Krş SENİ Elâzizin yeni müesseselerinden: Çocuk Bahçesi. Elâzizde Uğraşılacak İşler Epey Çok: Ekmek, Lokanta... lâziz dördüncü u: v fettişliğin merkei tek Eşi, iz arı burada oturuyor. Bu tür kalabalık ve oldukça cazip Eli e büyük dertlerden bi lama emektir. Pişkin ekme çı Mazsaız. Hamurdur. Yersiniz. Üdenize oturur. Yemekler, ücüs, 4! doyuracak kadar değildir, He a SEC Saat ZI den Sonra, mutla. Birdiğiniz aşçınm isteğine, ar. su İl Yem, DağlsMıZ. Onun getireceği ekleri yeme v ia kebabı ine b in, Aasulye yerine iki günlük zey- Ağlı ayşekadınla idare edemez e. açamız. Bir Elâzizl kö. ni tim Diyordu kit e, ZSENİZ, Mizizin diğer * biride Tren rötarları ağrada tren, sanki cennetten E Betipen bir peri gibi â hebkes işinden gücünden e doğru ya postehane karşı hi Pari denilen bahçeye, ya- m Halkevi parkına. koşuyor ve duğ, >. bekliyor. Her uzak ilde ol- Mek rağ Elâzizde de gazete, ek- sey. dar mühim ve aranılan bir P “sta zamanı, da 3 yani akşam, İs yay Postahane ö tenezzüihü, daha ya veri- nü O. küçük sa- Yala dolu çuvalı bayilere Tükçe lan Kânmla Fr ala, in Kazeteleri da "a Kevziine imkân kalmadan, Sağı, ii SA, #oldan, önden, arkadan beş ai Uzatılıyı ay, int harpte vesika ile ek- verilen bir merkez hal or. Postaha; /rüan memurla Yet saat 20, yahut # kadak bekij ta eve gigi, beki, İyorlar, Trenin rötarı nis- nde bu y nar; GE. var Yahut hiç iyebiliyorlar, Son zarayı kismen görü- görmüyorsunuz. İ- tuhaz 4 tatile tarafına bakın ki, bu müş ri, aras nda cidden çok ve But, da vir, Me yay geleceği sz Yür, a tetcih €diyor. Fakat memur Me, kp, abonedir. Gazete evleri- Yor, ermin önüne kadar gidi- Takeyge 2k bu Yüzden bayiler, pe- hş Bu Satışın azaldığını söylüyor kü, e e tabii bulurum. Çün- * 2330 dan sonra küçük ço aa SA Yazan: / 3Ldtif Erenei! errrssanasei “arana cuklar, yalnız bone evlerine uğrı- Yabiliyorlar. EB ir gazetecinin yabancısı ol- duğu memlekette evvelâ an- lsşacağı ve yardımını rica edeceği müessese, telgrafhanedir. Size tel grafhane müzahir olmazsa, kolay- Lik göstermezse bütün çalışman 21 düfün eline birakmıya mecbur sunuz. Ben kendi hesabıma: “.- Biziz telgrafharesinden yar kolaylık gördüm.” dım gördüm, diyemem. Maamafih, kiymetli bir idareci o- lan genç Posta, Telgraf müdürünün tavassutu olmasaydı, telgrafa bağ- lı işlerimiz hayli güçlükle yürürdü. lüzize ayak basar basmaz, E siye hoş geldiniz yerine: «... Vali Tevfik Gürün yaptırdığı yeni Halkevini gördünüz mü?" di- yorlar Hakikaten görülecek ka- dar mükemmel, muhteşem bir bi. Içi hususi bir İtina ve ince bir ze süslenmiş, döşenmiş, Halke- vi çalışmalarrida aradığınız en kü çilk bir tesisi bile buluyorsunuz bü rada... Halkevi, Elâzizin &a modern bi- na, İncesuya da Ortaokul Lözım 24 (TAN) — Kazamız 4 sür nüfusludur. Ulukışla — | Kayseriye 25 kilometrelik; düz bir va ie "bağlıdır. 25 köyü vardır. Halk, ziraat, bağcılık ve koyunculuk ile geçinirler, Buranın gok nefis olan üzümleri pek ucuz olduğu İçin bağ- cılık para getirmemektedir. Burada bir şarap fabrikasının kurulmasına cidden büyük bir ibtiyaç hissedil- mektedir. Doğuspor adında bir spor klübü vardır. Eski uray kurağında bir okuma odası açılmıştır. Bayındır. lik İşleri programlı bir surette yürü- mektedir, İstasyon civarında yeri bir hükümet kurağı yapılmaktadır. En büyük bir itiyaç ortaokuldur. nasıdır. Zengin kütüphanesinde her gün yüzlerce vatandaş okuyor. Ak- şamları çocuk bahçesinde salıncağın dan tahtaravallisine kadar büti oyun âletlerinin faaliyette olduğu- nu görüyorsunuz. Minimini yavru- lar, Helkevinin çocuk bahçesine gitmek, hava almak, eğlenmek için can atıyorlar. Atatürk, İnönü kö- geleri de seyrine doyamıyacağınız şekilde süslenmiş, güzelleştirilmiş- tir. lâzizde Halkevini iki üç defa gezmek fırsatını buldum. Könfe- rans salonunda hergün yüze yakın musilim zehirli gazlardan korunma dersi alıyordu. Elâziz Halkevi, mu- hitin içtimat mektebi otmüş, Bera? ber çalışmanın prehsibini ortaya koymuştur. lâzizde dilenci meseleside çok mühimdir. Küçlük, ts. tübaşı pis çocuklar, zabıtanın taki. binden kaçıp /'yine memlekete yeni gelmişlerin karşısma çıkıveriyorlar. Hepsi zeki, kurnaz çocuklar... Bir defa istediğini veriyorsunuz. On- dan sonra otelin kapısından dışarı çıkmanızı bekliyorlar, Bazan kizi- yorsunuz, vermiyorsunuz. Siz önde, onlardan da 8 - 10 kişilik bir grup arkada, polis görünciye kadar gidi yorsunuz. Uzaktan bir polisin geli- şi, peşinize takılan bu geveze mah- lakları bir anda dağıtıyor. Fakat, tam parkm içine girip te göyle bir dinlenmiye hazırlandığmız sırada, #rrneşıkları tekrar etrafınızda bu- luyorsunuz. Ben, bunlarla daha 8i- kı uğraşılmasını doğru bulurum. E- lâziz gibi ileri bir merkezde böyle seyyar sefalet örneklerini görmiye tahammül edilmiyor. ANTEPTE ATICILAR BİRLİĞİ Antep, (TAN) — Antep av merak- İkları Halkevinde bir toplantı. yaptı: lar. Bir nizamname bazırlıyarak hü- kümete verdiler ve Avcılar ve Atıcılar Birliği adiyle bir cemiyet kurdular. Birlik reisliğine inhisarlar başmüdü- Kayseri ve Kayseri — Aksaray g0s6- İri Bay Aziz Okıncan seçildi, 1 A- İleri üzerinde işlek bir merkezdir, İ ğustosta bir Avcılar bayramı yapıla- | caktır Karısını Makasla Vurup Öldürdü 8 Kütahya, (TAN) Altıntaş na- hiyesine bağlı Arpalık köyünden Ra mazan isminde birisi, güzel ve genç karısı Hanifenin köyden bir delikan- İt ile seviştiğini öğrenmiş, nihayet evvelki gün Hanife ile sevgilisini ey- de yakalamıştır. e Gözleri kan dolu koca, eline geçrdiği makasla karısını #idürmüştür, TEMİZLİK MÜCADELESİ KARŞISINDA Belediye şehirde temizlik mücadelesine önem verdi. Kendi- si gayretle çalışıyor, şehirlinin de şehrin temizliği için çalış- masını haklı olarak istiyor. Fakat şehirli bu temizlik için ken- di şehri pislikten kurtarmak sanıldığı kadar kolay olmasa gerek- | tir, Ancak yapılması iki taraf için de kolaylıkla mümkün olan işler vardır. Bu arada yapılmaması da zaruri olan bazı şeyler var ki biz bunları sık sık ihmal ederiz. İşte.. Şu resimler; bu son cümlenin medlülleri gibi karşımıza dikilmiş bulunuyorlar, inden birşey veriyor mu? Yahut neler veriyor? Koca bir | | Temizlik İşinde Şehri Pisletenler ! Pislik, sadece sokağa çöp atmakla olmaz. Atılan çöpler' ara- sında simit satmak ta temizlik mücadelesine feci bir aykırılıktır.. Şu meyvaların haline bakın. Küfeler tozlu ve çok muhtemel ki mikropla yerlere serilmiş ve muhakkak ki birçoğumuz bujg mikroplu meyvaları yıkamadan yiyeceğiz.. len şu yemekler kimbilir kaç kişiyi hasta edecek!. Sl Çiğ Şu resimdeki manzara da bundan evvelkine nasıl | benziyor, değil mi?.. .— Şu | Garip . Dünya İ Son günlerde, Nevyorktan, San Frânsiskoya yüzerek gitmek kebil olmuştur. Nevyork Amerikanın şark sahillerindedir, San Fransisk oda İ garp sahillerinde... Ikisi arasında na- Çünkü bu yüzme, Nevyorkla San Fransisko #- rasında işliyen ve çok sicak mınta- kalardan geçen trenlere ilâve edilen yüzme vagonları içinde yapılmakta. dır. Bu yüzme vagonlarının derinliği 2 metre ve boyları da 3 metre İmiş, Kumpanya, ayrıca istiyenlere mayo ve havlu da veriyormuş sil yüzülür? demeyiniz. . Kaliforniyada Kadınlar Cemiyeti- ne dahi) ölân kadınlardan, kocaları- nın sadakâtini temin için şu kaidele- re riayet etmeleri istenmektedir: Sofra başnda mühmel giyinmiş olmayınız; bulaşık yıkarken koca bızdan yardım istemeyiniz; hafta sonlarindâ annenizi evde tutmaymız; kocanız size nasihat verirse sabırla dinleyiniz; her şeyde onun düşünces lerine uygun hâreket etmeğe lüzum görmeden ondan fikir sorunuz; câ- nmiz gayet sıkılmış bile olsa neşe- liymiş gibi yapınız. . Ağustosböceğini, insana daha mek tepten tanrtırlar. Bizim ancak öttü- dünü bildiğimiz bu sevimli böcek meğer daha birçok işlere de yarar- mış. Meselâ Çinde Ağustosböceğini bazı hastalıklara ilâç olarak kulla” nırlarınış, Tonkin yerlileri Ağu tosböceğinden güzel yemekler yar pârlarsa da, İpekböceğini ve çekir- geyi tercih ederlermiş. Japonyada e, Ağustosböcekleri kuş gibi kafe- 8e konurmuş. Çinde, ayrıca o Ağustosböceklerini horoz dövüştürür gibi dövüştürmek üdeti de varmış. . “Adelet fasulyesi" diye bir sebze duydunuz mu? Cenubi Afrika yerli leri arasında meşhur olan bir nevi kara fasulye varmış. Kim suçlu ola- rak mahkemeye düşerse, bu fasulyo- ler kaynatılır ve suyu suçluya içiri- lirmiş. Eğer suçlu bu suya tahams mül ederse masum, ölürse suçlu sa yılırmış. Çünkü adalet fasulyesinde orta kuvvette bir zehir varmış. Bir zamanlar Ingütere sahillerinde bir deniz yılanı görüldüğü iddia edil- mişti. Sonra bundan vazgeçilerek, İs koçyada bir gölde deniz canavarı bus lunduğu söylendi. İngiliz gazeteleri. ne bakılırsa bir iki kişiden başkası Da görünmiyen bu canavar, son gün- lerde yavrulamıştır. Bazı talebeler, birkaç tane ufak canavar daha gör- düklerini iddia etmişlerdir. . Bir beygir bir saniyede İnsandan öç defa daha fazla mesafe kateder, Yelkenli bir kayık saniyede 6 metre- lik yol alır, Denizin dalgaları saniye. de 13 metre ve rüzgür da 30 metre gidebilir. Bir tayyare saniyede 50 metre gider. Bir tüfek kurşunu sa, niyede 750 metrelik yol alır. Tayfun ve fırtına rüzgârları saniyede 40.50 metre yol alırlar. Prag Üniversitesinin nebatat fİz- yoloji enstitüsünde yapılan bir teo- rübeye nazaran Garbi Slovakyada yetişen mısırlar, yanme, bir gramın binde biri kadar <n te. ressübatı bırakmaktadırlar. Doğruysa altın madeni aramıys bacet yok. * o Bi de temiz diyemeyiz ya!.. İ m Ve nihayet çöp süpürgesinin önündeki şu vaziyete dö imi kzn e dsi İM Bir Amerikalı âlim, Dalya çiçekle. rinin kökünde Nisan ve Mayıs ay. ları zarfında Azami derecede seker bulunduğunu iddia etmektedir. Barin Be