SLAVE A a e #, A 7 5 ; | Ld | | Haberde, fi m dü- ! | ve dördü | a söz a inci kuvvet derler, miz e EİN memleket dahi.) lek İçi ığu kuvvet ve kudreti SİN söylenmiştir. Sini bir de hariçte yap- yim Gazetelerin ecnebi Rim resmi miimessili Mühim | ei bir mevki| Vİ vey; il Tojiğ İM setle çipi fena gitmesinde Bir Bir muhabir, by ulunduğu mem- Seve tarafından kabul amda. Nitekim Soy- | Almanya, Talya kendi| çalışacak ee m vermekte fev- rlar, kovulması, görmesi ini Malyan Totesta | mer zim İtenen e ahiyetini haizdi. n Alman matbuat Almanya ara e doğurdu. Bu-| Büzetesiy aya da Nevyork 14 mahabirini Alman. karmıya teşebbüs et- Tesmi hüyviyetleri yok Play iy yol pm #ttikleri milessese| » My 20te bir âmme mi! m tin mümessilidir. Bu “ili hay Pömleketlerde halikr id hü miğmercn “ha, Küyy, kimeti, mimessilinden MaYılır. Onun için dev- “ziler hakkında aldık | ile vere ra N Pie Mkadar edor ve bir hid Yİ fazla olur, — gazeteciliğin ve Ne, inada © kazandı - Bösteren misallerdir. ş Eiteteci bu mevkie lâ. ei © Hiyık olduğu için hür- t gördükçe yükselir ve ket; i ey, Kavveti bir. gazeteri-| Yaz, EN Şok bunun için öz- 6 il Bayarın son İzmir Ürün, çerbetile orada kurulan ter, * İncir Kurumundan! “nel mağ, hay vap eğ, * hart, €nİri ihracmı organize | teki pazarları geniş-| © teşekktil edem bu Iu bada teşkilât yap- de ? aramakla, meşguldür. İş, olan sermaye te- e, e kuvvetti bir şahsi ye Men,» Avrupanm muhtelif pa *lerine mümessil gönde- Koy, rae, Mari, timiz böyle organize edi. Sevkedeceğimiz. madde e artacağına, ihraç ; Pazar bulacağımıza ve İyaşy miktarda para girine- eği olacağımıza şüphe Sie At b kar iyi bo$ bırakmamak ve pi m ye pm gerektir. Bugün ee tedi İncir için yapılan Ma "iza 4, TİCen bitin ihraç mad Yak Kp o #dilmeli ve ihracat tüy e ii altına alınmalıdır. O cağı di ihracatımızın birkaç Tür E MA sliphemiz yoktur. mi Kâğıdı İS az ie ki, Müş ver» verdiler, Kapak ve malıdır, dediler, Tet- Ve se, Ay dim. Çünkü her &- et bi > vi Vİ beşarettir, Ikin- i Sila, Ü kaz ğa, yy Fabrealarımız a arasındaki mü-|# : o Hüseyin Cahit Yalçın HÂDISELER - SAHISLAR UBEYD EFE L NDİ DÜ PİN 2 İnen / / m M eşhur adıyla “Übeydul- lah efendi,, öldü. Onun ölümiyle bütün bir devrin göç- tüğünü — söyliyebiliriz. B. Ü- beydullah Amerikadaki haya- tile, Osmanlı Meclisi Mebusa- nında geçen günlerile, ingiliz- ce muallimliğile, evlendirme memurluğile ve nihayet Bü- yük Millet Meclisindeki haya- tile hakikaten bütün bir devir, başlıbaşma bir tarihti. Onun. la vaktiyle parti ve siyaset ar- kadaşlığı yapmış olan B. Hü- seyin Cahit Yalçın, geçen se. “Yedigün,, mecmua- “Ubeydullah efendiyi şöyle anlatı- nelerde sında nasıl tanıdığını yordu: enüz pek gençtim. Büyük babamı, Mithat paşa vaka- st münasebetile Mektebi Harbiye. den çıkarılarak Rodosa sürülmüş ve orada on beş sehesini bitirerek istan »la dnmin nlar Aavma hav. Irdığını işitiyordum ; — Hâlâ akıllanmıyacak mısın? Ben sana o serseri herifle görüşme demiyor muyum? if de kimdi aca- eydullah Efendi. Dayım bâna Ubeydullah Efendi. nin hürriyet taraftarı olduğunu söy lemişti ve bu söz, Ubeydullah Efen. diyi de hayalimde takdis ettiğim büyükler arasında sevmek için kâ. fi gelmişti, Sonra bu “serseri, Setveti da tanıdım. Hiç te korkunç ir n değildi. Onunla konuş. mak, hikâyelerini ve şakalarını din lemek 'çok zevkli idi, Abdülhamidin zulmünden kaça. rak diyar diyar dolaşırken Ame. rikaya kadar gitmişti. Şark kült. ründen ve dillerinden başka bir şey tanmıyan bu sarıklı adam orada lizce öğrenmiş, ketenhelvası, yüzük halkası ve şu bu yaparak ve satarak yaşamıştı. hürmet etse ve hareketlerini uydurmıya çalışıyorum hul ii kapılsa karşısında böyle akıl ve mantığa isyan etmiş ve bu İsyanı. na rağmen açlıktan ölmiyerek zor. lukların içinden neşeli bir sıçrayış- la kurtulmuş maceracıları görünce hayran aktan kendisini alamı- Fünün muharrir ve leri böyle neşeli, cev - al bir arkadaş ele geçirince, he- men bir seyran tertip ettiler. Yu- ya tepesine çıkmak Pikretin aklıma gelmişti. Bir cuma günü oraya Bey koz tarafından tırmandık. Rumeli- hisarındaki yalısında oturan Fik- ret yiyeceğimizi de getirmişti. Fi kat sade yiyecek değil, tava v re gibi birtakım mutfak takımları da Yuşa dağına yükseliyordu. Çün- kü aramızda Ubeydullah Efendi vardı ve Ubeydullah Efendi yemek pişirmek hususundaki meharetile maruftu, O gün kimler vardı! Hepsini ha- tırlıyamıyorum. Fakat Halit Ziya Siyret, Fikret gözümün hâlâ nde, Ubeydullah Efendi ateşi yaktı, İt. Seti kiye artık hariçten #avasınn vağını cızırdattı ve yassı Insan, #kıl ve mantığa nekadar | Mİİ İİ tı, ılık ılık öğle yen sı deimi bir kab kaha içinde geçti denilebilir. Ubey- dullah Efen lerden birf hiç hatı mide sövmüştü. Tabi sa idari bir musm cinayet mahke - i. Ubeydullah di inkâr ediyordu. Fakat şahiti vardı. Bazıları Ubeydullah Efen - de bir yi anlatmıya Bag- jurnal nda bir tedbir dü e i derhal tatbik etti: Oturduğu yerde a zel okuruya başladı boldu. Meşrutiyette Meclisi Mebusanda gördük. Bi muhalifler kendisine şiddetli hü « da bulunuyorlardı, Lütfi Fik ri bağırıyordu: — Ubeydullah, sen jur 1#rn ! O, patırdıların, kapak gürültüle- rinin velvelesi arasmda kürsüye çıktı, sesini işittirmek imkânını bul duğu zaman: — Canım, dedi, ne telâş ediyor. sunuz? Durunuz bakalım. Ben jur- nalet değilim mi diyeceğim, ne ti- liyorsunuz? Gürültüyü ondan son- ra edersiniz. | © Übeydullah Efendinin Hayatından Notlar, Fıkralar erhum Ubeydullah ile başlı başma bir varlık içimizden göçüp gitmiştir. Ubeydullah med- rese tahsili gördüğü halde en ka ranlık günlerde taassubu yarıp yük selmiş ve saray istibdadma karşı kendine mahsus bir şekilde bir is- yan açmıştır, Memleket hudutları kendisine Idar gelince, deniz, okyanus tanı mıyarak dünyayı kendisine bir ce- velân yeri yapmıştır. Amerikada se nelerce kendi sâyile yaşamak yolu- nu bulmuştur. Şikago sergisinde ke- tenhelva satıcısı örfatile oynadığı rol meşhurdur, Ubeydullah, hiçbir zaman haya- ta mağlüp olmıyan, en sıkı zaman- da, en koyu yoksuzluk içinde me- şeslle herşeyin üstüne çıkan bir in- sandı, İzzeti nefsi üzerinde dalma hassas davranmış ve en şiddetli bir ihtiyaç karşısmda bile hayata bo- Bu sözler, fırtmay ilmüş zey tinyağları gibi b Başma bir Af, ak kahverengi tesi dermişti. yürü Süleyman Sudi ilc er, Oda halkı E , yemek: titiz ve aksi olm hyor, azarlıyordu. Kendisine ister. peniz sövünüz, pişirdiği ye, meğe ufak bir kusur buln nazarda küfre girmek ks fedilmez bir cürümdü. Hayati telâkkisindeki üstünlük kendisine her devirde mümtaz bir mevki vermiştir. şek hikâyesi meşhurdur. E Meşrutiyetten sonra gaze telerden biri, mebuslardan yüzde doksanmın eşek olduğunu yazmış. O zaman İzmir mebusu olan Ubey- dullah Efendi bir gün meclise gi- dince herkesi telâş içinde bulmuş. Her kafadan bir ses: Kimi gaze - teciyi asalım, kimi keselim Vakayı Ubeydullah Efendiye an - latmışlar ve onun da heyecana düş mesini beklemişler. O da hiç neşe- sini bozmıyarak kayitsiz kalmış: — Yahu, demişler, neden böyle bir hâkarete kızmıyorsun? Cevap vermiş: — Ben insan olan yüzde on ziüm- resine dahilim. Kızmak kendisini diyor. ULLAH kimselerin yanmda ğilerek kulağı Hoca, « Ve Ubeydu. Yalnız kaldığımız zamanlar yanardı — Be adam, ne yapı 1e? Ya fısıldadığın sözle, Bu herifin acaba yüz karası nedir ki, demezler mi? Ingilizler dikleri gün esef ediyordu: — Şunun şura oturuyorduk.. Şimdi nereye gitme- MT diyordü. Sonr olarak geçirmiş bu adam, hayatın | garip bir & derdi başkalarının b: yaşıyordu. ar Millet Meclisine | mak demektir. ütarekede lar arasında idi. İngilizler kendisinin harp mesuli- yetlerile alâkası olmadığına karar zindand di “Çöp çatanlık,, san- dalyasma oturdu. Omrünü Kulaktan Kulağa . . «. Bir sabah gazetesinden aynen: “Van,, gemisi dün Haliçteki ha- vuzlarda merasimle denize indirildi, “Van gölü işletmesi için havuzlar, da yapılmakta olan gemilerden birin. cisi bitirilmiş ve din merasimle de. nize indirilmiştir. Geminin ismi “Van” dır. Mai muhracı 150 ton, ylik toni- lâtosu 50 dir. 118 kişi alabilecektir. Çift uskurludur. Saatte 9 mil yapar. Kâmilen Türk işçileri tarafmdan vü. cude getirilmiştir. Montaj Van gö. Hinde yapılacaktır. Ikinci gemi yirmi gün sonra bitecektir, Bunları Havuz- lar ve Fabrikalar idaresi 70 er bin Hi- raya yapmıştır. Biz bu merasimde bulunamadık. bu malümatı Havuzlar idaresinden telefonla verdiler, Hava. kaydetmekle beraber, Istanbul tersanesinde yapılan bir geminin de- nize inme merasimine, gazetelerin davet edilmemesine de teessüf etmek. ten kendimizi alamadık.” Arkadaşımızın Istanbulda denize indiğini yazdığı gemi Istanbuldan Van gölüne denizden gidemiyeceği İiçin (Van) gölünde monte edilmiş ve | denize orada indirilmiştir. İ Gereibiz Dolmabahçeden Halice | kalyonlar geçiren babayiğitlerin to. runlarıyız amma Havurlar idaresi gemiyi yerinde kurmayı, karadan göndermiye tercih etmiştir. YA s Okuyucu j ? mektubu ? arar "ei Susuz Berber Salonu Olur mu? Sirkecide Ebussuut caddesinde Yeni Aydm kadın ve erkek berber salon Hâmit yazıyorlar , dıklarını belediyenin ği sıhhi takyida, ta riayetkâr olamadıklarını yazı« yorsunuz. Su bul mı iddia edeni berber, haksızdır. Sıhhi şart- ları haiz salonlarda" su, fazlasile mevcuttur. Şayet, bazı dükkânlar. da su yoksa, bunu bir mazeret o- larak kabul etmek te yanlıştır, Bir berberin salonu açarken düşünece ği ilk şey, su, elektrik ve havagazi- dır, Bunları düşünmiyen, temin etmi. yen bir berber çalışamaz ki dem salonlardı ân umumun sıhhi menfaatini te- min edici bütün alât, edevat, maj- zeme ve temizleyici vasıtalar faz. lasile vardır. Kendilerini mesleğin rına ve sıhhati umumiyeye taallük eden inceliklerine uyduramı yanlar için muvaffakıyet yoktur, kanaatindeyiz.,, . Ubeydullah E- fendi Maltaya Günün birinde vermişler ve memlekete göndermiş- ler. Ubeydullah Efendi bakmış ki, Istanbul sıkıntılı bir yer. Bütün ahbapları Maltada.. İngilizlere başvurmuş: — Bir yanlışlık oldu, demiş. Ben onlardanım. Beni yanlışlıkla tahli ye etmişsiniz, Yüzlerce insan, Maltadan nasıl kurtulacağız diye ahu figan e derken Maltada herkes Ubeydullah Efendinin bir gün kendi ayağı İle çıkayeldiğini hayretle görmüş. Bu kalender insan aylarca Mal- tada kendi rızasile kalmış ve tmit- sizlik içinde kalan vatandaşlara fe- Kalamış İskelesinde Yürümek Bir İştir Pazar günü Kalamışlı okuyuü. İcumuz bize şöyle dert yandı: . — Kalamış iskele: üstünde tle yürümek kabil değildir, Tahtalar i.ik deşik olmustur. Bir ok yolcularm ayakları -bu delikte ıkışıp kalmaktadır. İ Akayın bu iskeleyi hemen tamir ot İtirmesi lâzımdır, kanaatindeyim.” . Kardeşini arıyor Istanbul, Çemberlitaşta Tavukpa» zarı bekçisi Erzincanlı nil yazi- yor : '— Bundan bir müddet evvel Er. zincanm Refahiye kazası Alakise na- hiyesi Badrik köyünden Durmuş ©- Zullarmdan Bekir kızı kardeşim Fat mayı kaybettim, Amasya köylerinin birinde olduğunu duydum. Bilenlerin adresime haber vermelerini rica ede- rir “ Bir Okuyucuya Cevap Şişliden M. Dilmen'e: '— Istanbulda 19 yaşmda bir ortamektep mezununun okuyup meslek sahibi olabileceği bir kurs yoktur. Birkaç yerde açılan kurs, meslek kurslarıdır ki, yalnız men- ze şimdi Bskişe iy linde bulunan eğitmenler kursuna müracaat etmenizi tavsiye ede