Ok Ankara, (TAN muhabiri yazıyor) « Türk köyüne muslim yetiştirmek, Türk çocuğunu kör cehaletten kurta- bilginin ve medeniyetin nuruna uşturmak için hükümetin sarfetti. yük gayret, yaptığı büyük feda- dirlık göz önündedir. Fakat beri yan- da bu büyük davanm kolayca halledi- bir iş olmadığı da aşikârdır. zleroe sene üvey evlât muamele- iş ve umursanmamış koca bir ülkeyi birkaçsene içinde bütün ihti kavuşturmanın imkânsızlığı â& Cümhuriyet hükümetinin srmı azımsamak ne kadar mümkün değilse, henüz yapılması lâ- gımgelen işleri görmemek veya küçük görmek te o kadar gayri kabildir. Bugünkü İlk Tahsil Vaziyetimiz. Cümhuriyet, devraldığı ilk mektep- muallim adedini rakam halinde etmek pek gilçtür. Yalmz bu huntal mirasta okuma yazma nisbeti- Bin yüzde biri aşmadığı söylemek yeter. Asıl tetkike değer olan taraf ye r be leri tes mhuriyet devrinde memleketin u- ıl esinde temin edilen müs- r, köye sokulan muallim ve n mektep sayısıdır. Türkiyede mecburi tahsil ça 000,000 çocuk vardır. Fakat rın ancak 710.000 i mektebe gi- 1.290.000 i, tahsil çağın men okuma yazma öğ eden dar muhiti içinde kalmak- bu nisbet acı bir i idir. Fakat buna ka- k hiç kimseye kabahat izafe et- de hakkımız yoktur. Köylü, ço- Sunu mektebe göndermekten ka? kta, çocuk okumaya hevesli Zumu mektebe kavuşur kavuşmaz isbat etmektedir. Bundan da anlaşılı or ki m açı Mektetisizlik.. sı bur Davamn en canlı ladır. İhtiyaca yetecek darda mektebimiz ve muallimimiz r. Manrif Vekâletinin teesinden azam Ik imektep değil ih- ısını bile, henüz n tamamını, hattâ ktadır. mekteneizliğin belki “muallimsizlik" ında almması lâzımdır. En kü- cük köylerde bile mektebe te Tebilecek kitetiir. Mviile bir hiç olmazsa “binasızlık” camiden » T9 köyüne y Muallim Sayısı t ikmektep muallim- 000 dir. Mecbur! tah ıp ta muallimsizlik | mıyân çocukları bu ırtarmak için daha mev- İ, 26,000 mualli. büyük; vesait az; her köye daha en az bir çey- memiz lâzım.. İşte e, işkilâtı bu uzun zamanı kısalt- mak için kuruldu. Geçen sene bir gün kâlette Bay Saffet Arıkanın başkan da müsteşar Rıdvan Nafiz, Talim iye azasından Hali Fikret, ve irisat umum müdürü İsmail Hak r. İlk mektep vaziyetini ler, Ortaya yepyeni bir atıldı: Ordudan istifade edebilir iikt i mevzu üzerinde uzun uzadıya dü. Münakaşa edildi. Düşünül- ordu bir mekteptir. Oraya giren iü, memleketine hüviyetini değişti ek, daha bilgili, daha tecrübeli, a kâmli bir insan olarak çıkıyor. mda bu vasıflarla bül Askerlik kendileri te ve çav aki sterenler çavuş seçilmek olarak terhis edildikten erine, çiftlerinin çubuk- Ağniivorlar. Bunlar gonra uma Seferberliği Mecburi Okuma Çağında ,2,.000000 Çocuğumuz Var Köylünün okuma işine büyük bir önem veren Maarif Vekili B. Arıkan belki zamanla bildiklerini unutacak- lar, unutmasalar bile teşkilâtsızlık yü zünden lâzım olduğu kadar muhitleri içinde faydalı olamıyı Bu çavuşlardan tinde tetkikler derinle Maa- rif vekâleti diğer vekâletlerin müta- lealarını sordu; onlarla da İşbir! yanmayı düşündü ve Ziraat ve Dahi- letleri bu sahada beraber ça- lışmayı kabul ettiler, Uç vekâlet, ordudan dönen çavuşu ele aldılar; üzerinde işlemiye başladı. lar, Eskişehir Kursu Hükümet, orduda çavuşluğa yükse- lip te köyüne dönenlerden yalnız mu- alim olarak değil, ayni zamanda köy- Tüye faydalıyılarak her sahada istifa- de etmek kararımı vermiştir. Fakat askerlik hayatında edilen bilgilerin bütün bunlara kifeyet etmiyeceği göz kurs açmak lüzumu hissedilmiştir ve ilk defa olarak Eskişehirin Çifteler çiftliğinde bir kurs açılmıştır. Ankara köylerine dağılan dört müfett aranılan Va miş ve İnn» ları - ki ilk posta 4 kişidir - Eskişehi- re göndermiştir. Kurs 4, Gay devam ra kültür ders maarif çavuş! leri de okutulmuştur. Her sthada mi . Mel ve basit malümat sahibi olmaları temin edi! ir. 936 Birincikânununda, artık Eğit. men adını alan çavuşlar, Ankaranm rleştirilmiş ve kendile; ne mümkün olduğu kadar ders ve sira at vesaiti verilmiştir. Meselâ hususi surette yaptırılan sandıklara bir köy ji nin TAN UL i # .1 | i i de lâzım olabilecek kitaplar yerleştiril miş, bunlar eğitmenlere dağıtılmıştır. Bu küçücük kütüphanede afabe, zirg- at kitapları, Köroğlu, Leylâ ile Mee- nun, Nasrettin Hoca gibi halk kitap- teri vardır. Muvaffakıyet Bu sene tedrisat ancak Mayıs orta- larma kadar devam edebilmiş, bu ay: da derslerin kesilmesine lüzum görül müştür. Çünkü bir yandan çocuklar evlerinin işlerine yardım eti burdurlar; öbür-yandan eği leri vardır. lduğu için tarlası, bağı bahçesi kendisini beklemektedir. On- ları ekip, biçmek, dikip, budayıp, onarmak suretile de köye bir örnek olacaktır. ft / t / # |4 / , , | Köyleri gezerken, işin civcivli za manlarmda eğitmenlerle konuşmak mümkün olmadı. Eğitmen nerede, ye sorduklarımızdan: “— Bağında, bahçesinde, tarlasım- da... cevabmı aldık. Şehirde yetişmiş, şehir terbiyesi al Miş bir muallimin yazın kavurucu gün lerinde mezuniyetini şehirde ge m sterdiği isticalle, eğitme- ni mukayese ettim ve İ- çimden '— Köy hakiki mürebbizine daha yeni kavuşuyor, dedim. Bu sözlerle, öbür muallimlerimizin feragatsirliğini kasdetmiş olmuyor, belki eğitmenin köye daha yakından seçilmiş olduğunu anlatmak istiyo- rum, 10 Yıl Sonra Yapılan hesaplara, kurslardan alı- nücak mezun adedine göre on sene i- çinde — Türkiyenin 34,000 O köyüne » ki bütüin mektepsiz olanlardır « bi- rer eğitmen temin edilebilecek ve bi- rer'mektep yapılbilecektir. Eğitmen köyünün bütün çöcuklarr: nı okutabilmekte, tahsil çağını aşır- miş bulunanları da gece derslerile ye- tiştirebilmektedir. Artık kanunu da çıkmış ve meriye- te konulmuş olduğundan köyde hiç bir muhalefetle karşılaşması, güçlüğe uğraması ih madan vazifesine serbestçe devam edebilmektedir. Rakama dayanan bu vaziyet karşi sında, on Sene sonra Türkiyede oku- ma yazma çağında olup ta mektep- sizlik ve hocasızlık yüzünden cehale- te mağlüp olmuş Türk çocuğu kalma- mış olacaktır. Dava, daha bugünden kazanılmış sayılabilip. Kemal Zeki dl e İstiklal Zaferimizin (Başı 8 incide) terlerini kaybederek biribirlerine karışmışlardı. İkinci ordu Kurtköy - Beşkarış - Yenlee hattma, birinci ordu Beş kimse - Silkisaray - Dumlupmar mevzilerine varmış süvari kolordu- su da düşmanın tamamile gerileri- ne düşmüştü. Bu vaziyette dilşmanın 1 inci, 2 inci kolorduları kolordu kıtalarile ve beş fırka ile kapana sıkışmışlar. dı. Bu fırkalar da 5 inci, 1 üncü, 12 inci, 4 Üncü ve 9 uncu fırkalarıydı. 30 Ağustos 922 de sabaha karşı bu vaziyeti gören Başkumandanı- muz, İkinci orduya tamamile cenu- ba çark etmesini, süvari kolordusu- na da Kızıltaş deresini kapamasını emretti, Başkumandan bu emirleri verdikten sonra otomobille 1 inci Türk ordusunun muharebe idare yerlerine geldi. Genel Kurmay baş kanımı da 2 inci ordu karargühma gönderdi. Düşman şimdi iki Türk ordusu- nun arasmda bulunmaktaydı. 30 Ağustos 0 Ağustos 922 sabahı Çal- öy çeşmesindeki Zaferte- peye giden Başkumandan, berabe- rinde 1 inci ordu kumandanını ds getirmişti. M a şöyleydi: Düşmanın a- teşlediği Çalköy alevler içinde ya- Yeni Bir Tarihçesi niyor. Düşmanın büyük kısmı bü- yük ve küçük Adatepelerde müdâ faa için yerleşmiye çabalıyor; f8- kat hangi tarafa cephe tutacağını kestirememiş, şaşkın bir vaziyette. Bu sırada cepheye koşan Tİ inci Türk fırkasma Başkumandan A- tatürk, kendi imanmdan iman Su- nuyor, onları teşçi ediyor. Muharebe başladı, odaya tıkan- mış bir kedinin dayak yemesini an dıran bir gafletle düşman nereye saldıracağını, ne yapacağını şaşır- mış bir vaziyettedir. Fakat çember daralıyor. Çalköy - İşören köy ce- nubu, Ağaçköy ve Asılhanlar çerçe vesi içindeki arazi Üzerinde akşa- ma kadar siren bir hayat memat mücadelesinden sonra düşmanm iki kolordusu erimişti , Kınltaş deresi boyunca kaçmıya yeltenen düşman kumandanlarile bir kısım kuvvetler süvari kolordu sunun şiddetli müdahalesi sayesin- de Murat duğlarma atılmıştı. Bura dan Uşak kasabasına inmek isti- yen bu firariler, döküntüleri topla mak üzere vazife almış olan tara- ma mifrezelerimize esir olmuşlar. di. Bir istilâ ordusu, böylece ezilmiş, iğer cephelerden ka e şiddetli takiplerden yakayı kurtaramıyarak o Anadolu- nun “Vatanm imi ismetinde,, yök olmuşlardı. çan kısımlar Wes. .6 e Festival Günleri HAFTANIN FİLMLERİNDEN İ Uç senedenberi şehrimizde tertip edilen festival eğlence N eri Bema dak nel ee bir yl lde e | ( ediyor. Festival İstanbula, bilhassa Balkan komşularımızdan, 9 bu arada Suriye ve Mısır gibi daha uzak yerlerden seyyah gel- Ç mesine vesile veriyor. Bu seneki program, geçen iki seneye nispetle daha zengin bir şekilde tertip edilmiş, bilhassa spor hareketlerine ehem- miyet verilmiştir. Bu akşam festivalin en parlak gecesi yaşa- nacak, Beylerbeyi sarayında zengin eğlenceli bir balo verile- ç cektir. Biz burada son haftanın festival tezahürlerinden bazı resimler veriyoruz. X Şu numarada hayli cazip değil mi? Omar Nafıa Teftiş Heyeti Nizamnamesi a, Müfettişlerin Vazife w Salâhiyetleri Tayin Edildi Ankara, 20 (TAN Muhabiri den) — Nafia Vekâletinin yeni * heyeti nizamnamesi dünden iti meriyete girmiş bulunmaktadır. zamnsme memleketin baymdırlık tef kllâtmiı ve bu teşkilâta bağlı müesseseleri üzerinde daha sıki wi vamlı bir teftiş ve mürakabe Ws temin etmek gayesile tanzim olunUğ tur, | , hn | N , REİSİN VAZIFELERİ p Nizamnamede, merkezdeki tff yetinin vazifeleri şu iki esasta maktadır: " 1 — Senelik program dairesinğf imi ve normal teftiş ve tetkik mi. — Vekilin emredeceği bi kında teftiş ve ya tahkikat Bu heyete reislik eden zat içre işlerin döğru ve güzel yürümesi için birçö vazifeleri yerine getirmekle malike tir. 2 Nizamname baş mifottişlerin “5” desire bulunan vazifeleri de sey” tan sonra Nafia müfettişlerinin Yö” maklaşmükellef oldukları işleri — lamakta ve bunları inceden incey9 gi alacağı mir / zerine, vekâletin emir ve eri altımda bukmman idare, teşekkül v8' 3 esseselerin ibütüün işlerinde mevsü8” tatbik edilip edilmediğini tektük Deri cektir. Vekâlete ait işler peki kanın, nizamname, telimatnam6, mim ve emirlerin tatbikatında göm len neticeleri de mütalaasile biri Vekâlete bildirmek yine müfettişi ”, gildir. Müfettşin bir mühim vazifesi # Mİİ vokületin tüizum gördüğü memur muamelelerini tetkik etmek, eğer Mİİ sa, yolsüztuklarını tesbit ederek V. lete mufassal rapor halinde bu un tir. Müfettişin en çok dikkat > m hususlar İşlerde feri, iktisadi v u kukt bakımlardan görülen eksiklik”? yolsuzluklar ve bu işler için yapıla ta olan sarfiyatı mevzuata uygu Tup olmadığıdır. ve MUDHALE YOK Teftiş nizamnamesi, müfeti memurlârm vazifelerine müdahs, dır, Ancak mevzuat ve fen İcaj e b uygun görmedikleri halde yazı direrek memurun nazarı dikkatii # Yine müfettişler, gemini teftiş vazifesini her ne suretle yet | olsun yarıda bırakmıyacaklardır. kalâde hallerde ise vekâletin veri ği emri kaydedeceklerdir. Mütesii rin vekilete gönderecekleri tefti$ yihaları vazıh ve yalnız görün # katiyetle kanaat getirilen hususla tiva edecektir. Zan Üzerine vey& w tan dolma edinilen malümetit memur hakkında sulistimal şi uyandırmak veya tahkikat açt na sebebiyet vermek ayrıca mi # mesul edebilecek bir hâdise olard #| rülrgektedir. Mültettişler "tertip ettikleri SE lâyihasmı evvelâ yaspcağı ye en yakmdan alâkadar olan vererek onun tahriren mi aybi alacaktır. Bundan sonra da bu MP 4, ve müdahaleyi o memurun mate ne gösterecek ve onun da tahıriri “y taleasını istiyecektir. Müteakib ge mütale. ve müdahaleye kendi atini de ilâve ederek merkeze FÖY recektir. Memurlar müdahale Mr taleslarmı 48 saat zarfında Vİ leri memurların ehliyet, gayret ve idare kabili; rinden vekâleti mahrem haberdar etmek müfettişin e8a$ felerinden birini teşkil etmektedi”, Başmüfettiş veya müfettişler e hat esnasında vakitlerini ne ml geçirdiklerini de bir raporla veki. bildirmiye mecbur tutulmaktadır. Memuren gittikleri yerlere my yat ve infikâk tarihlerini de tel£” Mi haber vereceklerdir. Ayrıca müfet a rin teftişe gidecekleri yerleri ve “a, gi dalre veya müesseseleri tefti$ * ceklerini de gizli tutacakları ve Me tiş seyahati şayi olduğu takdird? #ul olacakları tesgit edilmiştir.