27 Haziran 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

27 Haziran 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Rüşvet Suçundan Beraet Kararı Aldı > İ Meşhut suçlara bakan Asliye Birinci Ceza mahkemesinde dün bir rüşvet davasına bakıldı. İddia şu idi: a Ahmet ismindeki suçlu, evvelki gece saat 2 sularında üç arka- daşı ile ve otomobille Elmadağ noktası önünden geçerken sarhoş- Juğun tesirile bazı taşkınlıklar yapmıştır. Bunu gören 1662 nu- © maralı nokta memuru Adil, otomobili durdurup Ahmedi karako- la götürmek istemiştir. Yolda, Ahmet, cebinden bir lira çıka, rarek polise uzatmış ve kendisini sa-| vermesini istemiştir. yi Ahmet, dün mahkemede de- “— Ben parayı şoföre vermek üze re çıkarmıştım, Polis kendisine rüş- vet verdiğimi zannetti., Bundan sonra, şoför muavini Sa- dik, şahit olarak dinlendi. O, para İstemek üzere suçlunun arkasından koştuğunu, kendisinden otomobil pa si İstediğini ve o sırada yerde bul | luğu bir gümüş lirayı alarak eri “döndüğünü söyledi. arar rar Mahkeme, kısa bir müzakereden 3 genci taokif atti.Şevketin Sonra rüşvet iddiasmı sabit görme. | ç ğÇ suçu vardı: Birisi Zilede di, Ancak, fazla sarhoşluktan Ahme| ç kendi dükkânına bitişik ve di bir Jira para cezasına mabküm|ç buğday anbarı olarak kulla- Bir Kadın” “Mahküm * /Oldu “Dün nöbetçi cürmü meşbut mah- esinde bir hakaret davasma ba. Bozdoğan kemerinde oturan ide, komşusu Zekiyeye hakaret n suçlu bulunuyordu. Zeki- &, dün mahkemede davasını gözyas 1 arasında anlatırken: © “— Dört evlât anasıyım. Hamide ü hakareti niçih yaptı?.. Diye dö- inliyordu. Makbule ve Şevkiye is- İki şahit dinlendi. Bunlar, da: şikâyetini teyit ettiler. Hami şeyi inkâr ediyordu. #icede Mahkeme, suçu sabit Hamideye 4 gün hapis ve $ cezası verdi. T i r& p btesiklek Kazasında Ölen Genç elki gün kullandığı motosiklet. yolunda ölen Jakın cesedi. yene eden belediye doktoru, ö- ün sebebini tesbit edemediği i morga kaldırılmıştır. Tah” müddelumumi -muavinlerinden at el koymuştur, Üç ayrı Suçu Varmış / ultanahmet Sulh Bi- rinci Ceza hâkimi, & Zileli İhsan oğlu Şevket adlı — 4 nılan camiin duvarını dele- & rek 100 hile buğday çalmış olması, ikincisi dün bir cami üstünden kurşun çalar- ken yakalanması, üçüncüsü de kendisini yakalıyan poli- se Ahmet oğlu Ali diyerek A yanlış ad vermesi ve sahle 4 nüfus kâğıdı göstermesidir. f Yakında muhakemesine Baş- * İİ İİ İİ İİ Üsküdar Kız Enstitüsi Sergisi Kapandı Usktdarda çok ciddi ve hakikaten gayanı takdir şekilde çalışan Kız Enstitüsünün talebe tarafından ya- pılmış islere dair olan sergisi dün kapandı, Büyük bir itina ve muvaf- fakıyetle tertip edilmiş olan bu ser) ginin. ve bu sergiyi bu kadar güzel| yapmış olanların en bariz vasıfların- dan birisi tevazudur. Teşhir edilen işlar arasında bilhas- sa caki elişlerini esas tutarak yapıl - miş olanlar cidden şayanı dikkat idi. Bebek esvaplarından, erkek pijami- sına, ve gelinlik elbiselere kadar, pek güzel eserleri ve cidden pök şık şap- kaları ihtiva eden sergiyi tertipteki muvaffekıyetlerinden dolayı Enstitü heyeti idare ve talimiyesini ve yap- tıkları pek güzel eserlerden dola; talebeyi tebrik etmeyi bir vazife liriz, Mİ Bir Haftalık ruza kâfi bir delil addedilmesini ve Ispanyaya karşı müşterek bir nüma- yiş yapılmasını istemiştir. Bu teklif kabul edilmeyince ve ev- velâ tahkikat yapmıya ihtiyaç gös- terilince Almanya, Ispanyaya karış- İ mamazlık komitesinden murahhasla- rını çekmiş ve İspanyanın kontrol ve ablokasma artık karışmıyacağını, İ- talya İle bir arada bildirmiştir. Kon- İtrol hattında hâsıl olan boşluğu da İ durmuşlardır. Hakiki sebepler nelerdir? L eipzig kruvazörü meselesi, Ba ron Von Neyrath'ın Londraya göre, hakiki sebep nedir? ağır basmasıdır. bir kıymet veriyorlar. Her iki devlet, diğerinin kendisinden evvel Lon- âra ile anlaşmasmdan ve ortada yap- yalnız kalmasından çok korkuyor. İ- talyanlar, Almanların tek başlarma Londrada temaslara geçmelerini el- bette hoş görmemişlerdir. İ İtidal ve ifrat D iğer bir ihtimal şudur: Alman- yada itidal ve ifrat ceteyan- ları vardır. Von Neurath'm İngiliz devlet adamlarile Londrada görüşme isi, itidalli bir gidişe yol açacak bir harekettir, Ifrat tarafın ağır bas- ması ve son saniyede buna mâni ol- muş olması ihtimali'de vardır. Sonra şu ihtimali de unutmamak lâzımdır: Almanların hedefi, bir Garp emniyet misakı İmza etmekle kalmak, böylece Rusyayı Avrupa ai- 1 tır, 4 İlesinden ayırmak ve Avrupanın şar- N # i.e kında ve merkezinde tamamile ser- best kalmaktır. İngiltere ve Fransa- nın, bunu kabul etmeleri, Berlin, Ro- ma mihverinin keyfine hizmet etmi- ye razı olmak demektir. Rusyadaki son hâdiseler, Rusya lehindeki müva- ocne dümilmnelerimi GUR “enummiey ei makla beraber, Londra ve Paris böy- le bir yolu göze almaktan çok üzak- tırlar. Von Neurath'm seyahatinin A rifesindeki temaslar, bu uzaklığı mey dana çıkarınca seyahatteri fayda çik- mıyacağma karar verilmiş ve bunun geriye bırakılmış olması pek âlâ mümkündür, İngilterede kalan tesir | ngilterede, Almanya ile dost I geçirmiye tara'#r kuvvetli ve nüfuzlu bir grup vardır, Nourath mülâkatınm geri bırakılması ve Leipzig hâdisesi diye bir hâdise yara tılması, bu grubun Almanya hakkın- Almanya ve İtalya, karışmamazlık komitesinden çekilince, Ingiliz par- lâmentosundaki Jiberaj ve amele fır- kaları hükümete şiddetle hücum et- mişler, Madrid hükümetine yardım TAN (BAŞMAKALEDEN MABAAT), Tarih (Başı birincide) Jetmek ve silâh satmak lâzım geldiği- ni, komitenin zaten Berlin ve Roma nım keyfine hizmet ettiğini, İngilte- renin demokrasiye düşman devletlere körü körüne baş eğmemesi lâzım gel- diğini ileri sürmüşlerdir. Muhalefet komiteleri, hükümetin tereddüdü bi» râkmâsm,: İspanya isinde cesaretle hareket etmesini istemişlerdir. Biribirlerinin hesabına çalışanlar €rlin, Londra ile iyi geçinme- Yİ siddetle isterken, vaziyeti | ingiliz ve Fransız harp gemileri dol- | fena idare etmiş, bu yüzden fırsatlar | kaçırmış ve Rusyadaki bâdiselerin hâsıl ettiği havadan istifade edeme- miştir, Berlin, bu suretle Moskova hesabi- Bitmesine ancak bir vesile olduğuna |na iş gördüğü gibi bir müddet evvel de Moskova, Berlinin ve Romanm le- Hatıra gelebilen bir sebep, İtalya- | yine olarak bati m; işti. nın infirada dilgmekten korkmssı e | Bütün dünya, ram aşan Londra milâkatma mâni olmak İşin | sahasında terakkilerine, sanayi ve münakale işlerindeki muvaffakıyeti. Gerek Almanya ve gerek İtalya, | ne hayran olurken ve Rus i ; yar! cihan Londra ile dostluk kurmıya büyük İşum cephesinde gittikçe hatırı sayı- ur bir küyvvet haline gelirken, sirf dahili hâğiselerin hariçteki tesirleri hesap edilmemesi ve hâdiselerin ona göre idare edilememesi, Avrupadaki kuvvet müvazenesini sarsmış ve Ber- Un - Roma, mihverinin istifade ede- bileceği bir ruhi vaziyet hâsıl etmiş- tir. Fakat Berlin ve Roma, yalnız pro- payanda ile kalmışlar ve karşılarma çıkan müsait fırsattan İstifade ede. memişlerdir. Çabuk atlatılan buhran B U haftanın, umumi alâka top- kıyan ölğer mühim hâdisesi, Fransadaki hükümet buhranıdır. Blum kabinesi çekilince yine bu ka- binede hezaretsiz nazır sıfatile bulu- nan ve radikal sosyalistlerin sağ ko- Tunun Felsi olan Camille Cautemps, kabine teşkiline memur edildi. Yeni başvekil kime dayanacaktı? lik hamlede, “cümhuriyetçi bir ekse- riyete,, istinat edeceğinden bahsedil. di. Bundan halk cephesinin bozulaca- ğı ve yeni hükümetin merkez firkn- Ea İNEN ÇE kuranlar oldu. Fakat, Blumun firkacılık etmeme- | si ve yeni hükümete candan yardım etmesi; hem buhranm kolayca halle. | dilmesine, bem de balk cephesinin kurtarılmasma ve Fransız prlei ve dahili siyasetinde bir devamlılık bu. lunduğu kanaatinin harice verilmesi. ne hizmet etmiştir. Yeni kabinede Blum, bagvekil mua. vinidir. Sosyalistlerin umumi kon- gresi, Grkanın yeni hükümete karış. masına İzin vermiştir. Komliniştler, hükümete girmeyi kabul etmemekle berâber hükümeti tutacaklardır. Za daki duygularma Iyice su katacaktır. |ten Fransız komünistlerinin Fransız rengine girmesini ve haâviçten emir almamasını istiyen grubu gittikçe kuvvetleniyor ve Moskovâ grubu de. nilen mlfritler de zâfa düşüyor. RE Bugünkü Program Öğle Neşriyatı: Saat 12,30 Plâkla Türk musikisi. 12,50 Havadis, 13,00 Beyoğlu Hal. kevi gösterit kolu tarafından bir tem isil 14.00 Son. | o Akşam Neşriyatı: Sant 18,30 Plâkla dans musikisi. 19,30 Konferans; Ordu Saylavı Selim Sırrı Tarcan (OSTANTDA Bir gezin ti.) 20.00 tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 20,30 Ömer Rızr tarafın - dan arapça söyler. 20,45 Muzaffer ve arkadaşları tarafından Türk mu- sikisi ve halk şarkıları. (Saat ayarı) 21,15 Orkestra: 22.15 Ajans ve borsa haberleri ve ertesi günün programı. 22,30 Plâkla sololar, opera ve operet parçaları. 23,00 Son, Başvekil Geldi (Başı birincide) gün) Istanbula gelecek ve Başve- kiliniz Ismet Inönü tarafından ka- bul olunucaktır, Pazartesi günü memleketime dönmek üzere Tür- kiyeden ayrılacağım.,, B. Cemil Mürdüm, dün akşam saat 18,30 da Fransiz sefarethanesine git- miştir, Fransanm Ankara Büyük El- gisi B, Pon&o, Suriye Başvekiline hu- #usl bir ziyafet vermiştir. Müzeyyen ve arkadaşları | 21-66-9317 Ölüm “- Haseki Kadm hastanesi başhekimi Dr. Nazmi Aziz Selcen'in büylik oğ” Vu İstanbul Hisesi 9 uncu smuf talebe sinden Kâmuran Selcen heniz 18 ya” şmda iken tutulduğu hastalıktan kur tulamıyarak ebeveynini ve sevdikle- rini matem içinde bırakarak vefat et- miştir, Cenazesi Pazartesi günü saat 11,90 da Haseki hastanesinden kaldırıla - rak Aksarayda Valde camtinde na - mazı kılındıktan sonra aile kabristz nma defnedilecektir; Allah rahmet eylesii Dördüncü icra me Bir borçtan mahcuz olup paray& | çevrilmesine karar verilen bir taban halısı, bir köşe etejeri, 3 sigara ma“ 8ası, halı taklidi hir minder örtüsü, iki büyük resim çerçevesi, bir adet maroken minderi, koltuk, bir tahta karyola, bir beyaz demir karyola, bit elektrik sobası, bir portmanto peşin para ve açık artırma İle 28, 6, 937 ta- rihinde pazartesi sant 11 de Nigan- taşta Hacı Emin efendi sokağında Zi- yabey apartımanının 8 ct dairesinde satılacaktır. O gün mahcuz eşyaya İtakdir olunan kiymetin yüzde 75 ni bulmadığı takdirde 18, 7, 937 salı gü- nü saat 10 da satılacaktır. Talip olan larm mahallinde hazır bulunacak me- mura müracaatları ilân olunur, Görüşmeler bugün de devam edecek Fransanm Suriye Fevkalâde Komi- seri B. Martel, bu sabahki eksprese Paristen şehrimize gelecektir. Başve. kil Ismet Inönü, bugün Suriye Baş- vekili ile B. Marteli kabul edecektir. Bu münasebetle Suriye — Türkiye — Hutay münasebetleri etrafmda mü- him görüşmeler olacağı tahmin edik-| mektedir. Bu toplantıda B. Mene- mencioğlu da hazır bulunacaktır. Adana, 26 (TAN) — Paristen dö- nen Suriye Hariciye Nazırı B. Sadul- lah CaCbiri, bugün buradan geçerek Suriyeye gitmiştir. Kâzım Özalp Eskişehirde den) ili Kina fik Verili YERE lah Cabiri, bugün buradan geçerek Vekilin, burada bazı teftişler yapma. İsi ve bir iki gün kalması muhtemel. dir, | mmm madını kazanmak ve kaçan sermaye lerin geri gelmesine âmil olmak be kımmdan Blum kabinesinden dahâ iyi bir mevkidedir. Fakat mali işler o kadar çetin bir şekil almıştır &İ, yen: hükümet te âyan meclisinin kar” şısna çıkmak ve Blum kabinesiniz istediği snlâhiyetlerin aynini istemek dindeğir. Ayan, Blum'a verme diğini yeni hükümete de vermezse VA" ziyetin idaresi mügkül olacaktır. zaman Fransanın, Amerikan — be giliz — Fransız döviz birliğinden a” rilması ve sıkı döviz tahditleri kur- ması ihtimali vardır. o Yeni hükümet, orta #mıfların iti- Ahmet Emin YALMAN HAMİYET ANORAMA ENTEL MÜNİR NUREDDİ PANORAMA Bu akşam ver bahçesinde z MODAN tarikile, DÖNÜŞ: NİS, MONTEKAR - LO, ROMA, NAPOLİ tarikile üç ay zarfında istenildiği za - man münferiden avdet oluna - bilir. Gidiş dönüş fiyatları: Inci Znci 3 ncü Yataklı 200 14 85 yemekli “NA K,, Seyahat Acentalığı Galata Rıhtım cad, 7 Telefon: amma İZİ manen 7 ———. « 4 — Gel şunu sana alalım, ,—Ha şunu bileydin, Ortads Şeyh baba olmasa â- h fitim fit! Bana varacak kızın aklina şaşa- Gülüşme arasında tarrirat, ketidi atıldı: — Yoo.. dedi. Bacanak, bari benim yanımda yap- 8! Dur bakalım, daha ilkine düğün yapmadan. Vay! Seni unuttumdu be! Gördünüz ya bacanak olursa, Şeyh baba nice olur, Varın hesaplayın. yaz sebahının, samimi şevkine bir zemherir a karıştı; Ali: — Tasa? Diye arkadaki asmalı yolu gösterdi. Kaymakam, Hacı Zeynullah ağır ağır geliyorlardı. Erden — Ben gidiyorum, Ded Diğerleri mâni olmıya çalıştılar, Birisi; — Hakaret olur, — İyi ya. — Fakat yalnız değil ki kadı.. © Erden kendini topladı, oturdu. Bir iki asker iskem sedir getirmiye koştular, Basit ve soğuk bir se- i adan sonra süküt başladı. Kaymakam vazi- etteki gayri tabilliği hissettiği için söz açmak İsti: du: Burası sahiden cennet gibi Yüzbaşı Bey, — Fakat sık sık teşrif buyurulmuyor. —Meşguliyet azizim, Yoksa her zaman güzel bah- nizde tatlı kahvenizi içmek isterim. Bahusus buzu muzla müşerref olmayı pek arzu ederim, Teşekkür ederim, Şu da olmasa bu kadar yükü ak imkânsız olacak, Doğru. Hakkımız var. Bugün de hava müthiş “olacak... Soğuk, gayri tabii, sahte bir konuşma başladı. Ha- “Efendi arasıra, bir (evet efendim), (öyle beyim) iöze karışıyor Kadı somurtuyor , ve kaymakam etmek istiyordu. Havadan güvercinlere, gü- —No.46— vercinlerden keklik palazlarına, ava, nihayet kışa ka dar uzayıp giden karmakarışık bir yarenlik, Deli kız bütün bu manasız sözleri, çömeldiği yerde dinli- yorken birdenbire başını kaldriip ortaya sordu: — Askerler ne vakit gelecek? Hepsi, kızın yüzü- ne baktılar, Yüzbaşı her zamanki cevabımı verdi: — Akşama gelecekler Ayşe hanım, — Öyle ise eve gideyim de veni urbalarımı kuşa nayım. Böylesi pek ayıp. , — Çok İyi edersin. — Elmas küpelerimi de takayım mi? — Tak ya.. Boncuk bileziklerini de... — E.. Sağlıkla kalmız.. “ Genç kız kalktı, kapıya doğru yürüdü. Kadı erka- sından baktıktan sonra: — Aklı fikri askerlerde, dedi, Bunun neresi deli? Kaymakam sakin bir tarzda: — Kimbilir, diye cevap verdi, Maraz bu, âraz bir türlü olmaz ki.. — Delinin ipi sapı mı olur? — Akıllı olsa, 5 ği Kadı, sözünün karşılandığı şekle canı sikildi: — Koskoca kız efendim. Bu sabah evlense, ak- gam ikiz doğuracak! Böyle delilik mi olur? Ust baş açık, Yavukluyu biliyor, süslenmeyi akıl ediyor, son- ra deli.. — Doktor Bey! diye Erdene baktı. Bu mususta ne dersiniz? Erden dudaklarını bükerek: — Bilmem ki, dediğiniz gibi babası firengiden öl- müşse, kızına bıraktığı fena bir miras, Maamafih on- dan da olmasa, bu kız, tâmamen deli, Belki tedavi kabildir. Fakat doğuştan olduğuna göre, bu da şüp- bel... Vergici, malmüdürnün kulağına eğildi: — Yüzbaşı gaflet etti. Yine bir çıngara hazır ol- #nalı, Baksana, kadının dizgalı titremiye başladı. Mal müdürü ayni sesle: — Peki fakat dedi. Erdenden bu herif ne istiyor? — Ne istiyecek, Ayşenin ağası, bunun da ondan kalır yeri yok. O sakin bu #arzır.. Kadı bu fiskosu da içerledi: — Doktorlara bu hususta fikir mi sorulur? Erden işitmemezlikten geldi. Vergici malmüdürü- nü dürttü. Kaymakam endişe ile yüzbaşıya baktı. Kadı sözüne kimden olursa olsun bir cevap bekliyor- du. Herkesin sikütta devam ettiğini görünce sesini bir perde daha yükseltti: — Burada mesele, ahlâk meselesi. Ahlâksizlığın via delilik demişiz, deliliğin hâmiliğine de doktor. uk, Yüzbaşmın rengi uçtu. Bu sözlerdeki nükteyi ve Maci derhal hissetti: Evvelki macera şimdi ak- makamında bulunması kendisini müşkül bir vaziye- te sokmuştu. Kaymakam ezilip büzülüyor, hacı, hep» #ini anladığı halde hiçbir şey anlamamış gibi davra- nıyordu. Diğerleri fırtınayı bekliyen gemleiler gibi ihtiyatlı davranmıya başladılar, Çünkü pek fena bir şimşek çakmıştı. Bu Erdenin sinirlerini fazlaca ge- rebilirdi. Nitekim öyle de oldu. Ayağa kalktı ve ken» di kendine söylenir gibi mırıldandı: — Bu adamcağız kendini bilmiyor. Buradan git- mi li. Diğerlerine selâm verip gideceği zaman; — Bana mı söylüyorsun 71... Diye kadı doğruldu, — Evet size #öylüyorum. — Haddini aşırdığının farkında mısın çocuk! Erden, Refik Tekinin işareti üzerine yalnız omuz- larını silkerek Yürüdü. Kaymakam Kadınm eteğini çekiştirmiye başladı. Fakat Kadı Erdenin bu tenez» zülsüzlüğü gösteren hareketinden cesaret alarak. — Vay küstah vay! Diye arkasından haykırdı. Her şey bitmiş ve bil- tün kirişler kopmuştu. Erden, süratle döndü ve iki adımda Kadının kar- gısına dikildi: — Bana bak Kadı! Sen beni biliyor musun? Dedikten sonra iki elinin şahadet parmağı sirt gir- ta yerleştirip sfratle açtıktan sonra: — Ben adamm ağzmı şöyle yırtarım! Kaymakam dizlerinin bağı çözllimüş, rengi kaç» miş, elleri yaprak gibi sapır sapır titriyor ve mut- tasıl: — Şey.. Efendim., Canım.. Hani yok mu ya, rca ederim.. Kuzum beyim.. Gibi bir sürü abuk sabuk kelimeler söylüyordu. Yüzbaşı Erdenin koluna girdi. Diğerlerinin dosta» ne müdahalelerile bahçeden çıkardılar. rg

Bu sayıdan diğer sayfalar: