21 Haziran 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

21 Haziran 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ISLİM Yazan: Ziya Şal;ir Healife Mansur Sevinç'ten Çıldıracak Hale Gelmişti Halife Mansur; Ebâ Müslim ta- Tafından sureti mahsusada Dir a- dam gönderildiğini haber alır al - Maz, son derece sevinmişti Bu bü- Yük fırsatı kaçırmamak için; bü- tün zekâ ve dirayetini kullanmıya karar vermişti . Her şeyden evvel; maiyetinde lunan saray erkânını, Ebu İsha- Kı istikbale yollamıştı. Ebâ Müsli- Min sadık kumandanı, hükümdar lâyık merasim ve teşrifat ile ı&l'şxlauımışf.ı. Halife Mansur; saray dahilinde de parlak birtakım — merasim ic- Tasını emretmiş; Ebu İshakı, san- ki kendisi ile müsavi bir hüküm - darın büyük bir elçisi gibi huzu- Tuna kabul eylemişti. bu İshak, hediyeleri ve Ebâ ; Müslimin mektubunu tak- dim ettiği zaman; halife Mansur 8on derecede memnuniyet eserleri Böstermiş.. hediyelerin, bir hafta Müddetle halka teşhir edilmesini emretmişti. Müdayin sarayı, artık meserret- ler içinde idi. Halife, Ebu İshakın Şerefine büyük ziyafetler — ver- Mekte; her gün' ve her gece sa- Tayında birtakım eğlenceler tertip ettirmekte.. ve bütün bunlar, çok Baf ve çok samimi bir hava içinde cereyan etmekte idi. Bir gece eğlencesinde, fevkalâ- de neşeli görünen halife; yanıba- ş$ında oturan Ebu İshakım kulağı- ha eğilerek: — Görüyor musunuz. Bütün bunlar, Ebâ Müslime olan sevgi - Mizin derecesini göstermektedir. ler tenezzül edip bizzat kendisi WGelmiş olsaydı. O zaman kimbilir ü timizi nasıl izhar edecek - tik, Demişti. Ebu İshak; bu sözleri tam bir firsat telâkki etmişti: — Estağfurullah.. Yâ, Emiriül- Müminin... Tenezzül, ne demek?.. O kim oluyor ki, sizin huzurunuz- la Mmüşerref olmayı bir tenezzül ad- detsin... Ona, bugünkü şeref ve Payeyi kazandıran, sizin büyük ve şehit biraderiniz, İmam İbrahim- dir. Eğer bu zatın emir ve iradesi olmasaydı; Ebâ Müslim, değil E- Mevi saltanatını devirmek; hattâ Emevi askerine parmağını bile değ diremezdi. Daha hâlâ o köhne ka- Yışçcının dükkânında oturup, Eme- Vi askerlerinin beygirlerine gem dikerdi... Onun bugünkü mevkii ve Buürürü, Aancak sizin iltifatmızla kaimdir. Hele kendisine şöylece bir Yüz çevirin.. görürsünüz ki.... H alife Mansur; sert bir el i- şaretile, Ebu İshakın sözü- hü kesmişti. Derhal. kaşlarını ça- tarak: — Kâfi... Eğer bir tek söz daha #öylerseniz, şimdi burada kafanızı kestirir, Ebâ Müslime gönderi - Tim.... Ben hayatta ilken, (Ali Resu lün vezir ve serdarı) na lâkırdı Söyletmem, Çok teessüf ederim ki; Ebâ Müslim sizin gibi iki yüzlü in- Banlar arasında bulunuyor. Demişti... Fakat bu sözleri; o ka dar ciddi, o kadar samimi bir te- €essürle söylemişti ki; Ebu İshak kendini zaptedemiyerek halifenin ellerine sarılmış; — Yâ, Emirülmüminin.. bu söy- diğiniz sözler hakikat mı?.. Demişti. Halife Mansur, hiç tereddüt et- Meden: , — Bunların tamamile hakikat Olduğunu size anlatmak için, şim- di kafanızı kestireyim mi?.. Diye cevap vermişti. O zaman Ebu İshak, büyük bir Sevinç ile ellerini semaya kaldıra- — Yârab!., Hakikati, benim gi- bi âciz bir kulun vasıtasile izhar ettiğin için sana nasıl şükrede- Yim.... Emirülmüminin ile onun sa kumandanı arasına giren fesat $ilara lânet olsun. Dedikten sonra; büyük bir saf- | İkla aradaki dedikodulardan bah- setmiş.. bunlara nihayet verilmesi için, ne mümkünse yapılmasını vi- ca eylemişti. Halife Mansur, sevincinden çıl- dıracak hale gelmişti, — Ebâ Müslim gibi, hayatımı ve saltanatımı kendisine borçlu ol- duğum bir adamla aramıza soğuk- luk koyan müfsitleri, Allah kah - retsin. Yarın görüşelim. Bu haina- ne fenalıklarım önüne geçecek ted birlere girişelim. Diye cevap vermişti. rtesi gün, halife Mansur ile Ebu İshak arasında uzun bir müzakere cereyan etmişti. Mansur, hakikaten mahirane söz- ler söylemiş; Ebu İshak gibi zeki ve muhakemeleri kuvvetli bir ada- mım bütün kanaatlerini kendi lehi- ne çevirmişti.. —e Ve., bu müzakere hitam bulup ta Ebu İshak kendisine tahsis edi- len daireye çekilirken; son hükmü- nü vermiş: — Yazık.. Ebâ Müslimin kalbi- ne, lüzumsuz yere bu kadar şüp- he vermişler... Ebâ Müslim, derhal fikrini değiştirmeli, Gelip, halife - nin elini öpmeli, Bütün müfsitlerin de yüzüne tükürmeli, Demişti. Git!.. Fakat, derhal onun kafasını kes... bu İshakı Müdayin kasabasın- E da, Halifeye mahsus saray- da bir ay kadar misafir kaldıktan sonra, artık avdet için Mansurdan izin istemişti. Halife Mansur; Ebu İshakı, fev- kalâde merasimle üç konak mesafe- ye kadar teşyi ettirmişti. Ve ayr- lırken de: — EBbâ Müslim'e söyle... Onu, O kadar özledim ki; eğer haiz oldu. ğum hilâfet sıfatı olmasa, ben 0- nun ayağıma gideceğim. Yüzyüze konuşarak aradaki fena zan ve Zİ- hapları tamamiyle izale edeceğim. Demişti. Ebu Ishak; kalbinde, Halife a- leyhinde en küçük bir şüphe kalma dan, Rey şehrine avdet etmişti. E- bâ Müslim, kendisini orada bekle- mekte idi. Ebu Ishak doğruca Ebâ Müsli. min nezdine giderek, bir ay zarfın- da Halifeden gördüklerini ve işittik lerini, en ehemmiyetsiz şeylere vâ- rıncaya kadar nakletmiş; ve sonra da : — Ben.. Emirülmüminin sana karşı buguz adavet beslediğine dâair en küçük birşey hissetmedim. Bilâ- kis; sana karşı, derin bir minnet ve emniyet beslediğine kanaat ge- tirdim... Bana kalırsa, artık dedi- kodulara ehemmiyet vermemeli... Hattâ, arada müfsitlik ve münafık. lık edenlere, derhal hadlerini bil- dirmeli. Demişti. (1) 1 Ebu Ishakın bu sözleri, Ebâ Müs limin üzerinde, çok iyi bir tesir hu- sule getirmişti. Artık; halife Man- (1) Baz teski Arap tarihleri; Ha life Mansurun, birçok ihsanlar ve vaitlerle Ebu İshakı kendine cel bettiğini ve bu vasıtta ile Ebâ Müs limi iğfal eylediğini iddia ederler. surdan, kendisine hiç bir fenalık gelmiyeceğinr — Şu halde., Bizim, kendisini zi- yaret ederek elini 0OpmMemiz 1çap el ti. Demişti. Fakat. Ebâ Müslime en samimi sadakat ve muhabbetle mer but olan, Saray Nazırı (Berk) ile husüsi kâtibi (Malik bin Haşim) onun bu fikrine itiraz etmişler; — Az zamanda, bu kadar tecrü- be gördük. Insanların gösterişlerine aldanmak caiz değildir. Bâhusus senin gibi büyük mevki sahibi olan lar, babasına bile kolay kolay iti- mat etmemelidir. Hele biraz daha sabret. Demişlerdi. Ebâ Müslim bu sözlere hak ver- mekle beraber fikrinde ısrar et - mişti. Hattâ; — Daha fazla ihtiyat gösterirsek korkaklığımıza hamlolunur. Herşe- yi mukadderata bırakmak, en doğ. ru harekettir. (Arkası var) ZÇ KET U Yover 2, EKONOMİ Buğday Fiyatlarında Ucuzluk Devam Ediyor Narh komisyonu da fiyat düş- künlüğü üzerinde tetkikata başlamış ve ay başma doğru ekmeklerin yirmi para kadar ucuzlatılması ihtimali art- mıştır. Evvelki gün şehrimize piyasa- da satılmak üzere yirmi yedi va- gon buğday, üç vagon çavdar ile iki vagon arpa gelmiştir. Ayncâ Ziraat Bankası namımma da dokuz va- '|gon buğday getirilmiştir. Haydarpa- şa silolarında depo edilen bu mallar stok olarak muhafaza edilmekte- dir. Evvelki gün yumuşak ve sert buğdayların alıcısı pek azdı. Fiyatlar da evvelki güne nisbetle 2 — 3 para noksandı. Yalnız mısır, çavdar ayni fiyatları muhafaza etmiştir. Arpalar da dahi 1 — 2 para kadar oynaklık olmuştur ,Piyasanm durgunluğu ve gitgide gevşekleşmesi daha ziyade çavdarlı mallar üzerinde tesirini gös termektedir. Hayvan Borsasında Kuzu Satışı Evvelki gün hayvan borsasında fazla miktarda kuzu satılmıştır. Kuzularm çoğu Anadolu malıdır. Satılan miktar, 4067 baştır. Bu miktar 82112 kilo tartmıştır. Va- sati-- olarak » kilosu 21,81 kuruş- tur. Ayrıca kilosu 20,77 kuruştan 21449 kiloluk 474 baş beyaz kara- man, 19,91 kuruştan 27567 kilo da 652 baş kızıl karaman ve 6208 — kilo 230 baş dağlıç ile 8 keçi, 68 öküz, 6 inek, 14 dana, 7 manda satılmıştır. bazı ÖĞÜTL Bareometre Gibi Hastalıklar Havadaki değişiklikleri önceden hissetmek yaşıyan cisimlerin hep - si için tabii bir hassa olsa gerek - tir. Nebatlarda bu hassanın mev- cut olduğu, şimdiki halde, muhte- meldir. Fakat, tabii halde yaşıyan hayvanlarm, havadaki şartlarım de Bişeceklerini hayli Zaman önce - den hissettikleri epeyce anlaşılmış- tır. Geçen sene İsveçli bir âlim At- las denizinin içindeki balıkların $arktan garba hicret etmelerine ba karak, geçen kış mevsiminin o de- nizin şarkmdaki memleketlerde iddetli olacağını daha önceden ha ber vermişti... Hayvanlar tabii halden çıkarı - dan birine tutulan insanlar da ha vadaki değişmeleri önceden, hem de hava aletlerinden daha önce, hissederler. Acaba hastalık insanı “ehli,, hal den çıkarıyor da medeniyetsiz ha le mi götürüyor? Bunu söylemek hiç te doğru olamaz, Çünkü o değişmeleri herkesten önce hisseden sinirliler, beşeriyetin “tuzu, biberi,, , medeniyetin de heryerde Tehberi sayılırlar. Ha- vanın değişmelerini önceden hisset. tikleri gibi, insanlarm da terakki ini, deniyette ilerl ini temin eden onlardır, Romatizmalıların da havanm de hp ta i ların ar yaşamı ya alıştırıldıkça, cçoğu bu has. sayı kaybederler. Çünkü tabiatin onlara verdiği ve havanm değişme lerini önceden haber veren hassa, hayvanın gıdasını ve havaya kar Şi mukavemetini hazırlaması için dir. İnsanların arasında yaşıyan hayvan böyle şeyler için tasa çek- mediği için o türlü hassaya ihti - yacı yoktur... n B deni oldukça - ga Hba, bazı antropoloji âlimlerinin dedikleri gibi, “ehli,, hayvan ol - duklarından - havanın değişmeleri- ni ancak icat ettikleri barometre gibi aletlerden anlarlar, yahut tel graflardan haber alırlar. Aletler de pek az önce haber verirler, tel graflar ise çok defa hiç gelmezler. Medeni insanlar da bulunmıyan bu hassanım medeniyetten evvelki ecdadımızda bulunup bulunmadı - ğını pek iyi bilemiyoruz. Ancak hastalıklar vardır ki, bunlar- ğişeceğini barometrelerden önce ha- ber verdiklerini bilirsiniz. Kendi ız taraplarile uğraşan o zavallılara da elbette iyetsiz denil Sonra havanın değişmesinden daha | aır. birkaç gün önce ciğerlerinden kan çıkaran veremliler de medeni in - sanlardır., Bacaklara musallat olan ve Kramp denilen şiddetli ağrı ile burkulma da havanın değişeceğini birkaç gün önceden haber verirler. Bir de damar hastalıkları ha- vanın değişeceğini önceden haber verirler, Zaten bu meseleyle neş - gul olan âlimlerin fikirlerine göre bu hassa asıl damarlarımızda bu- lunur. Havadaki, elektrik cereyanı damarl: girer, | üzeri. ne tesir eder de, vücudümüz bu su retle değişmeleri önceden hisseder. Bu nazariyeyi, şimdilik, kabul et meseniz bile, tamıdığınız sinirliler ve romatizmalılar havanm değişe - ceğini size önceden haber verir - lerse onlara inanmayısımız. Ekmeğin de Yirmi Para Ucuzlaması Muhtemel Buğday fiyatları gün geçtikçe ucuzlamakta devam ediyor. Pi- yasaya hergün fazla mal gelmesi ve ihracatın azalması, fiyatların önümüzdeki hafta içinde daha yirmi para kadar düşeceğini gös- termektedir. Bir haftadanberi başlıyan tenezzül, ekmek fiyatları- nım da ucuzlamasını icap ettirecek bit vaziyet husule getirmiştir. Meyvelerin İstahı iç.n T edbirıer Memleketimizin kalite ve cins iti- bariyle ikineci derecede sayılan mey- valarının ıslahı için Ziraat Vekâleti bazı yeni tedbirler almıya başlamış- tir. Muhtelif mımtakaların yaş ve ku ru meyvalarını ıslah etmek, ihracata elverişli nevileri artırmak, fidanlıklar meyva istasyonları tesis etmek üzere ziraat bütçesine 630 bin lira tahsisat vazolunmuştur. Bu para ile meyvala- rımız için hertürlü teknik işler yapı. lacaktır. Meyvacılığımızın inkişafı halinde yaş mMmeyvalarımız ihracat maddelerimiz arasında ehemmiyetli bir yer tutacaktır. Bilhassa Almanya, Lehistan, Çekoslovakya, Macaristan memleketimiz için daimi alıcı vaziye- tinde bulunmaktadırlar. Bu ehemmi- yetli işi bugüne kadar rakipsiz olarak Bulgaristan başarmaktadır. Bulgar- lar büyük elma bahçeleri tesisi için çalışıyorlar. Büyük harpten evvel Bulgarlar Türkiyeden taze sebze it- hal ederlerdi. Halbuki son on sene içinde Balkanlarda en kuvvetli sebze ihracatçısı mevküni kazanmıştır. İ- talya, Macaristan, Çekoslovakya ve kısmen Almanya Bulgar sebze ve meyvalarının müşterisidirler. Çekos- lovakya Kanada gibi uzak yerlerden bile elma ithal etmektedir. Yumurta Ambalâjında Odun Talaşı Ihracat için samanlı ambalajla sev- kedilen yumurtaların saman amba - lajı içinde fazla sıcak havaya marlız kaldıkları anlaşılmıştır. Bu ambalaj- ların yerine odun talaşı kullanılması Ticaret odasından yumurta ihraç e - den mıntakalara tavsiye edilmiştir. Fuar Komiseri izmir, (TAN) — 937 İzmir Enter- nasyonal Fuarı Komiserliğine İktısat Vekâletince, vekâlet mürakıplarından Bay Suat Şakir tayin edilmiştir. Bu vazife birkaç senedenberi İzmir Ticaret Odası Umumi Kâtibi Mehmet Ali tarafımdan yapılıyordu. Vekâletin bu yeni kararı burada memnuniyetle karşılanmıştır. Ödünç Para Verenler Ödünç para veren mü lerin he Zeytin Yağı Ticaretimiz Türk zeytinyağlarmın iyiliği, bun. larım dış memleketlerde konserve sa- nayiinde kullanılmasına yardım et mektedir. ÂAz asitli ve cüzi istearinli yağlarımıza hariçten çok talip çık- maktadır, Geçen seneki mahsulün az- lıiğı yağın pahalılaşmasına sebep ol- muştur. Bu sene mahsul iyi çıkarsa İsveç konserve sanayii için memle- ketimizden fazla miktarda zeytinyağ istenilecektir. İsveç için yağlarm 2 yüz kiloluk demir bidon veya fıçı, ya- hut 500 kiloluk varillerle gönderil. mesi ve yağın 1,5 tan fazla asitli ol. maması şarttır. Patateslerin Standardı Ticaret odasmın evvelce verdiği karar üzerine patateslerin standardi- ze edilmesi temmuz ayından itibaren başlayacaktır. Evvelce de yazdığımız gibi, ilk mahsul turfanda olduğundan — | ve kabukları tamamile mantarlaş- — madığından bunların 75 kiloluk çu« vallar içinde nakledilmelerine imkân görülememiştir. Tazelik hasebile bü- yük ambalajların patatesleri bozabi.- — leceği de odaca düşünülmüş ve bu se« beple standard işi yine odanın kara« | rile geciktirilmiştir. Yoksa bir refi. — kimizin yazdığı gibi bu iş (vakti âha ra) bırakılmış değildir. İpek Endüstrimiz ğ Dünya suni ipek sanayii gittikçe inkişaf etmektedir. En fazla suni i« pek yapan memleketler Japonya, A- merika, Ingiltere, Almanya, İtalya- dır. 1936 senesinde en fazla istihsal yapan 285 milyon libre olarak Japon- yadır. Bu miktarın 33 milyonu ihraç edilmiştir. Yerli Mallar Sergisi — İçin Hazırlık Galatasarayda temmuzun yirmi yedisinde açılacak olan yerli mallar sergisinin on iki ağustosa kadar açık | bulundurulması kararlaştırılmıştır. Serginin tevziat plânı hazırlanmış olduğundan iştirak edeceklere, yerle- ri bugünlerde gösterilecektir. Sergi- ye iştirak edenlerden arzu edenler paviyonlarımı İzmir fuarına naklede« bileceklerdir. * Boynuz ve Kuru Üzüm İstiyorlar Bazı Alman ithalât firmaları mem leketimizden boynuz, kuru üzüm (tip - 12), defne yaprağı, fındık, her nevi | kuru üzüm, incir, ipek, iplik satın al- | mak için müracaat etmişlerdir. Bun- dan başka bazı Alman ihracat firma- ları da Türkiye ile her nevi maki spor levazımı, emaye levhalar ve ire üzerinde iş yapmak için vekil radıklarımı bildirmişlerdir. sap bilânçolarmı Ticaret odasıma gös termeğe mecbur oldukları cihetle mü esseseler kanunun bu icaplarma uya rak dünden itibaren hesaplarmı Tica- ret Odasına getirmeğe başlamışlar - Çiçek Soğanları Anadolunun muhtelif mıntakaların. dan ve ezcümle Konya, Balıkesir, İz- mir, Kütahya mıntakalarından top. lanmakta olan muhtelif çiçek sovan- larından bin beş yüz kilo Felemenge ihraç edilmiştir. Felemenkte cinsleri ıslah edilen bu sovanlar arasında Türk lâle ve sünbülleri de bulunmak- tadır. Pul, Para ve Fotoğraf Sergisi Nevyorktan Ticaret odamıza gelen bir mektupta, bu sene Eylülde açıla- cak ve 1940 senesi sonuna kadar de- yam edecek olan pul, sikke ve fotoğ raf sergisine, iştirak etmemiz teklif EVVELCE ÖRSÜRÜP iZTIRAP ÇEKRERREN D'APOSTEL NİKOTİNi. ÇEKEN AĞIZLIĞI | SAYESİNDE SiGARAMI ZEVK ve NEŞ'E İLE iÇİYORLM TAKLİTLERİ AĞMAYINIZ

Bu sayıdan diğer sayfalar: