14 Mayıs 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

14 Mayıs 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

s5 PO Fe Kaleci Ulvi Ziyanın Şart Koştuğu Üç Esas: I - Modern Bir Stadyum 2 - Mutlak Profesyonellik 3 - Ecnebi Oyuncu Anketimize cevap veren ihtiyarlarm, hep bir ağızdan, Türk futbolünün en parlak devri olarak tasdik ettikleri senelerin en teknik kalecisi olan Ulvi Ziyayı da bugün dinliyeceksiniz. Ulvi Ziya fenni kaleci ğin nazariyelerini futbol aşkı ile Avru- padan getirttiği kitaplardan okumıya başlamış ve kendi kendine ylarca tatbik ederek teknik kaleciliğin ne demek olduğunu halka da göstermiye muvaffak olmuş beynelmilel bir futbolcümüzdür. Milli takım kalesini en çok beklemiş ve temsili takımlarımız- da en fazla yer almış olan Ulvi Ziyanın anketimiz karşısındaki cevap ve kanaatlerini şu satırlarda hep beraber okuyalım: — Şahsan ben, pek öyle eski neslin mensuplarından değilim. Tekrar saha ya dönmek içinde aşıya ihtiyacım yok! Benim neslimden halen oynıyan bir çok futboleüler vardır. Bu vesile ile ve yeni yetişenlere bir misal olmak üzere neye futbolü pek erken terket- tiğimi kısaca anlatayım: Futbolü hakikaten iyi oynıyabi- mek için sıkı bir rejime, idman ve maça karşı tam bir alâkaya ve insa- nın bu rejim ve antrenömana ayırabi- lecek zamana ihtiyacı vardır. Onlardan birisinin eksikliği veya imkânsızlığı iyi futbol oynamıya mâ- rildir. Noksanmı hisseden bir futbol. cü, sahayr terke mecburdur. Zaten kendisi birakmasa bile, futbol onu bi- rakır, IKİ ESAS (Modem futbol) diye ortaya ati- lan en son oyun tarzı, mücadele ve mükavemet esaslarma dayanmakta - dır, Vücndün ve bünye kabiliyetleri- nin yüksekliği ile kaimdir. Bizim bu- gün futbol oynıyan nesil Harbi Umu- minin kavruk ve çelimsiz neslidir. On- lardan büyük vlcut, kabiliyet ve mu- kavemeti bittâbi beklenemez, bu se- bepten dolayıdır ki, bugünkü futboj- cüler mileadeleye dayanan oyunu oy- nayamazlar. Buna mukabil temin et. tikleri top kontrolü, hele bazı oyun » tularımızda fevkalâdedir. İMKANSIZLIKLAR Sonra, hayat şartları da çok deği: miştir. Hayatımı kazanmak mecburi. yetinde bulunan bir İnsenm İstenen şekilde çalışmasına - amatör kaldık- ça - imkân yoktur. Daha sonra zevkler ve hevesler de çok terakki etmiştir. Bugtin tam bir rejim içine girebilecek bir futboleii tasavvur edemiyorum. Bütün bunlar bir araya gelince, yu- karda saydığım şartlardan bazılarınm eksildiğini görürüz. O zaman da İyi futbol oynamıya imkân kalmaz. Halbuki eskiden, hayat ne bugünkü kadar güç; ne zevkler bugünkü kadar mütenevvi idi. Beden kabiliyeti de es- ki nesilde, bugünkünden çok fazla i- di, Aradaki fark, o zamanki futbol tekniği ile bugünkü futbol tekniğine inhisar eder. Size açıkça söyliyeyim ki, bizde ne eskiden, ne de şimdi mu- ayyen bir futbol tekniği ve anlayışı yoktu ve halen de yoktur. UÇ ŞEYE IHTIYAÇ VAR Zaten bu (futbol tekniği) mem'e kete girdiği zaman bütün eski ve ye- ni göhretler silinip gideceklerdir. Çünkt oyun, tam mânasile değişecek- tir. Buna varmak için, İstanbulda üç geye ihtiyaç vardır: 1 — Kırk, elli bin kişi alacak mo- dern bir stat. 2 — Futbolde profesyonellik. 3 — Ecnebi oyuncuları takımları- mızın içinde oynatmak, Başka çare, tekrar ediyorum: Yoktur! Eski kudretini Iktisap etmiş ihti - yarlarla bugünkü gençlere karşı na- sil bir derece alırdınız sualinize şöy- le bir cevap vereceğim: 1924 — 10925 ve hatti 1926 daki milli takım bugünkü mili takımı, kolaylıkla yenerdi, zannediyorum. B. Ulvi Ziya Beşiktaşta Yağlı Güreş MUM Türk güreşinin inkişafı için emekli futbolctlerile bir maç yapıla. mayıstan itibaren her pazar günü de- vam edilmek üzere Beşiktaş stadın - İda profesyonel güreşçiler arasmda bir müsabaka tertip edilmiştir. Beş sinif Üzerine tertip edilen bu müsabakalar bütün pehlivanlarımıza açıktır, İştirak etmek istiyen pehli. vanlar stat müdiriyetine müracaat e derek kaydedileceklerdir. Tekaüt Futbolcüler Sahada Beşiktaş Jimnastik klübü başkan. ığından: 19 Mayıs 937 spor bayramı günü Beşiktaş Şeref stadında Galatasaray emekli futbolcularile bir maç yapıla" cağından bu maça hazırlanmak Üze- re aşağıda isimleri yazılı emekli fut- bolcularımızm eksersiz için 15 mayıs Sekizlerin i Maçları Sekiz klüp turnuvası tertip heye - tinden: (16, 5, 93T pazar günü yapılacak maç- lar: Şeref stadı: Alan gözcüsü Ahmet Adem Göğdün. Vefa saat 12 de Hakem iddin Apak, Beykoz - Süley | maniye saat 13,40 ta hakem Feridun| | Kılıç, Hilâl - Istanbulspor saat 15,20 | de hakem Burhan Atak, Anadolu - E- yüp saat 17 de hakem Nuri Bosut. İ Umum! dühuliye 15 kuruştur. | Balıkesirde | Spor İşleri Balıkesir, (TAN) — Mmtaka Viz | maçları aym 16 sında A, B, kümeleri arasında olacaktır. Bu kümelere #ira ile Balıkesirle Susığıriık; Bandırma, | Gönen, Edincik, Ayvalık, Burhaniye, İ Edremit klüpleri dahildir, Bütün maç İlar 3 temmuzda bitecektir, Mıntaka tarafmdan saha mükem - İmel bir hale konmaktadır. Bunun için | 17000 lira serfedilmektedir. Sahada soyunma odaları, tribünler parmaklıklar da yapılacaktır. Bütü bunlar bir aya kadar bitirilecektir. | Halkevi tarafından ilk mektepler arasında konulan kupa maçları bit -| miştir. Birincilik kupası Dumlupr nar, İkincilik kupasını da Gezi okulu | kazanmıştır. Yarından itibaren hent- bol ve basketbol kupa maçları baş- hıyacaktır. Milli Kümenin Karşılaşmaları Bu hafta Ankarada Gençlerbirliği ve Ankaragücü İle milli küme maç- İları için karşılaşacak olan Güneş klü- bü futbolcuları dün sabah Toros eks- presile Ankaraya hareket etmişlerdir. Güneş inin Ankarada yapaca- ğı maçlar için federasyon tarafından Galatasaraylı Nihat Asım hakem ©- larak Ankaraya davet edilmiştir. Ayni günlerde İzmirde Uçok ve Do- ğansporla karşılaşacak olan Fener - İbahçeliler de din akşam İzmire hi İreket etmişlerdir. Bu maçları Anka İra mmtakasma mensup bir hakem i- dare edecektir. Şehrimizde yapılacak ve İstanbul şampiyonasında mühim bir rol oyn. yacak olan Beşiktaş - Galatasaray maçmı idare etmek için İzmir mınta. kasma mensup Bay Mustafa gelecek- tir. ——— 11937 cumartesi günü saat 16 da Şe- ref stadma gelmelerini dileriz. İ Osman, Refik Osman, Tevfik, Şe- İhap, Enver Balkan, Cavit, Bahaettin, Kemal, Canip, Muammer, Şükrü, Rüş ti, Edip, Abdi, Sadri, Tahir, ——— —— iii Afyonkarahisar, (TAN) — Lise ti * pacaklardır. | Afyonda Gençlik Bayramı retle hazrlanmaktadırlar. Haftada üç gün jimnastik ekzersisleri yapıl- mücadele kabiliyeti sayesinde hattâ | maktadır. 19 Mayısta bzeli gençler ayrıca atletizm müsabakaları da va- alebeleri 19 Mayıs şenliklerine hara- 3.5.0 —İ ALTMIŞ ALTI BÜKÜN Üneşin ateşinden karası da denizi de hararet tütüyordu. Kız koyda yapayalnızdı. Denize gi- resi geldi. Kayalar ne yapacakla- rmı iyi biliyorlardı. Denize dara cik bir geçit müstesna erimiş züm rütten minyatür bir ege yaratmış- lar, Kız soyunurken Onu her göz- den gizlemek istemişlerdi. Kız somaki bir penye mermerin üzerinde tam önünde dipte bir met- re boyunda bir midya bir pina gör- ii. Mademki denize dalası gel- mişti, şalvarmın kuşak .kaytanile pinayı, bağlayıp, yukarı çıkacak, asılacak, sökecek, Başörtüsünün kenarmda bir kaç inci eksildi, on- ları pinadan alacaktı. Eibisesinden #siyrilip boşanm- ca, türkçe şivesi gibi uzun ve - henktar vücutlu tamamen henktar vücudü tamamen lad. Bu dâliş bayatınm bütün veçhesini değiştirecekti, Kız Egeyi hiç hesaba katma- miş. me: tır. ızm daldığı yerse, kıyınm asıl bük, koy ve körfez ka- labalığına uğramış olan yeri idi, Girinti ve çıkmtılarile akıl erdiri- lemiyecek, kıvrmtılar ve surpriz. ler saklıyan, Gökova körfezinin gu mahut (Altmış altı bük) ü idi. Bükler güya altmış altı idi. Fakat her koyun İçindeki daha (küçük koylar, Ve onların koynunda giz- lenen bir sürü yavru bükler hesa. ba kstilacak olursa, bükler altmış altıyı değil altı yüzü bile geçiyor- du. Kız dibe doğru ok gibi gitti. Ka- yalar, tepeler, Süleymaniye ve A- yasofyadan yiz kere daha azamet. Ji kubbeler, minareler, saçaklar, işlemeler, dantelâlar, ötede beride hipopotam, ve #i ayakları gibi iri yarı sütunumsu kayalar (üzerine oturtulmuş şadırvanlar, köşkler. acsYİp &cayip mimariler seyretti Bunların bütünü, berrak yemyeşil bir nur içinde yüzüyordu. Kız dos doğru pinanm başina vardı. Onu kuşağı ile sardı. Pina dişi de erkeği de biribirinde bir ol- muş bir mahlüktur. Niheyet Leylâ ile Mecnun bir köyde de kavuş. muşlar. Yemyeşil ve tatl bir ay ışığında, bütün bir sevgiyle renk rüyasma dalmışlar, Ve rüyalarm- dan açık pembe, yeşil ve mavi İn. ciler, renk damlaları hâsıl etmiş- ler. Eze kızı bunlara nasıl imren- mesin. Ve onları nasl saçlarma dolamasm, Kız pinsyı kuşatma işini çarça» buk becereyim derken, suda bir şeyin yanaşmakta olduğunu gör. dü. Bu koca bir ahtapottu. Bu iri gözlü lâmseli, vantozlu, sekiz'a- ki ç Yazan: # Hatıkarnas 4 ? Bahıkcısı | İrem h yağın, üstüne vardığı takdirde, kız, eline çarpılmış benziyeceğini pekâlâ biliyordu. Bu (kuru boy- muzlu sekiz kamçınm göğdesine #arılması onu felce-uğratırdı.. Kız Azrailin bu denizaltı cellâdma gö. rürimemek için biraz çekildi. Sır. tınr kayaya dayadı. Kaya yol ver- dl. Kız mağaranm içinde kaybol du, ve oradan bir daha çımkadı. hmet altmış altı bükte bir başma koyları geziyor. Da- lyor, sünger avlıyordu. Koytarın birinde, dibin yeşli aydmlığında bir koyu leke gördü. “Hah işte sünger!,, diyince daldı. Dipte bu dalış dolayısiyle renk- lerden fırıl fırl dönen çevrintiler hâsıl oldu. Deniz nebatları, yayılı- yar, kışulıyor, dönüyor, açılıyor ve zarif kollar kapanıp üzanıyorlar- dı. Orada koca bir süngerin koyu kadifesi binlerce kıvılcımlarla ha- releniyordu. Fakat ne oldu birden? Önünde. ki karanlık kayadan yemyeşil ış1- ğa, bembeyaz bir deniz kızı çik- vermesin mi? Mehmet dalmazdan yirmi dakika evvel koya gelmişti. O esnada cam gibi sulara bir kim. senin girdiğini görmemişti. Gör- düğü kız insan olsaydı, bu zaman zarfında muhakkak boğulmuş o - Turdu, Kiz da onu gördü. Fakat COYNADIĞI OYUN nefesi tükenmişti. Duramıyord” Fırladı çıktı. Ne var ki çıktığı ? girdiği koy değildi. Başka bir KOİ” du. Elbiseleri meydanda yoktu. Ikmuş altı bükte balık *' yordum. Bir akşam ko, birinde küçük bir kayığa geldim. İçinde iki kişi vardı. güzel bir kadındı. Küreği ite ite çekiyordu. Göğsünü geri” nmı küreğe dayıyor, ve KAY cam gibi sular Üzerinde , kayd” Şörd. Ötekisi erkekti. Dalıyorüik Sünger, balık, ahtapot, ne bulu çıkartıyordu. O akşam kıyıda 2” raber yemek yedik. Onlar b5* şimdiye kadar anlattıklarımı SX lattılar, Köyde kızın testi orusö” hârman yerinden geçmesini bek yen dalgıç, denizin dibinde BS, gini gördüğü hayalin, gönlünü alıp götürdüğünü anlamış. çe0 Evlendiler demiyeceğim $ evleri yoktu. Nerede oturuyor!” dı? diyeceksiniz. Burada bütün raf güzelliği ile türkü söylüyo” insanlar da şarkılarını bü göreli ğin türküsüne ve sevgilerini muhitin sevgisine katmış geviniP gidiyorlardı. Koca bir denir Kğ İumbağasını ters çevirip beşik ? mışlardı. Ve içine bir yaşındaki © cuklarını yatırmışlardı. g Artık sular kararmıştı. Ge$, bey muştu, Yıldızlar çocuğa ninni “ie Vüyorlardı. Dedik a. Ege derin denizdir, anlar ne yapacağını Pay O gece onları rahatsız etm için yanlarından ayrıldım. pisi altı bükten altmış altı kom! ye manının bir başkasma vardı. denizi seyrede ede uykuya dım. Üç Düzine Evlâtlı Bir Baba laççı, bugün yekünu üç düzüneye varan evlât sahibi bı Bu gayretli yurttaşı alkışlamamak elden gelmiyor. sunuz. Mersinde Bahçe mahallesinde oturan A

Bu sayıdan diğer sayfalar: