Çarlık tarafından gönderilen pro b larla iğfal edilen bazı avulları ve kabileleri is- Kana edilirse, bu muhit, pek o ka- perdişe edilecek halde değildi. Akat... Şeyh Mansurun, ve bil- , 588 Gazi Mohammedin zamah- nda, bu iki mücahide büyük » Merbutiyet göstermiş olan Çe- na , kismen Çarlığın istilâsı- Birdikten sonra, eski vatanper- sne hislerini kaybetmişlerdi. İ İs bütün müzakere, bu esas ü- de yürümüş ve şu karar ve- işti: — İşe, evvelâ Çeçenistandan dır. amil, bu umumi kararı al - , dıktan sonra, derhal hare- İ8 geçmişti. Elindeki küğük kuv- Aşiltadan hareket (ederek, | enistan hududundaki (Andi) gitmiş. orada, mühim bir girişmişti. Şamilin bu suretle harekete geç- Sİ, Kafkas ordusu başkumanda- 0m hazarı dikkatini celbetmişti. pkat Başkumandan, birdenbire milin üzerine atılmıya cesaret miyerek mahirane bir manev- İle, evvelâ imamın #saliyetini 6 uğratmak, Sonrada onunla p ©asına müstenit bir ii a harekete karar vermişti. © sırada, Dsğıstanın şimalinde “ünün çar kuvvetlerine, yerlile- — Beneral Kuluk dedikleri, Klu- 30 İsminde bir general kumanda Adi. Umum Dağıstan tedip al Fese, mahir bir idareci, içi idi. General Kuluk F *esur bir asker, dessas bir mu- ipti, Acaba Şamil, bu iki mühim şah- Jet ile nası? mücadele edebilecek- Şahısları bu derece mühim olan U İki generalin maiyetindeki kuv- er de, seksen bini mütecavizdi. kuvvetine gelince, henüz Otuz iki mürit ile, adetleri da- “3 özadan ve çoğalan beş altı yüz çi n ibaretti, ulâsa, biribirile çarpışmak için arlânân bu iki kuvvet, o zama- kadar dünya tarihlerinin hiçbir je ve hiçbir hâdisede kaydet - İği derecede nisbetsizdi. Şamil, çok ağır bir vazife deruh- Atıldığı hareketle, çar» « Kuvvetlerini gazaba getirdik « i isnad bunların önüne ge- se, koca Dağıstanı şimalden ku Plen saran bu seksen bin ki: ia, ordunun topları, bütün Dağıs- cayır cayır yaka. ee Mujik süngülerile kazak kı- da, bütün Avar halkını kan- ler altında parça parça e Nİ in ağırlığını hissetmiyor Fakat açtığı hürriyet ve vasında, hakkını kılıcı - Şamilin Bu Hareketini Kumandan Haber Almıştı Şamilin kumandanlarından Mohammed Zaur geniş salâhiyet vermişti. Ayni za- manda, kendi plânını da bildirmiş- ti. Mahir bir siyasetçi olan general Fese de, ayni emri ve ayni salâhi- yeti, göncral Kuluk'a devretmekle beraber: — Sizin şecastiniz kadar, harp hilelerindeki maharetinize de iti - madım var. Şamile cepheden hü- cum ederek kanlı zayiata sebep ol- maktansa.. evvelâ Şamilin nazari dikkatini üstünüze çekin.. onu, kur duğunuz pusunun kenarına kadar getirin. Sonra da bir hamlede eği- verin, Diye, hususi mütaleasını da ilâ- ve eylemişti. Büyük bir muhariplik şöhretine malik olan general Kuluk, uğrıya- cağı acı âkıbetten tamamile gafil olarak işe girişmişti. Ve hakika- ten en iyi bir harp hilesi tertip et- mişti, Bu hileli plân mucibince, kuv - vetlerinin Oo mühim ksmnu, Demirhan, Şura kalesinde bı rakmıştı. Yapacağı hareket İ- çin, yanına pek az bir kuv vet almıştı. B ukurnaz general çok iyi biliyordu ki. Şamil bu kuvveti az görecek, kendisi de başına fazla adam toplamıya lüzum görmeden, yalnız maiyetindekilerle mücade - leye girişecekti. General Kuluk'un maiyetine al. dığı kuvvet, hakikaten pek fazla değildi. Apşeron alayının tamamile en nişancı ve en cesur efradından mü rekkep, 480 kişilik mürettep bir ta- bur... Diğer alayların en tecrübeli ve en güzide efradından seçilmiş, 305 kişilik diğer bir müretlep tabur. — Resmi raporlara nazaran — “general Kuluk'un bu küçük kuvvel seferiyesini, 845 nefer teşkil edi - yordu. General, Şamili gafil avlamak İ- çin, hafif iki dağ topundan başka top bile getirmemişti. Bu hafif kav vetle âdeta askeri bir gezintiye çi- kıyormuş gibi hareket etmişti. Hiç şüphesiz ki, Şamil bu küçük kuv- vete ehemmiyet vermiyecek, kuru- lacak olan pusuya kolayca düşüve recekti * amil, daha hâlâ Andi civa- rında idi. Mütemadi çalış- maları ve müessir telkinleri saye- sinde, Avaristan hududu üzerinde bulunan Çeçen kabilelerini tekrar elde etmişti ve bunlar vasıtasile de birkaç defa Rus askeri hatlarının arasından geçerek Çeçenistanın iç ayullarına kadar da girmiş, otalar- “da da kâfi derecede tesir husule getirmişti. Şamili pusuyn düşürmek istiyen general Kuluk ise, - tertip edilen plân mucibince - başını çevirip o tarafa bakmıya lüzum görmeden, doğrudan doğruya Şamilin ve Ga- zi Mohammedin aziz yurtları olan Gimri üzerine inmişti ve Gimri Pınarı denilen yerde tevakkuf et- mişti. Maksadı, Şamilin büyük bir e- hemmiyet ve kudsiyet verdiği yer- lerde dolaşarak onun nazarı dik - katini celbetmek.. kendisini de, faz la kuvvet toplarmya vakit bula - madan buralara çekmekti. General Kuluk, artık mahareti - ni göstermiye başlamıştı. Kendisi köye girmiyerek, Avulun ihtiyar. larını Gimri pınarına çağırmıştı. Onları, izzet ve ikram ile karşıla- mışta — Benim buralara gelmekten maksadım, avulunuza bir kötülük. yapmak için değildir. Askerlerime husumet göstermedikçe, rahat ra - hat oturabilirsiniz. Ne gibi ihtiya- cınız varsa, bana söyleyiniz. Ben şimdi Aşiltaya gideceğim. Şamilin merkezini zaptedeceğim ve böyle- ce de, bü güzel dağlarınızı kanla- ra boyayan, bu lâtif derelerinizi ba Tut dumanlarile dolduran kanlı mü cadelelere nihayet vereceğim. Ne- dir bu, sonu gelmez boğazlaşmak? Artık biraz da hayatınızı sükün ve refah (le geçiriniz. Diye, ihtiyar köylüleri kandır- muıya çalışmıştı. Köylüler, ne bir vaatte ve ne de bir tehditte bulunmıya lüzum gör- meden avdet etmişlerdi. Gece, tem bir sükün içinde geç- mişti, Fakat ertesi sabah, uyanık bulunan nöbetçiler, Gimri yoluna hâkim olan tepenin üstünde, bir- takım silâhlı köylülerin gezinmek- İHRACAT: Fransaya Mal Göndermek Güçleşiyor Fransız frangının düşmesi üzerine Fransa fle iş yapan ihracatçı tüccar» | lar telâşa düşmüşlerdir. Fakat an- gajmanları İngiliz lirası üzerinden ©- Yanlar bu telâşın lüzumsuz olduğunu söylüyorlar. Fransaya daha ziyade keçi kılı ve yapak gönderilmişti. Ve bu maddeler üzerinde geçen sene faz la mal verildiği halde bu seneki fi- yatlarla Fransaya mal göndermek ka bil Oolamıyacağı Oo anlaşılmaktadır. Fransa ile mukavelesi olmıyan tüc- carlar yeniden angajmana girmemek tedirler. Frangın düşmesi Fransa ile iş yapmak imkânlarını azaltmakta- dır. CEMİYETLERDE: Hamallar Cemiyeti Toplanıyor Hamallar cemiyetinin iki umumi heyet toplantısında idare heyeti se- çilememesi üzerine cemiyetin feshi lâ zımgeliyordu. Cemiyet İktisat Vekâ- letine müracaatla bu fesih kararının geri alınmasını İstemiştir. Vekâlet bu müracaatı kabul etmiştir. Mayı- GÜNLÜK PIYASA Zirant Bankasının buğdaylarından yüz otuz beş bin kilo yumuşak 6-6 çavdarlı buğdaylar 528 kuruştan, 60 bin kilo sert buğday 6,20 kuruştan satılmıştır, Tüccar mah olarak Kara biğanın sert buğdaylarından 80 bin kile 5,30 dan ve 60 bin kilo Polat ekstra buğdayı 6-623 kuruş aranın da satılmıştır. » Antalya mintakasınm arpaların » dan yüz bin kiloluk bir parti dökme olarak 4,08 kuruştan verilmiştir. Yu- laf stoku bitmiş olduğundan mevcut kalın miktarın fiyatı yükselmiş ve kilosu B,30 kuruştan verilmiştir. * Balıkesir sarı mısırlarından 30 bin Bandırma malı 24 bin kilo çuvsil 5,115 kuruştarı, ayni muntakanın 6 bin kile bir parti mısırı 520 kuruştan ve on günde vapur teslimi 15 bin kilo Yak diğer bir partisi kilosu 5,175 ku- ruştan satılmıştır. * Kıml karaman yapaktarından bes- yüz kile, 57 kuruştan Kayseri tiftik- lerinden 500 kilo 105 ten, Pekişehir mah oğlak tiftiklerinden 1911 kilo 131 den, Gerede oğluk tftiği 681 ki- lo, kilosu 127 kuruştan verilmiştir. * Ekstra zeytinyağları kilosu 44 - 45 ikinci yemeklik yağlar 40-43, sabun tuk yağlar 3330-35,20 kuruştan ya. lı beyaz peynirlerin kilosu 30 - 33,13 sn on beşinde Hamallar Cemiyeti umumi heyeti toplanacak ve yeni idare heyetini seçecektir. Metre Esasına Göre Ölçü Evvelce memleketimizde olduğu gibi, Yunanistanda du elân, âşâri öl- çüler kullanılmaktadır. Yunan hükü- meti de beynelmilel ölçüleri kabul etmiye karar vermiştir. Yapılan tet- İkikat bir rapor halinde Atina Üniver İsitesine gönderilmiştir. Üniversite bu rapora mütalealarını ilâve ederek raporu Başvekâlete | göndermiştir. Başvekâletçe de bu tetkikatın gözden geçirilmesi biter bitmez Yunanistan- da eski usul ölçü sistemleri derhal kaldırılacaktır. TAZE MAKARNA Mâkarnanın iyisi, fabrikaların. da sert buğday irmiğinden ve içe- risine gluten karıştırılarak yapı lır. Bakkalrdan aldığımız makarna- lar arasında böyle iyileri de bulu- nur. Fakat sert buğday irmiğini bulmak pek te kolay olmaz. Ma- karnacılardan bazıları o mallarına gluten rengini verebilmek için 6- nu boyarlar. Makarnanın hamuru sert buğday irmiğinden, yahut yu- muşak buğday irmiğinden bile ol- mamış, üzerine biraz da zararsız boya sürülmüş, sağlam adamlar İ- çin pek ehemmiyeli olmasa du has- taya yedireceğiniz makarnanın en temiz cinsinden olması istenilir. Onun için hastanın yiyeceği ma- karnayı, en iyisi, evde taze taze yapmaktır. Busuretle hastanızın ne yediğinden emin olabilirsiniz. Bir hastanın kendisi için mahsus ya- pılmış, hem de kendisini daima ok- şıyan sevgili ellerin yaptığı ev İşi taze makarnanın, bakkaldan, süs- lü paketler içinde gelse de, ne ol- duğu her vakit bilinmiyen kuru makarnadan daha ziyade iştah ve- receği de şüphesizdir. Makarnayı evde yapmak o ka - dar da kolaydır ki Bir övün için 80, yahut 100 gram buğday ununu büyük bir çukur tabak içine koyar ve ortasına bir çukur açarsınız. Oraya bir yumüur- ta beyazile sarısını birlikte, kır. dıktan sonra bir çorba kaşığı ka- dar su ile bir gram da tuzkorsu- nuz. Hepsini birden - tabli unun tek- mili ile - karıştırdıktan sonra, hiç olmazsa hir çeyrek xaat güzel ve temiz ellerinizle yuğurursunuz. Ma karna yapılıp piştikten sonra tır- naklarınıza tekrar manikür yap - mıya hiçbir mâni yoktur. Hamur iyice cilâlı ve topaksız hir hal a- Imca, onu hamur tahtasının da üzerine biraz un serpmeyi tabii Unutmazsınız. Oklava hamuru yaydıkca, açı- lan yufkanın inceliği 2 nihayet 3 milimetreye kadar incelir. O vakit yufkanın üzerine temiz bir bez ör- terek sıcak havada 3, soğuk hava- da 6 saat bırakmak lâzımdır. Yufka kuruduktan sonra yuvarlarsınız. Fakat pek te sıkı olmamalı. En son ra da ince ince doğrarsını makarnayı hastamıza sade suya pi- sirip yedirdiğiniz halde 15,5 gram- dan fazla alhümini ve 60 gram ka- dar şel lacak 355 kaleri kuvvet verir. Hekim i- zin verrir de, üzerine on gram çiğ tereyağı koyarsanız kaleri sayısı 430 a çıkar. Makarnanın daha kibar olması: Bı İsterseniz, ince elenmiş undan 60 gram kullanır ve ortasında yumur- tanın yalnız sarısile bir kahve ka- şığı su koyarsınız. Bir gram tuz yi. ne yetişir. O vakit kalori sayısı, makarna hiç yağsız olunca 264, on gram tereyağı ile 339 olur. Bu taze makarnayı pişirmek te pek basittir: Yarım litre kadar su fıkır fıkır kaynayınca makarna ©- kuruştan ve yağlı kaşerlerin de kilo sı 4220-45 kuruştan verilmiştir. ; i i kilo çuvalhı fop kilosu 8,15 kuruştan, ; ; ; ; ; ; İ SANAYİ : Sergi Hazırlıkları Başlıyor Sanayi Birliği idare heyeti dün toplanmıştır. Yapılan görüşmelerde sergi hakkında beklenilen talimatna menin bir an evvel gönderilmesi ve- kâletten istenilecektir. Sergi hazır- lıkları için bu haftadan itibaren te- şebbüsata girişilecektir. Yünlü ku- maşlar hakkında vaziyetin aydınlatıl Vekâlete re Tacirleri Toplan Fındık tüccarları dün Türkofiste bir toplantı yappmışlardır. Tüccarlar fındık ihracatı için alınan tedbirlerin tatbikatı hakkında Ofise malümat vermişlerdir. iğ Tütünlerimize Dair Malümat Verilecek Amerika ticaret höyeti ile Ankara- da müzakereler devam etmektedir. Tütünlerimiz hakkında heyetlere ma Tümat vermek üzere İnhisar idaresi tütün şeflerinden Cavit Ankaraya git miştir, BORSA | nun içine atılır. Fakat hepsinin su ile örtülmüş olması şarttır. Üc, dört dakika kaynatmak yetişir. Yalnız, iki dakika daha geçince bir gram daha ince tuz atmayı unutmamalı sınız. Makarna son- ra, tabii süzgecten geçirilir. Hangi tabağa koyacaksanız, o da sicak ol- malıdır. Makarnanın üzerine çiğ tereyağı koymıya hekim izin vermişse, te- reyağını makarnanın tam ortasına koyunuz ve sıcak tabağı biraz kuv vetlice sarsıveriniz. Tereyağı erir, fakat pişmediği için hastanıza lü- m olan vitaminlerinin hepsi er. Makarnayı kendiniz vapmayıp fa bakkaldan aldırdmızsa, o zaman »k için sayun miktarını he- men bir misli artırmak, hem de bir çeyrek, yarım saat kaynatmak lâ- zim olur. Tuzda bir yerine iki gram... 6-5-1088 ÇEKLER Açılş — Kananış İ Paris 288175 (o 283175 New-Yark 0792158 0797158 i Milâno 15.0634 — 18.0894 | 47025 47025 ! Atina 461460 BA7460 Cenevre 34595 o 34585 Sofya 684920 634030 Amsterdam oo 14228 oo 14225 İ Prag 227300 2271380 | Madrid 126004 o 120964 İ Berlin 4s 10890 İ Varşova 4.1850 41000 İ Budapeşte 398a0 o 3.9880 Bükteş 106.19. © 10819 Belgrad 045230 o 24.52)8 Yokohama © 21250 © 2.7250 Stokholm. 30790 3.0700 Londra 610,— 60,— Moskova 138315 o 288379 PARALAR Aş Sai Frank Dolar Dret Belçiks Pr, Drahımi tevicre Leva Piorin ? Borsadan paralar verilmemiştir. iği ' i ması için yapılan tetkikat neticesi de arzedilecektir. ji Buğday İşi Hakkında Tetkikler Uyuşturucu maddeler inhisarı mü 'dürü Hamza Osman bu hafta şehri- mize gelecektir. Hamza Osmanın ye- ni kurulacak hububat ofisinin mü- dürlüğüne getirileceği söyleniyor. Yeni ofis müdürü şehrimizde kurula cak ofis hakkında tetkikat yapacak- tır. İktısat Vekâleti ihracatı teşkilât landırma müdürü Servet dahi Ham- za Osmunla birlikte gelerek tetkika- ta iştirak edecektir. Ziraat Kongresi a Azâsı Mayısın yirmisine doğru Ankara- da toplanacak ziraat kongresine, çift lik sahiplerile hayvan yetiştirici çift- çilerden murahbas seçilmesi için Zi- raat Vekâletinden vilâyetlere gönde- rilen emir üzerine her vilâyet, vekâ- letin talimatı dairesinde murahhasla rını seçmiş ve isimlerini Ankaraya bildirmiştir. oVilâyetlerden seçilen murahhasların tam listesini veriyo- ruz; Afyon: Nâzım, Ağrı: Lütfi Güngör, | Amasya- Hürrem Beşok, Ankara: Fuat. Ankara: Mehmet Atak. Anka- Ta: Cevdet Eren. Antalya: Tevfik Berberoğlu. Aydın: Etem Menderes, Aydın: Ekrem Çifçinin, Balıkesir: Rasim Çogan, Bilecik: Avukat Hakkı Güren, Bitlis: Mehmet Zülfikar, Bolu: Sabri Karaçayır, Burdur: Ne- cip Akdemir, Bursa: Ahmet Fikri Bozkaya, Bursa: Hüsnü Güven, Bur- sa: Abdullah Ünlü, Bursa: Osman Mines, Çanakkale: Nüzim Demirci- oğlu, Çankırı: Hilmi, Çorum: Hamit Eker, Denizli: Hamza Türkmen. Di- İyarbakır; Süleyman Sabay, Diyarba gin, Edirne: Kadir, Elâzig: Ahmet "Erzincan: Sabit Sağıroğ- . Karakaya, Erzir Tu, Erzurum: Cânip Mücel, Eskişe- hir: Ahmet Takıl, Eskişehir: Eyüp Çavuş, Eskişehir: Abidin Potoğlu, Es kişehir; Saffet Avdan, G.Antep: Ek- rem Cenani: Giresun: Osman Gamlı, Gümüşane: Fethi Daltaban, İçel : Hilmi Özer, Isparta: Ali Kiniç, İstan bul: Halit, Istanbul : Mazhar, İzmir: Mustafa Özdemir, İzmir: Cemil Yol- daş, Kars : Cihan esirli, Kars: İsken der, Kars: Alâettin, Kastamonu: Na- di Başkoyun, Kayseri: Osman Fey- İzi, Kayseri: Yusuf Bahçeçi, Kayseri: İMusa Adıgün, Kırklareli: Avukat İNail: Kırklareli: Hamdi Kuleli, Kır- şehir: Hazım Börekçi, Kocaeli: Rauf, Konya: Tevfik Belgin, Konya: Ra- kım Çumra, Kütahya: Mahir Kara, Malatya: Mehmet Etin, Manisa: Fevzi Lâtfi Karaosman, Manisa: Sup hi Kocaman, Karaş: Şevket Beyazıt, Mardin: Dr. Rifat Oztürk, Muğla: Cemal Karamuğla, Niğde: Kemal Gü rel, Ordu: Hamdi Sarlan, Samsım: Ethem Veysi, Samsun: Kâmil Çuha- cı, Samsun: Selim Ordulu, Seyhan: Kasım Ener, Seyhan: Vehbi Necip, Seyhan çiftçilerbirliği: Safa Ozler, Sirt: Ferit oğlu Ömer Atalay, Si nop: İzzet Koca, Sivas: Şakir Uma, Sivas: Raşit Koca, Tekirdağ: Tevfik Yarabsan, Tekirdağ: Ziya Ersin, To kat: Hüsamettin Aybek, Trabzon: Affan Kitapçı, Tunçeli: Bekir Çelik, Urfa: Celâl Kürkçü oğlu, Van: Ce- mal Kahvecioğlu, Yozgat: Şevket Ya İsa, Zonguldak: Refet Güneş. LONDRADA : Bir Beton Arme Cemiyeti Kuruldu Londrada çimento ve beton arme adiyle yeni bir cemiyet teşkil olun- muştur. Cemiyet çimento ve beton arme inşaatındaki tekâmülün ebem miyetini izah için broşürler neşretmiş ve mimarları tarafından konferanslar vermiye başlamıştır. Bütün dünya memleketlerinde bu tarz inşaat yapıl ması için neşriyata başlanmıştır. Ce- miyet her yerde şubeler açılmasına çalışmaktadır. Bu arada Türkiyede de bir şube kurulması için alâkadar. lara müracaat edi kır: Edip Pirinçi, Edirne; Şerif Bil.'