15 Ağustos 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

15 Ağustos 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mahkemelerde Noterlikteki Tahkikat Şimdiye kadar 2 yolsuz! Hâdise meydana çıktı Tahkikatın daha bir hafta kadar devam edeceği anlaşılıyor Müddeiumumilik ikinci tetkik bü. rosu şefi Sabri ile Nalp “Sul. tanahmet sulh birinci ceza hâkimi Reşit tevkif edilen Istanbul ikinel noteri Hasan ve kâtibi Ruşen Eşref hakkındaki tahkikata dün de devam etmişlerdir. Noterliğin bütün hesa; ları, bilânçoları baştanbaşa tetkik e- dilmektedir. Bu tetkiklerin bir hafta Sandıktan Elbiseleri Çalmış Suçlu, Onları Küfeciden Aldığını -Söylüyor Lülelide Taşhanda oturan Harput- Ju amele Mehmetle Ali ismindeki hem gerisi, dün bir hırsızlık işinden do- Jayı davacı ve suçlu olarak Sul. tanahmet üçüncü ceza hâkiminin önü ne çıkarılmışlardır, Şikâyetçi Ali, da- vasmı şöyle anlatmıştır: — Biz bu arkadaşla beraber dün gece yatıyorduk. Arkadaş benim kilit Ji sandığımı kırmış, Bir kat elbisemi çalmış ve ben uyurken sabahleyin sa- at dörtte odadan çıkmış. Dışarıya giderken han bekçileri kendisini yaka lamış. Ona cezasmı, bana da elbise. lerimi veriniz, Süçlu Mehmet “Köndisini şöyle mü. dafaa etmiştir; — Bay hâkim, ben bu elbiseyi Ba. lıkpazarında bir köfeciden satn al - dim, onun değildir. Haibuki elbisenin cebinde arkada- şının nüfus kâğıdı da çıkmıştır, Hâ- Kim Kâmil, bunun Üzerine şu Suali sormuştur: — Oğlum. Bak aldığın elbisenin ce- binde arkadaşm Alinin nüfus kâğıdı çıkmış, sen elbiseyi alırken cebine bakmadın mı, satıcı da bakmamış mı? Suçlu bunlara kısaca: — Ben de bakmadım, satan da bak mamış, cevabmı vermiştir, Hâkim suçu sabit gördüğü için suç. luya caza vermiş ve yaşmdan dolayı daha süreceği anlaşılmaktadır. Şim. diye kadar Noterlikte iki sahtekârlık tesbit ve ikisinin de suçluları tevkif edilmiştir. Birinci hâdise şudur: 30 bin liraya konmak istemişler Gazi Lizaros isminde bir Yunanlı bundan altı ay evvel ölmüştür. Bu - İnun birinci derecede varisleri yoktur. İsekiz sene beraber yaşadığı iddia edi len Maryanti Kostantinidis adlı bir ka dın İkinci noterlikten aldırdığı bir va- siyetname ile Lâzarosun burada ve Atinadaki bankalarda bulunan 730 bin lira parasile emlâkine konmak istemiştir. Madam ile nölerlikte şa- hadet eden İki Rum tevkif edilmiş . lerdir. Madam Maryanti kendisini göyle müdafaa etmişt — Ben sekiz senedenberi Lâzaros. Ja metres hayatı yaşıyordum. Ölme- den birkaç evvel bana bir numara ver di ve ben artık ölüyorum. Sen sekiz senedenberi benim zahmetimi çektin. Şu numarayı al, ikinci notere git, 6.) radaki vasiyetnamemi buldur dedi ve kendisi de iki gün sonra öldü. Ben acı| arasmda bu numarayı unutmuştum. Doktor Vasilyadis yanıma ge — Noterlikte senin için bırakılmış bir vasiyetname vardır. Ne oldu, de- di, Ben de kendisine numarasını ver-| dim. Ve sonra bana o vasiyetnameyi getirdi. Ben vasiyetnamenin sahteli- ğini bilmiyordum. Fakat mildafaası kabul edilmediği için kendisi ve şahitleri tevkif edil. mişlerdir, Bir sahte senet meselesi Ikinci hâdise de Eminönünde Ralık pazarı başında şekerci Yaninin karı- sı Sofiye adma yaptırdığı 19 bin Ji- ralık sahte senettir, Yani 3 Teşrini. evvel 1936 tarihli 15 bin liralık senet yaptırmış ve noterliğe götürmüştür. Noterlikte bü senet 3 Teşrinievvel 986 gününün yevmiye defterine ve kartonuna tahrifat yapılmak suretile geçirilmiş ve ayni tarihli bir de mak- buz verilmiştir, Başlıyan tahkikat ü- zerine Yani hakkında da tevkif kara- rı verilmiş, fakat polis dört günden- beri henüz Yaniyi yakalıyamamıştır. | Buna rağmen Yaninin avukatları bu! tevkif kararma itiraz etmişlerdir. Asliye birinci ceza mahkemesi dün de bu talebi reddetmiştir. Polis şim- Jp) ( 9 komünistlik / , Suçlusu dün / /Tevkif edildi! / Müddetumumilik Ali Fer-; 4 ruh, Reşat Fuat, Mavro ,! 4 Mustafa, şoför Halit, Ati- 4! : yenin Ahmet, * kadaşlarını komünistlik su- 9 çile yakalamış be Birinci / Sorgu hâkimliğine vermişti. j 4 Sorgu hâkimliği, bunlar hak- 4 ) kındaki tahkikatını bitirmiş # ve hepsini de tevkif ederek * # dün köğrtlarını Ağırceza İP? mahkemesine vermiştir, Eyes Bıçakla Vuran Genç Dün Ağırceza Mahkemesine Verildi Ayın sekizinci gecesi Şehzadebaşım- da eniştesi Mehmedi kama ile yaralı yarak öldüren Abdülvahap hakkında, Ki tahkikat birinci sorgu hâkimliğin- ce bitirilmiştir. Sorgu hâkimi, AbdüL vahap hakkında tevkif kararı vererek kığrtlarını Ağırceza (o mahkemesine göndermiştir. Bu cinayetin içyüzü şöyledir: Abdülvahabın ablası, Mehmedin ka rısıdır, M karısını Petürkeye bırakmış ve sön zamanlırda kazandı- ğı parayı burada başka rn miye başlamıştır. Abdülvaha tahkik etmiş ve öğrenmiş, derhathem | giresine mektup yazmıştır. O da kal. iz Mehmet, bu p tarafından veril. diğini öğrenince kainbiraderine canı #ikılmış ve refikasnın da Abdülva - hapla temasını kesmiştir. Hâdise ge- cesi Abdlilvahap Şehzağebaşında' bir gazinoda otururken Mehmet yanında | Mustafa le beraber oraya gitmiş ve Mehmede ; — Sen hemşirenle görüşmiye sin, demiştir. — Kardeşim değil mi, pekâlâ görü- sürüm cevabını ulnca da Abdülvaha- ba iki tokat aşketmiştir. Abdülvahap'ta kamasmı çekerek eniştesini kalbinin altmdan vurmuş. tur, Suçlu, kendisini şöyle müdafaa | cek- bu cezayı bir aya indirmiş, kendisini de tevkif etmiştir. di Yaniyi aramaktadır. Müderris sırıttı; kisa, sivri ve çürük dişlerini gös- / Evvelki gece saat 2230da Ahırkapıda yen iki arkadaş, burada nedense bir İmak istiyenlerin pazartesi, çarşam- En emin, en rahat, en seri ig Ankara- Istanbul Yolculuğu gap” Ali ve üç ar- (| Nafin Bakanlığma bağlı Hava yolcu ve posta tayyarelerinin Ankara — Istanbul — lük seferleri muntazaman deva mdadır, Hava yollarınm acentaları: A Ankarada — Bankalar Caddesinde P, T, T. binasmda (Te- lefon No: 3682) B — Istanbulda — Karaköyde No: 40374) Sarhoşlukla || Arkadaşını Yaraladı bir kavga olmuştur. Balıkçı Sadullah ile arkadaşı kahveci Fahri, bir mey- hanede kafaları tütsüledikten sonra gezmiye çıkmışlar, bu arada Fahri- nin, kahvesine de uğramışlardır. Sarhoşlukla ne yaptıklarını bilmi- mesele yüzünden kavga etmişlerdir. Kavga esnasında Sadullâh bir san- dalye ile Fahrinin üzerine yürümüş, Fahri de bıçağını çekerek Sadullahı memesinin Üzerinden ağır surette ya ralamıştır. Yaralı hastaneye yatırıl miş, Fahri yakalanmıştır. e AVCILAR BAYRAMI İstanbll Avcılar Kurumundan : Kurumumuzda kayrtir avcılardan Anbarlı ve Avcılarköyü beldırem av alanıma mahsus duhuliye kartı el barouma günleri saat 15 ten 18'e kadar EWminönünde. Hüseyin gucum hanı 9 sayıda, kurumun merkez bina- smâ müracaat etmeleri bildirilir, — e Mevkufların gezmesine göz yumanlar Birinci sorgu hâkimi, mevkufları dışarıda gezdirdikleri, dut tarlasmda rakı içmelerine ve kadınlarla eğlenme lerine müsaade ettikleri için tevkiff g dilen adliye jandarma (kumandanı onbaşı Ali ile jandarma Ahmet hak- kındaki tahkikatını, bitirmiştir. Suç- lularm yakmda muhakemelerine baş- lanacaktır, —- — ————— O bana saplıyordu. Ben daha evvel| | rımazın © gün Cağaloğlunda Etibba davrandım. Canımı kurtardım. Yakmda Ağırceza mahkemesinde PR Ger ex ÖĞLE NEŞRİYATI; Saat 12,30 Plâkla 12,50 Havadis 13 Beyoğlu gösterit kolu tarafmdan 14 SON, Akşam Neşriyatı: Saat 18,30 P İ s2 Müzeyyen ve arkadas) yolları Devlet Işletme idaresinin Ankara gün- P. T.T. binasında (Telefon (2339) (4745) 1 “adlari Müzesinde Türk resim müzesine konacak e-| serler toplanmağa başlamıştır. Dol- | mabahçe sarayınm vellaht dairesin- de inşaat ve tamirat ilerlemiştir. 21 | eylülde sergi açılacaktır. Mig Diş Tabipleri Cemiyeti Kongresi Diş tabipleri cemiyeti genel sekre- terliğinden: Altı aylık kongremiz 24 Ağustos- 937 salı günü akşamı sast 18 de akte dileceğinden aza diştabibi arkadaşla- Odasında cemiyet merkezini teşrifle- ri rica olunur, İN balk Şahit Tazminatları Ankara 18 (Tan muhabirinden) — AGüy6 Vekmcu vüsi yerisrde şahit ve | ehli hibre Ücret ve tazminatlarının hükmedilmemekte olduğunu tesbit etmiştir. Buna dair hususi bir tarife yapılmeaya kadar hâkim ve mahke-| melerin evvelemirde devlet hazinesin- den verilmesi lâzım gelen şahit ve ehli hibre tazminatlarının takdiren hükmetmelerini alâkadarlara bildir. miştir, m bağliz gir Ceza kongresinde 30 Ağustosta aPriste toplanan bey| nelmilel ceza kongresine iştirak eden Istanbul Müddejumumi Muavini Or- hen, dünkü trenle dönmüştür, Heyet âzasından Profesör Tabirle Müddel- umumi muavini eFridun henüz Pa- risten ayrılmamışlardır. kadaşlarma yavaş — Birader, dedi, İ musikisi, Çizen orkestras İ sışık konser, 1445 Berlin ve ve rafından Türk musikisi şarkıları, 20,30 Ömer Ria dan Arapça söylev 20,45 M ve arkadaşları tarafından sikisi ve halk şarkıları (S8 21,15 Orkestra 22,15 Ağan sa haberleri ve ertesi gönül ramı, 2230 Plâkla mo ve operet parçaları 23 SON- . yi Günlin program özü SENFONILER 15,35 Roma kısa dalgasi: nik konser (Mozart, Godard, Ö dano, Bellini vesaire). HAFIF KONSERLER 7,10 Berlin kısa dalga musiki, 8.15: Devamı, 9.20 ji kına dalgası: Plâk, 0,45 Ber sa dalgası: Dinleyicinin parçalar, 9.45 Paris kısa plâk. 1030: Keza, 11.50: Kes Berlin kısa dalgası: Eğlenceli ser, 13,10 Bükreş; Jan Mari kestrası 13 Pari: kısa dalgast” ser, 14,15: Keza 14,15 Bel dalgası; Konserin devamı. ris kısa dalgarı: Konser, 18 kısa dalgası; Asker şarkılar, & te ee ik m EA kER ai Berlin kısa dalgası: Miz: ram, 18,35 Roma kısa dal il gası: Alman marşları, 19 Julen orkestrası. 14,45 Berlin dalgası: Çocuklara mahsus ram. 20 Pavis kısa dalga ser nakli. 20,10 Peşte; Kor0 seri, 21 Kolonya: Orkestra, (opera ve vels musiiçisi). Zi: lin kısa dalgası: Eğlenceli ram. 2140 Roma, Bari, Karışık musikisi. 2140 Pra$ dalgası: Orkestra, 22 Roma: do muzika, 22.15 Tokyo hen gasr: Plâkia milli Japon m 2225 Prag kısa dalgası: program, 22.55 ükres: era RM e ğmR seri, 23,30 Kolony kestra ve düo piyano, OPERALAR, OPERE 16,15 B-rlin kısa dalgill telif operslardan parçalar, 22 no, Florans* Pizetti'nin Ta NE prezentazionş di Sant Ulivow ras, ODA MUSIKISI 2215 Berlin kısa dalgasi: Tİ âletler kuarteti (Mozart). RESİTALLER a 11,45 Berlin kısa dalgasi: 4819 pin'in eserlerinden piyano. Petşe: Maca halk şarkılar 2200 Bükreş: Ron. yek # sa Ni ğa EE e o” ay “DANE MUFİKİSI » 21,15: Bükreş. 23: Peşte. Viyyana, sesle; Şahsi mesele başka, Fakat o tererek hırlar gibi: — Orası dayımın bileceği iştir. Kapıyı delikanlmm yüzüne kapayıverdi. Odaya döndüğü vakit, şeyhlerle biraderini gülüşür gördü. Mebus hâlâ söyleniyor istihza ediyordu: — Budala toy! Bacak kadar boyu ile bana kur. nazlık satacak! Bir sürü lâfın eni İstanbul boyu 1s- tanbul. Sanki beni korkutup aşıracak ta meydan boş bulacak. Hele dur köfte oğlu! Bakalım sen da- ha bir hafta burada kalacak mism? Fakat ötede, böyle birşey Erdenin aklma bile gel- memişti, Şimdi yüzüne hakaretle kapanan kapının tesiri altında sarhoş gibi yürüyordu. Bunu başka bir zaman ve başka bir sebeple yapmış olsalardı, dünyada tahammül etmezdi. Bir aralık: i — İnsaniyet senin neyine be ahmak? " ye kendi kendine küfür etmek İstedi, sonra düşündü; buna da hakkı yoktu, Hattâ böyle birşey düşünmekten utanâr. Fakat ne yapmalıydı? Kime dert anlatmalı? Bir ev dolusu koca herif, müthiş bir vakayı, adi bir oyun telâkki ediyor ve gırtlağa kadar ceb içinde kulaç atıyor. . : Klübe girdiği vakit epeyce kalabalık gördü. Yüz- başı merakla: — Ne oldu? Diye sordu. Diğerlerinin gözlerinde de meraklı bir bakış vardı, vergici ile yüzbaşı meseleyi onlarada iylemişlerdi. Erden tabil ve kayıtsız, cevap verdi: — Ne olacak? kovuldum! — Kovuldun mu? — Odadan büyüğü kovdu, kapıdan da küçüğü. — Biz sana demedik mi? Şimdi hepsi, bu “kovuldum,, sözünü bu kadar sa- kin ve hiddetsiz söyliyen Erdene hayretle bakıyor- Yardı. Erden ayni tavırla etrafına göz gezdirdikten sonra, ortaya; —RA—SUANDUZ —» — Yahu! dedi. Içinizde bunun tenikesini bilen yök mu? Öyle abık sabık ilâçlarla iyi olmıyacağını anlıyan varsa bana yardım etsin canım. Ben dok- torum, elimden geldiği kadar yaygara etmeğe mec- burum, Kasım ağa tereddütle söze karıştı: — Ne yapmalı?! A Erden Efendi! — Ne lüzımsa, Ben gittim dinlemediler, kovdu lar Darılmak, hır çikarmak strası değil. İsterlerse birer dö şamar vursunlar. Yalnız tehlikenin önü alınsın. Biribirine bakışanlar arasmda malmüdürü de sö- ze karıştı: — Peki canım, haydi çalışalım, “söyle bir şey. — Benim aklıma bir şey geliyor. Ben o herife Yilmem, Fakat siz müracaat edin, belki onun sözü- aü dinler. — Kime müracaat edelim. — Kadiya işin tehlikesini anlatın. Hem tabi! o bu- nu bilir. Zannedersem bunun için bir de nizamname var... — Öyle olacak. Kuduz dalamışları İstanbula pa- rasız göndermek için belediyeler mi, mal kalemi mi, bir yer karışır? — Kim karışırsa karışsın. Bundan sözümün cid- diyeti anlaşılıyor demektir. Nihayet kararverildi. Malmüdürü, Kasım ağa, daha bir kişi doğruca hi- hümet konağında, kadiyâ gittilerr. Kaar işini bitir. miş çıkıyordu. Maksadı ayak üstünde anlayınca de di ki: — Hazır ben de ziyaretlerine gidiyordum. hep be- raber gider söyleriz. Dört kişi mebusun evine gittiler. Meseleyi açtı- lar, mebus Erdene atıp tuttu, fakat Kasım ağa ile malmüdürünün saf itirazlarma karşı duramadı. Sağ tarafındaki yazı çekmecesinden bir küçük kâğıt çi- kartp üzerine bir şeyler yazdı, rıhladı, kadıya uzat- tı, kadı kâğıda göz gezdirdi. Şunlar yazılıydı: (Sahte gitmek kararı. Zirdeki telgrafnamenin tarafınızdan şifrelenmesi). Alt tarafta da Dahiliye (o Nezaretine şu satırlar vardı; (Erbabı fesattan mektepli Erden, “hükümeti ha- zıranın mebusu kudurdu, kızlara kadmlara salıyor sakın canlı komayın!,, diyerek halkı tehyiç ve teş- vik etmekte olduğu ve ahalinin bir kısmı klüp önün- de toplanarak galeyan halinde bulundukları müste- celen maruzdur.) Kaâ: kurnazlık tasladı: — Pekâlâ efendim, Istanbulu teşrifi &linize dair olan bu telgrafı çektiririm, mesele bitmiş demektir. Mebus ta gelenlere dönerek: — Teşekkür ederim, eksik olmaymız. Bunun üzerine dağıldılar. Klüpte bekliyen Erden bu karar haberini alınca geniş bir nefes aldı. Ve ar- da bir hayat meselesi var, Ben nâsti göz Ne ise. Bereket versin çok aksilik etmedi. Yandan İnme Ertesi akşam binbaşının hususi bir iftarı Yüzbaşı, kâtip, Erden, vergici, Sarı Bey gibi pe aşinalar toplanmış. Iftar şubede, havuzun kep” da hazırlanmıştı. Vergici — Bunun bir eksiği var, ah o da kabil olsaYd” Diye salatanın sirkesini döküyor, kâtip ekme diliyor, Refik sofrayı hazırlıyor, Prden eriği! ,, tmdaki tahta iskemleye oturmuş düşünüyordu. bağı etrafta dolaştıkça; ir — Vallahi beyler, ayıp oluyor, iftar benimi meti siz görüyorsunuz. — Daha lezzetli olur binbaşı bey. ty — O kadar resmi olduğunu bilmiş olssydlk, “e ramlık rubalarımızı giyer gelirdik. Gibi Jatife” sofraya oturuldu. Vergici topu beklerken İ“ veriyordu: — Baş çorbasının lezzeti mükemmel, salata dından geçilmez. Dolmanm-biraz tuzu eksiX amma, limonla beraber.. — Oooo! demek hepsinin tadma baktın. ak — Yani oruçsuz olduğumu mu yüzüme r istiyorsunuz? Insanın kabahstini yüzüne VU”. Jur mu! Yılda bir suç işliyorum onu dâ çok yorsunuz. Belediyenin, ağızdan dolma köhne top teli gi ledi. Lâtife, eğlence ve işlah iler yemeğe bi mia lar, Henüz soğanlı yumurta sofraya Konü di telgraf müdürü acele acele havuz başa E* Refik Tekine göz kırparak sofraya sokuldu: » Sa — Aşkolsun binbaşı bey. Beni davet yok mi” zan” ki haber alınca goygoycular gibi di nettiniz,

Bu sayıdan diğer sayfalar: