alan Italyan kalecisi. Oliviari için teklif Son günlerde spor teşkilâtının eden başlıca mesele bunun nereye bağlanacağı meselesidir. velce de haber verdiğimiz gibi teşkilâtın işler! yeni yapıldı mukadderatını şiddetle alâkadar Ev- en ziyade Maarife rap- tedilmesi fikri ileri sürülmektedir. Ancak henüz Kültür Bakanlığı bu hususa muvafakat etmiş değildir. Muhakkak olan bir şey varsa oda mukadderatını alâkadar e- dbirlerin alınması arefesinde bulunduğumuzdur. Mevsuk haberlere göre, Spor Ku rumu Başkanı General Ali Hikmet bir mektup göndererek tekrar işinin gelmek arzusunu izhar eti ve faaliyeti için bazı şartlar da ileri 5 ştür, Diğer taraftan 1 mart tarihli (Ku. run) refikimiz'bu işin her şeyden ev- vel bir “baş,, meselesi olduğu nokta- 8 tutarak spor işlerinde görü. ermek için bu iş- yaset etmiş ve muvsf fak olmuş olan Ali Sami ile İnhisar. Ali Rana Tarbandan biri- nin ve bilhassa Ali Rana Tarhan getirilmesini ileri sürmekte ve sözle rini şöyle bitirmektedir: “Spor teşkilâtımızın en düzenli ve #omere verir zamanlarından biri İnhi sarlar Vekilinin başında bulunduğu sıraya kaydolunabilir. Rana Tarhan, bizzat bir sporcu ve sporcu olan ve olmıyan üzerinde saygı telkin eden bir şahsiyettir. Vekil sıfati ile taşıdığı yüksek iti- mat bu işteki idare ihtısasını kuvvet lendiren bir âmil yerins geçecektir. Usullü çalışması kısa bir zamanda bu işlere bir çeki düzen verdirebilir. Spor işleri için tecrübe edilecek çok kimse hatıra gelebilir. Ve ihti. mal bütün bu tecrübeler muvaffakı- yet verebilir. Ancak Rana Tarhan şimdilik bizi bütün bu tecrübelerden müstağni bırakır, Bizim de ihtiyacı- mız onadır. Bu İsimleri spora bir aşk ile bağlı bir bilgili ve görgülü arkadaştan hiç bir neşir düşüncesi olmadan anıyor. sporu bir memleket meselesi bilerek bunu hükümetin yüksek başkanına arzediyoruz.,. Yunanlı Güreşçi Galip Karilerimizden bir güreş merakli #min radyodan alarak bize verdi; ümata nazaran Yunan güresçi Cim Londos, dünya ikincisi Mahone Yi 3 saat 4 dakikalık bir çarpışmadan #onra mağlüp etmeğe muvaffak ol. muştur. Ankara "Kömür Turnuvası Ankara, 2 (TAN) — 26 Martta a- çilacak olan beynelmilel kömür ser- gisinin devam ettiği müddet içinde Ankarada bir futbol turnuvası tertip €illecek, mükâfatlı bir at koşusu ya- pilacak ve bir sergi gazetesi çıkarı- Yacaktır. Dostluk kupası Finali B.İT.O.K.den: İ 24 şubat 1937 çarşamba günü ya- pılması lâzım gelirken havanın fen lığı dolayısile tehir edilen dostluk ku. pası final maçı T mart 937 pazar gü- nü Güneş ve Beşiktaş arasında yapı. lasaktır. 1 — Maç Taksim stadyomunda oy. nanacaktır. örü Bay Eliott” 3 — Maça saat 15 te başlanacak , Final maçı oldu; kalındığı takdirde yarım saat temdit vardır. 4 — Fiatler: Balkon 100, tribün 50, iye 25 kuruştur. Bu maçi çiz evvelce dağılan devetiye kilip biletleri muteberdir Müli Küme Nasıl Kurulacak ? Ankarada Yeni Kararlar Verildi Ankara, 2 (Tan muhabirinden) — Istanbul, Ankara ve İzmir futbol klüp leri arasında milli kilmeye girecekle- ri tesbit etmek Üzere Halit Bayrağın reisliğinde bugün yapılan toplantıda tesbit edilen esaslara göre, milli kü- me, İstanbuldan 4, İzmir ve Ankara- dan da 2 şer klübün iştirakiyle 6 klüp arasmda teşkil edilecektir. Klüpler srasmda 11 marttan 7 temmuza ka- dar birincilik müsabakaları yapılacak İtir. Evvelâ şehirler kendi takımları larasında birinciyi seçecekler, bunlar arasmda şehirler arası maçla- rı yapılacaktır. Birincilerle ikincile- re kupalar verilecektir. Müzakereler» varım a devam edi- lecektir. ve sonra İci: Sesta (Avusturya), üçüncü: Mon. İ ci: Adamek i Vogl (Avusturya), üçüne Avrupa Milli Takımı | yapılırsa. İtalyada çıkan « Gazettn della ı Sport, spor gazetesi &i bir !cetvelle Avrupa futbol yıldızların be ciliğe kadar slacakları d leri itayin etmiştir. Cetveli neşreden ga- izete İtalyan olduğundan bilhassa hü. cum hattına lâyık gördüğü oyuncu. ıların birinci derecedekilerini hep İ-| talyan futboleüileri arasından seçmiş. | tir. Vâkıa İtanyan muhacimlerinin yartıcılığı ve canlı oyunları merkezi | Avrupa oyuncularından fazladır. Fa, kat bu listede yer alanlarin kıymet- neşret mek İcap e yalnız canlı oyunu tarafından kıy - metlendirilmesi pek doğru olmaz zan- nımdayız. Maan diğer hatlara münasip görülen Avrupa oyuncuları nm isimlerini ve milletleri tanimak bizim için de çok faydalıdır KALECİLER: Birinci: Hiden (Avusturyalı), ikin. ci: Planiçka (Çekoslovak), üçüncü Jakob (Alman), dördüncü: Bizzoz- zero (İsviçreli), beşinci; Olivleri (İ- talyan). TT er MÜDAFİLER: Birinci: Allemandi (İtalyan), ikin. zeglio (İtalyan), dördüncü: Müzen. berg (Alman), beşinci: Burger (Çe. koslovak), | YAN HAFLARI: Birinci: Nausch (Avusturya), Ikin- (Avusturya), üçüncü Dudas TYügoslav), beşinci: o Lozar (Macar). Birinci: Sarosi (Macar), ikinci Moch (Avusturya), Öğücü! Jordân (Avusturya), beşinci: Goldbrumer (Almanya). SAĞ AÇIKLAR: Birinci: Pasinati (İtalyan), ikinci 15 (Macar), lovak), dördüncü SAĞ İÇLER: Birinci: Meazza (İtalyan), ikinci Duhart (Fransız), üçüncü: Vineze (Odacar), dördüncü Stroh (Avustur. Kloe (Çekoslovak) ya). MERKEZ MUHACİMLER: Birinci: Sindeler (Avusturya), İ- kinci: Piola (İtalyan), üçüncü: Brai ne (Belçikalı). dördüncü: Bakhuys (Holanda), beşini: Sitfling (Alman. ya). l SOL İÇLER. | Birinci: Ferrari (Italyan), ikinci: Szepeu (Alman), cü: Jerusalem (Avusturya), dördüncü: Nejediy (Çe koslovak), be: Toldi (Macar), SOL AÇIKLAR: Birinci: Colswssi (İtalyan), ikinci: *ath (Al man), dördüncü Vytacil (Çekoslo- vak), beşinci: Urban (Almanya). Bir zamanlar İngiltereye karşı bir | Avrupa milli takımı yapmak düştinü. Tüyordu. O proje kabul edilmiş olsay. dı, Avrupadan çıkarılacak milli takı- ma hangi milletlerin en fazla oyuncu verebilecekleri de şu cetvelden aşağı | yukarı hesaplanabilir. Bu listede dikkati celbeden nokta. lardân biri de Avrupa futbol yıldızla. rı arasında şimdiye kadar şöhretleri "Türkiyede fazla yayılmamış olan Al- man puneularınm fazla bulunuşu - dur. ANKARADA BOKS MAÇLARI Ankara, 2 (TAN) — Ankara boks kllibü, 21 Mart pazar gecesi şehir bah gesinin kışlık salonunda bir boks mü- sabakasi vaparaktır. M ayısm sonlarma doğru Çars koy gelmiştiler. Bu, Natalyanın ilk seyahati idi. Mos - kova yolu, Petersburg » Bütün bun lar Natalyayı candan elâkadar 6 diyor, onu çocuk gibi sevindi du. Puşkin de memnundu. Dü; patırdıları, düğün yorgunlukları ar tık sonuna ermişti, ye Seloya gelir- gelmez lizeyi zi. yarete koştu. Genç talebeler çabucak etrafını aldılar.. Koridor. ları gezdiler, Puş. kin yatakhanede#' on üç numaranın önüne geldiği za. man az da. ba ( ağlıyacaktı. İvan Puşkin is mi yerine biir baş. $ ka isim yazılmıştı Kendi höcresini görmek bile iste - medi, Kaçtı. Puşkin Çarskoye Seloda Kalipin caddesinde Katayef isminde nin evini kiraladı. Bu ev büyük A- leksnadr sarayları arasında bulu - nuyordu, Sütunlu ve ixi'katlı idi. Şerbetçi “otlariln örtülen o bal konundan yol görünüyordu. Evin, taş merdivenlerle ifitlen güzel bir leylâklı bahçesi vardı. Saray henüz Petersburgtan ta - şınmamıştı. Bunun için Çarskoye Selo sakindi. Natalya Nikolayev - nanın canı #ikılıyordu. Puşkin eve üğü zaman onu birçok defalar dizlerinde örgüsü uyuyakalmış bir halde bulurdu. Puşkin karısmı meş gul etmek için şiir ve yazılarını 0- kumayı tecrübe ederdi. Fakat Na- talya bütün bunlara karşı lâkayıt kalır, esnemesini güçlükle zapte - derdi. Şair karısını alnından öper kendi çalışma odasına, yukarıya çıkardı. Yarı yatar bir vaziyett öğ lene kadar çalışırdı. Pencerelerde perdeler yoktu. Güneş bol ışıklari - le odayi doldurur. Puşkinin uzan- dığı kanapeye kadar gelirdi. Pu kin bunun farkmda bile olmaz yaz dığı kâğıtları birbiri ardınca yere atardı. Zaman zaman alâka İle ba- şını kaldırır: Bilinmez netden, W- zaklırdan gelen piyano ve şarki seslerine kulak verirdi. Fakat bir anda bunları unutur, sesler kaybo- lur, şair yine yazısına dalardı. Gn dumanları yavaş Ya” vâş odeyı kaplardı. Bu i- rada merdivenden çıkan bir syak sesi duyar, sahibini derhal tanırdı: Karısı Natalya. Natalya, giyinmiş bir halde, Puş- kini gezmek için çağırmıya gi - mişti. Puşkin elinden kalemini bıra kır, yarı açık duran eaketinin düğ melerini ilikler, beraberce parka doğru yollanırlardı. Puşkin karısı- nin koluna girerdi. Natalya, kısa etekliği, omuzlarına kadar inen İn ârl buklelerile bir kızı andı - rırdt, Parkta, gölün kenarında gezinir lerdi. Natalya kalabalıktan ve ha reketten pek hoşlanırdı. Şair, kendi lerine dikilen mütecessis bakışlar arasından geçerken karışmın ku» lağına eğilir, kendi kısa boylulu- ğunu telmih ederek: “Bunlardan alçak olmak bana çok ağır geli - yor..., diye şaka ederdi. Karısı Püş kinin bu sözlerini duymazdı bile.. Halkın kendilerine gösterdiği derin alâkanm başdönmeleri içinde yo- Tuna devam ederdi. Bu gezintiler İ Natalyanm hirleiir eğlencesi ; ; ; ; ; ; ee al HİKÂYE Yazan : Anatol Şişko Karantina rare "Yine melânkoliye tutulmuşsun! dikkat et: Melânkoli koleradan beterdir. Bi- ri yalnız vücudü öldürür. Öteki ise ruhu....,, Hey, Puşkinden rtık saray da gelmiş, Çarsko ye Selo canlanmıştı. İşte böyle bir günde Puşkinin kapısı şid detle çalındı. İçeri şair Jukofeki girdi. Şişmanca vücudile, solgun et li yanaklarile; çekik gözlerile, Ju- kofski, bir protestan. papasını an - dırrvordu. Natalyanın. elini öpen Jukotakı gozlerini kırpıştırarax ev rafa komplimanlar yağdırmıya baş ladı. Puşkin büyük bir sabırsızlık içinde kolera hakkmda malümat istedi. Rusyanın birçok şehirlerine konulan karantina onu çileden ç- kartıyordu, Puşkin bem balkonda dolaşıyor hem şunları söylüyordu: “Bütün Rusyayı karantinaya ko- yamazsınız!,. On altı vilâyet bir - den kordon altına alınamaz!,. As- keri kuvvetlerin yardımı olmaksı zın tatbik edilen karantina bir taz yik vasıtası olmaktan ileri geçe - mez?..,, Tenbel tenbel piposunu çekişti- ren Jukofski söylenenleri dinler, se sinl çıkarmazdı, Bu hal Puşkini büs bütün -kızdırıyordu. Puşkin Ju - kofski ile beraber bulunduğu za - manlar kendini biraz başka türlü hissederdi, Halbuki İvan Puştinle, ve yahut ölümü bir ateş gibi içini yakan Delvig,ie geçen zamanlar böyle mi idi?. Jukofski Puşkinin ne geni arkadaşı, ne de yaşıtı Sonra Jukofskinin, halkın e karşı gösterdiği alâkasiz lık ta Puşkinin pek fenasıma gidi. yordu. Fakat Jukofskinin kızı Ros- set daha başka idi. Puşkin onunla daha iyi anlaşabiliyor, ondan $i- kılıyordu. Puşkin Rossetle ko - muşurken - Jukofskinin yanında ol duğu gibi - sarfedeceği her söze dik kat etmek mecburiyetinde de de- ğildi. Bir gölge gibi Rossenin pe- şinden ayrılmıyan Gogol, bu acayip ve tuhaf genç te Puşkinin dostla - rındandı. Natalya da Rossetle dost tu. Puşkin bu vaziyetten çok mem Durdu. Ronset sabahları erkenden Puş- kinin evine gelirdi. Puşkin yuka- Tıdan, kendi odasından karısile Ros set arasındaki o hergünkü muhave- reyi işitirdi: — “Sen bana değil, kocama gel- âin!. Haydi öyle ise yukarı çi Rosset gülerek şu cevabı verir - di: — “Tabl! sana değil kocana gel dim. Kıskanıyor musun ?. Hoş ben ce hepsi bir; İster Jukofski, ister Pletnov, ister Puşkin olsun. Haydi yukarı çık ta Puşkinin serbest o- lup olmadığını bana haber ver!,, Bu konuşmayı kendi odasından dik katle dinliyen Puskin: — “Gelsin, gelsin!,, Diye seslenir ve neşe içinde, R“ seti karşılamıya koşardi. Rosset mütebessim bir belâ” her şeyin darma dağınık durduğü şairin çalışma odasına girerdi. P” taplar, kâğıtlar, defterler, gur” buraya, gelişi güzel koltukların, napelerin üzerine atılmıştı. Pen&” reler açıktı. Rüzgâr, defterleri, ö“ Zınık kâğıtları hafif hafif oyns' yordu, Etekliğini düzelten, köşedeki kanapeye otururdu. M8 rengile,koyu siyah gözlerile Rot âdeta eski Yunan tiplerini andı dı. Rosset çok basit giyinirdi. tün hareketleri, kendine güven bir güzellik sade ve tabil hareki leri idi. Rosset akıllı ve dikkati di. Puşkin onun tenkitlerine kıymet verirdi. Küğıtları arasnda kaybolan PUf sorardı: — Nasıl, temizliğe başlıyal mi? ki e hemen okumıya başlard” Basın: bir yana eğen RO” set Puşkini dikkatle dinlerdi. kin süratle okur, şiirdeki tektiler* elile refakat'ederdi. Rosset, on inin içine bakardı: Açık m?” ba Kavi zaman koyulaşır# kararır ve bir w vilcim gibi parlarlardı. Bunun İçi? dir, ki, Rosset bu ışıldıyan gözlet” “Kkıyılera,, adımı takmıştı. Puşkin bugün her zamandan (# ia müteheyyiçti. Şair okumasını v tirdiği zaman genç kız dedi kl: “© Ben bugün, videttiklerini 9 mıya gelmiştim. Puşkin dural: Elile alınma vurarak: — Evet, evet, dedi, elbette... F kat sonra. Ve geniş adımlaris © danm içinde dolaşmıya başladı. za vâdeltiği defterin serleviu okudu. Serlevha sansürden ge” miyecek kadar sertti. Kosşet Puşkinin pek hoşuna # den bir kelime söyledi. Puşkin k kahalarla gülmiye başladı. R: ellerinden yakalıyarak merdiv€ başma kadar götürdü; karısın lenmiye başladı: — Taşenka, Taşenka, bak ba Rosset ne hikmetler savuruyor. Natalya Nikolayevna aynan karşısında yeni şapkasını prova * mekle meşguldü. Başını bile çevif miye lüzum görmeksizin biraz 8 ğuk bir tavırla arkadaşma: — “Nekadar bahtiyarsın, deği ben sana gıpta ediyorum.,, Rosset şaşırdı: — Bana mı, dedi, niçin? — “Sen kocamı ziyarete gelğ” ğin zamanlar o bambaşka bir oluyor. Adeta şenleniyor. Halbı benimle yalnız bulunduğu zama” lar esnemekten başka bir şey Yö? MIyor., i Puşkin karısının sözünü kesti: — Saçın, dedi, ben şimdi on ir okuyorum. Natalys can sıkıntısı ile ilâve ü: “Aman Allahım, bu sürleri* le beni nekadar bıktırıyorsun, kin!,, osset, ürkek bakışlarını #8 ire çevirdi. Puşkinin yüzü âdeta kurşunileşmişti: Dudakları titriyordu. Fakat 6 bucak kendine hâkim oldu. — “Affet, dedi, sen bunları b mezsin!, Ben bunları senin yapi” da okumamıştım... Rossete Sönen Puşkin: (Arlene Sa 10 Sü, 3 İİ |