - Malt değildi, Fakat, hareket erari alan kılalar üz (lerdeki köprüye vâsıl olur iz, ilerden şiddetli bir tüfek a- AŞİ işititmişti. Sonra, şu haber gel- — Köylüler yolu kapamışlar. ol, Gimri avulunun arkasından XP ve çetin kayalıklar arasından “olaşıyordu ve şimdi de köylülerin Meşi altında bulunuyordu. General Kuluk, derhal askeri - durdurmuştu. Etrafa çıkardığı küçük keşif postalarile vaziyeti ike koyulmuştu. Vaziyet vahimdi.. Gimrililerin kısmı, yolun geçit yerini tut - Muşlardı. Bir kısmı da, avuldan Yoşanarak dağa tirmanıyorlardı... Yni zamanda Unsukullular da, bin iden fazla bir kuvvetle dereyi *k imdada geliyorlardı. Artık bu vaziyet karşısında, her İğenersl Kuluk, hem de onun kü - ordusu, mahvolmuş demekti. E başka bir kumandan olsaydı, şüphesiz ki, son derece telâş Ser.. Hiç olmazsa, henüz yola gir- Memiş olan birkaç bölüğü kurtar- “gi için, onları derhal geri çeker- Pakat general Kuluk, böyle yap- Kafkas harplerinde gös- İği cüretkârane hareketlerle hi bihakkın ebedileştiren bu İ gönerali burada da cidden ma- bir oyun oynamıştı. Yanındaki emir atlılarından bi- YİN, Gimrililerin pusu tuttukları Yere göndermiş: Sn General, yalnız başına sizin- Börüşmiye geliyor. İhtiyarlarınız in, Diye, haber yollamıştı Ppsiyarlar, bir ağacın altıma birikmişlerdi. Bu vahim Süratle yürüyüşe devam ede- £ bir an evvel boğazı geçmeleri e kıta kumandanlarına n bulunduğu ağacın altına git- Orada toplananlara teklifsiz- bir selim vererek, sükünetle a- San inmiş. bir taşın üstüne 0- hp EY Gimrili dostlar! Sizinle > konuşmuya geldim. Süzden fazla silâhlı, derhal düş ti, ,, Fönerelinin etrafını çevirmiş- Herkes derin bir hayret içinde, © Söyliyeceği sözleri bekle- cebinden tabakasım çıkar- * Bir siçara yakmıştı ve sonra söze başlamıştı. Dünkü sözlerimi, ne çabuk yal Ben avlunuza bir fena- Pimak için gelmediğimi söy- Mm. Şuradan, hiç kimseye za- kadan, geçip gidecek- N da size, birçok iyilik- Mese ktm. Bilirsiniz ki ben, €- e, y Yilİğİ severim. Bir sene ev- a ler, bütün tarlalarını- ğa Hüvenerek, buraya ka- Şük bir müfreze ile geldim. İşte, tek başıma, içinizde ben size kabahat bulmuyorum. Un- sallıların teşviklerine uyduğunu- zu biliyorum. Onun içindir ki, size son defa olarak şu sözleri söylemek istiyorum. Siz, dostluğun mükâ- fatını göreceksiniz. Unsallılar da, yaptıkları hareketin cezalarını ge- kecekler. eneral Kuluk, bu sözleri söylerken zihninden asker- lerinin o tehlikeli mıntakayı geçip geçmediklerini hesap ediyordu. Ve vakit kazanmak için sözü uzatı- yordu. Bu kurnaz ve cüretkâr Rus ge- nerali, askerlerinin nisbeten selâ- mete çıktıklarını tahmin eder et - mez, ağır ağır yerinden kalktı. Bü- yük bir sükünetle, bir sigara daha yaktı. Harikulâde bir soğukkanlı lıkla: — Verin, şu atımı. Dedi, En mshir bir aktörün bi- le taklit edemiyeceği bir kayıtsız- lık ile könuşmasına devam ederek, hiç telâş etmeden atına bindi: — Eh.. yakında, tekrar görüşü- rTüz. Şimdilik Allahaısmarladık. Dedi. Adi bir yürüyüşle yola ka- dar indikten sonra, artık uzaktan arkaları görünen bölüklerine doğ- ru, dörtnala bir süratle akıp, gitti. Gimrinin saf köylüleri, general Kulukun bu mahirane manevra$si- nın daha hâlâ farkında değiller- di. Yüksek kaya parçalarının ara- sından bazan kaybolan, bazan gö- rünen bu garip generali gözlerile takip etmektelerdi. İşte tam 6 zaman; Unsallılar da, dereyi geçmişler, koşa koşa örâya — Burada ne duruyorsunuz, Ginrililer cevap verdiler. — Generalle konuşuyorduk. — Ay, general buraya mı gel di, * — Evet.. Hem de, tek başına, — Ne konuştunuz, — General bize dostluğunu te- min etti. “Gimrili Dostlar! Sizinle Konuşmağa Geldim,, bu talebini büyük bir memnuniyet le kabul etmişti, Çünkü kendisine rakip olan Şamilin bir an evvel or- tadân kalkması, onun için de mat- lüp ve mültezemdi. General Kulukun plânına naza- ran, kendi küçük ordusile Honzahtan gelecek olan imdat kuvveti, Aşil- ta köprüsü denilen yerde birleğe- « cekti ve ondan sonra, Şamilin mer- kezine girilecek. onun yokluğun- dan istifade olunarak, Koca avul taş taş üstünde bırakılmamak şar- tile tahrip edilecekti. esnada Andede bulunan Şa- mil, bütün bunları işitmek- te gecikmemişti. Yanına, henüz teş kil ettiği yüz kişilik müfrezeyi a- larak, yıldırım süratile dağları, taşalrı aşmış. Aşiltaya dayanmış- tı. Fakat avula girmeden, düşma- nın vaziyeti hakkında tahkikata başlamıştı. General Kuluk, Şamilin merke- zini birdenbire basmak ve ciddi bir mukavemete meydan bırakma mak için bürada da mahirane bir manevra tertip etmişti. İmdada ge- lecek Honzahlıları takip etmek i- çin biraz cenuba doğru inerek (İ- gale — Hekal) avuluna doğru İler- Jemişti. Şamil, bunu haber alir almaz, derhal dağ yollarından geçerek dar bir boğazda, general Kulukun önü- nü kesmişti. Fakat Şamil, bu hareketi o ka- dar büyük bir maharetle setretmiş- ti ki/ Böyle meselelerde son dere- ce hassas olan Rus generali bile vaziyetten haberdar o olamıyarak, MEYVACILIK : Almanyaya Taze Meyva Gönderilecek Çilek ve kayısı konservesi için Türkiyenin hemen her tarafında ye- tişen, bilhassa orta Anadolu ile Ma- latyada en güzelleri çıkan kayısıla- rımiz, şimdiye kadar hemen yalnız kuru olarak ihraç edilmekte idi. Ta ze kayısı ihracı İse çok azdır. Hal buki kayısılarımızın bir de konserve halinde ihracı ihtimali mevcuttur ki, bilhassa bu şekil zamanla daha çok ehemiyet kazanabilecektir. Konserve halinde getirilen kayısı lara Almanyada “Aprikosenpulp”adı verilektedir. Bu şekli gayet basit ve nisbeten masrafsız elde edilmektedir. Taze kayısılar ortalarından ayrıla - rak çekirdekleri çıkarıldıktan sonra, leleri mükemmelen temizlenmiş taze fıçılara konmakta ve üzerlerine,bozul mamalarını temin için, hafif bir hâ- mız dökülmektedir. Bundan sonra fı çı sıkı bir surette kapatılarak sev- kolunmaktadır. Elde edilmesi bu kadar kolay olan ve memleketimizde de kolayca istih- sal edilen Aprikosenpulp Almanya - ya her yıl mühim miktarda da ithal olunmaktadır. Almanya bu şekildeki kayısı konservesi ithalâtını şimdiye kadara bilhassa Ispanyadan yapmak ta idi. Malüba muvafık mal elde edildiği ve fiyatlar da müsait bulun- duğu takdirde, Almanya memleke - timizden taze kayısı konservesi ala- bilecektir. Aprikosenpulp Almanya- da tatlı ve reçel imalinde sarfolun - makta ve bir de çikolata ve benzeri sanayiinde kullanılmaktadır. “Pulp” çilekten dahi yapılmakta - dır. Memleketimizde en nefisleri ye- tişen'çileklerin ihracına bugüne ka- dar maalesef bir çare bulunamamış» tır. Halbuki, komşumuz Bulgaristan, Almanyaya her yıl büyük miktarda çilek konservesi ihraç ettiği gibi, son yıllarda hususi vagonlarla doğrudan doğruya taze çilek ihracına dahi mu- vaffak olmuştur. İMİN R — Eh.. Asker? — Asker de, geçip gitti. — Geçip gitti, ha.. Yazık. Ge- neral, size iyi bir oyun oynamış... imrililer ancak bu sözleri işittikten sonra, kendilerine gelmişler, generalin oynadığı oyu- nun ancak şimdi farkına varabil « mişlerdi. Gimrili bir ihtiyar, öfke ile ye- rinden sıçramıştı. Elindeki tüleği- ni, biraz evvel generalin oturduğu taşın üstüne boşaltmıştı. Ve, içi ya- na yana: — Gafil avlandık. Onu burada, bir karınca gibi ezebilirdik, Fakat acaba o, bu mertliğimizi takdir e- decek mi? Evet. Gimrililer, çok gafilâne hareket etmişlerdi. Ellerine geçen çok iyi bir fırsattan, en küçük bir Unsallılar, çılgınca bir tehevvü- re kapılmışlardı. Derhal düşmanı takibe başlamışlardı. Fakat general Kuluk, o badire- den kurtulur, kurtulmaz, küçük or- dusunu cebri bir yürüyüşe kaldır. mış. O tehlikeli mıntakadan bir hayli uzaklaşmakla beraber; der- hal fevkalâde ihtiyat ve emniyet tedbirleri almıştı ve böylece, A- şiltaya doğru ilerlemiye başlamış- t Bu hâdise, generale iyi bir ders vermişti. Artık muhitin Şamilin mefküresine ne kadar merbut ö)- duğunu, derhal hissetmişti. Elin « deki küçük kuvvetle, burada köy- Yüler tarafindan muhasara oluna- cağından korkarak derhal Honzaha haber göndermiş, imdat istemişti. Hunzahta muvakkat hükümdar olan Ahmet Han, Rus generalinin diz ki Amerikada Küba adasının Şark vilâyetinden o Bayamoda Bayan Rafaella Kasanova yedi çocuk bir- den doğurmuş... Kendisine geçmiş olsun dedikten sonra, eşini tebrik etmek lâzım uma birden yedi co - cuk babası olduğu için değil Vâ - kın bir insan çocuk babası olunca neslini devam etttirmek vazifesini yaptığından dolayı tebrik edilmek ve çocuğa uzun ömür temenni et- mek âdettir. Fakat birden yedi ço cuk habası olan adamı, bilmem ki, tebrik mi yoksa tasiyet mi etme Jidir.? Bence, bu zatın tebrike değer ol- ması, adaşı meşhur Venedikli Ka- sanovadan daha mutlu çıkmasıdır. Venedikli Kasanova 0 lan kadınların bazılarını hatirat delterine kaydetmiş olmakla bera- © ber, unuttukları da pek çek ol - duğundan, kaç kadından kaç çocuk babası olduğunu, şüphesiz, bile - mezdi. Ancak, çok çocuk doğur - mıva başlıyan bir kadın bir defa ile kalmaz, Bayan Rafaella da bu sefer yaptığı marifeti tekrar göse terirse eşinin öteki Kasanova - nm yolunu tutmıyacağı temin e- dilemez. Kübalı bayanın birden doğurdu. ğu bu yedi çocuk - dünya politi - kası durulmıya başladığı bu srra- da - yeniden bir karışıklığa sebep olursa bunun da günahı onun boy- nuna olacaktır. Cünkü böyle yedi çocuk birden şimdiye kadar pek te işitilmiş bir sey değildir. Milyon. lar kazanan kücük Kanadalılar bi le ancak beşiz olabilmişlerdi. Küba daki bayandan önce, en çok çocuk doğurmakla şöhret almış olan ka- dın Afrikada eski Alman kolonisi olan ve Kristiansborg'ta siyah bir kadındır. O da, 1903 yılında, yedi YEDİ ÇOCUK BİRDEN da Kübalı bayanın gösterdiği ma- rifetin hiç umulmadık bir netice- si olacaktır. Afrikalı siyah kadından önce de, altı çocuk birden yalnız bir defa görülmüştü. Onda da çocuklar da- ha dört aylık iken doğmuşlar ve, tabii, hiçbiri yaşıyamamıştı. Bu se ferki yedi çocuk birden, galiba, ilk defa işitilmekledir. Bu da insanla- rın ilerlediğine ve daha çabuk ço- almak yolunu tuttuklarına delâ - Tet eder. Beş çocuk birden bile pek nadir bir şeydir. Meshur Kanadalılar - dan önce yalnız bir kadının dört oğ Janla bir kız doğurduğu bilindiğin den kitaplar insan neslinden en çok beş çocuk birden doğabilece « ğini yazarlardı. Dört çotuk birden daha az nadir olduğundan İstatistikleri bile var- dır. Berlin şehrinde, doktor Stras- man 1,971,759 doğumda üç defa dört cocuk birden kaydedehilmiş- ti. Başka bir istatistikte, bütün dün yada 36 defa dört çocuk birden ha ber alınmış ve bunlardan 76 oğlan 68 kız kaydedilmiştir. Üç çocuk birden, pek te çok du- da, duha çok sayıdakile. re nisbetle haylıca denilebilecek ka dar bulunduğu gibi, doğan çocuk. ların kız ve oğlan nisbeti bile bili- nir: 110 oğlana karşılık 100 kız, Halbuki birer birer yahut ikişer iki şer doğan çocuklar arasında 104 oğlun 106 kız doğar. İkizlere gelince, bütün istatistik lere göre 90 doğumda bir defa ço- cuklar ikiz doğarlar. o Ücüzlerin ikizlere nisbeti de yine 90 olduğu. na yani 90 defa il İHRACAT: Tiftik Fiatları Biraz Düştü Bu hafta içinde kısmen eski ve kısmen yeni kırkım tiftiklerden 500 balya kadar satılmıştır. Piyasa canlı değildir. Kalitelerine göre fiyatlar - da 3—4 kuruş düşüklük vardır, Kır kımın her tarafta devam etmesi ve piyasalara fazla mal gelmesi fiyatla rı düşürmüştür. Sungurlu malları 109, Eskişehir 112,5, oğlak tiftikle- ri 127,5, Kayseri işlenmiş 105, Ço - rum 114, deri mallar 70—75 kuruş arasında satılmaktadır. Trakya kıvır cık oyapakları o gelesiye (o hazi - ran teslimi 62—03 kuruştan Yerli fabrikalar tarafından satın alınmış- tır. İnce toklu seçme Karahisar ma- hı 36,5 kuruştan yüz balya satılmış- tır, Orta Anadolu kaba mallarından yeni mahsule devredilen stokların ismen fiyatları 47-48 kuruştur. Deri ve Meşin Piyasası Kuzu ve oğlak derilerinin mevsimi yaklaşmaktadır. Bundan dolayı ka- saplar ve derici müesseseleri tarafın dan fiyatları iki ay sonra tespit edil mek üzere mandıracılara avans pa- ra tevziine başlanmıştır. Yarım iş - lenmiş meşin deriler için Almanya- dan permiler gelmeğe başlamıştır. Bu gibi mallardan bu hafta kilosu 107—110 kuruş arasında Almanya için 12 bin balya mal satılmış ve ih- racına başlanılmıştır. Arpa Kontenjanı Bitiyor Italyaya Türk arpalarını gönder - meği tashhüt eden ihracatçı larımızın taahhüt müddeti tüccar bu ayın sonuna kadar devam edecektir. Ya -, pılan angajmanlardaki fiyatlara gö- re arpa piyasası gittikçe yükselmek- tedir. Taahhytlerin ifa edilmesi için yurdun her tarafından arpa toplan- maktadır. DENİZCİLİK : Limanımıza Yeni Bir Yapar Üğrıyacak 'Hamburgta Orient - Schuldt va - pur kumpanyası 'Triyeste ile Türki - ye, Yunanistan, Bulgaristan, Arna - vutluk ve Filistin, Suriye limanları srasında vapur seferleri ihdas ede - cektir. Bu seferler şimdilik her on dört günde bir defa yapılacaktır. Fransa Hububat Alacak Fransa hükümeti nisandan 91—7 —938 tarihine kadar hariçten 300 bin kental sert buğdayla ilk devre olmak üzere 4500 kental tohumluk yulaf ithaline müsaade vermiştir. KLİRİNG : Isviçreye Gönderilecek Mallar Türkiye — Isviçre hükümetleri a- rasında ticari mübâdelelere ait tedi- yatın tesviyo sureti hakkında yeni çıkan kararnameye göre: Kliring ve ya hususi takas yoluyla muamele ya pilacaktır. Türkiye menşeli tütün, fındık, kuru üzüm ve kuru incir kli- ring yoluyla Isviçreye Satılacak ve bedeli Isviçre frangı ile ödenecek - tir. İsvirçeden Türkiyeye ithal edile- cek malların da bedeli Türk lirası ile ödenecektir. Bu kararname iktisadi mahafile tebliğ olunmuştur, o—— 'HARİCTE: Iyi Buğday i Yetiştirenlere Mükâfat "Yunan hükümeti, bu'sene de en iyi elins ve en mükemmel kaliteli buğ day yetiştirecek çiftçileri mükâfatlan dırmaya karar vermiştir, Bu husus i- çin hükümetçe bir kararname hazır- lanmaktadır, Bu kararnamede bu $6- ne hangi mıntaka çiftçileri arasında iyi buğday yetiştirme müsabakası ya pıslcağı ve ne mikdar para mükâfatı verileceği tesbit edilecektir. Bu usul ile Yunan çiftçilerinin fenni surette ziraat yapmaları ve iyi kaliteli buğ- day yetiştirmeleri teşvik edilmekte- dir. Granit Taşı Bulgaristanda fuzla mikdarda gra- nit taşı çıkarılmaktadır. İhraç olu- nan taşlardan komşu memleketlere de satılması düşünülmüş ve alâkadar lara satış teklifleri gönderilmiştir. a KONGRE : Demiryolları Toplantısı Bu ayın içinde Bükreşte Balkan Antantına dahil hükümetlerin teknik $imendifer murahhasları bir toplantı yapacaklardır. Bu toplantı şehrimiz- de toplanan ekonomi konseyinin ka- rarı icabındandır. Konferansta Tür- kiye, Rumanya, Yunan ve Yugoslav» ya arazisinde trenle nakliyat mesele leri görüşülecektir. Konferans mu- karreratı hükümetlerimize bildirile- cek ve tatbikatı cihetine gidilecektir. Deniz nakliyatı için de yine ayni müt tefik hükümetlerimiz murahhasları gelecek Eylül ayında Split şehrinde ayrica bir toplantı yapacaklardır. YUNANİSTANDA: Soğan İthali Serbest Yunanistan maliye ve iktısat ne - zaretleri Yunanistandan peynir ih - racını yasak etmiştir. Ayrıca bir ka- rarname İle Yunanistana kuru 80 - ğan ithali tamamen serbest bırakıl- miştir. Hurda Demir İthal Edilecek Yunan hükümeti hariçten ithal & dilecek hurda demirlerin serbest ola rak Yunanistana girmesine müsaade etmitşir. Bu demirler demir fabrika lsrımn müracaatı Üzerine maliye ne- zareti tarafından verilecek müsaade ile ve yalnız demir fabrikalarında kullanılmak üzere ithal edilecektir, —— BORSALARDA : Bir Borsa Acentası İstifa Etti Borsa ve Osmanlı Bankası Komi- serliğinden; Ankara Menkul Kıymetler ve Kam biyo Borsası acentelerinden doktor (Arif Etem Korle) istifa etmiştir. İlişiği olanların 1447 sayılı Borsalar l İ 7-5 - 1938 İ ÇEKLER i | Aciy Kananş | i Paris 283125 283125 l | New-York 0,192260 0.792260 * Milâno 1,0066 o 160668 | | Brüksel 470 40 | Atina 46,1460 86.746) İ Cenevre 346 346 | Sofya 6,5714 63,5714 İ Amsterdam (o 14265 O 14265 j Prx ns sre | Madrid 12,098 o 12m984 | Berlin 19682 oO1me2 | Varşova 4196 418 | Budapeşie o 30680 O 3ARB0 Bükreş 106,19 10019 Belgrad 34.528 348838 İ Yokohama 27150 21250 | Stokholm 3,0180 © 20780 | Kondra W— wo | Moskova 218175 o 28175 | PARALAR i i Alış Sap | İ Prank ; İ Dolar » Üret i Bakika Pr. i Drahmi : tevtere Pr, 5 ! Um e ; & â i Kanununun 18 inci maddesi hükmü. ne tevfikan ilân tarihinden itibaren bir ay içinde komiserliğe müracaat