Yazan: Ziya Şakir KILIÇ HAVADA PARLADI y 2 uhter, bu büyük muvaffa- kiyetten o kadar sevinmiş- ti ki; derhâl toprakların üzerine kapanmiş... Yüzünü yerlere süre- Tek; — Ya, Rab!.. Hayatımm en me- Sut günü, bu gündür. Sana, şük- Tanlarımı arzetmek İçin kelime amıyorum. Diye, inim inim inlemişti. Ve #onra, dört rekât, şükran namazı tan sonra, Ömer bin Saadı huzuruna getirtmişti, Sabık ser dar, perişan bir halde idi. Teslim için mücadele ettiği 2a- Man, Muhtarın adamlarından bir- sok dayak yemiş; yüzü gözü, ü- Kmmıyacak 'bir şekle girmişti. Muhtar onu görlir görmez, derin bir (ah!..) çektikten sonra: — Hey, khdir Allah!.. Koca Sar dibni Ebi Vakkasın oğlunu bu ha- le mi getirecektin, Hikmetinden, #ual olunmaz. Demişti, Saad'in oğlu Ömer, derin bir sü. küt içinde başını önüne eğmişti. Muhtar, onu şöylece isticvap et- mişti: a Ya Ömer!.. Ne dersin, bu ha- ? — Allahm takdiri. — E. Binlerce Yezidinin başma Eeçerek, Kerbelâ sahrasına gidi- gin?.. — O da Allahm takdiri. — Ya, (Resulü Ekrem) in Ehli. beytini bir yudum sudan bile mah- Tum ederek, onları al kanlar için- de şehit edişin? — Tabil,, Bu da, Cenabı Hak. kım takdiri . — Eh, haniya bu hizmetinin mükâfatı olarak, Rey ve Taberis - tan eyaletlerine vali olacaktın? Ni- sin olmadın?.. — Ne yapalım. Cenabı Hak tak- etmemiş.. Yezit, bizm hiz Mmetlerimize mükâfat vermekten Şekindi. İbni Ziyadm vaitlerini tasdik etmedi. — Kerbelida mukateleye çıktı . ğm zaman, boynunda kimin kılı- <I vardı? — Babamm. — Ya şimdi bana kasdetmek # sin buraya geldiğin zaman, üze“ Tinde hangi kılıç vardı? — Yine o kılıç. Babamm kılı- < — Şimdi nerede © kılıç?. — Esir olduğum zaman, Üze- timden aldılar, uhtar, kendi adamlarma dönmüş, Ömer'in üzerin. de“ alman kılıcı istemişti, Ve kr hı, gelir gelmez eline alarak Öme- e gösterdikten sonra onunla ko- Buşmasma devam etmişti: — Kihç bu mu, ya Ömer?. — Evet, odur, Bâbamm kilter. — Ya Ömeri, Baban bu kılıcı (Result Ekrem) aşkma sallamıştı. Ve, bununla (Cennet) kazanmış” » Sen ise bu kılıcı Rasulü Ekre- ü. min evlâtlarma çevirdin. Bu kıl cm şeref ve şöhretini payimal et- tin. Herkesten ve her şeyden ev- vel, bu Kılıç senden davacıdır. Bu- D8, ne cevap vereceksin? — Allâhm takdiri . — Öyle ise, diz çök, İstiğfar et. Allahm son tâkdiri yerini bulsun. Muhtar bu sözleri söyler söyle- mez, yerinden fırlamış. Ömer'in yanma siçramıştı... Ömer, bütün vücudu titriyerek, diz çökmüş; — Ya, Muhtar!, Dünya tamaı, beni iğfal etti. Şeytana uydum. Şimdi, nedamet-ediyorum.. Bana, kıyma, Bundan sonra, Ehlibeyt uğruna canımı feda ederim. Diye yalvarmıştı.. Fakat, Saad ibni Ebi Vakkas'ın kılcı, bir an ha- vada parlamıştı. Ve bu bir an için- dede, o mübarek adamm haris oğlunun kafas: uçmuş.. Kanlı kel- le, sıçraya sıçraya birkaç adım İle- ri yuvarlanmiştı. (1) Ömer bini Saad'in başını kesmekle neticelen- memişti. O gece ve ertesi gün Kü- fede şiddetli bir araştırma yapıla rak, Kerbelâ Vakasma iştirak &- denlerden iki yüz elli kişi daha ek de edilmiş; bunlar da kâmilen kı- lıçtan geçirilmişti. Bu dehşetli ic- raat karşısmda, artık Küfe halkı kıpırdıyamıyacak bir hale gel. mişti, Fakat, Küfenin bu itaat ve in- kiyadı kâfi değildi. Asi mlihim mesele; Irak'ı istilâya gelen, İtni- Ziyadın ordusu İdi, İyni Ziyat, ilk bozgunluğun intikamını almak için (Musul) civarma kuvvetli bir müfreze daha göndermişti. Ku. mandanları (Yezit Sini Eseği) nin vefatı üzerine mütereddit bir va- ziyette kalan Muhtarın askerleri, bu Emevi askerlerini görür gör, mez, derhal geri çekilmişlerdi.. İşte tam o sırada, artık Küfedeki işlerini bitiren (İbrahim bini Ma- lik Eşter), maiyetindeki kilçük kuvvetle cepheye yetişmişti, İbrahim, Irak askerlerinin picat* ettiğini görür görmez şaşırmıştı. Lâkin kendini çarçabuk toparlı. yarak derhal müdafaa tertibatı al- mış, Küfede kazanılan zafere dair söylediği sözlerle onların manevi- yatını artırmıştı İbrahimin cepheye geldiğini ha. ber alan civardaki kabileler, ona iltihak etmişlerdi. Bir iki gün zar. tında İbrahimin cephesi hem ma» (1) Bazı tarihler, (Ömer bini. Saad)in Muhtar ile karabetinden bahsederek Muhtar onu bu hâ- disede öldürmediğinden . Ve bilâ- hare (Muhammet Hanife) nin şi- kâyeti Üzerine, Musul civarında katledildiğinden bahsederler. Fakat elimizdeki kuvvetli me- hazler, hâdiseyi bu suretle naklet- mektedirler, Kanlı Kelle Yere Yuvarlandı nen ve hem de lenmişti. sddeten kuvvet i brahim, cephede bir oyala. ma harbi açmıştı. Burada bu harp devam ederken, kendisi de fedailerden mürekkep bir kuv- vetle — geriden dolaşarak — İb- ni Ziyadın karargâhı üzerine bir baskın yapmıştı. Tali ve tesadüf, burada inanıl- mıyacak bir harika göstermişti. Askerinin çokluğuna gövenen baş- kumandan İbni Ziyat; o gün cep- hedeki harbin, idaresini fizka kü- mandanlarma bırakmış, kendisi de yanına birkaç kişi alarak-av- lanmak için karargâhından uzak- laşmıştı, Firat sahillerinde gezerken; bas km yapmaya gelen (Malik Eşter)- in oğlu İle birdenbire karşılaş mıştı. İbni Ziyat, karşısında bir İ- rak müfrezesi görür görmez. Şü gurmıştı. Evvelâ, bu büyük cüre- te inanmak istememişti, Lâkin, aklı başma gelir gelmez, hakikati bütün açıklığı ile hissetmiş; #tm dört nala kaldırarak kaçmak iste- mişti, İbrahim; yanmda bir kölesi ol duğu halde, yıldırım süratile ile- ri atılmış; İbni Ziyadm yolunu kesmişti. Emevi ordusunun baş kumandanı, artık kurtuluş imkânı olmadığını görünce derhal atmdan yere atlamış; Malik Eşter'in oğlü- nu müberezeye davet etmişti. İbrahim, omuzlarını silkerek aci acı güldükten sonra; — Ben. Malik Eşter'in oğlu. 8€- ninle mübareze edeyim, ha?.. Sen, Allahım ve Rasulün lânetine uğra” mış bir adamın piçisin. Sonra da Rasulü Ekremin ehli beytinin kar tilisin... Senin mel'un ve murdar kanma elimi bulaştırmak istemem, diye, cevap vermiş. Derhal köle- sine dönerek: — Kes, şu mel'unun kafasını, Köle; çevik bir kaplan gibi, İbni Zeyyadın Üzerine atılmıştı. Onu bir hamlede yere yuvarlamıştı. Ve | sonra, göğslne oturarak, keskin hançerile başını gövdesinden ayır- mıştı... O zaman İbrahim, ellerini semaya kaldırmış: DEYE Hüseyin!.. İşte, Kerbelâ- nın en büyük katilinden de, senin intikamımı aldım, diye bağırmıştı. mevt ordusu, ricat ediyor. Cesur İbrahim, bu büyük muvaffakiyetin peşini bırakmamış- ta. İbni Ziyadın şıpır şıpır kanlar 'damlıyan başmı bir mızrağın ucu- na taktırdıktan sonra; maiyetinde- ki küçük müfreze ile karargâhın üzerine saldırmıştı. Bu sırada, ortalık tamamile ka- rarmıştı.- İbrahim ile maiyetinde- kiler; G (Arkası var), Borsada alışverişler durgun Dün borsa muameleleri durgun bir vaziyette geçmiştir. Paristen gelen sa bah telgrafı Türk borcunu 252 ve ak- şam 2871 frank göstermiş olmasına rağmen piyasada 21,60 lirada açılan Türk borcu 21,60 lirada kapanmış ve daha fazla Wikselmemiştir, Ucuz fi- yatla Türk borcu almış olanlar dün-| kü fiyatları kârlı görerek ellerindeki ihisseleri satmışlardır. Anadolu tah - villeri 40, Mümessiller 44,30, Anado- lu hisseleri 23.75, Merkez Bankası! 93.5, Sıvas, Erzurum 95, Ergani his- seleri 100.50, Aslan çimentosu 14.50 Tirada kalmıştır. Bu sonuncular füze - rinde muamele olmamıştır. Dün liki- İdaşyona kalan hisselerin müzayedesi İyapılarak bunlar için yüzde 2 — 25 faiz tesbit olunmuştur. Faizin bu nis- hette az olması Borsa âleminde nadir görüldüğü için ehemmiyetle karşılan- mıştır. Deri Sanayicileri Toplanıyor Deri ve deri mamul†tışan sanaviciler, bugün Sani #inde toplanacaklardır. De halâtm serbestisi halinde himayesini İst gümrük yecekler ve bu husus- taki mütalealarını birliğe bildirecek lerdir. İ Romanyadan Alınan Keresteler | Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâ- İtince Romanyadan satm alman ke restelerin bedeli olan paradan bu de- fa 35136 lirası Merkez Bankasma yatırılmıştır. tevdi olunacaktı, SG5UTLE Musiki ve Musikinin en büyük faydası si- nirler üzerine olduğu gibi, zarar | verdiği vakit en büyük zararı yine | #inirler üzerinedir. Bunun sebebini kolayca tahmin edersiniz, Musiki - yi anlıyanlar da, ondan hoşlanan- lar da, onu kompoze edenler de, 0- nu çalanlar da, hemen daima, ince duygulu, herseyden çabuk mütees- sir olur, sözün kısası, sinirleri na - zik adamlardır. Bir âlet ne kadar ince, ne kadar nazik olursa o kadar çabuk kırılır. Onun içindir ki mu- siki, ifrata gidildiği vakit, en ziyade sinirler Üzerine fena tesir eder. Bakınız, büyük bir musiki kompo- zitörü, Berlioz musikinin sinirler üzerine tesirini nasıl anlatıyor: “Beğendiğim bir musiki dinledi- ğim vakit, diyor, bütün vücudum titremiye başlar gibi olur İlkin tat- li bir keyif gelir, bunda o muhake- menin hiç tesiri yoktur. Sonra işit- tiğini tahlil etmek âdeti işe karı sr, musiki rir. | Zulur, vilcut beslenemez. o Onun ———— ie Ka "ee | için menniki artislerinden bir Şe: 6 NİSAN SALI dığı fikirleri ne kadar yüksek ise, | gunun benzi sararır, kansızlık alâ- Şia / a ne kadar kuvvetli ise, heyecan o nis| metleri meydana çıkar, yüreklerim- | | Kiassn Pr. 112.— bette büyüyerek, kanının dönme- | de çarpıntı eksik olmaz.. anl irangı 5 sine garip bir şiddet verir: Damar- Bunlara çare olarak, musikiden Ba 18. larım şiddetle vururlar, göz yas” vaz geçiniz, denilemez. Çünkü insan biye > ları gelir ve bunlar bazan heyeca- | maisetini musikiden beklemiyerek Süme ne nın sonunu haber verirler, bazan da| sadece meraklı olduğu halde bile, 0 Gi bilâkis heyecanm daha devam ede- | ona musikiden vaz geçiniz demek, a Sl ceğine ve daha biiyliyeceğine de- | yaşamayınız demek gibi olur. Mu- ği »- Tâlet ederler, O vakit âzamm hep- | #ikiyi seven onsuz yaşıyamaz, O- v Sa Kesi si ttremiye başlarlar. Ellerime ve | mun için tavsiye edilebilir şey an - | | Diner 4— ayaklarıma uyuşukluk gelir, gör - | cak itidalde kalmayı, Mata gitüm- ie pe wi me ve işitme sinirlerimde felç hâ- | meyi tavsiye etmektir. Banknot M— sıl olur. Artık görmez olurum, he- | © Musiki artistlerinin sinirlerinin ÇEKLER men hemen hiç işitemem de.. Bun- | bozulmasına büyük bir sebep te, irili mimeiinei dan sonrası baş dönmesi, yarı bay- | halkın hoşlandığı bir musiki bittiği Londra 619— gınlıktır., vakit tekrarını istemesidir. Bir ar- eze SER Bunu yalnız garbin yüksek mu- | tistin sinirleri parçayı bitirinelye Milâno 15 0685 sikisinin tesiri sanmayımız. Bura- | kadar tahammül edebilir, Tekrar Brüksel eş da da ut çalan bir masiki artisti--| istemek onun sinirlerini taham- | | A. Ve nin, öyle titriyerek, göz yaşları dö- | müllerinden fazla yormak demek - in de kerek musiki yarattığını, sonra, el | tir. Vak tekrar istemek artisti | | pre“ sas leri ve ayakları ouyuştuğundan, | takdir etmek demektir, ancak tak- Viyana 4.2342 mezrabı elinden düştüğünü gör- | dir ne kadar büyük olsa da sinirle. | | Med li, müştüm, Onun için Berlioz'un tari- | rin yorgunluğuna, bozulmalarına Varşova 4,1760 finde mübalâğa olmadığına be. | mâni olamaz, Dar yk eri nim kanaatim vardır. Onun için musiki artistlerini din Belgrat 345718 O büyük kompozitör: “Musiki | lediğiniz ve beğendiğiniz vakit al- m. ez bayağı olduğu vakit, yahut yanlış | kışlayınız, fakat tekrar etmelerini | | Siokteim 31338 çalmdığı vakit, der, utanıyormuş gibi kızarırım, Bütün ruhumu âde- EKONOMİ yetlerdeki iş yerleri 2500 kadar tahmin olunmaktadır. İş bürosu, bütün işçilerin beyanname vermeleri ve beyanname uzatmıştır. muhtelif sanayiimizde, fabrika ve i- mesele hakkında ve kanunun tatbikas malâthanelerle, eczacılıkta kullanıl - makta olan mutlak künlün (Alkol ab- | Ni i 'solü) memleketimizde istihsaline çalı- /7! İçin işletmelerindeki işçi sayısmı â* | sılıyordu. Haber aldığımıza güre, zaltarak zahiren kücük küçük cüzü Türk ispirto fabrikatörl a zat, bir Türk kimyageri ile birlikte bu pun tatbikatından kaçanlar arasmda işin halline muvaffak olmuşlar mükemmel birti. İsat etmişlerdir. İstihsal olunan susuz alkolü İnhisar idaresi de beğenmiş ve 'İş kanununun 35 inci maddesinin haf- fabrika ile teahhüde girişmiştir. nü. değişti ri Rıza, Fethi ve Sabriyi seçmiştir. rıncılarla marangozlar idare heyet. kalanı da bankaya lerinin nısfı değiştirilerek — yerlerine Üç aza seçilecektir. Birçok Müesseseler İş Beyannamelerini Henüz Vermemişler İş Kanunu hazırlıkları ilerlemiştir. Şehrimizde ve civar vilâ- vermiyen«- erin ceza görmemeleri için müracaat müddetini 15 Nisana kadar Bazı müesseselerin, çalıştırdıkları | İisçi sayısmı azaltmak suretile İş Kas Jnunu tatbikatından kaçımmağa çalış e görülmüştür. İstanbul İş dai. | ALKOL İresi Başmüfettişi B. Halük, dün ken- Ötedenberi hariçten getirilerek |disile görüşen bir muharririmize bu da şu izahati vermiştir: trafı ir: anuni hakkı iyi anlamadıkla. inden bir itamlara ayırmak suretile İş Kanunu ve|bazı küçük sanat erbabı ve bilhassa safta susuz alkol istih. |kunduracılar vardır. çi Bunları en ziyade düşündüren elhet l ! İtada 48 saatlik mesat müddetldir. af Cemiyetlerinde | Halbuki bu madde hükümleri der. Esn y hal ve umumi bir tarzda değil, Uç se- | Seçim | Bu hafta içinde yeni eri ini yapmağa Fs N af cemi yetlerinden sebze bahçıvan. |edilecektir. Kunduracılık gibi sanat- ti mevcut azasından üçü- lerin hususiyetleri gözönünde buluü- rek yerlerine bahçıvan durularak 7 inel maddeye İstinaden | FI- işin icap ettireceği şartlara tâbi tutul ması da mümkün olacaktır, İşletmelerini parçalara ayırmak puretile kanun tatbikatma engeller çi karmak gayesini güden iş verenler © bakkında böyle alâkadar daireleri yas pıltmağa matuf hareketleri dolayısile cezai tatbikat icrasma mecburiyet hâs 4 . sıl olacaktır. Ri Kaldı ki, hiçbir vakit “10 işçi çan. PU İlsstırmağı icap ettiren, mahiyette | bulunmıyan iş yerlerinden lüzum gö- Sinirler İrillenler hakkında ayrıca bir meli ta bir nefret kaplar. Beni gören, İname çıkarılacaktır. Bunların da ka- affedilemiyecek derecede büyük bİr nunun bütün veya bir kısım hüküme | hakarete karşı çelmiş sanır. Mide- /jerine tâbi tutulması imkânı daima deye hazmedemiyeceği bir şey Sİr- | mevcuttur. ği diği vakit mas en ve TOPLANAN BEYANNAMELER | a mler . İlan vilâyetlerdeki iş yerlerine şi yel eşi iken tılmış bulunan iş yeri beyannamele zik olan, sinirlerinin çabuk müte- essir olacağına hiç Şaşmamalıdır. İrinden İstanbula ait olanların hepsi, Hele bu kadar inceliğe, artistlerin | Bursa ve Kocaelinin ise bir kısmı ia“ çok defa kalabalıkta ve geceleri ça- İde edilmiştir. lışmıya mecbur oldukları için, bü- | Müteaddit defalar yapılan ikazlara yük yorgunluğunu da ilâve eder- İşağmen daha pek çok iş yerlerinin. seniz. meseleyi herhangi bir mali mükelle Bundan dolayıdır ki; musiki ar. |fiyetle ilgili sanarak veya beyanname tistlerinin de, musiki meraklıları - |doldurmakla behemehal iş kanununa nm da sinirleri çabuk bozulur, Baş |tâbi olmak kaygusile beyanname ağrıları, yarım başağrısı, baş dön- |medikleri tesbit edilmiştir. VaR mesi, baygınlık, uykusuzluk, duy - BO R Ss A guların bozulması, çabuk sinirlen- | PARALAR nelik bir müddet zarfında tedriel bir ileri hüğet. iz ve 2 sanayi eğe için başlayan Es. /DUSUSİ usuller tesbit olunarak tatbik arı cemiy me, melankoli onlarda sık sık gö- rülen hallerdir. Sinirler bozulunca, hazım da be- | istemeyiniz, artistin nazik sinirle- rine acıymız.