mmm amaaan Yazan: Ziya Şakir Ebâ Müslim, Halifenin Yanına Neşe İçinde Girmişti Ebâ Müslim, hiç birşeyden ha- berdar olmamakla beraber, gerek gördüğü rüyanın tesiri, ve gerek bir hissi kablelvuku ilhamile ihti- yatı hareket ederek mintanınmn içine İnce, fakat mukavemetli bir rh giymişti. Hattâ, hareket saa- ti yaklaşmca, abdest almak için leğen ve ibrik istemişti. Malik bin Haşim, o kadar sada- katle merbuf olduğu Ebâ Müsü- min bu hareketlerini görünce: — Mademki kalbine meşum bir vesvese girdi. Bugün saraya git- me. Yahut, kuvvetli bir müfreze tertip ede; ben de geleyim. Demişti. Fakat Ebâ Müslim, bu teklifi red dötmiş: — Ben, belki lüzumsuz evhama kapılıyorum. Böyle bir Vehim için Halifeyi yeniden şüphelere düşür- mekte mâna ne?. Hem, Cenabı Hakkm iradesi artık bizim ölümü- müzü hükmettiyse, bunun önüne ne geçebilir?. Herşeyi, tabiat ve hâdisata terkedelim, Diye cevap vermişti, Ebi Müslim, üç gündenberi ta- kip ettiği programı ihlâl etmemiş» ti, Ayni saat ve dakikada dalresin- den hareket ederek, yanmda on TER alde, sarayma gi Yine hergünkü gibi büyük tazimat ve teşrifat ile saray erkânı tara. fından istikbal edilmişti, Evi Müslim, en küçük şüphe y: yandıracak bir hâdiseye maruz kal madan, sarayın muhtelif dehliz ve salonlarını da geçmiş.. Halife dai- resinin kapısma gelmişti. Vaziye- te tam bir şekilde kanaat getirmek için; burada durarak kılıcmı çıka- Hip teslini edecek BI bir Hareket göstermişti. Lâkin, Halifenin kapı- cibaşısı ile teşriaft memurları: — Dün de arzettik, Kıhcmızı çıkarmayınız. Emirülmüminin Haz retleri, huzurlarma silâhla girme- nizi irade buyurdular, Demişlerdi. B u muamele, Ebâ Müslimin kalbindeki şüpheleri büs- bütün silmiş.. Artık en küçük bir İhtiyata bile lüzum görmeden bül- Yük bir neşe, ve dudaklarmda mem gun'bir tebessümle, Halife Man- gurun huzuruna girmişti, Halife, hergünkü gisi şen bir gehre ile'Fbâ Müslime elini öptür- 'dükten sohra, yine hergünkü otur- duğu yeri Göktermiş: - — Buyur.. Otur, benim aziz ser- darım. Diye söze basliyarak, onu birçok Mtifatlara girketmişti. Öğle yeme” &i vakti yaklaşıncâya kadar muh- felif mevzular Üzerinde konuşmu$ Yardı. İstikballe yapılacak işler hakkında uzur uzadıya müzakere lerde bulunmuşlardı. Hajife, sözü döndürüp dolaşırmış; ordunun Si- lâh ihtiyacına getirmişti. Askerle rin, syhi cins vesistemde kılıç kul Janmalarını arzu »ttiğinden babset mişti, Ebâ Müslin de, bu arzuya büyük bir taraftadık göstermişti. Halife; Ebâ Müsime en küçük bir şüphe bile verbiyecek kadar tabil bir tavırla; — Bir ordunun ağerleri, her hususta serdarlarmı #klit etmeli- dir... Senin taşıdığın bı kılıç, çok hoşuma gidiyor. Ordu çin du kılı en geklini kabul edelim Ver bak»- yım, şu kılıcını. Demişti. Ebi Müslim, Halifenir safiyane hareketinden en küçük Br şüphe- ye dilşmeden, kılıcını çelerek de- mirinden tutmuş.. Büyükbir hür- metle, kabzasını Halifeye takdim etmişti, ü Halife, kılıcı evirip çevirrek bir müddet muayene ettikten gnra; — Evet. Çok kullanışlı bit kılıç... Hem dürtmeye, ve hem de talma- Ya iyi gâlir.., Verelim de, çağabuk gunun modelini alsmlar.. . - Heyecanla okuduğunuz “E- bâ Müslim, tefrikası birkaç güne kadar bitiyor. Muhar- rir arkadaşımız Ziya Şakir, bunun yerine çok cazip bir eser hazırlamıştır. “Şah İs. mail”, birçok vesikalardan satır satır toplanmış tarihi bir eserdir. Bu tefrikada tarikatların içyüzlerini, din perdesi altında çevrilen si- yasi entrikaları, zalümleri, ihanetleri heyecanla oku- yacaksınız. — Bu kılıcı alın. Silâhçıbaşıya götürün. Çabuk modelini alsın. Diye, emir vermişti. anda, Ebâ Müslimin kalbi- ne bir şüphe girmişti... Hat tâ . elyazması, bazı hususi tarih. lerin rivayetine nazaran » kılıcı kö lelerin elinden almak için ayağa kalkacak gibi bir hareket güster- mişti. Fakat kılıcı alan köleler, silratle salonu terketmişlerdi. Hiç şüphesiz ki; Ebü Müslim gibi mü- him ve azametli bir şahsiyet, köle- lerin arkasından koşacak kadar hafiflik gösteremezdi. Köleler, kılıcı götürdükten son- ra, Halife yine sözüne devam et- — Şu kılıç meselesi, bana bir- şey hatırlattr... Siz, Nusaybinde sm cam Abdüllalı bin Aliyi mağlüp et tiğiniz zaman, elinize geçen pek çok ganimet eşyaları arasmda, 0. nun kıymetli kılıcı da bulunmakta âdi; değil mi? Bu sual, Ebâ Mtslime pek garip gelmişti. Hattâ bu zeki Türk gen- <i, bu Sualin altmda büyük bir fr- Sezmişti. Böyle olmakla bers- ber, büyük bir sükünetle cevap ver mişti, — Evet, Emirülmüminin. >> Bakm?.. Bana, Emirülmümi- DİN diye hitap ediyorsunuz. Nite- » © gin de Emirülmümünindim, imi? — Evet, — Şu halde, hem Emirülmümi- « ve hem de, mağlüp Abdulla- hm Yeğeni sıfatiyle o kılıem bana Gönderilmesi lâzımgelmez miydi ?.. bi Müslim, şaşalamıştı, Bir Anda, verecek cevap bula- mâmiştı. Fakat, kendini çarçabuk toparlamıştı.... Hafifce kaşlarını satarak Halifenin sualini şu cevap la karşılamıştı: — Bilirsiniz ki, mağtüp kuman danların şahsi silâhları, galip ku- mandanların şahıslarına intikal © der... Abdullahı, ben mağlüp ettim. Tabildir &i, onun silâhlarına malik olmak hakkmı da bu tle ben ihraz eylemiştim. Onun için gön- dermedim. Halifenin vaziyeti derhal başka bir şekil atmıştı, — Yâ, Ebi Mislim!.. Sen. Am- cam Abdullahı mağlüp eden ordu- nun başında, bir askerden başka birşey değildin.. Ordu, benimdi. Benim beyrağımı taşıyordu. Hiç şüphesiz ki, Kazanılan muvaffakı- yet ve ganimetin bana ait olmazı li. zımgelirdi, Halbuki sen, bunları şahsına İzafe ediyorsun. Bu sözle- rin, hilâfet makamma karşı besle- meye mecbur olduğun hürmet ve tazime yakışır m1?. Diye bağırmıştı. Halifenin birdenbire değişen bu vaziyeti karşısında Ebâ Müslim, büsbütün şaşırmıştı. Lâkin, bir hâ diseye sebep olmamak için yine mülâyim davranmış: — Ferman buyrulursa, şimdi a- dam göndereyim.. Reydeki sarayım da mahfuz bulunan kılıcı getirtip takdim edeyim, Diye mırıldanmıştı. Halife, öfkeli öfkeli söylenmek- te devam etmişti: — Maksadım, amcamın mağlüp ve uğursuz kılıcma malik olmak değil. Sana haddini bildirmek... Bu söz, Ebâ Müslime bir hayli i Artık o da sözlerini rmek o mecburiyetine lüzum görmüştü. Emirülmüminin!.. Size, çok büyük hiirmet ve merbatiyetim vardır. Onun için haddimi bilirim. Ve sizi gücendirmekten çekinmek isterim, Her sözden mâna çıkartarak çi banbaşı koparmıya çalışan Halife, bu söze büsbütün öfkelenmiş gibi görünerek artık hakiki maksadını ortaya döküvermişti: — Sözümde, ısrar ediyorum. Sen yalnız bu işte değil, başka mesele- lerde de haddini tecavüz ettin. O kadar şımardın ki âdeta, kabma 81. ğamıyacak hale geldin. — Ben mi?. — Evet. Sen, Sanki ben bu kö- şede oturuyorum da, senin yap- mak istediğin şeylerden haberdar değil miyim; zannediyorsun?.. — Hangi şeylerden, Emirülmü- minin?., — Hangi birini söyliyeyim.. Şu- raya buraya yazdığın emirlerde, kendi ismini benim ismimden ev- vel yazmıyor musun? (1). (Arkası var) (1) Ebâ Müslim, icap eden yerle- re gönderdiği emirler, ((Ben.. Ser- darı Al Resul Ebâ Müslim... Emirül, müminin Halife Cafer Mansurum ye- min ettiği salâhiyete istinaden em- rediyorum ki...) diye başlardı. İzmirden bol üzüm v uz getiriliyor Yeni Yıl İncir Mahsulü de Bereketli Olaca karp Günün Piyaşaşı Bu senenin turfanda inci. 4 ri İzmirden piyasamıza gel. İ miştir. Gelen incirler çiçek inciri denilen ve geçen sene / 4 ağaçlar üzerinde kalarak ; 4 ilkbaharda büyüyen bir nevi / & çekirdeksiz incirdir. Tur- f * fanda incirler toptan 27 ku. * yaşa satılmıştır. Perakende * 35 - 40 kuruş arasındadır. . KAR —— N , / İhracat tacirleri Avrupa 5 ve bilhassa İngiltere için bi- ralık arpa almaktadırlar. / Dün de Mersin teslimi dok- j san ton satılmıştır. Bu arpa- 4 ların kilosu 3,30 kuruştan â ; verilmiştir. Bandırma arpa- İ © larından da kilosu 3.18 kar * / ruştan elli ton satılmıştır. ? j o / Mersine depo ri * bulunan cenup mıntakazının $ ç yeni buğday mahsulünden © 03-4 çavdarlı ve sert kalite- © 4 lerden yüz ton buğday ihra. ; İ cat için kilosu 4,05 kurus â t tan satılmıştır. Piyasamızda 4 sert o buğdayların vaziyeti , durgundur. aranan m —— ——— Bergama, (TAN) — Kazamızın en büyük nahiyesi olan Kınıkta Ziraat Bankasına bağlı bir üzüm satış ko- operatifi açılmıştır. Güneş Banyosunun Zararları Modası geçtiği için çekiştireceğim diye sanmayınız. Güneş banyosu kadar faydalı ve onun gibi insana hem kuvvet, hem de güzellik veren bir modanm geçeceğine dair hiç bir alâmet yoktur. Fakat güneş ban- yosu da nihayet dünya güzelleri gibidir. Onun da kusurları olur. Bunları söylemek istiyorum. Bir kere, yaşlıca kimselerin har- & değildir. Zaten bayanlar ancak kendilerinin bildiği bir yasa gelin- ce, güzel ciltlerinin gerginliği azal- muş taraflarını pek te göstermek b temediklerinden, güneş banyosun- dan o yaşta kendi kendilerine vaz- geçerler. Halbuki erkekler daha ih- tiyatsız davranırlar. Gençliklerinde bayanlara karşı kazandıkları mu- yaffakıyetlerinin devam edeceğini sanarak, yaşlandıkları zaman da yine plâj üzerinde güneşe karşı yat maktan çekinmezler. Halbuki yas- klıkta muvaffakıyet çek defterinin genişlik derecesine bağlıdır. Deniz mayolarmda İse çek defterini koy- mak İçin bir cep dikmek üdet ol- mamıştır. Bu da, zaten pek isabettir. Çünkü vesile olur, Böyle ol- a malina ne artmış olan tansiyonu güneş ban yosu daha ziyade artırır. Yine o yaşta insanm böbrekleri artık tabii halde sayılamaz. Güneş yollarını değiştirerek böbreklere gi derler, Bu suretle böbreklerin yor- banyosu zarar verebilir, Meselâ eg- zemalılar için güneş banyosu za- rarlıdır. Yüksek yerlerde güneş ışıklarının hiç hasta olmıyan deri- leri bile fazla kızarttığını, kabart- tığmı ve haftalarca acı çektirdiği. ni) tabii bilirsiniz. vereminde, boyundaki bezlerin şiş- kinliğinde, karm zarının veremin- de güneş banyosunun şüphesiz pek büyük iyilikleri vardır. Fakat verem hastalığı akelğerde olunca güneş banyosu iyilik değil, daha zi- yade fenalık getirebilir. En hafif fenalık ateşin artmasıdır. Halbüki iyi, pek hoşa gidon bir modadır. Fakat o modaya tâbi olmadan ön- <e, insanım kendisini hekimine mü- ayene ettirerek fikrini sorması pek Tüzumlu bir ihtiyattır. Gelen haberlere göre, İzmir Bu nevi turfanda üzümlerin yerin- de kilosu 26 kuruştan açılmıştır. Iki güne kadar şehrimiz için siyah ü- züm yüklenecektir. Birinci parti gele- cek üzümlerin Istanbulda toptan otuz beş kuruşa satılacağı tahmin olun - maktadır. İncir mahsulü iyi olacak İzmir, (TAN) —Bu yıl incir mik- tarı fazla ve kalitesi yüksek olacak- tr, Ağustosun 15 inden Eylülün 15 ine kadar incir mıntakasına yağmur İni mahsulün daha verimli olma 8i beklenebilir. Ağaçlarda ve meyva larda hastalık yoktur. Son vaziyet, | Ağustosun 15 inde belli olacaktır. İzmirde Tarım Satış Kooperatifleri Izmir (TAN) — Mıntakamızda on beş tarım satış kooperatifi tamamile tegekkül etmiş ve bunlar idare heyet- lerinir. seçerek faaliyete geçmiş bu- lunmaktadırlar, Bunların yedisi incir, sekizi de Üzüm satış koöperatifidirler. Incir tarım satış kooperatifleri (Or- taklar), (Germencik), (Erikli), (Ka rapmar), (Umurlu), (Gevşek) ve (Ö- demiş) merkezlerinde . Üzüm satış kooperatifleri de (Kemalpaşa), (Ar- mutlu), (Menemen), (Urla), (Kasa- ba), (Turgutlu), (Salihli), ve Alaşe hir merkezlerindedir. Bu on beş kooperatifin mümessille- ri üzüm kurumunda toplanarak (Sa tış Kooperatifleri) birliğinin ana mu- kavelesini imzalıyseaklardır, Tem - muz ortalarına doğru (Ege Bölgesi "Tarım Satış Kooperatifleri Birliği) de faaliyete geçmiş bulunacaktır. 'Tar işi üzüm kurumu bu koopera- tiflerin kutu ihtiyacını Romanyadan getirtmiye başladığı kerestelerden i- mal ettirmek suretile tedarik etmiye başlamıştır. Re BORSA. 30 Haziran 1937 ÇARŞAMBA PARALAR Sterlin 623— 626— Dolar 123,— 127.— Fransız Fr. — — Liret 10— h15— Belçika frangı 80,— #— Drahmi 1850 2— Isviçre Fr. Oo 510— 515— 28. Pongo 1— 25— Ley 2— H— Dinar 52, e Kron İst 30,— > SS anisiz 19i— Banknot 255,— 256— ÇEKLER Londra oo 62075 625,— New-York 0,1596 0,78725 Milâno 15,060 15,— Brüksel (| (46890 46975 | Atina 874750 8744 | Cenevre 34565 3,4550 | Sofya 84,025 6.— | Amsterdam 14375 14372! ” ri rr İ 4 Mr 14:0050 a İ Kn m 'aryova iy 4; Budapeşte || 40016 yn Bükreş 07.4030107 36 Belgrad MAST Bg Yokohama o 275 27485 Moskova 4,0 2404 Stokholm 3,1044 31032 yığılmıştır. Fiyatlar beş kuruştan başlamıştır. Bu hafta İstanbula fazla miktarda karpuz gelecektir. Mahsulün bolluğ, bu sene karpuz fiyatların ucuzluğunu temin edecektir. İzi ii piyasasında küçük çekirdekli siyah üzüm de bollaşmıştır. m piyasasına bol miktarda e .. Dün Gelen iğ i Buğdaylar * Dün şehrimize yalnız yedi ” buğday gelmiştir. Mevrudatın Yir güne nazaran 4 - 5 para kadar ylikseklik kaydedilmiştir. 1 — 2 darlı yumuşak Pulatiıler 7/10, 3 çavdarlı yumuşak Ankara buğdayı rı 6,20, 17.18 çavdarlılar G,S008 35 - 36 çavdarlılar 5225 ği dar satılmıştır. Sertler 507» kuruş arasındadır. Yumuşak bu i lar istekli olarak musmele görmü tür. Ihracat tacirleri çavdarı 4, ( kuruştan toplamışlardır. Edirne için un cın karşılamak üzere Pi: muz altı yüz çuval un alınacaktır. nılan evsafta un mübayaası İçi dirne belediye âzasmdan B. ve Saltten müteşekkil bir heyet rimize gelerek uncularla temasg” lamışlardır.. Frank üzerine Bütün satışla. Durdu pılacak muamelelerin tehir edilm şehrimiz borsasında frank Üzerine pılan bütün alış verişlerin dürm neticelendirmiştir. Frank üzerin bir muamele yapmıyan bol minal olarak ta fiyat tesbit diğinden hariç borsalardan fiyaş terilinciye kadar hiçbir muamele mıyacaktır. Diğer döviz fiyatları Â mamen normal vaziyette kalım Frankm geçirmekte olduğu b diğer ecnebi dövizlere tesir etme! | tir, Ancak Paris İle borsamız ar e da Türk borcuna âlt münasehi iki borsanın açılış ve kapaniz fiği larındaki müvazene tesiriyle bop mızda evvelki gün 18,10 lirada ki nan Türk borcu 1710 müşse'de İrankın düşmek ihti zerine elinde fazla mal bu Türk borcu hâmilleri piy miktarda Türk borcu çeki Bu da tnezzülün sebeplerin teşkil etmektedir. Mini tabi bir tebeddül yoktur, Bir ingih” 625 kuruştur, Ambalâj K Taze meyva ve sebze İl ambalajlarında, barictan © getirtilecek Ki Gümrük tarife kanummun Maddesi mucibince kabul 1