YA — 31.3-938 TAN , Gündelik Gazete 'TAN'ın hedefi: Haberde, fikirde, hers #eyde temiz, dürüst, samimi olmak, karin o gazetesi Oolmıya o çalışmaktır. ABONE BEDELİ j Türkiye Yanak j 1400 Kr, 1 Sene 2800 Kr, 750 Kr, GAŞ 1500 Kr, 400 Kr, Ay 800 Kr, 150 Kr, LAy 20 Er, Milletlerarası posta ittihadına dahil ol- #wyan memleketler için 30, 16, 9, 3.8 lira dr. Abone bedeli peşindir: Adres değiş- tirmek 26 kuruştur. Cevsplçin mektup lara 10 kuruşluk pul Mâvesi Mzımdır. GÜNÜN MESELELERİ İnkılâbı Köye G — ; :* ek İçin Yapılan Hamle (Yazan: M. ZEKERİYA)| Son zamanlarda köylü ile fazla meş gul olmiya başladığımızı gösteren| hayli emare vardır. Köylerde sıhhi tetkikler yapılıyor. Köylerde zirai kalkınma teşebbüs- lerine girişiliyor. İnkılâbı köye kadar götürmek için hamleler görülüyor. Bunların başında maarifin yapmı- Ya çalıştığı hamle vardır. Maarifi bu hamleyi yapmıya sevkeden rakam - biliyorsunuz: Türkiyede 41 bin köy vardır. Bun- ların Vin mİ en eek e emine > A e e 11,175 inin nüfusu 150 den aşağı 11,796 sının nüfusu 150-300 den aşağı 8,655 inin ntfusu 300-500 arasında- dır. Bizim ancak 5000 köyümüzde mek: top var. Diğerlerinin nüfusu az oldu ğu, muallimimiz mevcut olmadığı ve Paramız da kıt olduğu için, 36 bin kö- Yümüzde mektep yoktur. Bu 5000 köyün de aşağı yukarı! 4000 i bir öğretmenli ve 3 sınıflı mek teplerdir. Halbuki tecrübe üç sınıflı © Köy mekteplerinin randıman verme. — diğini, çocukların mektebi bitirdik ten sonra okuyup yazmayı unuttukla- ğını göstermiştir. Şu halde mesele gayet mühim. Ma Arif şimdiye kadar yalnız şehirlerdeki > mmm miami İl Tüm e Tügçal olabilmişür. Asıl kö Ye gitmiye imkân bulamamıştır. * Saffet Arıkan, bu derde bir çare — buldu, Ordunun içinden kabiliyetli Kençleri seçip bir senelik bir tahsil - İİ deh sonra köylere dağıtmak, İİ Bunun ilk tecrübeleri yapıldı ve İİ Müspet neticeleri görüldü. Bu mektep Mİ lerden bir temesi de İzmirde eskiden Amerikan kolleji olan Kızılçullu öğ- “#etmen okuludur. —, Burada biri Eğitmenlere, diğeri öğ #elmenlere mahsus iki kısım vardır. ©, Eğitmenlere ait kurslar da biri er- i keklere, diğeri kadınlara mahsus ol- Mak üzere ikiye ayrılmıştır. Erkek tmenlere on iki aylık tahsil müd- | Ni İçinde okuma, yazma, yurt, ya Sama, matematik gibi kültür dersleri; bağcılık, arıcılık, fidancılık, sebzeci- ? tik, hayvancılık, umumi ziraat, yapı b dülgerlik, demircilik gibi pra- İ tik dersler gösterilmektedir. i * Kadınlara ait kısım büsbütün yeni İbir tecrübedir. Ekserisi köy mektep - İİ Serini bitiren kadın eğitmenlere dikiş, ) biçki, okuma, yazma, hesap, | ©V idaresi, çocuk bakımı, tavukçuluk — Çersleri pratik bir tarzda ve köylerine Göndükleri zaman tatbik edebilecekle Xİ pratik bir tarzda gösterilmektedir. Şehirlerdeki kız sanat meketple - yetişen kız ve kadınlarımız na- #ehirdeki ev hayatında inkılâp yap başlamışsa, kadın eğitmenler de “gd, da öğrendikleri dersler sayesin- e Köydeki ev hayatını değiştirecek ir. y, Söyde kadının rolü büyüktür. Kö- 1 9 İç âlemini idare edenler onlardır. hn eğitmenler köy kadınına ha - taki rolünü iyi yapmasını öğretir- » köyde yapılacak inkılâbın büyük Sahtarı temin edilmiş demektir. p * İç Bu tecrübe ilk defa Türkiyede ya- l Yor. Her memleketin kendi ihti - larına göre tedbirler bulması 78- idir. Başka memleketlerde örneği ığı için Bazılarma aykırı görü- bu teşebbüs artık en bedbinleri ai Memnun edecek bir safhaya gir » a Simdi yalnız temennimiz, bunların 4, lerini artırmak, davanın bir an İflâs Edecek mi? H er yerdeki demokra- sının encami namına derin bir hüzün içinde bulun- duğumu itiraf ederim. Gerçi ben, bugüne kadar ümit için- de ve en karanlık saatlerde de teselli bulmuş bir adamım, fa- kat insan medeniyetinin bölün- mez bir parçası sıfatile “hür- riyet” in gün geçtikçe kara- ran istikbali karşısında derin bir sıkıntı hissediyorum. Otoriter hükümetlerin sa- yısı gittikçe artıyor, hududu genişliyor, ve kuvveti, nüfuzu yükseliyor. Bunların hududu içinde vicdan veya fikir hür- riyetinden eser yok. Bununla beraber faşistlerin komünist- liği çekilmez bir ceberut diye çekiştirmeleri, tencerenin ö- bür tencereye altının kara ol- masından bahsetmesi gibidir. # ngilterede bir sosyalist i veya liberal, hüküme- tin siyasetini korku hissetme- den tenkit eder ve hükümete hücum edebilir. Amerikada da ayni hal ile karşılaşmak mümkündür. Buralarda hiçbir münekkit, tenkit yüzünden ya- kalanmaz ve işkenceye uğra- maz, u makalemi Fransadan Yazı- yorüm. Sağ gazeteler her gün, milletin ekseriyeti târafın- dan Fransayı mali güçlüklerden ve hariei tehlikelerden korumak için soçilen hükümete ağız dolusu küfrediyor. Şayet Fransa da bir gün komşularının yolunu tutar, ve demokrasi müesseselerini yıkarak otorite ve militarist bir hükümet kurarsa orada da tenkidin en mu- tediline bile tesadüf edilmez olur. Çürkü, tenkitlerin karşılığı ancak kurşuna dizilmektir. Bu gazeteler, Alman ve Italyan topları ve tay- BİLECİKTE: : Üç Fidanlıkta Yüzlerce Fidan Yetiştiriliyor Bilecik, (TAN) — Burada ve eiva- rımızda ağaç sevgisi gittikçe artmak. tadır. Bilecikte, Küplü nahiyesinde ve aşağı köyde mevcut olan Ziraat Vekâletinin üç fidanlığı, taleplerin çokluğu karşısıda, ihtiyaca kâfi ge lemez olmuştur. 320 bin küsur met- re murabbaı olan fidanlık sahalarına bu sene istimlâk edilerek 10 bin kü- sur metre murabbaı daha ilâve edil. mişse de bunun da kâfi gelmediği gö rülmüştür. Fidanlıklarda esas itibariyle Ame- rikan asması ve dut yetiştirilmekte. dir. Merkezdeki fidanlıkta on nevi as ma mevcut olup her sene yüz binler- ce çelik Küplü ve Aşağıköy fidanlık- larına gönderilip köklendirilmekte âir. Küplü fidanlığının bir kısmında da tohumdan dut fidanı yetiştiril. mektedir. Yalnız Bilecik için bü sene 600 bin kadar muhtelif cins asma fidanı ve 70 bin küsur dut fidanı ayrılmış, bun lar ziraat müdürlüğü tarafından is- teklilere dağıtılmıştır. Ayrıca Bursa ziraat dairesi namına 1500 asma fi- danı, Kütahya namına 15000 dut fi- .danı ayrılmış ve sevkolunmuştur. Yazan: LLOYD | GEORGE | SEORSE | yarelerinin yeni bir Faşist devlet kurmasını memnuniyetle karşılı- yorlar. Ve Fransanın Faşist dev- Jetlerle çevrelenmesinden sevini- yorlar. Şayet Fransa demokrasisi, Al manya, Italya ve İspanyanın taz- yiki altında ölüme mahküm olur- sa, Franko taraftarı gazetelerin sevinci > eksilmiyecektir. Çünkü yeni rejimin yasak edeceği düşün- celer, onların hoş görmedikleri dü şüncelerdir. Faşistler, kendilerince makbul olmıyan siyasi akideleri neşre cür- et edenleri, derhal kurşuna dizi- yor veya bunların kafalarını uçu- ruyorlar. Ne yazık ki, tarihte eşsiz ıztı- raplar, fedakârlıklar ve kahraman lıklar ve dört asır devam eden mü cadele bahasina kazanılan insani hürriyet, Avrupanın birçok yerle- rinde kaybedilmiştir. Avrupanın hemen ber tarafında bürriyete kar gı aksülâmeller göze çarpıyor. Hâ- lâ, bür yaşıyanlar, on beşine ve on altıncı asır müstebitlerinin ha- lefleri karşısında boyun eğiyorlar. ; ; ; B" karışik dünyada barışı sağ- lamlamak ihtiyacı bu felâ- ketli teslimiyet için muhik bir sebep olarak gösteriliyor ve her- kes “Harp etmeden, mukavemete imkân mı var?,, deyip geçiyor. Teslimiyetin şiarı şu sözler ol- muştur: Harp mı istiyorsunuz? Pa- kat Alman emperyalizminin teca- vüzüne karşı gelen ve yirmi sene evvel onun kuvvetlerini yıkân si- yaset bu değildi. Ne çare ki o za- mandanberi herşey değişmiştir. Büyük harpten önce demokra- si mücadelesi her yerde muvaffa- kiyetle devam ediyordu. Harpten önceki Almanyada matbuat hürri- TAN Demokrasiler yeti, söz hürriyeti vardı, Bugün bunlardan eser yok. Harpten evvel ki Italya hür bir memleketti. Bu- gün hürriyetle istihza ediyor ve 0- nu bir yılanmış gibi ayaklar altın da eziyor. Diğer taraftan demokrat mem- leketler müstebitlere karşı, eskiden tahammül edemiyeckeleri tarzdu müsaadekâr davranmakta ve bey- nelmilel hakka karşı tecavüzü ta- nıyarak mütecavize mükâfatler sunmaktadır. Sulh şartları Mister Çember- layn ile diktatörler arasında mu- vaffakıyetle müzakere edildiği tak dirde bu sulhün şartları ne olabi- lir: Istiklâlini binlerce yıl koruyan ve İngilterenin Odin ve Tor'a tap- tığı, Amerikanın Totemlere boyun eğdiği sırada hıristiyan olan ve milli istiklâl, İngiltere imparator- Yuğu, Fransa ve kırk memleket ta- rafından taahhüt olunan büyük bir Afrika memleketi, bir mütecavizin mali olarak tanınacak ve 'bunun icin her medeni kehun çiğnenecek tir. aha sonra ne olacak? Diğer bir tecavüz hareketi de, sükün içinde tasvip edilecek, yani Avusturyanın Almanya tarâ- fından, mükerrer taahhütlere rağ- men, çiğnenmesi tanınacak ve ka- bul olunacaktır. Bu hâdise, arazi, nüfus ve stratejik kıymet bakımın dan Belçikayı ilhaka benzer. Acaba demokrasiler daha nele- re boyun eğecekler” Akdenizin belkemiği olan 1s- panyanın Almanlar ve İtalyanlar tarafından istilâsına devam edili- Yor ve bünların bârbarca 158 ae- vam etmelerine o ademimüdahale perdesi altında müsaade olunuyor. Bu istilâ neticesinde diktatörler, Akdenize mükemmel bir surette hâkim olacaklardır. Bütün bunlara “emrivaki.. de- niliyor ve bu tabir birçok hirsızlık- ları, haydutlukları kapatıyor. Ha- beşistan ile Avusturya da bu tabi- 10 kurban gitti. Olan oldu ve her $ey bitti, İspanya ile Çin de ayni akıbete varmak üzeredir. Ve buna karşı söylenen söz: “Olan oldu, ne diye karışmalı?,, ,emokrasinin büyük kalbi ma- aleset çok zayıf çarpıyor. Ve LL GÖNÜL İŞLERİ İİİ A A Mesut Bir Yuva Kurmak İster m Koslarınızın mesut olmasina, İyi bir yuva kurmasını istiyor musunuz? Bunu İstemiyecek ana, evlenirken mesut olmak istemiyen bir kız yok » tur, Fakat kaçımız kızımızı bu gaye için yetiştirmişizdir? Kaç kız evlilik. te mesut olmak için hazırlanmıştır? Bir erkek bir meslek için nasıl ha- rırlanıyorsa, nasıl uzun müddet oku- Yup yetişiyorsa, kız da ev için öyle hazırlanmalı ve öyle yetişmelidir. * Amerikada ve Japonyada kızları sirf bu maksatla yetiştiren mektep - ler vardır. Bu mekteplerde öğretilen esaslar şu birkaç maddede hülâsa e- dilebilir: 1 — Temezlik: Ev hayatının birinci şartıdır. Temiz olmıyan ev, yaşanıla- <ak bir yer olamaz. 2 — Kılık kıyafet: Şıklık başka $6y, güzel ve temiz giyinmek başka şeydir. Kızlar ve kadınlar ekseriya bu iki şeyi biribirile karıştırırlar. Şık giyin- meyi temiz ve güzel giyinmek zanne- derler, Halbuki kadın 0x para ile de olsa temiz giyinmesini ve güzel gö- rünmesini öğrenmelidir. Basit bir el- bişeyi, pahalı bir elbiseden daha iyi! isiniz ? üzerlerine yakıştıranlar, bu işin sırrı nı keşfetmişler demektir. 3 — Çalışkanlık: Kadının evde boş vakti çoktur, Bu boş vakitleri misa- fir gezmekle, ziyaret kabul etmekle, oyunla öldürenler, kendi saadetlerini öldürdükletinin farkında değildirler. Kadın daima evinin içinde meşgul o- lacak bir iş hulabilir. Tembel kadın evinin saadetini yıkan kadındır. 4 — İlerlemek: Kadınla erkek ara- sında daima ufak bir mesafe vardır. Fakat evlendikten sonra erkeğin tec- rübesi, görgüsü ve bilgisi artar, kadın olduğu yerde kalırsa, bu da aradaki 5 — Şahsiyet: Kadının şahsiyet sa- hibi olması demek, sevimli bir varlık sahibi olması demektir. Sevilen, sa - Lloyd George Zâfı günden güne artıyor. Acaba demokrasi yaşıyabilecek Şüphe götürmiyen bir nokta, Atlas Okyanus sahillerinden Bü- yük Okyanusa kadar uzanan iler mi deki demokrasiler elele verirlerse | otokrasilerin tuğyanına karşı gel mek henüz mümkündür. Amerika, Britanya İmparator- luğu ve Fransanın ellerinde öyle kaynaklar vardır ki, müşterek ha- reket, bunları yenilmez bir hale getirir. Ve diktatörler de bunu çok iyi bilirler, Yalnız Fransa ile Ingiltere mü- tecavizlerin Akdenizde ve Kızılde- nizdeki bütün tecavüz plânlarını altüst ötmiye muktedirdirler. A- merika ile Ingiltere ise Çin istilâ- sını durdurmak imkânını haizdir- ler, Fakat, ortalıkta büyük işlerde liderlik edecek kimse yok. Iyi tip- 4 devlet adamları boşuboşuna söz söyleyip duruyorlar ve diktatörler bu nutukların, hareket we -İaali, yetle değil, alkışla nihayet buldu- ğunu biliyorlar, Büyük demokrasilerin varlığını kaplıyan bürriyet sevgisi, komü- nizm korkusu yüzünden felce uğ- ruyor. Ve mal sahihi sınıflar, oto- riler cereyanın galebesi ile malla- rini ve tasarruf hakkımı kurtara- caklarını sanıyorlar, Bu yüzden her müesseseler teh likeye uğradıktan başka hudut teh likesi, ticaret yolları ci dereceye düşüyor, hesapsızlıktır, kısa görüşlülüktür, ve tarihi yanlış anlamaktır. Çünkü hürriyet namuslu malın bi- ricik dur, m leme lm elinle nee EŞİ SINDIRGIDA : Odun Pahalılığı Malzeme Fiatla- rına da Tesir Etti Sındırgı (TAN) — Bir aralık hal kın kendilerine ait imar işlerinde gös terdikleri faaliyet bilmecburiye dur- muştur. Odunun pahalılığından dola- yı kireç, tuğla, kiremit gibi malze - menin fiyatı yükselmesi veya buluna maması, buna sebep teşkil etmiştir. Kereste de Balıkesirden getirilmekte dir. Bina yapanlar bu yüzden müşkü- Jât çektikleri için, bir orman memle- keti olan Sındırgıda inşaat malzeme- sinin ucuzlamasımı beklemeyi muva- fık görmüşlerdir. # Sındırgı (TAN) — Kepez köyünden Ali oğlu İsmall adında evli biri, ayni köyden Hüseyin kızı Kadın adındaki kızı beş, altı arkadaşile beraber ka - çırmiş ve kendi kendine düğün yap- mıştır. Bunlar, köy muhtarına da ha- karette bulunmuşlardır. Hepsi tutu- Yup adliyeye verilmişlerdir. —— — 8 — Dürüstlük: Kadının en büytük |leri, gıda meseleleri, alış veriş, elhise meziyetlerinden birisi dürüstlüğü ve | ve ev idaresi hakkında da bilgi sahibi »amusluluğudur. 7 olması lâzımdır. 7 — Bilgi: Bugün ev kadınının yal. | Kızınızı böyle yetiştirmişseniz, ona nız yemek yapmayı münasebet DE nı için çocuk sile evi temizlemeyi | verebileceğiniz en iyi çeyizi hazır. bilmesi kâfi değildir. Modern ev kadı | lamışsınız demektir. kl bakımı, sile münasebet | yi e i >.) GÖRÜŞLER Mektep ve Gazete 21:355 Yazan: SABİHA ZEKERİYA Gazete de bir nevi mekteptir. Mek- tep, ilmin, bilginin asırlar içindeki terakümünü, tekâmülün seyri içinde klâsikleşen ve teknikleşen yekününü verir. Gazete, hayatın içindeki ilmin, vâkınların, cereyanların oyeki hayatın içine giren bilgiyi verir. Gün lük hayatımızda yürüyen cereyanla- rı, fikirleri, tekâmülü takip etmiyen bir adam, bilgisi nekadar kuvvetli o- lursa olsun, yosunlaşmış fikirlere sap lanıp kalmıya mahkümdur. Bu itibar ile mekteple gazete biribirinden ay- rlamıyan iki kardeş mekteptir. © © o Yakın zamana kadar gazetenin mekteplere girmesi memnudu, Son zamanlarda maarif çok ileri bir gö- rüşle, gazetenin mektebe girmesine © kadar eden, anlıyabildikleri mevzu- ları kesip koleksiyon yaptıklarımı, bu meseleler üzerinde muallimlerile he- raber münakaşalar yürüttüklerini gördüm. Klâsik ilimle, yürüyen il - İmin, hayatın birleşmesi şüphesiz büz yük bir tekâmül, © “ 3 Bu sıralarda gezdiğim bir lisede mektep talebelerile görüştüm. Gaze“ te okuyup okumadıklarmı sordum, İ Maarifin müsaadesine, gazetenin mek İtebe girmesine rağmen ne orta, ne li- ise sınıflarının gazete okumadıklarını öğrendim, Buna sebep olarak ta va « kit bulamadıklarını söylediler. Haki- katen talebenin bir günlük program - ları tetkik edilirse, gazete okumak için kendilerine bırakılmış vakit ol madığı göze çarpıyor. İlk mektepte; hayat bilgisi dersinde çocuğa güzete- ” Yi ve hayatın içindeki yürüyüşü takl- İbe imkân verirken, çocuğun daha ol. gunlaştığı bir devirde hayatla rabita- sını kesmek, çocuğu yalnız mektebin verdiği bilgi hududu içinde hapset yav” mektr. Tatihteki — Kahramanları, harpleri, kültür cereyanlarını bilen gencin, bugünkü hayattaki şöhretles ri, İspanya veya Çin harbini, bugün- kü ilim ve hayat cereyanlarını bilme» mesi, bize mektebin belki çok oku - muş, fakat hayatla, realite ile alâkası olmıyan durgun, enerjisi, mantık ve muhakemesi tekâmül etmemiş unsur © lar vermesi demektir, Mektebi gaze- teden, gazeteyi mektepten uzaklaş « tırmak, klâsikleşmiş ilimle, realite < 4 nin içinde yürüyen müsbet ilmin aran © © sına bir duvar çelmektir. Bu itibarla müfredat programlarını yaparken, ta- lebeye güzete okumak imkânlarını hazırlamayı da gözönünde tutmak İs cap eder. AYANCIKTA ; © Geyik ve Karaca Avı Yasak Ayancık, (TAN) — 12 senedenberi | Zingal kereste fabrikasının binlerce | smelesi tarafından öldürüldüğü için, © buranın vâsi ve balta girmemiş or.* manlarında av hayvanlarına, bilhas- a domuz ve ayıya pek az tesadüf edil g mektedir. Ayni sebeple maalesef ge © yik ve Karacanın da nesli azalmıştır. : Bu iki hayvanın avlanması hükümet tarafından yasak edilmiştir. wi Hâkim Ömer Karaalinin delâletile geçen gün bir domuz sürek avı tertip 1 olunmuş, bir metre kar bulunmasına * rağmen bu sürek iyi geçmiştir. ——— GÖRELEDE : ye Görelede Kooperatif | | Giresun, (TAN) — Görele kazasın lularını istihsal,