5 HENDEKTE : Azılı Bir Tütün Kaçakçisı Yakalandı Hendek, (TAN) — Hanbaba «6- yünde Ramazanın evinde, kıyılmiş bir çuval tütün bulunduğu ihbar o- Yunmuştur. Takip memurları evi a- ramak istemişler, fakat Ramazanın eşi Devlethan kapıyı açmamış ve tütünleri yakmak için ocağa atmış tır. Memurlar eve girip tütünlerin yanmasına mâni olmuşlar, fakat bu sefer de Devlethan, ocaktaki tütün- leri pencereden dışarıya atmıştır. Hâdise yerine jandarma da gelmiş, imha edilmiyen 5 kilo tütün müsa- dere olunmuştur. Kaçakçı Mühacir oğlu Cemal ve Devlethan ile me- murların vazifesine müdahale eden Salih oğlu Sadık adliyeye verilmiş- lerdir. TAVŞANLIDA: Et Pahalı Satılıyor Tavşanlı, (TAN) — Yumurta ve hububat fiyatları düşmüştür. Et fiyat Jarı, hayvan alım ve satım fiyatlarına nazaran pahalıdır. Sığır eti 20, Keçi eti 30, koyun eti 40 kuruşa verilmek- tedir. * Tavşanlı, (TAN) — Havaların rütubetli gitmesi bilhassa ihtiyarlar- da ve çocuklarda hastalığı artırmış- tır, Kasabamızda bir eczane bulun- maması, müşkülâtı artırmaktadır. KONYADA : Fuzuli Gecesi Konya, (TAN) — Halkevimizde her cumartesi günü konferanslar ve- Tilmekte ve'bunları, şehrin muhtelif yerlerindeki yirmi bir hoparlör va- sitasile' geniş mikyasta bir halk küt Jesi dinlemektedir,s4 Klee saz le aş Hümlir Oz bar kanan fından “Fuzuli, nin edebi kıymeti ve eserleri hakkında bir konferans veril- miştir, SİİRTTE : Sinema Seyrederken Kavga Siirt, (TAN) — Halkevi salonun: da tülebeye mahsus sinema gösteri- lirken, ortaokul ve Cümhuriyet ©- kulu tslebesi arasında müessif bir kavga olmuştur. Hüdiseye zabıta mü .adliyeye verilmişlerdir. * Siirt, (TAN) — Son sene için- de, Tayyare cemiyeti bura şubesinin varidatı bir misli artmıştır. Bu sene Siirt namına bir tayyare almacağı söylenilmektedi 2 ER dahale elmiş, kavgaya sebep olanlar | TEE vi Mardinde Türk Süryanii Kadim kilisesinde Büyük Önderin sıhhati icin | Aksu nahiyesine bağlı Macun köyün yapılan âyin. SİLİFKEDE : İEDİRNEDE : Bu Yıl Fıstıklar | Tarihi Eserlerin Çok Bereketli | | Tamiri Için Olacak | Keşif Yapıldı Silifke, (TAN) — Muhitimize, Mut, | Edirne, (TAN) — Ziraat Vekâletin- Ermenak ve yaylalarına mebzul milk | ce verilecek yeni sellektörlerin kuru- tarda yağmur yağmıştır. Dağlardaki |! lacağı köy merkezleri umumi müfet- den Göksu ırmağı| tişliğe bildirilmektedir. Bu sene da- beş metre kadar yükselmiştir. Maa-|hi vilâyetlerle köyler için 30 kadar mafih bu yüzden hiçbir hasar olma-| mro kalbur makinesi satın alınacak mıştır, Bilâkis tarlalara su basınası, |tir. Ziraat Vekâletince Çanakkulenin çoktanberi kuraklıktan şikâyet eden | Umurbey köyünde açtırılacak ba- çiftçileri sevindirmiştir. . Bu sayede |demliğin kroki ve keşifleri gönderil- bilhassa fıstıkların bereketli olacağı | miştir. Kıbrısa ısmarlanan damızlık umulmaktadır. aygırlar mayıs haftasında Mersine Hayvanlar Islah Olunuyor | çıkarılacak ve İstanbulda teslim alı- Silifke, (TAN) — Burada hayvan | nâcaklır. ıslahatı için iyi çalışılıyor. Sığır cinsi | Eski kaleleri ve tarihi höyüklerile hayvanat yüzde yetmiş nisbetinde 15- İbir Antikite şehri olan Vizede Birinci lah olunmuştur. Murat devrinde yapılan tarihi hama- Köylerimizde damızlık merkepler| min tamirine başlanmıştır. Bunun yetiştirilmektedir. Mersin deposun -|için dört bin lira sarfedilecektir. daki bir aygır getirilmiş, istifadeye| O Vizede hükümet önündeki meyda- arzolunmuştur. Yetiştirilen taylar İ-| pin genişlettirilmesi işi devam etmek çinde çok gözel olanları da yardır. |... p bi cnm ed ii e. w. Yeni halkevi ve uçak kurumu bina Süryani Kadim | andn yeni açılan meydanın irat yapılacaktır. Bu sene, Adliye Vekâleti tarafın- dan Çorluda bir ceza evi yaptırılacak- tır. Cemaati Mardin, (TAN) — Ulu Önderimiz Atatürkün sıhhat ve saadetlerini ni- yaz eylemek üzere, şehrimiz Türk Süryanii kadim cemiyeti, ruhanl re- isleri Davut Attun'un riyaseti altın- da keşişlerin ve büyük bir kalabalı- Eın iştirakile Kirklar kilisesinde top- lanmışlardır. Ayini ruhanide, Yüce Dâhimizin saadet içinde çok uzun yıllar muammer.olmalarına dua edil İmiş ve kendilerine karşı derin mer- butiyet ve minettarlık bir kere daha PA MY ER İZMİRDE: İzmirde Verem Pavyonu | İzmir, (TAN) — Tepecik emran sâriye ve istilâiye hastanesine ilâve edilecek verem pavyonunun temel at ma merasimi yapıldı. Veremliler pav yonu elli yataklı olarak, otuz bin Ji- izhar olunmuştur. “raya çıkâcaktır. — |dıngül, kale bürcüne çıkmış, çarıkla- bik lamiy eeİN MARDINDE | pa — İsania yapılacak pzrka ve Atükisüz!| ti vik m lam anıdı kaidesine başlanacaktır. © ANTALYADA : Güreş Seyreden ! Bir Genç Kız Düşüp Öldü Antalya, (TAN) — Hasılatı yeni kurulan Aksu nahiyesinde örnek köy odaları yapılmasına hasredilmek üze re güreşler tertip edilmiştir. Bu gü- reşler, tarihi Perke şehri harabeleri arasında mevcut bulunan eski stat- yonda yapılmıştır. Birçok halk gel- diğinden, bin liraya yakın varidat te- min olunmuştur. Bu esnada müessif bir kaza ol muştur. Güreşleri seyretmek istiyen den Kör Ali kızı 11 yaşında Tur Ka- ri kaydığından düşüp ölmüştür. 184 -4-92e az Yalnız bir tüb kullandıktan sonra aynaya bakınız! RADYOLİN Mükemmeliyeti hakkında en son ve en doğru sözü o söyliyecektir. Bembeyaz, pırıl pırıl parlıyan dişleri, tatlı bir nefes, pembe, sıhhatli diş etleri, temiz bir dil, mikropsuz bir ağız... İşte Radyolinin eseri! Bugünden itibaren KIZILCAHAMAMDA: Çiftçilere Yardım Ediliyor Kızılcahamam, “(TAN) — Ziraat Bankası son zamanlarda sandık ser- mayesini kâfi miktara iblâğ eylemiş- tir, Kazamız çiftçilerinin ihtiyacı ar- tık bu sayede temin olunabilecektir. İlkbahar şonuna kadar 2500 çiftçiye 24 bin 700 lira ikraz edilecektir. Şu- bat başındanberi yetmişi mütadaviz köyde 1210 çiftçiye 16 bin 150 lira borç verilmiştir. | Bilhassa köylünün eskiden olduğu gibi banka kapısında günlerce bekle- memesi, bilâkis tevziatta sürat ve in- tizam gösterilmesi ayrıca memnuniye *i celbetmektedir. ———— BURSADA : Güreş Müsabakaları Yapılıyor Bursa, (VAN) $ mayis pazar yahu Bü Kemalpaşa KAZASINA büyük bir güreş müsabakası yapıla» cak ve Türkiyenin tanınmış pebli - vanları da bu müsabakada buluna- caklardır. Şimdiden hazırlıklara baş- lanmıştır. Müsabaka ilbay Şefik So- yerin himayesinde olacaktır. * Bursa, (TAN) — Uludağda karl yakçılık faaliyetini göstermek üzere! kurban bayramında çekilen film, An- karada hazırlanmış ve gösterilecek hale getirilmiştir Film yakında Bur- saya getirilecektir. Çok uygunsuz ha- vada çekilen filmin güzel olduğu ha- ber verilmektedir. Çocuk insanların çiçeğidir, Seviniz, kok- layınız, fakat öpmeyiniz, ADYOLI ile dişlerinizi sabah ve akşam her yemekten sonra muntazamen fırçalayınız. Galatasaray Lisesi Alım Satım Komisyonu Başkanlığından: Keşif bedeli Teminatı Lira Er, Lira 1659.02 250 Camelein Galatasaray Lisesi binasında yapılmasını lüzum görülen keşif bede- li ve ilk teminatı yukarida yazılı camekânn 21—4—938 Perşembe gü- nü #nat İd de İstanbul Kültür Direktörlüğü binasında Liseler muhas& - beciliğinde emi Komisyonda pazarlıkla açık eksiltmesi yapıla- © caktır. İsteklilerin en az bin liralık bu işe benzer iş yaptığına dair idarelerim- den almış olduğu vesikalara istinaden İstanbul Nafia Direktörlüğünün eksiltme turihinden evvel yazılı Titaret odası vesika- Yeriyıe BENT gün ve sale Köm Diyarbakır Nafıa Müdürlüğünden : 1 — Talibi çıkmıyan D. Bakır Lisesi Paviyonunun (36,375) Yra (8 kuruşluk esas keşfinden (32,200) liralık inşaatı bir ay müddetle pazar- ” ğa konmuştur. i 2 — Bu işe alt evrak şunlardır: a) Eksiltme şarfnamesi, b) Mukavele Projesi, ei Hususi Bayındırlık ve yapı işleri genel ve fennt şartnamesi. d) Bu evrak Nafia dairesinde görülebilir ve istenilebilir. 3 — Bu işin ihalesi 9 Mayıs 1938 pazartesi günü #aat 11 re kadar pe zarlıkla Nafia müdürlüğü dairesinde yapılacaktır. 4 — Eksiltmeye girebilmek için (2415) Kralık muvakkat teminat, cari senet, Ticaret odası vesikası, Nafia Vekâletinden alınmış. (10,000) hirs“ hıktan yukarı ehliyet vesikası. » 5 — Tâliplerin 9 Mayıs 1938 Pazartesi günü saat İl re kadar mür#” ktlürdin caatları İlân olunur, (2065) Arkadaşlarımızdan biri iki gün evvel Madridde yediği bir sardalyenin yağının canını burnundan ge- tirdiğini söyliyerek balığı reddetti fakat kana kana #u içti. Kızlar, bizim yola doğru ilerlediğimizi gö - rünce bizi ikaz ettiler: — Arkadaşlar, ilerlemeyiniz. Kasabaya gitmeyi- niz. Ne ihtiyacınız varsa biz size getiririz. Birüz sonra tekrar israr ettiler; — Yarahları biz yolun üstüne taşır, onları bir si» perde bırakır, bir kamyon geçene kadar bekleriz. Sardalyeyi beğenmiyen arkadaşımız mırıldandı: — Bu cephenin kerhaneden farkı yok. Ne lider var, ne de emir. Kızlar bize tekrar seslendiler! — Buradan uzaklaşmayınız. Allah sizden ve hü- cum kıtalarından razı olsun, siz olmasanız yağmaci- lar şimdiye kadar buraya inerlerdi. Mitralyözler tekrar başımızın üstünde patlamıya başladı. Biraz ötedeki bir dağ oyuğunun içine sak- Jandık. Kızlardan biri, esmer, çok canlı olanı, ateşin geldiği tarafa şiveli bir tavırla döndü, nâzik, masum sesile ilâve etti: —B. R. ler, dedi. Yaralı adam dahi güldü. Kızlara hepimizin tülek- lerinde kurşun olmadığını söyledik. Bize 3,000 kur- şunluk bir çuval getirmeyi vadettiler. Sardalyayı reddeden arkadaşımıza da yiyecek getireceklerini söylediler. Tekrar tekit ettiler: — Karanlık basıncaya kadar burada kaldık. Harbi- ye bürosundan bir müfettiş geldi, zabitleri değişti rTecek ve mühimmat gönderecekler. Düşman bombaları yüzünden 7,5 luk toplarını yo- Jun ortasında bıraktığımızı söyledim. ş Esmer kız: £ — Onları da kurtaracaklar, dedi, ve ilâve etti: Yy — İçlerinde sabotaj yapan birini yakaladılar ve >. öldürdüler. Mülâzimler, topçu bataryaları bekliyor- Jar. Belki bunların hepsi doğru değildi. Bizim manevi- yetimizi yükseltmek için söylüyordu. Ben de sor- dum: — Siz hangi taraftansınız?. — Sizden, işçiyim. Yanındaki kızı gösterdi: — Arkadaşım, Gençler birliğindendir. İkisi de mavi gömlek giyiyorlardı, ikisinin de saç- sarı arkalarında kırmızı bir kordela ile bağlanmıştı. Esmer kız, elindeki su güğümünü, ayaklarımızın önü ne bıraktı, yaralı arkadaşımıza yardım ederek, yavaş yavaş caddeye çıktılar. Öteki kız da elindeki güğü- mü kurşunlara karşı daha siperde olan bir arkadaşa bıraktı ve gülerek: — Kasabaya gitmek lâzım, dedi. Size bir güğüm yerine birkaç fıçı getirmeliyiz. Yirmi yaşındaki kızlar, başlarını kaldırdılar, kur- şunlardan kendilerini korumaya çalışarak. yürüdü? ler. Kızların gidişini seyreden arkadaşım doğruldu, arkadaşımın gözüne hayat gelinişti: — Kassbaya gitmeliyiz, dedi. Bu kadınların yanın da bizi öldürmeye kim cesaret edebilir?. , Uyanan bir insiyak - kızlar güzeldiler - ölmekte olan insanlığını kamçıladılar. Herşey bunun içinde idi. Fikir, bir alev haline gelince, insiyakla birleşe- mez, fakat Insiyaksız da yaşıyamaz. Arkadaşım kızın uzaklaşmakta olduğunu gördü. Gözlerinde gülümseyen bir sadeliğin ulvi ışığı par- Tadı: — Harp ne basit şey... dedi. Kahramanlıkta ne bü- yük camoe var, Ulum ne kolay, ve ne aptalca Hariçte bir adam harbi düşünür, fakat harbin için» deki adam harbi düşünemez, harp onun gözlerinden © kunur. Çünkü harpteki adamın mantığı işlemez, o mantıktan hepimiz korkar, onu itiraf ed. Kor ku bize, dağdan inmiye başladığımız zamân geldi, arkamızı düşmana verdiğimiz zaman korktuk. Bu bir hayvan korkusuydu, bu aşağı mahlükun'insiyaki, tahteşşuurda saklanan karanlık, yüksek sesle kabul edemediğimiz korku, bunu duymaktansa ölmek ev- Wi idi. Birax evvel üzerinde durduğumuz, şimdi ap kamızda bıraktığımız toprağı, zebanilere birakıyor- duk. Olduğumuz yerde bir saatten fazla kaldık. Kız arkadaşlarımızın sesi hâlâ kulaklarımızda çınlıyor. du: — Karanlık basıncaya kadar buruda kalınız. İşte bir saatten beri buradaydık. Karanlık bastık- tan sonra, ayaklarımızın ucuna basarak tekrar yu- karıya tırmandık, iki ölü âsinin yattığı yerin biraz a- şağısında iki gün ve iki geceyi geçirdik. Üç defa bize yiyecek ve kurşun getirdiler. Fakat taarruz eden bu iki ölüden başka düşman görmedik. Bu ölüler, bizim içimizde gizlenmiş korkuydu. Doğru, korkumuz u- tanılacak bir korku değil, fakat üçümüze, düşmana yaklaşmamıza mâni ölan korku, hazırsızlığın korku. suydu. Bu sarı limon yüzlü, her dakika kollarını bize açan ölülerin korkusuydu. Ölüm bize metafizik çeh- sedile görünüyordu. Bir tek düşman görmüyor, fakat her dakika öne saldıkları iki rehberlerinin nefesini duyuyorduk. Mitralyöz sesleri ve ateş başladığı zaman başları mızı kaldırdık, etrafı mefakla gözetledik, fakat ya- zıklar olsun, ateş yine iki üç yüz metre uzaktan ge liyordu. İkinci günün öğlesinde, kalabalik grupların « çam ormanları arasında mevki aldıklarını gördük. Bunlara ateş ettik, bize şarapnelle cevap verdiler, çamları üzerimize devirdiler, Fakat hâlâ ateşin ne reden geldiğini anlamak mümkün değildi. Sastlerden sonra ilk defa bizim topların patladığı” ni duyduk. Bunlar düşmanın ağır toplarına tevcih & dilmişti. Bundan az sonra, 7,5 luk topları da ate$ aştı ve bunlar beni çok rahatsız eden toplardı. Bun” lar da hedeflerini bulmıya çalışıyorlardı. Hâlâ ka- .sabada, ormandaki intizamsızlığın ayni mevcut ol duğu görülüyordu. Ben artık birşey yapamıyordum Anladım ki, eğer burada kalırsam wahvolacağım. Benim kasabaya gitmekliğimiz fikrinde “tifek ettik Eğer verirlerse oradan talimat alip gelecek, um cephenin vaziyetini öğrenecektim. Eğor bu malümat erkânıharbiyede varsa ve bana verirlerse... Bulunduğumuz yerden İlk evlerin göründüğü yö” re kadar yolda on beşten fazla ceset gördüm. « Bur ine mensup! olan kiza: ” Bütüm bunları beni bile hayrete düşüren bir lâkay! lıkla gördüm. ve yoluma devarr ettim. Düşman kut” şunları başımın üstünden kısa fskat keskin ıslıkla” çalarak geçiyordu. Bir kavağın kırılan dalları yav#? yavaş düştü. Kasaba çok değişmişti, Bombalar ağaçları devi” mişti. Evler yıkılmıştı. İçinde erkânı harbiyeyi b” lacağımı zannettiğim sanatoryora gittim. Hastaha” renin direktörü hâlâ vozife başında idi. Hastabak'” ları kaçmıştı. Bazıları düşmana gitmiş. bazıları b9*” #alık mazeretile çıkmış, diğerleri de korkularına Kk” ban olmuşlardı, Memurlar hâlâ oradaydılar, lara bakmak hususunda direktöre yardım ediyorif” dı, (Devamı vari Ü den x Hakman. Sin ii