25 Ağustos 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

25 Ağustos 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yay, “*t Emin YALMAN A vip Haberde, fi- > seyde temiz, dü! Bağrnimi olmak, kariin| . vm e ilk tahsilin nacmi aim, ala genişlemektedir. liçi ip etlerarası ölçülere gö- henüz çok küçüktür. Her N ik Ye müstesna bir hiz ve- em, tahsilin uzun bir devre ç *t ihtiyacını karşılamaz h et İm, phesizi. Yoruz, Ordudaki vazife- ” an küçük zabitlerden iy 1 seçilerek köy eğitmenleri Yor. Bunlardan bir yıldır! ders okutanlar, ümidimizi ş Müvaffakıyetler elde etmiş. | Sasi hacmi kadar mahiyeti üzerinde durulan mese- Ni » Filhakika, ilerliyen bir > bütüm tahsil kademeleri: Mu, “Ğişen şartlara uyması bir > uygunluğun mahiyeti. & bir mesele olar ve ü- aze münakaşalar yapılır, Med, ide aranan vasıflar arasın- o Ziraat öğreticilik vardır. Js- e ki, irk çocuğu bu tahsil Nİ bitirince, iyi bir ziraatçi NO İsteği haklı gösteren birçok Saaş ağılabilir: Türkiye © geniş a Memleketidir. Halkının yüz Nü beşi köylerde toprakla uğ- mallarımızın hepsi zirai "lir. Türkiye en geniş kal Sİraat alanında yapacaktır. MN memleketin en geniş ila, Milessesesi olan ilk tahsil “ileigiht bilgileri vererek büyük Ve ayğapmalıdır. ineutar iş, Yirabileseğinden fazlasını $u mahzurlar vardır: Sa- xe bunları istiyenler, istek- Abılmamış olmasından ista Bin bu hal insanı yese ka- h : lerin yapılması gayretine ğ Du, müessesesinin asıl işle- » fazlası aranırken, elde Olan normal neticeden de| f LU r. Bu itibarla ilk tah- Socuğuna ziraati öğretme- , nda durmuklığımız gerek- tah, Na SİL bes senede yapılmaktadır. N İs, ünlerinin, bir yıl içindeki Sr, bilhassa köy muhitinde, ya İcin apak Mp we az. Böyle bir zamanın hü- Ne le çocuk; okuma yazma Ne *ski ve geri bir terbiyeden Milli bir terbiye alacak. 9. Yurdu, tarihi bilecek, ya- Ni için ilk bilgileri edi- * Arada zevkini inceltirken ap, rmlerteca, kısa- ç iz bu tahsil ve terbiye m hüide şüphesiz ziraat içleri Nm alâka merkezi olacaktır. we tocuğu hiçbir zaman iyi N Biy ık mahiyette olamıya» Mis Tece bugünki ik tahsilin | Il N g, Yasi unsurları ziraatçi ye iy or ava gözemiyecektir. | Çi tahısildir ki, memlekette koz t sınıfı yaratabilir. Bu ç tiye yıllarında tecrübe €- » Snıfların adını ve mifre- rayı değiştirmekle başarıl. Daş Madileri denilen bu mü- teri irlâra hakiki manasile iii hi tek ziraatçi yetişmemis- * leri konulmamış, hiçbir m da temin edilmemiştir. w Mn *t yıllarında, memleketin Öndeki orta ziraat mücsse- Stcirdiği tekâmill merhalesi | hdır, Bütün bunlardan | Kök, “*ğiz ki, ilk tahsil her iş Nlp Mavaftak olacak ik bilgi k raki Veren bir müessese ola- ön “ar. İyi ziraatçileri, haki kadrolarla kuvvetlendiril- aa O ei mekteplerinden bekli- | ) İar muhitlerine göre ihti- yy yetiştirecek- Ne * Kurulan Yüksek Zirnat Na, VU orta zirnat mektepleri Mumları değil, vasıtala- TAN Derin tetkik yazılarını alâka ile okuduğunuza şüphe olmıyan arkadaşımız Burhan Belge Mısırdan başlıyarak bütün Arabistan ülkelerini dolaşmıştı. | Arkadaşımız bugünkü yazısında yine Lübnandan bahsediyor, fakat bu se- fer, Lübnanın politikasını ele alarak inceden inceye tahlil ediyor. Lübnan notları: ir Osmanlı zabiti bir Lübnan O nasyonalistine o hazin günlerden birinde de- miş ki: — Bu dağ burada durdukça siz rahat yüzü görmezsiniz! Dağ, (Beyrut'lu buna Cebeyi di- yor) Lübnandır. Lübnanda bağ ve bahçelerden vergi alınmıyor. Cebel li bunların mahsulünü indirip şe- hirlerde satsın ve kazansın diye. Öyle ki, “Büyük Lübnan cümhuri yeti" nin işinde, Cebel, bugün da- hi böyle birçok imtiyazlardan isti- fade etmektedir. Büyük Lübnan ctümhuriyeti, bir deniz cümhuriyetidir. Suriyenin bütün sahilleri, bunun elindedir. Merkezi Şamda bulunan asıl Suri- ye cümburiyeti halkı, dünya ile te- mas etmek isterse, bunu Lübnanın tavassutu ile yapmıya mecburdur. il ki memleket, ayni dili konuş mak ve bizim iki biribirine komşu eski vilâyetimizi teşkil et. mekle beraber, bi- ribirinden o çok farklıdır. Lübnan çok daha mede- nidir. Okur yazar larmım sayısı da- ha çoktur. Vatan daşları, daha zen gin,, alışverişe da ha kabiliyetlidir. Ve, müslüman kadar hiristiyanı vardır. Yalnız, hıristiyanların top- lu bir rey verebilmesine karşı, müslümanlar, sünni, şii, alevi ve sonları nisbet “ye” si İle biten âa- ha birçok mezheplere bölünmüştür. Ve Lübnanın hudutları o kadar us talıkla çizilmiştir ki, Maroniler, ko laylıkla ekseriyeti teşkil edebilmek tedirler, ik , petrikleridir. KE argan eğ iri 8 0 götürü Onları oradan onun çıkaracağı söy- lenmektedir, Çünkt İtalyanlarla, o âşıkdaşlık etmiye mezundur. Bu se fer, Avrupaya yaptığı seyahat, Fransa ile İtalya arasında ehem- miyetli rekabetlere yol açmıştır. Roma ile Paris, kendisine yapılan kabul merasiminde, hiç bir mas- raftan kaçmamışlardır. Fransa, Lübnan ekalliyetlerini biraz koru- mak istedi mi, Maroni patriği der- hal İtalyanlara ftifat etmektedir. İtalyanların aynı zamanda müslü- manları tahrik ettiklerinin farkı. na vardı mı tekrar Fransaya ya- naşmaktadır. aroni patriğinin nüfuzu asıl Cebeldedir. Beyrut ne ka- der olsa bir tüccar şehirldir. Bey- rut müslümanları ve hıristiyanları arasmda ileri düşünceli olanlar, mezhep ve din ihtilâfları Yüzün. den bazan ne yapacağını bilmiyen Cümhuriyet hükümetine acıyanlar ve memleketleri için Kemalist bir lâikliği temenni edenler az değildir. Büyük Lübnan Cümhuriyetinin en büyük derdi, memur tayin eder. ken, cemaatleri kızdırmamaktır. Cemsatlerin en büyük gayesi de devlet dairelerine, mümkün olduğu kadar kendi adamlarını yerleştir- mektir. Beyrutta hükümetler, bu yüzden devrilmekte ve bu sayede iktidara gelmektedir. Meselâ müs- lümanlar, kâfi mikdarda belediye çavuşu tayin ettiremediler mi, O Yıl keyifleri kaçmıştır. Yahut mektep leri için tahsisat koparamadılar mr, keza. Bütün diğer cemaatler de ayni vaziyettedirler, yük Lübnan Cümhuriyeti, cemaatlerin menfaat hesap larını telife ve bu yüzden kopan mezhep kavgalarmı yatıştırmıya memur dört nezaretli bir teşekkül dür. Bu manzara bizim zamanımız rmı da bize hazırlıyacaktır. Bu mek- teplerden yetişenler, devletten vazife alarak veya bizzat teşebbiis sahasma girerek muhitlerindeki müstahsil küt- lesimde teknik bilgi yaratacaktır. Bu istikametteki çalışmaların da, ilk tah- silde olduğu gibi yeni bir hız aldığını görmekteyiz. Kemal UNAL da da varmış. Y. Wisinin kapısını & selâ, ufak cemaatlerin mazmış. Frat zor dolduran cfimhuriyet teba daha ne kadar küçük parçals apmıslar. Meselâ lerin şimdi kendi kadıları var ar, mesele haricinde, $ riye ve Filistin ile olan münasebet lerin tanzimi ve bir de Fransız Yüksek Kömisertiği ile olan rabı- tanm muhafi gelmektedir. Devlet varifele da kendilerin! Bizler, Fili çerken, hudutt duk. Gümrük m rüyecektik. Fa ran ve yolu kapli hakkında, müsli ile hıristiyan gül sında bir ihtilâf çıktı. Lübnan po- lisi kamyona “geç” ve, Lübnan gümrüğü “geçemezsin” diyordu. İki şef, birhirleriyle yarım saat ka- dar mükellef bir kavga ettiler. Ni asi bu noktalar- termektedir. den Lübnana ge- Nagura'da dur. ran bir kamyon m polis âmiri rük âmiri ara- Lübnanda yüksek dağlara doğru LÜBNANDA OLİTİKA YA Yazan: Burhan Belge; ME hayet, bizlerin de beklediğimize şa hit oldular ve yol verdirttiler, ütün “Büyük Lübnan Cüm- hüriyeti” sahası, o kad güzel ve istihsal ve ticaret saha- sında üzerine almış olduğu Tol o.küdar müayyen. ki, ihsân DuLuk bu müşkülâtın nereden ileri geldi- Şini araştırmıya mecbur kalıyor. Neden Lübnanlı hallerinden metnun değillerdir ? Bu mühim #ualin cevabı halbuki #0n derece basittir. Lübnanda dev- let fazladır. Devlet, orası için ci den bir külfettir. Hem maâsrafi hem gürültülü, hem kavgalı bir iş. bu günkü şekli, Lübnan, Monaco prensli yet basit bir idare şekline mi olan bir yerdir, Ve, terakki se, muhakkak böyle mekanizmasına vâsıl olâca! ir de, Lübüsnda İüzumun- B dan fazla din ve mezhep vardır. O kadar fazla &i, Allah bi- , bunların musmelâtma bir ta- kım bürolar » tahsis etse, işlerin, içinden çıkılmaz bir bürokrasiye Amerika Karikatürü; Bereket versin şu buhranlara... Harp bombası bir türlü ateş alamıyor. müncer olması mukadderdir. Şüp- besiz, mezheplerde bir mikdar tas- fiye yapmıya lüzum vardır. Hele, esaslı bir lâiklik ilân edilerek Ma- roni patriğinin münhasıran günah çıkartma işleriyle ve lüzumsuz sün ni ve şii kadıların sirke na: komuru ütârey ne r olmaları zaruridir, Çünkü Lübnan hal, çalışkan ve neşeli bir halk şadığı ve ekmeğini çıkardığı mem- loket te güzeldir. Bütün doğu Ak- denizinin turistlerini eğlendirecek, oteller, evler, kahveler, barlar ve bahçeler mevcuttur. Lübnanlılar halbuki, bahtiyar olmanın bu me cut şartlarını gözden kaçıra Lübnandan büylik bir devlet yapı- smm kubbesi altında biribirleriyle sonu gelmiyen bir şamataya kapıl. mışlardır. Şnsan bu hali görünce, lügat İ açarak, millet, devlet, tiklâl v.s, gibi kocaman keli rin medlülle; yeniden Ei geçire: g » Muhakkak ki, küçük ve çok sevimli Lübnsn, P milletin kocaman teknesini dold' rabiliyor, ne devletin kocaman kılı- emi, ne de İstiklâlin kocaman bay- rağmı taşıyabiliyor. Lübnan, bu heybetli politika cephaneliğinin i- ,ginde, paşa babasınm asker ünifor masını giymiş bir çocuğu benziyor. O kadar sevimli, o kadar çaresiz ve o kadar oyunbaz birşey. Netekim Lübnan Üniversitelerin de (biri Amerikan biri de Cizvit) okuyan gençler, dışarıda bekliyen devlet işleri bu halde olduğundan, kendi âralarmda, panarabizm ve panislâmizm meselelerini yahut faşizm ve komünizm davalarını münakaşa ediyorlar. Lübnan de- mokrasisini fazla küçük ve çelim- siz buluyorla; ir Avusturyalı dostum, ba- na, panarabizmin en ateşli taraftarlarını Beyrut Üniversitele- rinde gördüğünü söyledi. A a 1 in gözleri önünde pişen bü “panara- bizm" aşinı tatmak eldden lezzetli » olsa gerektir. Burada büyük Suriye lideri Fahri Barudinin bir nü hatırladım. Bana demişti ekte hep hain yetiştiri- yor. Bütün Suriye nasyonalistleri Osmanlı idadilerinden yetişmiş'o- Jan kimselerdir? Fahri Barydi'nin panarabizm &k rine hainlik damgasını vurmasını bekliyemeyiz. Çünkü demir göm- leklilerine de beş defa (namaz saatlerinde) yaptığı telkin hep bu- dur, Anlaşılan, eski nesilleri kas- detmişti. Çünkü bugünkü vaziyet odur ki, panarabizmin İlim tarafı Beyrut Üniversitelerinde kaçak o- larak gizlice, politika tarafı da Şam sokaklarında açık olarak fa- şistçe imal olunmaktadır. Hakikat ise, Lübnanın millett | büyük bir devlet, Şamm da devlet- ten büyük bir millet peşinde koş» maca oynadıklarıdır. Pendik Bugün Pendikte iskele civarda Bay Ke- mal imzasile yazılıyor” “— İstanbul için ç ye yeri olan Pe umumi sihhate ay tudur. ine giden baştan basa süprüntü içerisindedir. Kapı önleri de süprüntülerle doludur. Belediye tanzifat arabaları evlere İl gayri muntazam olarak haftada ba- zan bir, bazan !ki defa uğramaktadır. | Bu yüzden halk süprüntülerini sokak Jlara dökmektedir. Bidonlu arabalarla Yakacıktan ge tirilen su, ağzı açık gaz tenekelerile ölçülerek evlere satılmaktadır. Ara- banm bir kenarına takılan bu pis te- nekeler toz, toprak içindedir. Plâj vaziyeti. acmacak bir hah tedir. Sahil pistir. Buralarda da her yün yüzlerce halk ve kamp talebeleri banyo yapmaktadır. Sahilde kasabanın süprüntülerinin döküldüğü yer, bir mektep civarm - ur noksunlarla do- |" edilirse bütün yollar, | FIKRA: Tenkitlerimiz — Efendim, evveli (o hamamlars yeni sular bulunuz du Kırkçeşme su- larını öyle kesiniz. Yahut — Evvelâ enddelerimizi asfaltlayı nız, yokuşlarınızı düzleyiniz de sırt ve sırık hamallığını sonra kaldırımız.. Veya: — Efendim, önce Istanbulun sıhhi şartlarını Stokholme benzetiniz de kedilere ondan #onra dokununuz... Yahut: — Sanki şehrin bütün işleri bitti de caddelerde karşıdan karsıya geçmek için çivili koridorlar kaldı. |, Sular bugün mikroplu, salgılar İ buğün kırıp geçirmekte, kediler şimdi ( uyuz, murdar ve bulaşık, otmobiller bu sabah adama çarpıyor, hamallar, İ Şark en büyük manzara faclası, Garpten her gelen vapar veya tren yolcusunun gözüne her sabah her öğ- le ve her akşam batıyor! Hayır hayır, suları pis bulduğunuz i yerde ve dakikada kesiniz; uyuz kedi yi tuttuğunuz yerde belediyeye teslim ediniz; caddelerde geçit yollarını, hat tâ henüz kaldırım döşenmiyen toprak yollara tatbik ediniz, ve 150 kilo al- tında ter döken zavallı yük mahkü- mumu rastgeldiğiniz yerde ıstıraptan kurtarınız! Ve itirazları Istanbulda Ağustos havasınm rutubetli sıcağını bağısla- a Gazetelerimiz şehirde modern disiplinin kıymetini Eylül serinliğinde daha iyi takdir edeceklerdir. Hepsi vazifelerdir: Zirururi olgu İ birinin bu sabah yapılmamış olması, İ zaruri olan bir diğerinin bu akşam ya pılmasını menetmez, — Fatay Çimento Kuponları iödeniyor Bi Bir isterlin 132,88 frank gel miştir. Unitürk 262 franktır. Borss- e amele göre mfüştür. Anadolu tahvil! 41,15 mi- messiller 88,80, hisseler 2135 dır. Fakat iş olmamıştır. Si zurum tahvilleri 97,50, Ergi Merkez Bankası hisseleri 90, Aslan Çimentosu 12,75 | kuponlarmın ödeme zamanı dür. Beher kupona 200 kuruş temet- tü verilecektir. Merkez Bankası bir Ingiliz lirasına 631 kuruş tesnit et- miştir. Işıklı köyünde 2 ev yandı Aydın (TAN) — Buradan bir sast ötedeki İşıklı köyünde yangın çıkmış, iki ev mıştır, Biribirine bitişik 0- lan iki evde Nevşehirli Hasan ve Mustafanm anaları tarafından bu İiki ev arasmdaki ocakta y şirilirken çıkan yang diye itfsiyesir rülmüştür. tarılamam! —am irakile söndik ya namına birgey kur- TAİ Ne Haldedir? dadır. Buraları fena bir taaffün için- d okaklarda başı boş, pis bi e kediler dolaşmaktadı sinek istilâsına uğra lerden evlerde h hat yemek tır. Alâkadar | rim.,, Cevaplarımız: Kartalda Ankara caddesinde 83 numarada B. Resim Kösteme “— Alâkanıza teşekirür ederiz. Te- lefon numaralarımız, gece için 24318, 24310 dır.,, . Gaziantepte Hacı Hanefi oğlu B. Abdullah Namığa: “ — Sorduğunuz lâyiha esasl zerinde Büyük Millet Mecl e içtimalarme arı Ü- lâyiha ka pettikten sonra anlaştlabi- lecektir..

Bu sayıdan diğer sayfalar: