to, * basal İİ 6 TA N Ündelik Gazete ay Ah, A MUHARRIRI de, her z şe: Tüst, sami e t Püha bateri, ele Yanın ti a mia olmadığı a, Blk develerin, Bal a hususunda es Paza we Ma çan Pilent bize eticesi, ra Lİ VE Ve Ataği Yazılar yı vermiştir, ki dev Çini Di hüdisa kabi ettirir, tart menfi mağnayı âmirgy SAtİ buğün için ZA tra * Emin YALMAN edefi : Haberde, fi emiz, dü- bu mülâkatın müttefiktirler. AİT bu vesile İle rk hakkmda mu- eşretmektedirler venin bu seya. ımdan faydalı ne lm Yugoslav - ve İtalya ile yap. Balkan anlaşması anlaşılmış - İgaristan ran Sulhtin inter ve ida. p kadar - Böstermiytir. galışı ve da Yugoslavyanın © Türk liderlerini daha yakından tanımasına hiz- bu seyahatin en mü - Türkiyenin Avrupa &i- de mühim bir unsur o) daha Ruslarla anlaşmak is. ri Paya, Fivayeti Üzerinde israrla da- Pilag Bu elin Propaganda bir - saya bir bültene göre, varit de - Kânumusa - dün İnsanla; ” istemediğini T. Sovyet Rusya e takviye çe” VE bu sulh hareke *decek h hazırdır, Ay er teşebbüse manya ona dost Rusya bunu red. $ talya - Habeş harbinin başlangıcında, İtalyan ordusunun Başkumandanı Ma» reşal Dö Bono, son günlerde "İmparatorluğun fethi, adını taşıyan bir eser neşeretti ve bu eserile Hâbeş harbinin sır- larını çözdü. Mareşal Dö Böno bu eserde Sin- yor Mussolinin son derece sadık, ateşli bir adamı olarak görünmekte ve Düçe, her Ilham veren, herşeyi b len ve her emri gönderen şahsiyet, olarak gösterilmektedir, Mussolini- nin gönderdiği her emri, “pekalâ!"” diyerek karşılıyan Dö Bono, son hir emre karşı “İmkânsız” demek cesaretini göstermiş ve bu yüzden azlolurmuş ise de teselli olarak €- line Mareşallık âsast verilmiştir. inyor Mussolini esere yazdı- ğı mukaddemede “Dö Bo- zonün idare ettiği ilk devir olma- saydı muzaffer hareketi başarma» ğa imkân kalmazdı.,, diyor. 1932 de Müstemlekât Nazırı olan Dö Bono, Düçe tarafından Eritre nin vaziyetini teftişe gönderilmiş- t. Libyanm ibtiyaçları Şarki Af- rikanm ihtiyaçlarmı ihmale sevke- diyordu. Eritredeki askeri kuvvet- ler mahduttu. Memlekette yol yok- tu. Masavva limanını ıslah etmek icap ediyordu. Eritre ile Habeşis- tanm münasebetleri çok fena idi. Dö Bono, çalışmağa başladı. Fa- kat her şeyden fazla tecavüz! bir harbi hazıriamağa koyuldu. Yal - niz erkânı harbiyesi aleyhte idi. Fakat Dö Bono, faşistlik rejimin. de çok mühim bir şahsiyeti. Bel- ki faşizmin .müessislerindendi. Ve faşizmin tahtına son derece ya - Kılar, i ö Bono 1933 te Mussoliniye giderek kendisiyle şu şe - kilde konuşmuş: “.— Bakmız! Şurada bir muhe- rebe vuku bulursa bu muharebeyi idare şerefini bans veriniz.. Mussolini bana bakarak derhal cevap verdi; — Elbet, — Yoksa beni gok mu ihtiyarla. miş sayıyorsunuz? — Hayır. Fakat vakit zayi etme- meli, Mussolini o zamandanberi, mese- nin 1936 den önce tesviyesi lâzım geldiğine inanıyordu. Ben de “Pe. kâlâ” dedim.,, Bu izahlardan, Habeş harbinin Dö Bono ile Mussolini arasında 1933 senesi son baharında kararlaştırıl. miş olduğu anlaşılıyor, ve Dö Bono o zamandanberi hazırlıkla meşgul oldu. Dö Bono evveli Masavva Hi. manını ıslah etti, Yollar yaptırdı ve köprller kurdu. Oradan Esme. reye kadar muazzam bir yol yapıl. mist, Eritre askerleri 4000 den (65,000) e çıkarıldı. Ve İtalyadan sekeri malzemenin her çeşidi getirildi. Fakat Dö Bono, siyasi faaliyetler. le de büyük neticeler elde edilece- ğine kanidi. Bunun üzerine Adisa. babadaki sabık ateşemiliter! siyasi daire müdürlüğüne tayin olunmuş ve elindeki paraları kullanarak go- niş bir şebeke kurmuştu. Ras Guk- sa bu şebekenin avladığı mühim bir şahsiyetv 935 senesinin son kânunun- da Mareşal Dö Bono Şarki Afrika- ya çıkarak evvelâ fevkalâde komi. ser vazifesini yapmış, daha sonra başkumandanlığa tayin olunmuş- tu. Bu sıralarda, Romada Laval ile Musşolini arasındaki mülâkat ya- pılmıştı. Dö Bono “ bu mülâkat neticesinde, hareket ettiğimiz tak- dirde Fransanm engel olmuyaca- ğini anlamıştık. diyor. Fakat La- yal daha sonraları Fransız parlâ - mentosunda böyle bir taahhütte bulunmadığını söylemiştir. 1934 senesinin 20 Birincikânun günü Düçe “harekete alt talimat ve plânlarını,, toplamış bulunuyor. du, Ve bu sirada “zaman aleyhi « TAN Koca Afrika kıt'asının iki müstakil devletinden biri, Habeşistan kısa süren bir harpten sonra, dünya haritasından silindi, İtalyanın bir müs- temlekesi oldu. Bu istilâ harbi nasıl hazırlandı? Bu suale verilen cevap, bir esrar silselesi teşkil ediyor ki bu satırlarda beraberce okuyalım: HABEŞ İSTİLASININ İFŞA LEN SIRLARI General A. Yazan: GC. Temperley (İngiliz Ordusu Erkânmdan) İstiklölçiz “ilan Habeşin taçsız ve tahisız kalan İmparatoru, Negüs mize çalışıyor. Acele etmeliyiz. 60,000 yerli askerden başka bir bu kadar da Italyan asker lâzım. 1935 Birinciteşrininde Eritrede 300 tay- yare ve 10,000 İtalyan askeri bü- lunmalıdır.” diye yazıyordu. Düçe Daha sonra : “şayet Ne - güs bize taarruz etmek fikrinde de ğilse bizler işe başlamalıyız.,, Di « yor ve 200,000 beyaz (o askerden bahsediyor, Fakat Martın sekizin- de bu rakamı (300,000) e çıkarı . yor ve tayyarelerin de 300 den 500 e, sür'atli kamyonların (300) e çı - karılmasını istiyor. Mussolini daha sonra diyor ki; “Benden Birinciteşrinin sonunt kadar üç fırka istiyorsunuz. Ben on fırka göndereceğim. Beşi niza- mi orduya, beşi siyah gömleklilere mensup olacak. Siyah gömlekliler milli tasvibin nişanesidirler.,, ö Bono, Habeşlerin harbe- deceklerine kanidi, Kendisine temin olunan askerlerle derhal ta- arruza geçmek ve tedafili hattı ha- reketi düşünmemek mümkündü. Bu da Habeşlerin harbe hahişger olmadıklarını gösteren bir delildir. Fırkalar İtalyadan gelince hazır- lk safhası büsbütün canlandı. Askerler ile amele kolları birçok müşküllerle karşılaşmışlardı. Ma- savva limanı iyiden iyiye taşmıştı. General Dö Bono ile arkadaşları bütün bu güçlükleri yenmeğe uğraş tılar, Eylülde General Dö Bononun © linde 3 kolordu bulunuyordu. İs - tihbarat faaliyetleri gayet mükem- meldi. Dö Bono, 5 Birinciteşrin gü- nünü harekâta başlamak için ka * rarlaştırmıştı. Fakat Eylülün 29 unda Düçeden şu emri aldı; “Aym 3 ünde harekâta başlamanızı isti - yorum ve tasvibinizi bekliyorum., Hepimiz de İtalyanın Adua, Ak- sum ve Adigratı hemen hemen mu- kavemetsiz işgal ettiklerini biliyo- ruz. Eski intikamm alınması İtal yada heyecan uyandırmıştı. Fakat levazım, yol ve kamyon ihtiyacı kendini göstermiş ve Mareşal Dö Bononun âdamları deve, katır, mi- haniki vesait ve petrol aramağa koyulmuştu. Msi 8 Biriniciteşrinde “bize aleddevam petrol gönderiniz. İki aylık petrolümüz var. Tayyare- lerin ihtiyacı da bundan hariçti Diyordu. Zecri tedbirlerin petrole teşmili Ye yahut Süveyş kanalının kapan. ması ihtimali Mareşalı korkutmak. ta idi, Maroşa| Badogliyo 16 Birinciteş. rinde teftişe çıktı. Ve Dö Bono'ya daha fazla kuvvetler göndermenin bütün makineyi altüst edeceğini anlattı. İkisi de Düçeye bir telgraf gönde- rerek bunu bildirdiler, Çünkü Dü- çe iki fırka daha göndermek fik - rinde idi, | Makalleye yapılacak ileri hare- keti de bir takım ibtilâflara sebep olmuştu. Bu hareketin tarihi tes - bit edilemiyor ve Dö Bono uzun bir telgrafla güçlükleri anlatıyor - du. Buna mukabil İkinciteşrinin 3 ünde Makaleye ilerlemek için kat'i İ bir emir aldı. Fakat Dö Bono bui- | leri hareketi yaparak vaziyetini tahkim etmeden evvel 11 İkinciteş- rinde bir emir daha aldı: “ Mara- vigna kolordusunu sağ cenaha gt- tir ve Takazze cephesine sevket. Yerli askerlerle birlikte bilâ tered- düt Ambaalagiye yürü. Cevap bek- liyorum.,, ö Bono buna rağmen ta - hammül edemedi. Bunun mümkün olmadığını ve böyle bir hareketin felâketle nihayet bula- cağmı anlattı, İkinciteşrinin 17 inci günü, Mareşal Badogllonun baş- kumandanlığa tayin edildiği ken- disine bildirilmiş ve şu sözler ilâ. ve edilmişti: “Sana mülâki olmayı bekliyerek değişmiyen samimiyetle kucaklarım” Mareşal Dö Bononun eserinden Sinyor Mussolininin başkumandan lığı Romadan İdare ettiği anlaşilı- yordu. Mussolini, kolorduları ve fırkaları harp sahnesinde harekete getirmekte idi, Sinyor Mussolini siyasi bulutların toplanmakta ol - duğunu görüyor ve süratin Jüzu- munu anlıyordu. Fakat sırf askeri bakımdan Dö Bono haklı idi. Mussolininin 11 Sonteşrinde Vu- kuunu istediği (ilerleme, Mareşal Badoglio tarafından ancak sonkâ- nun ortalarında yapıldı. Sinyor Mussolini Aduanın verdiği -IKRASI Geceliği Beş Kuruşa Pansiyon Tahtakalede Deveoğlu yokuşun * da Mehmedin arsasındaki mahzca jde geceliği beş kuruşa pansiyonlar kiralıktır. Mehmedin pansiyonuna müşteri bulmak için, ilânı bedava koyuyorum. Talip olanlar yukarıdaki adrese baş vurabilirler , . Kiralamak istediğim bodrumda toprak, rütubetten yosun tutmuş - tur, fakat yaz için gayet serin bir yerdir. Bodruma İlk insanm yaşadığı devirlerde olduğu gibi bir oyuktan girilir. İçerisi zifiri karanlıktır. Sa - bahları güneş tamahkâr bir patron gibi oyuktan bakar, ışığını ve hara. retini bedava vermekten korktuğu için, sürünüp geçer... Yerde rengi belirsiz kirli bir hasır... Birkaç çu - val... İnsan giyeceğine benziyen bir kaç paçavra... Kırık desti, bardak, bulaşıkları ayda bir defa yıkanan tabak, çanak.. Bu, pansiyonun deko - ru.. Kiracıları ,esrar masasında ya kalanan, ve mahkemeye düşen, Ah- met, İsmail, Ali, Veli, filân. * : Esrarkeşlerin mahkemedeki vak- asiyle alâkadar değilim. Hâkim, a. daleti yerine getirmek için şahit din- Tiyor. Pansiyonun sahibi, mülkiyeti « nin kendine verdiği gururla, ilân et tiğim pansiyonlar hakkında izahat veriyor : — O bodrumlar benimdir. Orasmı ben pansiyon gibi kullanırım. Bir ge- celiği beş kuruştur. Orada otlar, ça “ putlar falan var. Beş kurusu veren bir gece orada kalır. İsmail esrar kestir. Her gün orada esrar ve Ispir- to içerler. Dünde İspirto içerken, Hayriye kocasını sormuş, o da kım * mış, bıçağını çekmiş, filân, falan. dersi hesap ediyor ve dalma daha fazla asker göndermek 'çin israr ediyordu. Fakat M. o harbi daha iyi anladığı için bu çe- şit muharebelerde levazım mesele“ sinin en birinci safta olduğunu tak- dir ediyor, ve asker kütlesi ne de- rece büyürse bareketsizliğin o de- rece başgöstereceğini anlıyordu. Badoglüonun başkumandanlığı ka- bul etmesi, onun daha serbest ha- reket etmesini temin etmiştir. Mareşal Dö Bononun eserinden Sinyor Mussolininin silrekli teşviki olmasaydı, Habeş harbini Yağmur mevsiminden evvel bitirmenin mümkün olmıyacağı anlaşılıyor. Fakat bu tarzı idareyi normal say. mak mümkün değildir. Büromuza Müteksit Niyazi imzasile mektup gönderen okuyucuya; “.— Maaşmızdan İaş6 için kesilen para kaç kuruştur? Mütebaki istih- kakmızın verilmesi lâzımdır. Ancak, mektubunuzda kâfi izahat olmadığı Için size sarih bir şey söyliyemiyece- ğim. İdarehanemizde “Dert ortağı, bürosuna geliniz.,, . Pakize İle Sakineyi Bulabilecek miyim? Eyüpte Bahariye Bostan sokak No. 18 de oturan Bayan Saliha yazıyor: “— Meşrutiyetin ilinmda kaybet- tiğim 3 kardeşimden biri olan Hafi- zeyi güzetenizin yardımile bir kaç sene evvel Bursada bulmuştum. Şim- di iki kardeşim daha var, Bunlar, Ya lovüda Pazarköyüne yerleştirilen göç menlerden Abdullahm kızları Paki- 26 ve Sakinedir. Bunları 29 seneden- beri bulamıyorum. Kardeşlerim kim- lerin yanındadır? Bilenlerin Tan dert ortağına malümat vermesini ri» ca ederim.,, . Türkçeyi İyi Bilmiyorlarsa.. Ceyhan zirsat mücadele istasyo » nunda xiraat mücadele memuru B. Kemal Ölgümene: “— Mektubunuzda bahsettiğiniz ..* Geliniz seyyahların soğuk muameleleri, her halde bir maksada matuf olmasa ge- rek... Çünkü, bunlar, yurdumuzun her köşesinde hüsnü kabul ve iyi bir misafirperverlik görüyorlar. Sizinle konuşamamaları, bana kalırsa, dili » mizi anlamamış olmalarından ileri gelmektedir. Tavsiye ettiğiniz aydın- latma yolu, turizm işlerinin organize | edilmesinden sonra istifade olunabi- | lecek bir formüldür. Alâkanıza müte | şekkiriz.,, . Köy Ebe Mektepleri Şehremini, Ereğli mahallesi Yunus emre sokak 27 numarada Bayan Mak bule Doğruya: ihhat Vekâleti, köy ebe mek- tepleri için yeni bir proje hazırlamış- tır. Bu proje, kanun şeklini aldıktan sonra, köy ebe mekteplerinin nere - lerde ve ne zaman açılacağı belli o- lacaktır. Mekteplere giriş şartları da henüz tesbit edilmemiştir. ». Bursada Uzunçarşının Vaziyeti Bursadan Salâhattin Öz şunları ya xiyor- “— Bursanm meşhur yerlerinden biri de Uzunçarşı nâmiyle anılan ma haldir. Buras: bilhağsa yazın yaban- cılarm gelip te fazlâca geçtikleri bir ha Sl İİ . Belediye kanunu, belediyenin va, sifelerini sayarken üçüncü maddesin- de der ki: “Umumun yatıp kalkma « sma, yeyip İçmesine mahsus otel, gazino. pansiyon ve emsali yerlerin temizliğine, sıhhiliğine, sağlamlığın”. dikkat etmek, kanun ve talimatna . me mucibince bu gibi yerlere ruhsat. name vermek, bunların İslemesine İzin vermek veva menetmek beledi « yenin vazifesidir.,, Sıhhiye kanununun 253 üncü mad. desine göre de: “Nüfusu elli binden fazla olan şehirlerde, belediyeler, Ikametgühların sıhhi şartlarını dal - ma teftiş etmek üzere bir meskenler idaresi tesisine mecburdurlar. Bu idareler azami iki odayı havi evler « Ie, bekâr ikametgâhlarmı, pansi . yonları, ameleye tahsis eğilen oda ları, bodrum ve tavan aralarında icara verilen ikametgâhları teftiş ve mürakabe ederler,,, : e Belediyenin evleri teftiş eden bir meskenler idaresi var mudır, bilmiyo. rum, bu yasıma geldim, hiç bir evin teftiş edildiğini görmedim. Amma her halde vardır. Mehmedin bodrum pansiyonları bu iki kanım bakımm - dan da ruhsatiyesiz açılmamıştır. Öyle olsaydı, sıhhi şartları haiz ol - mıyan, esrarkeşlere, serserilere mes ken olan bu yerin kapatılması lâzrm gelirdi. Belediyenin meskenler Ma, resi her halde burasmı teftiş etmiş - ânı, umumi menfaatler namma neşreğebilirim. o(İlânat şirketinin de müdahaleye hakkı yoktur.) Adsız Yazıcı —— noktadır. İlk görüşte memleketin vâ- ziyeti hakkında bir fikir verecek O- lan bu yer, maateessüf çok çirkin ve acmacak vaziyette düşmüştür. Yarı- si sıvalı, yarısı sıvaları düşüp te çu- vallarla kapanmış olan bu zavallı &- sar, bundan altı ay evvel bir yerinin yeniden sıvaları dökülmesi üzerine tamir için iskeleler ve kalaslar, ko - nulduğu gibi bırakılmış, zaten dar © lan yol, altı aydan beri ikiye bölün müş ve ölülece terkedilmiştir. Memleket için çirkin olduğu cihet le çarşmın bu zavallı vaziyetten kur- tarılması hususunda alâkadarların nazarı dikketini celbetmenizi dile « rim.