6 Haziran 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İstanbul Tarihi Bir Saadet Günü Daha Yaşadı Büyük Şef Heyecanla Karşılan ü Büyük Şefimiz, kendilerini karşılıyanlarla İçten ve Candan Gelen Coşkunlukla Alkışladı tatürk İstanbula girdi: Alkış için açılan eller üstünde ve kendisi için çarpan yüreklerin sesini dinliyerek... Bir millet, nasıl coşar, bunu dün gözlerimizle gördük. Haydarpaşa rıhtımının önü, va- purların sabahtanberi taşıyıp, ta- şıyıp kıyıya döktüğü binlerce in. sanla dolu idi. Şehrin, hemen yarı- &I, tâ Izmit hudutlarından başlıya- rak minnet, saygı ve tahassürden örülmüş demetler halinde onun ge- çeceği yollara serpilmişlerdi. Garda, ilk gözüme ilişen, Hatay Erkinlik cemiyetinin bayrağı oldu. Bayrağı tutan genç Hataylının bi- lekleri, onu bir yabancıya kaptır - mıyacak kadar sağlam ve gürbüz- dü. Kendi kendime düşündüm: Bu Hatay delikanlısı, en az bi . zim kadar, Atasına minnet borcu beslemiye mecburdu, Yeryüzü hari- tasında, müstakil bir Hatay dev « leti yaratan Büyük Önderi bekli - yenler arasında kimler yok.. Ordu burada.. donanma burada, hava erkânı burada..asayişi koruyan polis burada., milleti temsil eden me - bus, devlet makinesini işleten me - mur burada ve sonra, en geniş mâ- nasile halk, Istanbul halkı yedisin- den yetmişine kadar, genç, ihti « yar, kadın, erkek, hepsi burada... ir aralık, dudaklarda küçük bir fısıltı dolaştı: | — Emir Abdullah geliyor... 'Arkasında siyah maşlahı; belin- de altın kakmalı hançeri ile ağır a- ğır kalabalık arasma karışan Ür- dün Emiri, gayet neşeli görünüyor- du. Tam bu sırada, Atatürk treni, Bostancıyı geçmiş, büyük bir sü . ratle Haydarpaşaya yaklaşıyordu. Birdenbire, tepemizde bir gürül. tü duyduk. Başlarımız, sevinçle ha- vaya kalktı. Elliye yakın tayyare- miz, Atatürkün Istanbula teşrifini selâmlamak üzere uçuşa başlamış - lardı, Emir Abdullah, bu çelik Türk kuşlarmın uçuşunu, büyük bir zevk le takip ediyor ve arada bir, başını sallıyarak, yanmdakilere memnu « niyetini ifadeye çalışıyordu. Ata - türk trenini, çelikten gölgeleri al- tına alan bombardıman tayyareleri, halkın sevinç çığlıkları arasında Sarayburnu istikametinde gözden henüz kaybolmuştu ki, yerlerini ye- nileri aldı. Böylece, göklerde, bi- ribirlerine eklenmiş hava zincirleri, geniş kavisler çizerek dolaşmıya W AAA AAA AAA AAA Yazan: Salâhattın ; Güngör "x'*’—, VAA A başladılar. Ve nihayet işte, Atatürkü İstan- bula ulaştıran tren! M ızıkanın selâm havası, orta- lığı çınlatan alkış sesleri a- rasında güçlükle duyuluyor. Halk, o kadar coşkun ki, onu daha gör- meden, hançeresinin bütün kuvve- tile ve biribirlerinin omuzları üs- tüne sıçrayarak: — Yaşa Atatürk! diye haykırı- yor. Tren garda durdu. Atatürk Çe- vik bir hareketle, kompartimandan iniyor. Sayın hemşireleri Bayan Makbuüle ve dişi Türk kartalı Ba- yan Sabiha Gökçen, Atanın önünde eğiliyorlar. Büyük Onder, siyah bir jaketatay giyinmişler, ayaklarında siyah iskarpin var, Halk, artık 0- nu alkışlamak için “Yaşa.. Varol!, sözlerini de kâfi bulmıyarak, daha coşkun atılıyor: Kahraman! Büyük Atamız! Düş- manın gözü kör olsun! Milletin göz bebeğisin., Çok yaşa!. diye bütün heyecanı ve. bütün varlığı ile bağırıyor. Atatürk, ilk olarak hemgireleri ve Sabiha Gökçenle konuşuyorlar ve Sabiha Gökçene: — Ne vakit geldin? diye soru « yorlar. Daha geçenlerde, Türk kadın tay yareciliğine yüz aklığı verecek çe- tin bir imtihandan geçen kahraman Türk kızı cevap veriyor: — Saat 12,30 da tayyare ile gel- dim, Atam, : Atatürk, şimdi gara doğru ilerli- yorlar, Fakat, kalabalığın çoklu- ğundan bu ilerleyiş pek kolay olmu- yor. İnzibat çemberi, halkın sevgi coşkunluğu karşısında uzun müd - det mukavemet edemiyor. Büyük Kurtarıcıyı, yakiından görmek iste- ği, o kadar derin ki, hiçbir resmi kayıt bu isteğin çerçevesini daral- tamıyor. Büyük Şef, deniz ve ka- ra erlerinin önünden geçerken, bir bakışta yüzlerce muhatabını ihata eden o çelik parıltılı gözlerile, hep birden selâmlıyordu: — Merhaba asker! Erler, bağırlarından kopan en yal // / // çın seslerile karşılık veriyorlardı: — Sağol! Atatürk, yanlarında misafirleri Emir Abdullah, hemşireleri, Milli Müdafaa ve Dahiliye Vekilleri, Sa- biha Gökçen ve diğer hazı zevat olduğu halde, garın hapısına gel - dikleri zaman, bir saniye durdüular. Hataylıların saygılarını sunmıya gelen heyeti ellerinde bayraklarile görmüşlerdi. K urtaranla kurtuluşa eren bu- rada karşı karşıya bir müd det bakıştılar, Şerefine atılan top sesleri arasında Atatürk ilerledi. Fakat garm dışına çıktığı zaman öyle müthiş bir kalabalık tarafın . Haydarpaşa istasyonu on dan ihata edildi ki, bir ara durmı- ya mecbur oldular, Dağlardan ko- pup gelen bir sel de ancak bu ka- dar coşkun akabilirdi. Çünkü Bü - yük Şefimiz, kendilerini yere atıp: — Bıirakm beni, ayağını öpece- beraber Haydarpaşa garından Ertuğrul yatına doğru ilerliyorlar On Binlerce Halk Atatürkü ”Ertuğrul,, yatı filomuzun arasından süzülüyor.. | binlerce halkla dolmuştu ğim! diye yalvaran kadmların ve hıçkıra hıçkıra: — Şükür Tanrıma.. Seni doya doya gördüm: diye haykırarak ö- nünde diz çöken bağrı yanık ihtiyar. ların ortasında kalmıştı, Bir an için Türkü Atasına bağ- lıyan inanç bağlarının sağlamlık derecesini ölçmek istiyenler varsa, tavsiye ederim, bu haykırışlara ku- lak versinler! Dünyada, hiçbir millet, ne geçmişte, ne de gelecekte, Şefini; bizim Ata- türkü sevdiğimiz kadar sevemedi, sevemez ve sevemiyecektir. tatürk Ertuğrulun arka gü- vertesinde., Sağında misafir .: leri Emir Abdullah.. golunda, hem- gireleri Bayan Makbule oturuüyor - lar. Sabiha Gökçen de yanlarında.. Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, du - daklarında, samimi bir gülümseme ile Menemencioğluna yaklaşıyor: — Tebrik ederim, diyor.. Bu belli ki, Hatay davasının mu- vaffakıyetle neticelenmesinde Me- nemencioğlunun:da hissesi oüdiığu için sarfedilmiş bir söZ.. Ertuğrul hareket ettikten sonra, Atatürk, rıhtımı baştan başa kaplıyan hal - km sonu gelmiyen alkışlarına cevap vermek üzere ayağa kalktı. Tayya- reler, yatin üstünde, durmadan do- laşıyor, halk durmadan “Yaşa..,, di- ye bağırışırken, Ertuğrul yatı da ağır ağır donanmamıza doğru yak- laştı, Evvelâ “Adatepe,nin, sonra «Zafer,,in ve en sonra Yavuzun Ö- nünden geçtik. Denizciler büyük bir intizamla gemilerinin köpeştelerine dizilmişlerdi. Topların çelik ahenk- lerine karışan “Yaşasın cümhuüri - yet!,, sesleri, Marmara açıklarında derin akisler bırakıyor ve Ertuğ- rul bu mert aşkerin perde perde yayılan havası arasında Dolmabah- çeye doğru ilerliyordu. Büyük Şefimiz, bu arada müsafir Emir Altes Abdullah ile de sami- * mi görüşüyorlardı. Bir aralık, Atanın çok sevdiği küçük Ülkü, Emir Abdullahın diz- lerine sıçradı ve yat, Dolmabah9#» — | ye gelinciye kadar yanından a; W madı. | Akay ve Şirketi Hayriye v& — | purlarını dolduran halk, tuğrul önlerinden geçerken, AA türke tarif edilmez bir coşkunluı derecesine varan derin sevgi tezZi” hürleri gösterdiler. Artık Dolmabahçeye gelmiştiı' Evvelâ Sakarya motörü, Ertuğ” — | rula yanaştı ve misafir Emir ved$ ederek, maiyeti ile birlikte Beylef” beyi sarayma geçmek Üüzere, sa * karyaya bindi. Sonra da Atatürl İstanbul motörile Dolmabahçeye h8 reket ettiler. Atatürkün yattan 237 | rılışı, biz gazeteciler için de unut . maz şerefli bir hatıra olarak kalâ” caktır. Birkaç arkadaşla onun yolu Ü” tünde durmüş, derin sevgi ve S33” gımızı bir kere daha sevinçle sun” muştük. Hepimizin Atası, yüks€ iltifatmı, bizden de esirgemiyere ayrı ayrı ellerimizi sıktılar. Yazımı bitirmeden evvel, İstaf” bul Emniyet müdürü Salih KılrdfP dünkü millfi bayram vesilesile S““'l zetecilere vazifelerini yapabümeıw için büyük kolaylıklar gösterdiğ” ni teşekkürle kaydetmeden geç€ yeceğim. Tersane Haliçte Kurulacak 'Ankara, 5 (A.A) — Haliçteki V lide kızağınm Milli Müdafaaya Ü? de dolayısiyle sivil tersanenin İstiny' kurulacağına dair haberler doğrü ğildir. 4 Salâhiyettar makamdan ıldlğrf”“ malümata göre, tersanenin Haliç kurulması karar altına almmıştir-

Bu sayıdan diğer sayfalar: