Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
#fT * Emin YALMAN edefi: Haberde, fi' "mım!îeî,de temiz, dü- Staei Olriry, , kariin X[X â calısmaktır. GU "“—-—.—...........u...w.......w..." NÜN MESELELERİ. yapanları ı:-"" ve kusurları- Ve Ğ ':;:'hn nîf'â“;î gün Bozcaadada #vej TAN'ın diğeeYOl gemisi hak- İğm Wâmıtdiğ" arkadaşlarından Vermesi bu kıskanç- ACığa 'M” !uduv:mm“ml sebep oldu. g]h t kbiq::' €Vvel %hul en aldı. & bip y e Welb TAN Bozcaada mu- B1 bir telgraf üzerine tarafımdan ikin- nn Şlaber — öteki Istanbul hiçbirinde yoktu. Sa- Pa den iki, üç saat son- N.,,m“. Posta gazetesi bizim Matbuat Kanununun Tağmen, alıp sütunla- Plhtnıı: buna sesimizi çıkar- Pog tihbar vesaiti noksan hıç:ı ertesi gün bu haber Dün <iT yerden malümat ala. Sabah TAN'ı açıp ta Is- & l batırılışı hakkında Ki trar, n'::“ Yeni malümat görün- fş Malümatı kopye edip İylaş'alde w îeçlh":ye vakti de yok- n yol bu haberleri Tteleyi kzipti, Yi =" bnh:n:ımmlı diğer bütün gaze. vi Ve bij ümatı mufassalan ver- %:eklt ettiler, Zaten hâdi- R yeri de yoktu. giaş '2“3 Arkadaşlara — tavsiye v Ve üm::ı':üjemiye çalışmak su- h© Ve ç ınlar, Kop- BE N ç bir sonu yağlır! Yonatetlerini — kullansınlar, GA p e ler. n Tahtelbahir dolaşan korsan tahtel- ENlin Çüne yatnız Akdeni t':::y" sularının da em- e © koyacak küstahça u :h:"şhnuşludır. İspan *lbahirin Bozcaada önün YOl gemisini batırdıktan *B riy, Yya girdiği rivayetleri W'yetler doğru çıkarsa, ı ',Boğazların tâbi olduğu u%ku.hkm da riayetsizlik ı""muıqr' harp gemileri için tinden müsaade alma- Mhumek yasaktır. Bu | Mm herhaagi bir harp h“ bu kg Zecri tedbirler alınır, L%::._.—";:dîemllerinln böıî"e - r sokulması her y Pakaş Tülecek bir hâdise değil- Yt Z ki bu hâdise bu » Ve vaziyeti tehlike- i Vahim neticeler doğur- ü Müthiş bir harp cereyan Ve Bin hi Sfemiye istemiye büyük hı— sürükleniyorlar. Ribi (Olduğu gibi, resimgeçit ıı.% : Çini istilâ edeceklerini hi Vn,q!““r t gördükleri şiddetli 0::“%“ Okyoyu şaşırttı. Japon b İlı..""berllk ilânma mecbur el Z HL Z ZİLZ AAPİŞ Sanı Parp ği olmasına rağ- %a. *n başladı. Çinliler ;%'— "2“" plânlarmı altüst ) Mühim mütemadiyen yeni % ::'"“er gönderdiler. Bir . — ker oplamıya devam vaehım iki Tit Bünttırmak' tmidini arı "'tm.:""“'n l'mm'l&enaleyh bu ihti. Kpaytlar, gi Üledilmesi imkânı kal- biRa8Yol yatfghayda , ;%*':rııı gibi, Tapoçl YA bilh .Ylyl başlıyan harp, senelerce süre- Şit gssn bundan çe- lng_î:"k“_ uzün bir harp Sürükliyebilir. AĞLAR BASINDA HAYAT Yazan: Burhan Belge übnan, dağlar arasında L şöhreti, edebiyatı ve şahsiyeti olan bir dağdır. İm- paratorluk, ondan istifade et- mesini bilmemiştir. Büyük an- neme, bir gün, “Lübnan ne- dir?,, diye 'sorunca, bana “O- rada kara donlu, kara suratlı gâvurlar oturur!;, demekle, o mıntaka hakkında bir satırlık halk bilgisini de naklediver- m:ş oldu. İmparatorluğun, böyle güzel ve enterasan nice semtleri vardı ki, ona dair malümat, böyle bir satır- dan ibaretti. Her parça — diğeri hakkında, bir satırlık fakat zehir kadar acı bir hiciv diliyle konuşur, yahut düşünürdü. Kılıcı ile kıtalar fetheden kudretin di- mağ nahiyesi Enderunlarda çürüye çürüye, elinde kalan son parçaları biribirine karşı dedikoduya, düş- manlığa ve nefrete sevketmek su- retile tutmıya çalışırdı , Lübnan, Alpler kadar şaşırtıcı nın oyası o kadar sık işlenmiş de- ğildir. Torosların heybeti, onda yok tur. Fakat bugün bunlara karşılık, kendine mahsus güzellikleri var- dır. Mısırdan Anadolu yaylasına kadar uzanan sahil üzerinde, Lüb- nan, tek başına bir irtifa ve başlı başma bir iklimdir. Çölün menfezi onun tepelerine erişemez. İhtiyar Sannin'in başı, Ağustos ayında da hem karlı hem dumanlıdır. Masallardaki padişah sarayları- nın direklerini, Lübnanın sedirleri vermiştir. Bugün dahi o ağaçla- rın birkaçındaki heybetten, onlara ancak hakanların balta değirebil- miş olacağını anlarsınız. Sonra Lüb nanın iklim hususiyeti eşsizdir. Yazın Lübnanım bu tarafında Ak- denizin kıyıları tutuşur. Öte tara- fında, çöl bir fırının tabanı gibi kızmıştır. Lübnanda halbuki, çam- lar gölgelerini sermişti; rüzgâr- lar eksik değildir; çınarlardan buz gibi sular akmaktadır. Marifet 1,000 ve 1,500 metreye tırmanmak tadır. Eskiden bunu Beyrut — Şam treni yapardı. Ancak dört beş saat te, sizi Aley yahut Sofere bırakabi- lirdi. Bugün Lübnanın her tarafı- na asfalt kuşaklar çekilmiştir. Üç çeyrek saatte, yaz sıcağından kur- tularak' serin bir otel avlusuna ya- hut kahve taraçasına kavuşmak kabildi. . Lübntnm—neknda_r güzel ve ta- nınmış köyleri varsa, buralarda bugün, suü, banyö ve elektrik tesi: satları tamam, kısmen mobil- yalı kısmen de mobilyasız evler ve odalar, kiralıktır. Önümde Lübnan dâ ev yahut oda kiralamak istiyen lere mahsus bir prospekt duruyor. Lübnanda “Nehrülkelp,,e uzaktan bir bakış Buna göre 4,800 ev, kiralıktır. Fiyatları da yanıbaşlarında yazılı- dır. Bir mevsimlik kira, bizim pa- ramızla 20 lira ile 350 lira arasın dadır, vlerin değilse bile köylerin E hepsinde telefon vardır. Lüb nanın suları yahut arkeolojik servet leri bakımından gezilecek ne gibi yer leri varsa, prospektte yazılıdır. Dün, kendi haline bıraktığımız bir müstakil sancak ile birkaç kaza- mızda, türizm işi bu kadar esaslı bir surette halledilmiştir , Büyük ve orta oteller bu 4,800 evlik prosr / ten hariçtir. Beyrut, Trablus, Şam, Zahle gibi şehirler, kaza, Lübnanın her tarafında asfalt caddeler, yahut birinci sımıf şöse- ler yapılmış olduğu için, otomobili olanlar, üç dört hafta içinde, onun her noksanmı dolaşabiliyorlar. Ak şamları eğlenmek istediler mi, yi- ne üç çeyrek saatte Beyruta - ini- yorlar. Beyrutta her türlü eğlence, temiz, ucuz fiyat, temiz servis ve Avrupai konfor dahil olmak şarti- le mevcuttur. übnanlı, güzel bir insandır. Bü- yük annemin dediği gibi “Kara donlu ve kara suratlı,, değildir. Çocuk iken ondan korkutulmuş- tum. Fakat bu sefer onun yol üze- rindeki en fukara evinde oturdum. Ve bir kahve içtim. Evin sahibi ka dının üç tane çocuğu bize hizmet ettiler, Aşağıda bir inek ve bir bo- zağı vardı. Taraçanm bir kenarına ufak bir peyke iliştirilmişti. Bira, gazoz ve meyva satmak için, Gaz tenekelerinin içinde sardunyalar, ortancalar, karanfiller yetiştiril- mişti. O evden daha fukarasını yol üzerinde göremedim. Onu dahi turizm, sulayıp yeşertmiye muvaf- fak olmuştur. Fakat Lübananda bir de kilise vardır. Bunun serveti, nüfusu ve politikası vardır. İşte, ninemin “Ka ra donlu ve kara suratlı,, dediği in- sanlar, asıl bunlardır. Bunlardan, Lübnan Cümhuriyeti ile birlikte bir diğer yazımda bahsedeceğim, Karabiga Yolu Hâölâ Bitmedi Tamamlanan Kısımlar Halka Açılmalı Biga, (TAN) — Yıllardanberi her Bene kısım kısım tamir edildiği halde bir türlü bitirilemiyen Biga - Karabi- ga yolu yine tamir bahanesile birkaç aydır bütün bütün kapanmıştır. Gerçi yolun büyük bir kısmı tamir edilip bitmiştir. Fakat, daha tamir edilecek dört beş kilometrelik bir yer kaldı- ğı için bitmiş olan yerler de halka açılamamakta, araba ve kamyonlar tarlalık içinden toza toprağa karışa. rak gelip gitmekte, otuz kilometre- lik bir yol saatlerce yürünmektedir, Bu halin devamı, kasabamıza uğra- mak ıztırarında kalanları fevkalâde usandırmaktadır. Bu sıcak günlerde bir iki saatlik bir mesafeyi saatlerce dolaşmak mecburiyeti, tahammülün fevkinde bir ıstırap veriyor, Yolun bitirilen kısımlarını halka açık bulun durduğu takdirde Çanakkale Nafia dairesi çok isabetli hareket etmiş ©o- lacaktır. ı Silindirajı yapılmış, tahta gibi dümdüz bir hale getirilmiş, munta- zam bir yol dururken önü seddedile- rek herkesin alarga dolaştırılması hiç te doğru değildir. Bu Sene Gemliğe Rağbet Fazla Gemlik, (TAN) — Bugünlerde Gemlik misafirlerle dolup boşalmak- tadır. Bu yüzden ev kiralarında ve h bütün ddelerde hissedilir bir pahalılık vardır. Gemliğin on dakika ilerisindeki T- lıca ile Armutlu kaplıcaları çok rağ« bet görmektedir. Pazar tarifelerinin ucuzluğu Gemliklilerin de İstanbulla temaslarını artırmıştır Safranbolu - Karabük Arasında Otobüs Safranbolu (TAN) — Belediyemiz, Safranbolu ile Karabük arasmda muntazam bir otobüs servisi ihdasına karar vermiş, bu maksatla iki oto- büs ısmarlamıştır. ZL (10 U (0 V ONUZAR 00 (UN ( ( U ( UNUN ( ( ( ONUK ( U / UA47 U A V ) U UA UU 00 AAA U4 V UND UU V U ONRURS V U V KARANI aa : 4 — Prens Fumi- maro Konoye (Fu mi mahro Kohnoy) Japonya Başvekili Hopei Tientsin Shangkaiktwan Yungting Çahar Tangku Paoting Wanping I-IIII-IIII-IIII-IIII-IIII-IIIl_IIII-IIII-IIIİ-IİII-IIII-IIII-IIII-llll-IIII-IIII-IIII-IIII-IIII-IIII-IIII H | SI Çin - Japon Harbinde cikd Siş AĞN lll 5 — General Sugi Yama (Su gi yah mah) Javon Harbive Nazırı BİRKAÇ ŞEHİR OA V ( ( UÖUK ( U 1 V DA U £ OA O U NN .UU 0 U UNUN A U U V NNN / U V DU O ( 4 . DAUA U / UNN / U U F OA V CA (V OA VU V A z v eğer vapura biletsiz binerseniz iki W D0 0 LA CO | 1 — General Chi — 2 — Sung Mayling — 3 — General Sung, ang Kai - Shek (Sung Mayling) Cheh - Yuan (Çiang kay şek) General Şek'in karısı (Sung-Çay.Yuan) B Çin Başvekili ve Or- — ve hava kuvvetleri — Şimali Çinin HopeiZ du Şefi şefi ve Çahar eyaletleri f valisi 6 — General Giro Minami (Jiroh Mi nah mi) Hopay Tin - sin Şan kay kvahn Yung - ting Cah - hahr Tahng - ku Pah - o ting Vahu - ping 3 AAA DA ( U U UU U U U UNUN O U U V UNUN U U £ U UA ( U 6 6 UNDK U UU U ĞNUN / 7 / U UKUN OUU O O ( U OKUN O U 4 4 OKN U ( U SAA ( U 7 K AAA O U V AAA VU UU AA VU Aksarayda Yenikapıda Aksu yazı- yor: “— Masrafın ağırlığı yüzünden İs- tanbul halkı, et yiyemiyor. Mevsim icabı bol ve ucuz balık bulmak ta ka- bil değildir. Şu halde yegâne gıdası, sebzeye inhisar ediyor demektir. İz- mir, Bursa gibi yerlerde domates 20 paraya, fasulya iki kuruşa satılırken bunları bile ucuza yemek mümkün olmuyor. Kabzımallar, İstanbul bah- Z çıvanlarma vaktile verdikleri avans ve kredileri kapatmak için hariçten sebze getirtmiyorlar. 300 bin nüfuslu bir şehirde sebze işleri kabzımal ve bahçıvanların eline bırakılmamalıdır. Kendi hesabıma domatesin 10 — 15, fasulyanın 15 — 25 kuruşa satılma- sını manasız buluyorum. Tedbirler a- lınması lâzımdır.,, © Akay İdaresinden Bir Rica Üsküdardan N. Güner yazıyor: “— 13, 8. 937 cuma günü Yürükali plâjıma gitmek için sabah Köprüden 8,!5 vapuruna bindim. Büyükadadan aktarma yapmak için biletçiye bileti göstererek aktarma dedim ne aktar. ması öyle şey yok diyerek bileti elim- den aldı. Yürükali için ayrıca bilet almıya mecbur oldum. Sonradan anla dım ki, memur yanlışlıkla bu hare- kette bulunmuş, bana karşı hüsnü ni- yet göstererek cebinden para vererek elimden bileti aldı ve bir yanlışlık olduğundan özür diliyerek benim Yü- rükaliye biletsiz gitmemi temin ede- ceğini söyledi. Vapur geldiği zaman vaziyeti biletçi Ahmede anlattı. Bi- letçi “Bileti nereden aldınız, dedi.,, “Köprüden!,, cevabmı verdim. “Köp- rüden Yürükaliye aktarma yapılmaz, * OKUYUCU MEKTUPLARI İstanbulda Sebze Neden Pahalıdır ? misli alırım,, dedi. Bu vaziyet karşı- sında tekrar bilet almıya mecbur 01- dum. Tarifede aktarma gösterdiği hal- de biletçinin bu şekilde hareketine bir mâna veremedim. Hangi vapurların, nerelerde aktarmaları olduğunu bu bihaber memura iyice öğretilmesini rica ederim.,, L Çok Haklı Bir Dilek -Küçükpazarda Hızırbey camii soka- ğında B. Nazmi yazıyor: “— Küçükpazar Hacıkadın mahal- lesi Hızırbey camii sokağında oturu- yorum, Sokağımızda iki büyük arsa vardır. Birisi taş ardiyesidir. Büyük taşlar yığılıdır. Diğeri de imalâthane diye kullanılıyor. İmalâthaneden ge- len gürültülere alıştık. Fakat o taş ardiyesinden çok şikâyetçiyiz. Çünkü orası bir mezbele haline gelmiştir. İ- çinde kedi ölüsünden kavun, karpuz kabuğuna kadar her şey bulunur. Gündüzleri pislik kokusundan arsaya karşı olan evlerimizin camlarını &- çıp ta penceremizin önünde oturama- yız. Arsanın etrafına iki metre yük- sekliğinde bir tahtaperde çektirilse de kurtulsak..,, D Lâlelide Çukurçeşme Sokağı Ne Halde? Lâleli Çukurçeşme No. 32 de otu- ran B. Sadık yazıyor: “— Sokağımız kışm çamurdan, yazın tozdan, topraktan geçilmiyecek bir haldedir. Bunlara inzimam eden karanlık ise diğerlerini unutturacak bir haldedir. Sokağın ortasına kanu- lacak bir tek lâmba bu sokak sakin- Posta Müvezzii Ücretsiz Seyahat Eder Bakırköy postanesinde müvezzi Şemsi dün matbaamıza geldi, bize şunları anlattı: 3 ; Geçenlerde Yenimahalleden Bakır- köyüne gitmek için trene bindim. Üc. retsiz seyahat ediyor diye hakkımda zabıt varakası tutarak beni mahke- meye verdiler. 9 kuruş para cezasına mahküm oldum. Ancak, bu muame- le haksızlıktır. Çünkü Posta, Telgraf telgraf müvezzilerile hat bekçileri, şehir nakil vasıtalarile parasız seya- hat ederler.., ç LA k Araba Tarifesi Çabuk Hazırlanmalıdır Okuyucularımızdan M. Fa. yazç zıyor: ba ihtikârı karşısımda kalmaması için belediyece bir tarife tecrübe edildiği ve bunun faydası görüldüğünden tat bik mevkiine konduğu, ve arabacıla- ra verilecek paranm da hamallara verilen paranın yüzde 25 ve 30 u ol- men her vakit meydana gelen müna- kaşa ve münazaanm önüne geçmek lerini kurtaracaktır.., mümkün olmaz.., Kanununun 150 inci maddesine göre, T TUT A Hi ” 5“ K büleli. 6 !'vî u j L eei Ü ĞA AA AA Vat KN AMT NT İAi L n gti ai dit Ea LA A G CW “— 17, 8, 937 tarihli gazetenizin i- — kinci sayfasında sırt hamallığının | kalkmasından sonra halkın bir ara- duğu yazılıyor. Fakat bu tarifenin nerede olduğunu halk bilmiyor. Göç zamanı geldi. Şu sırada bu tarifenin meydana çıkarılması lâzımdır, yoksa arabacılarla müşteriler arasında he-