m 18-4-935 ŞEYH Askeri darbe lar ve şa | Bazlamışlardı. İ Şamil, hem kendi hayatını ve Em de, artık milletinin malı.o- “ büyük hazineyi, böylece kur- işa. O büyük felâket yıldırımı, za Yallı miralayın başına inmişti. Bu- a elde edeceği muvaffakıyetle, Muhteşem bir general üniforması çağını ümit eden betbaht ai, © korkunç gece baskınında, m Alnımın ortasına isabet eden Tadı Merseri bir kurşunla can vermişti. kuş "diği resmi raporda, şu satırlar Münderiçti; (Gazi Mohammet ile Şamilin ka- yiâhı olan Ağaçkaleyi zaptettik. Ün - büyük bir teessüfle arze- Yorum ki - bomboş ele geçirdik. i yüz dağlı tarafından muhafaza dört yüz güzide askerin haya- ina — 1 ve fedakârlıkla harbeden bu se- küvvetin kumandanı betbaht W lay Miklâs Keveski de, kay - tiğimiz kiymetli canlar arasın- Midir, Ast Sin lerin zayiatına gelince, harap kadar yüz elli ceset çıkarıl - ir. Rivayete nazaran, bunla- Arasında, (Gazi Mohammet) te 3 ir.) ima ve imza eden general Kalamar, yalan © söylüyordu. en kendi Büyatını, hem ti inin hazinesini, hem de bü- #rkadaşlarını kurtarmıştı. Bu generalin eline, kalın di- İş den teşekkül eden bomboş bırakmıştı, İ MOHAMMED) İN SON ZAMANLARI R tün bu harplerde ve gaza- ş larda, artık genç (Şamil), Ne Şocukluk arkadaşı, şimdi o- Pişmişti. Gazi Mohamme- Ni bütü muvaffakiyetlerini te- TİR iu Mohmamet, ehemmiyetsiz giderken (Şamil)i vekil o- la, Merkezde birakıyordu. O Yay mil, idare işlerile uğraşı- gil akat ehemmiyetli baskın Mg, Unlarda, küçük mürit ordu- Pat a Şamil de bulunu - Ve datma, en tehlikeli mev- am ze alıyordu. Müşilin hücumlarına da, müda- Um da dayanmak mümkün ol Na 1. Bütün bu kanlı mücade- Müd lerde her şeyden evvel bulunup bulunmadığına İyorlar.. eğer sıkı bir ateş N kalırlarsa: Ya, Dikkat. Karşımızda Şamil Ji Biriştiği musademeler, il, m düşman kuvvetlerinin fazla Benç NE esile neticeleniyordü. Setin in rk kahramanı, şayet va 1 şk, olarak bir mevkiden big, mecburiyetini hisset- çkasında kanlı bir iz, ve ndan titriyen bir yığın ff lag Yordu, yök Ynan Sonu, bu iki büyük Yeti Bünl.,, » İçin en muvaffa- Paint halk teşkil etmişti. Artık işkre MEN ruhuma Çenilli Yaf, anamıy da S9 çal şim YAZAN: Muvaffak İer ümit etmedikleri bu sında © kadar korkmuş- şırmışlardı ki, o zifiri ka- | Şenliklar içinde, biribirlerini bo gün sonra, Kafkas ordusu baş Mandanının (Petersburgja gön- bu alelâde ahşap kule, bize mal oldu. Cidden büyük şeca- de kulenin enkazı altından, şim- en kudretli bir unsur ha- Yoğrulan generaller, za- öden bata âskerir, giriştikleri | yatan müdafaası) his “lan 4“ Yerleştirmiye mus met ile i «m Gazi Moham - Şamp zide naibi ve hâs 1 şimdi Çeçenistanda ın inkişafını ŞAMI ıyet K Kafhas ordusu kumandanla- rından Klugenay temin etmek ve bu iki Türk yur - dunu birleştirmek için, dört bin ki- şi kadar tahmin edilen bir küçük ordu ile o tarafa geçmişlerdi ve ilk hamlede kazak hattı üzerine yük- lenerek karşılarına çıkan beş yüz süvariden mürekkep bir kazak a- layını bir çırpıda kırıp geçirmiş- lerdi. Bu beş yüz süvariden an - cak üç atlı kurtulabilmiş, alayın bü tün silâhları, sağ kalanı atları cep- hane ve erzakları, kâmilen müta- hitler tarafından iğtinam edilmişti. G azi Mohammet ile Şamil, bu mıntakada kazandıkları bu Tik muvaffakıyetin ile der (Nazran) kalesini muhasara etmiş- lerdi. Bu hâdise, bütün kazak hattına ve hattâ Kafkas ordusu başkuman- danına büyük bir endişe ve telâş LOKM — d5CSUY”T e Amerikadaki meşhur milyarder- lerden birinin: — En mutlu zamanım, bir ma- rtalık süpürdüğüm zaman- İki Ne midem herşeyi hazmederdi... iğini bilirsiniz. Kollarile çalı- ağ ie ai di an başka,ne ar yemel ci lüzumlu olduğunu bilmek ba- kımından da, fikir adamından d. ha mutlu sayılmalıdır. Çünkü ad: le işini, ağırlığına veya hafifliğine göre, kalöri ile ölçmek mümkün Halbuki fikir işinin ne kadar ka- İöri ile görüldüğünü ölçmek için şimdiye kadar sağlam usul buluna- mamıştır, Vâkın beynimizin de, ada le gibi, şekerle işlediği, yani onun da ax çok kalöri sarfettiği son yıl larda anlaşılmıştır. Fakat, ne ka- dar kalori? Henüz bilinemez. Bu işi merak eden hekimler, hiç olmazsa fikir işinden sonra cıkan maddeleri anlıyalım, demişler ve büyük bir fikir yorgunluğundan sowra nzotla fosfat ve manyezinin fazla çıktığını anlamışlar. Ancak, bu da fikir işi icin sarfedilen kalöri mikdarını bildiremez. Çünkü vü- cut ta - meselâ zorlu hir spordan sonra - çok yorulduğu vakit, kim- yaca, yine ayni neticeyi verir. Bu netice fikir yorgunluğile beden yor gunluğunun ayni olduğunu göste- rir. Zaten fikir işlerken de, adale işlerken de hep beynin yorulduğu ötedenberi bilimi eli Fikir adamlarına da, ölçü ile ye- k yedirmeyi kendilerine iş edi- m zim « fikir işini kalöri ile ölçemeyince - fikir adamlarını iki rmuslardır. ; ye fikirle çalısanların, Şeyi unutmazlar. Sırasına göre yü ler, acık havalı yerlerde danse- dsrlar Fırsat buldukça kısa yolen ZIYA ŞAKIR azanıyor vermişti. Derhal bütün Kazak hat- tındaki kaleler, istihkâmlar, as - keri kıtalar top ve silâh başına geç mişlerdi. Bu korku ve heyecanın derece- sini en güzel anlatan, çarlığın en güzide generallerinden Tornau'dur. Kendimizden hiçbir tek kelime ilâ- ve etmeden, bu generalin sözlerini aynen naklediyoruz! (.. Wiğdi Kafkasdakilerin göz- leri, kulakları, hep muhasara al - tındaki kaleye çevrilmişti. (Yani, Nazran kalesine.) Herkesin fik- rinde, ancak bir düşünce vardı. E- ğer kale muhafızları, müdafaada muvaffak olamazlarsa, bu adam- ların halleri ve akıbetleri ne ola - caktı? Gazi Molla ile Şamiliin bura- Ja kazanacakları ilk muvaffakıyet, Vlâdi Kafkas etrfandaki bütün ka bileler için, bir ayaklanma parola- sı olacaktı... O zaman, Gürcistan i- le aramızdaki kollar kesilecek, bü- tün Vlâdi Kafkas, büyük bir tehli- keye girecekti. (Muhasara altında bulunan kale- den iyi ve yahut kötü, hiçbir haber alamıyorduk. Asiler, bütün yolları kesmişlerdi.. Kumandan, zsbitler, hattâ silâhsız hizmette bulunan as- kerler bile siperlerin üzerinden ay rılamıyorlar.. büyük bir heyecan i- le neler olup bittiğini anlamıya ça- lışıyorlardı. (Etraftaki sis, müşahade saha - mızı kısaltmıştı. Ancak, istihkâm- ların sathı mafllerine kadar göre, biliyorduk. Külaklarımıza, tâ, u- zaklardaki boğuk top seslerinden başka bir şey gelmiyordu. Ve bu da bize, hiçbir şey öğretmiyordu. (Devamı var) Fikirle Çalışanların Yemeği luklar yaparlar. Dağlara bile çıkar Ni makul derecede - spor yapanlar da vardır. Spor yap- . mak için fikir her vakit lâzım ol- masa bile, fikirle spor biraraya ge- lince ikisi de istifade eder: Biri daha sağlam olur, öteki de ifrata ne kadar kalori verecek yemek lâ- zim olduğunu da, aşağı yukarı, ta- yin etmek kolay olur: Bir günde a- ğırlığın her kilosuna 44 kalöri ve- 7 m albominle 1,60 recek 1,70 Ancak bu sayilar büsbütün na- zari kalır. Fikir adamları kendile- rini kollarile çalışanlardan daha a- kıllı tutmakla beraber, fikirle be- den arasında müvazeneyi gözete- cek kadar akıllıları pek azdır. adamının oturduğu yerde, yahut bazı artisler gibi ayakta dur duğu yerde, çalışması tabiidir, Fa- kat en çoğusfikirle çalışması bit- tikten sonra hareket etmeyi, gez- meyi, dansetmeyi, makul derecede spor yapmayı akıl etmez. Hele dağ lara çıkanlar ancak, derin filozof, konuşmaktır. Çene hureketi de çok kalöriye lüzum göstermez. Onun için fikir adamlarının en çoğuna, yemek hekimleri, ağırlık- larının bir kilosüma nisbetle günde sadece 32 nihayet 35 kalori verir- ler, bir gram da albomin, Bununla beraber, fikir isi daima iştahı kesmez, fikirle çalışanların coğu, cok ta yemek yer. Bundan do layı fikirle çalısanlar arasında ba- karnı büyür, hastalığına tutulur, kimisine seker hastalığı gelir. Böbreklerinde, kara çiğerlerinde kum sancılarına tutü- m en çoğu da yine onlardan- çi iü call la NN SN e 2 bn ai li ii li MONTBERTLA içek yetiştirilmesi için en ideal mevsim nisan ve mâ- yıs aylarıdır. Bu iki ay içinde eki- len ve dikilen bütün nebatlar ha- zirandan sonbahara kadar renk se- rilerile, sonsuz inceliklerile gözle- rinizi, güzel kokularile ruhunuzu okşarlar. Tabiat kanunlarına göre nebatlar âleminin Dölerme mev - simi içindeyiz. Kırlardaki papatya- lardan, bahçelerdeki güllerden, or- manlardaki böğürtlenlerden baş- hyarak türlü türlü renklerle boya- nan bu nebatların, allı beyazlı renk lerle yüzleri bezenmiş genç kızlar dan farkı yoktur. Herkes ilkbaharın lık sıcaklığile fışkıran bu tabii gü- zeNiklere doğru koşuyor.. Herkes onları tabii bir yürüyüşün sevgisi ile kucak kucak topluyor, öpüp kokluyorlar. Bunlar ekonomik çi- çeklerdir. Her gezintide değişik çe şitlerine rastgelinir. Her yerden ko laylıkla toplanır. Bu mevsim ge - çince tablatin sörptürücü meaklığı- na dayanamıyan o nazik çiçekler s0 larlar. Yazın büsbütün'kururlar, Ar tık kırlarda sararmış ottan, diken- lenmiş yapraktan başka bir şey göremezsiniz. Yazın güzel koku- larına, renkli ve canlı nebatlarına hasret kalırısınız. Bu ihtiyacı ancak kendi bahçenizden, saksılarınızdan giderebilirsiniz;: Bunun için bahçe- nizde, balkon ve pencerelerinizde yazlık çiçekler yetiştirmelisiniz. Hiç te güç olmıyan bu İş size bir eğlence zevkini verecek, yorgunlu ğunuzu gidererek evinize, ailenize neşe saçacaktır. Sovanlı çiçekler mrü bir mevsim süren çiçek ler ev için ekonomik değil dir. Tohumu ile çoğalan bu gibile- rin yerine sovanlı çiçekler dikiniz. Uzun ömürlü olan bu çiçeklerin ber sere mahsulünü alırsınız. Bun- Jar az bir emek, az bir hizmet mu- kabilinde bile sizden çiçeklerini e- sirgemezler. Çiçeklerinin yüzlerce çeşitli ve renkli olmasından başka fidanları da gösterişli, ince ve nazik tir. Bakımı kolâydır. Üremesi de- vamlıdır. Her sovan yavrular, Yav rular dikildikten, bazıları bir, bazı ları iki sene sonra'çiçek verebilir ler. Kendi kendilerine, bulunduk- Tarı toprakta çoğalırlar, Toprağı beğenmemezlik etmezler. Dikilir « ken biraz gübre verilirse, her se ne çiçeklerile size mukabele eder « ler. Sovanli çiçeklerin dayanma- si da, oldukça devamlıdır. Sapları kalın olduğu için açıldıktan sonra 10-25 gün bozulmazlar. Fidanın dan koparılıp vezolara konulursa bir haftadan ziyade dayanırlar, A- çılmamış konca iken koparılır ve vazolara yerleştirilirse vazo içinde Yavaş yavaş açılarak 10-20 gün ta- ze kalırlar. Hangi cinsleri seçmeli? Er e e ovanlı çiğeklerden kışlık o- S larak: Lâle, sünbül, zerin, fulya, zanbak, süsen (susam) şaka- yik, Anemon, Rönonkül, kala cins- lerinin muhtelif renkli, katmerli ve katmersiz çeşitleri eylülden bi- rinciteşrin sonuna kadar dikilirse Şubattan mayısa kadar açan çiçek- KAPLAN POSTU Bu Mevsimde Hangi Çiçekleri Yetiştirmeli? gü a ar ) YAZAN: a Lütfi Arif : Kenber DA EE DALYA lerile bahçeniz süslenmiş bulunur. Şubattan itibaren mayısın ortasına kadar dikilen yaz çiçeklerinin en mükemmelleri: Glayöl, Taberi de- nilen sünbül teber veya Tüberos, Yıldız (Dalya), tohumları tesbih ta nesine benziyen Kanalar, Sudan begonyası, Monbretla, kökü ile ye- tiştirilen kasımpati (krizantem), hava fişeği dediğimiz (Liyatriş) ve Japon sorgucu (Hotea)dir. En azametli yıldız giçeği lr; D alyanın tohumunu. Yastık « lara ekiniz. Ağustosta size yeni yeni çeşitlerle çiçek verirler. Çiçekleri, yaprak ve dalları kuru- yunca toprak altında sovan yapimış bulunur. Bu sovanlar her sene di- kilir. Kışın Topraktan çıkarıp nem- siz bir yerde saklanır. Dalya sova- mını gübreli ılık bir yere gömünüz sovanın gözlerinden süren dallarını birer parça sovanı ile kesip saksila- ra dikiniz köklendikten sonra hazi- randa bahçeye cıkarınız ve tarlaya dikiniz. Bir sovandan 5-10 fidan al muş olursunuz. Bu usulün iyi netice vermesi için bu işi kapalı bir yerde veya camlıkta yapmalıdır. Dalya - nin iki yüzden fazla çeşidi vardır. Tohumla yetiştirilenlerin arasin - dan çok defa katmerli güzel çeşit- ler çıkar, Gübreli ve sık sik sulâ- nan toprağı sever. Benekli kanaları K #nalar hem tohumdan hem sovanından çoğaltılır. Yap- raklarının büyük ve gütelliği ber- kesin hoşuna gider Kırmızı ve be- nekli yapraklısı makbuldür, To - humları tesbih tanesi gibi siyah - tar. Törpü ile kabuğunu törpüledik- ten sonra ılık su içinde 24 saat bi- raktıktan sonra ekmelidir. Her toprakta yetişir. Gübreli toprak « ta bir buçuk metreden fazla yük- selir. Katmerli ve benekli çiçekle rin en zarifidir. Sovanından kolay- ca yetişir. Her sovan bir sene için- de yavrular 2-3 senelik sovanları 2-44 parçaya ayırarak 2-4 fidan ye- tiştirilir. Soğuk yerlerde sovanı top raktan çıkarıp rütubetsiz yerde saklamalıdır. Mütedil yerlerde 50- vanı toprakta kalabilir. Sonteşrine kadar çiçek açarlar. sever : anbak sovanı sonbaharda dikilirse mayıs ortalarında çiçek açarlar. Martta dikilirse tem- muza doğru çiçek verirler. Zanba- ğin renkli çeşitleri vardır. En mak- bulleri Tigrinum'dur. Sarı çiçek- Ti olan kokusuzdur. Kahverenginde çiçekleri ve benekli olan kaplan post çeşidi her yerde âranilan gü- zel nevilerdendir. e Zanbakla- rın her nevi güneşte iyi yetişir. Bir buçuk metre kadar boylanabilirler. Kuvvetli toprakları sever. Gönüllere yaz kokusu saçanlar : aberi ile Zülfü arus denilen iki cins sovanın koku- su bütün yaz Oo müddetince bahçelere (yayılır. OHer iki- si hem yerde hem de teneke ve büyük saksılarda Uyetiştirilebilir. Taberi çok çabuk yavrular. Her yavru üçüncü yaşında çiçek açar Uzun bir sap üzerinde katmerli ve ya katmersiz beyaz krem renginde 6-14 çiçek verir Sevdiği toprak kumlu, gübreli fakat kireçsiz top- raklardır. Koyun gübresinden hoş- Janır. Tenekelere kum, koyun güb resi ve bahçe toprağından müsavi miktarda doldurulup dikilir. Ağus tostan teşrinlere kadar çiçek açar- Yar, Zülfüarus sarılıcıdır. Salkım şeklinde beyaz, krem, mor ve ef- latundan mürekkep bir renkte çi- çekleri var. Sovanın yaşlı olması makbuldür. Bir başlı sovan bir ka meriyeyi baştanbaşa sarabilir. A- Bustostan itibaren bol çiçek açar. Kuştan korkar. Sovanını topraktan çıkarmalı ve begonya gibi muhafa- za etmelidir. Tohum ile de yetişir fakat ancak üç yaşında çiçek açar, Sovanı yavrulamaz. Toprağı Tabe- ri toprağı gibidir. Sıcak camlıklar. da dallarından çelik yapılabilir. To- humları fasulye gibidir. Kendi güzel, adı çirkin K arga kılıcı denilen çiçek Giayöldür. Seksen çeşidi ve her renklisi vardir. Tohum ve sovanla yetiştirilir. Tohumların » dan küçük sovanlar meydana gelir ve ikinci senesinde çiçek verirler, Sovanları on santim derinliğinde dikilir. Dikme zamanı turfanda çi- çek almak için marttadır, Fakat ha zirana kadar dikim Zamanını uzata rak teşrinler içinde bile çiçek ahı- nabilir. Soğuk yerlerde sovanım topraktan çıkarmalıdır. Mutedil yerlerde toprakta bırakılabilir. Sev diği toprak kumlu gübreli ve çok ağır olmıyan topraklirde Kireçli topraklardan hoşlanmaz. Gübreli vi uvvetli topraklarda bir metre bo; lanan bir sap üzerinde ei biçiminde çiçekler açar. Vazolarda on günden fazis dayanir. /Devamı 10 uncuda)