Sürekli Hilâye “TANm Çocuk Tüvesi MİKİ İLE KÖPEĞİ FİN - FİN Miyavev! Havvv! havvvi Sa, #ısas.. Bir kedi - köpek gavgası du. yordu. Fin . Fin yine eski huyuna dönmüş, kedilerin peşinde koşup duruyordu. Bu defa da “Miki, nin si yahlı beyazlı kedisini ele geçirmiye uğruşıyordu. Kediyi köşe bucak kovalarken hav! diye bağırıyordu. “Küçük yakalıyacağım, — havi Fin - Fin kavgaya yaman tutuş. muştu amma beyaz yavru da pek akılsız değildi. Hem köpek kadar ko şabiliyordu, hem de tüylü kafasının içinde öyle bir plân hazırlamıştı ki “Fin . Fin, in haberi olsa hayretten dona kalırdı. Fakat Fin , Fin bundan haberi yok; boyuna havlıyor, sanki küçük kedi - nin küçük kuyruğuna şunları söy- emek istiyordu: “Hiç merak etme yarım saniyede yakalıyacağım. Girri hav! hav! “Bu tarafa Fin - Fin!,, küçük kedi bunu ağzıyle söylememişti amma ha yeketlerile anlatmıştı. Köpek bunu pek iyi anladı; Kendi- sini oradan oraya kaşturuyor diye ani bütün bütün sıkıldı. “Biraz bekle. Seni bu eve adım at. ağına pişman edeceğim. Miki seni bana sevdirmek için beyhude uğra- #ıyor., Diye hi haliyle görenler o uysal duğuna inanamazlardı. Havv! havv! Miyav sisas)... Gürül tü müthişti, Fakat sesler birdenbire Geğişti. Kavrunun istediği olmuştu. “Fin . Fin, birdenbire akıl edemiyece Biniz kadar berbat bir çamur birikin tisinin içine düşmüş, havliyordu. Havv! havv! “Şimdi kuyruğumu yakalamana &- in veriyorum.,, Fin - Fin deli gibi ke. Dara çıkmıya cabaladıkça, yapışkan çamur bütün bütün vücuduna bulaşı yordu. Kediyi kovalamakta o kadar israr ettiğine pişman olmuştu amma, 0, elden giden şeylere ağlıyanlardan değildi. Hâlâ bir yandan düşmanmın nereye kaçtığını görmek için gözleri” le etrafı araştırıyor, bir yandan da Ona meydan okuyurdu: *Çık meydana! cesaretin varsa kavgaya gel. Tırnaklarmdan korkum yok benimi, Zavallı kedicik ser aer mıyavlıya » rak çamurun üstüne uzanan bir dala tirmanmıya uğraşıyordu, bu. sözleri duymadı. Fin.Fin yukarı baktı, onu gördü.Ve siyahlı - beyazlı küçük yaratığı he « men tutabilmek için etrafa çamur saça saça sıçramıya başladı. Aşağı- da o, “Havvvvi, havvvv? seni gidi se- ni... Seni mutlaka yakalayıp yiyece- ğim ,, diye haylıyoru, Yavru da ağacın üstünde “miyav! İmdat, kayıyorum,, diye miyavlıyor du. Aksi şeytan bir dakika geçmeden #it!,, diye bağırdı. Çamur birikintisi fırtmalı bir deniz gibi kabardı. Bir den ikisi de çamurun yüzünde gi düler, Gavga başlıyordu. Yakındaki Kediyi, köşe bucak kovalıyordu. kuşlar ürküp kaçıştılar. Kedi: “Dur Fin. Fin yeter artık. Bu halle eve dö. hersek sahibimizden ne paparalar ye riz bilmiyor musun?,, diyordu. Fakat köpeğin gözleri kızmıştı. Söz anlar mi artık ?. “Hrrrr! daha ben kavgaya yeni başladım. Beni çamura sürüklemenin ne olduğunu sana gös- tereyim de kulağına küpe olsun! Hirer!,, Hav- havvv!? Zavallı kedicik hain Fin.Finin hü. cumlarından korunmak için elinden geldiği kadar uğraşıyordu. amma na- file... Fin, Fin ondan hem daha büyüktü, hem de daha kuvvetliydi. Kedicikten üç kere daha hızla koşabiliyordu, Fa- Kat kedi de canını dişine takmıştı. Kovalaştıkça tonu dumana katıyor. Türer, Bereket bir ara olanca gücünü sarfederek tıpkı siyahlı, beyazlı bir şimşek gibi çamurdan fırladı. yani selâmete doğru koşmuya başla. &. Orun arkamdan Fin . Fin kaba köpek diliyle: “Iyi oldu sana... Beni korkutacağını sanma,, diye bağım - rak çamurdan dışarı sıçradı. Kaçan yavruyu kovalamıya başladı. İkisi de “Mi) nin evine doğru yol Janmişlardır. Eve varmea küçük kedi bir köri sandığının üzerine, oradan da açık duran pencereden içeriye at- adr. Akıl bir hâyvan olduğu için pencereyi ayağıyle kapadı. Ve deli gibi oturma odasma koştu. Miki o- rada bir koltuğu yaslanmış rahat Ta- hat gazete okuyordu. Kedisile köpeğinin kavga et- tiğini görünce Miki ne yapacak? Onu da gelecek hafta okuyacak- Eve, * TAN Çocuk İlüvesi Hayvanların » Nİ Tuhaflıkları 4 Ben babamla birlikte bir çiftlikte yaşamaktayım, Babamm burada bir kaç tane atı, öküzü, ineği var. Geçen gün dikkat ettim. Babam atları ahır dan çıkarıp serbesi bırakınca “Kul ismindeki © atımız doğru inekle Fin ahırma gitti, Onları korkutup &- bırdan çikârdi. Sonra yemliğe git ti. Üstteki samanları burnu ile itti Altta kalan kökleri çıkarıp yedi. Sonra doğru çeşmeye gitti, Atlarım su içtiği yalağı kokladı, kokladı, An- aşılan bu suyu beğenmemiy ki çey- menin burgusunu bürmü ile itip çe vire çevire suyu akıttı. Ve bu temiz Sudan kana kana içti. O günden sonra dikkat ettim; Kula tapki titiz bir insan gibi Zini kokluyor, seçiyor ve temizliğine hatmadıkça katiyyen dokunmuyor. du. “RESİMLİ HİKÂYE i Uysal Sincap Sincabı bilir misiniz? Ne hos hav. vandır. Vücudundan bilyük bir kuy- ruğu, hemen kaçacakmış gibi ürkek Pir hali vardır. Sahiden hemen ka- çar da... O kadar ürkektir ki onu tu- İtap ehlilestirmek. kendine alıştıra - bilmek icin büyük bir sabır ister, Fransada bir orman bekçisi bu sabrr göstermiş, yakaladığı bir sincabı ken düne alıştırmış. Bu havvan şimdi tün gün ormanda sahibinin yanından ayrılmıyormuş. Bekci bir adım atın- cıya kadar o on adım koşar. Ağaç- lara tırmanır. Fakat ondan dünyada ayrılmazmış. Dönüp yanma ge Sonra tekrar koşar, ağaçlara çıksı Böylece bütün gün hem kendini hem de sahibini eğlendirirmiş. | Akşamları ikisi birlikte evlerine| dönüyorlarmış, Sineabın bir kösede kücük bir minderi varmış. Tıpkı bir edi gibi o, bu minderin üstünde u- yur ve sabah olur olmaz sahibinin a- yaklarınm dibine koşarmış. GESOYAZIN SiMO1 100 KERE e. iğ Sihirli ırli ala ele Dİ e e İşte böyle zamanlarda arkadaşlarınız, kardeşleriniz, anneniz veya babanıza şu oyunu yapınız: Etinize bir parça şeker alınız. Bi- İdiğiniz kesme çay gekerlerinden. Yal nız şeklinin çok düzgün olmasına dikkat ediniz. Sonra bu şekerin bir yüzüne seyircilerden isteyenin adının İlk harflerini siyah mürekkeple yazı- niz. Sonra bir bardağa su doldurup masanm üstüne koyunuz. Şekeri bu suya atmız. Admı yazdıran seyirciye İm yele leyiniz. Onun bu elini tutup bardağın Üstüne koyunuz. (Avucu aşağı gek mek Üzere) şeker iyice eriyinciye 'kadar beklemesini rica ediniz. O bek. e Me abe lerinizi kımıldatınız. Şeker ericince seyirciye avucuna bakmasını söyleyi İng ikame şe Ba e alalı pipe e e İkerden seyircinin avucuna nasıl geç v. e .nızdan seyircinin avucuna geçti. Yok| Bilgi RE Sevgisi İçinizde kelebek tutmuyan yoktur 'sanırım... Elinde saplı bir file ile ora. dan oraya koşup, bu küçük, güzel ir eğlencedir değil mi? File bulun - mazsa eller de o işi görür. Doğrusu 0 zaman iş biraz güçleşir amma “ke lebek avr, o kadar zevklidir ki dün Ee lerin er zin gibi küçükken... İnsan ne kadar ir el alla Hem de yalnız bir kelebek arkasın- İdan.... Bu avcı kaç yaşında imiş diye merak ettiniz mi çocuklar... Altmışı- nı geçmiş bir ihtiyar. Evet.. Vâkm bu kadar yolu bir günde değil, birkaç a e İnsanın o yaşta koşmayı değil yü- rümeyi bile canı istemez. Bu adam e lanan bir kelebek görür. Yakalamak || ister. Böcek kaçar, o koşar, Ter kan içinde o gün boşa gider. İkinci gün onu yine bulur, kovalar. Üçüncü dör. | düncü günler de hep öyle geçer. Ni | e e böceği yakalar rahat eder. Bilgi sev- e nız. Bu bir şey mi? Buzların arasma giden, havaları dolaşan, yeralilarına Şeker sa hiç şeker eriyince yazı suyun yü- #üne çıkıp avuca yapışır mı? Bu oyus nun gizli tarafı şudur: Şekerci suya atarken başparmağı. nızla tam yazının üstünden tutarar niz. Tabii mürekkep daha kuruma » mış olduğu için olduğu gibi elinize çıkar, Sonra bu elinizle seyircinin eli» hi tutarken başparmağınızla onun &- vucuna basiverlisiniz. Yazı oraya Gi. kar, Elini bardağın üstüne koyup #e- kerin erimesini filân beklemek hepsi seyircileri aldatmak içindir. Bütün iş mürekkep kurumadan se- yircinin eline basmaktadır. Bk Burada iki harf görüyorsunuz. Or« tadaki nokta yerine siz de bir sesli harf koyunuz, Evvelâ tatlı bir gey, sonra vücudümüzün bir kutmı, daha, sonra azın aksi ve en sonunda bul. mak fülinden emir olsun. Tabif ba dört kelimeyi meydana getirirken, iki harf arasındaki sesleri de değiş irebilirsiniz. Kelimeler tamam olun- ex bulmaca çözülmüş demektir. Çö- İzüileri gönderirseniz, size kıymetli he- diyeler vereceğiz. — TAN— ÇOCUK KLÜBÜ İSİM: MEKTEP ve Nor Bu kapçna delderer bize yel yaz. dinde göndereceğimiz İza kartımı alır almaz Tan Çocuk Giren kahramanları düşünün... Hep- iğ