Mahkermelerde EROİN Y ; / Bir kadın mahküm oldu ç , Ş çocuklu bir kadın, soyadını tescil ettir.a #mek için Şehremini nüfüs memurluğuna müra- İdün de Samatya nüfus memurluğuna gitmiştir. gFakat, işi biraz gecikince nüfus kâtibi Necibe:f gmiyorsunuz, demiştir, 4 Necip, zabıt tutturmuş ve Huriyeyi suçla olar, tir. | Asliye dördüncü ceza mahkemesi dün bu da- İettiler. Müddeismumi, Huriyeye ceza verilme; sini, fakat, sabıkası olmadığı ve üç çocuk anası, istedi. , Mahkeme, müzakereye çekildi. Huriye, koriX başir, Huriyeyi tekrar içeriye aldı. Bildirilen, # karara göre, suçlu, bir ay hapise mahküm olu) , NE OGAN ehremininde oturan Huriye isminde üçü İcaat etmiş, kâğıdı Samatyaya havale edilince — Rüşvet mi istiyorsunuz, neye işimi o yap) Çrak meşhut suçlar müddeinmumiliğine vermiş-i, #vaya baktı. Şahitler, davacının şikâyetini teyit Hindi için cezasının o tecil (o edilmesinin 4dorda çarşafını yüzüne tutarak ağlıyordu. Mü.) $yor ve cezası tecil ediliyordu. AA SAATLE KORDON BİR | ANDA UÇUVERDİ Sultanahmet sulh üçüncü ceza hâkimi, dün İsmail isminde bir sabıkalıyı 9 ay hapse mahküm etti. Davacısı Konyadan İstanbula yeni gelen Bekirdi: Şikâyetini anlatırken: — Bay Hâkim, diyordu, İstanbulda bu çeşit hırsızların bulundu- Şunu gazetelerde okurdum. Ve her zaman geldiğimde kendimi ko- rurdum, Bu defa hastam vardr. Balıkpaza- UTMUŞ! Mahkeme Suçluya Ceza Verdi Polis, Hikmet adlı bir kunduracıyı dün meş- hut suçlar müddeiümumiliğine verdi. Biraz sonra asliye dördüncü ceza mahkemesine akse- den bu davanın şikâyetçisi, Emniyet Direktör- lüğü kaçakçılık bürosu polislerinden 1354 nu- maralı Reşattı. Davasını şöyle anlattı: — Biz dün Meyit yokuşunda bir kaçakçnın evini aradıktan sonra Azapkapısma doğru iniyorduk. Suç )u Hikmeti arkadaşlarımdan Şerafettin görmüş. Suç lu, ggeoin kullandığı ve sattığı için berveçhi tescil edil miştir, Kahvede oturuyordu biz de yanma gittik. Arkadaşım Şerefettin: — O Hikmet, dedi, artık eroin almıyorsun; geli » ba.. Benzine kan gelmiş, Ben. Hikmetin burnunda beyaz eroin bulaşıkları gördüm, Karşısındaki iskemleye oturmuştum. Hik - metin sol elinde ağızlık ve cigara vardı. Bir aralık avucunun içindeki eroin paketinin ucunu gördüm. Hemen koluna sorıldım ve büktüm. Iki arkadaşım da diğer koluna sarıldılar bu sırada Hikmet sol kolu- mu bütün kuvvetile ısırdı. Ben can acısile elini birs- kınea hemen paketi ağzma attı ve yuttu, Kolum y&- ralandı. Doktor on günlük bir rapor da verdi. Eroin koku neşreder mi? Reşat şikâyetini anlatırken reis sordu: Avucundakinin eroin olduğunu ne reden anladınız? Belki esrardı, Ero in koku neşreder mi? Reşat cevap verdi: — Paketin biçiminden anladım. Reis sözü suçluya verdi. Hikmet, katlı mendilile ağzını silerek söze baş ladı: Suçlu, kabul etmiyor — Doğru söylemiyorlar, Bay rels. Ben Reşadı tanırım. Onlar kahveha- rından dalgınlıkla geçiyordum. İs « mall, göğsümdeki Sergizof saatimle ©Çaltan kordonumu sihirbr, gibi çalmış ta haberim olmamış, Allah sivil ko - * miserden razı olsun. O. hırsızı takip ediyormuş, benim saatimi çaldığını görünce yakalamış. Sonra benim ya- mına sokuldu ve kolumdan tutarak: — Baba dedi. Bir şeyin çalındı — Evet oğlum, dedim, saatimle kösteğim uçmuş. Komiser, İsronilin cebinden saati. mi ve kordonu çıkardı. Sonra karako la gittik. Şu adama adamakıllı bir ce zu veriniz de emsaline İbret olsun. Bir daha Anadoludan gelenlere sa - olarak dinledikten sonra sözü suçlu» ya verdi. Hikmet; — Bay hâkim ben çalmadım. Ba- ıkpazarı kalabalıktı, Davacınm sa - atl benim yeleğimin düğmesine ken- di kendisine takılmış. Ben yoluma gi derken önümde bir saat ve kordonun sallandığını gördüm. Aldim cebime koydum. Hâkim bu müdafaayı kabul et. medi ve kendisinö ceza vererek der hal tevkif etti, | Kaçakçıların Sorgusu Yapılıyor İki gün evvel Büyükadada gizli ça neye gelirken 20 metrodan ben ken- disini çağırdım “Buyurun. Bayım, bir kahve içelim, dedim, Eğer benim kit atardım, Hem, eroin zehirdir, Yu tulur mu? Bu sırada Reşat kolumu tuttu, Sonrada ağzıma yumrukla vurdu. Bir dişim yere düştü. Birisi de sallanıyor. Reşadın kolunu açtı - rmiz, Eğer ufacık bir leke bulursa - nız cezama razıyım. Bundan sonra. ayni bürodan ikin. ci komiser Remzi İle polis Şerafettin şahit olarak dinlendiler. Mahkeme, İmüzakereye çekildikten sonra Hik - metip suçunu sabit gördü ve kendi- sine 56 Vira para cezası verdi. ti. Suçlular, dün ihtisas mahkemesi müstantikliğine verilmişlerdir. Bun - yanımda eroin bulunsaydı, dahâ o va-| PARİS Sergisine NATTA' rn seynhatlerinden büyük Grup ta- mamen doldu. Küçük Grupa kaydolmıya acele ediniz. Paris - Milân - Belgrad Bu Grupla 14 Temmuz Fran» iz Milli Bayramını da görecek» siniz. 142 liradan itibaren Müracaat: Natta Beyoğlu Izmirde: Küçük Kardiçal Han 30 Mazhar Yalay ER ÖLÜM HABERLERİ ÖLÜM Selânik eşrafmdan Şevki Efendi ke rimesi Viyana Başkonsolosu Hüsnü Bey hemşiresi Şişli Fransız hastane- si Direktörü Hüseyin Kenan Tunakan' in, Mühendis İsmet Orgülün, Matbuat Müğiriyeti umumiyesi müşavirlerin - den Şekip Engin Eri Kain Valdesi Ba- Yan Sabiha umulmadık bir surette ve- fat etmiştir. Mumaileyha değerli bir "Türk hanımı idi, Hayırı severdi, Ce- nazesi bugünkü Cuma günü saat Üçte kaldırılarak namazı Teşvikiye camiin de kılmdıktan sonra Feriköy mezatlı ğma gömülecektir. Kendisini sevenlerin saat üçte Teg- vikiye camiinde bulunmaları rica olu- nur, YY HALKEVLERİNDE aanasanarearaaasasaaz Profesör Kesslerin Bu Geceki Konferansı Eminönü Halkevinden: Bu akşam saat (17,30) da Evimiz konferans salonunda Üniversite pro- fesörlerinden Dr. Kessler tarafından (Yeni Türk İş Kanunu) hakkmda bir konferans verilecektir. Hazirandan itibaren tatbik edilecek olan bu mü- him kanun hakkmda verilecek olan bu konferans Türkçeye terelime edi İlecektir. Dayetiye yoktur. Herkes gelebilir. Halkevinde Müsamere Eminönü Halkevinden: Evimiz gösterit şubesi, Gülhane İparkı içindeki Alayköşkü binasında 145.937 Cuma günü gecesi saat (21,30) da (Dekbaz'ık) piyesi temsil edecektir. Arzu edenler davetiyelerimizi Ca - ğaloğlundaki merkez bürosundan a- labilirler. Ömer Refik Yaltkayanm Konseri Istanbul. Amerikan Koleji (Robert Kolej Gençlik Kızılay demeği). nimı- na İstanbul Konservatuvarı Profe - Tayyare İhtifali Yarın Şehit tayyarecilerimizin hatırala- larmı anmak için yarın öğleden son- ra Fatih Tayyare parkmda büyük bir ihtifal yapılacaktır. Saat 14 te Beyazıt, Selimiye, Tak- sim ve Maçkadan atılacak toplarla merssime başlanacaktır. Merasim ku- mandanı olan İstanbul Deniz komu- tanı toplantıyı açarak orada bulunan ları hava şehitlerini ve bütlin göhit- leri selâmlamıya davet edecektir. Bundun sonra bir borozan tarafım- İdan “Ti, işareti verilecek ve hazır bulunanlar selâm vaziyeti alacaklar - dır, Bu sırada resmi daire ve milesse- seleler limandaki gemilerde ve kule. lerde bulunan bayraklar ağır ağır ya- rıya kadar indirilecek, bütün gemiler ve fabrikalar, bir dakika düdük çalacaklardır. Bu bir dakika içinde herkes ve bütün nakil vasıtaları hür- a için oldukları yerde duracaklar. Ir, Bundan sonra Tayyare Abidesi 5. münde ordu, hava kurumu, halk ve | yüksek mektepliler namma birer hi- tabe verilecektir. Bunu muzıanın ça- lacağı matem havası takip edecek, bir manga tarafından havaya İki defa a teş edildikten sonr geçit resmi baş. yacaktır, Geçit resmi, Beyâzıtta da- Zılacaktır, Abideye, kolordu, belediye, parti, hava kurumu namına çelenkler konu. lacaktır. Davetliler, enket 8tay ve &i Windir giyeceklerdir. Tayyare ihtifa- W münasebetile, yarm saat 14 ten 15 « kadar bir saa. hava faaliyeti tatil edilecektir. zi i Yoksul Yavrular İçin Müsâmere Beyoğlu 47 inel okulun yoksul yav ruları menfaatine 22 Maym 1987 cu- martesi günü akşamı Beyoğlunda Fransız tiyatrosunda okul himaye he yeti tarafından bir müsamere tertip edilmiştir. Müsamerede Eminönli Halkevi tem sil heyeti tarafından bir piyes oynana cak, Neyzen Tevfik bir konser vere « cektir, Bundan başka Azerbaycan saz heyeti ve müganniye Fikriye Şakrak ta konserler vereceklerdir. Mikrobioloji Cemiyeti Kongresi Türk Mikrobiyoloji Cemiyetinden: Cemiyetimizin ekseriyet olmadı - ğımdan 30-4.937 de yapılamıyan kon gresinin Mayıs içtimaımızla birlikte 17 Mayıs 987 pazartesi saat 18.30 da Cağaloğlunda Etibba Odasında topla nacağı azamıza bildirilir. Kongrede görüşülecekler: İdare he RR Günün programı özü Senfonik konserler : 15,25 Prag kısa dalgası: Sel konser. 21.10 Laypaig Drest Kilp monisi. 22 Milâno, Torino, Mt Benfonik musiki, 23,30 Lâypalg" Br fonik konser, 1 Stutgart: Mo ethoven, Hafif konsörler ; 14,30 Bükreş: Büyük aris plâklarından. 15 Prag kısı öSİR Çocuk korosu, 17,10 Brüno Hil sikisi 18 Bükreş Radyo ork ei 1830 Budapeşte; Salon ork 19,20 Prag Tambur musikisi, 20 4. burg: Karışık, eğlenceli Befziyi 21,10 Berlin: Operet musikisi wi Königsberg: Yeni eserlerden kof 22 Milâno: Yeni bestelerden peri. 22 Lüksemburg: Fransız müge 22.25 Zürih: Orkestra. 2310 Se holm: Romantik eserlerden zag 23,20 Viyana: Halk musikisi “Gg Münih: Gece konseri, 24,25 Peş gan musikisi, hi ÜUperalar, operetler 4 20,30 Bükreş Öperada verilecek yesi nakil, 2030 Budapeşte Sd mark'ın operası, 21 Varşova VE ge nin operası. 21,55 Post Purizyef e operet piyesini nakil. 22 Roma? man'ın ezen 22,10 Brüno: aperik Oda Mi iz 18,05 Prag Yaylı sazlar sali (Mozart) 18.15 Varşova: Oda "gi kisi konseri 21 Sottana ekintet. Zeği, Prağ Mozartın serenadlarımdal Lüksemburg: Oda musikisi: â Kesitaller; pi 16,05Kısa dalgası Org resitali gg Viyana kısa dalgası; Şarkılar. Ol ris P, T. T. Piyano resitali, 20 Kg furt Şarkılı program, 20 Königs”'eg Solo porçalar. 23.30 Kolonya: g* man'ın “Güzel değirmenci kii Met eseri, Dans Musikisi; ata 21,10 Köniysberr, 2330 Frsi 24,15 Roma. Gümrüksüz Çiçek Sokulmuş! İskenderundan limanımıza gele! yrd koni Vakum şirketine ait Yö Ma petrol varilleri arasında ve iki 7 dık içinde 130 liralık muhtelif Gi ler görülmüş, küripanya man dışında memlekete kaçak ms!» mak iddinsile ihtisas mahkeme” verilmiştir, ra Dün, kumpanyanm erkân ir ya çekilmiş, çiçeklerin cinsi ve Mİ. tarınm tespiti kararlaştırımıştır. YENİ EŞKIYA YENİ ADAM — 176 met ; çıktı. Bu sayı ile Epikürün pah lâvesinin 7 İnci formasmı veri doi İçinde İsmail Hakkı, H. Avni, Ag. Cemil, Suphi Nuri, Dr. İzgettiğ a1 Bozökün yazıları, Hâmit an rl Şevket Süreyya, Sadri Etem "e met Kudsinin cevapları, Halit di hakkımda düşünceler, Andre GİĞ* taşmasmlar.. Hâkim, yakalıyan komiseri — Hele dur! Öyle ya, Tosunun düğününde ninen- le gelmiştin, Öyle ya, efendi babanm mehrum olduğu yıl. Harman sonuydu. Yadladn mı? Dövende Tosün- Ja Serrefe türküsünü söylerdiniz. — O daha eski ağa dayı. — Hele var sen hesapla. Ben sayımı, yılımı şaşır. dım işte. Demek şimdi sen İstanbuldas'a ha! — Evet, Tıbbiye mektebinde. — Oradan ne çıkar? — Hekim, ağa dayı — Demekkilim sen hekim olacakam? — Gelecek sene bu vakit. — Hay çok yaşa oğul.. Hiç bir yer hekimsiz, ho- casız kalmasın, derler. Derler emme, oldum olalı biz ikisinin de yüzünü görmedik. — Şimdiden sonra görürsün, — Ben mi? Ohooo... Oğul! İnşallah diyelim de de- dlğin olsun! Hiç aklımın yatar işi değil. Salih ağa. şimdi sözü değiştirmek istiyordu. Deli- kanlının gözlerine, dikkatli dikkatli baktıktan sonra gülümsemiye çalışarak dedi ki: — Geçen hafta salgın hesabı görmek için kasaba- ya gitmiştim. Sizin eve de uğradım. Hafız hanım ninene bir hatır sorayım dedim, Bak, hele, o bile se. nin geleceğini söylemişti de unutuvermişim oğul! — Nasıl, ninem iyi miydi? — Maşallah!.. Bir şeyi yok. Seni gözleyip durur. Öyle keyifli ki. Sözüm neydi ? Ha! Efendime söyliye- yim, Seninki de orada idi. Hacı babası bir ipekli mas- rama almış ta olu gösterivermiye gelmiş. — Hangi benimki? Salih dayı! — Yoo! Oğul! İstanbula gittim diye her şeyi u. nutmak olmaz. Seninkini bilmiyor musun? (Güner) canım. Hey oğul hey! Görme, görme., Bir içim su, A- ha! dizlere kadar kurmal saçlar, Belki seksen örgü var. Aralarma pulları dizmiş mi? Gece yıldıslara ba- Kıyorum sartırsm. Kara üzüm gibi gözler, Fidan gibi bir salındı mı? Tanrı sahibine bağışlasın. Çok kıs. İışan bir morfin fabrikası meydana |ların sorguları, akşam geç vakite ka Erdenin başı göğsüne düştü, yanakları kızardı. Sa- Mh ağanın yüzüne bakamıyordu. — Ne o? Utanıyor musun? Hele şuna bak! Ay o- ul, nâmahram için söylemiyorum ki, O senin, sen de onun. (Elini yere indirerek) Nah şuncacıktanbe. Fİ, ikiniz de benim evlâdım. Kucağımda büyüdünüz. Mehrum Abbas efendi ağa bir söğ olup ta görmeliy- di. Hacı Zeynullah efendi hoca da bir baba sayılır emme! Eh., Ötekine benzemez. O, melek gibi idi. Sö- zim nereye gelecekti, Elendime söyliyeyim, bir ara. lik ninen dışarı çıkmıştı. Günere: “Kız, deyiverdim, onu göreceğin geldi mi?" Yanakları tabak gülü gibi al, al oluverdi de, Kmalr parmaklarımın ucuna bakı - verdi, Sıkıladım, nihayetlik: “Gelmez olur mu? Salih dayı!” demesin mi? Eh... Bende keyfi sorma. Hafız hanım içeri girince tapatap söylem. Ninen Güne »- re sarıldı: (Benim kızım melektir, benim gelinim çi çektir) diye yanaklarından öpü, öpüverdi. İşte böyle il... eri ağa derin derin içini çektikten sonra ocakta kavrulan İnze kahveden bir tane alıp ağzma attı: — Sanki diş kalmış gibi. Çiğniyemiyorum, Ağız aldanıyor ya.. Sade ml içersin? — Nasıl olursa, Wi — Şekerimiz var, ver emme. sade iç. Yorgunluk alm. (Arabacıya dönerek) Veli! — Buyur ağa sörlerinden (Ömer Refik Yaltkaya) tarafından 16-597 Pazar günü saat 17 de Piyano konseri verilecektir. lifleri, — Sen de Yanaş. Epeyce ıslandınız mi? — Sormayın! Erden efendi biraz geçe kaldı. Vi- 1âyetten öğle sonu çıktık. Biz, Çumrayı tutarız san- dık, Derken bir yağmur bastı... — Yollar yapılamadı gitti. O kadar da yol salgını veriyoruz. ği — O Yollar memurların boğazına gider Salih dayı. Sen Allahım dağlarmda yol mu ararsın? Herkes bir yolunu bulmuş çekip durur, İşitmedin mi? Geçende Yuva Köyünde ne oldu? Gümeği ki? lu Hacı Nazifin kızı (Aysel) için; Sal gn klübi Günahamzın Ali efendi, Âyselin anasını Bibi, dilim dilim kesiveresiymiş. (1) Arama yaptın ha! — Ben he bileyim? Öyle tevatüir ettiler. Hani bi. im burada Sadık Çavuş vardı. Çandarma ? İşin için- de O ÖR Varmi, Ali efendiyi dama atmışlar. Ferman çıkmış, asacaklarmış ta Aysel kaymakama yalvar- Diğ Yalnız zindana rüzt olmuşlar. (Birisine) Uşak! gü IŞIĞI Yakıyar, pie biri, ocak üstünde duran teneke limba- yı, bir Ptrçn yalazlı ateşle yaktı. Halı, kilim serilmiş, etrafı i odanm karanlığa kirli, sarı bir aydm- Uk yayıldı, Tütün dumanların helezonlar; şimdi da ha kolay Körülüyondu. Salih dayı sol dirseğini köşe ve dayamış, sağ dizini kaldırmış, kolunu &- Uzattığı halde tespih çekiyordu. HAV çiseli - yeti ve hesap raporlariyla azanm tek | tercüme iç ve diş sosyete e kültür haberleri, Pikret Mi İ eserleri vardır. yen yağmurun ve etrafa manevi bir siklet gibi SÜ ken alaca karanlığın içinde acemi bir ses yayıldı. y şam ezanı okunuyordu. Salih dayı selâvat getirdi ten sonra: — Oğul, dedi, köyümüzde milezzin bile kalmsö” Bir tene vardı ısıdan (sıtmadan) gitti. Başkası! duk. İlmüheberi yok diye askere aldılar. Şimdi. Üç, on dört yaşında bir çocuğun eline kaldık. 3 varayım, akşamı bir kılayım da sonra birlikçe $ içeriz. : Sâlih ağa çıktı. Arabaciyle delikanlı ocak bof”” da kaldılar, Derin derin düşünüyor, Veli ağa sig” #mın külünü sol avucunun içine biriktirdikten ocağın içine atıyordu. Bir aralık arabacı: — Veli dayı! dedi, Salih ağa epeyce çökmüş 7” vallının eski şen Salih dayılığı kalmamış. si — Yalnız vücutça mı? Her taraftan çöktü. E variyeti de kalmadı. Eskiden iki yüz dönümü fazla ekerdi. İki yıldır ki yarısını bile bulamıyor". tüne, üstelik hep ver, hep ver. E.y? Akar su 9” dayanmaz, Geçen hafta pazara (Buşkasınmdır. * manet bıraktı, satılacak) diye bir öküz daha Gİ. dı. Kendisinin olduğunu söylemiye dili varmıyo" Hem kaça gitti? On dört kâğıda. Onun da yar. bilmem nenin salgını diye gelip vilâyetten ai Can mı dayanır buna, mal mı? Tahkirlik te b& Her gelen bir türlü tahkirlik ediveriyor. Bilmem “e köylünün ne günahı var? Yoksa insan Mm gi Yoksa köylü Allahm has kulu mu değil? LAf İP” mezsin ki, ağız açamazsın ki. Yeni çeşit bir ş© Si . tu. Hokümatı taklit mi edecek diyorlar, takla KL tıracak (Taklibi hükümet) diyor, ne diyorlarsa «02, örfiye divanıharbiyesine (Örfi divan) veriyorlM” tesini, ne olduğunu, ne olacağını kimse bilmiyo” (Arkamı ver) (1) “Aysel” admdnki romana bakmız.