Nasıl doğdu? .- Nasıl yaşadı? . Nasıl battı? No. 37 — İKİNCİ KISIM — Yazan: Ziya Şakir Tahrikçiler, Şimdi de Propagandaya Geçtiler pe Ferit Paşa ile Adil B. tam bir programla işe gi- rişmişlerdi... Bir taraftan hükü- met kuvvetleri, Kürt beyleri, Hür- Tiyet ve İtilâf fırkasının mecnun ve meczup zümresi gibi - bütün va $ıtalarını kullanarak Sivasta (Mus tafa Kemal Paşa) yı tevkife çalışır- lerken, diğer taraftan da (Mustafa Kemal Paşa taraftarları) nın kalp- lerine korku ve dehşet vermek su Tetile, onları dağıtacaklarını zan- etmişlerdi. Halbuki müracaat ettikleri bö- tün vasıtalar, ve yaptıkları teşeb- büsler; gülünç olmaktan ileri geç- memişti, Mustafa Kemal Paşaya candan sa dakat ve muhabbet gösteren, feda- kâr zabitler, askerler ve sivil mü- nevverler, millet ve memleketin büyük halâskârıma karşı hsinane iş İçre girişenleri perişan ettikten Sonra, onların tezvir ve fesatla- Tile zehirlenen dimağları da, çarça buk milli mefkürenin temiz mecra Sına çevirmişlerdi. Damat Ferit Paşa ile Adil Bey, bu hareketten iyi bir ibret dersi a- labilirlerdi. Fakat bunların kalp- leri ve vicdanları o kadar nasır- Taşmıştı ki; parlak bir sema kadar berrak olan hakikati görmek bile İstememişler.. Bütün Anadolu mu hitindeki Hürriyet ve İtilâf fırkası nınpropaganda şebekesini hareke te getirmişlerdi. Ve.. bu tahrikâtın daha müsmir ve daba müessir olabilmesi için, halkın nazarı dikkatini celbedecek şekilde nümayişlere girişmişlerdi. Evvelâ., memleketi haricine fi- Târ etmiş'olan İttihatçılara ait o- İup, Divanı harpte henüz hiç bir wwamele yapılmamış olan evrakı, ortaya çıkartarak bunlar hakkın- da gıyaben (idam) hükümleri ver- Girmişlerdi. Hiç bir tatbik kabiliyeti olmıyan bu bükümleri, böylece (tez elden) verdirmekten maksat; sadece or- taya « itham medarı olacak - bir madde almaktan ibaretti. İttihat- Terakki nazırları ile rüessasını mah küm eden divanı harp, bunlar hak kında: (Hükümeti Osmaniyenin şekli kanunisini vücude getiren, Kuvayi Selâsenin fevkinde, (dördüncü bir kuvvci tehdidiye) vücude getiren- ler...) diye bir madde ve tabir icat etmişti. Bundan maksat ta bugün ittihat Sular aleyhinde kullanılan bu mad- ds ile, yarın da milli mefküre uğu Tunda ber fedakârlığa atılmıya ha Zırlanan Mustafa Kemal Paşa ta- Faftarlarım itham etmekti, Eiç şüphesiz ki halkın mühim zümresi, İttihatçılardan mern- nun değildi. Böyle olmakla bera- « Damat Ferit Paşa hükümetinin kullandığı bu ödi ve bayağı entri- kalardan nefret ederek, » sırf, fır- kacılık ihtirası yüzünden - ittihat- Silara reva görülen haksızlıklardan dolayı kalplerinde bir ıstarap his- Setmektelerdi. Dert Ferit Pasa hükümeti; hem ittihatçılara, hem de Milli ünvanı verdikleri Mustafa al Paşa taraftarlarına. korku Vereceğini.. ve ayni zamanda, böy 16 (parlak bir icraat) ile efkârı u- Mmümiyede kabine lehine bir tevee <lih celbedeceğini ümit ederek: di Yenı barbin ittihatçılar aleyhinde bi karari matbuatla neşrettir Ve Bu hükmün neşri. efkârı umumi Yeyi kabine lehine celbetmek şu ta Tafa dursun, bilâkis çok fena bir tesir hüsule getirmişti. Ve derhal, Her tarafta bir dedikodu büşgöster işti, Halkın avam zümresi: — Allah, Allah... Bu hükümetin, tcılardan başka uğraşacağı iş Ülke İZ Gelde ee yok mu?. Koca payitahtta, en ka- Jabalık çaddelerin ortasında; ırzı- muza, namusumuza, haysiyetimize tecavüz ediliyor... Hükümet, bun- ları hoş görüyor... Sonra, ortada mevcut olmıyan şahısları mahküm, ettirerek, halka gözdağı vermek İs- tiyor... Bu, ne maskaralık?. Diye, Damat Ferit Paşa hüküme tinin (parlak icraatı) nı tenkit edi- yordu. Münevver zümre ise: — Anlaşıldı... Damat Ferit Pa- şa; memleketin her türlü menfaat lerini kendi taraftarlarına ve bik hassa (Hürriyet ve İtilâf fırkası- na) hasretmek istiyor. Memleket- te başka kuvvetlerin kışkırmaması için, diğer teşekküllere korku ver- miye teşebbüs ediyor. Ne çirkin ha reket?.. Diye, -haklı. bir hüküm veriyor- du. Her iki taraf ta, fikirlerinde i- sabet ediyordu. Fakat bu fikir ve mütaleâlara, bir üçüncüsünü ilâ- ve etmek te lâzımdı. O da; Damat Ferit Paşa ile taraftarlarının, Türk milletine karşı gösterdikleri kayıt- sızlığa bedel, bütün Türk düşman larile döst olmak ve onlardan muh telif şekillerde menfaat ummaktı. ahiliye Nazırı Adil Bey, Mustafa Kemal Paşa taraf tarlarını korkutmak hülyasile, et- rafa tehditler savururken; hükü- meki şiddetle tenkitte devam edeni Sadık Beyi de ihmal etmemişti. Hürriyet ve İtilâf fırkasına resmi bir tezkere göndermişti. Ve bu tez kerenin münderecatı da son dere cede, dikkate şayan olup: (Fırka erkânı ve mensubini tara fından, hükümetin muamelât ve i€ raatıma katiyen müdahale edilmi. yecektir. Aksi takdirde, buna cesa ret edenler, mesul tutulacaktır.) Gibi, tamamlle istibdadı ihtiva e den bir emirden ibaretti. Meselenin asıl garip ciheti şura sıdır ki, Hürriyet ve İülif (irkası merkezi umumisi, Dahiliye Nezare tinin bu emirnamesinin derhal bir suretini çıkarmış, Sadık Beye teb- liğ etmişti. Bundan da'anlaşılıyor du ki: hükümetin bu tehdidi. her ne kadar fırkaya teveccüh ediyor sa da, asıl maksat, doğrudan doğ- ruya Sadik Beyin gözünü yıldır mâktan ibaretti. Adil Beyin bu tehdidi, acaba lâ- nmgelen tesiri husule getirebilmiş miydi?.. Hayır... Mücadele, bir kat daha şiddetlenmişti. Derhal Sadık Bey taraftarları ortaya atılmışlar: — Nereye gidiyoruz.. Bu adam- lar, İttihatçılara rahmet okutacak lar. Diye, velveleli bir propagandaya girismişlerdi. Maksat. halk üze- rinde tesir yaparak bütün üzeri- rudikkati Sadık Bey partisi üzeri: ne çevirtmek, ve taraftarlarını tez- yit etmekti. Fakat artık halk, bü dödikodü- lardan tamamiyle nefret etmisti. En'yüksek içtimai mahfillerden, en süfli mahalle kahvelerine kadar her yerde: * — Lânet olsun, fırkasına da. hü 'kümetine de... Artık iş, kepazeliğe bindi. © Sözleri işitilmekte idi. Bir Yıldırım Darbesi Sivas kongresi, muvaffakıyetle hitama ermşti. Türk milletini tem sil eden bu kongrede, (İstiklâl mü cadelesi)ne resmen karar verilmiş. bu işin başina da. (Büyük Türk, Mustafa Kema) Paşa) geçmişti. graf çekmiş. Paris sulh konferans da, Türk milletine ihanet edercesi- 'ne hareket eden Damat Ferit Paşa- rın, hükümet reisliğinden derhal çekilmesini talep etmişti. Millet namına vuku bulan bu ta- ep; Yıldız sarayının üzerine, âde- ta bir yıldırım gbi inmişti. Padişah, Vahdettin, bu yıldırım darbesi al- tında fena halde sersemlemişti. Çünkü bu talep, bir fırkanın, bir zümrenin, bir beldenin, herhangi bir kitlenin arzusu değil: doğrudan doğruya, milletin kalbinden doğan aci ve korkunç bir sesti, (Kongre) tarafından, ayni za- manda Damat Ferit Paşaya da bir telgraf çekilmiş, ve bunun sonuna da aynen şu cümle ilâve edilmişti: (Bu, son İhtarımızdır... Bundan sonra milletin alacağı vaziyet, bu- rada bulunan ecnebi zabitanı mari fetile, İtilâf mümessillerine “dahi, mufassalan bildirilecektir.) Bu cümle gösteriyordu ki; artık Sarayın, ve Babiâlinin karşısına di kilen kuvvet; hükümet merkezinin heyulâdan başka birşey olmıyan varlığım değil; hattâ muazzam iti- lâf devletlerinin bütün kudret ve şevketlerini bile hiçe sayacak ka- dar kavi. metin ve korkusuz gö- rünmekteydi. Yıldız sarayının çatısı üzerine inen yıldırim; ayni zamanda Da- mat Ferit Pasanın 'bevnine de in- mişti, Ve Damat Ferit Paşa da, tıp- kı efendisi Vahdettin gibi, fena halde sersemlemişti. Derhal evvelâ sarayda, ve sonra Nişantaşındaki konakta biribirini BORSALARDA : Busene kurbanlık koyunlar Çok az Getiriliyor Bu sene bayram için getirilen kur- banlık koyunların miktarı geçen se-; nelere nazaran azalmıştır. Muhtelif! semtlerde de kurbanlık koyunların fiyatı değişmektedir. Fatih, Aksaray taraflarında koyunlar 10 - 12 lira a- rasında, Beşiktaşta 12 - 14 ve Beyoğ-| lu, Şişli cihetinde de 14 - 15 liradan| satılmaktadır. Borsa Çok Durgun Geçti Dün borsada Ünitürk üzerinde hiç muamele olmamıştır. Diğer tahvil ve hisseler de satılmamıştır. Yalnız As lan çimentosu 12.50 Hradan 13,30 li- raya yükselmiş ve akşam 13.25 lira- da kapanmıştır. Bir sterlin 627 - 630 kuruştur. Londra borsası bir sterlin karşılığı 152.91 frank ve 5.0115 do- lar. göstermiştir. Pariste Ünitürk 332,5 franktır. ZİRAAT: Mimozalar Bozu'du Son günlerde havaların bazan lo- dos. bazan poyraz esmesi yüzünden Adaların en güzel ve turfanda çiçek- leri olan mimozslar müteessir olmuş! tur. Lodoslarla kabaran çiçek tomur- cukları açılmıya vakit bulamadan poyraz ve soğuk bir hava dalgasına maruz kalarak bozulmuştur. Bu yüz- den mimoza ağaçlarından mahsul a- lınamıyacaktır. ERZİNCANDA: Yapılan Bir Yol Erzincan, (TAN) — Bilhassa kı- şın tavik denilen bir nevi kıldan ma- mül ayakkabı fle ancak ve müskülât- Ja geçilebilen Plumer - Erzincan yo- Tu. otomobillerin de gececeöt bir se- takip eden içtimalar aktedilmişti. | kilde yapılmıştır. Plumer - Kiğı yol (Arkası var) ları da açılmaktadır. GÜNLÜK PİYASA Dün şehrimize hiç mal gelmemiş” $ tr. Zahire borsasında evvelki gün- den kalan malların satışı yapılmıştır. Piyasa, aynidir. Fiyatlarda teboddül olmamıştır. Yumusak buğdayların ti- yatı 5378 « 6.05. serllerin 3.25 - 530 arpa 4,05 - 4,05.5. sarı misir 427.5, kuş yemi 8 - 8,06, tiftik sarı 82, beyaz pey kuruştur. Sansar çiti 20 - 27 lira, Tilki derisi çiti 640 ve porsuk de- risi çifti 400 kuruştur. * Dün piyasaya yedi vagon buğday getirilmiş ve 6.02 — 6.025 kuruştan satılmıştır. Yemlik arpalar 4,175, A nadelv ları 4,05 — 4,06 kuruşa, 4 beyaz mısırlar o 4.14,8, sarı mısırlar 4.178, yulaf 4,10, Ketentohumu 13:10, $ kendir tohumu 12,10, nohut 6,30 ku- 4 ruştan verilmiştir. e 12,500 kilo beyaz peynir, 22 kile kuru fasulye, sekiz bin kile mercimek, 28 bin kilo Içfındık ve bin kile keşer peyniri vard İHRACAT: Almanyaya Senelik İhracatımız Azaldı 1937 senesi 12 ayı zarfında Türki- yeden Almanyaya 95 milyon mark değerinde ihracat yapıldığı ve buna mukabil Almanyanın Türkiyeye 111 miyon mark kiymetinde mal ihraç ettiği anlaşılmaktadır. 1936 senesin- de Türkiyeden Almanyaya ihracatın 118 milyon mark ve Almanyadan Tür kiyeye ihracatın ise 79 milyon mark olduğu gözönünde bulundurulursa, ihracatımızda 23 milyon merklık bir | azalmaya mukabil Almanyadan it - balâtımızda 32 milyon marklık bir çoğalma görülür. Kontrol daireleri ithal müsaadesi vermiyorlar Yeni senenin ilk ayı birinci ve &- kinci haftaları içinde ithalâtı kon - Kamnı Tanrıya sunduktan, de- risile barsaklarını Hava kurumu» Ba hediye ettikten sonra, etlerinin sağ tarafını, biribiri arkasından kapınızı çalan, fukaraya verecek- siniz; sol tarafını da komşularını- za dağıtacaksınız... Evinize kalacak olan koyunun ancak haşasıdır. Yüreğini yemek, pek te âdet ol- mamakla beraber, pirzola yapmak için: kemikli tarafından bulamı « yanlar ondan külbastı yaparlar. Lezzeti zevke. göre değişir, fakat besleme bakımından aynile lop et demektir, ik Akciğerinin besleme kudreti ih- mal edilecek kadar olmamakla be- raber, o da evdeki kedilerin hak- kıdır. İnsanlar yemezler. Karaciğer, koyundan size kalan çinde, azotlu, yağlı, hem de şeker yapacak amidonlu maddeler bu - lunduğumdan tam bir gıda “olur. Hem de ehemmiyetli denilecek miktarda çeliği vardır. Bundan do- layı kansızlara kan verecek bir İ- lâç diye tanınmış iken, karaciğer- de A vitamininden elliden yüze kadar, B vitamininden yirmi beş- ten otuza kadar ünite bulunması, C ve D vitaminlerinin de hiç ol- mazsa eserleri olması onun kadri- mi artırmıştır. Hastalara çiğ ola- rak yedirilir. Fakat bayram günü çocuklara killbastısını yedirirse - niz de. fazla pişmezse, vine ayni faydaları verir. Bazıları karaciğe- rin, yahnisini severlerse de o ka» dar çok pişince nekadar faydası ka- lacağı bilinmez. Karaciğerde saf» ra unsurlarından da bulunmam o- nun İinet vermesine yarar. piyazlı ciğerin şöhret bulmasında bunun da tesiri olsa gerektir. Delakta haylice miktarda çelik bulunmakla beraber makbul bir kısmının en kıymetli parçasıdır. İ- Kestirdiğiniz Kurbanın... yemek değildir. Bazıları çorbaları- na onu katarlar. Fakat koyunun böbrekleri kara- ciğere yakın bir derecede besler, hem de öna yakın bir derecede kan yapar. Koyunun böbreklerin- de ehemmiyetlicre miktarda kan bulunduğundan ıskarada fazla pi- şirilmezse onun kanlı kanlı kül bastısını yemek pek çoklarının ho- Şuna gider. Koyunun dili de en makbul par- çalarındandır. Onun besleme kud- reti lop et gibi olmamakla bera » ber ondan daha gevrek olduğu İ- çin hastalıktan yeni kalkanlara ye- dirilir, Bazıları koyunun başından, ya- naklarından çıkan yağsız, ince ada- le parçalarını ayıklamayı pek s6 yerler, onların da besleme kudreti lop et kadar, fakat yağı tabii on- dan azdir. ” Koyunun beyni en muteber yer- lerinden biridir. Hazmi kolay ol - duğu gibi fosfatlı yağdan mürek- kep olduğundan besleme kudreti de büyüktür. İnsanın beyni aklının mahfazası olduğuna bakarak, ba « zıları koyun beynine daha ziyade zeki olmak niyetile yerlerse de ko- yun beyninin insana akıl vermesi pek şüphelidir, Ayaklarını temizletmiye üşen- mezseniz paçanın her | türlüsü keyifli yemek olur. Bayanların saç larını uzatmıya yarar diye şöhret bülmakla beraber. besleme kudre- ti yoktur, Sadece jelâtini lezzet verir. Koyunun barsaklarını hediye et tiğinizden dolayı. işkembe çorba- sı mümkün olamıyacak diye esef- trol dairelerinden”yeniiden verilme- ye başlanan mahdut bazı ithal mü- Sandeleri dolayısile Almanya ile ti- caretimizde kaydedilmiş olan nisbi faaliyete mukabil Sonkânunun son iki haftası umumi bir durgunluk dev resi olmuştur. Bilhassa son 15 gün zarfında salâhiyetli kontrol dairesi- nin üzüm ve fındıklarımız için ihti- yaca yetecek derecede ithal müsan- desi vermemesi bu ihraç ürünlerimiz üzerine muamele yapılmasına imkân bırakmamıştır. Incir, badem, balmumu. kayısı. kendir, zeytinyağı ve tiftik kenten- janlarının bittiği: barsak kontenjanı İle munzam tütün kontenjanı ithalât çılar arasında tevzi edildiğinden bu iki maddenin de yakında tamamen it hal edilmiş olacağı bildirilmektedir. 30 milyon kilo incir satıldı En mühim ihracat maddelerimiz - den olan incir, zeytinyağı. bütün ve pamuk ihracatımız memnuniyet ve- Incir piyasamız, Avrupa piyasaları- nın memleketimize yaptıkları matü - rel ve hurda incir taleplerile Sovyet lerin 920 tonluk mübayaaları dolayı sile sağlamlaşmış. fiyatlar da geçen âya nazaran İ — 1.75 kuruşluk bir fozlalık olmuştur. Bugüne kadar ya- pılan İhracat ve dahili satışların ye- künu 30 milyon kilo kadar tutmak- tadır, Memleket içinde kalan stok ek serisi hurda olmak üzere pek sz mik tardadır. Piyasada istekli vaziyeti devam etmektedir. Zeytinyağ piya - samız sağlam ve fiyatlar yüknelmek te devam etmektedir. Yeni mahsul piyasaya çıkmağa başlamıştır ANTALYADA: Giçekçi Kızları Mahküm Oldular > Antakya; TAN) — Çiçekci kız lan namiyle maruf İsmet ve Hikmet kardeşler. zabıta memurların; tahkir lenmeyiniz. Çünkü işkembe çorba- | suçivle Cürmü Meşhut mahkemesine sına sarmısak kullanılmazsa çorba | verilmişlerdir. Bayan İsmet Iki ay eksik sayılır. on gün hapse ve 58 lira 35 kuruş pa- Bayram günlerinde sarmısak ko- |ra cezasına, Bayan Hikmet te on ye- kosuna da hiçbir yerde tahammül İdi gün hapse ve 22 lira 30 kuruş pa- edilemez. ra cezasına mahküm Ketentohumu i Reko'tesi Dört Milyon Eksik Beynelmilel Ziraat Enstitüsünün tahminlerine göre bu yılki ketento- humu istihsali 1936 - 37 yılının 29,100,000 kentaline nazaran 25 mil- yon 646,000 kental tutacaktır. Fakat ilerde Arjantine sit şimdiki İtahminlerden değişik bir rakam ve- rildiği takdirde rekoltenin daha faz- ls çıkmasına ihtimal vardır. Sovyet Rusya tarafından verilen malümata göre bu yılki rekolte çok bereketli çıkacağı ve 7.5 milyon kentale vara- cağı anlaşılmaktadır. Beynelmilel ke tentohumu ticaretine gelince, Rusya rekoltesinin fazlalığı ehemmiyeti ha- iz görülmemektedir. Çünkü en bü- yük kısmı dahilde sarfolunmaktadır, Şimali Amerika rekoltelerinin kite lığı karşısında son yıllarda Avrups İ harici ülkelerin ketentohumu Khalâti İönemli nisbette artmıştır. B. Ameri- ka Devletleri bu yıl 1929 yılındaki rekor ithalâttan 100 bin kental fazla ithalâtta bulunmuştur. Kanada dahi İlkteşrin ayına kadar 283,000 ken - tallik bir ithalât yapmıştır. Avustral ya keten tohumu ithalâtı bir yıl ön- cekine nazaran yüzde 50 nisbetinde artmıştır. Rusya Pamuk Göndermiyor 1937 senesi sonlarına kadar Sovyet Rusya Lodz fabrikalarına (Polonya- da) külliyetli miktarda pamuk sat. mış ve elde ettiği dövizle Amerika Birleşik Devletleri ve Hindistandin iyi cins pamuk ihtiyacını temin ete miştir. 1938 senesinde Rusyanın pa- muk ihraç etmiyeceği, pamukları kendi mensucat fabrikalarında kulla- nacağı anlaşılmaktadır. Yunanistan İncirleri İçin Yunan hükümeti incirlerin stan- dardizasyonu ve ihracatının kontro- lü hakkında bir kararname meşret- miştir. İncir ihracatını teşvik ofisi, bu ka- ramamenir hasat, işleme. kurutma ve ambalâjlama hakkındaki hüküm- lerini tatbik edecektir. Kuşüzümü Hakkında Kanun Yunan hükümeti muhtelif kuş ü- zümü fkorent) kalitelerini muhafaza için bir kanun neşretmiştir. Bu ka- nuna nazaran İhracatçı, ihraç ettiği üzümlerin, dış ülkelerden siparişi ya pan müessesenin tasrih ettiği mınta- kada istihsal edilmiş olduğuna dair mahalli idarelerden vesika alacaktır. İhraç olunacak kutuların üzerinde malın resmi vesikada zikredilen ka- liteye tekabül ettiği sarahatle yazı» lacaktır. CEMİYETLERDE: Esnaf Ailelerinin Yaşama Vaziyetleri Iktısat Vekâleti konjüktör servisi tarafından İktisat Fakültesine veri- len bir talimatname ile şehrimizde muhtelif sanat zümrelerinde çalışan ailelerin içtimai ve ekonomik bakırı” dan yaşama tarzları ve masraflar) tesbit edilecektir. Cemiyetlere yazr lı iki yüz silenin şimdiden isimleri Bin tesbitine başlanmıştır. Her sana tin cemiyeti içinde. aza miktarın göre 5 - 20 ailenin vaziyeti birer fişe yazılarak vekâlete gönderilecektir. Esnaf Cemiyet'erinin Toplantıları Dün Esnaf cemiyetlerinin umumi toplantıları sona ermiştir. Ancak ce iniyetlerin pek çoğu ekseriyet bular mamışlardır. Ekseriyet temin edemi- yen cemiyetlein umumi heyetleri şu batın on altısında ikinci defa olarak toplanacaklardır. Yine ekseriyet ol- mazsa mevcut İle müzakere ve ka- rar vereceklerdir Toplantıya çağır» lecak cemiyetlerin adedi otuz birdir. URTLAŞ; Geçen devirden miras kalan kurban âdetini bugünkü ihtiyaç- aran