, kariin Şalışmaktı ii Ya Sad vardır, sapı man, N evraların VA Sieiya ie, Akdenizde alyan in eden kuvveti bir i haline yn getirmiş. emperyalizminin ç Börmektedir. 1. inde Akdeniz yol. #melindedir. Ma- a Üni *Ye & fi, bu emelin ne Aç, tahakkuk edebilece. eni. İng EMA kim olmak id. N bu iddia, Suşkulandırır. Fran. : bk lie lâkayıt kala- İN yerine giden a İngij devletin de mis. Yollar Akdeniz. tere bu yolların tal. apatılmasına taham. va «im Habeşistan har. ' Vasiyeç m dolayı Ky teni “m Pi il yn Habeşistan ilakını hü. ' ayin tap, 28 bu. sebeptendir. ia Ya, MI yardımına karşı ni Kalya Sebebi de budur, ha Muin, İngiltere ve Fransa- be, ia rağmen Akdeniz 1 Sea geek İçin uğraşmakta Am emektedir. Ispan- ye ay Pasa buğün hükümetçilere kuvvetler münhasıran e ve panyaya Italya, 4, am etmesi, sadece nie — Miki etini kazvvetlendir. teren alya, kuşkulanmasına | v ilya Adaları önüm. Yapmaktan, ve Mus- | © hâklin bir kaya üze-| yad; i dr an okumaktan geri| İY Ay An Yad manevralar münase. kama rat ettiği nutuk bir kdan başka birşey de- > İlalyanın Akdeniz tür olmak istediğini sak. te gi an görmemiştir. iin YE manevralarma ve Harçag, (kina, Yunan suları- & ii mürekkep büytik bir *rmekle cevap vermi-| iz kdenizde yüz parça. iş ,, donanması, herhalde Ze düşünceye sevket- Ke vaszca hareketlerine : v NİZ yollarını elin. Akg” ta için yaptığı hazırirk. Miş ettiği gayrete bakılırsa, üst, M yi akbel harbin merkezi kan gür. Yarın bir Cihan Har. ee Mlebi ihtimal bu sahadan nkü Museolininin mak. söylediği gibi, Ak karşı gelmek de. ii gelmektir. Ml Bee k bir memleket Bay Ti ye doğrudan doğruya ye Karya üz iletlerin hâkimiyeti. k da Haça niyen Italya, ergeç Mip tereyi görecektir. b 'Uar, uly YI a N yayi tarafında büytk fu. | Paş, Kiyağ, * ay de yi Malan biricik fuar İzmir “ fuar seneden seneye © VE tekemmiil etmek, Türkiyenin iktasadi İYİ bir meşher Piri, SA as SN lg SN ayy ği diler leketlerde fuarlar, ha. “ 'âr dahilden de bir- Tüy lkeg € davet eder, e ler gt tammak kati ke istiyen bütün kle, “Arm bir defa ziya | Bu kısa ziyaret sa. etilde muhtaç olan bİr hamlede öğren. maya ün Kudret ve var- | v Yu ân vardır. bu mkü, nd; ifa. lan İstifa | li Yiyay, > Seray iy Erce elleri » y Niçin okumuyoruz? Gençler niçin okumuyor? Kaç senedir tekrar tekrar sorulan bu suale verilen cevap- lar arasında şu da vardır: “Okunacak kitap bulamıyo- Arkadaşı mız Hıfzı Tevfik bugünkü ya- zısında okuyuculara yeni bir kitap takdim ederken oku- ruz da ondan. ma mesele: e de ehemmiye #le temas ediyor: Okuma sevgisi Nasıl olur? YE rr rr asan Âli Yücel, telif ve H milli o kütüphanemize hediye ettiği eserler serisine bir kitap daha ilâve etti. Mü. ellifin, meşhur Fransız münek- kidi Sainte - Beuve'ün “Cau- series du Lundi,, sinden ilham alarak “Pazartesi Konuşma. ları,, adı altında yazdığı muh- telif makalelerden terekküp eden bu eser büyük bir cilttir. 320 sayfa tutan bir makale var, mühim bir k kurtarı sma elif ve ifadesidir. eden yirmi makalenin da dil bilhassa mesele- ın dokuz makaleyi içine a- ncü bölüm de daha ziyade an ve hayranlığın le tezahür eden bir sia edilmiş Muhterem muharrir dördüncü bölümde tekrar edebiyat bahsine rücu ederek bu kısma koyduğu mi dört makalede bizim ve Gar- bin büyük ve meşhur edebiyatçıla dair bazı mülâhazelarını yü- rütmektedir. Bu kısa icmal gösteriyor ki, Pa» zartesi Konuşmaları muhtehf ba- ve tetkiki halkımızı ve münevver- lerimizi her veçhile alâkadar ede- bahisleri ihtiva eden bir eser- ülellif, kitabım başma ilâve ettiği “On Söz” de aynen gu sözleri söylüyo: “Her yazımda can» lanmış bulduğum Türklük (hissi dikkat edenler için kolayer rast gelinebilir bir vasıf halindedir. Daha aşağıda da şu satırlara te üf ediliyor: Cuuserjes du Lundi, benim aramdaki fark yalnız ikti. dar cephesinde değil, onun kıskanç ve iğneleyici bir ruhta oluşile be nim seven ve kucaklıyan yaratılı- şımdâ aranmalıdır. On dokuzuncu asrın en meşhur münekkitlerinden biri olan “Sainte Eeuve” ün 1851 den 1862 ye kadar Moniteur ve Temps gibi muhtelif gazetelerde neşrettiği makaleler- den terekklip eden “Causeries du Lungis” İle üç ciltten ibaret bulu- ciltten mürekkep olan “Nouvei Tandis” ile üç ciltten ibaret bulu- nan Premiers Lündis'yi de ilâve et- nek lüzmgelir Muazzam bir kütüphane te eden bu eserlerin hemen hepsinde muharriririnin iğneleyici ruhunu kolaylıkla bulmak kabildir. Buna mukabil “Pazartesi konuş- malart,, muharriri kendisini “se ven ve kucaklıyan” kelimelerile pek doğru bir surette ifade ve tas vir ediyor. üreğimde sahibi ile akikaten Ali Yücel'in yetmiş beş makalesini okuduğu - muz bu eserinde derin bir samimi. yet ve meseleleri tahlil edişi büyük bir ümit ve nikbinlik gör- mekteyiz Sainte Beuve'üin haşin ruhile - nilebin ve samimiyet |, dolu ruhunu v ler hâdiselerin içinde 1804 te doğan ve 1569 da ölen - Beu ğı devrin gördü. rinden bir imps hit oldu. Bu siyasi hâdis septigue dokuzuncu a « bütün Fransız ede n ku onüri ci nısfın: tma hâkim © b felsefi te- edebiyatta için tabil bir bedbinlik âmil Halbuki AL Yücel mütemadi terakkiy giden bir devi j, ettiği gibi ona k de bütün eki bütün tir tiğimiz birçok emeller bu sa kikat olmuş bulunuyor. bizim Pazartesi Konu, muharririni muhtelif ka; âmli de bu noktalarda aramak lâ- amgelir. Pazartesi Konuşmalarının tetkik ği muhtelif meseleler arasında bilhassa edebiyat bahisleri mühim bir yer tutmaktadır. benli kuvvet Dün h me Bu sütunlarda bu bahislere ay- ri ayrı temas etmek iç ağız. Fakat bu bahisi mezden evvel muhterem Evvelâ Hangisin 1 Yazan: Hıfzı Tevfik A İİ lin üzerinde ehemmiyetle durdu bir nokta hassa işaret etmek ihtiyacı duyuyoruz Halkımız okuyor mu, okumuyor mu? azartesi Konuşmaları muhar riri birkaç makalesinde bu “Okuduğumuz her satır kafamı ni bir düşünce âlemi düşüncelerimizi arı canlan- ile varı- eski i arak or dırır, ya yeni bir düşü muz£ arti Bu haklı mütaleadan sona Ha- san Alinin yine bu bahse dair diğer bir makalesinde halka ucuz kitap temin etmek için devletçe ne gibi mümkün oldn- fikirlere tesadif et- mekteyir. Ve nihayet başka bir ma kalesinde de hı tan itibaren bugi msk İşinde gös! harekete i- şaret ettiğini görüyoruz. Ben halka ucuz kitap temin et- için devletçe alması icap e- n tedbirleri hiç düşünmüş deği- lim, yalnız okuma keyfiyetinin u- cuz kitap temin etmekle de halle- dilebileceğine inanmıyorum. Oku- ak için her şeyden evvel bu ih- ac duymak ve halkta okuma zev ndırmak lâzımdır. licelin dediği gibi “okuma mazlıktan şikâyet, hakiki röne- tedbirler m guns dair bı sans devrimiz olan Cümhuriyetin millette uyandırdığı kültür şuurile başlıyor.,, B r şeyin yokluğunu hisset- mek onu var etmek için en emin başlangıçtır. Bu itibarla bu- günkü okumamazlıktan şikâyeti yarın için bir müjde telâkki etmek le beraber eski zamanlarla bugün srasımâa okuma yönünden ehem- miyetli bir farkı gözönüne getir. mek istiyorum. Eskiler her işi zümrelere tevzi etmiştiler. Okumak işini de üzeri- ne alan zümre bugünün okuması lizrmgelenlerine nisbetle çok daha iyi okumasmı bilirdi. Fikir tarihimizin bu noktaları he nÜz tamamile aydınlanmamış ol- masına rağmen eski zamanların Ü- lema ve şüera smıfına mensup O- lanlarmm her türlü vasıtasızlığa rağmen okuma işinde gösterdiği sabır ve dikkate hayran olmamak kabil değildir. Tevfik Fikrete dair yazılmış bir makalede “Fikret biraz daha oku müş olsayfr.., tarzında haklı bir mütaleaya tesadüf etmiştim. Böyle bir mütalea Fuzuli, Baki, Yahya, Nedim, Naili, Şeyh Galip Kibi eski zaman şairlerinden han- Bisi hakkında dermeyan edilebilir. Fuzuli divanının meşhür mu- kuddimesinde “Nakdi hayatını il i, akli ve nakli, fevaidi hilkmi ve hendesi için sarfettiğini,, söylemiş ti. Bakinin yazdığı Tefsir ve Hadis kitaplarına bakılınca ilminin vüsa- tini, ve nasıl okuyup çalıştığını an- lamamak #nümkün müdür?, Diğer isimlerini saydığımız ve saymadığı mız eski divan şairleri için de key fiyet bundan başka türlü değildir. Eskiler kendi devirlerinin ilimle ine karşı böyle bir ilgi ile bağlı idiler. Bugün kıymetini ka bu eski tarz bilgilere mukabil mü- nevverlerimizin üzerinde durup tet ik etmiye mecbur ve mühtaç ol. duğu ilimlere karşı gösterdiğimiz istiğnaya Hasan Ali de büyük bir telehhüfle işaret ederek: "Türk milleti her şeyden önce müspet ilimlere dayanan bir varlık olmalıdır. Hayat bunu istiyor,, de- dikten soni “Müspet ilim bakımından zayıfız. Bunu iyi bilelim,, mütaleasını yü- rütmekten kendini alamıyor. B iz de şu kanaatteyiz ki, Tan. | zimattan sonra Garp ilmi. ne dönen münevverlerimiz daha l Tashih Edelim! Cümhuriyet arkadaşımız, evvel. ki gün, gazetemizde intişar etmek. te bulunan Vahdettinin hayatıma ait tefrika münasebetiyle bize lâ tife tarzında bir tarizde bulundu. Kendilerine Atinadan gönderilen bir mektuba istinaden, güya sahip. lerimizden Halil Lütfi, At'nada bulunduğu sırada bu tefrikayı Yu- nan gazetelerinden birine satmi- | Ya tesebbüs etmiş, ve fiyatını yük. sellebilmek için de, Cümhuriyetin hücumlarma karsı vesika göstere- Tek onu susturduğumuzu söylemiş. Cümhuriyet arkadaşımız bunu ve- sile ittihaz ederek o tefrikamızm uydurma olduğunu iddiaya kalk- mıştır, Cümhuriyetin bu sebepsiz ve mânasız hücumu üzerine, birkaç gündenberi Istanbula dönmüş bu- lunan arkadaşımız Hali Lütfi, meseleyi karşılıklı cevaplarla uzat. mak istememiş, doğrudan doğ ya Cümhuriyet tahrir heyetine müracaat ederek bütün bu iddin ların hiç bir esasa istinat etmedi. Kini anlatmış ve tekzibini istemisti. Cumhuriyet, hakikati öğrenince bu tekzibi bizzat yapmayı memnu- niyetle kabul etmişti. Buna rağmen dünkü nüshasında güya bu tekzibi yaparken yine Yu. nin gazetesinden aldığı bir lele- fondan bahsederek Halil Lütfinin merkür gazetenin müterelmiyle konuştuğunu iddiaya kalkmıştır. Cümhuriyet arkadasımızm bu hatada ısrar etmesi garibimize git- in baştanbaşa yanlış malü- mata istinat eden bu iddialara kar- sı aşağıdaki tavzihi yazmıya mec. bür olduk: 1 — Halli Lütfi bir haftadanbe- ri Istanbulda, işinin başındadır, A- tinada değil, 2 — Hali LOtfi Yunanistanda bulunduğu esnada başlıyan Vah- dettine ait tefrikanm neşrinden bi. le haberdar değildi. 3 — Neşri dığı bir tefrik den haberdar olm; rı herhangi bir X nan gazelesine satmıya kalkması. na maddeten imkân yoktu. Nile kim bu mevzu etrafında hiç bir A- tina gazetesiyle temasa gelmemiş, hiç kimse ile bu tefrika hakkında konuşmamıştar. İ 4 — Vahdettinin hayatma alt tefrikamız, Cümhüriyetin iddia et. | tiği gibi bir masal değil, doğrudan doğruya karısı Nevzattan alman en son ve en yeni malümat üzerine | yazılmıştır. 5 — Yunan gazetesi, vaktiyle Cumhuriyetin tefrikalarından bazı- || larmı aldığı gibi, bizim tefrikamızı da bize sormadan kendi kendine tercümeye teşebbiis etmiş ve kendi kendine bir takım ilânlar yapmış. tır. Cumhuriyet arkadasımız bu ilân | lara aldanarak (yanlış hükümlere varmıştır. Biz Cümhuriyet arkadaşımıza karşı dost hislerle ve hüsnüniyetle mücehheziz. İsteriz ki oda bize karşı ayni hislerle hareket etsin ve hakkımızda duyduğu haberleri sü- tunlarma geçirmeden evvel bir tet. kik haddesinden geçirmek mezake- tinde bulunsun. 5 porna aş ( Okuyucu , mektubu) ran "re Geçen Geceki Mehtap Âlemi Büyükdereden bir okuyucumuz ya- yor: “İstanbul betile e ter- lâmbalarile donatılmış beş vapur iştirak etti Va- purlar Yeniköyd: ve oradan Rumeli sahili İrek Sarıyer Ba geldiler. Halk ve yolcular gece saat ikiye kadar güzel ve eğlenceli bir ge ce geçirdiler. Mehtap eğlencesini görmek Üzere Istanbuldan yüzlerce otomobil Bü - yükdereye gelmişle Büyükdere halkı da çoluk çoçuk sahile çıkmış- lardı, Fakat saat onu çeyrek ge: Beykoza giden vapurlar on ikiye k dar orada kaldılar, bu yüzden eği ceyl görmiye gelen otomobili ziya» retçilerle Büyükderelilerin çoğu da- ha ziyade beklemekten usanarak va- purların Sarıyere gelmesini görme « den dönüp gittiler. Festivalde ikinci bir mehtap âlemi daha yapılacağınş göre, Şirketi Hay riyenin bu aksaklığı gözönünde bu- lundurmasını ve vapurların intizam In hareketini temin etmesi çok iyi © lacaktır.,, n- . Dayısını Arıyor İstanbulda Aksarayda, Sülüklüde 4 numaralı evden Hürmüz yazıyor: “ — Umumi Harpte Bağdat cephe #ine gönderilen İtfaiye slayında nefâr dayım Muharremin âkıbetind. bir haber alamadık. Arkadaşlarından biri, kendisini Asır üsera kara: hında görmüş olduğunu Ne olduğunu: bilen v; bildirmesini dilerir . Kızını Arıyor Yedikulede Hacıevhet Tosun yaziyor: “— Bulgarlar Eâirneye girdiği za» man vukubulan muhacer İZ eshâe sında, o zaman İl yaşmda olan kıztm Emineyi Çatalcada evlâtlık alan ve İbana İstanbulda Küçük Mustafapa- şada Tabak Yunus mahulesinde 106 numarada oturduğunu söyliyen celep Necminin izini bir türlü bulamadım, Kendisini ve kızımı bilip gören vare sa bana bildirmesini rica ederim, sokağında metodik bir çalışma sisetmi kur. mak icap ederken eskiler kadar sa bir ve dikkat ile okumak ve çalış- maki le benimsiyememiş lerdir, Ve bu keyfiyet sanat Ve o debiyat adamlarımız için daha faz la ümit ve teselli verici bir manza ra erzetmiyor. Şu hale göre halk okumuyor fikrine münevverlerimiz de lâzım- geldiği kadar okumuyor mütelea- sını ilâve etmiye ceseret edebiliriz. Biz, bilginlerimiz gibi, sanat a- damlarımızmn da ancak okuyarak ve çalışarak vücuda getirecekleri eserlerin halkta okumak sevgisini yaratacağına insnalardanız. Zayıf ve çelimsiz eserler kari bulamazsa bundan halki mesul tutmakta ne fayda vardır. Bu iti rimize tavsiyede bulun hadnaşinaslık olur, fa» ket bilhassa genç sanatkârlarımı- za hakiki sanatin yüksek bir bilgi ile doğabileceğini, bunun da me- todik bir okuma ve çalışma ile el- de edilebileceğini bir kere daha hs tırlatmak isterken Hasan Ali sile beraber: “Hayat bunu istiyor, temasta bu lunduğumuz medeniyet bunu İsti. yor, milletin yüksek bir medeniyet seviyesine çıkmasını ideal edinen Türk varlığı bunu istiyor,, demek- ten kendimizi alamıyoruz. ... TAN okuyucularından Bay M. Neşete: Bana hitaben yazdığınız yazıyı okudum, Matbuatın ve kitap meş- riyatile uğraşanlarm halkm oku. ma İşlerile alâkadar olması lüzu- munda sizinle tamamen müştere. kim. Bir yazımda “gazetelerin fi- kir meselelerine karşı gösterdiği Alikasızlığa,, işaret etmiştim. Bu sütunlarda okuyucularıma bu yön- den de faydalı olmıya çalışacağımı vâdediyorum. H.T.