17 Nisan 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

17 Nisan 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

G6 Heveslilik Hastalığından Ne Zaman Kurtulacağız ? On beş Yazan Eşref Şefik Avrupaya kadar uzanmıya ha şularımızın haline bakınca binbir birden tepreniyor. Spor işlerimi: kat tarafları olduğu malümdur. Başlıca dertle- rimizden biri de gençler mizin g gidir. yor. Daha yüzünü bile herkes t istidadı spor seyircileri arasında bile göremez oluyoruz. Bu yalnız futbolde değil, şubemizde göze batacak kadar büyük bir derttir. Dün gelen Avrupa gazetelerini o- kurken gözüme ilişti. Yunanlılarm Parise giden boksörleri arasında bir | Hristoforidis vardır. Bu boksör ken- di memleketinde boksa karşı olan he- vesini tatmin edebilecek kadar büyük faaliyet sahası bulmadığından genç yaşmda Parise gitti. Orada Fransız boksörleri srasmda bin bir müşkülât- la çarpıştı. Benebi oluşunun bütün güçlüklerine rağmen yılmadan çalış- masında devam etti. Hemen her maç- ta hakemler tarafından hakkı yen dsi halde başladığı işi bırakmadı ve nihayet bugün kendi sikletinin din- ya şampiyonluğuna namzet olanlarm başma gecti. Fransız gazetesi; bu ha- iranda Atinada dünya şampiyonu Frans Mares “Piitleyatıt onun galibi Broillardla dövüseceğini haber 'vetivor. Bidayette kendi memleketin. de hie teşvik görmediğinden Avrupa- ya giden Yunanlı boksör orada ka - zandığı söhretle vatanmda da meğ- hur olmustur, Meşhur olmanın güçlüğü Hepimiz biliriz ki, bir insanın ecnebi memleketinde temin ettiği şöhretle kendi memleketinde nam kazanması daha güçtür. Doğrusu Yunanlı Hris- tofalidisi kıskandım. Biz, boksa başladığımız ve © şube- de yetiştirdiğimiz amatör çocuklarla ecnebi profesyonellerine karşı Adeta kafa tuttuğumuz zamanlar Yunanis. tanda boks eldivenini görenler par- makie gösterilecek kadar azdı. Bizde boksun kıpırdamağa başladığı sene- ler iyi de çocuklar yetişmişti. Onlara karşı halkm ve taraftarla. rmın gösterdikleri alâka her halde Amerikada dünya şampiyonlarma gösterilen dereceleri buluyordu. Kısa günün kârı Kabilinden On beş günde milli boksör haline gelmiş gençlerimizin isimlerini daha unutmadık. İdmanlarma ve hayatla» rma karşı gösterilen ihtimam ise, o| istidatlı çacukları eski zaman içgü- veyleri haline koymuştu. Ne oldu gençlere?. Neredeler onlar gimdi? Sinemalarda gösterilen büyük maçları bile seyre gelmiyorlar artık! Haydi diyelim ki, boks bir kişi işi dir. Beş on senede iki adam çıksa kâ- fi gelir. Ya futbole ne diyelim ki, her teşek- kille ihtiyatlarile, gençlerile beraber asgari elli istidat lâzımdır. Bir futbolelinün yetişmesi de ko- lay olmuyor. Birinci sınıf oyuncu ol. mak için her birine beşer, onar sene emek verilen çocuklar, verilen emek geneleri kadar mevkilerini muhafaza edemeden sahayı bırakıyorlar. Ya - hut, daha fena bir sekilde sahada va! nız yıpranmış bedenlerini “bırakıp ruhlarını başka taraflara gönderiyor Sebep ne?.. Bu bezginlik, şu geçici heveslilik nedendir? Ahaliden ve idarecilerden teşvik mi görmüyorlar da usanıyorlar?” Bu da değil, cünkü bizde nezle oldukları şaman taraftarlarının matem tuttu. Hu futboletlerin şöhreti İngilizlerin ünde Meşhur Olan Spor üstadları Bizde futbolcü hayatını hakkile, on se ne devam ettirmiş modeller çok azaldı. Bir gencin parlamıya başlamasile sahalardan sine- malara veyahut başka yerlere geçmesi bir olu- cet yok. Kom- derdimiz izin birçok sa- eçici heveslili- anıyamadan o her spor Yunan boksörünün Atinada dövüşeceği dünya vasat siklet şampiyonu Thil bir maçında Allo, Allo! Radyo neden Sustu? ir iki senedir bizim memlekette de mühim spor hareketlerini radyo İle takip etmek usulü muvaffakı- yetle tatbik edilmiye basla» maştı, Şehrimizde yapılan Altme: Balkan oyunları, Türk « Rus spor temasları, Fener - Gala- tasaray maçları spora karşı “alien b latılıyor ve bundan her kes memnun kalıyordu. Bilmediğimiz bir sebeple bu güzel iş birkaç zamandır dur- du. Hele milli küme maçları nm alâka ile beklendiği Şu günlerde radyonun spora kar- $ı olan eski faaliyetini tekrar ele almasmı bir çok karileri- mizin dileklerine tercüman © larak alâkadarlardan rica €- deriz. . Güneşliler , Güneşli İyi Gitti İzmir milli küme maçlarmı oyna- mıya giden Güneşlilerden telefon al dık, Yolculuklarınm iyi geçtiğini ve yolda fırtmaya tutulmadıklarmı SÖY- liyen Güneş idarecisi İ maçla dan ümitvar bulunduğun ve etti. Anadolu Klübü Güreşçileri Döndüler Uskildarda Anadoluspor klübü gü- reşçileri Ankarada üç maç yaptıktan sonra din, 12,30 da şehrimize dön- müşlerdir. İ Anadolu güreşçileri yol üzerinde uğradıkları Eskişehirde Demirspor güreşçileri İle beş sıklet üzerine bir maç yapmışlar ve 2—3 gelip gelmiş- lerdir. ————— yüzde bin İngilize satılan asları ka- dardır, Avusturya mili takımınm on bir oyuncusunun isimlerini on bir sene- dir işitiriz. Meşhur merkez muhacim Gesvaydel, kaç senenin Geşvaydeli - dir? O adamlarm canları, zevkleri, genç lik arzuları başka yerlere dalmak için muhit şartlarının hiç olmazsa bizim- kiler kadar olduğunu kabul etmeli- yiz. © Memlekette sivrilen samniyonlarım. İ birkaçı müstesna, ömürleri pek kısa İ oluyor. Aslarımızın faniliğine bir çare bü. lamazsak her spor şubemizin apal to- pal kalmasma tahammül gerektir. M. BAER MAĞLÜP EDİLDİ Londra, 16 (A.A.) — İngiltere &- ğir siklet şampiyonu Tonny Far, leski dünya sampiyonu Maks Baeri, on iki ravundda sayı hesabile yen - miştir, Aydında Spor Çalışmaları Aydın, (Hususi) — Aydm espor bölgesi lig maçları devam etmektedir. ; — Mnziii Sarelle karşılaştılar. Ligin en heyecanlı ma- çını seyretmek üzere spor sahasına Aydın ve mülhakatından çok kalaba- lık bir halk kütlesi gelmiştir. İlk dev- rehin bağlarında Nazilli takımı iki İgol yaptı. Ondan sonra devre Aydı nm hakimiyeti altında devam etti, fa- kat bu devrede Aydan 58y1 yapmağa muvaffak olamadı. İkinci devrenin (ik beş dakikası s0- nunda Aydın takımı da bir gol yap- tı. Bundan sonra her iki takım gol çıkarmak için çok çalıştılaran da maç 2-1 Nazillinin galibiyetile bitti, 928 olimpiyat maçlarında oynıyan | Bay Şevkinin idaresindeki takım ha- kikaten çok düzgün ve anlaşmış bir balde oynadı, Eğer bir oyuncunun münferit hareket ve lüzumsuz çalımı olmasaydı, Nazilli birkaç sayı daha sıkarabilecekti. Buna karştlik Aydm takımında beklenenden fazla enerji ve hâkimiyet görüldü. Fakat her oyun- cunun münferit oynaması Aydınm bi rçok Sayı kaçırmasına sebep oldü. Bu neticeyi Aydın daha ziyade kaleci Fikretin (parmakları çekik olmasına rağmen) fedakârlık ve meharetine borçludur. görüyaruz. nbaşı tarafından çağırıldık « lar: vakit henüz şafak sö - küyondu. Hapisanenin kapısından birer birer dışarıya çıkarılırlarken arkalarında bıraktıkları zindanda bir ölüm silkütu başlıyordu. Ölü - mü bekliyen bir süküt! Gözlerini havaya kaldıran Felipe alık alık ba kınıyordu. Uzaktaki dalgalı dağlar mavi bir buğu içine bürünmüşler, eteklerindeki ağaçlar, yapraksız minyatür leylâk demetlerini andı « rıyorlardı. Felipe onlara hasretli gözlerle bakıyordu. Evi işte şü dağların ar» kasında, yakıncacıktı. Onlarâ doğru ilerliyen bir zabit henüz ceketinin düğmelerini ilik- liyordu. Kısa boylu, çelimsiz, sarı benizli bir adamdı. Yürüyüşünde kendine yakışmıyan bir yapmacık, Sonradan görme bir hal vardı. Şap- kasını sol kaşımm üzerine kadar çarpıtmıştı. Kendine sahte bir metanet ver mek istiyormuş gibi; “— Hepsi kaç kişi, saydm mı?, diye bağırmıştı. Onbaşı; resmi tazimi ifa ederek: “ 30 kişi yüzbaşım!,, cevabımı verdi. “— Öyleyse, yeni mitralyözü ge- tir! onu kullanacağım!,, Bu emirden bir Şey o anlamamış görünen onba. g: “.— Yeni mit - ralyöz mü de. deniz — yüzba - şim? Yüzbaşı hiddetli hiddetli: “— Evet! Yeni mitralyözü de - dim. Kendim kullanacağım. Anla- madm mı? Otuzunu birden bir iki #aniyede temizliyeceğim!,, şŞ İmdi hapisaneden iki kişi çı- kıyor ve yeni mitralyözü getiriyorlar. Sahpasımın Üzerine ve esirlerin durdukları yerin tam karşısına sessizce koyuyorlar. Donuk purlak rengiyle onlara bir şeyler söyliyen yeni mitralyöz karşısında, Felipe nini yanıda düran Yirmi Yaçların daki delikanlı yüksek sesle ve is - tavroz çıkararak duaya başlıyor. Arasıra hızlı hızlı bir şeyler de söy Jüyor. Yüzünden bir süngerden si kılmış gibi ter boşanıyor. Zabit şimdi mitralyöze doğru İ- lerlemiştir. Yüzü ciddi, büyük bir iş görecekmiş gibi gergindir. Mit- ralyözün arkasma çömelerek mef- mi kasasını kısa bir muayeneden sonra şu emri vermiştir; «— Sola çark!,, «.— Beş adim ileri! Duurrr!, Beş adım ileri, 30 esir yürüyor- lar. Felipe başmı kaldırmadan hep ö- nüne bakiyor, Önündeki taşlı, ç0- rak ovanm Sonsuz ufuklarında iki beyaz kulesiyle gözünü alan bir ki- Jise var. Ne büyük, ne geniş dünya. “— Beş adım dedim, dursanıza.,, Soluk benizli zabitin ince sesi gür- Yüyor ve otuz canlık duvar sallâna sallana dürüyor. Hareketsiz, omuzlar düşük Feli- pe, zabitin eli mitralyözün tetiğine uzandığı zaman arkadan gelecek ölüm yağmurunu bekliyor. - Kalbi patlıyacak gibi hızlı ve seri atıyor. Birkaç saniye sonra mitralyözün yırtıcı tarakaar!, , Mermi yağmırundan çıkan toz ve Talebeler Arasında Bayram Dün İstiklâl lisesinde talebeler arasında bir spor bayram tertip edilmiş ve yeni yetişen gençler muh telif beden hareketleri göstermişler, çok muvaffak olmuşlardır. Resimde genç sporcuları yürüyüş vaziyetinde KURŞUNA DİZİLEN İSPANYOL Yazan: Robert Westerley Çeviren: S. AKGÜL duman... Eti ve kemiği de deliyor. yırtıyor. Istrapatn, acıdan kıvra- nan otuz can bir dalga gibi kara toprağın üzerine yuvarlanıyor. orraksFelipenin “vücuduna lak ve soğuk “çarpıyor. Katı ve sivri taşlar yüzünü acıtı- yor, İnsanım içini delen kurşun vi zıltıları Üzerinden geçerken o gö- güsü üzerine uzanmış yamyatsı yer de yatıyor. Kurşun vızıltıları birdenbire ke- siliyor. Felipe bundan sonra taşla- rm üzerinde zabitin gittikçe yakla- şan ayak seslerini duyuyor, Birkaç metre uzakta bir Insan çığlığı. İn- sanın içini paralıyan bir avaz v6 sonra zabitin ince Sesi: “Pekalâ! Pekalâ! Ölmiyenler 8- yağa kalksin onları serbest bıraka- cağım!,, Felipe kendini daha fazla topra- ğa doğru basıyor, taşlara sokmak istiyor. Gözlerini yummuş, alnın - dan soğuk terler boşanıyor. Yanın. da ve daha uzakta birkaç Kişi dü. şe kalka, ayağa kalkıyorlar. Yüz- lerini yüzbaşıya dönerek çıkmıyan sesleriyle ona yalvarıyorlar. Felipe zabitin kesik, müstehzi gülüşünü ve biran sonra mitralyözün keskin tarakasını duyuyor ve kendi ken. dine, işitilmez bir sesle murıldanı - yor : “.— Budalalar! Yüzbaşının hile yaptığını anlamadılar. Ben onlar- dan akülı çıktım ve sağ kaldim!,, Biraz sonra gözlerini yavaş ya - vaş açtığı zaman yalnız bir gözüy- Iş görebildiğinin farkma varıyor. Sanki öbür gözü yokmuş gibi, Fa- kat ne tuhaf! Görmiyen gözü hiç ağrımıyor. Yüzünden İnce bir şirit gibi kan akıyor ve uzaktaki, kü- çük beyaz kilisenin görüldüğü dağ- lar ve bunların altında uzanan ova şimdi daha küçülmüş, daha buğulu! FA) ünde iki üç taş parçası var. Mitralyözden çıkan kur - şunlarm toprağı sıyırtarak, İz bi- raktıkları yerler ve sonra toprağı kazan bir bacak! Birkaç saniye kı- mıldamadan duran fakat sonrâ yi- ne ıstırapla gerilen bir bacak! Şimdi taşlarm üzerinden hizli hızlı yüzüne doğru bir karınca ko- şup geliyor. Alnma çikarak yürü- düğünü hissediyor. Küçlük bacakları diken gibi yllizünü tırmalıyor. Gö- zünün Üstündeki kanıyan yaraya gelince duruyor. Tekrar ayak sesleri ve kuş yuvalarında yumur- ta arıyan ve bulunca sevinen 40 - MİLİSİ cukların sevinç. avazeleri| gibi giİ Uklar; i “— İçlerinden biri hâlâ yaşıyo” Felipe içinden yalvarıyor: “M9” hametli Mesih! Sen beni ans” babama bağışla!,, Zabitin kalın SE meli ayaklar: gören gözünün öl dikiş; onun dünyasını dold”” | muş. Zabitin sesi: “.— Bu değil mi?;, diyor. FOİPİ nin karnı gerilmiş, belkemiğini” soğuk su gibi ter skıyor; dus z —Mernamea sesi; De, #. Hiç ölüzsa eziyetaiz öldür sün!,, > Yüzbaşının çizmeleri kenari, | dan yırtık ve boyasız. e ğinden zabitin gri çoraplar! Sy küyor. Şimdi yaralı gözünün Üs” de gezinen karınca yarasını Eğ yor, acıtıyor, fakat Felipe GİRİS, ni sıkaruk korkudan donmu$: reketsiz yatıyor. abit: Z “— Hakkın var onbaşı * çocuk dipdiri!,, Diyor ve sonra bir ve üç adım yan taraftaki can” lan esirin beynine patlıyan bi ği banca kurşununun iç delici vi?” l eFlipe yüzbaşmın keskin Ki hasını duyar gibi oluyor. gel WE yi ük Yeni mitrelyöz mü ba | il geti düdük . bundan sonrakiler için hep getir, onbaşt!,, “— Başüstüne yüzbaşı. e Çizmeli ayak sesleri şimdi # laşır gibi, taşların üstünde Bİ? de iştilmez oluyor. 4 Şimdi artık güneş çıkmı. Si lık yavaş yavaş ısınmış ve Fy» nin yarasına birçok karıncalf” y | güşmüştülr. Onları eliyle K9'Üza'| istiyor, fakat elini kıpırdati e | mümkin! Artık kendine Mal | gil ki. Güneş sıpscak. Gittiks* | gmlaşıyor. Dakikalar, saatler” ler kadar uzun ve yavaş şesiy”” D ün olanların hepsi Der evvel olmuş gibi En Felipe yüzbaşmın keskin We biların iç tırmalıyan haykır babasınm kul gibi beyaz YÜZ” et 1 askerlerin vahşet saçan #* leri! Fakat artık o bütün wi | dan kurtuluyor işte. Evvel sane, sonra mitralyözün | ii | ve yüzbaşı; en sonra da Ki Jar onu kurtarıyor. Tek gözü şimdi tozlu rm içinde imocalsiz yatan ne ilişiyor. Parmaklarında gel, yok. Hareketler çok güç ve aş ki! Felipe son bir gayretle Yö e ii vaş küçük yumruğunu 9X9 kolunu tozların içinden Kurt ; ister gibi geriniyor. Dört haftadır bir inan$ a harbetmiş; dört hafta er* “| devresi yaşamıştı. Felipe DE” © altı yaşmdaydı!... * top e

Bu sayıdan diğer sayfalar: