Altı asırdanberi mahzenlerde yığılmış tarihi evrak, vesikalar, eski vergi def- terleri, ferman'ar, hükümler işte bövle bi in. “Altı Yüz Yılın Tari tetkik ve tasnif ediliyor. Yaşatan Vesikalar kçe tahsisini istiyen kapı ket hüdasının arzuhali, şimdi- ki maroken kaplı hatıra defterle- rinin yüzünden daha sağlam.. Ar- zuhalin altında bir derkenar var: “Padişah ferman buyurdular... di- ye ya; Tarih: Zilkade 15 fi 986. O zamanki defterdarın mührü de hâlâ yerinde,, Daha uzun, daha kalın bir kâğı- nüme sürdüle; — Işte bir fetva. dı Zamanın © şeyhülislâmı, güneş battıktan sonra. reşit olan “baki- re” veya “gayri bakire” hatunla- Tın “enzarı nâs” önünde suklar- da (*) “geştü güzar” ını menedi- yor! Tarih: 1126, İşte bir de cihat ilânını havi ve- #ika! Bir defter gösteriyorlar: Timar ve zeametin vergi kayıt defteri. Bir beska kâğıdın üzerinde, bağ: ri yanık yeniçerilerin acı feryadı- Bi okuyunuz. Kâpikullüğundan ar- tik çırağ olmak üzere padişahın hulüsuna sığınıyor. Fakat, bir de aylık verilmesini istiyor, B ir saatten fazla bir zaman- dır, arkasın- dan ses veren bu tozlu €vrak arasındayım. Eski eser- leri ve evrakı tasnif eden komis- yon, Eyüp sabrı ile çalışıyor. 600 Yılık Osmanlı tarihinin hayatını bu pejmürde, küflü, tozlu, yırtık kâğıtlar üzerinde okuyabilirsiniz. Dört yıl var ki, eski eserlerin tasnifi ile uğraşılıyor. Ne uzun tas- Bif... bitmedi mi, demek istiyen bir haliniz var, değil mi?. Ben de, Asırlık tozlu tomarları yakından görmeden önce, böyle düşünüyor- dum, Beni asırların hatıraları ara- sında dolaştıran rehberim, güle- Tek: — Bütün tarihi evrakın 80 mil- Yon adet olduğu tahmin ediliyor, dedi. Bir kâğıt üzerinde yalnız bir dakika dursanız ne eder, he- Sap edin... Üşenmedim. Hesaba vurdum. 80 Milyon evrak günde 6 saat çalışıl- Mak, yalnız birer dakika gözden Beçirilmek şartile, tamam 75 sene- * tetkik edilebilir. Henüz, evra- in tasnifine başlanalı dört sene “lans. Bütün eski, tarihi evrak mu en yerlerde toplanmış. En mü- ye ai Babıâli hazine! evrakında, eş PKapı sa müzesinde, Ayasof- 1. #rkasındaki medreselerde, Sul- ahahmetteki Taşmektepte, yine Hinnahmette Mimar Sinanın yap El tarihi hamamda... asırların ti mümüzdeki masanın üzerin- — de duran asırlık kâğıtlara skârken, insan derin derin dü- Bönüyor. Bu işlerde ihtisası olan ir ZAt bana şöyle anlatıyordu: ii Bu evrak, hükümetin elinde İrani olsnlardır. Daha doğrusu İada çi bulunanlardır. Anado- © Vilâvetlerin evrak depoların- da. hususi Kütüphanelerde, muh- telif ve müteferrik ellerde dahâ bir çok evrak vardır. Başvekâle- te bağlı arşiv müdürlüğü kurul- duğu gündenberi, eski evrakı top- Tuyoruz. çar f SYAZAN: | » Reşat Feyzi | Mİ — En eski evrak kaç yıllıktır? — Elimizde Osmanlı imparator- luğunun ilk teşekkülü tarihlerine ait olan vesikalar var. Bunlar 600 yıllıktır. Osmanoğullarının hükü- met merkezleri daha Bursada, E- dirnede ve nihayet | İstanbulda iken, devletin bütün resmi muha- beratı, dosyaları, hepsi burada, şu gördüğünüz tomarlar arasındadır. Maalesef eski yılların ihmali yü- zünden bu evrak rutubetli mah- zenlerde çürümeğe terkedilmiştir. Elimize öyle kıymetli kâğıtlar ge- çiyor ki, maalesef tamamını oku- yamıyoruz. mahiyetini İyice ahlı- yamıyoruz. Çünkü, çürümüş, ber» bat olmuştur. — Eserleri tasnif etmek üzere kaç mütehassıs çalışıyor?.. — 32 mütehassıs asırların bi riktirdiği evrakı muntazam bir ar- şiv haline sokmağa uğraşıyor. Sim di yaptığımız tasnif nız sene itibariledir. Bu fiil bittik ra, işlerin mahiyeti ve dukları daire ve va; şubeleri ilibarile tasnifler yapılacak. tabii bu, bir gün, bir sene işi değildir. Gelecek nesiller de bu evrakin tasnifine devam edeceklerdir. en son vrakın tasnifinde mühim olan bir mesele, üzerinde ki yazıyı okuyabilmektir. Eski a- rap harflerini iyi bilenler, bilhas- sa hattatlar kaç türlü yazı şekli olduğunu hatırlarlar. İşte bu ev- rakta bunların her şekli var Son- ra, lisan tamamile muğlük.. Arap- ça ve Farsça.. Hattâ, sırf arapça ve farsça yazılmış evrak ta bir haylidir. Siyakat ismi verilen bir yazı var. Bu yazının 500 sene ev- vel yazılmış örneklerini - okuyup anlamak ne müşkül şey. Bir iki kâğıdı elime aldım ve ilk kelime- sini bile çıkaramadım. Bu işte ihtisasi olan yaşlı muha- tabım, gülerek elimden kâğıdı si- dı. Gözlüklerini düzeltti. Çatır ça- tır okumağa başladı. Ve o, okudu. ben dinledim amma, ne yalan söy- liyeyim, yine bir mıştım. Nihayet tercüme etti, An- ladık ki, bu, bir ferma cak beylerine o gönderiliyo: Su yollarından bahsediyormuş arihi evrak arasında askeri siyasi vesikalar, arizalar. istidalar, resmi muhaberat, defter- ler, cihatlar, fetvalar her şey var Hattâ, konuştuğum zatın ifadesi- ne göre, bu eski evrak da bugün bile mahrem olması lâzım gelen bazı vesikalar bulunabilir- miş Osmanlı İmparatorluğunun kul- landığı kâğıtlar bilhassa Dazarı dikkatimi celbetti. Bunlar taş gi- bi sağlam, kalın, sert kâğıtlar. Şimdi, kâğıt fabrikaları böyle kâ- ğit yapıyorlar mı, bilmem.. Bana izahat veren mütehassısın söyle- arası j si . diğine göre, evvelce, her dalrenin kullandığı kâğıdın cinsi, şekli da- hi ayrı olurmuş. Meselâ bir ve- zir, eline evrakı alınca, daha okü- madan, hangi daireden veya bey- likten geldiğini anlarmış.. T yorduk.. tarihini mütehassıslarla bırakacaktım.. ilah kolaylık versin. 'diye- cektim. Hatırıma. bu eski yazıla- rın. meselâ bundan bir kaç yıl sonra nesil ve kimler tarafından okunabileceği suali geldi. Ben bu- Du aşlı muhatabım, sanki bir bissikablelvuku ile ce- vap verdi — Biz ihtivarladık artık. dedi Geldik. gidiyoruz. Nihayet şura- da, belki bir kaç yıl daha vazife görebiliriz. Sonra. bu evrakı kim okuvacak. kim tâsnif edecek?. arihi evrak dolu sandıkla- rın arasından geçip gidi - rtık asırların bu canlı başbaşa düşün Dünyanın En Büyük Transatlantiği Avrupa gazeteleri Ingilizlerin yeni Transatlantik inşsatına başladıkları- m haber veriyorlar. Gemi mavi kur- delâ rekabetinin' verdiği hırsla ya- pılıyor. Hatırlardadır. Fransızların Nor - mandie ismindeki gemisi lüks. ihti şam, rahat ve sürat hususlarında di ğer rakiplerinden ü Avrupa - ün olduğu, hele Amerika seferini en kısa bir zaman zarfında yaptığı için mavi kurde muhafaza ediyordu. İngi lizler bu üstünlüğü Fransızlardan al- mak maksadile Gucen Marie adında ir gemi yaparak talihlerini tecrübe etmişler. fakat bu tecrübe boşuna gik mıştı. Şimdi hem Gueen Marie, hem de Normandie'den. dahs böyük ol- mak üzere yeni bir gemi yapmıya ko- yulmuşlar, ve bunun iskeletini çat - mışlardır. Yeni Transatlântik 86.000 tonluk olacağına göre, şimdiye kadar dün- yanın en büyük gemisi sayılan Nor mandie'den üç bin ton büyüktür. Boyu, Normandie gibi 310 metredir. Makinelerin kuvveti 200,000 beygir olacaktır. Geminin inşaatı şayanı dikkat bir süratle ilerliyor. Plânları gizli tutuluyorsa da biçim itibarile Normandle'ye benziyeceği yalnız ön iki güverte yerine on dört güvertesi olacağı anlaşılmaktadır. İlk tecrübeleri ancak 1940 senesin de yapılacaktır. Şimdilik inşaatta a- mele ve mühendis mecmuu iki yüz bin kişiyi bulan bir kadro çalışma! tadır. Ziraat Mektebi Genişletiliyor Bursa, 26 (Tan muhabirinden) — Bursa ziraat mektebinin ıslah ve tev- İsii takarrur etmiştir. Bugün 100 ta- lebe vardır. Bunun miktarı 300 e çı- karilacaktır. Binaya ilâveten yeni pa viyonlar insa edilecektir. M. Kemalpaşada Elektrik Bursa, 26 (Tan muhabirinden! M. Kemalpaşa kazasında 1$ bin lira sarfile modern bir halkevi binası yaptırılacak, kazada elektrik te te- min edilecektir, | başlamış bulunuyor. Dost devlet mümessilleri, kükümet mer- DOST DEVLET MÜMESSİLLERİ ANKARADA || Balkan Konseyi, iki gündenberi Ankarada toplantılarına Şu Garip Dünya: Mühim Bir Cerrahi Tecrübe ecrüb Bir Amerikalı doktor, beyaz bir in- sanın deri siyah in sandan aldığı bir parça deriyi de be * yamama teşebbüsünde bu him bir cerrahi tecrübe yapmıştır. Tecrübeleri, mu' affakıyet ke elenmiştir. Yalnız. yamadığı derilerin rengi değişmiştir. Yama de ri, vücuttaki derinin rengini almıştır. Yani, beyaz insana tatbik edilen sik yah deri beyaz olmuş; siyah ins anan beyaz deri de sonradan:sis İ yah olmuştur. kezimizde parlak merasimle karşılanmışlardır. Ankara foto muhabirimiz, misafir devlet adamlarının Ankaraya varışla- rına ve ziyaretlerine a't ilk fotoğrafları göndermiştir. Bu re- simleri, bir film halinde veriyoruz. siyah insana — e di yaz İnsana lunarak m n * Çöpçatan olan Yoshim pa. Amerika ve Avus. tralyada, evlenecek kız ve erkeklerin ilânlarını yaparak senelerdenberi ge En ziyade Avusturya ve tığı İlânlardan kazanı « Almanyada da evlenme namzetle- Dost devlet mümessille İrinin drahomalarından ve mevcut ge YM) irlerinden yüzde muayyen bir nis - pet ali Umumiyetle, evlene- cekler, y mak için, drahoma veya gelirlerini Jilârlarda çok Bu İ iş aşkla ne OFMUŞ. kolayca karı veyâ koca kseltiyorlarmış. li Amerj- ingdolun karısını, gi tuvaletine alt ipekli ve kıymetli eşya kaçırmak İ teşebbüsünde bulunduğundan dolayı cezasına mahküm . nsız Üniversite ta- : n Poleta Jiro, geçir diği büy bil kazasında beyni sarsılmış ve üç gün hastanede ke: bilmeden, baygın surette yat İ mıştır. Kendisine &meliyat yapilma- İs icâp etmiştir. Bündan sonra kitap ve saire okumıya başlamıştır. Dok- Ğİ barların tespit ettiklerine göre, bu ka- zadan sonra Pa derece kuv Poleta, m nnın hatsan sm vetlenmiştir. O kadar ki, ığu bütün kitap, gatete âdeta kelime kelime ez- rlemiş gibi, hâfızasında tutu uş ve sonradan bunları, hafiz gi kuyormuş ve; saireyi, or - bi Doktorlar, bu esrarengiz ni bir türlü izah ede- * Aşkından kudurmuş Polonyada - Sumovka köyünde bir İaile faciası olmuştur. 40 yaşında Luis Nİ Kun namında bir adam, kendisine »işanını geri çevirmek İstiyen nişan- bsi bir genç kızı tabanca ile öldür- müştür. H tinden kudurmuş bir n katil, bedbaht nişanlısı kı zı kurtarmıya koşan kızın annesile iki kız kardeşini de öldürmüştür. Ö. len kızın ağabeyisini de y Nihayet kendisi de ölmüştür. * Cenubi Amerika şehirlerinden bir çoklarında sinema sahipleri sinemalar Mİ rında kendi hoşlarına İ gösterirler. Patron b zse filmi yarıda kestirir.Beğendiği bir filmi 2 NM | defa tekrar ettirebilir. Hattâ bir fü min bir sahnesini birkaç defa tekrar a etürebilir İ * m Japonyada garson, hamal, hale gel lamıştır giden filmleri en berber gibi hediye kabilinden para alan €- n paranın açıkta verilmesi- t sayarlar. Bu ı olarak verilm paranın bir ni Tarihin her devrinde kadınlar me- YMM da ve tuvalet yüzünden vücutlarının bu kısımlarını boyamak, süs- lemek. hattâ değiştirmekten çekinme mişlerdir. Hattâ bir zamanlar Rüsya- MM vır * pa Üsurtmayı kim icat etmiş? | Şimde mn şu veyi in akını siyaha be maları Çin Gi Tao, 1206 senesinde icat etmiştir. O, bunlardan askerlikte istifade etmiş. tir, Fakat çocuklar, uçurtmalarla o; |namıya Milâd: Isadan # asır sonra 1752 senesinde başlamıslardır. Balkan gazetecileri istasyonda karşılıyanlarla beraber