Nasıl dogu d?- Nası No, 47 yaşadı? — İKİNCİ KISIM — - Nasıl oğce £ Ziya Şakir Yazan : Hocalar Güruhuna Çok Garip Gelen Bir Teklif K» Vasıf Bey, milliyetper- verler namına gösterilen va- tânperverane hüsnü niyet ve tema Yülâtın böyle çirkin bir şekilde reddedildiğini görür görmez Şşaşi- Tip kalmıştı. Kalpleri ihtiras ile na mırlaşmış olan bu adamların Şu ga- Tip his ve telâkkileri karşısında söy *k söz bulamamıştı. Hislerin VE telâkkilerin bu derece tereddi- Ye uğradığı bir muhitte, daha fazla aştı, O gün, ikinci bir hâdise daha zu- bura gelmişti. Bu içtimaa iştirak e Manav oğlu Nevres, Çopur Hak kı, Kiraz Hamdi Paşa ve salre gibi (Askeri nigehban, cemiyeti) erkânı #Öz alarak; — Hepimiz. bir gaye takip edi- , Fakat, ayrı ayrı çalışıyoruz. gidişle hiçbir işte, esaslı suret- temuvaffak olamıyacağız. Cemiye- «fırkaya ilhak edelim. Tek bir Program üzerinde yürüyelim. Ya- Win açılacak mecliste, bu tesanüdü Bösterdiğimiz takdirde, hiçbir mu- baletot yaşatmayız. Demişlerdi. Bu teklif, hocalar güruhuma çok &arip gelmişti. Her taraftan; — Buna ne lüzum var?.. Sözleri yükselmitşi, Ekseriyet ellerinde olan Hürriyet Ve İtilâfçıların böyle bir harekete yim görmemeleri pek tabii idi. kat Nigehbancılar için mesele, Mühimdi. Çünkü, çok fena vaziyet İelerdi. Zira; tahsisatı mestureden Atdıktarı (17 bin altın Kral yı kâmi Galata ve Beyoğlu meyhane, u- hane ve kumarhanelerinde, on DSŞ Yirmi gün zarfında yiyip bitir. Mişlerdi. Buna mukabil de, enkü- bir iş görememişlredi. i bu parayı Damat Ferit Paşadan alırlarken, birçok şeyler Vadetmişlerdi... Herşeyden evvel, Odunun milliyetperver kumandan VE zabitanı arasına nifak düşüre- geklerd.i Sonra da, mevcut asker kıtaları arasına sokacakları propa- Sandacılarla yavaş yavaş orduyu öle sevkedecekler.. Böylece Milli mücadele kuvvetlerinin bü- yete hitama erdirecek- Vk bu cemiyetin müteşeb- bis ve müessisleri, gerek ce Milyete âza kaydetmek, ve gerek & Ferit Paşaya verdikleri sö- için bazı teşebbüslere gi Hi. Lâkin, kendilerine —ü- Mit ettikleri kadar— taraftar bu- rı gibi, tasavvurlarını da bik edememişlerdi. Gördükleri ki şi İŞ, manavoğlunun Galatada- E 'ahvesinin serseri müdavimleri- birer (mecidiye) yevmiye ile bir e beyannameler dağıttırmak- “ig parmak bile ileri geçeme- Propaganda şebekesini idare et- Be bilhassa Manavoğlu Nevres deruhte etmişti. Fakat, hiçbir Haya fakayot elde edememişti... bir gün bir tecrübe yapmak ; kendisi de fiilen işe giriş- Gez Hürriyet ve İtilâf Klübünün ör ia besi vasıtasiyle bir. softa Biye tedarik etmiş; bu elbiseyi tek. —bahriye zabitlerinden tiyle Bey isminde birinin delâle- ü v tersanedeki efradın arasına keps İyi lâz taklidi yaptığı için, mü Sürmeneli bir hoca süsü- dan çk gükerlerle şuradan bura- ? sonra B daya Erimiş; ekil i Hemşerileri Burada. ne bek- vik fig eyorsunuz. Artık; asker. el hapı yuttu. O: dinsiz iman- ie ie sie gâvurla- ğ ar: abp kaçtılar. Bunlardan birçoktarı da Anadolu. lar. Karılarınızı, kızlarınızı da be- raber satacaklar. Burada böyle otu Tup duracağınıza. memleketlerini- ze gidiniz, Elinize birer silâh geçi- riniz. Üçer beşer kişilik birer çete teşkil edinzi, o, müslüman adı taşı- yan gâvurlarla mücadeleye girişi- niz. Bu yolda atacağınız her adı- ma, Cenabı Hak bin yıllık savap va zacak.. Hele, ber attığınız kurşun, (Cennetiâlâ) da size birer köşk hazırlıyacak. Diye, bir takım hezeyanlar söy- lemişti... Bu temiz kalbli askerler- den biri derhal yerinden fırla- mıştı. Hoca, bana bak!.. Sen şuradan boyunu kırar da, gider misin?. Yoksa; ben Cennete gitmeden seni Cehenneme göndereyim mi?.. Diye bağırmıştı. Ve öteki asker. ler de, bu sahte Softanın üzerine çullanmak icin verlerinden fhırla- mışlardı anavoğlu Nevres. kendini güç kurtarabilmişti. O kiyafetle Galstadaki kahvesine gelmişti. Ve başındaki sarığı çıkarıp. oradaki ar kadaşlarının önüne atarak: — Bu da, para etmiyor. birader.. Anlaşılan, artık hiç kimse dolma yutmak istemiyor. Diye bağırmıştı. (1) İşte; gerek bu, ve gerek buna benzer bir takım hâdiselerle nigeh bancılar artık hiçbir iş göremiye- €eklerini anlamışlardı. Onun için, adetleri kırk elli serseriyi geçmi yen teşekküllerini Hürriyet ve İti- lâf fırkasına ilhak ederek. fırkanın kuvvetiyle birer külüh kapmak fik Tine kapılmışlardı. Bu fikri de evvelâ, Manavoğlu Nevres Bey ortaya atmıştı. Maksa- di da, fırkanın yardımı ile bir me- bus olmaktı. Buna, arkadaşları da razı olmuşlar; — Aman. bu işi yapalım. Yaman bir mebus olursun, Nevres... Diye, onu teşvikte bulunmuşlar. dı. Manavoğlu Nevres, birinci sınıf şarlatanlardandı. Oldukça iyi ve gürültülü söz söyler; ve hatırı sa- lacak derecede Yazi yazardı. Ze- kâsı da, keskindi Fakat bu keskin zekâ, bütün haystında bir kere bile De kendisine venedeonu yetişti- ren millet ve devletine en küçük bir fayda temin etmemişti. Evvel- ce de arzettiğimiz veçhile; yaratıh- şındaki bozukluk. onu tereddi uçu- rumunun en derin'bataklığına ka- dar sürüklemişti. Hire ve İlâf Fırkasının müessisleri, ilk zamanlarda, bu adama biraz ehemmiyet vermiş ler; (hüsnü kabul) göstermişlerdi. Fakat, aradan kısa bir zaman geç- tikter sonra. onlar bile, bu adam- dan bir ürküntü ve tiksinti hisset- mişlerdi. İşte şimdi. Nigehban cemiyetinin fırkaya #ihak edilmsei fikri ortaya atılır atılmaz, Hürriyet ve İtilâf Fırkası erkânı arasında, o anda bir telâş ve hoşnutsuzluk başgöster- mişti. Derhal, Mustafa Sabri Efen- di ortaya çıkarak: — Hayır.. Olamaz. Biz. askerle- rin siyasi işlerle meşgul olmasına taraftar değiliz. Demişti. O zaman, şöyle bir münakaşa — Fakat biz, şu anda asker deği- liz ki... Kimimiz. vaktiyle istifa et- mişiz.. Kimimiz. melân İttihatçılar tarafından cebren tekaüde sevke- dilmişiz. N — Evet, amma.. Ne de olsa, yine asker saylırsınız... Nitekim, bugün 0» Mennvoğlu Nevres Ber bir aralık de (askeri bir cemiyet) in başında. sınız. — Canım, hocam. Bu kadar 72- man, siyasetle meşgul olduk. Bir kere daha olalım. Ne olur?.. — Hayır. Olsmaz. Manavoğlu Nevres Beyin talâka- ti ile arkadaşlarının ısrarı, hocala- rın İnadı karşısında iflâs etmişti. Bu enirikacılara, açıktan acığa: — Hiç yorulmayın. Sizi, resmen aramıza sokmayız. Demişlerdi. Hocalar zümresinden bu kestir. me cevabı alan. valnız Nigehban- cılar değildi. Bugünkü gürültülü içtima iştirak eden miralay Sadik Bey ile havarisine de istiskal gös- terilmiş; — Sizin için. ekserivete tâbi ol. maktln baska çare yok. Denilmişti. akat Sadık Pey ile taraftar. ları, bu ihtar karşısında ko- İayca teslimiyet gösterememişler - di. Mücadeleyi andıran bir müna- kaşaya girişmislerdi Hocalar cephesi. kuvvetli idi Bu gün, Oo Zeynelâbidin Etendi, ibihakkin! celâdet göstermiş.. Fir- ka (lideri liğine istihkak kesbet- mişti. Ali Kemal, Mehmet Ali, A- dânalı Zeynelâbidin Beyler de, ta Mikatlerinin bütün kuvvetini orta ya dökerek. - kendi tabirleri ile - Sadık Bey ve taraftarlarını tmat| ederek, o birer opaçavraya çe virmişler.. Ondan sonra da, kapı nın yolunu göstermişlerdi. düre) LOKM ĞU IHRACAT: Tiftik ve Yapak Ihracatı İyi Gidiyor Son hafta içinde tiftik, pamuk, ya. pak üzerinde ibrâcat işleri canlan- mıştır. İtalyanlar piyasamızdan İyi bir müşteri olarak mal almıya başla leri piyasamızda iyi bir tesir bırak- mıştır. Fiyatlar da biraz canlanmış. tır Kütahya, Eskişehir, Keskin. Ka- rahisarm birinci mal tiftikleri kilo- su 122 — 126 kuruştan ve ikinci mal Ankara, Beypazar Pulatlı ve Çerkeş tiftikleri 116 — 120 kuruştan. oğlük tiftikleri 130 — 135 kuruştan satıl mıştır. Birkaç İtalyan firması mü- messilleri şehrimize gelerek piyasa- mizla yakından slâkadar olmuşlar tetkikat yaparak gelecek sene için de mal almak imkânlarını araştır mışlardır. Pamuk ta Topluyorlar İtalyan müesseseleri namına piya- samızdan yapak alınmıştır. Yapağı- İlar tiftik gibi tasnif edilmemiş oldu- ğundan yalnız İnce ve kıvırcık cins- iler aranmaktadır. Fakat bu gibi mal lar piyasada kalmamış gibi le olmakls beraber İtalya hesabına 1250 balya Trakya malı kilosu 69 — 170 kuruştan ve üç bin balya Anado- lu malı 32 — 56 kuruştan satılmış itır, ir. Böy- * Karadeniz mınlakasına yemlik o- larak gönderilmekte olan mısırlar pi yasamızda mısır fiyatlarını 5 — 7 pa ra kadar yükseltmiştir. Adapazarın çuvallı mısırları 4.15 kuruştan 4.25 kuruşa ve bandırmanın küçük tane- li mısırlar 4,35 kuruşa satılmakta- |dır. LERİ Lüzumundan Fazla Yenilirse... Herkesin rahat oturduğuna, ya- hut gördüğü Işin cinsine göre, yir- mi dört saatte şu kadar kaloriye, şu kadar madene, şu kadar vitami- ne ihtiyacı var. Onun için aibomin- li, yağlı, şekerli ve madenli şu ye- meklerden, şu kadar yiyecek. ye- diği şeylerin hepsinin kana karışa- mıyacağını hesap ederek biraz da fazla yiyecek... Fakat daha fazla, her türlü lüzu- mundan daha fazla yerse ne olur? Bir defa, birkaç defa fazla yemek herkesin başına gelir. Bu kadardan büyük bir şey çıkmaz, bir mide bo- zukluğu. biraz rahatsızlık... Halbu- ki bazı adamlar vardır ki, her gün, her övünde lüzumundan pek fazla yerler. Onlar için iştahın haddi yoktur. Yedikçe iştahları artar. Keselerinin de müsaadesi olursa hiç durmadan yemelerine bir en- gel kalmaz, Onlar ne olur? Lüzumundan fazla yemek böyle k:ş mevsiminde olursa, işe yarar. İhtiyacı temin ettikten sonra artan kaloriler insanı soğuğa karşı daha iyi mukavemet ettirir, bem de vü- cutte ihtiyat halinde bulundurulan maddelerin e yanmasına meydan vermez. Ancak, lüzumundan fuzla yeyen- ler, kış ve yaz bilmezler. Pek sicak- larda iştahları azalsa bile, yine lüzu mundan fazla yerler. O vakit ye dikleri fazla yemeklerden kazan dıkları kalorilerin büyük bir kısımı boşuna kaybolur. Kayholurken de biraz fazla sıcaklık verirler. Bir kıs. mı da vücudün ihtiyat maddeleri. ne ilâve edilir. Bu İhtiyat maddelerin birike bi. rike ne olacaklarını anlamak için İ de çok yiyen kimseyi normal ya- hut bir hastalık nekahatinde bu - mın fazla et yediğini farzedelim. Azotlu maddeleri çok olan sebze- ler de bu ihtimale girer. Vücut a- zot müvazenesini dalma temin et- miye çalıştığından en önce azotlu yemekleri yakar. Fazla gelen azot vücutte pek kısa bir zaman, ancak üç gün kadar kalır. Sonra yanar. Çok et yiyenlerin idrarında üre miktarı artar. İnsan ne kadar çok et yese vücudünün albomünli kı - sımları, meselâ adaleleri, büyümez. Onları büyütmek için hareket et- tirmek lâzımdır. Bundan dolayı çok et yenilirse azo fazla yanar, onun yerine vü- cuiteki şeker ve yağ kalır. Çok et yiyen adam bir taraftan şişmanlar, . bir taraftan da belki fazla kalan şe- keri etitemez. Fazla yiyen adam. çok et yeme Yip te.çok şeker yerse vücudünde- ki albominler daha az yanar, Fay- dasız kaybolan kalorilerin yüzde dördü nisbetinde albominden tasar ruf eder. Fazla yediği şekerin üst tarafı da yağ haline dönerek yine şişmanlık verir. Fazla yağlı yerse albominden yine, fakat fazla şeker yiyenden daha az nisbette tasarruf eder. Üst tarafı da aynile yağ ha- linde kalarak şişmanlar. Demek oluyor ki, ihtiynemdan fazla yiyen adam ne yese neticede yine şişmanlar. Hastalık nekahafinde bulunanla- rın da iştahlam çek olur. Onlar sarfettiklerinden fazla yerler, Fa- kat onların fazla yedikleri gıdalar hastalik esnasında erimiş olan kı- sımları tamir ettiğinden faydalı o- lur. Çocukların da sarfettiklerinden, fazla yemiye ihtiyaçları yardır. Çünkü bir taraftan hergünkü — İori ve ihtiyaçlarını. mışlardır. İtalyanların alış muamele! PIYASA Yerli fabrikalarımız Kilevland cine pamuklara ehemmiyet vererek bu cins pamukları iyi fiystlarla atmiya başlamışlardır. Adana ve İzmir min- takalarının Klevismdism kilosu 45 kuruştan ve Sakarya mıntakası Klev tandları de kilosu 44 — 45 kuru wasinda olarak alınmıştır. Evvelki vün bu fiystlarla yirmi bin kilo pa- muk sstılmuştır. | Bir müddettenberi ihraç edileme- #iği için piyasalara durmakta olan kinci kır! yünlere İtalyadan ta- tip cıkmı » Yeniden canlanan bu »lvasadı beş yüz bötyn kadar mal se ılmış Rumeli malları kilosu 80 ku. ruştan ve Anadolu malları kilosu 80 — 82 kuruştan verilmiştir. . | i Üç sündenberi piyasamıza Dol $ miktarda kuru fasulye getirilmekte. dir. Dün de otuz yedi bin beş yüz ki- 5 getirilmiştir. Gelen malların bir emi boylarına göre 8 — 12 kuruş rasında getilmetar. İsaaessesaseeeeeeeeeeeese İ BORSAL ARDA: Türkborcu 19,30 i Liraya Yükseldi Ünitürk fiyatı yükselmekte de vam ediyor. Dünkü satıslarda 1930 liraya kadar muamele olmuştur. Bu fiyatların daha yükseleceği ve 19.90 liraya kadar çıkacağı tahmin edil mektedir. Bazı kimseler ellerindeki Ünitürkü tebdil etmektense Mayısta kuponunun bedeli olan doksan ku- ruşu aldıktan sonra değiştirmeyi dü şünüyorlar, Aslan çimentosu 13.15 liraya, Mer kez Bankas hisseleri yüz liraya, Er- gani fahvilleri 99.25 liraya çıkmış tır. Anadolu tahvilleri 41, mümessil- ler 40, hisseler 24.75. gayri mübadil 24 liradır. Borsa dışında gayri mü- badil bonolarının elden ele dolaştı- rıldığı ve spekülâsyon yapılmakta ol duğu haber veriliyor. ; 4 ; ; : ; : : , b : ; i 4 ; 4 ; İ Londra borsasında -bir — 153.86 dolar 5:0082 dir. Paris borsa- sında Ünitürk 350 franktır. Sterlin 627 — 630 kuruştur. Zahire Piyasası Değişmedi Zahire borsasına 305 bin kilo buğday. 120 bin kilo arpa. 45 bin ki- Ww çavdar gelmiştir. Fiyatta ve piya- sada biçbir değişiklik olmamıştır Yumuşak buğdaylar 5.28 — 5.32. seriler 5.1 — 5.28. yemlik arpalar 420. Anadolu arpaları 4.05—4075. çavdar gevşek ve 4.32 kuruştur Bur çük 3.225 natürel nohut 6 içfindık (33 kuruştur. BORSA PARALAR Alış 15 123.— Y.— s0— i.— 375 .— 65— La Praak Dolar ret Belçika Fr rahim Isviçre Pr, veva Florin Kron Çek Silin Avusturya Mark Zor Pengo Ley Dinar” Kron İsveç Sterlin ÇEKLER Acılış r. 070628 15.130 4.6816 86.7460 3.4272 63.4020 14204 226682 4.2063 123810 1966 (195 3.0816 106.19 342897 21208 30610 ra Ziyana Madrid —erlin İ İtarenvn Tudspeste | İnkreş Belgrad Vakohuma Sokholm Toprak Kontro ü İçin Yeni Esaslar Ziraat Bakanlığında. muhtelif ve- kâlet mümessillerinin iştirakiyle top lanan komisyon “Zirai ıslahat, ka- nun projesini hazırlamaktadır. Ko misyon. mesaisini bitirmiş gibidir. Proje toprağı. mülkiyet meselesini, toprağın işletilmesini. geniş ve csas- b hükümlerle içine toplıyan ve top- İrak ekonomsini kökünden halleden bir ana kanun mahiyetindedir. Pro- le, küçuk müstahsilin olduğu kadar, büyük ve orta halli çiftçinin menfa- at ve haklarını da gözetecektir Pro- je ayni zamanda müstahsilin toprağı uluorta kullanmasını önliyecek ve devleti yurt topraklarının daimi bir kontrolörü haline getirecektir. Diğer taraftan. Ziraat Vekâleti köylünün pulluk ve suni gübre ihti- yaçları üzerinde de esaslı tetkikler yapmaktadır. Orta Anadolu köylü- sünün gübre ihtiyacını karşılıyabil. mek piçin Kütahyada bir suni gübre fabrikası kuracaktır. £ Fabrikanın plânları harirlanmiştır. Diğer taraftan pulluk fabrikası Üs zerindeki çalışmalar da bitmiştir. Fabrika senede 500 bin pulluk imal edecek kudrette olacaktir. Fabrika- nın orman çiftliğinde, devlet çiftlik» leri işletme kurumunun halen mev- cut pulluk fabrikasının genişletilme #i suretiyle tesisi düşünülmektedir. Ayni fabrika köy kalkınması prog- ramında lüzumu olan beş bin pulluk imalı için Ziraat Vekâleti ile bir an- laşma yapmıştır. Göçmenlere verik mek üzere de ayrıca beş bin pulluk daha imal edecektir. Tiftik ve ' Tütün Birliği Kuruluyor Tiftik birliği kurulması için birin- ci toplantıyı yapmış olan tüccarlar evvelki gün tekrar toplanmışlardır. Haber aldığımıza göre. birlik teşkili etrafındaki konuşmalar. henüz kati bir şekil almış olmamakla beraber esasta bazı noktalar tespit edilmiş- tir. Fakat, birliğin gayesi yalnız tüc- carın değil ayni zamanda müstahsi- lin de vaziyetini ve haklarını temin etmek olacağına göre. bu işin bütün alâkadarları o toplıyarak görüşmek lâzım geleceği kanaati vardır. Piya» sadan alınan malümats göre, birlik teşkiline geçilmesi, tüccarların top- lanabilmelerini temin edecek. bu mü him işin her bakımdan umumi men faatleri koruyabilecek bir şekle gir- mesi mümkün olacaktır. İhraç mallarımızın kıymetlerini muhafaza ve dış piyasalardaki satış- ların intizamını temin için ticari bir- likler kurulması hakkındaki düşün- celer müspet kararlara bağlanmak üzeredir. Tiftik birliği için yapılan hazırlıktan sonra tütüncüler birliği- ni kurmak üzere de faaliyete geçil- miştir. Tütüncüler. bir toplantı yaparak birliğin esas nizamnamesi üzerinde görüşmüşlerdir. Müteşebbisler. tarafından henüz hükümete müracaat edilmemiştir. Fakat, tütün birliği idare heyeti â zalıkları seçimi için tekrar bir top- lantı yapılacak ve âzanın İsim ve ad- resleri resmen hükümete bildirildik- ten sonra birlik faaliyete geçebile- cektir. m Bir Türk Sanatkârınm Muvaffakıyeti Pariste o çıkan Le Petit Journal gazetesinde oku- duğumuza göre Erzurumda o ter- Zi M Şükrü Arı, Pariste (OLadivez ve Napolitano mekteple-