İğ YARIN AKŞAM $ A R A Y SİNEMASI Parisin büyük operası (Soprano Lürik) 4 LiLY PONS'u Musiki, san'at ve güzelliğin bedil bir ziyafeti olan RÜYALAR DiYARINDA Fransızca sözlü filminde takdim edecektir. Bütün dünya kritikleri; bu filmi, büyük opera ve müsikili filmle. rin en mükemmeli olarak tanımışlardır. DİKKAT: Programa zengin bir tenevvü vermek emelile SARAY sineması; (YÜZÜ DAMGALI ADAM) kahramanı PAUL MUNİ'yi, Mahkemelerde Üstündağ - Hüseyin Cahit Davası Yine Bitmedi .. Dünkü celsede tu pamımdaki his ve heyecan filmini de ilâveten gösterilecek de münakaşalar | RT eee Gİ yapıldı | kendi tahmin ve kanaatlerini bildi mek ve hüküm vermek onun salâhiye- ri parieindedir. Poli ikinci şube mü- İzmit, 6 (TAN muhabirinden) — İstanbul kim sordu? Buram mahkemeyi me a. Valisi B. Muhittin Üstündağ ile muharrir B. e alla ŞÖMİNE Hüseyin Cahit Yalçın arasndaki davaya bu- em mer am rise ye gün de devam edildi. Celse, saat 14 de açıldı. ke silis hi Gl nar 74 Vali B. Muhittin Üstündağın vekili B, Necati, tilzam eder yolda İdare nn etmesi Belediye vekili B, Hâmit, Son Postanın vekili B. Esatla muharrir B. Hüseyin Cahit Yalçın, Akşam gazetesi neşriyat müdürü B. Enis Tah- sin ve vekili B. Hikmet Cemal mahkemede ha- zır bulundular. cok şayanı dikkat olmakla bera'y ıldıktan sonra mahkemenin sorduğu me. mahkeme nazarmda hiçbir kıymet ve Jehemmiyeti haiz olamaz, 5 cevaplar okundu. Akşam gaeztesi Biri- Polis ikinci şube müdürlüğü, husu- #İ tahkikat yaptığını söylüyor, Bu Fasıl tahkikat? Kimden ve ne süret- le tahkik edilmiştir? Gizli tahkikat 1? Böyle bir söz mahkemeye kanant lığı altmda “Akşemer” rümuzile G- kan yazınm kimin tarafından yazıldığı hakkındaki kendisine böyle bir şey sorulamıya, bile mukabele ediyordu. Istanbul müddel o umumiliğ verebilir mi? Mahkeme huzurunda her şev alenen cereyan etmek iktiza eder. Binsenaleyh, bu cevabım hiçbir kıymeti yoktur, Bay Necati tarafmdan mahkemeye Yalçm ve Akşam gazetesi aleyhine belediye reisi B Muhiddin Ustündağ tarafından Matbuat Unan 30 uncu maddesine tevfikan açtırılmak istenilen hu- kuku umumiye davasınm reddi hakkındaki müdde! umumilik kararmın İzmit ağır cez İ»raz edilen gazete, geçen celseleröe, Pelediye reisi B. Muhiddin Üstündağ mahkemesi tarafmdan da tasdik olun Guğunu bildiriyordu. (tarafından da ibraz edilmişti. Benim POLİSE GÖRE., “Akşamcı,, sütünündak! yazılarla hic »lâkam kalmadığına dair bir ilân da #ıkmıştı. Bununla güva, makaleyi be. | rim vazdığımı isbat etmek istivorlar, İPişünmtvortar ki, bövle bir ilâna lü- Polis ikinci şube müdürlüğü tara- fından gönderilen tezkerede, zabıta (tarafından icra edilen tahkikatı hikâ- İ ye ediyordu. Müdürlüğün tezkeresine | güre, keyfiyet, B. Necmeddin Sadık - Kİ TAN İkirde, h ge Tüst, Bugünkü program İstanbul; Öğle neşriyatı: Sant 1 riyatı: Sa, 240. pe musiki, 12,80, Ham azı mali 1280. Ha zi g kire Akşam neşriyatı: $ masikisi, 193, Bimen Şe manikisi an Türk musikisi 15 ekl rleri ve ikla sololar, Ğİ ari tarafından Tür arkadaşları taraf Türk balk şarkları, saat en son ve büyük temsi 2218 Günün program özü Senfonik Konserler; ünih: Filârmonik takımının kons munikisi), 22,40. Roma: Senfonik vE ilizarın kararı dün verilmedi. |: m kik Güttüğü bir kan davası neticesin. â de bundan sekiz ay kadar evvel Arap camlinde İbrahim adında birisini öl-| * türen Gülizar isimli kadınım muha- «emesine dün devam edilmiştir. İdam | 2 alebile mahkemeye sevkedilmiş olan Şülizar hakkmda henüz tetkikler bi-| 2 irilmediği için karar verilmemiş ve kararın tefhimi 10 mayısa birakıl- raştır. iafit Konserler; 13,10. Bükreş Piük ile 17.30. Va karışık mesi sı, 18. BÜ Kapıltüy 18,50. Büt 20. Bresinu: Robsf le), 20,00. prn ova: Karışık 0 on, 21,10. Budapeşte: O: Leyli rma, Beethoven), 22. Bireslii inin bandana, koro veeaiti Radyo orkestrif ik orkestra konseri, 788 21.30. Bükreş: Piya Ölvamız siki, 20,20 Bükreş; Sesli kuartet (Brahms keman, şark, (Sonatlar), 22,30. Paris Pp, Şarkılı oda musikisi: r Eroinci Mahküm Oldu ki oln satmak ve kullanmaktan suç | ru « Şükrü isminde biri ihtisaş| (Viyola ve mahkemesinde 6 ay hapise ve 60 lira |x'lâr. 22. Vars ; yan& resital, para cezasma mahküm olmuştur. iie MMA 19.10. Bükreş t el İle çalmacsk piyi yanoda tk kişi). 1680 rr: 19, Budapeşte Keman soratiafi ği ceva. Cahit Vali B. Ustündeğın vekili dünkü celsede söz aldığı sirada 20,45, Bükreş, 21,1 Breslau, 24, Budapeşte: 2 Tin, 23.30, Ber (pâk ile), 24,1 NÖBETÇİ |—(—(—(( ECZANELER Bu gece Eminönü set, Beyazıt matya; Sarhoşluk Suçlusu Bir Karı Koca Kumkapıda seyyar satıcılık eden vri ile karısı Ojeni, rezalet çıka- racak derecede sarhoşluk suçundan vakalanarak Beyoğlu cürmü meşhut mshlemesine verilmişlerdir. rm hissedilmiz olması bile benim Is. nde bir delildir. Demek “Aksamcı, le başkalarıda yazıyorlarmız :ki, bir karışıklığa mahal olmasm di-| ye İlâna mecbur oluyorum YANLIŞ BAŞLAMIŞ | Zaten bu tahkikat meselesi, yanlış fi kilde başladı. İstanbul milddei Yaz â ir köt) ikame edildikten sonra burada maka- yar iğdla, tahkikat talebinde bırlunmı- | , İk be müdürlüğ bur kaldı. M ri İ inci şube müdür! va mecbur kaldı. Makamı âliniz, ih- ig e Mast rey etmemiş olmak için bu tale, | İstanbul eski polin müdürü Şerif kalenin B. Hüseyin Cahit hi, kabul etmek ıztırarmda bulundu. | Akalınla İstanbul belediyesi sicil ka-| tarafından yazılmış olduğu ne- © * asi | i çıkarıyordu. Halbuki hicbir tahkikata mahal yok- (emi kâtibi Hakkı Akalının anası Ke ir merhum Bay Hasan Kızı Beyan | ş VEKİLİNE GÖRE. . Şimdiye kadar yapılan tahkilat-İş B. Muhiddin Ustündağın vekili B. hiçbir netice çıkmamıştır. Hiçbir) Ayse dün ölmüştür. Cenazesi büyük İ © Necati, bu cevaplara karşı şu mütale- sey sabit olmamıştır. Binaenaleyh, da |bir kalabalıkla Aksaraydaki evinden Ayı serdetti: ha ziyade ya kaybedilmiyerek İ9e | kaldırılarak Eyüpte namazi kılındık- Kanunun mânasmı tayin hakkı, mamıştır. Bu bapta âmme Şahidi Beklen vE İleelişi rice ederim. - İten sonra rad Bazidi ekber betçi olan Nisason, Al Cemil, tar Teofilos, EMRE LÜM HARERLERİ İn. Haka üz Ri a Ba ———— — —— İRidayet, Şişli: Maçka, Hasköy Nesim Asem Kasımpaşa: Müeyyet Beşiktaş Ciheti: Nail Halit, Ortaköydet Ortaköy, Arnavutköyde Miltiyadi, Bebektef İ Merkez eczan Sarıyer ciheti Yeniköy, Boyac Talar yazıldığmı, fakat mezkür fik. rayı kimin yazdığmı söyliyemiyeceği Kadıköy: Eski lde de Üçler ecz Büyükadada Şinasi, Dün İzmit mahkemesinde davacılar birarada : Merkez eczaneleri. karköyde: çım tarafından yazıldığına şüphe kal-| B. Hüseyin Cahit Yalçm, bütü Kadıköy Su Şebekesi Için a-İmltaleslara şu mukabelede bulundu mahkemeye taallük eder. Kanun, bu|me ede suale cevap vermek lilpumunu âmir -İCahit Yalçın tarafından Volarak mahkemeye şu gazete | ği ha dir, Hilâfı, pek ihmalkâr bir hareket-İbir del “tir. Binaenaleyh bu cevapla kararımı. İfıkrasmı takdim ediyorum. di edilen bu fıkra, B. Hüse , şimdiye kadar icra e-İyin Cahidin artık Akşamcı imzasi! riz. Makalenin B. Hüseyin “— Mahkemece keyfiyetin vaaıtasile tahkikine karar verilmedi. de, evrak, her nasılsa polis mü- e hayale olunmuş. Buna, yazıldığma (Mahke- |dük Jehemm cak değilim, Yalnız ikinci şube 'nü- anlamak istediğiniz | vazılan yazılarla hiç alâkası kalma-İdürlüğünün tezkeresini pek şayanı : tayin ve tavzih etmiştir. Makalenin B. Hüseyin Cahit Yal-İti,) Ve sanki kocasile onun arasındaki münasebeti bil- mez gibi davrandı. Bir tek odada oturuyorlardı. Ortağı gebe kaldı. Nazlı iki üç yaşmda kadar olmuştu. Melek doğdu. Melek doğarken; Huriye, Fatoşa bir kız kardeş gi bi yardım etti, Doğan çocuk sakat doğdu. Iki bacağı biribirine do Janmıştı. O zaman mahalleli: “Huriyenin ahı tuttu. Huriye inkisar etti.,, dediler. Bodur Fatoş... Bir sene sonra hastalandı müthiş bir mide hastalığı idi bu., Acıyor, sızlıyordu. “Çıban var,, midesinde diyordu maheljleli.. “O kadar rakı iç. miş bu mide nasıl sağlam kalır, Hep söylenilen söz- der bu idi, Fatoş yatağa düştüğü zaman Osman İşinden çık- muştı. Huriye çalıştı. Hem iki çocuğa hem Osmana ve hastaya o baktı, Hem de mecburmuş gibi en ufak bir şikâyet et- meden, Mahalleli: “Bu karı delidir. Aptaldır,, dediler. Sabah kalktı şafakla işine gitti. Akşam geldi has- tayla uğraştı. Müteessir olmadı mı?.. Üzülmedi mi ?.. Kocasmm Fatoşu kendinden ve Meleği Nazlıdan çok sevdiğini gördükçe içinde bir isyan duymadı m:?... Bu kadar iptidal, bu kadar hayvan mıydı?. Kimbilir?... Huriye içinin sirrmi hiç kimseye vermedi, Bir ba- yal gibi bir gölge gibi yaşadı. Bir hayal bir gölge gibi yaşıyor. Fatoşun ölümtünden sonra Meleği bir parça bile 'hırpalamadı. Onu Nazlım sirtma bağlayıp tütün deposunun ka- pısımda bekletti. Ne Nazlıya, ne de Meleğe karşı fazla müşfikti, Fa- © kat hiç sert te olmadı. İkisi beraber büyüdüler. © Fatosun ölümünden sonra Osman pek perişan ol « “du. Asıl içkiye o günlerde bu kadar dadandı. Gece- Teri gözüne uvku girmiyordu. Fatoşunun ölümünü dığına dair olan bir ilânından ibaret- |dikkat bulduğumu söylemek İsterim: Zubıtaya havale olunan şey, tahki- No, 77 aklından çıkaramıyordu. Bir taraftan işsizliğin candan bezdiren fecaat! bir taraftan karısının felâketi onu sersem ve perişan bir hale getirmişti. Huriye onun rakısma da para yetiştirmiye çaba- Jadı. Erkeklerin yüzüne karşı “iş yok, diye, kapanmış olan fabrika kapıları erkek ücretinin ancak nısfına galıştırılan kadınlar için açıktı, fakat gitgide kadın işçi de “İş yok,, sözüyle karşılaşmıya başladı. Fabri - kalar çocuk arıyorlardı “yirmi beş kurus. gündelik- le çalışacak çıraklar, karı kocasının, evlât aaasının elinden ekmeği aldı, Açık gözlü insanlar karıyı kocaya evlâdı (anaya musallat etmişlerdi. Nazlı on üç yaşmda dokumaya girdi. Huriye tütünde eski ücreti alamıyordu. Gündelik- ler seneden seneye düşüyor. Türünde bile bu böyle oluyordu. Nazli erkeği çalışmıyan bu eve bir destek oldu... Ve işte Nazlı annesine yardım etmek için on üç ya- şındanberi bir makineye bağlandı. On üç yaşındanberi Nazlı her sabah güneş doğar ken işinin başına gitti. Akşam güneş batmca, işin- den çıktı. Tam on üç yaşındanberi Nazlı güneş açlı- ğı çekiyor. e Huriye sigarayı çoktan attı. Başmı kaldırdı. Gö- ğe doğru baktı. Gecenin, yıldızlarla delik, deşik olmuş (kapkara, örtüsü uzun zaman camekânda kalmış ta rağbet gör- memiş bir kumaş gibi kırçıllaşmıya başlıyor. Uzakta bir horoz ötü; zabıta | yet vererek bir mesele yapa-| TALİK EDİLDİ Bay Enis Tahsinin vekili Hikmet| .yi..i Cemal de davanın beyhude uzadığını | ir desinin mesulleri tayin ettiğini ayrıca bir mesulü müdür aramak Ün acıda da bulunmadığını bildirdi. »| di, Iasımı sordu sine defnolunmuştur. ve matbuat kanununun 27 İnci m, MEN pm ve mütalen etmek üzere evrakı İste. Mahkeme dosyanm middetumu. “Riyaset, müddeiumumiden müda-|miliğe tevdiine katar verilerek cel - Müddelumumi, tetkik |86, 13 nisan salı gününe talik edildi. Proje Kadıköy su şirketi satın takdirde, ne suretle ider ol gösterir bir proje kenin yenileştirilme: sini de temin edecek Ankaraya gönderil; fıa Vekâletince tet Allah rahmet an bu proje Proje Ns k olunacaktır. e ———— mm m Yazan: SUAT DEKVIŞ Bitişik odadan; derin bir uykuya dalmış bir erke- ın horultuları geliyor. Ve kapisi açık duran karşı odada. hâlâ ipiltiler, halâ hıçkırıklar işitiliyor. — Fazilet, Paziletim. Huriye odaya giriyor. Kerardski kerevetin üzeri- ne bağdaş kurarak oturuyor, dirseklerini dizlerine dayıyor. Yüzünü avuçlarında saklıyor. Çok mu yoruldu? Uyuyor mu? Bir şey mi düşünüyor. . . Sabahın ışıkları odaya girdiği zaman Huriye adın hep ayni vaziyette. —1 — Nazlı.. Nazlı kalk bakalım. — Oo£. Birak beni. — Nazlı haydi fırla,, Fırla.. Geç kaldık. azlı, yatağın içinde, homurdanarak öteki tara- fa dönüyor. Fakat Sabriye onun başucunda, onü omuzlarından silkiyor, — Geç kaldık diyorum sana.. Haydi doğrul ba- kayım, Nazlı isteksiz, isteksiz yatağın Içinde doğruluyor. Ve çirkin bir küflir savuruyor. Ve yarı aralanmış gözlerle şaşkın; şaşkın odaya bakıyor. Uykusunu almadığı için bütün vücudu, bütün mafsalları ağır bir şey altında ezilmiş gibi sızlıyor. Avuçlarınm içiyle gözlerini uğuştura ( uğuştura esnerken dünün hatıraları birer, birer başında can- lanıyorlar. İkinci bir esneyişle beraber gözlerini tamamile ayan Nazlı, kenarda bir karyolada Sadberk nin bir erkek çocuğu ile beraber yattığını Sabriye saçlarını taramakla meşgul... Dün gece babasını eve sarhoş gelişi, bir dokuma çarşafın altında cansız yatışı.. Bu hayal biribirine karışıyor. Eliyle alnmı sıkarak: — Hiç uyumamış... yor. Sabriye: — Ben ölü gibi uyudum doğrusu diyor sabaha kadar sizin geldiğinizi bile beni uyandırmasaydınız duymıyacaktım. Sadberk teyzenin kendisin! belinden tutup eve ka dar götürdüğünü hatırlıyor. Döndükleri zaman idare hâlâ yanıyordu. Fakat sönmiye başlamıştı. Gazyağı bitmişti. Melek yatak» ta ağlıyordu. Sarhoş babası da horluyordu. Nazlı bütün kinini, şahsi infiallerini ona müthiş tesir eden bir ölüm karşısında unutabilen basit bir halk çocuğu safiyetiyle Meleğin yatağınm yanma geldi. Gitmeden evvel bu odadan hiç bir sahne miş kadar bir saat evvelini hatırlamıyan bir — Sana acmacak bir haberim var Melek, dedi, Çok feha bir haber.. Ge.nç kız, ağlamaktan şişmiş ve kızarmış gözleri- ni ablasına kaldırmış. Göz bebeklerinde bir endişe- nin kıvılcımı parlıyarak: — Hayırola.. Nedir? Diye sormuştu. — Hiç te hayır değil. Neresi havır aZunh Tari. let çocuğunu doğururken ölmüş Melek ağlamaktan ufalmış gözlerle baktı, — Yok canım. Dedi, Bir şey söyliyemedi. Gözlerini yumdu, Sadberk teyze: Faziletin fi Uykumu alamamışm di geçme ablasma (Arkas var)