Sen. > i büküm süreceksin Başta, diy iz olmak üzere; şim - “lan büçğn zülüm ve cefa görmüş e hak ve adalet ta, imlerin cürüm ve lay FİNİ, onlara bizzat kendi dara kadı taceksin. Hattâ, o ka- kayı ki; Emevflerin yaptık. dan biz zlıklara mukabil, onlar - Mai, ei kelime Arapça söyliye- Bal kapi İç tereddüt etmeden der- asm: k yi Eba ime Anladm büy, şilslim, bu sözlerin verdiği kp, SYecandan kendini güçlük taş tarabilmizti. Adeta, o sözle- bi; Mameti altında eziliyormuş gi- yormuş gi. — tiği İmam! Bütün bu işleri deği Ta için yaşım çok küçük Müğiy se İmam İbrahim, hiç to- — m cevap vermişti: m, Yaşta değil; baştadır. ti Mn kemal dereceni kâ- A bi, idik; sana bu kadar mü Yay, yı aile tevdi etmezdik... Ha Tay , ifene başlamak için, Ho- Bideceksin. (Emeviler) in Son Günleri Mmevilerin onuncu halifesi (Hişam bin Abdülmelik) Li Emevi hükümetinin ti, g, e İkbali, son hadde gelmiş Ri Ülke, 'elerinin hükmettikle- de, hakanın Üç kıt'a üzerin şti, Bu bir süratle genişle- Me 1 hükümetin şark hudu- man, göllerinden başlıyor, teyyazık, Suriye gibi rem en ERİR ayy rini ihtiva ettikten ME şimal y 9Y3 geçiyordu. Afrikar kıst, baştanbaşa Eme- Hidug, «Son #ârlinlardâ da garp Sa lay ale doğru ilerlemiş; ko» Yâ Yarımadası da, kâmilen Ba , n büker vt ve mamur ülkele- han tapir rek, şimdiye kadar ci. Psy ola de pek az bilkümetlere Biripi, ç, DİP nimeti, Fakat ne ir çöy e telin bu kadar büyük 180; kengıtliğine nail olan Emevi- Barakada mukadder olan bu Mecek a nimet ve saadeti idrak Bey, Diliyette değillerdi. Mei, Onuncu halife zamanmda, tik pg, 2eTİ ailesi arasmda da şid. Miyg vifak ve gikak başgöster- & e ee arasında ihti - plâr kaynaşırken, eid- a leri, Bire meb Ka an yesiz ve. payansız ülkenin Mizu, r tarsfmda, halkm hoğ- Uikları belirmişti, 8m halifeleri, daha halâ de. Dayan bir gaflet içindelerdi iy Üç kıtasma şamil olan dana Saltanat binasının inhi- İlüy,,, > Büsule gelecek korkunç İN, kendilerini hangi derin eğimin muzmahil ve perişan e. aftan Şa Pa gin, Wa p,, bembeyaz güvercinler Selay larında; bilker gibi sular Hetmma, > kiyeleri ve selsebilleri Kan, diğer Sılgmca zevk siirerler- Tatlar, da şahsi ihti. amanda kan dökmekten içini a < bi Aki mukadderatın Büy, amy Şam halifeleri; Biüm ç, > balka tatbik ettikleri » şimdi en yakin Khal Ü Arya da teşmil etmekteler. Şam saraylarndan, ya Taksan musiki ahenkle. it, ciğerler parçalıyan İşitiliyor: rakabet ve il saray köşele- Yeter KAD #âilen katiller ve ci. Ölüm gez birini takip ediyordu. barzo De Berilen halifeler, feslerini vermeden; un ealerinde korkunç bir ka Yen padmin Ölüm istiraplariyle ları, Salifenin kadmları, çocuk- mensupları kırbaç. raydan tardediliyor. Onla. ve hı j # saraylarının, kar to. | rm yerlerin!, yeni halifenin takım. ları işgal ediyordu. Emevi gile - sinin oldukça temiz simalarından (Hişam) mm ailesi de bu suretle tardedilmiş.. Hattâ cenaze merasi- minde bile, bü adamm ölüsü acı ha karetlere maruz kalarak, bu yüz- den bir takım karışıklıklara sebe- biyet veritmişti. ir zamanlar, yekpare kaya gibi cephe gösteren Emevi ailesi arasmda, artık tesanüt kal mamıştı. Hişam tarafından 2zl€ ği Yazan: Ziya Şakir “Zalimlere, Cinayetlerini Kendi Kanlarile Ödet!,, dildikten sonra, Şamda münzevi bir hayat geçiren sabık Irak valisi (Halid), bir gün sansızm baskma uğramış... Kiliç ve hançer darbele- ri altımda parçalanmıştı. Bunu kat. ettiren, Irak valisi (Yusuf) idi, | Sebebi de, Halid'in tekrar Irak va- Wiliğine tayin edileceğine dair çık- mış olan bir dedikodudan ibaretti. Halld'in pek feci bir şekilde kat. ledilmesi, Suriyede bulunan bazı unsurları fena halde öfkelendirmiş ti. Derhal şiddetli bir isyan bâş- göstermişti. Ve bu isyanm başma | da Emevi ailesinin en büyük erkâ- | nmdan, — Birinci Velid'in oğlu ve | Abdülmelik'in torunu — (Yezit) geçmişti. Yezidin bu hareketi de, bir baha- | ne idi. Maksadı; hilâfet mevkiinde bulunan ikinci Veliği, düşürüp, ken disi onun yerine geçmekti... İsya. na, Şam halikmdan bir kısmı da İş- tirak etmişti. , (Arkas: var) LOKMAN HEKİMİN TLERİ Şeker Hastalığının Teşhis OĞ Tabii, tahlil ile olur. Idrar tah. iile, daha iyisi kanda şeker nisbe, tinin araştırimasile. Herkes Idra - rmı sik sık tahlil ettirse, kanında. ki şeker nisbetini arada sırada araş tırtsn, şeker hastalığı da daha ba. şında teşhis olunur. Fakat sık sık tahlll yaptırmak 87 çok masraflı bir şeydir, Kanına baktırmak ta, a. rada sırada bile ols3, eğlenceli bir iş sayılamaz, Zaten İnsan tahlil masrafını aramıyacak kadar hali ve vakti yerinde, kanına baktır - mak için şırınga iğuesinden çekin. miyecek kadar babayiğit olsada yine sık sık tahlil yaptırtnası, kan baktırması tavsiye edilemez. Çün. kü ortada, şüphe verecek bir sey yokken tahlil yaptırmıya kalkış - mak ta ayrıca bir hastalık demek olur. Bununla beraber, şeker basta » Hâmetlerini bilmek herkes için fay- dalıdır. Bir zamandanberi, bazı hekim « ler, gözleri çukura girmiş gibi et. idrarla çıkmıya başlaymes in a, elbette rahat bırakmaz, bir ta rafında bir ârıza meydana çıka » Tır, İlk başlıyan ârmalar encok defa deri üzerindedir. çok kaşınma verir, insan tatlı tatir kaşınır. Kaşmır da yine bıkılmaz, sakinliyeinez. Bacaklarım oynak yerlerinde, üzerine oturulan yerde, hem çok, hem de sonradan kızartı | bırakan, ekzema hâsıl eden kaşm- tılardan şüphe etmelidir. Bazıları da kanda fazla şeker tesirile bo- yunlarında, enselerinde, koltuk alt- larmda, daha aşağı taraflarda çi- ban dökerler. Çibanlar çok defa bü yük te olurlar ve çabuk kapanmaz lar, , Kimisinde fazla şeker tesirini 8- ğızda gösterir. Diş etlerinde ilti - hap olur, fakat ağrı vermez dişler biribiri arkasından düşerler, bun. larda şekerden şüphe ettirmeli dir . Kimisinde de ârıza gözde başlar. Insan daha gözlük takacık yaşa gelmeden yakından görmez olur, okuduğu kitabı uzaklaştırmıya me8 bur olur. Yahut bakarken nin önüne duman gelir. Sinirler tarafından da şekerin meydana çıkardığı ârızalar olur. Insan yavaş yavaş kuvvetten dü - $er. Kollarında, bacaklarında, he - le siyatik siniri üzerinde, göğsün” de, yüzünde ağrılar peyda olur. Hem de çok defa iki taraflı, yahvt sik sık yerlerini değiştiren ağrılar» Insan önceden sakin huylu iken, irüenbire öfkeci, kavgacı olmak ta fazla şeker alâmetlerinden biri olabilir. Bunlardan sonra çok su içmek; çok yemek gelir. Insan bardağı eli me almea, birdenbire dikmek İster, Suyun lezzeti gelir, bir daha içer- Yemek için de öyle, Iştah çok ar - tar, çok yemek yer, doymak bil - mez. Çok yediği, çok içtiği halde bir taraftan da zayıflar. Çok su içen, şüphesiz, çok su dö ker, Fakat bunun fazlalığı yalnız gok su içmekten değildir. Şeker de ayrıca çok Idrar ettirir, hem de Idrarm rengi açık olur... Bu saydığım alâmetlerden biri bir ikisi hissedilince tahlil yaptır - malıdır, Fakat telâş etmemeden.. Çünkü şeker hastalığı, tedavi kabul etmez, mutlaka vahim bir şey de- üzelerimiz ve kütüphanelerimiz eski eserler, kıymetli ki- taplar ve tarihi vesikalar itibariyle çok zengindir. Bunla- rm içinde yalnız altı buçuk asırlık Osmanlı tarihini değil karan- lık çağlardan başlıyarak dünya tarihini aydmlatacak eşsiz e yadi- gârlar vardır. Tarihi araştırmalara feyizli bir cereyan verdiğimiz şu günlerde müzelerimiz, kütüphanelerimiz, evrak hazinelerimiz ilmi bir tasniften geçirilmek mutlaka lâzımdır. T.T.K. azasından Bal kesir saylavı profesör İs - mail Hakkı Uzunçarşılı öğlu bana (Karaman oğlu İbrahim bey vak- fiyesi) adlı yeni bir eserini verdi. Kıymetli tarihçimizin neşrettiği bu vakfiye Topkapı saraymdaki vesi- kalar ummanından bir damla ol - masa rağmen tarihi kıymeti çok yüksektir, Esasen doğru saklan. İ mış vakfiyeler tarihin ana kaynak- larığır, Müze müdürü Tahşin Öz geçen sene Fatihe ait iki vakfiye neşretti. Ben İslâm ve Türk eser. leri müzesindeki üçüncü bir vakfı. yeyi — TAN sütunlarında — kı. saca ilim âlemine tanıttım. İşte bu vakfiye bize Bizanslılardan alman İstanbulun siyasi, içtimai, iktisadi dini, sıhhi ve topoğrafik durumu » nu, mahalle teşkilâtmı, başka din müntesiplerinin İstanbuldaki dağı- lışlarını ve o günkü dilimizi büyük bir eömertlikle anlatıyordu. Ibrahim Bey vakfiyesi Fatihin - kilerden daha mühimdir, Selçuklu ların İnhilâlinden #onra Anadolu - da doğan beyliklerin tarihi çok ka- ranlıktır. Henüz hiç birisi adamakıllı iş - lenmiş değildir. On Üç asırda (Mesalik - ül - ebser fimemalik - il - emsar) adlı 27 muazzam ciltlik bir eser yazan Şahabeddin Dimeşki İ Anadoludaki Türk beylikleri sa » yarken Sivrihisarlı Çıplak Hayda- İ ra göre on bir ve Cenovalı Bala- İ bana göredeon altı müstakil beyliğin bulun - duğunu söyler. Selçuk inhilâ . inden biraz son- ra yazılan eser - ler bile böyle bucalarken eli - mize geçecek 0. lan bu gibi na - dir o vesikalarm tarihi kıymet - lerini ölçmek pek kolaydır. Karamanoğul « ları tarihinin bir çok (köşelerine projektör tutan bu eseri neşret - tiği için profe - sör, ilim ve ta - rih adıma ne ka - dar tebrik edil se azdır, Kiy- metli bilgin vak» fiyede adları ge . çen (köylerin, mahalle lerin, semtlerin, dağ »- larm, derelerin, sularm, çalılık ve ormanlıkların bu güne kadar yaşıyan ve ya » hut değişen ad . larmı Obulmakta çok zahmetli bir İncelemeye kat « lanmış ve çok ta muvaffak ol - muştur. Topkapı sara - yı kitüpanesinde 5318 numarada kayıtlı olan ve bez Üzerine Arapça yazılan bu vakfi - ye, Karamanoğlu İbrahim Beyin, eski ismi Lânerde olan Karaman- da yaptırdığı İmaret adı veri len bir hayır ve ilim külliyyesinin vakfiyesidir ki o devirde Türklerin ilme ve çtimai yardım müessese - lerine ne kadar önemli bir yer a&- yırdıklarını göstermektedir. ğildir. İmaretane kurulduktan sonra İbrahim Beyin vakfiyesinden bir parça Karamanda İbrahim Bey medresesinin oymâ Pencere kenarlarından biri KK Iid. Şti. İbrahim Bey H. 835 yılında ilk vak- Türklerup a şi fiyelerini yapmıştır. Sonra sırasi - le Hieri 843, 849, 870, 851 tarihle- rinde ilk vakıflar genişletilmiş ve her genişletmede ayrı ayrı birer vakfiye halinde ilk tomar eklen - miştir . İbrahim Bey başına ve sağ ta - rafına kendi eliyle (İbrahim Bin Mehmet Bini Alâeddin Bini Kara- man) ağlarından bir tuğra yapmış ve üstüne de (bana nispet edilen Tarihin Kördüğümlerini Çözen Yeni Bir Eser: Karamanoğlu İbrahim -——- Beyin Vakfiyesi |... amaaan ........... bu vakfiye doğrudur. İmzamı ko- yuyorum) demiştir. B u vakfiye şimdiye kadar İb- rahim Beyin. tarihlerin kay etmediği Mehmet adl: bir oğlunu da tarihçilere tanıtmıştır. Vakfi - yenin biraz aşağısında İbrahim Beyin oğlu Meh - met, diğer oğlu İshakm ayrı ây- rı ve yine oğulla. rından (müşte- rek hüklimdar »- lık yapan Pir Ah. metle kardeşi Kasım (Beyin Büşterek tura» ları görülüyor. Bunlardan, tu Yanın Karamano. Zulları tarafından da kullandığını öğreniyoruz. E- sasen o Topkapı #arayı Revan köş. kü kütüpanesin. de 1392 numara - da kayıtlı Yazıcı zade Alinin Sel. çuknamesinde Kı. Uç Aslanın oğlu Giyaseddin Key. hüsrevin bir tu - rasından da Sel güklularm (tura Kullandıkları ad yoruz. Osmanlılar ta- rafmdan fethi nden Sonra da bu vakfiyenin muteber kaldı « ğını, başındaki Ahmet Bin Süley » man Bini Kemal imzası altnda şu (vesikai şeriyedeki yazılı olan şey» ler eskisi gibi mer'iğir.) ecümlele- lerinden öğreniyoruz. Vakfiyeler altındaki 94 şahidin isimleri ve un- yanları da başlıbaşma bir tarih teş- kil etmekte ve bize Karamanoğuk- larından, snir devlet erkânından ve halk ulularından şimdiye kadar tâ- nımadığımız bir çok kimseleri gös“ termektedir, Vakfiyede Karaman, Konya, Es kişehir, Ereğli, Bozkır, Mut, Sille ve civarlarmdaki bir çok köylerin adları geçiyor. Bay İsmail Hakkı bunların bir çoklarmın yerlerini tesbit etmeye muvaffak olmuştur. Yalnız 851 H. tarihli ilâvei vak- fiyedeki bir çok köy isimlerini sü- kütla geçmiştir. Değerli âlimin bun ları bulunmadığını tahmin etmek is temem. Bunları da bulabilirdi. Fa» kat eserini çabucak hazırlamak İs temiş olması bu ciheti noksan br rakmıştır. — İ, H.K. BIR TAVSİYE Parana sağlam gelir temin etmek İstiyor- san VİKİNG markalı SÜT MAKİNESİ alım satımı yap, yanılmazsın. ASTANBUL GALATA PERSEMBE PAZAN Taharat ZIRAT İsianbul . Talalan : 4108 Damızlık inekler Sırbiyye cinsinden yeni yavrula « mış ve yavrulıyacak inekler satılık » tır. Mumhane caddesi (66) numara « ya müracaat,