İstanbul Tarihi Bir Saadet Günü Daha Yaşadı Büyük Şef Heyecanla Karşılandı Büyük Şefimiz, kendilerini karşılıyanlarla beraber İçten ve Candan Gelen Coşkunlukla Alkışladı tatürk İstanbula girdi: Alkış için açılan eller üstünde ve kendisi için çarpan yüreklerin sesini dinliyerek... Bir millet, nasıl coşar, bunu dün gözlerimizle gördük. Haydarpaşa rıhtımın Önü, va- purların sabahtanberi taşıyıp, ta- #ıyıp kıyıya döktüğü binlerce İn- Banla dolu idi, Şehrin, hemen yarı. &r, tâ Izmit hudutlarmdan başlıya- rak minnet, saygı ve tahassürden örülmüş demetler halinde onun ge- geceği yollara serpilmişlerdi. Garda, ük gözüme ilişen, Hatay Erkinlik cemiyetinin bayrağı oldu. Bayrağı tutan genç Hataylının bi- lekleri, onu bir yabancıya kaptır - mıyacak kadar sağlam ve gürbüz- dü. Kendi kendime düşündüm: Bu Hatay delikanlısı, en az bi - sim kadar, Atasma minnet borcu beslemiye mecburdu. Yeryüzü hari- tasında, müstakil bir Hatay dev « eti yaratan Büyük Önderi bekli - yenler arasında kimler yok.. Ordu burada.. donanma burada. hevs erkânı burada. asayişi koruyan polis burada., milleti temsil eden me - bus, devlet makinesini işleten me - mur burada ve sonra, en geniş mâ- nasile halk, Istanbul halkı yedisin- den yetmişine kadar, genç, ihti « yar, kadın, erkek, hepsi burada... ir aralık, dudaklarda küçük bir fısıltı dolaştı f — Emir Abdullah geliyor... Arkasında siyah maşlahı; belin- de sitın kakmalı hançeri ile ağır a- ğir kalabalık arasma karışan Ur- din Emiri, gayet neşeli görünüyor- du. Tam bu sırada, Atatürk treni, Bostancıyı geçmiş, büyük bir sü. ratle Haydarpaşaya yaklaşıyordu. Birdenbire, tepemizde bir gürül. tü duyduk. Başlarımız, sevinçle ha- vaya kalktı. Elliye yakın tayyare- miz, Atatürkün Istanbula teşrifini #ölâmlamak üzere uçuşa başlamış - lardı, Emir Abdullah, bu çelik Türk kuşlarının uçuşunu, büyük bir zevk le takip ediyor ve arada bir, başını sallıyarak, yanmdakilere memnu « niyetini ifadeye çalışıyordu. Ata - türk trenini, çelikten gölgeleri al- tına alan bombardıman tayyareleri, halkın sevinç çığlıkları arasında Sarayburnu istikametinde gözden henüz kaybolmuştu ki, yerlerini ye- nileri aldı. Böylece, göklerde, bi- ribirlerine eklenmiş hava zincirleri, geniş kavisler çizerek dolaşmıya MA Yazan: Salâhattın Güngör İran başladılar. Ve nihayet işte, Atatürkü Istan- bula ulaştıran tren! izikanın selâm havası, orta. lığı çınlatan alkış sesleri a- rasında güçlükle duyuluyor. Halk, o kadar coşkun ki, onu daha gör- meden, bançeresinin bütün Kuvv tle ve biribirlerinin omuzları ÜS- tüne sıçrayarak: — Yaşa Atatürk! diye haykır. yor, Tren garda durdu. Atatürk ç€- vik bir hareketle, kompartimandan İniyor. Sayın hemşireleri Bayan Makbule ve dişi Türk kartalı Ba- yan Sabiha Gökçen, Atanın önünde eğiliyorlar, Büyük Onder, siyah bir jaketatay giyinmişler, ayaklarında siyah iskarpin var. Halk, artık ©- nu alkışlamak için “Yaşa. Varol! sözlerini de kâfi bulmıyarak, coşkun atılıyor: Kahraman! Büyük Atamız! Düş- manın gözü kör olsun! Milletin göz bebeğisin.. Çok yaşa!. diye bütün heyecanı ve. bütün varlığı ile bağırıyor. Atatürk, ilk olarak hemşireleri ve Sabiha Gökçenle konuşuyorlar ve Sabiha Gökçene: — Ne vakit geldin? diye soru « yorlar, Daha geçenlerde, Türk kadm tay yareciliğine yüz aklığı verecek çe- tin bir imtihandan geçen kahraman Türk kızı cevap veriyo: — Saat 1230 da tayyare ile gel- dim, Atam, Atatürk, şimdi gara doğru ilerli- yorlar, Fakat, kalabalığın çoklu- Zundan bu ilerleyiş pek kolay otmu- yor. İnzibat çemberi, halkın sevgi coşkunluğu karşısında uzun müd - det mukavemet edemiyor. Bi; Kurtartcıyı, yakından görmek iste- ği, o kadar derin ki, hiçbir resmi kayıt bu isteğin çerçevesini daral- tamıyor, Büyük Şef, deniz ve ka- ra erlerinin önünden geçerken, bir bakışta yüzlerce muhatabını ihata eden o çelik parıltılı gözlerile, hep birden selâmlıyord! — Merhaba asker! Erler, bağırlarından kopan en yal ME rarmamana çm seslerile karşılık veriyorlardı: — Sağol? A rk, yanlarında misafirleri Emir Abdullah, hemşireleri, Mili Müdafaa ve Dahiliye Vekilleri, Sa. biha Gökçen ve diğer haz zevat olduğu halde, garın İtpisına gel - dikleri zaman, bir saniye durdular. Hataylılarm saygılarmı sunmıya gelen heyeti ellerinde bayraklarile görmüşlerdi. urtaranla kurtuluşa eren bu- rada karşı karşıya bir müd det bakıştılar, Şerefine atılan top sesleri arasında Atatürk ilerledi. Pakat garın dışma çık! zaman öyle müthiş bir kalabalık tarafın . Atatürk Haydarpaşa istasyonu on dan ihata edildi ki, bir ara durmı. ya mecbur oldular, Dağlardan ko- pup gelen bir sel de ancak bu ka- dar coşkun akabilirdi, Çünkü Bü - yük Şefimiz, kendilerini yere atıp: — Bırakın beni, ayağını öpece- Haydarpaşa garından Ön Binlerce Halk Atatürkü | Ertağrul yatına doğru ilerliyorlar ”Ertuğrul,, yatı filomuzun arasından süzülüyor.. binlerce halkla dolmuştu ğim! diye yalvaran kadmlarm ve hıçkıra hıçkıra: — Şükür Tanrıma,. Seni doya doya gördüm: diye haykırarak ö- nünde diz çöken bağrı yanık ihtiyar. ların ortasında kalmıştı, Bir an için Türkü Atasma bağ- yan inanç bağlarının gağlamlık derecesini ölçmek istiyenler varsa, tavsiye ederim, bu haykırışlara ku- lak versinler! i Dünyada, hiçbir millet, ne geçmişte, ne de gelecekte, Şefini; bizim Ata- türkü sevdiğimiz kadar şevemedi, sevemez ve sev yecektir. tatürk Ertuğrulun arka gü- A vertesinde., Sağında misafir leri Emir Abduyah., golunda, hem- şireleri Bayan Makbule oturuyor - lar. Sabiha Gökçen de yanlarında,. Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, du - daklarında, samimi bir gülümseme ile Menemencloğluna yaklaşıyor: — Tebrik ederim, diyor Bu belli ki, Hatay davasının mu- vaffakıyetle neticelenmesinde Me- nemencioğlunun:da hissesi olduğu için sarfeditmiş bir söz. Ertuğrul hareket ettikten sonra, Atatürk, rıhtımı baştan başa kaplıyan hal - kın sonu gelmiyen alkışlarına cevap vermek üzere ayağa kalktı. Tayya- reler, yatın üstünde, durmadan do- Taşıyor, halk durmadan “Yaşa..,, di. ye bağırışırken, Ertuğrul yatı da ağır ağır donanmamıza doğru yak- Jaştı, Evvelâ “Adatepe,nin, sonra “Zafer,in ve en sonra Yavuzun W nlünden geçtik. Denizciler büyük bir intizamla gemilerinin köpeştelerine dizilmişlerdi. Topların çelik ahenk- lerine karışan “Yaşasın cümhuri - yet!,, sesleri, Marmara açıklarında derin akisler bırakıyor ve Ertuğ- rul bu mert askerin perde perde yayılan havası arasında Daolmabah- çeye doğru ilerliyordu. Bilyük Şefimiz, bu arada misafir Emir Altes Abdullah ile de sami- - mi görüşlyorlardı. Bir aralık, Atanm çok sevdiği küçük Ulkü, Emir Abdullahın diz- lerine sıçradi ve yat, Dolmabaho#” ye gelinciye kadar yanından ay madı. 7m ; ve Şirketi Hayriye VW purlarını dolduran halk, tuğrul önlerinden geçerken, A türke tarif edilmez bir coşkun! derecesine varan derin sevgi te hürleri gösterdiler. Artık Dolmabahçeye gelmisti” Evvelâ Sakarya mot Ertuğ rula yanaştı ve misafir Emir ved ederek, maiyeti ile birlikte Beylef” beyi srayma geçmek üzere, Sâ” karyaya bindi. Sonra da Atatür İstanbul motörile Dolmabahçey& reket ettiler, Atatürkün yattan #7” rılışı, biz gazeteciler için de unut maz şerefli bir hatıra olarak k8l$” caktır. Birkaç arkadaşla onun yolu Ü* tünde durmuş, derin sevgi ve say gımızı bir kere daha sevinçle sU” muştük, Hepimizin Atası, yüks€ itifatmı, bizden de esirgemiyer" ayri ayrı ellerimizi sıktılar, Yazımı bitirmeden evvel, İsta” bul Emniyet müdürü Salih Kı dünkü milf bayram vesilesile g8 ” zetecilere vazifelerini yapabilmeli için büyük Kolaylıklar gösterdiğ” ni teşekklirle kaydetmeden gece yeceğim. Tersane Haliçte Kurulacak Ankara, 5 (A.A) — Haiçteki İde kızağınm Mili Müdafaaya ide dolayısiyle sivil tersanenin İstiny kurulacağına dair haberler doğru ğildir. i Salâhiyettar makamdan ağ melümata göre, tersanenin Hal kurulması karar altına almmuşt”-