Si " Demxîî Mi?, Söyliyecek misin?, Fakat gü ı%ek:: Ülhre; kıyratmak ve İ > Bi dğvam ederek: Tni ı'm)'ürum.. Hiç birşey bil- DŞ::wkıe iktifa etmişti. Miştp Şail, fena halde öfkelen- z lîtb&şıya dönerek: Bngam , Mürümde bu kadar inat ;e ameğomedim. O, böyle şeyler Azla ımîz--- Onun canmı daha (Iş:lnum."k birşey yap. Nninl:ıbaşl- nasırlı elleriyle Züh- Pamukım“üannı sıvamıştı. Yanan Yina &N1 sıyırarak yere atmıştı. Ünüee, çe ardaki raftan bir kutu cp OU kutuyu açmış; içinden, '—'lkar,,,î;’nbüwkıüğünde bir. âlet başi - Bu âleti, Zührenin omuz Bezdi itibaren, beline kadar Bözgis; Y© başlamıştı... Bu âletin Tt y etler, şerha şerha - ayrıl- Hu €enin sadef gibi vücudu- kı l şklzu bir kan tabakası kap- c 'Enatbaşı. şimdi de raftan bar İÇinge A bir kutu almıştı. Bunun mıe €h sert kırmızı biber ile Cem:bmîrgan tozu vardı. hi Ası, avucunu bu tozla dol- 'İtın. sSonra Zührenin — vücu- î-"'“mlş.. o kan fışkıran ya- ”llım';ğlerini bu çıldırtıcı tozla o- Zuhne başlamıştı. :’ ı&mı'aîıütün kuvvetiyle dişleri- İ & rağmen, artık daya- at boğuk bir feryat kopar- Sah hîtq_ hm_aiı, durması için cellâda )X işti. Ve sonra, Zührenin | B ek una İmiş? M eğt Sih> “er mi?.. Söyliyecek mi- | Dü B 2 L Z * day;:üclıdünü yakıp tutuşturan Tak, Pilmaz iztırap ile kıvrana- B | ,3' alîsaîîy""_—_— söylemiyeceğim.. ne ahn.' öl' Söylemiyeceğim... parça- Pi dürün., ne isterseniz, ya- tiz, Hitbir soy Diy şuhe öğrenemiyeceksi- ıîeVap vermişti. Teap yAMail, artık öfkeden çıldı- u“h%k_ hal almıştı. Cellâtbaşıya P “hdıîîğı"if. şunu söylet.. Yoksa, Bik, Seni ebediyen susturacâ- Diy, t Cââb“ğîrmışu. *Amğbw fena halde bunalmiş- Tüya b!q kendi hayatından kork- b S ş ıamlştı: t öl_'_m!.. ben onu söyletirim. Sm, — Ürse, mesuliyet kabul et- D Bıîe;:"nldandı. 1 "hl% Mail, 6 kadar kızmıştı ki; Ka Tek"ıei"inm arasından: g&n_ * Söylesin de., isterse ge- İ q_ceüth“mllrdandı. tdğiml*ey- , Zührenin vaziyetini thşü_ dıEk bu inatçı kızı, sırtüs- z ıhğ) - Tekrar, ellerini, ayakla- l;n bi'.im“tf- Üstüne çıkarak dizi- Tha, — Böğsüne dayadı. Yamak; &n N Diy *© kayışımı verin. Taurıldandı, Ühre : k "en-;ımmm yakan o cehen- ye“dini ateşe dayanamıyordu. * y PArcalıyacak gibi kıvranı- %y%qu_ *mMadiyen acı acı feryat Ve he de Ası; ne bu kıvranmalara :ıiyo feı.'_y:ı'_]ara ehemmiyet ver- !Y Üyük bir sükünetle işi- Sümar, Yliyordu. 3 Bij yç Rlardan birinin verdiği İp Ü .kal’:'!?a bir ilmek yaparak, “Gitgi “ , Zührenin sol memesine €t €menin vücude — iltisak y'lm Nina (ei » ai ee b Na iyice yerleştirdi. Ka- Vana, B yerleş tğj; SArmr birer yamağın eline di " Dtd:v% yavaş çekin, ârı gerildi. O anda seldi. Şah İsmail, durmaları için cellât yamaklarma işaret etti, Yine Zührenin eğildi. Tehevvürle sıkılan dişlerinin arasından: — Söyliyecek misin?.. Dedi, Onun bu sualine, derin bir süküt cevap verdi. Zührenin rengi simsi- yah kesilmiş.. Çektiği iztıraba da- yanamıyarak bayılmış; kendinden geçmişti. ' Şah İsmail; insan kudretinin fev- kinde tahammül gösteren bu kız- dan hiç birşey öğrenmek mümkün olamıyacağını anlamıştı. Derin bir takdir ve hayretle Zührenin yüzü- ne bakmıştı. Artık onu daha fazla tazyik ettirmek için vicdanında kuv- vet bulamamıştı. — Bırakın.. Daha fazla azap çek“- tirmeyin. Diye mırıldanmıştı. 3 Devriş ah İsmail, Ş bağırıyordu: — Daha gelmedi mi?.. Bahçivanbaşı, kıvrana kıvrana cevap veriyordu:. — Gelmedi, Şahım... Hasbahçe- de nekadar bahçivan varsa, şehre bahçrvanbaşıya saldım. Onu, arıyorlar. Hiç şüphe- siz ki, iğnenin deliğinde olsa, bulup çıkarırlar, Hele biraz daha sabre - din, Şahım. Fakat Şah İsmail, sahredecek halde değildi.. Çünkü, Zührenin cellât önünde bile, bir tek söz söy lemeden ölüp gitmesi, artık onun şüphelerini büsbütün kuvvetlendir mişti. Zühre ile bu delikanlınm, sa rayda kurulmuş olan bir casus şe- bekesinin irtibat vasıtaları olduğu na kati olarak kanaat getirmişti. Ve.. Zührenin mutlaka sarayda cereyan eden bir müzakerenin sır- rına vâkıf olduktan sonra, bunu bahçıvan yamağı Sait vasıtasile, hariçte casus merkezine bildirdiği ne tamamile emniyet kesbetmişti. Fakat; acaba Zührenin gönderdiği haber, hangi meseleye dairdi?... Çünkü o sırada, her gün mühim müzakereler cereyan etmekte idi. Şah İsmail, has misafiri Murat Beyi de huzuruna celbetmiş.. Ona Zührenin vaziyetini izah ettikten sonra; — Acaba siz., Bu kıza, ağzınız- dan bir şey kaçırdınız mı7.. Demişti, Esasen genç ve bu gibi işlerde tecrübesiz olan Murat Bey de kor- kusundan büyük bir telâş ve heye- can içinde idi: — Ne münasebet, Şahım?.. Göz de ve odalık makulesi bir kıza siya- set işlerinden bahsedecek kadar cahil ve düşüncesiz miyim ?.. Diye cevap vermişti. Bu hâdisenin sikleti altında en çok ezilen, zavallı bahçivanbaşı idi. Hiçbir günahı olmıyan bu adam, kellesini cellât elinden kurtarabil- mek için, sarayda ve hasbahçede, Saidi tanıyan kim varsa, hepsini se ferber etmiş.. Saidi bulup getirene, büyük paralar vâdetmişti... Fakat el aei d gll Şah İsmail, Artık Öfkeden Çıldıracak Hale Gelmişti aradan, yirmi dört saat geçtiği hal de, koca Tebriz şehri içinde Saidin en küçük bir izine bile tesadüf edi- lememişti. ptaldede, sarayda hüküm- ferma olan bu telâş ve buh ranı haber almakta gecikmemişti. Çünkü, - Şah İsmailin tahmin et- tiği gibi - sarayın muhtelif yerleri- ne yerleştirdiği casuslar, daha ©o gece onun kulübesine gelerek: — Saray, altüst oluyor. Sait is- mindeki bahçıvan yamağı, şiddetle aranıyor. Murat Beyin gözdesi 0- lan Zühre de, ortadan kayboldu. Demişlerdi. Aptaldede, meseleyi derhal an- lamıştı. Haşarı altı çiftesinden, ya ralanarak orada yatan-Saidi, he- men o anda kadın kıyafetine koy- durarak Tebrizden çıkartmış.. Şe- hir civarında, emniyet ettiği bir ye re göndererek, orada saklatmıştı. Bu velveleler arasından dört ğün geçmişti. Bu sırada, Tebrizden çık mış olan üç derviş, şehre iki ko- nak mesafede bulunan (Şahabat) menziline gelmişlerdi. (Arkası var) EKONOMİ Frank Bir FHaylı Sarsıntı Geçirdi Ünitürk, Bu Yüzden 13,95 Lirada Kapandı (Avrupa borsalarında yeniden para temevvüçleri başlamıştır. Dolar bir- kaç puan yükselmiş, İngiliz lirası birkaç puan düşmüş, frank ise hay- li sarsıntı geçirmiştir. Evvelki gün Pariste 132,19 frank olan bir sterlin dün 134,5 frankla açılmış ve borsa 140,12,5 frank olarak kapanmıştır. Yirmi dört saat içinde bir sterlin 7,5 frank bir fark göstermiştir. Frangın tekrar sükutunun sebebi hakkında alâkadar makamlara hiçbir haber lgelmemiştir. Borsacılar arasında yü- rütülen tahminlere göre, bu, siyasi va ziyetin Fransada doğurduğu heyeca- na atfedilmektedir, Fransaya son gün lerde fazla miktar dolar girmesinin de bundan ileri geldiğine ihtimal ve- rilmektedir. Dünkü borsa muameleleri Frangın düşmesi Paris borsasında- ki muamelelere tesir etmiş ve Üni- tünk te 258 franga düşmüştür. Dün borsamızda frank üzerine hiçbir mu- amele olmamıştır. Sabah 14,32,5 lira- dan açılan Türk borcu öğleye kadar 13,77,5 liraya inmiş ve akşam güc- lükle 13,95 liraya çıkabilmiştir. Bu yükselişin sebebi iki bin kadar Üni- türkün satılmış olmasıdır, İkinci Üni- türkler de 13,45 liradır. Merkez Ban- kası hisseleri 91,2 liraya yüksel- miştir. Ergani tahvilleri 95,30 lira- dan aranmakta ise de satıcı bulun - mamıştır. Sivas Erzurum hisseleri 97,5 liradır. Aslan çimentosu da 25-30 kuruş kadar düşerek 9,90 lirada ka- panmıştır, Merkez Bankası bir İngi- liz hrasını 629 kuruş olarak tespit et- miştir. —i ği İnhisar İdaresi Hurda İncir - Alıyor İzmir (TAN) — İnhisarlar idaresi incir mıntakalarında hurda incir mü bayaatma başlamıştır. İdare bu yıl hurda inciri doğrudan doğruya müstahsilden satm almıya karar vermiştir. Mübayaa mıntaka - ları Aydın, Ödemiş ve Selçuüktur. İnhisarlar idaresinin bu kararı pi- yasada derhal tesirini göstermiştir. t“uadl li T â Nekahet Herkesin başına gelmiş, yahut gelebilecek bir hal, Insan ateşli ve uzunca süren bir hastalıktan kur. tulur, yahut muzunca bir müddet perhize lüzum — gösteren müzmin bir hastalığı geçirir, hastalık geçti, diye kendisini büsbütün sağlık ha.. line dönmüş farzeder. Halbuki nekahet devrinin zayıf- lığında insan yeniden hastalığa pek müstaittir. Geçirdiği hastalığım tekrar gelmek hassası yoksa bile başka hastalık, hele bulaşık bir has- talık, pek kolay gelebilir. Nekahat devrinde bul insa- nın benzini bilirsiniz: Sararmış, za- yıflamış, çekik bir çehre, Iştahı a- zalmışsa, yediği yemekler tekrar çabuk toplanmasma yetişmez. Ba- zılarının iştahı hastalıktan sonra birdenbire pek çok artar. O zaman da, hastalıktan yorgun kalmış mi- de çabuk bozulur... Sıcaklık dere- cesi çok defa tabii dereceden daha az, 86 yahut 36,5, olur. Fakat ateş- li hastalıklardan sonra -sıcaklığın arada sırada tabii dereceden daha yüksek olduğu da vardır. Sıcaklı- ğın yükselmesi devam edince ve- rem hastalığımı hatıra getirmek lâ- zımdır. Hastalık bitince, daha nekahat devrinde iken, hastalıktan önceki iş hayatına birdenbire dönmek pek yanlış olur, Insan evinde kaldığı günlerde bile faaliyetini kuvvetinin derecesine uydurmalıdır. Buna dik- kat etmiyenlerde, nekahat devrin- Devrinde de, ağır bir işten, şiddetli bir hare- ketten baygınlık geldiği vardır. Ne- kahat devrinde bütün sinirler cüm- lesi yorgun bulunduğundan heye. candan, fazla sözle yorulmaktan bi- le sakınmalıdır. 'Temiz hava, güneş ışıkları her vakitten ziyade nekahat devrinde Küzumludur. Fakat o devirde insan çabuk tta üşür. Mevsim sıcak bile olsa biraz fazlaca giymek daha ihtiyatlı olur. Uyku nekahet devri- nin en kıymetli ilâcıdır. Nekahet devrinde birçoklarma yürek çar- pıntısı gelir. Bu, mutlaka bir kalb hastalığınm değil, sadece kalbin de sinirler gibi bozulduğuna delâlet e- der ve istirahatin mutlaka lâzım olduğunu haber verir. Yemekleri de derece derece ar- tırmalıdır: Birinci gün iki defa ta- piyoka yorbası; lklncl gün öğleyin bir tane rafadan yumurta, akşam et suyu; üçüncü gün akşam sabah et suyu ve hoşaf; dördüncü güm yi- ne sabah akşam et suyu, bir de öğ- leyin yağsız balık; beşinci gün öğ- leyin balık, akşama külbastı. Bu yemekler arasında yine günde bir litre süt. Daha sonra, âdet olan yemekler. Fakat yemek aralarında biraz et suyu, yahut bir rafadan yumurta. N Nekahet devrinde inkıbaz bulu- nursa ilâçtan — sak ak ttahtl Çikolata Sanayi Daima Kakao İIthalâtımız ÂArtıyor Afrikada altın sahilleri mımtakasın dan ithal ettiğimiz Accar nevi kakao çekirdekleri en çok kullanılan cinsler dendir. 1927 senesinden 1934 senesi- ne kadar ithal ettiğimiz kakao çekir- dekleri her sene artmıştır. 1934 sene- sinde üç yüz bin kilo çekirdek ithal edilmiştir. Bunun kıymeti 55 bin lira- dan fazladır. Ayrıca Almanyadan ka- kao yağı da ithal edilmekte olduğuna göre çikolata fabrikalarımız her se- ne bu nevi iptidaf maddeler için 30-50 bin lira arasında bir para sarfetmek- tedirler. Şekerlerimizin kristal olanlarından imal olunacak çikolata miktarma gö- re şeker sarfolunmaktadır. 1932 sene sinde 400 bin kilo, 1935 te ise 120 bin kilo şeker kullanılmıştır. Çikolata fabrikalarının hepsi İstanbuldadır. Bu fabrikaların adedi dokuzdur, Bun larm arasında yalnız birisi kakao ve çikolata, birisi yalnız bisküvi ve ci- kolata, diğer yedisi de şekerleme ve çikolata yapmaktadır. Mevcut fabri- kaların sabit sermayeleri 400 bin lira- dır. En yüksek imal kudreti 2,5 mil- yon kilodur. Bu fabrikalarda, ayrıca çikolata to zu ve kakao tozu da imal edilmekte- dir . -Hataydan İzmire Yumurta Gönderildi İzmir, (TAN) — Fust Komitesi reisliğine, Hataydan — demir kafes içinde bir yumurta gönderilmiştir. Bir Türk sanatkârı tarafından gön- derilen bu yumurta, Türkiye ticaret odaları pavyonunda teşhir edilecek - tir. Adanada Ekmek Âz Adana, (TAN) — Burada akşam- ları ekmek bulmak hayli müşkül bir iş olmuştur. Belediye bunun önüne geçmiye çalışmaktadır. PBRORSAN barsaklara yumuşaklık verecek ye- meklere rağbet göstermelidir. 10 Eylül CUMA PARALAR Sterlin 63i,— — 6öği— Dolar 123,— — 127,— Fransız Fr. 90,— 98,— Liret 100.— — 1lö,— Belçika frangı 80,— Bâ— Drahmi 18,50 23,— İsviçre Fr, — 5T0,— — 580,— Leva 2i— 2l— Florin 65— — T0,— Kron Çek TA— B4,— Şilin Avusturya 21,— — 23,50 Mark 28,— — 3l,— Ziloti 20— — 23,— Pengo 21)— — 25,— Ley — 1450 Dinar 48,— 5B2,— Kron İsveç 80,— 32,— Altın 1049,— 1050,— Banknot 2571,— — 258,— ÇEKLER Londra 628,75 — 629,— New-York 0,7859 — 0,7853 Paris 22,2875 22,2775 Milâno 14,9440 - 14,9380 Brüksel 4,6715 — 4,6715 Atina 86,9184 86,8840 Cenevre 3,4230 — 3,4217 Sofya 63,6182 — 63,5930 Amsterdam — 1,4307 — 1,43 22,545 — 22,535 Viyana 4,1685 — 4,1670 Madrid 11,69 11,685 Berlin 1,96 1,9590 Varşova 4,135 4,1345 Budapeşte 3,9660 — 3,9745 Bükreş 106,8787 106,8362 Belgrad 34,3936 34,38 Yokohama 2,7325 — 2,7280 Moskova * 20,36 20,3925 Stokholm 3,085 — 3,0834 L hat T 0 D ON S Yılda Vasati 50 Bin Liralık Kakao Çekirdeği Getirtiyoruz Gıda ve keyif verici maddelerden olan kakaonun memleketi- mizde de sanayi bakımından ehemmiyeti artmaktadır. Yurdu- muzda kakao ve çikolata sanayiinin kurulması, Teşviki Sanayi Kanununun kabulünden sonra başlamıştır. kurulan fabrikaların adedi dörttür. yapan imalâthanelerden bazıları çikolata yapmıya başlamışlardır. 1927 senesinde ilk 1931 den sonra şekerleme G. İ. Rejimi . . Rejimi Listesinde Değişiklik Yeni ithalât rejimi kararnamesinin iki numaralı listesine bazı maddeler ilâve edilerek, üç numaralı listede de bir kısım tarife numaraları değiştiri- lerek tadilât yapılmıştır. İki numara- l1 listeye jüt ipliği ve incir ambalajın- da kullanılan kaba zembil, kapağı ve sicimi korozo cevizi konulmuştur. Üç numaralı listenin gümrük resmi arti- rılan maddeler kısmındaki değişiklik te şöyledir. dan ağır olan. kısmma ilâve edilenler: 102 tarife numarasınm hizasındaki ihtarın sonuna: (çift ve müteaddit telli olduğu takdirde her telin bir ki- tir. Keza; A 291 yalnız Jaluzi 21, 15, 451 ve yalnız katranlı olanlar.. 6-9. ve 968 in yerine: pirinç yağı umumi- yetle 695 D ye girmektedir. Iyi Satılıyor buğday gelmiştir. Ayrıca iki vagon gon da tiftik gelmiş ve ekserisi satıl- mıştır. Yumuşak buğdaylar cinsleri- Polatlı malları 6120 kuruştan, kilosu 17,5 kurüştan satılmıştır. Pi- yasa iyidir. Sert buğdaylar üzerinde çok iş olmuştur , ZAHİRE 9-9-937 FIYATLAR Cinsi Aşağı Yukarı KP K. , 10-9-937 Buğday yumuşak ö— 62 Buğday sert 5,30 ö— Arpa — OEİR Bakla 4177 421 Çavdar 4,25 4,321 Mısır sarı 4,25 4,35 Yulaf 3,274. —— Kuşyemi 81714 8,32 Keten tohumu 9,25 —— Susam Anamor 17,20 — — Nohut Natürel 5,30 —— İç fındık 46— —47 — GELEN Eğday 614 Ton Çavdar 93 Ton Arpa 72 “Ton Nohut 22341, Ton Yapak 204 Ton Keten tohumu 16 - Ton Mısır d0 Tok Z. yağ 114 Ton Tiftik 9144 Ton Un 26 Ton — Zhf ü 115 B. C, ihtar M2 sikleti 130 gram Gümrük resmi indirilen maddeler losu 20 bin metreden ziyade yani yir- mi metrik numaradan ince bulun- ması lâzımdır.) fıkrası ilâve edilecek Sert Buğdaylar Dün şehrimize piyasa namına 17 ve ziraat bankası nâmma da yedi vagon arpa, bir çavdar, bir nohut ve bir va- ne göre 5,20-6 kuruştan, 2-3 çavdarlı sert buğdaylar 5,30-6 kuruştan, arpalar 4,05-4,10, çavdarlar 4,25-4,35, mısır- lar Bandırma malı olarak 4,24,5 ku- ruştan satılmıştır. Piyasaya on beş bin kiloluk bir parti susam gelmiş va BORSASI - - j