«3-937 KUMAND bi ZAR LATIRALARI Emekli General | Emin Anlatıyor avazı çıktığı kadar: “Zito Diya - dohon!,, diye bağırışıyordu.. Diya. dohon yani velihat... Yanya Rum- ları, şehre giren kumandanm Yu . nan vellahdi olduğunu sanıyorlar. dı. Bir yandan, askerin : mukaddes kilise suları serpilmekte, bir yandan da çiçekler, konfetiler, serpantinler atılmaktaydı. Bir gün evveline kadar Osmanir hükümetine karş sadakatlerinden bahseden Rum tebaal sadıka kabı. a sığamıyacak derecede c0$ Kapıkarakolu ef. > tadı, elinde buyrakla giden e. Mir zabitini İân çevirdiği gün. lerde Yanya, bü- Yük bir iaşe buhra- Bi içinde idi. Efra. da, o da pek güç Hükle 0 Bram misir ekmeği Yerilebiliyordu. Kaleyi, cenup, tark garp istikametlerinden Yunan as. keri sarmıştı. Şi- Malde ise Arna tar idiler, Hiç bir taraftan tehre zahire Mak imkfinı yoktu. armdaki ele geçi. musırla beyaz yolun. üzeri ancak ve kumandanmı kışlaya ge. kadar, Yunan isyan halir tirinciye yürüyen ben mi - yim, yoksa hayaletim mi, farkede. miyordum. Son derece de mütees - sok. sir olmuştum. Umumi ha- orgenera nin Harp bahsine girmişti Korgeneral Emin tıralarma devam etti z — Büyük harp koptuğu zaman, ben Kafkas cephesinde idim, Ge. yazdığ y Suçoş beni bekliyordu. Kendir rek askere dağıtılmaktaydı. Fa - kat gitgide, mısır da kalmadı, nıttım. Birlikte çenlerde hatıralarını iz Korgeneral Galibin erkân:harbiye reisliğinde bulunuyordum. Bu va. zifem bir sene kadar devam etti Salâhaddin GÜNGÖR (ari r) Liralık rafıma şöyle bir baktım si öle lunun iki ği b canlarmda üşünüyor, kendini hissett le Mehmetçikler, vel, vatan hizmetini ölümü, teslim olmıya tercih edi - yorlardı Yanya dü mavi beyaz bay donanmış. tı. Halk, pen 1 erden, kapılardan Büyük ştlikten sonra, şehi ki kışlada, eli ayağı tutar ancak nefer kalmıştı » ye giren Yunan kuman. kışlayı gezerken hay retini gizlemiyerek — Yanyayı aylardanberi müd fan eden kuvvetiniz bu muydu ye sordu : Ayni Yunan topcu hücum cephesi olarak kabul ettik. leri Pijan: (100) bin mermi attıklarını bana söylemişti Velihat Kostantin, gez - dikten sonra, refakatinde gelen ec. nebi ataşemiliterigrinin ve harp | muhabirlerinin bu mmtakaya gir - mesine müsâade etmedi. Çünkti Pi, janiyi hayallerinde dehşetli suret - te büyültmüşlerdi. Sonradan kendisiyle güm hakkı sever bir Fra tinin dediği gibi, Pijani, taş yığmlarından ibaretti. Ancak, gunu da bilmeli ki, Yunanlıları, ay. Yarca bırakan kuvvet bu taş kumandanı azma, Pijeniyi görüştü - ız zabi - bir takım yığı taş yığnlarmın ar- kasımda yılmadan harbetmesini ar- len kahraman ve fedakâr Mehmet- giklerdi anya civarmda bütün arazi kayalıktı. O zaman için tastan başka siper yapacak vasıta gız yoktu ; anlılar, Pijani istihkâmları. nın önünde okadar uğraşmışlardı ki bir aralık kendi büyük topları yetişmediği için, daha evvel dü - gen Preveze kalemizdeki ağır top - ları getirerek bize karşı kullanmı. ya mecbur olmuşlardı Resim Numarasi sk Şe Burada her gün böyle bir resim göreceksiniz ve bu re simler otuz tane olacak. Siz 60 darbumesellik listedebu resmin darbımeselini bulu; numarasını © günkü kuponun (darbımesel numarası) hanesi- ne yazacaksınız. Otuz resim bitince bu kuponları ayrıca resim numaraları ile darbımesel numaralarım karşılıklı gösteren bir liste yapıp iz ve adresinizle ve mümlsünse bir de fotoğra- irlikte 20 Nisana kadar idarehanemizde müsabaka Yanya hatıralarımı bitirmeden evvel, size burada üzerime aldığım çok elim bir vazifeyi de anlatmak isterim Kaleyi teslim almı nan fırka kumandan: girecek askere bizim tarafımızdan yol gösterilmesini istemişti. Kol. ordu kumandanı beni münasip gör dü. | Belki yabancı bir dil bilmem, bu- na sebep olmuştu ir asker için bundan daha B ağır bir hizmet olamazdı. Ne yapmalı ii, mağlüp idik. Gözi mün yaşmı içime akrtarak, kaleden cıktım, Yunan fırka kumandanı ya gelen Yu çoş şehre Numaralı resmin ait | olduğu darbımesel 27 No. EE NN Müsabakamız Bu resim hangi hangi darbımesele aittir? 6O darbımese a TAN A| NLA ARIN | Mektebin genç talebeleri ritmik dansa çalı şıyorlar... Ankaradaki Tivatro Mektebinde Calısma On altı genç Parisin sahnesini yaratacaklar , (Tan muhabiri ya rn bir mektep: An bi. Bu mektepte 16 ham istidat sahip mt rın elinde ay te, bu gençlerdeki gizli kabili san'atkârmın yüksek vasıfları ) — 16 talebeli Tiyatro Mekte. beynelmilel şöhrete lardanberi işlenm ye ra lerden y çıkarılmak nberi devam eden tetkikler, r, verilen raporlar, husasi ka çeye konan masri hep bu mi Yeni e bağlanan ün rosunu hazırlıya bugünkü mektep cak olan mütevazz Talebelerden birkaçı mektep elbiselerile m Hasan Cemil tarafın. n bir sah, lebe okur, Haftada saat det zörürler. Dersler: San'- Li o tarihi, Türk edebi- ) ve almancadır. Bu ders şında da ve bilhassa ritmik danslar ge 4 — Aç vavuk kendim wrpa ambarında lerin kafa bakımından olduğu kada gm lakin z ve bakımmdan da sahnenin isteğ 3 — Anlıyana sivrisinek saz, anlamıyane| Zi şart! davul turna && İ dilmemiştir emi defa kuru lan Uskudar geçti. İM aba çü senet me $ — Balık 6 — Bal yun 7 — Bedava 8 — Bej rmak bir olmaz İSİ ayara birler sesinin en kıymetli unsuru, şüphesiz 10 — Bülbulun çektiğr dik mmış Âli İM — Dalmasını bilmiyen o: kk e birakıp sıçından dalar ttir. Çok sem. Damdan düşen ba patik mütehassıs, Türk talebelerinin İ görgüsüzlük, yanlık telki , yerle miş kötü kanaatler yüzün ve açığa çıkmak için mü İve zemin bulamamış kabiliyetleri ü. de daha çok bir baba sefkat Davulun sesi Uzi Demir tavında ger Derslerin okutulma kıraat yaptır. Denize düşen Yılana sarllır sıkıcı değildir ş tercümesine çalışıyordu İki genç sahnede, Fvanz Mur ile ar, Öteki ar- kkatle der- akip ediyor. Bu, hayli güç bir pas den tej kavuşma ihmal 6- ve bittiği zar ybert'i biz. başımda görüyoruz. yanyana getirilmesinden n bir sıranm kemlenin dana yüzü jestler için ne Şi etimizde ilk üzerine dair un »sil ediyorsunuz Ö kendi lerinin inanıyor. Ar 1 da hayalperesttir, fakat or yalperestliği bir başka o, macera zevki a dünyay teşe vermekten çekinmiyecek karake terdedir ve ha nden başka bir kıymet tanımaz.., la değil, çok sey zusunun verdiği bir alâka ile karşı. liyorlar ve hareketlerini derhal ona göre düzeltiyorlar. Yine “Haydutlar, Eybert seyircilerin arasın yor — Bu sahneyi yeniden yapalım, iz bir çocukluk muz. Yüzünüğ Fakat Gözle, ırmak gecen sakin bir s u söylyeni dokur köyden dar. El elden üstündür. Eskı tarak eski tas Evdeki pazar çarşıya aym. Eyreti sta binen çabuk Gülme komşuns gelir başır Gülünü seven dikenin de sever, Hamama giren terler Her horoz kendi çoplüğünde öter Her gün papa pılâv yemez. Her kozun kendi bacağından asılır | Horoz ölür görü çöplükte kalır Horoz çok olan yerde sabah ge gar, İı ürür. kervan yürür İtle dalaşmadan. calıyı dolaşmak evlidir Kel baş şimşir tarak. Kendi düşen ağlamaz. Keskin sirke kabına tarar, Koyun bulunmıyın yerde Abdürrahman Çelebi derler Mahkeme kadıya mülk olmaz. Mart iceri pire dısarı Minareyi calan kılıfın» tarı, eserler üzerinde İ mak gibi kuru ve B ir giyaretçi mektepte gördük. lerini şöyle anlatıyor “ — Karl Eybert'in dersine girdik Doğrudan doğruya temsil ekzersizle ri bu derste görülür. Profesör Al Şiller'in meşhur “Haydut. ta kendi 2 ocuklar, hatalarmın bu meş hur mütehassıs tarafmdan tenkit edilmesini ası man gairi keçiye yerinde an rin m hazırlar. — Öfke ile kalkan sarar Param veren düdüğü — Persembenin gelişi ça: bellidir. Bel gifler kum kalır Serçeye cubuk beredir. Su testisi so yolunda kırılır. — Sütten ağrı yanan yoğurda Üflüye çek yer. — Tas verinde ağırdır 48 — Tencere yuvarlanmış, kapağını but muş Testiyi kıran da bir. m getiren de. Tilkinin dönün dolaşıp gideceği yer kürkeü dükkânidir. Unmadık tay ben yarar, Ürümesini bilmiyen & eririr. Örümünü ye de bağını sorma Ürüm üzüme baka kararır. — Yalancmın memo yatay» kada yanar. X. yapıdan kalmaz. Yavaş atım tekmesi pek olaf. — Yörük at yemini arturır — Zenginin parası rüğürdün çenenin yorar, — Tükür olan #ürünmekten, ayaz nine kaummak evlddir, hatranızı anla! ireilere dönüktür. leri görmiyeceksiniz > bir bahçe, tabiat manzari lediklerini hi smızdan geçmiş gibi ginız. “ seyi - de içinden kücük yeşil ağaçlarile nmalıdır tıpkı ken: anlat dü. usiki Muallim mektebinin içim de kendilerine ayrılan sınıf iz! rüye kor 1 sahnelerinde gencin, yarmki b nda dolduracakları boşluk büy İleri Türk san'ati davasında büyülü Prof. sör Karl Eybert ve tiyatro bir adım daha atılmıştır. profesörü Bedrettin Etem Kemal Zeki