341 de Hamidiyenin zabitleri birarada (x) Süvari B. Hüsamettin DÜŞMANIN HARP GEMİLERİNİ NASIL ALDATTIK? Yazan: Salâhaddin Güngör . B£ Aralık“ Bahriye Vekâleti Tk a da da bulunan nji in âpartıma. da, eski Ralariı, Mit hatıralarını bana şöyle leyin Haziran ayı. Va. iz ablusgarpte bulunuyo Başizdı umelide bir kaynaşmanın Babe dair, haberler var. Bu kalmag, > Sihhatini anlamıya vakit alıyor, İzmire hareket emrini ay İzmire vardığım gün İs. Yor. p, e Sİfreli bir telgraf geli- Ram Bulgarlarla birlikte tu olan üçüncü ordunun arana (dip) için İzmirde isdie, Mi fırkanın Selâniğe nak. kep <<Ğİ bildiriliyor. Bir firka as- lep de Bezmiâlem, Bahricedit, dail Şam, Hudayde vapurlarınm Yü a, kadar gemiye Yicediş Yorlar. İlk irkâp edilen Bah- « Vâpurunun seyir zabitliği ile yola çıkıyorum. at Ve Terakki, komitesinin vap Adamlarından biri bi. Purda gizli! Bunu benden “ti ton, tik, *N ng My, çü başi Yafes bilmiyor, Tebdili ki- bu k, > Kulabalık aranma karışan büt, *“i Bahricedit vapurunda, de çi, SİKİN vasıtalarmdan istifa Sevik Askeri istibdat aleyhine v YO çalışıyor. Kk Siniteci, benimle devamı bir Yün, temas halinde... İkide bir, İitygy, lerek, vapurda edindiği Yür me bana anlatıyor. En bü . Mak yu: Vapur, Selâniğe Bini, © olabildiği kadar geç var- Kendisine söz veriyorum: k etmeyin! Bunu temin nı geleni yapacağım. di- ir ira bu sirada, hafif bir b iyor. Vapur, sallanmıya > Şer, havadaki bu ehem. eğişiklikten istifade ede- 1, bahanesiyle, va yolunu kesiyorum. Normal Baatte yaptığı — Selânik yolculuğunu, 72 sante kadar gıkarı- ta Bai 1 Zain, ğe rıhtıma o yanaştığımız bütün ,, 21en sonra hareket eden Ücünçgy Purları orada buluyoruz. Kedijay, e karargâhı ile ilk sev. Yünca yg, kerin anlaştıklarını gö- Diyor, “© de artık yapacak iş kal. 10 Temmuz şenliklerini üçüncü ördu zabitlerile bir arada kutluyo- Tuz, ir kâç gün sonrada, Izmir fırkasını, tekrar gemilere yükliyerek; geldiğimiz yere dönü. yoruz. Denizcilik hayatımda, ilk mühim gençlik hatıram budur! Trablus harbi sıralarında ba - şımadan geçen küçük bir vak'ayı da size anlatayım: — Umumi erkânı harbiye Trab lusgarbe (o mühimmat nakli. için hazmlanan bir gemiye, Bahriye Ne- zaretinden zabit istemişti. Bu zahi. tin, tercihen kendi arzüsile gitmek istiyenler arasından seçilmesi mu- vafık görülüyordu. Erkânı harp reisi Sıtkı Bey beni çağırdı ve mahrem şekilde o böyle bir vazifeyi kabul edip etmiyeceği. mi sordu. Ben bunu memnuniyetle kabul edeceğimi söyledim. Trab, lusa cephane götürecek vapur, Ma. gi Grek kumpanyasının İngiliz ban- dıralı bir vapuru idi. Ahırkapı 6. nünde, cephanesini yüklemiş, istim üzerinde beni bekliyordu. Hezien vapura attadım. ; Fırtınalı bir kış egecesi, İstan. buldan ayrıldık. 3 stihkâmlara verilmesi icap e- I den hususi işaretleri vererek Çanakkale Boğazından geçiyorduk. Makinemiz, birdenbire sakatlandı. Hellâs fenerile Bozcaada arasında, iki buçuk saat geminin tamiriyle uğraştık. Bundan sonrâ, yolumuza devam ederek Akdenize açıldık. Yunanlıların Zıya adasından Okö- mür alacaktık. Burada bizden Xi- man kâğıdı sordular. Kaybettiği- mizi söyledik. Halbuki (iman kâ- ğitları, yanımızda İdi. — Öyleyse, para cczası verecek- siniz! dediler. Kabul ettik, Ve iste- dikleri cezayı vererek yeni liman kâğıdı aldık. Bundan maksadımız, düşmanın hareket noktamızı keş- fetmesine mâni olmak ve tesadüf halinde kendimizi emniyet altmda bulundurmaktı. Zıya adasından kalktığımız zaman, hava bozulmuş, korkunç bir fırtına başlamıştı. Fa- kat biz fırtınadan şikâyetçi değil - dik. Brendiri, Mataban burnu ve Girit adasmı içine alan geniş saha da, İtalyanlar karakol hstları tesis etmişlerdi. Fırtma sayesinde; İtel- yan torpidolarma görünmeden yo- B, Hüsamettin lumuza devam edebilmek (ümidi kuvvetli idi, A ncak fırtma, gitgide o kadar şiddetlendi ki, Mataban bur nu yolunu terke mecbur olduk ve istikametimizi değiştirerek Pireye geldik. Korent kanalını geçip, İne- bahtı körfezini dolanarak Zanta 8* dası yakmlarına geldiğimiz zaman, fırtma kuvvetini kaybetmişti. Kamaramda yattığım bir sırada idi ki, arkadaşlardan biri telâşis kapıya vurarak beni uyandırdı: Ufukta İtalyan torpidoları gö rünmüştü! Hemen dışarı fırlayıp gösterdikleri istikamete baktım: Bizden (10) mil mesafede, iki Ral yan torpidosu, bir yelken gemisini muayene ediyorlardı. Tersyüzüne dönüp Zanta adasına gitmek İçin vakit yoktu. Yolumuza devam et tik. Arası çok geçmeden, torpido- lar, üzerimize geldiler. Biri sancar Eımızda, öteki iskelemizde yer ala- rak megafonla, beynelmilel dur işaretini verdiler: — Stop! Tabii derhal durduk.. Bersagli - yari, Grenatari adındaki bu son 8i8- tem İtalyan torpidolarından biri - nin kumandanı olduğunu tahmin ettiğim bir adam, nereden geldiği” mizi, nereye gittiğimizi, gemimi- zin. adı ne olduğunu sordu. Şu cevapları verdim: — Gemimizin adı, baş tarafta ya zılıdır, Marsilyada karaya oturan bir gemiyi kurtarmıya gidiyoruz. Yükümüz, tahlis işinde kullanıl mak üzere hazırlanan okömlürden ibarettir! i talyan kumandanmm elinde de bir broşlir vardı. Benden bu cevapları alınca, bu broşürün yapraklarını çevirmiye başladı. Orada, bizim geminin adına rast- lamış olacaktı ki: (Devam edecek) Mazhar Osman Anlatıyor: Doktor Olmamak İçin krl doktoru Mazhar Osmanı, A Bakırköyüne hareket etmek üzere otomobiline binerken yakaâ- ladım. Gazetecileri hiç kırmıyan, nazik ve sevimli hekimimiz, banı çocukluk hatıralarını şöyle an- lattı. —Sofularda doğdum. Benden evvel üç kardeşim, bir ay içerisin. de kuşpalazından ölmüşler. O ta. İ rihlerde henüz, kuşpalazı seromu yok! Böylece, ailenin evlâtsız bir zamanında Es ümitsiz ve dünyaya Babamdan hediye olarak evvelâ ebced hesabile bir isme tevarüs ettim. Yusuf Mazhar , Onun “bana bıraktığı ikinci mi- ras da şunlar oldu: Sağlam bir vü- cutla sağlam bir maheviyet! Hele bu son miraslar, hayatta muvaf. fek olmak istiyen bir evlât için yeter ve artardı. ütln erkek çocuklar gibi a. nam; çok severdim. Onu, henliz genç bir çağda, 35 yaşmda kaybedişim, bütün hayatımda acı. sını çektiğim bir yaradır. Anamı ne zaman ansam, buğün ölmüş gi. bi içimin sızladığını duyarım. Ben den sonra üç kardeşim daha doğ. du. Bugün, her üçü de birer doktor zevcesidirler. İk tahellimi Kırklarelinde yap. tım, Beni orada Balcı Mehmet efendi isminde birinin mektebine vermişlerdi. Dört yaşında iken E- dirneden Kırklereline araba o İle götürüldüğümü gayet iyi hatırla rım. Karlar içerisinden güçlükle ilerliyorduk. Donmamak için ba. bamm pâltosuna sarılmıştım. Meş Bur bir türkü verdı: “Hovarda Mehmedim.” âlye başlardı. Ço. cukluk bu'ya. Çenelerim, - soğuk- tan biribirinevururken; bu hovar. ds Mehmedim türküsünü de dilim- den düşürmüyordum. Hüngür Hüngür Ağladım ocam Balcı Mehmet efendi bugünkü gibi gözümün ö. nündedir. Uzun sakallı bir adamdı. Kocaman falaka değneği elinden hiç eksik olmazdı. Babam kasaba- nm ileri gelenlerinden sayıldığı i- çin, ikram olsun diye, beni yanm- daki şilteye oturturdu. Mektepte, soba yanmazdı. Çünkü, odün ala. cak para yoktu. Biz,tirtirtit. reşirdik. Hoca, bizim titreştiğimi- zi görünce, mektebi odunsuz bira. kan istibdat idaresi aleyhinde ağ. zına geleni söylerdi. Arada bir, bina acıdığı, sırtmdan kürkünü çıkararak sardığı da olurdu. Mek- tebe taşladıktan altı yedi ay son- ra idi, babam bir gün beni yanma çağırdı. İmtihan etti. Fakat, yeni hece hiç hoşuna gitmemişti. — Bu ne biçim okumak be! di- ye bağırdı. Sonra, elini dizine vu. rarak: — Bu çocuk adam olmıyacak.. Hükmünü verdi. B abamdan çok korküyordum. Mektepte tahsile devamı- mu anama borçluyum. Beni annem okutmuştur. Mektebin en çalış- kan talebesi İdim. Sınıfları ikişer ikişer geçiyordum. Geçenlerde ö- len generni “Şakir, - eaki İstanbul Halk Fırkası Reisi Avukat Refik İs. mail, snıf arkadaşlarımdı. Bu aralık babamı, işinden çıkar- YENİ, BAHAR MÜSABAKAMIZ Resim No. 12 Bu resim şu on türküden hangisine aittir? 1 — Atımı bağladım befi bir Zeynebi ettiler bu hafta gelin ormana | 45 — Sürü sürü sürmeli kızlar. Benden selâm söyleyiniz Göğsü de çapraz düğmeli kızlar oğlana | 50 — Yürü yavrum yürü 4 — Adalar sahilinde bekliyorum. Yârim seni serlan istiyorum. 10 — Bahçelerde aşlama Aşlamayı taşlama 14 — Entarisi ala benziyor. Şeftalisi bala benziyor İ19 — Eylerimin önü mersin Mevlâm seni bana versin , 29 — Karşıyakada İzmirin gülü Beri yakada gönül bülbülü. 36 — Oğlan yaylı kız yaylı. Ben dayanamam gayri. 43 — Söğüdün yaprağı naziktir narin Aslan yârim yürü O İİ , Bahar Müsabakası / , j IKUPONU:12; 3 Bu kuponları kesip * ( saklayınız / i İrrrrrrrersrel dılar. Memuriyet aramak için İs- tanbula gitti. Bu süretle 9 yaşın- da iken sile yükü, benim omuzları. ma bindi. Kadınların dışarı çıkması âdet olmadığı için evin bütün ihtiyaç- larını ben tedarik ediyordum. Benim bu yaşta gösterdiğim cid- diyet kasaba halkında, mutasarrı - fından, en küçük memuruna ka. dar, çok iyi tesir yapmış ve bana karşı bir sampati uyandırmıştı. Halâ da “Kırklareli” halkı, beni çok severler, D oktora sordum: — Nasıl ve nerede sünnet oldunuz? —Kırklarelinde.. O zamanlar, sünnet olan çocukların babaların. dan hediyelik bir şey istemeleri âdetti. Bans da öğretmişlerdi. Ba- bamdan Dedenğaçta bir ufak evle, Frecikte bir tarla istedim. Oyalanayım diye, hokkabaz ge- tirtmek istemişlerdi. Kabul etme. dim. Ve büyük bir adam gibi etra- fımdakilerden rica ettim . — Sadece tekbir getirilsin! de- dim. Sünnet ederlerken, katiyen ağ- lamadım. Benimle birlikte sünnet olanlar ise kıyametleri kopardılar, Sünnetten sonra İstanbula gel. dim. Mülkiye mektebine girmek is tiyordurn. Müsabakaya talip ol- dum. Ali Nazima merhum küçük- tüir, diye beni müsabakaya sokma. dı. Annemin maksadı ise, beni dok tor yapmaktı. Ne yazık ki anacığım, devasız bir illetin kurbanı idi. Kendisini, Operatör Cemil Paşa tedavi edis yordu. Annem ve evdekiler, Cemil Paşaya karşı takdirkâr görünü , yorlardı Ben ise, anam, elinde öldü diye; kendisini hiç sevemedim, (Lütfen sayfayı çeviriniz.) Müsabaka- mız için sorulan sualler Ayni aileden birkaç kişi müsabakaya girebilir mi? 1 — Bir ailenin mehtelif ef. radı ve bir evde oturan mite. addit kimseler ayrı ayrı mek. tup göndermek ve mektupla. rına otuzar müsabaka kopunu leffetmek şartiyle yeni müsa. bakamıza iştirak edebilirler Geçen müsabakaya giren- ler bu müsabakaya iştirak edebilir mi? — Geçen müsabakaları. mıza İştirak eden ve gerek hediye kâzanmış, gerek ka. zanmamış olan karilerimizin bu yeni müsabakamıza iştira kine de hiçbir mâni yoktur. Eski kuponlar bu müsaba- kada işe yarar mı? 3 —Son müsabakamıza yalnız bahar müsabakası ku. ponlariyle iştirak edilebilir. Eski kuponlar bu yeni müsa. bakada işe yaramaz . Müsabaka müddeti nekadardır? 4 — Müsabaka 22 mayıs tarihli nüshamızda bitecek ve ertesi gününden itibaren haziranm otuzuncu günü ak - şamma kadar idarehnnemizr gönderilmiş olan hal mektup ları kabul edilecektir. Memleketimizin İstanbul? pek uzak olan yerlerindeki karilerle, uzak yabancı mem. leketlerdeki o abonelerimizir müracaatları üzerine onlara da iştirak imkânı vermek için mlihleti bes haftaya çıkardık