Açıkgözün Biri Eşeği Boyamış Eski Sahibine Satmış Mahkemenin kapısı önü tıklım tıklım... Bu kalabalığın ortası. dan şamatalı, sinirli sesler yükseliyor: Ve bu sesler geniş koridor- da çetin akisler yaptıkça kalabalık kabarıyordu. Bir aralık, ses- lerin hırçınlığı o kadar şiddetlendi ki mübaşirler müdahaleye Cehenneme Gise | Bu Herifin Peşini Yine Bırakmıyacağım Koridorda, Bitpazarr tellal gibi şüksek sesle bağır bağıra anlatıyor: — On beş senedenberi, metelik me telik biriktirdiğim parayı, utanma. dan, arlanmadan, Allahtan korkma, dan çalmış. Dünyalar bir araya gel. 8, peygamberler de dirilse, ben bu alçak herifi yine affetmem. Şahidim de var, isbatım da!, Mübaşir sesleniyor: — Bayan sus... Gürültü etme, Iİ. çerde muhakeme yapılıyor; Kadmcağız bu sefer daha farla hiddete geliyor: — Niçin susacakmışım. Ben hak. kımı istemiye geldim, Burası adalet kapısı. Gerine gerine bağıracağım el. bette, Benim on beş senedenberi bi. Tiktirdiğim parayı çalmak için inton haydutlardan daha alçak olmalı. Ka na kan istiyeceğim mahkemeden! Ne ise, biraz sonra muhakeme sr. Ta; bunlara geldi. Kadm davasını is. pat etti ve suçlu da hapse mahküm oldu. Fakat hırsız paraları dostu İle yediği için kadmeağız paraları geri alamadr. Mahkemeden çıkarken yine bağırıyordu: “Hapse değil; cehenneme - giter yine peşini brrakmıyacağım. Pararık Tarımı mutlaka alacağım bu mende. “bürdan —— o — Kadıncağızdan Yüz Bulmayınca Dayak Atmış - Molla Hüseyin oğlu Cafer ismin. de bir dektilocu kendisine yüz ver. mek İstemiyen Saliha İsminde bir kadını dövdüğünden yakalanmıştır. Cafer adliyeye verilmiştir. ii, Hakaret Etmiş Beyoğlunda Kalyoncuda o Peşkirei sokağında oturan Fevziye isminde 'bir kadın, ayni evâe oturan komşusu Fakat koyu ve kuru kalabalık da. ğılmadı. Yalnız yer değiştirdi. Dava. cısı, suçlusu, şahitleri ve seyircileri hep bir arada, adliyenin üist katmdan orta katma inen merdivenin ortalık yerindeki genişliğe nakli mekân et. tiler, Davacı vaziyetinde olan zat, henliz kırk beş yaşmda (görünüyordu. İri! boylu, iri cüsseli, pala bıyıklı... Şive. | si, Arnavut konuşmasına, pek benzi. yor. Suçluya gelelim: Bu, davacnım ak sine İncecik, ucurma ipi gibi bir şey.. Davacmm karşısnda ve şahitlerin ortasında yumak gibi büzülmüş. Davacı, iri sesile ve Arnavut leh. gesile bağırıyor: — Mori, vallahi şaştım bu işe! Om rümde böyle dalavere görmedim. Bir de utanmadan hâkimin karşısında yalanda söylüyor. Ve suçlu, şahitlere yalvaran bir e. da ile: — Ben de, diyor... Ömrümde bir tek yalan söylemiş değilim. Hâdisenin iç yüzünü bilen merak. lılar meseleyi şöyle izah ediyorlar: Bu davacı, bir sene evvel, suçlu. ya bir eşek satmış. Parasını altı ay sonra alacakmış. Ön beş lirayada pazarlık etmişler, Fakat günün bi. rinde davacıya yine bir eşek “lâzım olmuş, suçlu, vaktile ondan aldığı! heniz parasını ödemediği eşeği şekli. mİ ve rengini değiştirip, başka birisi vastasile tekrar davacıya , satmış. Fakat eşek ii gün sonra ölmüş. Işte dava bundan İleri geliyor. EB. geği ölen davacı; bu eşeğin vaktile kendi sattığı eşek olduğunu sonra - dan anlamış. Şimdi hem sucludan a. sıl alacağını istiyor, hem de hastalık. k'eşek sattığı için bu satışa e't pa- ranm geri verilmesini istiyor. Suçlu, mahkemede bu hüdiseyi in. kâr etmiş, davacı şehit göstermiş. Biraz sonra şahitler dinlenecek, Fa. kat daha evvel muhakemeyi dışarıda kendi aralarında görüyorlar, Biraz sonra şahitler, mahkemede | dinlenildi, fakat gelmiyen şahitlerin çağırılması için muhakeme başka bir | güne bırakıldı, ama Şahindeye küfür ettiği için yakala. narak mahkemeye verilmiştir. Arasında Kasımpaşada Hacıhüsrev mahal - lesinde 6 numaralı evde oturan ara- bacı Salih dün öğle üzeri Yenipos - tanenin arka sokağından geçerken arabası şoför Abbasın otomobiline çarpmış ve hasara uğratmıştır. Şo - för polise müracaat etmiş: — Sarhoşlukla benim arabamı kır dı, tazmin etsin demiştir, Polis te Salihi sarhoşluk suçile müddelumu- miliğe vermiştir. Sultanahmet sulh ikinci ceza hâ- kimi, dün Salihin duruşmasmı yap- mıştır. Salih kendisini müdafa eder- ken şunları söylemiştir; — Bay hâkim ben içmedim, demi yorum, içtim. Fakat 16 kuruşluk bir şişe içtim. Ben iki okka rukıya mü- tehammil bir adamım, 16 kuruşluk iki kadeh rakı beni sarhoş eder mi? O sırada arabanm oku kırıldı, Bey- girlere kumanda edömedim. Kazaen otomobile çarptı. Davacı da: — Salih bana sövmedi, rezalet te çıkarmadı. Ben yalnız zararının taz #minini istiyorum. demiştir. N Hâkim Salâhattin Demirelli sar - hoşluk suçunu sabit görmediği için Salihe beraet kararı vermiştir. Tramvaydan Yolcuyu Düşürmü Hâkim soruyor: — Adm ne senin? — Bilmem, — Tusan, kendi adın: bilmez olur mu hiç? Suçlu gârip garip hâkimin yüzüne bakarak soruyor: — Ad, ne demek? — Ismin nedir? — Ismim Çömez. — Soyadın? — Soyadım da Balyemez. İşte bu Balyemez zade Bay Çömez geçen gün, tramvayda giderken ak. silik etmiş, yolculardan birini yere düşürerek yaralanmasına sebep oL Muş. Hâkim tekrar soruyor suçluya: — Sen geçen gün şu davacınm ya. ralanmasma sebebiyet vermişsin. — Hayır bayım... O, kendiliğinden düştü. Tramvay çok kalabalıktı. Ken disini tutamadı, teker, meker yuvar. landı. Benim hiç kabahatim yok. Ve hükim şahitlerin - çağırılması için muhakemeyi talik etti. / Bol Suya Kavuştuktan Sonra Erzurumun Elektrik Derdi de Halledi Erzurumda yeni açılan Erzurum, (TAN) — Erzurumun en büyük derdi ışıksızlıktır, Devlet Demiryollarınm ve belediyenin iki elektrik motörü vardır. Fakat, bun. lar hem kuvvetsiz ve hem eskidir. Ih tiyacın ellide birini bile karşılamak. tan uzaktır. Motörler sik sık bozal. duğu için, karanlığın temamile hâ. kim olduğu zamanlar çoktur. Vali, elektrik ve su İşleri üzerinde çok çalışıyor. Yakında büyük bir e. lektrik Tabrikası kurulmasi, demir bo rülar içinde şehre bol ve iyi su geti- rilmesi kararlaşmıştır. Akşamm beşinden sabahm sekizi. ne kadar derin bir uykuya dalan Er zurumda Kiş günleri güç geçiyor.! Valinin umranile canlanan spor işle. | Ti ve bilhassa dağ klübünün her gün | çoğalan azasile kuvvetlenen kayak takımı bir hareket yaratabilmekte. dir, Millet bahçesinin büyük binasm. da yerlegen sporcular, salonlarda ve bahçede muhtelif spor harekelleri yapıyorlar. Maamafik, gelecek kış, Erzurumun daha canli ve hareketli bir şehir ola. cağına şüphe yoktur. O zamana ka. dar yeni halkevi binası bitmiş, şimen difer gelmiş, yeni binaların çoğu ik. mal edilmiş olacaktır. Çifte minare. lerin mize olması, etrafmdaki büt çirkinliklerin kaldırılmasile güzelle. gen Mimar Sinanm Lak- paşa camii önlerindeki havuzlu pari lar, Erzurumun hem tarihi: hem de gezme yerleri olacaktır. Parklar açılacak Önümüzdeki yü şehrin birçok yer. lerinde parklar yapılacak, caddeler. de kâmilen ağaçlandırılacaktır. 15 kilometrelik Erzurum — Fıca şose- sinin iki tarafı da teşçir edilecektir. Hususi idare ile imar birliği ve be. lediyenin iştiraklerile bir “Parklar idaresi,, kurulması, Erzurumun ağaç lanma ve çiçeklenme işinin bu ida- reye verilmesi kararlaştırılmıştır. bir tedbir ittihaz edilmediği görül ecek BN EN Cümhuriyet caddesi Fakat nedense, günden güne ç0o- ğalan sokük köpeklerine kargı esaslı mektedir. MARLENE DETRICU â Çarşamba Akşamı MELEK'te Teşekkür Merhume hemşiremin gerek cena- ze merasiminde bulunan ve gerek bendehaneye kadar zahmet ederek gelen veya mektup ve telgrafla uzak ve yakmdan lütfen taziyet eden bi- ümum dost, ehibba ve meslekdaş ve arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekküre teessürüm mani olduğundan kendi - lerine borçlu bulunduğum teşekkür ve minnettarlığımm arzma gazete - bizle tavassut buyurulmasmı dile - rim. Istanbul saylavı Doktor Hakkı Şinasi Erel, ki yalnız ben tutuyorum., Sonra ilâve ettim: Bugünkü program: ISTANBUL RADYOSU OGLE NEŞRIYATI: Saat 12,30 Pllkla Türk musikisi, 12, Havadis, 13,05 Plâkla Türk musiki: 13,30 Muhtelif pilik neşriyatı, 14,00 S: Saat 18.39 Çocuklara masal: Bay Nine tarairedan, 1900 Bayan İn piyano ve keman refakatile, 19,30 Kos ferans, Doktor Salim Ahmet (Elekt sarpmasındar korunma “#sabait), 19,3$ Borsa haberleri, 20,00 Rifat ve arkad ları tarafndan Türk muşikisi ve hak 9! kıları, 20,30 Hava raporu, 2033 Om Rıza tarafından arapça söylev, 20,45 B: ma ve arkadaşları târafŞından Türk sikisi ve halik şarkıları, saat a; 21,15 Radyo fonik temsil (Deniz facii ları), stüdyo orkestrası refakatile, 22, Ajans haberleri, 22.30 Plâkla sololar, pera ve operet parçaları, 22,50 son hal ler ve ertesi günün Programı, 23,00 ANKARA RADYOSU OGLE NEŞRIYATI: Saat 12,30—12,50 Muhtelif plâk ciyatı, 12,50—13,15 Piğk: Türk rmasil ve halk şarkıları 13,15—13,30 Dahili barici haberler, AKŞAM NEŞRIYATI: Saat 18,30—1900 Muhtehif piğk ni tiyatı, 19001930 Türk musikişi halk şarkıları (Makbule Çakar ve ari daşları) 19,30—19,445 Saat ayarı ve ve Halk şarkıları (Hikmet Rıza Sesi ve arkadaşları), 20,15—20,30-Spor ko ması, Nizamettin Kırşan, 2030-2100 Plükla dans masikini, 21.00-21.15 ee haberleri, 21,15—21.55 Stldyo orkestrası, | — Çaykovski: La Moi: 2 — Cribulka: Serenade A “Tol, 3 Billi Fantaltie Neron, 4 — Rosey: panita, 5 — Oscheit: İntermozzo Lia 21,55—32,00 Yarınki program ve Mâ) Marşı; . OPERALAR, OPEKETLER 175 Roma kma dalgası: Karışık Of ret musikisi, 20.25 Viyana: vasturya paralarından, 20,10 Kolonya: Eski opet lerden, 21 Peşte; (Manfred) isimli masi li dramatik piyes, 22,10 Bükreş! Oj havaları, 23,50 Peşte; Opera orkesiri (Mozart, Stefanini, Stravinski) ODA MUSIKISI i 13,13 Roma İsa dalgası: Oda mus konseri, 1914 Bükreş; Thcodoresko teti (Beethoven), 22 Lâypzig: Şarkılı orkestrası (Respighi, Zitcber) 2240 iyii Ba, Graz: Sedlak — Virkler kunrteti v& yayli kentet (Schumann) i RESİTALLER 930 Berlin kma dalgası: Çocuk şark 1, 14,45; Roma ka dalgası: Italyan balk şarkıları, 18,15 Berlin kısa dalgası; Ste uss'un balk şarkılarından, 18 Peşte: Ke pan:resitali, İBS Varşba: Viğolonsdl Istanbul Belediyesi Şehir Tiyat KOMEDİ KISMI Saat 20,0 da, BİR KAVUK DEVRILDI 5 perde komedi, Yazan Celâl Müsahipoğlu. Pazar günleri 15.30 da Matine, — Bir ihtiyar anası var.. Babası bahçıvanmış; öleli altı sene kadar oluyor. — Bu güzel doğrusu!. Açıkgöz kolağası asilzade yeğenini senin gibi fakir bir adama vermeyip herhal de bir liva ile evlendirecek., — Fakat kız zengin. Anasmm parası var.. — Varsın olsun.. Herhalde “Enişte bey” kolağası oldum diye kardeşinin kızmı beylere, pağalara peşkeş çekemez.. Onu yine kendi ayarı bir alacaktır. — Böyle demeyiniz beyim. Kızm ana tarafından kibarlığı varmış. Hattâ anne annesinin İstanbullu bir Çerkes olduğunu söyterler.. — Canım bunların hepsi boş Jâkırdı.. Şimdi sen be. ni dinle: Bu kızı sana vermemelerine başlıca bir 8€- bep gösterdiler değil mi7. — Evet Beyim". . — Fakir oluşun.. Bu bence doğrudan doğruya ken. di âdiliklerini,ortaya koyan bir sözdür... — Aman Beyim, Rana âdeta Ümit veriyorsunuz.. 'Ah bu düşündüğünüz şeyleri onlar da düşünebilseler! — Bugün düşünmüyorlarsa, elbet bir gün düşüne., çekler... Sen ümidini kesme!.. Biraz sabret bakalım. Rıdvan biraz ferahlamış gibiydi, Dere boyunca ağır ağır eve döndük. O gece bilmem» neden gözyaşlarım hiç durmadı. Günler geçiyordu. e yaklaşik amma hava lar hâlâ sicak.. Bir sabah taliminden dönüşümüzde, küçük köprünün kenarında bir yayir gördük ki, gez. miye giden kadınlarla, çoluk, çocuklar doluydu. Ya pımda, beygir Üzerinde yürüyen Feridun kulağıma e. gildi: — Şu pembeliyi görüyor musun? dedi; yanındaki çocuğun saçlarını okşuyor... — Evet! — Iyi dikkat et!, Yâman bir parçadır. Dikkat ettim, Hakikaten güzel bir köylü kızıydı. HIÇKIRIK MW VİP İİ Eğe — Kadın değil mi? dedim; hepsi yamanaır... — Canım, ne tuhaf adamsın sen?, Bu kızm kim ol duğunu biliyor musun? Bir düzüneye yakın gönül lüsü vardır.. Gülmekten kendimi alamadım : — Korkarım.. dedim; korkarım ki ben; de onlarm içine katmak İstiyorsun. Ciddiyetini bozmadan: —Kendini koru.. dedi, Sonra devam etti: — Bu memlekette, kolağası Haydar Efendinin ye. genini tanımıyan yoktur... “Benli Zeynep” diyince he pimizin yüreğinin başı titrer... — Sen de ha! dedim. — Yok canım... Ağzımdan öyle çıkıverdi. Hem ben nişanlıyım.. gülüştük... Zavallı Rıdvan!.. Bu kıskanç gözler sana Zeynebi yâretmiyecek!., 5 Peli re ev rg gla) A yağ a O günden sonra Zeynebi birkaç kere daha gördüm. Arkadaşlar arasında onun bahsi sık sik tazeleniyor; şakalaşmalar, gülüşmeler saatlerce sürüyordu. Yalnız bir şeyi merak ediyordum, Ekseriya benden gizli ko. nüşmalar, fısıltılar oluyordu. Bunun sebebini bir gün Feriduna sordum, Gülmiye başladı: — Zaten bu bahsi sana açmanın sırasını ârıyorğum, 'dedi.Arkadaşlar Zeynebi sana almak istiyorlar. Senin en yakm dostun ben olduğum için bu vazifeyi bana yüklediler. Ne dersin bu işe”. || — Arkadşlarımm beni düşündüklerine memnun ol dum... Teşekkürler ederim... Fakat, evlenmek niyetin de olmadığımı kendilerine bildir, Beni mazur görsün. ler... Feridun şaştı: — Biliyor musun? dedi. Nasıl büyük bir fırsat kaçı rıyorsun ?, Iyi düşün Kenan! — İyi düşünmeden bir şeye karar vermek âdetin. değildir.. Boş yere beni kandırmak için üzülme!.. Bu evlenmeyi reddedişim arkadaşlarım tarafından âdeta isyanla karşılanmıştı. Sırı Paşa bile benim gön lümü etmek için birçok sözler söyledi; bir baba gibi nasihatler verdi. Hattâ bir gün beni yalnızca odasma çağırıp uzun uzun susller sorarak, sebepler arartırdı. Dedim ki: — Paşam, her emrinzi yalnız askerce değil, sizi baba gibi seven bir evlât gibi de yerine getirmek için ölümü bile göze alebilirim, Fakat bu evlenmek işinde ısrar etmeyin. Yapamam. İmkân: yok.. Pağa: > — Anladım, dedi, Bir başkasma sözlüsün Güldüm : — Belki, dedim.. Fakat tek taraflı bir söz.. Bir söz — Hem, emirberimin gönül verdiği bir kadınla ev. lenemem.. — Anlamadım... © Paşaya meseleyi anlattım. Ve ona Rrdvanla Zeyne bin macerasını anlatırken birdenbire aklıma bir kur nazlık geldi. — Paşam, dedim; maamafih mademki bu kadar israr ediyorsunuz. Pekâlâ.. Zeyneple evlenirim. Far) kat ileride bir münasebetsizlik yapacak olursam bar! Paşa kaşlarını oynattı. Ne demek istediğimi lamak için dikatle yüzlime bakıyordu: —Ne gibi bir münasebetsizlik? — Onu şimdiden söyliyemem.. Fakat ne olursa o Sun gücenmiyepeğinize söz veriyor musunuz? — Veriyorum. . i — Affedersiniz. Bir şey daha soracağım.. — Hayder Efendinin bu İşten haberi var mı? — Evet! — Peki, bakalım kız benimle evlenmek isti; mi? — Sen orasma karışma! ; — Pekâlâ! Paşa memnun omuzumu okgadı. Sonra yerine dn“ rek : — Artık gidebilirsin. dedi Selâm verdim ve çıktım.. : . Zeynöple evleneceğimiz kasabada hemen duyfldu. Herkes bundan başka birşey konuşmuyor, her tarsf ta bir dedikodudur gidiyordu. Rıdvan bna diş bilemekteydi. Yüzüme bakf'ıyor, düşünüyor, bilytik bir retrrabm altında eziliyorlu. Bir zamanlar ayni ıstırabı ben de düymamı? mıy- dım?... (Arkası Var)