AM a L —2 $ ; # ; Yıldızdan San Remoya ; * * # IİKINCİ KISIM No. 39 HAİNLERİN ÂKIBETİ İki Vapur, Akşam Olunca Engine Açıldı Yazan: MA İstanbulun meşum işgal gü Taksim meydanında V apur, Yenikapı önünden ge- çiyordu. Pehlivan Kadri, gözlerini sahile dikmiş, derin uerin icini çekiyor.. mütemadiyen söyle- niyordu: — Hey gidi, Sandıkburnu, #ey .. Acaba kısmet olup ta seni bir kere daha görebilecek miyim. Bu gidişle, aklımdan bile geçirmiyorum. Galiba sittin sene, Çağanoz Mihranın mey hanesine hasret kalacağız.. Maama fih, oh olsun, bana... siyasete karış mak, benim gibi herifin neyine ge- rekti... Alâ, tek kuyruk horozu dö- vüştürüp günde üç mecidiyeye para emediğim zamanlar, a< vesı hol gel mış Kibüroneygiri gibi-tatlı tatlı kiş niyordum, Neteden çattım, o yaba- nm katırma... Hay çatmaz olay- dım... Ulan ben kim?. Gazetecilik kim?.. Şu on dört senedir geçirdi- ğim günleri düşünüyorum da, rüya gördüğümü zannediyorum, Pehlivan Kadriden başka hiç kimse, geçirdiği mülevves mücade- le hayatını yâdetmiyordu. Ve hiç biri, artık yavaş yavaş uzaklaşan gu eşsiz İstanbulun hasretini düşün müyordu.... Ne arkalarında bırak- tıkları kadınlar ve çocuklar.. ve ne de, artık bir daha görecekleri pek bu hiç bir yerde görülemiyecek o- şüpheli olan bu eşsiz bu &msalsiz, Jan vatan manzaraları onlarda en küçük bir hicran ve nedamet hissi bile uyandırmıyordu.. Yalnız bazı- larımım aralarında, ahmakça bir te- vekkül ve budalaca bir ümit ile: — Elbet, bunda da bir hayır var dır. — İnşallahı taâlâ.. ankaribüzza- man... — Yine böylece... Şa.. — Avdet müyesser olur. Sözleri dolaşıyordu. A caba İngilizler, pehlivan Kad rinin bazı sözlerini işitmiş- ler, ona ehemmiyet mi vermişlerdi. gülüşe oyna- nlerinde İngiliz askerlerinin yaptıkları bir şenlik di, Halbuki o gün akşam olduğu halde, vapur hareket etmemişti. O gece de, orada geçmişti, Erte- si gün — sabahleyin, — Yunan bandıralı (İspirya) isminde pis ve küçük bir vapur gelmişti. Bu va- purda da, firarilerin İskenderiyeye gidecek kafilesi bulunmakta idi. İki vapur, akşama kadar orada kalmışlardı. Guruba yakm, ikisi de demir almışlar.. Ortalık kararırken Adalar Denizinin enginlerine doğ- ru açılmışlardı. — Eyvah.. Mahvolduk.. — Niçin?. — Ay, haberin yök mu?. —- Havır.. Rirsey mi var? — Daha ne'olsun, birader. Milli- cilerin bir torpidosu bizi takip edi- * yormuş, — Sonra?... — Yarın sabah, ortalık ağarır a- garmaz bizim gemiyi durdurup he- pimizi alacakmış. Nereden çıktığı belli olmiyan bu havadis, firariler arasında derhal yayılıvermiş, Hepsini, dehşetli bir korku istilâ etmişti. Sefil hayatlarından başka birşey düşünmiyen bu mahlüklar, derhal güverteye fırlamışlar.. Gözlerini ka ranlıklara çevirmişlerdi. Hakikaten Viktorya vapurunun dümen suları- nı takip eden bir geminin borda ve silon fenerleri, zulmetler içinde be- lirmekte idi. Bu zamana kadar ambardakilerle temasa lüzum görmiyen kamarada ki paşalar, beyler; bu korkunç ha- ber karşısında derhal efendilerle a- ğaların yanlarına gelmişler; felâ- ket karşısında birleşmek lüzumunu hissetmişlerdi. Firariler arasındaki bu telâş ve heyecan, diğer yolcularm da me- raklarını mucip olmuş: nihayet, me sele geminin süvarisine kadar ak- seylemişti, (Arkası var) Bir Kadın | Hapiste ! Çocukları Evde Yapayalnız Kalmışlar I Güllü isminde bir kadın hır- sızlıktan bir sene Say hapse | mahküm olmuş, hüküm katiyet || kespettiği için Güllü evvelki | [ gün cezasını çekmek üzere müd- Wlf delumumiliğe teslim edilmiştir. | | Dul olan Güllünün en büyüğü | on yaşında olmak üzere altı ço- | cuğu varmış, Bu en büyük ço- cuk adliyeye amnesiyle beraber gelmişti. Güllü müddeiumumi- | likte, kimsesiz çocuklarını evde | W | yalnız ve kilitli olarak bıraktığı- || nr ve birisinin de ağır hasta ol- W duğunu söylüyor ve cezasının bir İ'1 || müddet tecilini istiyordu. Bu sı- || | rada Güllü adliyedeki Jandarma || nezaretbanesine konmuştu. Bu- rada birden bire yere düştü ve || | bayıldı. Çocuğu da — başucunda || İl ağlıyordu. Karakol kumamdani Iknd.ıııı ayılttı. Müddelumumilik, W 4 Çocuklu | | —- — evde hasta çocuk varsa onun ye kaldırıl ve kâ- dmm da haplsaııe)e gönderilme- Haa . Ölüm Tehdit - Etmiş Hacer isminde genç bır kadın ö- lümle tehdit etmek, sövmek ve cam kırmak suçlarından dolayı meşhut suçlar müddeiumumiliğine: verilmiş- tir. Hacer Kumkapıda kadro harici ka- lan camilerden birisinde oturuyor- muş, fakirmiş. Evkaf bu camiin en- girmiş ve satın Bugün de cer evde yokken hemen camiyi yıktırmıya başlamış. Sonra Hacer gelmiş kulübesinin de yıkılmakta ol- duğunu görünce hemen Vasilin evine gitmiş ve bağırmış: —Ben on beş seneyi gözüme aldım. Seni öldüreceğim. Bir hiristiyan bir müslümanın evini haber vermeden na gıl yıkar!.. Ve sonra da küfürler savurmuş, bu taş kapmış ve camları yere indirmiş- tir. Hacer dün müddeiumumilikte ken- disini şoyle müdafaa etti: — Ben kendisine sövmedim. Haber vermeden evimi niçin yıktığını S0T- dum. O amelesinden birkaç şahit UY- durdu. Buraya getirdi. Müddeiumumi, Ahmet, Hasan, Tanaş ve Necmettini şahit olarak dinledi. Suçu sabit gör- düğü için Haceri Asliye Ceza Mah- kemesine verdi. . ASA NĞŞ Kadastro İşleri Eminönü kazasındaki mahallelerin kadastrosunu yapmakta olan heyet işini bitirmiştir. Kadastro umum mü- dürlüğünden gelen bir emir üzerine ayni heyet şimdi de Fatih kazasında çalışmıya başlamıştır. Yoksa, insani bir hisle, merhame- te mi gelmişlerdi.. Her ne hal ise, akşama doğru (1) numaralı amba- rın üst katımda hir yer ayırmışlar.. Oraya tenteler, ye'ken bezleri yay- mışlar.. Umumi bir yatakhane yap mışlardı.. Burası,»birçoklarına pek hoş gel- mişti. Bütün hayatları süfliyet i- çinde geçen bu adamlar; — Aman efendim... Daracık ka- maraya kapanmakta mâna ne.. Şöy le ferah ferah oturur, kalkarız.. Bir köşede de cemaatle namaz kılarız. 'Tek, gönüller hoş olsun. Diye, yelken bezinden sedirler ü- zerine yan gelmişlerdi. apur, hiç bir ârızaya maruz kalmadan o gece Marmara- yı, ertesi sabah ta Çanakkale bo- ğazının bir kısmmı geçmiş.. İngiliz deniz karargâhı olan (Keler) önü- ne gelip demirlemişti. Firariler, vapurun bu durmasını, Nuzmı Ziyayı Defnettik Dün ölümünü büyük bir teessürle haber verdiğimiz üstat ressam Naz- mi Ziyanın cenazesi dün öğle Üüze- ri Güzel Sanatlar meraklısı bir dost kalabalığının iştirakile Süleymani- birkac saatlik bir şey zannetmisler- iyedeki evinden Kaldırılmıştır. Cenaze namazı Beyazıt camiinde kılmdıktan sonra Sirkeciden vapurla Kadıköyü- ne ve oradan da Erenköyüne götürü- lerek aile kabristanına defnolunmuş- tur, TAN kazını satrvormuzs. Vaaıl mumvedae 4 arada hızını alamayınca yerden üç |. — 13-9- 9371 Topkapı Sarayında Hafriyat Kubbealtı Binasının önünde bulunanlar Istanbul Arkeoloji Müzesi ile Üni- yersite Arkeoloji Enstitüsü profe- sör ve talebeleri tarafından Topka- samar— —leneinin Hetna? aet bir haftadanberı devam eden hafrı- yat, ilerlemektedir. — Hafriyatın ga- yesi, yüksek Yunan kültürüne teka- bül eden devirde Bizans Akropolü - nün bulunduğu — sahada Bizanstan evvelki devirlerin izlerini aramaktır. Hafriyatı İstanbul müzeleri namı- na Üniversite tarih ve arkeoloji do- çenti Bay Arif Müfit Mansel ve Ü- niversite namına da profesör Dr. Bassert idare etmektedir. — Şimdiye Milâttan Sonra Dördüncü Asra Ait Bazilika Höcrelerine Tesadüf Edildi Topkapı Sarayında hafriyatın yapıldığı saha kadar Osmanlı Türklerine, Bizans - ldara, Romalılara ve — Greklere ait çok' miktarda ve kıymetli- seramik * —e Teme hallssamassa we Haanif aslil — miştir. İki gün evvel de milâttan sonra 4 üncü asra ait Bazilika höcrelerine rastlanmıştır ve şimdi bu bazilika- nın ortaya çıkarılması için ehemmi- yetle çalışılmaktadır. Hafriyat (Kubbealtı) denilen tari- hi bina önünde muhtelif sondajlar yapılmak suretile geniş bir sahada devam etmektedir. Temizlik İçin Kararlar Belediye temizlik meselesi hakkifr da yeni ve esaslı tetkikat yapmakta” dır. Tifonun her yıl salgın bir alıp hem şehrin sıhhatini tehdit & memesi hem de muvakkat tedbirlef yüzünden bir sürü masraf yapılm&” ması için bu iş kökünden hallolunâ” caktır. Bu maksatla belediye sıhhat' fen ve temizlik. müdürlükleri her ri kendi cephelerinden ayrı ayri © tütler yapıyorlar. Bu etütler taman landıktan sonra belediye reisi Muhit tin Üstündağım Başkanlığında, bir komisyon teşkil edilecektir. Bu FO" misyona Sıhhat Vekâletinin mümes” sillerinin de iştirak eylemesi muhw meldir, Komisyon su, çöp, bostan, gıda maddelerinin satiŞ ve teşhir şekli gibi tifoya sebep olaf veya tifoyu yayan hususlar hakkif” da esaslı kararlar verecektir. K yonca verilen bu — kararlar, tifonul şehrimizde meydana ğıkma mevsi * minden önce tamamile tatbik miş olacaktır. Bu arada bilhassa rin süpürülme, yıkanma işlerile ÇÖFK meselelerine ehemmiyet verilece) Yaralı Adam | FHastanede ; Canverdi 3 gün evvel Divanyolunda aile babi çesi önünde bir otomobil kazası OF muştu. v döü Mustafa adında bir şoför, idare ği 2396 numaralı otomobille yol geçerken 55 yaşlarında bir adam de rakı şişesiyle 25 metre uzZâ sallanarak otomobilin üstüne doi*' yürümüştür. Şoför bu adama 9 mak için direksiyonu kırmış. F'% adam yine üstüne gelmekte devaf miş ve elindeki şişe ile de otomobw camıma vurmuş ve parçalamışt!r" 9 gırada otomobilin sol arka çam*;' üıığgmuguu Mçu—.u kırılan sarhoş evvelki gün Cerr! şa hastanesinde ölmüştür. mul!ğ elkoyan müddeiumumi mua.v hâdisede şoförün ihmal ve d M liğini tespit edemedeği için kı serbest bırakmıştır. Dün de hüviyeti anlaşılmıştır. — —Ği Süt Satıyormuş! Büyükadada oturan Yunan ;ı;; Kim Öldürmüş ? Zincirlikuyuda bir hendeğin için- de yaralı olarak bulunan Gardenbar garsonlarından İsmail oğlu Celâl, evvelki gün kaldırıldığı Beyoğlu has- tanesinde ölmüştür. Yaralı garson, Gardenhardaki vazifesini yaptıktan sonra bisikletle evine dönermiş. Ya- ralınm yanında bisikleti de kırık 0- larak bulunmuştu, Evvelâ kendisinin Zincirlikuyu yolunda bir ağaca çar- parak yaralandığı tahmin edilmişti; Dün sabah Pangaltı merkezine biri- si müracaat ederek şöyle demiştir: “— Bayım.. ben iki gündenberi vicdan azabı çekiyorum. Şimdi haki- kati ifade etmek için size geldim. Biz evvelki akşam bir otomobille ya- nımızda kadınlar da bulunduğu halde Büyükdereden geliyorduk. Şoför Zin cirlikuyuda bisikletli bir adama çarp tı. O zavallı hendeğin içine yuvar- landı. Şoför bununla hiç alâkadar olmadı, gazetelerde bu adamın ken- di kendine ağaca çarptığı yazılıyor. Hakikati haber veriyorum. Şoför Gözlüklü Cemaldi.,, Bu ifade üzerine polis derhal şo- för Gözlüklü Cemali yakalamış ve müddeiumumi Orhanı da vaziyetten haberdar etmiştir. Orhan dün geç vakte kadar tahkikatla meşgul ol- muş ve hâdise yerinde de bir keşif Zincirlikuyu Yolundaki Facianın Faili Hakkında Bir Müracaat Yapıldı yaptırmıştır. Şoför Cemal hakkmdı bugün karar verilecektir. Hastabakıcı Kursu Diş tabiplerinin yanında çalışmak üzere hastabakıcı yetiştirmek için U- niversite Diş Fakültesinde bir kurs açılacaktır. Kursa ortamektep mezu- nu kızlar almacaktır. ——— Ü—— 'Almanyadaki Talebemiz Almanyadaki talebemizin müfettişi B. Reşat Şemsettin Almanyadan şeh- rimize gelerek Maarif Vekâletine iza- hat vermek üzere Ankaraya: gitmiş- dan Anderya oğlu Andon, adada süt satarken yakaıM Süt satmak yalnız Türk tebeımı:ı, küçük sanatlardan olduğu i: m””ı si suçlu olarak meşhut ıuçlaı' iumumiliğine verilmiştir. met Sulh Ceza Mahkemesi buBu“ ' rarmı verecektir. BİRKAÇ SATIRLA | olarak çalışan Yunan dan Miço, Yorgi, Nikoli adında Üf şi yakalanmıştır. ) asatane Müdürü B. ırıtllıu': tetkikler yapmak üzere * ğa gitmiştir. umanistanın Skh'oı # rında batırılan Sovyet M sinin kaptan ve mıırettebutl Büyükderede Sovyet konso nıııııdn bir ılyı.fet verilmiştir. “yüksek mektep tale ”"’fd verilen pasoların değiş ,Yurtta Bugünkü Hava Yeşilköy Meteoroloji istasyonun- dan aldığımız malümata göre, bugün havanın Şarki Karadeniz kıyılarında bulutlu ve mevzii yağışlı, diğer mın- takaların da açık geçmesi, rüzgârla- rın şarki Anadoluda garp istikame- || tinden, diğer mıntakalarda cenuptan || orta kuvvette esmesi muhtemeldir. -DÜNKÜ HAVA Dün, hava açık geçmiş, barometre TAN milimetre. hararet en cok 29. en Tatiiy Gün 80 Hut 121 Recep: 6 Ağustos # Arabi 1356 Rumî Güneş: 5,38 — Öğle: | İkndi: 1544 — Akşam: j Yatsı 19,59 — İmsak s.î"w "gt tir. Rüzgâr, lodostan saatte 107 metre süratle esmiştir..