12 Mayıs 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

12 Mayıs 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KARISINI VURMAK İSTİYEN © Suçluya 16 Ay Ha- © pis Cezası Verildi Karısını öldürmek maksadile yaralıyan İb- rahim isminde dört çocuklu bir kunduracı dün Ağırceza mahkemesinde bir sene, dört ay, 10 gün hapse mahküm olmuştur. İddiaya göre suçun sebebi ve şekli şudur: İbrahimin karısı Menşure, evlerinin kapı ve pencerelerini tamir ettirmiş, parası yetişme. miş, Kocasının boynuna sarılarak: — Kocacığım yuva; senin ve çocuklarımın. lir. Epeyce tamir “edildi: Şimdi iş beş liraya © kaldı. Onu da sen bana ödünç ver de sonra sana iade ederim, demiş. Nüvazişle yapıdan bu talebi, sert SUCLU Üzerine Abanmış ve Bayılimış! Salvator isminde biri, bir hafta evvel Sir- keciden Harbiyeye giden dolu bir tramvay- da Hakkı isminde bir gencin karnına şiddet- le abanmış ve yere düşürerek bayıltmıştır. Ayni zamanda da kendisine yahudice küfür- ler savurmuştur. Salvator, merkeze getiril. diği zaman da şahitlerden Münire ”Yalancı,, diye hakaret ettiği için davacısı ikileşmiştir. Sultanahmet Sulh Üçüncü Ceza mahkemesi, dün bu davayı neticelendirmiştir. Salvato- run suçlarını sabit bulduğu için kendisine 30 gün hapis ve 17 lira 80 kuruş para cezası vermiştir. bir yumruk reddetmiş, Menşure ken. disini kocasının ayakları dibinde bul| muş ve yalvarmış: — Kocacığım, yapma! İ İnsafsız bir ses cevap vermiş: * — HA sesin çıkıyor ha.. Ve son-| ra kunduracı bıçağı Menşurenin dört yerine saplanmıştır. Menşurenin fer- yadı üzerine yetişen komşular ve po- lis yaralıyı hastaneye kaldırmışlar, Tbrahimi de dükkânmda tevkif et - © mişler. Dün mahkemede Menşure de dava- cı iskemlesinde oturuyordu. Ayağın - dr terlikler vardı. Zabrt kâtibi hâdi. seyi tahlil ederek yazılan kararı ©- © H.Cahit ve Üstündağ —— Mahkeme Makale Müs- vettesinin Celbine Lüzum Olmediğına Karar Verdi İzmit, 11 (TAN Muhabirinden) — Hüseyin Cahit Yalçin ve İstanbul Va. lisi* Muhiddin Üstündağ arasndaki 1000 Lira Kefaletle Tahliye - 'Taksim belediye odacısı Ayşenin kızı Senfhayı fuhaa teşvik ettiği iddi- asile iki ay evvel tevkif edilen Saba- batin muhakemesine dünde asliye dördüncü ceza mahkemesinde devam edilmiştir. Avukatları, Sabuhatin nak di kefaletle serbest bırakılmasını İs- temişler, mahkeme bin lira kefaletle serbest bırakılması kararını vermiş- tir. Suçlu, parayı yatırdığı için dün YARIN AKŞAM MELEKE “sinba lugül e Kralı S.M. VI. Jorj'un taç giyme münasebetile en son hazırladığı Ingiltere krallığının iHTİŞAMI Kral hanedanının hayatını ve tarihi Dünyanın en EMiL JANNINGS ve bütün dünyada hayret ve takdirle karşılanan filmi HAYAL veHAKIKAT Bu akşam saat 21 (TRAUMOLUS) SARAY Sinemasında Münir Nureddin in mevsim sonu KONSERİ Fiyatlar: 50, 70, 100. 150 kuruş 9 MAYIS ATATÜRK'ün Anadolu toprağma ayak bastığı mukaddes gündür. Milletimizin mukadderatınm de. Biştiren bu günü tebcil için 50 YILIN TAR Bir Plâk Tetkik Ediliyor 4 MEM üzün ve yarn Son matinesine kadar SARAY Sinemasında Film müsabakasmın 2 nci ve Bn: filmlerinin son seansları 2 nci- DANS DEVAM EDİYOR 3ncii - PATRONUM... KOCAM Büyükada Yat Klubü Tasfiye edilen eski Büyükada Yat- klübü Ankara Anadolu klübü tara - İHİ bü Büyükada şubesi) ismile haziran başında yeniden açılması kararlaştırlı mıştır, Eski klüpte kayıtı azadan komitece adresleri malüm olanlara bi resleri, bilinmediği için mektup gön- fından satın alınmış ve (Anadolu Klü rer terkere ile yeni klüp için hazırla» nan nizamnameler gönderilmiştir. Ad 12.5.9837 sm Bugünkü program istanbul; Öğle neşriyatı ; 1250 Plâkla Ti di “ dis 14,05 Çer 17 kp dersleri: Üniversi İsklâp dersleri: Üniversiteden nakli yahul hemai Tengirgenk tararından 1880 la dana meki 1925 Mangoun eri yası, Merk ve arkadaşları 19.5U Koni por ivaldi hakkına Hay Hamdi gimin Göl çarafından 2ü Nezihe ve arkadaşları tari Ti ve halk şarkıları 208İ wi ve halk şarkıları: Sast va 22,15 Ajans ve borun babe İ Günün programı 22,30 Opera ve öperet parçaları 33 Sö e ISTANBUL RADYOSUNDA YUNAN GECESİ Ankara, 11 (A.A) — Bu sene Af Dada topanan Balkan matbuat Zi konferansın, aldığı kararlar ar sında Balkan memleketleri radyola * > Balkan milletlerinin biribirint ıtmak maksadiyle hususi progra lar tertibi esası da vardır. İstanbul radyosu “1 mayıs akş& * misaat 22den 23,156 kadar bi maksata bir “Yunan gecesi, tertip f etmiştir. Bu saat zarfında Neşet Hi lil Atay'ın vereceği bir konferapil müteakip bir Yunan musiki konsefi verilecektir. 21.13 Orkekt, leri ve ertesi #ololar, . Günün programı özü Senfonik konserler ; isi gla Varşova | ma 18 Sti 23,30 Münih Modern srfonık erlerden. Hafif konserler ; 13,10 Bükreş Plik konseri dalgası 18,15 Varı i 178 Varşova, Konmervarrardın meli ve GÜZ İBbpakif orkestra 1820 Roma kma dale ret musiki Budapeşte Çigan kisi 21.10 Berlin büyük orkestra 21.29 Vi yana Eğlenceli program 21.50 Varşova zees azl Milim? hafif bando orkesiğ ğ yana ü ZAP, Yane Verdin enerlerinden ri Puccini'nin (Boheme) op 20,30 Ğ Za 2040 ra Bmetama'nm RMA) opera! kurken Menşurenin pek heyecanlı ve belecanlı dakikalar yaşadığı yüzünün çizgilerinden okunuyordu. Mahkeme İbrahimin tevilli itirafını ve bunun © keza olduğu iddissmı reddediyordu. İbrahim: “Karım masanm Üstünde bulunan kunduracı bıçağının üstüne düştü de yaralandı., diyordu. Halbu- ki yaranm muhtelif yerlerde ve mü- teaddit oluşu bu ididayı çürütüyordu. itemler getirtildi EE: Mahkeme, suçluya evvelâ bir sene İki| rar verilmesini istedi. Suçlular buna gy hapis cezası verdi, Suçun bıçakla | hem imkân olmadığını, hem de bu ta- Işlenmiş olmasını şiddet sebebi saY8-| lebin kanuna uymadığını söylediler. rek ta bunu artırdı. Fakat müddelumumi de makale müs, Dört çocuğun babası, kararı soğuk | veddesinin celbini istedi. Bunun üze - kanlılıkla dinledi ve sonunda heyeti | TİNe a EA mim ilmesine lüzum olmadığına ve hkimeye teşekkür ederek ayrılarak | taların sabıkaları olup olmadığı > ellerini jandarmaların uzattığı kelep- davaların muhakemesine bugün de| serbest bırakılmıştır. 2 0ğ Boar Piyano die (Sonet devam edildi, Mahkemede suçlular ve | Komünistile- 22.30 Paris P. T. 7. Sesli oda musikisi Asliye ikinci ceza mahkemesi, bu- leri 23,10 Post Parizyen Kentet, derilemiyen eski azalarla yeniden klüö- lıkçılar plâğından dı Reğşi ai a Da Ra TABLE AZLA İREYERE İN HER Ml Beslen; a YE DUZ? SER : e çen olmadığmı iddia ettikleri için | öğrenilmiştir. Klübün açılacağı gün| sitali 20 Bera kısa dalgası çift piyano k0gi Teti EN ni kemi, nl Suçluları mahkeme Mesut Cemil, şair Halit| ayrıca ilân edilecektir. 1 2005 Bükcer Pine Kamal . Sahkik ve mürottiplerinin ifedoleri | Komünistlik suçu ile tevkif edilen |Fahri ve muharrir Yumf Ziyadan Varşova Chopin müeikiil 2105 Marşori okundu. Bunlar “Biriken Para, ma -|13 suçlu, evvelki akşam geç vakit ağ- | müteşekkil bir ehli hire, seçmiştir.| Şarkı re li nldı . İliyeye verilmişlerdir. Suçlular, sulh İDün, bü heyet mahkeme salonunda Dans Musikisi; kalesinin kimin tarafımdan yazıldı - |liyeye verilmişle gil ci yaran teki ella e ymm ğını bilmiyorlardı. üçüncü ceza mahkemesinde sorguya il lal b van iğ ele Belediye avukatı makale , müsved. | çekilmişler, bunlardan yedisi hakkın. |bazr noktalarda ds — Li mütale- eee . da tevkif kararı verilmiştir. Diğerleri |alarını sormuştur. Heyet. raporunu serbest bırakılmışlardır. Yakmda mu. | verdikten sonra muhakemeye devam hakemelerine başlanacaktır. edilecektir. Adliye Müsteşarının Dünkü Tetkikleri Adliye Vekâleti Siyasi Müsteşarı Salâhnddin Yargı, dün öğleden sonrâ| Müddelumumiliğe gelerek bir saat ka dar Müddelumumi Hikmet Onatla görüşmüştür. Bundan sonra, Hikmet Onat, belediye imar müdürll Ziya ve şehir mftehassıs Prost ile beraber U- müumf hapisaneye giderek Yeni yapı | lacak adliye binasının yerini gözden YENİ NEŞRİYAT elimin im HAVACILIK VE SPOR 1 Mayıs sayısı çıkmıştır. Abdül” Himit, Abidin Daver, Şakir Hİ ve Server Ziyanm yazılarile dün havacılığına ve Türkkuşunun çil * Adaları Güzelleştirme Cemiyeti Adaları Güzelleştirme cemiyetin- den: Kongremiz 30 Mayıs $37 Pazar gü- nü saat on beşte Büyükadada Parti binasmda toplanacaktır. Saym tiyele- Havuz İşlernde Yolsuzluk Dün ağır ceza mahkemesinde Sey- risefainin havuz İşlerinde sujistimal ettikleri iddia olunan Şakir oğlu Ha- ln Basrinin muhakemesi neticelen- malarma aft resimler mecmuay' ve dirilecekti. Mahkeme, tetkikini biti. kese alâka İle okutabilmektedir. 78“ > nın sorulmasına karar vererek muha., geye teslim etti. kemeyi başka bir güne bıraktt. Temediği Için muhakeme talik edildi. rimizin behemehal teşriflerini dileriz. İ geçirmişlerdir. Dünkü kısmın hülâsası Dört sene evvel Anadoludaki memleketinden ayrı. tarak Istanbula gelmiş ve Tibbiyeye girmiş bir genö, Erden, Çarıklar köyünün kısa ve çamurlu yolunda bir araba İçinde.... Arabacı Veli, hemşerisi... Onunla gö - rüşüyor. Dünya harbinin acı günlerinin yoksulluğunu konuşuyor. > Senoz 19LA o Genç Tıbbiyeli, mektebi bir sene sonra bitirecekti, Bütün arzusu diplomasını alır almaz memleketinle gitmek, doktor değil, nalbant yüzü bile görmiyen memleketine dönmekti, Ona bu fikir mektep arkadaşı Fahri Candan gelmişti, Fahri Canm Anadoluda dola- şan bir muharrir dostu vardı. Bu muharrirden gelen mektupları Fahri Can, kendisine okudukça o, memle- ket ateşini içinde duyar, memleketine döntince küçük bir eczane açarak Üstünü muayenehane yapmak ve köyleri at üstünde dolaşmak iştiyakını hissederdi, Genç Tıbbiyeli, arabanın içinde bunları düşünüyor. Ötede “Güner,,.. teyzesinin ku vgili ve sevimli Güner.. On dört yaşında bıraktığı o pek küçük kız, şimdi on sekizinde idi, Ve kimbilir, daha ne kadar gü zelleşmişti. Ve Yalmkaya söğütlükleri altında yavru alabalık- lara çaki! attıkları zamandanberi evişiyorlardı. E - ger sekiz yaşında bir çocukla beş yaşmda bir kızın gsevişmelerine aşk denilebilirse, demek onların on 8€- bedenberi usanmaz, eksilmez ve ölçülmez bir aşkin- rı vardı... Çocukluktan genç kızlığa geçeli üç sene olan Günerin şimdi daha iri, daha koyu siyah gözle- Tini görür gibi idi. (R) leri biraz peltek söyliyen, ke- İlmeleri yarıda bırakan yumuşak ve baygınlık verici gesini işitiyordu. — Böyle derin derin ne düşünlyorsun? Veli dayının bu suali Erden efendiyi tatlı hülyala- rından ayırdı: — Yok. Öyle, daldımdı da. Arabacmın bu soruşundan istifade etmek istedi. Şöyle, çaktırmadan, lâf: döne dolaştıra Günere geti- rip #oramaz mıydı? Daha iki günlük yolu vardı. — Veli Dayı! — Buyur? Yutkundu dudağını ısırdı ve: — Demek Salih ağagile konacağız? Soramadı. Boğazına bir şey tıkandı. Veli daymın maksadmı snlaması ihtimalinden srkıldı. Bunda da biraz haklı idi. Çünkü kasabada herkes, onları beşik tenberi, (biribirinin) biliyordu, Memleketin âdetiydi. Daha beşikte iken nişanlananlar, hattâ, bir nikâh - tan daha kuvvetli nişanlananlar o kadar çoktu ki... Gerçi Günerle ikisinin henüz böyle bir rabıtaları yok. Lâkin memleket bunun bir olup bittiğine inanıyor. Ne Hacı Zeynullah Efendi Hoca, kızmı yabancıya ve rir, ne de merhum Abbas Efendinin Haremi Hafız Hanım birteik oğluna yabancı kiz alır, Soy âdetini bozmak hanedanlığa yakışmaz. Hattâ merhum pe - deri Abbas Efendi ile Haci Zeynullah Efendi araları yıllardanberi şeker renk olduğu halde, akrabalik me selesi, Zeynullah Efendinin, kendi teyzesini almasma hiç engel olmamıştı. Hele kendisinden sonra eniştesi nin bir de kızı olması iki aileyi, âdeta bir tek ocak ha- line getirmişti. Dört senedir aldığı mektuplardan da bunu anlıyordu. O kadar ki, Güner yazdırdığı mek- tuplarda bile senli benli olmuştu. Yalnız babası az buçuk çetin tablatli, çok gururlu ve çok para canlı idi. Gururunun başlıca sebebi de. merhum büyük bi- raderinin kadın tarafından akrabası mebustu, Ve bu pöyeyi Bekiz dokuz senedenberi bir gün olsun bırak- TmamIŞtI. Mebus Dümbelekzade Cebbar (Efendi O Mekke Şerifinin âziz dostu imiş. Her yıl ona Mekkeden hurma, kına, toprak, zemzem gönderirmiş. Sâdra- güm Talât Paşa hergün bir defa yüzünü görmezse rahat edemez ve hep işlerini ona danışırmış. Metr Salem adında pek büyük bir abukat varmış, devle- tin para işlerini hep o yaparmış, bu işleri şeriata uydurmakta mebusun yardımmı rica edermiş. Ne Kağar Vezir vüzera, Bey paşa varsa hepsi ile can ciğermiş, Prens Sait Halim Paça Badrazam İken. bir gün: — Paşa, Paşa! Demişmiş. Sen bu işleri beceremi yeceksin, çekil de yerine bizim Talât otursun! Yok- sa Alimallah sana reyimi vermem. Sait Halim Paşa korkusundan hemencecik istifa etmiş. Çok nüfuzlu, keskin bir mebusmuş. Fındıklı sarayı İçinde bir tane imiş. Ve hafta geçmezmiş ki, Karasunun ziyafetine davetli olmasm. Bunu bütün memleketli biliyor, bütün memleketliye (bunları Zeynüllah Efendi hoca ballandıra ballandıra söy - şüyordu. Erden bile bu tafsllâtı memleketten aldığı mektuplarda okumuştu. Hattâ mektebe girmesine de eniştesinin bu nüfuzlu mebus yeğeni yardım etmedi mi? Fakat o, kim bilir neden? Dört senedir ne mebus akrabasını, ne de onun dostlarını ziyaret etmemişti. Buna lüzum da görmüyordu. Onun der- di mektenti, O elde edildikten sonra ötesi artık ken. siye ederiz. disine ait bir gey, Bu, belki, biraz irsi olan gururu"” dan doğuyordu. Küçükten beri herkesten hürmet V9 itibar görmenin, bülytdükten sonra bu gibi | hart” ketleri bir suç ise o. bu suça razı idi, Araba sarsılarak kaykıla durunca, genç tıbbiyeli yırtık hasırm arasmdan baktı. Çocukluğunda svi9“ sunda çok oynadığı Salih Ağanın evini tanıdı. at bu koca kerpiç yığmı şimdi eskimiş, çökmüf sir halde idi. Misafir odasının sokak üzerindeki merdivenleri yamuk yumuk olmuş, üst tarafınd$ Abdestlik çökmüş, teneke kaplamalar fırlamış, pe7* cerelerin ikisine okunmuş eski gazeteler kaplı İnce İnce çiseliyen yağmur altında, arabadan gtlsö” Bir İki köylü seğirtti. Salih Ağa, ak sakallı pencereden uzatıp sordu: — Uşak! Kimdir 0? Bir gelen mi var? — Evet Ağa! Bir efendi. — Buyur et! Buyur et! Çabuk. Genç yolcu bavulunun, değneğinin. âlğer “eş19*” nin arabadan çıkarılmasına yardım ederken (S8? Ağa da merdiven başma gelmiş. oynıyan trabzo! tutuna tutuna aşağı iniyordu. Evin köşesinde du"59 ayaklara çıplak, parmağı burnunda bir çocuğa b" kırdı; — Tosun! Hadi büyük ninene var, deyiver ki, M* safir geldi, kavrulmamış has kahve göndersin. Çocuk öteki elinin parmağını ağzma sokarak #9” du: — Ağa baba! Kesme şeker de isten mi? — B ha! Ondan da ilet! Çocuk koşa koşa, evin büyük kapısma daldı. 8 Uh Ağa yanmâ gelince genç tıbbiyeli ile karşılfÜ Arabacı Veli, Erdenin Kulağıma yavaşça: k — Hele kendini belli etme! Bakalım tanıyabile“* mi? “ Erden ses çıkarmadı. Selih Ağa genci dikk süzüyor ve gözlerini mechul hedeflere dikiyo"Ü (Arkası ver)

Bu sayıdan diğer sayfalar: