Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
S 4-.5 . 937 DE BA 341 de Hamidiyenin zabitleri birarada (x) Süvari B. Hüsamettin DÜSMANIN HARP GEMİLERİNİ NA SIL ALDATTIK? Yazan: Salâhaddin Güngör Srrm Bahriye Vekâleti Gki H:%hğmdı da bulunan ettin ;ğ“d-lye kumâandanı Hüsa- Siim kü adıköyündeki apartıma- Bünlere Çük bir salonunda, — eski Anlattı ait hatıralarını bana şöyle zif ğî 4hMm Haziran ayı.. Va. Tum, p &_bluag"pw bulunuyo . b,_,lldlfımellde bir kaynaşmanın habe,legı_n“ dair, haberler var. Bu kllma, Tin sıhhatini anlamıya vakit orum ’Iz Mire hareket emrini bula,, “Mire vardığım gün İs. Yor, Bi Şifreli bir telgraf geli- “Setenez Bulgarlarla birlikte İ TMiş olan üçüncü ordunun hazırları tnı (tedip) için İzmirde İkdilece ân fırkanın Selâniğe nak. keri, ği bildiriliyor. Bir fırka as- Halep 'de Bezmiâlem, Bahricedit, da b“iuîâmy Hudayde vapurlarınm Yükleti; Uğu 12 kadar gemiye Ti .tyorlar. İlk irkâp edilen Bah- Vazitegi APürunun seyir - zabitliği Sti İle yola çıkıyorum. çe dt ve Terakki,, komitesinin Zimi yayıl adamlarından biri bi. Başka îı“m Bizli! Bunu benden metle mMse bilmiyor. Tebdili kı- Bu ko, » kalabalık arasma karışan b“tünmw:.ı Bahricedit vapurunda, de eğe citin vasrtalarmdan istifa- Sevirmi çe Sskeri istibdat aleyhine k Ye çalışıyor. K oîiteci, benimle devamlı bir mülg Mas halinde... İkide bir, h%u'ğelerek, vapurda edindiği Yük Haa bana anlatıyor. En bü . “l“_ Şu: Vapur, Selâniğe &n olabildiği kadar geç var- î“ndiline SöÖz veriyorum: İçin B etmeyin! Bunu temin Yörüm AdeN geleni yapacağım.. di- 'uzm' am bu sırada, hafif — bir e Or. Vapur, sallanmıya .yetsiz. Belş._hu.vada.kl bu ehem. Tek, p değişiklikten istifade ede- & varı,, bahanesiyle, va ülüç Unü kesiyorum. Normal Tz İz 2 saatte yaptığı Uzata z — Selânik yolculuğunu, Yorum ta 72 saate kadar çıkarı- Se Ğ'“ğ Tıhtımma yanaştığımız Bütün 'v:zden sonra hareket eden U&'“ncu Pürları orada buluyoruz. Kedilen Ordu karargâhı İle ilk sev. Tünce, bize €rin anlaştıklarını gö- Tüyor, de artık yapacak iş kal. Dn..;'“ yol İ 10 Temmuz şenliklerini üçüncü ordu zabitlerile bir arada kutluyo- ruz. ir kaç gün 'sonra'da, Izmir fırkasını, tekrar gemilere yükliyerek; geldiğimiz yere dönü. yoruz. Denizcilik hayatımda, ilk mühim gençlik hatıram budur! Trablus harbi sıralarında ba . şımdan geçen küçük bir vak'ayı da size anlatayım: — Umumi erkânı harbiye Trab lusgarbe — mühimmat nakli - için hazırlanan bir gemiye, Bahriye Ne- zaretinden zabit istemişti. Bu zahi- tin, tercihen kendi arzusile Bgitmek istiyenler arasından seçilmesi mu- vafık görülüyordu. Erkânı harp reisi Sıtkı Bey beni çağırdı ve mahrem şekilde — böyle bir vazifeyi kabul edip etmiyeceği. mi sordu. Ben bunu memnuniyetle kabul edeceğimi söyledim. Trab. lusa cephane götürecek vapur, Ma. gi Grek kumpanyasının İngiliz ban- dıralı bir vapuru idi. Ahırkapı ö- nünde, cephanesini yüklemiş, istim üzerinde beni bekliyordu. Hemen vapura atladım. Fırtınalı bir kış egecesi, İstan- buldan ayrıldık. * gtihkâmlara verilmesi icap e- l den hususi işaretleri vererek Çanakkale Boğazımdan geçiyorduk. Makinemiz, birdenhire sakatlandı. Hellâs fenerile Bozcaada aras_ııîda_ iki buçuk saat geminin tamiriyle uğraştık. Bundan sonra, yolumuza devam ederek Akdenize açıldık. Yunanlıların Zıya adasından — kö- mür alacaktık. Burada bizden li- man kâğıdı sordular. Kaybettiği- mizi söyledik. Halbuki liman kâ- ğıtları, yanımızda idi, — Öyleyse, para cezası verecek- siniz! dediler, Kabul ettik. Ve iste- dikleri cezayı vererek yeni liman kâğıdı aldık. Bundan maksadımız, düşmanmn hareket noktamızı keş- fetmesine mâni olmak ve tesadüf halinde kendimizi emniyet altında bulundurmaktı. Zıya — adasından kalktığımız zaman, hava bozulmuş, korkunç bir fırtına başlamıştı. Fa- kat biz fırtınadan şikâyetçi değil - dik. Brendizi, Mataban burnu — ve Girit adasımı içine alan geniş saha da, İtalyanlar karakol hatları tesis etmişlerdi. Fırtma sayesinde; İtal- yan torpidolarına görünmeden yo- l W 'GL"JNI_E RIND ERiN LUÜUK HG Mazhar Osman Anlatıyor: Doktor Olmamak İçin kıl doktoru Mazhar Osmanı, Bakırköyüne hareket etmek üzere otomobiline binerken yaka- ladım. Gazetecileri hiç kırmıyan, nazik ve sevimli hekimimiz, bana çocukluk hatıralarını şöyle an- lattı. —Sofularda doğdum. . Benden evvel üç kardeşim, bir ay içerisin- de kuşpalazından ölmüşler. O ta. rihlerde henüz, kuşpalazı seromu yok! Böylece, ailenin ümitsiz ve evlâtsiız bir zamanında dünyaya gelmişim. Babamdan hediye olarak evvelâ ebced hesabile bir isme tevarüs ettim. Yusuf Mazhar , Onün “bana bıraktığı ikinci mi- ras da şunlar oldu: Sağlam bir vü- cutla sağlam bir maneviyet! Hele bu son miraslar, hayatta muvaf- fak olmak istiyen bir evlât için yeter ve artardı. ütün erkek çocuklar gibi a. namı çok severdim. Onu, henüz genç bir çağda, 35 yaşında kaybedişim, bütün hayatımda acı- sını çektiğim bir yaradır. Anamı ne zaman ansam, bugün ölmüş gi- bi içimin sızladığını duyarım. Ben den sonra üç kardeşim daha doğ- du. Bugün, her üçü de birer doktor zevcesidirler. İlk tahsilimi Kırklarelinde yap. tım, Beni orada Balcı Mehmet efendi isminde birinin mektebine vermişlerdi. Dört yaşında iken E- dirneden Kırklareline araba — ile götürüldüğümü gayet iyi hatırla- rım, Karlar içerisinden güçlükle ilerliyorduk. Donmamak için ba. bamın paltosuna sarılmıştım. Meş hur bir türkü vardı: “Hovarda Mehmedim..” diye başlardı. Ço. eukluk bu ya. Çenelerim, soğuk- tan biribirine;vururken; bu hovar- da Mehmedim türküsünü de dilim- den düşürmüyordum. Hüngür Hüngür Ağladım ocam Balcı Mehmet efendi bugünkü gibi gözümün ö. nündedir. Uzun sakallı bir adamdı. Kocaman falaka değneği elinden hiç eksik olmazdı. Babam kasaba- nm ileri gelenlerinden sayıldığı i- çin, ikram olsun diye, beni yanmım- daki şilteye oturturdu. Mektepte, soba yanmazdı. Çünkü, odün ala. cak para yoktu. Biz, tir tir tit . reşirdik. Hoca, bizim titreştiğimi- zi görünce, mektebi odunsuz bıra. kan istibdat idaresi aleyhinde ağ. zına geleni söylerdi. Arada bir, bana acıdığı, sırtından kürkünü çıkararak sardığı da olurdu. Mek. tebe başladıktan altı yedi 'ay son- ra idi, babam bir gün beni yanma çağırdı. İmtihan etti. Fakat, yeni hece hiç hoşuna gitmemişti. ş — Bu ne biçim okumak be! di- ye bağırdı. Sonra, elini dizine vu. rarak: — Bu çocuk adam olmıyacak.. Hükmünü verdi. B abamdan çok korkuyordum. Mektepte tahsile devamı- mı anama borçluyum. Beni annem okutmuştur. Mektebin en çalış- kan talebesi idim. Smıfları ikişer ikişer geçiyordum. Geçenlerde ö- len general -Şakir; — eski İstanbul Halk Fırkası Reisi Avukat Refik İs. mail, sınıf arkadaşlarımdı. Bu aralık babamı, işinden çıkar- dılar: Memuriyet aramak için İs- tanbula gitti. Bu suretle 9 yaşın- da iken aile yükü, benim omuzları. ma bindi. Kadımların dışarı çıkması âdet olmadığı için evin bütün ihtiyaç- larını ben tedarik ediyordum. Benim bu yaşta gösterdiğim cid- diyet kasaba halkında, mutasarrı . fından, en küçük memuruna ka. dar, çok iyi tesir yapmış ve bana karşı bir sampati uyandırmıştı. Halâ da “Kırklareli” halkı, beni çok severler. D oktora sordum: — Nasil ve nerede sünnet oldunuz? —LKırklarelinde. O zamanlar, sünnet olan çocukların babaların. dan hediyelik bir şey istemeleri âdetti. Bana da öğretmişlerdi. Ba- bamdan Dedeağaçta bir ufak evle, Frecikte bir târla istedim. Oyalanayım diye, hokkabaz ge- tirtmek istemişlerdi. Kabul etme. dim. Ve büyük bir adam gibi etra- fımdakilerden rica ettim . — Sadece tekbir getirilsin! de- dim. Sünnet ederlerken, katiyen ağ- lamadım. Benimle birlikte sünnet olanlar ise kıyametleri kopardılar. Sünnetten sonra İstanbula gel. dim. Mülkiye mektebine girmek isz tiyordum. Müsabakaya talip ol- dum. Ali Nazima merhum küçük- tür, diye beni müsabakaya sokma. dı. Annemin maksadı ise, beni dok tor yapmaktı. Ne yazık ki anacığım, devasız bir illetin kurbanı idi. Kendisini, Operatör Cemil Paşa tedavi edi- yordu, Annem ve evdekiler, Cemil Paşaya karşı takdirkâr görünü . , yorlardı. Ben ise, anam, elinde öldü diye, kendisini hiç sevemedim, (Lütfen sayfayı çeviriniz.) # ç B. Hüsamettin lumuza devam edebilmek — ümidi kuvvetli idi. A ncak fırtıma, gitgide o kadar şiddetlendi ki, Mataban bur nu yolunu terke mecbur olduk ve istikametimizi değiştirerek Pireye geldik. Korent kanalını geçip, İne- bahtı körfezini dolanarak Zanta &8- dası yakınlarıma geldiğimiz zaman, fırtına kuvvetini kaybetmişti. Kamaramda yattığım bir sıradâ idi ki, arkadaşlardan biri telâşla kapıya vurarak beni uyandırdı: Ufukta İtalyan torpidoları gö- rünmüştü! Hemen dışarı fırlayıp gösterdikleri istikamete baktım: Bizden (10) mil mesafede, iki İtal yan torpidosu, bir yelken gemisini muayene ediyorlardı. Tersyüzüne dönüp Zanta adasıma gitmek için vakit yoktu. Yolumuza deyam et- tik. Arası çok geçmeden, torpido- lar, üzerimize geldiler. Biri sanca- ğımızda, öteki iskelemizde yer alâ- rak megafonla, beynelmilel dur işaretini verdiler: — Stop! Tabif derhal durduk.. Bersagli - yari, Grenatari adındaki bu son SİS- tem İtalyan torpidolarmdan biri - nin kumandanı olduğunu tahmin ettiğim bir adam, nereden geldiği- mizi, nereye gittiğimizi, gemimi- zin adı ne olduğunu sordu. Şu cevapları verdim: — Gemimizin adı, baş tarafta ya zılıdır. Marsilyada karaya oturan bir gemiyi kurtarmıya gidiyoruz. Yükümüz, tahlis işinde kullanıl- mak üzere hazırlanan kömürden ibarettir! * talyan kumandanmın elinde | de bir broşür vardı. Benden bu cevapları alınca, bu broşürün yapraklarmı çevirmiye başladı. Orada, bizim geminin adına rast- lamış olacaktı ki: (Devam edecek) YENİ, BAHAR MÜSABAKAMIZ Resim No. 12 Bu resim şu on türküden hangisine aittir? 1 — Atımı bağladım beâi bir ormana Benden selâm söyleyiniz oğlana 4 — Adalar sahilinde bekliyorum. Yârim seni serian istiyorum. 10 — Bahçelerde aşlama Aşlamayı taşlama 14 — Entarisi ala benziyor. Şeftalisi bala benziyor 19 — Evlerimin önü mersin Mevlâm seni bana versin . 29 — Karşıyakada İzmirin gülü Beri yakada gönül bülbülü. 386 — Oğlan yaylı kız yaylı. Ben dayanamam gayri. 48 — Söğüdün yaprağı naziktir ' narin Zeynebi ettiler bu hafta gelin 45 — Sürü sürü sürmeli kızlar. Göğsü de çapraz düğmeli kızlar 50 — Yürü yavrum yürü Aslan yârim yürü *“—ı“ $ :Bahur Müsabakası ğKUPONUHZS Bu kuponları kesip £ saklayınız , rrrrrrrrrrrei Müsabaka- mız için sorulan sualler Ayni aileden birkaç kişi müsabakaya girebilir mi? 1 — Bir ailenin muhtelif ef. radı ve bir evde oturan müte. addit kimseler ayrı ayrı mek. tup göndermek ve p rına otuzar müsabaka kopunu leffetmek şartiyle yeni müsa. bakamıza iştirak edebilirler Geçen müsabakaya giren- ler bu müsabakaya iştirak edebilir mi? . — Geçen müsabakaları. mıza iştirak eden ve gerek hediye kazanmış, gerek ka. zanmamış olan karilerimizin bu yeni müsabakamıza İştira. kine de hiçbir mâni yoktur. Eski kuponlar bu müsaba- kada işe yarar mı? 8 —BSon müsabakamıza yalnız bahar müsabakası ku. ponlariyle iştirak edilebilir. Eski kuponlar bu yeni müsa. bakada işe yaramaz . Müsabaka müddeti nekadardır? 4 — Müsabaka 22 mayıs tarihli nüshamızda bitecek ve ertesi gününden itibaren haziranın otuzuncu günü ak . kadar idareh İ gönderilmiş olan hal mektup ları kabul edilecektir. i M A RYN Bti pek uzak olan yerlerindeki karilerle, uzak yabancı mem. leketlerdeki — abonelerimizir müracaatları üzerine onlara da iştirak imkânı vermek için mühleti bes haftaya çıkardık. ç AOA