10 MANEVRADAN RÖPORTAJ: Manevrada la bir ağır makineli yuvasi Harp Sanafının En Büyük Üstadı Memetçikleyiz Manevraları takip eden arka, Çar a daşrmız Çorludan yaziyor! otörleşen ordunun içindeyim, Çorlu ovası, lâv fışkırmak üzere bulunan gizli bir volkan gibi için için kaynıyor, Istasyon civarında açık ordugâh kuran motörlü ağır topçu alayımı- ZI ziyaretten dönüyorum. Orada, çelik namlularını ağız a. ğıza vererek konuşan toplarımızı ve o topların başmda birer Yalçın kılıç heybetiyle nöbet bekliyen Mehmetçikleri gördüm. Manevrada Mehmetçik, bambaş- ka bir adam! İşte, içlerinden biri ki, omuzundaki tüfek, mıhladıza ya- Pışmış bir iğneye benzetilebilir. "Ancak, bir farkla; iğneyi mıhladız- dan kolaylıkla ayırırsınız, Fakat Mehmetçiği tüfeğinden ayırmak için, ölümden başka vasıta yoktur. Baştan başa seferber olan kasa. bamn, hakiki bir harp havası esen #okaklarındayım. Bazan, karargâh- lardan birine uğruyorum. Komutandan, en küçük rütbeli subaya kadar herkes ayakta... Te- Jefonlar, telsizler, durmadan emir alp emir veriyorlar Bütün hatlar, bütün vasıtalar; &n hassas bir kronometre saat gi. bi büyük manevra hesabına işliyor. Jar. Şu anda, bütün dünyanm tek bir kulak olup Çorluyu dinlemesini ne kadar isterdim. E trafımızda hep kırmızıları görüyoruz, buna, o kadar alıştık ki, mavi geritli bir kasket, hemen gözümüze batiyor, Onu âde- ta yadırgar gibi oluyoruz, Yarın, bu iki renk —kırmızı ve mavi— birer düşman gibi karşı karşıya geçip çarpışacaklar. Kır. mızıların karargâhı; düşmanm gi- riştiği teşebbüsler hakkmda, mü. temadiyen yeni haberler altyor, Fakat, bu haberler, son derece gizli tutuluyor, Bir rivayete göre, maviler; Midye sahillerine ihraç hareketi yaparak tlerlemiye baş Yamışlar, Koltukları altında, geniş çantalar taşıyan yüksek rütbeli kurmay subayları, harita üzerinde, araziyi tetkik ederken görüyorum. Düşmanın hangi istikametten, na- sıl bir maksat takip ederek ilerle. diği artık, açıkça biliniyor. Hava merkezinde de göze çarpan bir fa- sliyet var, Çorluya mütemadiyen yeni tayyareler geliyor. Vv akit gece. Harekete geçen motörlü kuvvetlerin uzak- tan uzağa uğultulu seslerini dinli. yoruz, Çoktan, uykuya dalması lâ- zım gelen Çorlu, bir düğün gecesi Yaşıyor gibi neşeli ve hâlâ uyanık. Elektrik ampullerinin taşkın bir ışık dağıtlığı caddelerden; aslan yapılı topçu erleri geçiyor. Harp sanatnın en büyük üste. dı olan Mehmetçiğin, hazırlanmış mevzilerinde, hayali düşmanla na- sıl çarpıştığını yarm öğreneceğiz. Barometre, büyük bir fırtınayı, hâ- ber verdiği zaman duyulan heyeca- nm aynımı, hissediyoruz. Iki büyük ordu, bütün modern vasıtalarile biribirlerine saldıracaklar, Netice. yi, gimdiden kestirmek güç. Fakat kırmızılara inanıyoruz, İnanmak, muvaffak olmak, demektir. Çorluda, bu gece, hiç kimse uyu- madı. Kolordu karargâhmın pen- eerelerinde sabaha kadar; ışık var. dı. Kasabaya mütemadiyen yeni YAZAN: Salâhattin GÜNGÖR (ÇORLUDAN) 0 , ' , , ; , , a Memetcik kuvvetler geliyor. ırmızıların. karargâhı Çotlu- dan ayrıldık. “Saray,, a doğ- ru yol alıyoruz, Saray, şu dakikada mavilerin elinde... İlerliyoruz. Bir. kaç kilometre ilerde, arazi vaziye- tipe çok güzel intibak eden kırmı. zilar karşımıza çıktı. Aranuzda on beş, yirmi metre mesafe var, yök- tu, Sararmış ot yığınlarına biraz dikkatlice bakmış olmasaydık, bel. ki onları hiç görmeden geçecektik. Bütün topların, makineli tüfek, lerin üzeri çallarla örtülmüştü. Öyle ki bir tayyare, ne kadar ya- kındam uçsa, burada, bütün ağır- liklariyle koca bir kıtamızm giz. lenmiş olduğunu O farkedemezdi. Kenarlarma ay çiçekleri ekilmiş mısır tarlaları ve bostanlar arasın. dan geçtik. Düz ve geniş ovayı bâş- tah başa dolaşarak, bir Atatürk heykeli ile bezenen girin Velimeşe köyüne geldik. Köyün ilerisinde bir çeşme var. Uzerinde şu satırları okuyorum: “Vellmeşeli dur, Kökü | Hacr Mustafa karısı Halimenin hayra- tıdır.,, Bu güzel hayrattan biz de birkaç yudumla nasibimizi alarak yolumu» za devam ettik. F akat hararet, bastırdıkça bas. tırıyordu. Bostancıya sesle. nerek birkaç karpuz'Eetirttik, Vâ- lâ Nurettin, bıcağı eline aldı. Kör bıçakla, tavuk boğazlar gibi zaval- k karpuzu kıtır kıtır kesti, Bu nefis kütürdek karpuz, ku. raklıktan yanan tarlalar ortasın- da bir mucize gibi imdadımıza ye tişmişti. Arkadaşlar arasmda, kırmızı, mavi bahsinin bir türlü arkası gel- miyordu: — Işte kırmızılar! — Hayır, onlar kırmızı değil, ;İve iki taraftı hlsntiniyete dayanabi- “arm iebetinde'tazla olduğu tatmin | r BAŞMAKALEDEN MABAAT Bulanık Sular | (Başı 1 incide) en mühim âmillerinden biridir. Bu dostluk, ancak berrak münasebetlere lir. Hatayda Fransanın taahhütlerine aykırı bir vaziyet hazırlanmasına â- bu dostluğu güz göre yık- maktir, len kim istifade edecektir? re mi?” Hatayda ve Türkiyede hoş tsuzluk hüküm sür- mesinden, Fransız — Türk dostluğu asmdan ve Hatay ve Su riye işlerinin bulanık ve karanlık bir hale düşmesinden Fransanın veya Su- riyenin istifade edoceğini zannetmek için çok gafil olmak lâzımdır. Dünyanm bugünkü. halinde türlü türlü kundakçı unsurlar vardır, Bi ların işi gücü ifrat cereyanlarma kuv. vet vererek bulanık sular yaratmak | ve burada kendi gemilerini yürüt. mektir, Suriye ve Hataydaki Fransız müstemlekeci unsurlerı, işte dar gö- rüş ve gafletleri yüzünden bu nevi ümillere göz göre âlet oluya ve Fransanın da, Suriyenin de esaslı menfaatlerine zıt vaziyetler hazıriş | yorlar, Hükümetimizin Hatay vazi; nda ne gibi tedbirler düşi mü bilmiyoruz. Fakat şunu biliyoruz ki, Türk milli siyaseti, haklarına te cavüz edilr hiçbir zaman Yazı olamaz ve hiçbir zaman yarım ve sathi tedbirlerle iktifa edemez. Milli menfaatlere taallüku olan her mühim işte olduğu gibi hükümetin vaziyetin icap ettirdiği tam tedbirleri düşündüğüne ve yapacağına şüple- miz yoktur. Bu cihetten tamamile müsterihiz, l . Ahmet Emin YALMAN Bilecik (TAN) — Vilâyetimizin her târafmda harmanlar başlamış, birçok yerlerde de bitmiştir. Bu sene | İ mahsulün geçen yıldakinden yüzde ediliyor. İ Haftadan haftaya kurulan pazar- da patlican, biber, karpuz ve kavun- lârm yığınlar halinde durduğu görül mekte, en iyi patlıcanların tanesi bir kuruşa satılmaktadır. Hele bir arkadaş vardı ki, yolda kırmızı bir çiçek görse haykırıyor. du: — Yahu! Baksanıza. Burada kir- mızılar var? Nihayet Saray kasabası uzaktan göründü, Oraya kadar gidip gitme- mek için münakaşa ederken, gözü- müz önünde, bir toprak yığını, ha. fifçe yerinden kımıldadı. Mavi kas- ketli bir baş, gözlüklerinin altından bize bakıyordu. | Mavilerin ilk hattına girdiğimizi | böyle anladık, Erler, büyük bir fa- aliyetle, kendilerine boy çukuru ka- zyorlardı. | T Oöprak renginde bir bezle örtül. müş bir köşede asrımızm müt. hiş silâhlarından olan bir ağır ma- kineli tüfeğin gizlendiğini anlamak için, insanın kâhin olması Jâzimdı. Istihkâm erleri, #on vazifelerini de bitirmiş, bu gece sabaha karşı başlıyacak büyük harekât için emir bekliyorlardı. Manika köyü yanında iki sarı ça- dır kurulmuştu. Bunların hâkem heyetine ait olduğunu anladık, Ar. tık dönüyorduk. Mavilerin #rasm- dan son hızımızla, kaçar gibi kır- mizi tarafa geçtiğimiz zaman ar- kadaşlardan biri: — Ne tuhaf, dedi, hudutlar ge. çiyoruz da farkında değiliz. Birisi atıldı: — Bugün biz, bitaraf bir Kızılay | heyeti sayılırız.. Geçeriz elbette! Yplda kırmızılardan aslan yapılı bir Mehmede sorduk: — Oğlum.. Sen hangi taraftan- sın! Kasketini gösterdi: — Şimdilik kırmızıyız efendim.. — Ya, maviler geni esir edersâ.. Bunun şakadan bir esaret olaca- ğını bildiği halde; canı sıkıldı, içi- ni çekerek: — Bakalım, ya nasip! dedi, | Fakat, bir an sonra kendini top. ladı: — Türk esir olur mu? Efendi.. | Dedi, Biz, hepimiz birik! Bilecikte Mahsul Fazla AN 17.8. 937 Manevra Başladı (Başı 1 incide) talca hettma kadar ilerliyecekler ve Manika deresini geçerek derenin şi mal sırtlarında tahkim lardır. Kuvvetler sağ mana, Sol yanlarını da düyan ardan itibaren 6—7 kilometre $i male doğru düz bir arazi zanmaktadır. Kırmızı kuvvetler, kars şılarındaki hâkim noktaları tutm olan mavi kuvvetleri geri atacak ve mavinin toprağında muharebe vere. cektir. Kırmızı kuvvetler komutanı general Abdurrahman Nafiz, em- rindeki sahra, dağ ve motörlü top- u gruplarına vazife ve vaziyetin İ- caplarına göre, mevzilere girme em- rini vermiştir. Mahevranm ilk vazife plânma gö- re, kırmızı kuvvetler, Manikalar ara- sından şimale doğru taarruz edecek- lerdir, Manika deresinden itibaren u- zanan düz, geniş sahada, manevra-| nm ikinci veya üçüncü günü, kırmi- yapacı larını or. alıklara | z rtarafa mensup tam techizatlı, miz- rekli bir süvari kıtası mavi kuyvvet- ler cephesi istikametinde ileriye atı- lacak, bir yarma hareketi gösterişi yapacaktır. Bu süvari kıtamızın, çok parlak olacağı tahmin edilen yarma hareketi, manevraya davetli izm |tarafmdan hâkim bir tepeden seyre- dilecektir. Son alman haberlere göre, 4 saat ks | sürecek olan ordumuzun büyük geçit | resmi Manika deresinin şimal düzlü- ğündeki Sülüklüğöl ovasında yapıla- » | caktır. Millet Meclisi heyeti Çorluda Çorlu, 18 (Sureti'mahsusada gön | decilen arkadaşımız telefonla bildir. - Menevraya İştirak edecek bir» ımamile çıkış vaziyetine gi (miş bulunuyorlar. Yarın sabah saat 6 da her kıta, kendisine verilen var zifenin icabına göre, harekâta başlı- yacaktır. İki tarafın bütün kuvvetleri, kendi fanliyet sahalarında hazırlıklarını bi- tirmişlerdir. Bugün Kamutay heyeti- ni teşkil eden Konya mebusu Ali Fu- at Cebesoy, İzmir mebusu general Kâzım İnanç, Diyarbekir mebusu ge. neral Kâzım Sevüktekin, Seyhan me- busu general Naci Eldeniş, Çoruh mebusu Fuat Bulca, Sinop mebusu Cevdet Kerim İncedayı, Erzurum me busu Şükrü Koçak ve harekât müdü- rü Orgeneral Fahrettin Altay bugün geldiler, Orgeneral Fahrettin Altay ve Ka- mutay heyeti halkım coşkun terahü- İran Heyeti de Geldi Dost Heyetler Dün Abideye Çelenk Koydular Beyanatta Iran be; Manevralarımızda bulunacak o'an dost Iran heyeti de dün Aksu vapu- ru İle şehrimize geldi. General) Kulu Kerim'in reisli tında, albay Mehmet Fifat, binbaşısı Bani, tayyareci zbaşı Alâ, Topçu teğmen Vefa, piyade teğmen Nizamdan mürekkep bulu - Zi el 7 pane rıhtımında, Istanbul vekili Korgeneral Cemil Cak general Veysel Unü' Istanbul Merkez kumandanı General İhsan| Ilgaz ve Hariciye mümessili ve İran sefarethahesi erkânı tarafından kar. şılandı, Bir kıta askeri Aziz misafirleri. mize selâm resmini ifa etli ve muzi- ka İran ve 'Türk istiklâl marşlarını çaldı. Misafir general, askerimizi tef tiş etti, Misafir Generalin beyanatı iran heyeti reisi General Kulu Kerim dün kendisile görüşen bir mu harririmize demiştir ki: “ — Hududunuza girdi; kikadani itibaren bize karşı gösterilen misafirperverlik ve alâkayı dar teşekkür etsek azdır. İmiz çok güzel ve rahat g askerinin manevraları bütün dünyada alâka İle takip edilecek bir hâdise dir. Biz bunu yakından görmek fir . İbağlı idil Bulundular ti rldıma çıktıktan sonra. satımı kazandığımız için çok memnu - NUZ.,, Esadullah Han diyor ki: Evvelki gün gelen kardeş Afgan heyetinin relsi Ferik general Esadul- Jah Han da şu beyanatta bulunmuş- tar: Büyük Türk mancvralatında bulunmak üzere memleketinize geldi: gime çok memnunum. Bunu kendim İiçin fevkalâde bir şans telâkki ede - rim, Çünkü dost ve kardeş Türkiyeyi uzun zamandanberi ziyaret etmeyi is. tiyordum. Manevralar bu arzumun tahakkuku için çok güzel bir vesile oldu. Afgan ordusunu yetiştiren yine cok kıymetli Türk zabitleridir. Manevra» larm bizim İçin fevkalâde istifadeyi mucip olacağına eminiz.,, General Esadullah Şark Paktı hak- kında da şunları söylemiştir: "— Bu pakt yapılmadan evvel de bu dost ve kardeş devletler çok sa- mimi münasebetlerie o biribirlerine , Şark Paktı bu kardeşlik bağını bir kat daha kuvvetlendirmiş tir... Abideye çelenkler konuldu Irak, Afgtn ve Iran askeri >. leri dün saat 17 den itibaren 85 Taksime gittiler ve Cümhuriyet biz desine birer çelenk Xoydular, (1950 da dahiliye nazırlığı 11933 te başvekilliğe gelmiş, 1 Jratı arasında ee Fahrettin Altay, iki taraf teftiş ett General Halisle diğer daveti # İraller buraya gelmiş bulu! tar, or şe Harekât başlıyor Çorlu, 16 (Sureti mahsussöf derdiğimiz “arkadaşımızdan karşı telefonla) — Sabah Harekât bir saat sonra başi” - İtarafın büyük kuvvetleri # temas hâlindedir. Sabahın ranlığında Çorlu, fovkalâde sr BE cek bir askeri faaliyet içindeği” manda heyeti, şimdi harci na gitti, se Şefimiz Atatürk Çerkesköyünde p Çorlu, 16 (Sureti mahsusaö$ si den arkadaşımızdan) — Güm simiz Atatürkle Başvekil Inönü, il gece saat 20 da Istanbulda. h e Ke le sanat 2230 da Çerkesköyün eki gelmişler ve geceyi orada g99' pl zere kalmışlardır. Şefimiz ve Inönü Çerkesköyde coşkun t Is karşılandılar, Atatürk” ün Çorluyu şer€ ceğini haber alan komutanlar “* ei buslar heyeti le kalabalık kütlesi, istasyonu doldurmuş yag Atatlirk'ün yarın manevrâ Bı şereflendirmeleri bekleriyO”” Trakya umumi müfettişi E$) gi) Kizim Dirik, bu gece saat Bİ İ çorluya gelmiş ve Çerkes gitmiştir . Yedi sefirimiz manasi Mezunen memleketimizde VE gele yedi sefirimiz, Başvekil İsmet si nün davetlisi sıfatile bu ak$9” susi bir trenle Trakyaya gide“ dir, etli sefirler; Londra #eÜF Sage Fethi, Moskova sefiri B. Zekâi 28 şova sefiri B. Ferit, Tahran #Ö ye İ Enis, Bükreş sefiri B. Supbi Ti İ över, Atina sefiri B. Ruşen Tiran sefiri B. Alidir. Irak Kabinesi Döğişiyur (Başı 1 ini yal batında tekrar kabineyi Ki 5 ayni sene içinde çekilmiş ve İ üçüncü kabinesini teşkil al bes gün kadar iş başında kald ye! İsonra mevkti Yasin Haşimi İ iyi bırakmıştı. Yasin Paşa da Mİ ye son hükümet darbesi netic Sil rakarak başvekâlete Hikmet 9 gi man gelmişti. Bu suretle Gi Midfai kısa bir zaman önce peki giderek Yemen devletinin, E9 0” Suudi Arabistan arasmâxki ii girmesi için teşebbüslerde bul ve ve bu teşebbüsler muvaffakıyfi” tcelenmişti. Cemil El Midfsi'nin kabinelerde Nuri Sait Paşa İl ki mesai ettiği için yeni darbeli hükümet dolayısile m“ dışma çıkmağa meöbu: hakkında daha mutedil b mesi ihtimalleri ileri gürülüyof teşkil Avusturya Başvekilinin Bir Nutku 4 Viyana, 16 (A.A) — wi hudut istasyonunda yapıl: ian bi rasim esnasında B. Sehuseh vusturyanın kendi istiklâlini. fazayı değişmez bir gaye kip etmek azminde Kn etmiştir. Mumafleyh, her tü” ri kanuni tahrikâtm aslâ çü ya milli bir iş addedilmiyereX yi gi de bir zabıta işi olarak teli Nişantaşında tramvay ve Şekayık caddelerinde: .ŞiŞLi TERAKKi LiSESi | ANA - İLK - ORTA - LİSE KISIMLARI Kız ve erkek öğreniciler için yanyana ve geniş bahçeli iki binada ayrı YATI teşkilâtı dır. Fransizca, Almanca, İngilizce kurlarına dokuz yaşından başlıyarak bütün öğrenicile” | rak edebilirler. Okul hergün saat 10 - 17 ar; | YATI) Telefon : 42517 e | amimi J zl ında açktır. Kayıd içlerine: e PAZARTESİ, ÇARŞAMBA günleri bakılır r.