a Şilede Feci 986 yıl temmuzunun on beşinci Müddeiumumi Ahmet Remzi uzun ve bunlardan Yakup oğlu Ali ile Hi: hâdise şudur: Yüzden bir sene 9 ay hapis cezası A , , , | | , * ' ç R a |, , * / / / / / f ( * / / için başka güne kalmıştır. cinayet EE EA işlenen ' , , |, |, , , , günü Şilenin o Korucu köyün. & de bir genç, bir kız kaçırılma intikamı yüzünden pusuya düşlirüle- & rek silâhla öldürülmüştü. Dün ağır ceza mahkemesi, bir senedenberi & devam eden bu davayı neticelendirdi. Davanın Eyüp oğlu Ali, Ha- $ san, Necati Davut Mehmet, Ibrahim adlı beş mevkuf suçlusu vardı. & siren iddiasile davayı teşrih etti & asanm idamlarını İstedi, Fakat ha- & reketlerinde cezalarmı hafiflettirecek takdir sebepleri buldu. Diğer W suçlular hakkmda da beraet kararı istedi. Öldürülen genç, Şevki oğlu Alidir, Müddelumuminin izalıma göre ? N Öldürülen Şevki oğlu Ali suçlu mevkiinde bulunan Ibrahimin kızı ç Ye yine suçlulardan Alinin oğlu Ismailin nişanlısı Gülsümü 925 se. N mesinde arkadaşlarile beraber zorla dağa kaçırmış ve günlerce dağ. N da gezdirdikten sonra jandarmalar tarafından yakalanmıştır. Bun. X dan sonra yine Istanbul ağır ceza mahkemesi bu Şevki oğlu Aliye bu vermiştir. Ali, hapisaneden çıkıp N ta köyüne dönünce Eyüp oğlu Ali ile bir olup akrabasından Hasan X Aliyi pusuya düşürmüştür. Ali tarlaya gelirken onu dört kurşunla $ yere sermişlerdir. Ali ölmeden evvel kendisini vuranların Eyüp oğ- $ In Ali ile Hasan olduğunu söylemistir. Muhakeme kararm tefhimi ? İkrar ermez ef > İcra Sahtekârlığı, Yolsuzluğu Davasi Dün Ağırceza mahkemesinde bir icra sahtekârlığı ve suiistimal davasına başlandı. Davanın üç suçlusu vardı. Birisi mevkuf ikisi serbest olarak muhakeme ediliyorlardı. Suçlular eski İkinci İcra kâtibi Kadri ile Seyit ve İkinci İcra memur muavini Bekirdi. Kad. ri mevkuftu, Kadrinin suçu mena ve zimmet diğer iki suçlunun da yalnız zimmetti. Birçok yerlerden para öldikder m rı halde-icra veznesine yatırma- dıkları iddia ediliyordu. Dün mahkemede birçok şahitler din- İenecekti. Evvelâ Şark teneke fabrikasının muhasebecisi İstav- © ridi dinlendi. “.- Bir gün Kadri fabrikaya gel di, Fabrikanın ortaklarından birisi- “nin borcundan dolayı hissesini hac- zetmek istedi. Biz kendisine bu his- 'sedarın burada olmadığını söyliyerek biraz müsaade istedik, O menfi cevap | verince kendisine 100 lira verdik. Mü | tebakisini de ortağımız gelince vere- eğimizi söyledik. O yüz lirayı aldı. Gitti, bize de bir makbuz bıraktı. “ Sonra bu paranın İcra veznesine ya- tırılmadığını öğrendik. Bundan sonra dinlenen dekkiki de dedi ki: “— Bir gün ikinci icra kâtibi Sı- ik bana geldi. Teneke fabrikasmdan icra mü- ame Ölü bulundu 933 senesindenberi Bakırköy akıl hastanesinde tedavide bulunan cü- zamlılardan Etem oğlu Haydar evw- velki gün hastanede ölü olarak bu- lunmuştur. Tahkikata müddelumum! muavinlerinden Orhan Köni elkoy-| muştur, Fakat Recai görünos bu imzânm ken disine ait olmadığını söylemiş. Hac- ze Kadri gitmiştir. Benim bildiğim! bu kadar. Diğer şehit yağcı Rahmi de günle rı söylüyordu: “— Satılan yağı ben aldım. Der- hal 50 lira verdim. Param yetişme di, 15 lira da bir yerden Borç aldım, Sonrü da borçlu hacze gelen ve ben- MAHKEMEDE SORGUSU YAPILIRKEN Sultanahmet sulh ceza hâkimi Re- şit, dün, arkadaşımı yaraliyan Aziz oğlu Halil adi: bir gencin sorgusunu yapıyordu. Hal'ide tam şuurlu ve sıh hatli bir adamın yapmıyacağı hare- ketler görülüyordu. Hâkim, derhal suçlunun tıbbı adiide muyene & dilmesine lüzum gördü. Biraz sonra kendisini muayene eden ( tabibi adil Enver Karan Halilin Trbbt Adiide mü şahede altına alınmasına lüzum gös- terdi. Jandarmalar, Helili akşam zeri Tibbi Adli milessesesine götür- diller. BAYAN SUADİN TEVKİFİ İSTENDİ Usküdar müddeiumumiliği geçen- lerde nişanlısı Necdeti tabanca ile öldüren Bayan Suat hakinda tahki- katin: bitirmiş ve dikkatsizlik yüzlün- den ölüme sevebiyet suçile tevki- fini Istiyerek dosyasını sorgu hâkim- liğine vermiştir. Tevkif ve ademi tev- kif kararım Usküdar sorgu hâkimi verecektir, / Kelle İbrahime İskence Yapanların Mahkümiyeti Iki gün evvel Üsküdar asliye ceza mahkemesinde Beykozlu Kelle İbra- hime işkence ettikleri iddiasile suç lu olanlar hakkında karar verildiği. ni haber verirken yanlışlıkla suçlula- ra verilen cezanın tecil edildiği yazıl- mıştır. Bu mahkemede Kelle Ibra- himle Şahap isminde bir genç ayni zamanda suçlulardan Kanita'nın kt zına sarkıntılık yapmaktan suçlu bu- Tunuyortarar, Suçlulardan Cemil bir ay yedi gün, Enver iki #y 15 gün, Kürt Ali 2 ay on beş gün, Mustafa (iki ey on beş gün, Kanila iki ay on beş gün, Hasan üç ay hapse mab- küm olmuşlardır. Burlardan Hüseyi- İnin cezası bir ay yedi güne indiril- miştir. Kelle Tbrâhim sarkmtılıktan bera- et kararı almış, Şahap !se bir ay hap- se mahküm olmuştur. Verilen ©0z8- larm hiçbirisi tecil edilmemiştir. ———— bu paraları vezneye yatırmamıştır. Kadıköyünde oturan Bayan Mü- zeyyen ile avukat Ziya da şahit ola- rak dinlendiler, Gelmiyen şahitlerin Şamlılar Köyü İhtilâfında Son Safha Nedir ? Şamlılar köylüleri ile Resneli merhum Niyazinin kardeşi Bay Osman Fehminin Bakırköy kazasında Mahmutbey nahiyesi hudu- şudur: Fotronya çiftliğinin sınırları için. ide bulunan çayır otlarmı köylülerin tecavüzünden muhafaza için Osman Fehmi ile refikası 983, 934, 935 ve 936 senelerinde miühakemeye müra- caat ederek çiftliğin tapu ile muta- sarrıfı oldukları hakkında ihtiyati tedbir kararı almışlardır. 937 sene- isinde 2311 numaralı kanun mucibin- ce'Oğman Fehmi Resneye ve eşine teslim edildiğinden 1937 senesi çayır mahsulü için mahkemeden böyle bir karar almıya lüzum hâsıl olmamıştır. Bu #on karar üzerine köylüler 1937 çayır mahsulli için esliye 4 üncü hu- kuk mahkemesine müracaat etmişler Ye bir tedbir kararı istemişlerdir. Fa. kat, köylülerin mahkeme zabıtname- hile bu çiftlikle ne mutasarrıf ve ne de müstecir sıfatile hiçbir alâkaları olmadığı anlaşılmış ve onlar da Os- man Fehmi ve refilası tarafından biç tirilmiştir. Bu suretle Şamlı ve Aya- yorgi köylülerinin İstedikleri redde- dilmiştir. Bay Osman Fehmi, bize gönderdiği mektupla gazetelere yanlış akseden haberleri dilzeltruş ölüyor. Bundan dolayı memnuniyetimizi ayrıca kay- dederiz. Açık Teşekkür Yakacıkta umum jandarma ku- mandanlığı levazım müdürlüğünden mütekait kaymakam İbrahim Dün- dar Perşembe günü vefat etmiştir. Cenazesi Yakacıkta makberi mah- susuna defnedilmiştir. Merhuma son vasifeyi KA MUSUSuncA Yunan uç yeti ihtiyariyesi ile asker arkadaş- 'danı ve atış mektebi kumandanlığı- nın gösterdikleri tevecelih ve alâka- dan dolay: kendilerine ayri ayrı te- şekkür etmeğe teesslirim mâni ol- duğundan gazetenizin tavassutunu dileriz. Oğulları Nihat Dündar, Kâzım Dindar Teşekkür Annemizin ölümü münasebetiyle taziyette ve cenazede bulunan dost- İlarımıza ayrı ayrı teşekküre imkân bulamadığımızdan muhterem gazete- nizin tavasaytunu rica ederiz. ları, Kartal jandarma bölük kuman- | du içinde bulunan Kotronya çiftliğine ait bir kısım topraklar yü-| zünden ihtilâf çıktığı ve senelerdenberi devam eden bu ihtilâfın mahkemelere de intikal ettiği gazetelerde yazıldı. Asliye Dördün- cü Hukuk mahkmesinde devam eden muhakemenin son safhası lerinde geçen İkrar ve itirafları veğ- B. Osman Memleket Gecesi Şehremini Halkevinden: 1 — 15, 7, 1937 perşembe akşami saat 21 de evimizde değerli bilginimiz Izmir saylavr Hasan Ali Yücel (mem leket geceleri) seri konfaranslarımı- xm üçüncüsü olmak Üzere (halk ede- biyatı) mevzulu bir konferans vere. cektir. 2 -— Uyelerimizden Kemalettin Yalt kaya İle tanburi Ali tarafından halk (kalenderi) lerinden bazı parçalar ça» Imıp okunacaktır. KAY KAMUZŞ UL ta itesi başkanı Baha Gökoğlu (şimal yürüklerinde seymen teşkilâtı) esâs- larını anlattıktan sonrâ seymen yü- İrük Korolarından (gelin sima) koro- sunu okuyacaktır, 4 — Uyelerimizden bestekâr Mu - zaffer Firatlı Şimal yürlik mânile- rinden Muhtelif parçalar okuyacak- tr. 3 — Istanbul konservatuyarmdan Mükerrem, Muzaffer, Celâl, ve Hüse- yin filüt obuva, fağut ile korno, tet çalacaklardır. 6 — Konferans ve konserler için (Hayden) den bir düet ile bir kuvur-| 18-7.987 Mae West'in Kocası Dava Açtı; Bir aktör o v Frank Valisce Gİ yirmi üç sene e) Mao West'18 & miştir. Fakat West'in ifadesi göre kendisi Sİ gün bile koc li ; hirlikte £ yaşını g mıstır. Valace ise KEİ #1 aleyhinde açmış ve kendi zevç olarak tali masını istemiştir. iz Bugünkü Program Oğle neşriyatı; Saat 12,30 Plâkla dans musif 12,50 Havadis, 13,05 Muhtelif neşriyatı 14 Akşam meşriyatız 18,30 Plâkla dans musikisi Konferans; Eminönü Halkevi yardım şubesi namına doktor Tiregol (Ruhi çocuk terbiyesil. Türk musiki heyeti 20,30 Ömer BW öylev 20,45 dia Rıza ve arkadaşları Türk musikisi ve halk şarkıları Ü at ayarı) 21,15 Radyo fonik dei (Cürilm ve ceza) 22.15 Ajans ve BÜ sa haberleri ve ertesi günün mı. 22.50 Plâkla sololar, öpera vE? peret parçaları 23 Son. Günün Program Özü SENFONİLER 15 Varşova: Varşova Filharti nisi (Oginski, Süppe, Brah Leo Fall) HAFİF KONSERLER 7,10: “Berlin kısa dalgası: 7.30: Orkestra konseri. 9,20: P: resinde büyük orkestra, 20. Holanda kıst dolgası, Filips lab” ratuarından eğlenceli mi 10: Kolonya: Hafif musiki, Bükreş: Radyo;salon orkestriSfl ml Prag kısa dalgası: Karı konser, 22 Roma: Dağcı şarkılsfi 22.35 Paşte: Askeri bando. 2240 Prag kısa dalrası. Konser (Deb #y - Ravel) 2245: Bükreş: Lok&jij tanın birinden musiki nakli ZEN 23.05: Prag kısa dalgası: Hafif siki. 23.15 -Milâno, .. Torino: OPERALAR, OPERETLER - 10.15 Varşova: Operet musiki 22 Milino, Florans: Puccini “Manon Lescaut” operası, 22 Nis: Opera nakli, N ODA MUSIKISİ 20,35 Bükres: Trivo oda mü kisi, J RESİTALLER 17.20: Varşova: Kiğsik piyi musikisi. 19 Peşte: Viyolonsel sitali, 20 Peşte: Macar halk şaft ları (Çigan orkestrasile), 2ÜSU Viyana, Graz, Viyana havaları & kestra refakatiyie). 2110: Bi reg; Meşhur şentörlerin plâklak dan. 22.05: Prag kısa, dalgası: ki Prag şarkıları. 22.25 Prag dalgası: Piyano ve Klarinet Ve yasyonları. 23 Varşova; © medarı Recainin imzasını 100 lira almışlar, Makbuza icra vez- den de parayı alan ikinci icra kâtibi atmışlar. Saide lölira verdi. çağırılması için muhakeme talik €-| dildi. Halbuki Sait bu pürüz meydana çikrrermezdi. Mutlaka Erdenden bir söz almış olacaktı. Bunu nasıl öğrenmeli? Her genç kız başka bir genç kızın-mahremidir. O da bir diğerinin. Binaenaleyh her genç kızm bütün genç kız- Tar ve onların da bütün bir dünya mahremidir... Gü- ner de Ali Efendinin hemşiresine koştu, iki damla gözyaşı arasma, bir tutam diken gerdanlık gibi, bü- tün şüphelerini dizdi. — Deli misin kız? Böyle şey yok. Gi işine. Emi- gin densizliği. Hem bu işte bilmiyor musun? Dünbe- leklerin düzenbazlığı var. Güner bir daha gözlerini sildi, — Bana inanmazsan, git kendin $or. — A, nasıl olur ? — Hele şuna bakındı. Nasıl olacak? Basbayağı iş- te, Gider sorarsın. Genç kıza bir cesaret geldi, Akşamı dara dar etti, Babasmın yemekten sonra klübe gitme vaktini iple. çekti, Babest kapıdan çıkar çıkmaz, oda kardeşi- ne seslendi : — Güzel! şu feneri yakıver. Annesi sordu: — Nereye ayol ? — Hiç, teyzeme, Canım sıkılıyor da.. — Bana da gider misin diye sormak yok mu? Ben can değil miyim? Şu haspaya bakımdı, teyzene gide- ceksin de, nineni de götürmek yok mu? Annesinin bu şakasmdan mahcup olan Güner ke- keliyerek : — Diyiverecektim, aklımdan gıkiverdi işte... Ana kız, fener çeken küçük Güzelin peşinde Hâ- fız Hanımlara geldiler. Yolda anası birkaç defa: — Bir durgunluk var sende? Neye durgunsun kr- zım? Keyfin mi yok Güner? diye sordukça : — Yooo... Hiç... Birşeyim yok. Vallahi yok nine ciğim! Gibi kısa cevaplar veriyordu. O, aldığı cesaretle sormaya, derdini dökmeye gidi- yordu. Buna özmetmişti. Ortmelerini çıkartırlarken gizlice hizmetçi kıza sordu. Erdenin odasında yâz! yazdığını öğrendi, Teyzesinin yanına girdi, birkaç misafir daha vardı, bir iki dakika düşündü. Edrenin odasına girmek ve orada doğrudan doğ- ruya meseleyi açmak istedi. Bir bahane ile kupidan sıyrdıverdi, Karanlığın Çözdüğü ve Bağladığı Düğüm Ökçeli terliklerini merdivenin ilk basamağına bi- Takârak sessizce yukarı çrktr. Merdivende hiç birşey hissetmediği halde, kapmm yanma gelince kalbi çerp maya başladı. Kapı aralandı, Erden başı açık, ceket- siz, masanın Üstüne eğilmiş, birşeyler yazıyordu. Or- tadaki büyük limbadan sarı ve parlak bir ışık deli- kanlmım bütün başiyle çehresinin bir kısmını aydın- latryordu. Genç kız bir adım attı ve elini kapmm yan pervazına dokundurdu. Fakat giremedi, Göğsünün altında, sanki eşinden ayrılmış bir güvercin çırpnı- yordu. Sol eliyle kalbini bastırdı. Dizlerinde bir kâ- rıncalanma peyda oldu. Sağ avuciyle, kapım perva- zina dayanmasa, mutlaka düşecekti, Cesareti, azmi birdenbire kırılmıştı. Daha bir dakika evveline ka- dar kuvvetle verdiği kararı, aleve tutulmuş balmu- mu parcası gibi erimisti. Geri de cekilenjiyordu. Lâm Oğlu Tünkofis müşaviri Faruk Sünter kızı Hatice Kerman banm ışığiyle kamaşan gözlerini, yere, sedire, gölge- li taraflara bakarak alıştırmaya çalışıyordu, Erden Yaziyle meşgul. Bir aralık kalemi elinden attı, yaz. dığı şeye göz gezdiriyor. Yüzü büsbütün görüniyor, Genç kiz, güneşten biraz fazla kızarmıs bu geniş, te- miz yüzde fenalık edebilmeğe müstait hiç bir nokta göremiyordu. İri siyah kirpiklerin arkasmdaki göz- lerde, sâflık ve civanmertlik, bir çift pırlanta gibi par İyordu. Uçları kesik, ince siyah bıyıkların altındaki dudaklar gerildi, büzüldü, bir tebessüm, fakat müs- tehzi bir tebessüm peyda oldu. Kendi kendine niye gülüyordu? Elindeki kâğıdı zarfladı, lâkin kapama- dan kaldırıp masanın üstüne uttı. Gerinerek kalktı. Güner şaşırdı, Orada dursa görülecekti. Görlildükten sonra ne diyecekti? Dizleri bükülür gibi oluyordu. Avuçlarnı soğuk bir ter kanlamıstı. Rilmeden ve İs- temeden bir gölge gibi çekildi ve uykuya giden bir pamuk kedi kadar sessiz, tekrar merdiveni indi. Kar şiki odada Güzel, Bacı ninenin karşısına geçmiş ihti- yar kadını zorluyordu: — Kuzum Bacı nine! Canım Bacı nine! Mavi bon- cuklu kara kedinin masalını söyleyiver. — Git oradan çocuk, daha kahvemi içmedim. — Kuzum nineciğim, kısacıcık söyle, Bak Erden dayıma söylerim, sana basma alıyersin.. — Kahvemi içmeden yemin bir söylemem. Hem yaz gecesi masal Mam Sonra yatağına... Şey edersin.. davetiye yoktur. Herkes gelebilir. 7 — Son tramvay 24,30 dadır. şarkıları (piyano refakatile)» 20 Viyana: Zimbal solo. — Etmen bacı nine Güner alam beni gece vaki kaldırıyor. Bu gece iki defa kaldirir. Vallahi etmeli — Ay oğlum başımı yedin bitirdin! — Hah! işte, temam, Yaş yiyen, başkesen deli ir rının, masalını söyle. O daha kısa.. Bacı nine &ızdıkça, küçük hizmetçi kızlar gülü yor, Güzel de kendine taraftar bulduğu için ihti; kadının dizini çekiştiri çekiştiriveriyordu, Sofada © reyan yapan hava, Güneri biraz açmıştı, şimdi co$ii retsizliğine o da kızmsya başladı. Ne yapmalıyü! Yüreğindeki şüpbe kurdu, biltün benliğini kemirisX? Bundan iyi bir fırsat belki ele geçmez, Emişin 4€9' işitir gibi oldu, sanki ona: — Budala korkak! diyordu. Gördün mü işte, #” cacık bir işi beceremedin.. Ihtiyarsız Hacı bacının kapısı önüne geldi ve Ü bir sesle: — Güzel, dedi. Azıcık gelsene! — A, bacı nine bana masal söyliyecekti, — Aman kizim sl şunu başımdan. — Gel azıcık diyorum. Bak ne verece; Ablasına çok düşkün olan Güzel, nihayet ds; madı, bütün masalları feda ederek dışarı çıktı? — Ne vereceksin? — Sus! Erden dayma gideceksin. Onun kulesi diyeceksin ki, abam sana birşey şöyliyecekmiği * rabeye çık. — Peki, ne vereceksin? — Dayınm getirdiği badem şekerlerinden on * — Başka birşey söyliyeyim mi — Yoo,. O kadar, Kulağına sövle. Başkasın © leme, — Olur. — Dur. Beraber yukarı çıkalım. Ben darabef”” kımca sen de gider söylersin. (Arkası var)