İM HARPL E #ki Yavuz silvarisi Şükrü Pa ie İa, anlattı: ei tarihlerde zırhlı Muiniza- May Yarisi idim. Vazifem. SL Adası merkez olmak (Üzere Mideniz. Adalarını asayişini ko- a v8 kaçakçılıkla mücadele İli << Sisam adasında, Osmanlı a tn in adamı olarak tanin- “it, “Bey,, vardı: Kopari! er,, in Sisamda bulun. ti ppi, Kopari Bey, şahsi emniye- du, çamdan da faydalı buluyor- dünkü, beyin Rumlar arasında çoktu. S yi ufuk, kararmıya başla. tı. İtalyanm, Trablus tü- iye beslediği emelleri tahak- dayalı tirmek üzere tertibat aldığı bir ,, “Akta idi. Bununla beraber. Vüze ihtimal verilmiyordu. iken, bir #abeh, gemi. — Şifreli bir telgraf | getirdiler, trarta $u haber vardı: İcap hükümeti harp ilân etti. Ae tedbirleri alarak hemen 79 hareket ediniz!,, İM, çekilişinden ancak 17 gelen bu telgrafm ne- ayr bu kadar geciktiğini sın'ya vakit yoktu. İsamdan ayrılmak üzere, ge- Gey; erhal vira demir ettirdim. Solu, Zabitlerinden bir kısmının Socukları da Sisamda idiler. adada bırakmayı doğru Kendilerini gemiye si. vE Yön çikmak üzere idik ki, İkinci bir. şifre getirdiler. Beyruttan kalkan Hal ME RA an km erim bü işte- gu » Şayet, do aa Yolda rastlıyacak olur Silratle Çanakkale Boğa» deca ri girmelerini tavsiye ©- 7 / m bu arada, ndnda bir şayla çi başladı: İtalyan filosu, Le örfezi Ağzına gelmiş, ma - Biş g, YaPiyordu. Dağ ka bile gecikmeden der- * çıktım. Mutat olan rota- dikta? ederek, İzmir körfezi a Yollara. Eeldim. Fakat, geçtiğim Tadı bizim donanmaya rastla- main 10 mil üzerinden sey- #m , “8 Körfez ağıma geldi. Jaman, harp hali dolayısiyle Kit, fenerlerinin söndürül- Baray kumu gördüm. Yalnız, u- ei vapur, bize doğru yak. B im bir düşman harp gemi- Dera be ihtimali vardı. Küçü, » İk topumu, ve diğer dataay a Piar doldurtarak, mü- tim, çe hazır bir vaziyete geç di e bütün mürettebat 1 lala Sarpışarak, batmayı gö- Say glürdi. Altımızdaki tekneyi a Sürük olsa da— teslim araş İçin. Akdenizin engin su- kay , Sömülmiye, kati surette üz Fakat, uzakta pa büy, Bördüğümüz geminin, bir dep ,BEMİSİ Olmadığını çok geçme- ladik; Bu, Mesajeri Kumpan. O, Si Vapuru id. Haha e İzmire girmektense, sa. KU, kg meyi terci ettim. Çün- Kapağı iy” belki de msayinlerle O Pali ağarırk en, yavaş ya Köy dat, körfeze doğru ilerledim. Yüzler, 086 demir ntar. atmaz, Bvler, ç, SANdal etrafımızı aldi. İlk kaya tel içinde, umumi a. tecilgeğ man olan İzmir gaze yerdi. Hepside benden; nerede olduğunu, alyan filosuna gö- liğini. el olup ta İzmire ge- Kendi, soruyorlardı. Yüziyey “re görüştükten sonra, nladım: İzmirliler, o ge. izafe in len. vi h TRABLUS VE BALKAN ERİNİN Heyecanlı Günlerinde Yazan: Salâhaddın Güngör B. Şükrü Pala ce, sabaha kadar top seslerinden uyuyamamışlar. Bu sesleri, İtalyan donanmasının; Boyruttan Kalkan filoyu vile Nulnfzaferi topa tuttuğuna bamileğerek, Yerif olunmaz bir'telâşi kepılmışlar. İz- mirlilere, ; verebildiğim teminat, yalnız kendim içindi. Filonun ne. rede bulunduğunu. o dakikaya ka- dar henüz ben de bilmiyordum. | 1000 Lira Mükâfatlı Bahar Müsabakamız a Resim No. 20 li Bu resim şu on türküden hangisine aittir? 4 — Aaalar sahilinde bekliyorum. 39 — Pencereden kar geliyor Yârim seni serlan istiyorum. AK ır çeşmim yaşı benzer sellere 13 — Çayırda buldum seni Filere vermem seni 17 — Darıldın mı cicim bana Hiç bakmıyorsun bu yana 25 — Hamsiyi koydum tavaya Başladı oynamıya 26 — Hadi yavrum otomobilim geldi Güzel gözlü yâr şoförüm geldi 36 — Oğlan yaylı kız yaylı Ben dayanamam çâyri 87 — Oturmuş kumar oynar Ciğerimin köşesi 9 — Bülbül olsam kona da bilsem 42 — Seni gördükçe titriyor yüre - dallara gim ir müddet sonra zırhlı “Aga, rı Tevfik, süvariliğine ta. | yin edildim, Donanma ile birlikte harp harekâtma iştirak etmek ü- zere Çanakkalenin Nâra limanın. de bulunuyordum. İtalyan filosu o günlerde, taliini Boğaz önünde teerlibe etmiye kalkışmıştı. Fakat, Kumkale istihkâmlarmı, üç sast kadar devamlı bir surette bombar. dıman ettiği halde, bütün elde et- tiği kazanç, İki askerimizi hafifçe yaralamak ve üç katırımızı öldür- mekten ileri geçemedi. Halbuki, Kumkale ve Çanskkalenin o diğer istihkâmları, o tarihte omüdafaa vasıtaları son derece iptidai bir ta. kım taş ve toprak yığınlarından ibaretti. Düşman donanması, Çanakkale- de boyurun ölçüstünü aldıktan #on- ra da. Boğaz önlerinde bir müddet, dolaşmış, durmuştu. Hattâ, bir a. | ralık, gecenin karanlığından İsti- fade eden bir Italyan destruyer'i Nâradaki. donanmamızı torpille- mek üzere, Boğazdan içeri girmek istedi, Bu ise cahilcesine tasarlar... xiş bir cür'etkârlık nümunesi idi, üşmen destruyerinin Nâraya yaklaştığı kahraman İstihkâm kit'alarımızın gözünden kaçma. miştı, Derhal, sahillerden destru- yer üzerine ateş açıldı. İtalyan tor. Pidosu; bu eliretin kendisine pek pahalıya mal olacağını anlamıştı. Ters yüzüne dönüverdi. o Fukat sığlıkta yapılan yanlış bir manevra neticesinde, pervanelerimen birl taşlara çarparak parçalanâr. Ve tek pervane ile, güçbelâ, Boğaz dı şma çıkıp canını kurtarabildi. Son radan, yapılan araştırmada. sahil. de İtalyan torpidosunun kırık per- vanesi elimize geçmişti, alkan muharebesi başladığı Saman, TİME Mes'üğiyiöde süvari idim, Hatp, bilhassa, Şörk ordumuzun, aleyhinde seri birin. kişaf gösteriyordu. Bulgar ordü- su; Trakyanın istilâsını ikmal e. mek üzere idi. (Arkası var) Arkama baktım yar geliyor. Asıl âşıkı sadıkım alı meleğim yaaa EŞ Bahar Müsabakası , ma Bu kuponları kesip , saklayınız / / TR Yüz atmosfer tazyikle işle- miye hazır. lanan ezber- cilik makine - leri İNIVERSİTEDEN ÜNİVERSİTENİN BÜYÜK DÜŞMANI Sınıf İmtihanı Ü niversitede bulunan Alman Profesörlerinin bir çokla- rile konuştum. Hepsinden Üniver. site ve talebemiz hakkında işittik- Jerim biribirine . benziyor. Bütün Dü aözleri hamur yaparak bir tek profesörle konuşmuş gibi anlatabi- lirim, Hepsine şü suali sordum: — Talebemizi nasıl buluyorsu- nuz? — Çok istidatlı, çok kıymetli bir un$şur.. Zekâları elimizden geçen vaşati Alman talebeden belki de üstündür. Hüsnü niyetleri, alâkaları ye. rindedir. Terbiye ve nezaketleri çoh iyidir. Fakat aralarında tecanüş yok. Bir muhitte tesadlf edilen her talebe grupunda vasati seviye. yi gösteren bir tip ve bu tipten iyi ve kötüye doğru ayrılışlar görülür Burada en İyi İle en fona arasında o kadar mesafe vardır ki, hu farkla ri bir tek Üp İçinde toplamak ve ifa de etmek imkânsızdır Biribirinden ayrı ve başka birkaç tip vardır. Bu vaziyet, kısmen liselerdeki se- viye farkından, kısmen içtima mu- hit farkından doğuyor, er sahada: olgün, meraklı bir ilini adamı olarak yetiş- mek için Mizim olan biltün mesi. yetlere sahip bir talebe azlığına te- sadüf ediyoruz: — Neden azlık? — Çünkü bu kısım talebevi mev. cut lise ve yüksek tahsil yetiştirmi. yor. Bunlar sistemin inkişafa mâ- yetişenlerdir. — Yetiştirmiyen sistemden mak- sat nedir? — Smıf imtihanı sistemi.. Li. seden başlıyarak bunun talebedeki istidatları ne kadar boğduğunu, tahsildeki gayeleri ne kadar unut- turduğunu tasavvur etmek güçtür. Senelik imtihan sistemi eski bir an ane şeklinde birkaç memlekette vardır, Kendileri için iyi midir, fena mıdır? Bilmiyorüm. Her hal, de fena olduğuna kailim, Fakat sis- tem yanlış bir şekilde başka bir mu hite nakledilince ortaya cidden a- cı neticeler çıkıyor. Talebem ne öğreniyor? Bu sunal beni hiç alâkadar etmez, Bir pro. fesörde alika uyandıracak Sual şu- | dur: “Talebem nasıl öğreniyor? Şah- siyeti nasıl kuruluyor? Araştırma usullerini kendine mal ediyor mu? Y azan: Ahmet Emin YAMAN Üniversitenin ecnebi profesör. lerinden B. Kesler Bunları tek başına kullanabilecek bir olgunluğa 'varıyor mu?,, RK er sene bahar gelir gelmez yüz atmosfer tazyikinde bin- lerce mal faaliyete geçiyor; Imtihan için kafaya malümat dol- durmak gayreti başlıyor. Binlerce gile üzüntüler içinde bekliyor: “Ço. cuğum nasıl numara alacak? Sınıf geçecek mi?,, Bütün bu üzüntülü emeklerden gaye nedir? Biraz sonra unutulacak birtakım malümatı ve teferrüatı kafaya muvakkat bir surette yük- lemek... Yetişmiş bir talebe bu te- ferrüntı her lâzım olduğu zaman kitabında bulabilir, Yeter ki, onu kullanmak usulüne sahip olsun ve yapılacak iş karsısında kafası doğ- ru bir surette işlesin. Bunu on da- Kikalık bir imtihan hiçbir zaman ispat edemez, Talebe, sene sonunda değil. her gün, her saat profesörünün karşı. smda imtihan geçirmelidir. Gözü karşısmda smıf imtihanı derdi #ur- ması, talebenin asıl mevzu hakkın- daki alâkasını kesiyor. Senelik im. tihan usulünün liselerde bile yeri yok iken, Üniversitedeki hayatm sınıf imtihanı üzerine dönmesi, bü- tün yüksek tahsil mekanizmasını muattal bir hale koyuyor. Bir talebe düşününüz ki, tahsil hayatını şöyle tasavvur etsin: Gü. nün birinde filân sahadan bir dip- loma alacağım. Bu diplama benim Için şu, kadar maaşlı bir işe geç mek için bir anahtardır. Diploma- yı ele geçirmek için birkaç mânla atlamak lâzımdır ki, onlar da amıf imtihanlarıdır. Notları ele geçire rek sene sonlarma doğru İyi çalıs mak lâzım.. Derste tecrübe va tat- bikat varsa onunla da biraz uğra. şılacak.. Ü niversite tahsilini bu şekil de düşünmek, bir Üniversi- teden beklenen: büyük faydaları “içe indiriyor. Gaye iskolâstik usul lerle kafaya lüzumsuz malümat yük. lemek şekline iniyor. İmtihanda il- mi olgunluktan ziyade ezbercilik istidadı süzgeçten geçiyor. Talebenin taze bir zevkle mevzu hakkında alâka duyması, profesör. le arkadaşça bir iş beraberliği ha- Binde kendi kendini yetiştirmiye ça- tışması imkânları ortadan kalkı - yor. — İmtihan sıkı bir disiplin sis- teminin tabit icaplarından olan bir kontroldür, Bu disipline hiç mi ih- tiyaç yok? — Hayatta disipline çok ihtiyaç vardır. Fakat herkesin kendi nef- sine karşı olan disiplinine... İnsan kendi kendini idare etmeyi öğren» mezse hariçten gelen disiplin fay- da yerine zarar hâsıl eder, Başka- sı elinden tuttuğu müddetçe yürü- yen, tek başma kalmca tereddüde düsen adamdan zaten hayır yok» tur, Kendi kendini disiplin altına almak kolay bir şey değildir. “Bu yolda bir terbive esası tahakkuk ettirmek İçin birtakım itiyatların, an'anelerin tabii bir saik “haline gelmesi lâzımdır. Bugünkü imtihan usulü, liselerin de, Universitenin de verimli bir surette çalışmasına, şahsiyet sa « hibi gençler yetiştirmesine en bü- yük engeldir. Bu vaziyet maarifçe de tamer takdir edilmektedir. Sistemde esaslı değişiklikler ha- zırlandığma şüphe yoktur. Bu mak- satla bizden de muhtıralar toplan- maştır. — Gençlerimizin terbiye ve isti- dadımdan bahsettiniz. Kendileri bak kmda en ziyade tenkide lâyık gör- düğünüz nokta nedir? — Universite gençlerini çok ter- biyeli, nazik bulduğumu söylemiş- tim, Yalnız bir nevi terbiyede cok- san görüyorum, o da teknik terbi- yedir. B ugün Türk Üniversitesi öğ- retme ve tecrübe malzeme- si hususunda zengindir. Fakat ta- lebe bu malzemeyi çok itinasız kul. lanıyor. Burada bir senede bozu « (Arkası 5 incide)